28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 23 Nisan 2015 EDITÖR: HAYRİ ARSLAN haber 13 2003’te HSBC, İngiliz Konsolosluğu ve iki sinagoga El Kaide’nin Türkiye yapılanması tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırıların firari sanığı hakkında karar çıktı Beklenti HP dışında parlamentodaki üç parti seçim bildirgelerini açıkladı. CHP sosyal demokrat (sol) bir parti olduğunu kanıtlayan hiçbir çevrenin beklemediği bir bildiriyle başta AKP’yi, medyatik kamuoyu sözcülerini şaşırttı. Sosyal kimi sorunlara çare üreten bildiriyle CHP bu seçimde yerinde sayacağını varsayanları yanılttı ve kuşkusuz önemli bir hamle yapmış oldu. AKP’ye gelince, 350 sayfalık bildirisi, bugüne dek yaptıklarıyla övünen, yapamadıklarını yapmayı bol keseden vaat eden sıradan bir belge. Bu birbirine ters düşen iki bildirgeden sonra merakla beklenen kuşkusuz bu seçimin en çok üzerinde yorumlar yapılan partisi HDP’nin açıklayacağı seçim beyannamesiydi. HHH HDP iki eş genel başkanın; Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş’ın açıkladığı beyanname sade vatandaşın anlayacağı; iktidara geleceğini değil, muhalefette de sürekli izleyeceği vaatleri içeriyor. Anadilinde eğitim, bölge meclisleri oluşturulması, valilerin seçimle gelmesi, halkların ihtiyaç duyduğu öne sürülen özerklik modelleri, Diyanet’in kaldırılması, oy verme yaşının 16’ya indirilmesi gibi vaatler... Kuşkusuz iki vurgulama dikkati çekiyor. “Bizlerin anayasasında başkanlık sistemi asla olamayacak.” “Parti her koşulda silahsız çözüm ve demokratik siyaseti savunacak.” Bu iki vaat ortak vatan vurgusuna dayanıyor. HHH Fakat HDP’nin vaatlerinden çok, partinin yüzde 10 barajını aşıp aşmayacağı en az iki aydır yoğun biçimde hemen her çevrede, özellikle TV programlarında tartışılıyor. Aylardır savunduğumuz görüş bu tartışmaların özü. Zira yapılan hesaplara göre HDP’nin barajı aşarak 60 ve daha fazla milletvekiliyle parlamentoda yer alması… en büyük darbeyi 400 vekil hayal eden AKP’ye vuracak! O kadar ki bu darbe AKP’nin yeniden tek başına iktidar sevdasının sonu olabilir. Bu nedenle daha bugünden doğmamış çocuğa don biçiliyor. Koalisyon hesapları yapılıyor. Fakat kuşku yok bu seçimde HDP gerçekten AKP’nin kâbusu. Nedense ve herhalde AKP yaptırdığı anketlerden aldığı duyumla HDP’nin barajı aşması veya aşamaması olasılıklarından ihtiyatlı bir dille söz edebiliyor. Tabii HDP’nin barajı aşamamasını içeren temennilerle. HHH Oysa siyaseti ve toplumu tepedeki tek adam zorbalığından kurtarmanın bugün için öne çıkan tek çıkış yolu seçimde HDP’nin barajı aşarak Meclis’e girmesidir. Aksi halde AKP, HDP’nin çıkaramadığı milletvekillerinin üstüne oturacak; hak etmediği çoğunluğu sağlayacak! HDP’nin barajı geçmesi veya geçememesindeki incelik bu noktada toplanıyor. Tabii bir an önce AKP’den (RTE’den) kurtulmayı bekleyen ve umut edenler için… HHH HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, basının sorularını yanıtlarken baraj konusuna ihtiyatlı bir üslupla, “Barajı rahatlıkla aşabilecek motivasyonu yakaladık; barajın çok üstündeyiz demek için erken. Ama barajın altında değiliz” dedi. Partisinin oylarından HDP’ye kayma olasılığı iddialarına karşın; “HDP’nin parlamentoda bulunmasının önemli olduğunu” söyleyerek demokratik bir tavır sergileyen ve böylece HDP’nin barajı aşmasına karşı duruş göstermeyen, hatta destek veren bir hava içinde konuşan tek lider Kılıçdaroğlu. HHH Olası gelişmeler özgür ve demokrat bir ülke beklentisini özetliyor. 12 yıl sonra müebbet stanbul’da 1520 Kasım 2003’te HSBC, İngiliz Konsolosluğu ve iki sinagoga El Kaide’nin Türkiye yapılanması tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırıların firari sanıklarından Burhan Kuş, saldırılardan 12 yıl sonra “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın tamamını veya bir kısmını ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek” suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Olaydan sonra kaçtığı Irak’ta yakalanan ve Türkiye’ye iade edilen Kuş, ifadesinde, “Olayla doğrudan ilgim ve alakam yok. Bir suçum varsa o da Habip Aktaş’ın yanında çalışmaktır” dedi. Kuş, Ebu Gureyb Cezaevi’nde alınan ifadesinde ise El Kaide’nin Türkiye yapılanmasının lideri ve CANAN saldırıların organizaCOŞKUN törü olduğu iddia edilen Habip Aktaş’ın isteği ile bomba yapımında kullanılan gübreleri nasıl temin ettiğini detaylı bir şekilde anlatmıştı. Saldırılardan sonra yurtdışına kaçan Aktaş’ın ise Irak’ta öldürüldüğü iddia edilmişti. İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle tutuklu yargılanan Burhan Kuş katıldı. Burhan Kuş, hakkındaki suçlamanın asılsız olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Ebu Gureyb’de Amerikan askerlerince yapılan işkence tüm dünya tarafından bilinmektedir. Ebu Gureyb’de alınan ifadem bu nedenle geçersiz sayılmalıdır. Irak’ta İ M ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldım. Ancak Ebu Gureyb’deki işkenceler nedeniyle yeniden yargılandım ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezam 5 yıla indirildi. Irak gibi bir ülkede hukuksuz sayılan Ebu Gureyb tutanaklarının, Türkiye gibi hukuk devleti olan bir ülkede aleyhime delil olarak kabul edilmesi hukuken skandaldır.” Hakkındaki El Kaide kamplarında eğitim almak için yurtdışına gittiği iddiasının asılsız olduğunu öne süren Kuş, hiçbir zaman kamplara gitmediğini söyledi. Kuş, Habip Aktaş’ın yanında maaşlı çalışan bir şoför olduğunu kaydederek, şöyle devam etti: “Olayla doğrudan ilgim ve alakam yok. Kastım olmadan, bilmeden bazı şeylere karışmış olabilirim ancak ey lemin içerisinde bilerek ve isteyerek yer almam mümkün değil. Bir suçum varsa o da Habip Aktaş’ın yanında çalışmaktır. Amacım, çalışıp para kazanmak, çoluğumu çocuğumu geçindirmekti. Yıllar sonra bu mağduriyetimin bir an önce sonuçlanmasını beraatımı ve tahliyemi talep ediyorum.” Dosyayı karara bağlayan mahkeme, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın tamamını veya bir kısmını ortadan kaldırmaya teşebbüs etiği gerekçesi ile Burhan Kuş’u ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Verilen cezanın Burhan Kuş’un geleceği üzerindeki etkisini dikkate alan heyet, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını, müebbet hapis cezasına indirdi. AKP’yi İndirmenin Adresi CHP’dir! HP dışında Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin tümü seçim bildirgelerini açıkladı. Medyadaki genel algıya bakıldığında en çok gündem oluşturan bildirgenin CHP’ninki olduğu görülüyor. CHP’nin önünde şimdi, kaynaktan kadroya kadar bu vaatlerini nasıl ve kimlerle yerine getireceğini toplumun en geniş kesimlerine anlatma sorumluluğu var. Anadolu’nun kahvelerine, semt pazarlarına kadar ulaşan CHP bildirgesinin hem ciddi bir destek aldığı hem de öteki partiler katında telaş uyandırdığı dikkati çekiyor. Bir söz vardır; ne kadar büyük doğruları söylersen söyle, söylediklerin halkın anladığı kadardır. Geçmişte AKP’ye oy veren seçmenlerin bir bölümünün CHP’nin vaatlerini anlamaya ve inanmaya çalıştığını birebir sahada gördük. HDP’nin vaatleri ise Türkiye partisi olma çabasının tipik bir yansıması. AKP’nin bildirgesi, matbaaya giderken düşen boşluklar doldurulduktan sonra tamamlandı. Eğer Davutoğlu, “son eklemeleri ben yapmamıştım, araya birisi koymuş” demezse AKP’de seçmenin karşısına bu bildirgeyle çıkacak. HHH Siyaset gündeminin son dönemdeki ana konusu şu: AKP oylarındaki erimeye karşılık hangi parti ya da partiler yükseliyor, AKP iktidarının sandığa gömülmesi hangi koşulda gerçekleşir? HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bu denklem üzerinden kurban keserek şu saptamayı yerleştirmeye çalışıyor: “AKP tek başına iktidar sınırında, HDP barajı geçme sınırında.” Bu denklemi Türkçeye çevirdiğinizde Demirtaş şunu söylemeye çalışıyor: “Ey Türkiye’nin AKP iktidarından bıkan kesimleri, bu hükümetin sandığa gömülmesi bizim barajı geçmemize bağlı.” HDP’nin böyle bir siyaset üretmesi elbette hakkıdır. Risk alarak girdiği seçimlerden, güçlü çıkmak isteyecektir. Ancak, gerçek denklem bu değil, şu: CHP’nin yüzde 31’den itibaren alacağı her yeni oran AKP’nin iktidar koltuğundan düşme olasılığını güçlendiriyor. Bir başka deyimle CHP oylarının 30’ların üzerinde olması demek, AKP oylarının da 40 bandında olması anlamına geliyor. Bu da AKP’nin çıkaracağı milletvekili sayısını kesinlikle 300’ün altına indiriyor. Olasılık hesaplarını çeşitlendirince AKP 260 270’te kalıyor. Seçimlere 1.5 aylık bir süre kaldı. Dalgalanan gündem, bugünkü hesapların tümünü altüst edebilir. CHP’nin ana hedefi tek başına iktidar. Yukarıdaki olasılıklar gelişmeleri olabildiğince tarafsız izleyenlerin paylaştığı görüşler. HHH Türkiye’de seçmenin ortalama yüzde 15’lik dilimi seçimlere 3 ay kalana dek oy vereceği partiyi netleştirmez. Bu dilimin ana özelliği kararının başına “Bu sefer” ibaresini koymasıdır. Gözlemlerimiz o ki bu yüzde 15’lik dilimin yüzde 5’i kararını netleştirdi. Ortada çok belirleyici olmaya aday yüzde 10’luk bir dilim var. Bu dilimin aslan payını alan seçimin de aslan payını alır. M Kırmızı bülten çıkarılmıştı İ stanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmanın ardından El Kaide’nin Türkiye yapılanması içinde yer aldığı iddia edilen 72 kişi hakkında dava açılmıştı. El Kaide’nin Türkiye yapılanmasının lideri ve bombalı saldırının organizatörü olduğu öne sürülen Habip Aktaş, Saadettin Aktaş ile Burhan Kuş’un da aralarında bulunduğu 6 kişi hakkında yürütülen soruşturma dosyası ise ayrılarak haklarında kırmızı bülten çıkartılmıştı. Irak’ta yakalanan Burhan Kuş, tutuklu bulunduğu Ebu Gureyb Cezaevi’nde ifade vermiş, El Kaide’nin özel yetkili üst düzey yöneticisi olduğu öne sürülen Louai Sakka’yı Ebu Muhammed ismiyle teşhis ettiği ortaya çıkmıştı. Kuş ifadesinde, eylemlerin organizatörü olduğu iddia edilen Habip Aktaş’ın kendisine canlı bomba olması için teklifte bulunduğunu ancak kabul etmediğini söylemişti. DHA Üsküdar’daki ‘Kâbe’ kaldırıldı Üsküdar Belediye’sinin Kutlu Doğum Haftası sebebiyle yaptığı Kâbe maketi İstanbul Ülkü Ocakları’na bağlı yaklaşık 100 kişilik grup tarafından dün protesto edildi (sağda üste). Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da “Kâbe maketi etrafında tavaf büyük vebal” diyerek tepki gösterdi. Tartışmaların ardından maket kaldırıldı. Üsküdar Belediyesi tarafın dan yapılan yazılı açıklamada da “Kutlu Doğum haftası programları kapsamında, Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi bahçesine kurulan Asrı Saadet Köyü maketlerimizi, bizden yoğun istekte bulunan diğer kurumlara göndermek için sökmek zorunda kaldık. Alanı ziyaret edenlere İslama aykırı davranışlarda bulunmamaları belirtilmiş ve bu tür hal ve tavırlara asla müsaade edilmemiştir” denildi. Haber Merkezi Almanya’daki 20 sanıklı Deniz Feneri davasında karar aşamasına gelindi Duruşmada ‘yakalama kararı’ tartışması Yine karar çıkmadı CANAN COŞKUN Dalan ameliyat oldu duruşmaya gelmedi rgenekon ana davasında kararla birlikte dosyası ayrılan ve hakkındaki tutuklama ve yakalama kararının kaldırılması ile 10 Mart 2015’te Türkiye’ye dönen İSTEK Vakfı Başkanı Bedrettin Dalan, dava kapsamında ilk kez hâkim karşısına çıkacağı duruşmaya rahatsızlığı nedeniyle katılamadı. Dalan’ın avukatları, müvekkillerinin bel fıtığı ameliyatı olduğunu ve tedavisinin devam ettiğini belirtir raporu mahkemeye sundu. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya Bedrettin Dalan ile emekli Tümgeneral Mustafa Bakıcı’nın da arasında bulunduğu 5 sanık katılmadı. Duruşmada Bedrettin Dalan’ın avukatlarından Celal Ülgen, “Davanın ana dosyası (ErBedrettin Dalan genekon) halen Yargıtay’dadır. Dönmesi çok uzun zaman alacaktır. Mahkemeniz ya ana dosyanın dönmesini bekleyecektir ya da mevcut dosyada gerekli araştırmaları yapması gerekecektir. Savunmanın alınacağı celsede bazı teknik imkânları kullanmak istiyoruz. Bunu mahkeme temin edemediği takdirde biz temin edeceğiz. Tüm bunlar dikkate alınarak yeni duruşma gününe başka bir dosya konulmamasını talep ediyoruz” dedi. İSTANBUL (Cumhuriyet) Cihan muhabiri: Gözyaşım meslek için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın katıldığı programda ‘akreditasyonu olmadığı’ iddiasıyla yakapaça dışarı çıkartılınca ağlayan Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabiri Hüseyin Aydın, “Hayatımda ilk kez kendimi böyle biçare ve savunmasız hissettim. Ben o gün kaybolan meslek etiği için gözyaşı döktüm” dedi. medyaradar.com’dan Alev Gürsoy Cimin’e konuşan Aydın, önce GSM operatörünün PR şirketinin görevlilerinin engeli ile karşılaştıklarını, tartışma sürerken Cumhurbaşkanlığı’ndan gelen bir görevlinin kendisini önce içeri davet ettiğini ancak daha sonra tekrar dışarı çıkarıldıklarını anlattı. Aydın, “Diğer gazeteci arkadaşlar neden bu duruma tepkisiz kaldı?” sorusu üzerine “Ben gazeteciyim, yıllardır bu işi yapıyorum... Şimdi insanlar bize çalıştığımız kuruma göre davranıyorlar. Gazeteci arkadaşlarımız bile son dönemde atılan ‘paralelci’ ifadesini kullanıyor. Belki şaka için yapıyorlar ama biz kaldıramıyoruz bunu artık. Ben isterdim ki tüm meslektaşlarım bu duruma tepki göstersin, bu olaya müsaade etmesin. Beni en çok yıkan da meslektaşlarımızın yanımızda durmamasıydı” dedi. l Haber Merkezi lmanya’daki Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturmanın Türkiye ayağında yargılanan Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman ile eski RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın da aralarında bulunduğu 20 sanıklı davada karar aşamasına gelindi. Savcı mütalaasında, Karaman ve Akman’ın da aralarında bulunduğu 16 kişi hakkında beraat kararı verilmesi istenmişti. İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Mehmet Gürhan’ın da arasında bulunduğu tutuksuz yargılanan 7 A Akman Karaman sanık katıldı. Savcının mütalaasına ilişkin görüşünü açıklamak için söz alan Deniz Feneri Derneği Almanya İflas Müdürlüğü vekili Avukat Mehmet Doğan, savcının beraat kararı verilmesi yönündeki talebi kabul etmediğini söyledi. Avukat Doğan, “219 muhtar adına sahte imza atılmış ve mühür basılmıştır. 119 kişi hiç yardım almadığı halde yar dım aldı belgesi düzenlenmiştir. Bu husus savcılık makamınca göz ardı edilmiştir. Mahkumiyete yeterli delil vardır. Cezalandırılmalarını talep ediyoruz” dedi. Zahid Akman’ın da arasında bulunduğu bazı sanıkların avukatı olan Ersan Şen “Biz hep, ‘hodri meydan, belgeleri ortaya koyun’ dedik. İşte gelinen nokta bu, somut delil yok” dedi. Şen, 2007’den bu yana davanın siyasete malzeme edildiğini öne sürerek, “Deniz Feneri ismi olmasaydı, Cumhurbaşkanı Erdoğan olmasaydı böyle bir dava olmayacaktı. ‘Asrın davası’ değil ayrıca böyle bir dava yok. Önce delillere bakmalısınız” dedi. Mahkeme heyeti karar verilmek üzere dosyayı incelemeye alarak duruşmayı erteledi. İSTANBUL E Sanatçı Turan’dan ifade KPSS’de 28 kişi aranıyor Gezi Direnişi sırasında polisin attığı gaz kapsülünün başına isabet etmesi sonucu yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın ölümünün 1. yıldönümü için hazırlanan “Berkin için 11 Mart’ta hayatı durdur” videosunda yer alan sanatçılara başlatılan soruşturma kapsamında sanatçı Hüseyin Turan şüpheli sıfatıyla ifade verdi. Turan suçlamayı redederek sorumluların bulunması için dikkat çekmeyi amaçladıklarını söyledi. l İSTANBUL/Cumhuriyet 010’daki KPSS’de soruların örgütlü olarak sızdırıldığı ve kopya çekildiği iddiasıyla yürütülen soruşturmada gözaltına alınan şüphelilerin Ankara Emniyeti’ndeki işlemleri sürüyor. 78 kişiden yakalanan 50 şüphelinin 15’i sorgularının ardından serbest bırakıldı. 35 kişi ise ifade verdi. Zanlılara, soruları kimden ve nasıl aldıkları, Fetullah Gülen örgütüyle bağlantıları olup olmadığı soruldu. Suçlanan 28 kişi ise halen aranıyor. l ANKARA / Cumhuriyet Bürosu 2 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle