27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 20 Nisan 2015 EDİTÖR: CANER ÖZTÜRK TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ haber 13 İktidar dili istedi Kılıçdaroğlu adayları uyardı: Artık muhalefet dilini bırakın HP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını birlikte dinlediğimiz CHP’nin seçim bildirgesini hazırlayan kurmay ERDEM ekipten bir isim, “KılıçdaGÜL roğlu artık ana muhalefet lideri olmak istwemiyor. Muhalefet lideri olarak son günleri. Okuduğu bildirge ile iktidar hedefini koyarak muhalefete veda etti” değerlendirmesini yaptı. 7 Haziran seçimiyle ilgili hesaplar baştan beri HDP’nin barajı aşıp aşmayacağı sorusuna kilitlendiğinden CHP, uzun süre gölgede bir parti görüntüsü verdi. Kılıçdaroğlu, partisinin görünür olmasını sağlayan en önemli adımı, adaylarının yüzde 80’den fazlasını önseçimle belirleyerek attı. Dün Kılıçdaroğlu, CHP’nin seçim bildirgesini adaylarının da ilk kez görücüye çıktığı toplantıyla açıkladı. Bildirgede, klasik solsosyal demokrat partilere özgü siyasal mesajlardan çok farklı toplumsalsınıfsal kesimlere yönelik somut vaatler ön plandaydı. Kılıçdaroğlu ne zamandır üstüne basa basa, “4 yıl için yetki istiyorum. 4 yıl bizi işbaşına getirin, AKP’nin 13 yılda ülkeye verdiği hasarı tamir edelim” mesajı veriyordu. CHP’nin seçim bildirgesi de bu söyleme paralel hazırlanmıştı. CHP’nin bugüne kadar kendisinden ve örgütünden de kaynaklanan nedenlerle ulaşamadığı, dokunamadığı kesimlere seslenen bol ve iddialı vaatler de içeren bir bildirgeyi seçmene sundu. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını bildirgeyi hazırlayan ekipte yer alan CHP’li bir kurmayla birlikte izledik. CHP’li kurmay, Kılıçdaroğlu’nun bildirge ile ne demek istediğini aynen şöyle aktardı: “Kılıçdaroğlu 5 yıldır CHP’nin genel başkanı. Konuşmasında kendisi de sık sık ilk kez çok farklı bir bildirge ile seçmenin karşısına çıktığımızı açıkça vurguladı. Yani durumun bu kez çok değişik olduğunu, içine en çok sinen bildirgenin bu olduğunu kendisi bizzat söyleme gereği duydu. Bildirgenin ruhuna baktığımızda Kılıçdaroğlu, ‘Ben artık ana muhalefet liderliği dönemini tamamlıyorum. Artık ana muhalefet lideri olmak istemiyorum’ diyor. Aile sigortası, emeklilere çifte maaş, yoksullara konut parası, kredi C Acil Yardım İktidarı ürkiye güneşi arıyor. Özgürlük arıyor. İnsanın onuruyla kazanacağı, güvenlik içinde yaşayacağı bir gelecek arıyor. Dünyanın en büyük 18. ekonomisi masalıyla değil, yollar köprüler yaptık edebiyatıyla değil, akıl ve bilim ile, teknoloji ve yüksek değer üretimiyle, sahip olduğu insan gücünü seferber ederek, üreten bir ekonomi inşa ederek, dayanaşarak ve hakça bölüşerek, yoksulluğu yok ederek yarınını nasıl kuracağını arıyor... Acil iş, acil insanca yaşam! Acil demokrasi! Acil onur! Acil gelecek... Kaybedecek bir saat yok, insan isyan içinde! Kılıçdaroğlu böyle bir geleceği vaat eden bir bildirge ile halkın önüne çıktı dün. Bir yandan Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını dinliyorum, öte yandan önümdeki 50 sayfalık ama çok daha ayrıntılısı 150 sayfalık “Seçim Bildirgesi 2015” devasa metninin ise sabahtan beri bilgisayarda sayfalarını çeviriyorum! Bu çalışmada büyük emeği olan Sencer Ayata ile önceki günkü uzun sohbetimizde diyordu ki: “Günü kurtaracak politikalarla Türkiye hiçbir yere varamaz, daha da batarız, dünya öyle bir yere geldi. Biz Türkiye’nin bundan sonra üzerinde yükseleceği tepeden tırnağa çağdaş ekonomi ve insan, hukuk, demokrasi, hak ve özgürlüklere dayalı bir ülke inşasının ana iskeletini kuruyoruz...” İktidarın bugüne kadarki tüm seçim bildirgeleri bir çöptür. Oraya adeta yapacaklarını değil, yapmayacaklarını yazıp durdular. Asla açıklamadıkları yapacaklarını ise ani baskınlarla Meclis’te gerçekleştirdiler. Hiçbiri programlarında yoktu... Kılıçdaroğlu’nun özgüvenini izliyorum, öngörülen büyük iskelete bakıyorum, şüphesiz diyebilirsiniz ki şu bu niye yok... Özellikle siyasetin özgürleştirilmesi, ahlakileştirilmesi ve milleti ekonomik olarak rahatlatacak ekonomik önlemlerin hemen alınması konusunda, programda yapılmayacak bir şey yok gibi. Kılıçdaroğlu bir hesap adamı; şüphesiz programın bütününün dört yılda gerçekleştirilebilmesi olanaksız, ama gerçekten ciddi, kararlı, taviz vermez bir uygulama ile, Türkiye’de yapısal bir ekonomik, demokratik ve siyasal dönüşümün gerçekleşeceği orta vadeli bir döneme damga vurabilir. 13 yıldır hiçbir yapısal sorunu çözmeyip yeniden ekonomik ve siyasal krize ülkeyi geri döndüren bir iktidar, 300 milyarlık bir ekonomik hacimden 800 milyar dolarlık ekonomik hacme yükselttiklerinden bahsediyor. Elinde başka bir şey yok. Aradaki 500 milyar dolar farkın hesabını vermiyor, bu Türkiye’nin toplam dış borcu! İktidarı devraldıklarında 150 küsur milyar borcu düşerseniz, basitçe, 350 milyar dolar ülkeye giren yabancı para ile ekono T miyi büyüttüler diyebiliriz. Ama karşılarında şimdi bir kapı duvar... Gördüğüm kadar Kılıçdaroğlu’nun ülkeyi yeniden inşa programı, adeta bir Demokratik Devrim kokuyor. Hayır abartmadan söylüyorum. Bu programın, hepsini değil, ana hatlarını gerçekleştirecek bir Türkiye, çok önemli bir eşik çizgisini atlar. CHP’nin 4 ayaklı stratejisinin ilk ayağı katılımcı, üretici bir ülke. Üretim ayağa kaldırılmazsa, bu ülkede hiçbir şeyi gerçekleştiremezsiniz. Para bulamayınca dışarıdan, krize girersiniz. Bakınız bugüne. 17’nci büyük ekonomi, ama insani gelişmişlik endeksinde 69’unculuk, büyük yoksul, büyük demokrasi ve insan hakları açığı, vizyonu olmayan bir ülke demek. Barış, özgürlük, demokrasi, birbirinin kuyusunu kazan değil, hedeflerde birleşen bir milleti yeniden kurabilir mi yeni bir iktidar. Eğer böyle bir amaç varsa, tabii ki. En önemli ve uzun vadeli stratejik vizyon, ülkeyi Bilgi Toplumu ülkesine dönüştürmek. Şüphesiz bunun için birkaç iktidar dönemi gerekli. Katma değeri yüksek bir ekonomiye dönmek zor bir süreç. Ama bu zorluğu göze almadıkça bu ülke, sürünür. Üniversitelerin bilgi üretici kılınması ve bölgesel değil sektörel teşvikler, yüksek katma değerli ekonomiye geçiş olmazsa olmazı ekonominin. Bu amaçla eğitimin de bugünkü kepaze durumundan ve liderin oğlunun sultasından kurtarılması şart. İnsanı ve eğitimi özgürleştirmezseniz, Bilgi Toplumu’nun yanına yaklaştıramazsınız Stratejik diğer bir nokta sosyal devlet; bu açıdan devlet güçlendirilecek ve toplum arasında hakça bölüşümü ve dayanışmayı gözetecek. Milletin bağlarını güçlendirmenin başka yolu yok. Kılıçdaroğlu bütün bu kazanımları güçlendirecek, halka hizmet edecek bir devleti yeniden inşa olarak ülkenin önüne koyuyor. HHH Bütününe bakıyorum, hepsi olabilirlikler içinde. Vizyonu olan tüm iktidarlar, “Türkiye’ye hemen derhal acil yardım” kategorisinde daha fazlasını bile gerçekleştirebilirler. Yeter ki iste! Evet “Türkiye’ye acil yardım iktidarı” gerek! Türkiye’ye demokratik devrimini gerçekleştirecek bir iktidar ve program gerek. Temel soru: İktidara gelebilmek ve bunun da ötesinde, iktidara geldiği saatten itibaren, ne yaptığını ve eylemlerinin ana sonuçlarını bilecek kadar bilgi üretmiş bir siyasal bilinç, yüksek bir hızla çalışma... Böyle bir örgütlenme var mı? Tabii, iktidara gelince tüm Türkiye’yi saracak ulusal büyük bir heyecan yaratmazsanız, bir şey yapamayabilirsiniz. Ülkenin önünü açacak demokratik programa destek veriyorum. 4 ayaklı strateji Eski başkanlarla yan yana oturdu Kılıçdaroğlu salonda eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile yan yana otururken CHP liderinin öbür yanında ise eski genel başkanlardan Hikmet Çetin ile Altan Öymen yer aldı. Buna karşılık önceki Genel Başkan Deniz Baykal, Antalya milletvekillerinin bulunduğu bölümde oturdu. Kılıçdaroğlu’nun konuşması öncesinde yapılan anonslarda da partinin eski genel başkanları Atatürk, İsmet İnönü ve Bülent Ecevit’in isimleri anıldı. Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ Yapısal dönüşüm Muhalefete veda gibi borçlarının faizlerinin silinmesi gibi vaatler iktidar hedefinin ifadesidir. Kılıçdaroğlu muhalefette gün sayar gibi konuştu. Bugün 7 Haziran sonrası iktidar hedefiyle muhalefete veda etti.” CHP’nin tek başına iktidarı gibi bir hedefin gerçekçi olmayacağını CHP’liler de kabul ediyor; ancak son günlerde CHP’de en çok konuşulan hedef, koalisyonla da olsa iktidara gelmek. Gelmezse ne olur, onu 7 Haziran sonrası göreceğiz ama Kılıçdaroğlu da iktidar hedefine kilitlendiğini bildirgeyi açıkladıktan sonra basına kapalı bir toplantıda bir araya geldiği milletvekili adaylarına şöyle seslendi: “Kampanya süresince muhalefet dili kullanmayın, iktidara gelecekmiş gibi bir dil kullanın. İktidar söylemi geliştirin. Tablo karanlık; ama umut verici olun. Gereksiz polemiğe girmeyin. Bizim yapacaklarımızı anlatın. Örneğin kömür yardımını küçümsemeyin. AKP’nin oy aldığı seçmen için ‘Kömür yardımı alıp AKP’ye oy veriyorlar’ demeyin. Biz iktidarımızda sosyal yardımları daha da artıracağız.” Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu kelime olarak bile geçmedi. Kılıçdaroğlu, vekil adaylarından da aynı yönde kampanya yürütmelerini istedi ve “CHP kahvelerine gitmeyin, CHP’nin oy alamadığı yerlere gidin. Onlara anlatın. Cebinizde emeklilere vereceğimiz çifte maaşın noter belgesi ve AKP’nin yabancı işçi çalıştırma yasası da bulunsun” uyarısında bulundu. l ANKARA Cumhuriyet Erdoğan Davutoğlu yok Seçim barajı kalkacak CHP bildirgesinde ‘gurbetçilerin kendi vekilini seçmesi’ öngörülüyor HSYK; hâkimler kurulu, savcılar kurulu olarak ikiye ayrılacak. CHP’nin eğitim konusundaki seçim vaatleri arasında, öne çıkan zorunlu eğitimin 13 yıla çıkarılması olacak. Yeni sistemde 1 yıl okulöncesi olmak üzere 1+8+4 modeli uygulanacak. l Çocuklar eğitime 60. aydan değil, 72. aydan itibaren başlayacak. l Tamgün eğitim sistemine geçilecek, tüm öğrencilere sıcak öğle yemel l Güçlendirilmiş parlamenter sistem uygulanacak, torba yasalara son verilecek. l Yüzde 10 seçim barajı kaldırılacak. l Yurtdışında yaşayan yaklaşık 5 milyon yurttaşa kendi milletvekillerini seçme olanağı sağlanacak. l Gizli tanık uygulamasına son verilecek. ği verilecek. Yoksul öğrencilere zorunlu eğitim süresince aylık 240 TL’ye kadar eğitim desteği gelecek. Öğrencilere her ders yılı başında eğitim araç gereç desteği verilecek. l Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi seçmeli olacak l YÖK kaldırılacak. l Üniversiteler rektörlerini seçecek. l Evi olmayıp da ev almak isteyenlere, aylık 277 TL ev kredisi desteği sağlanacak. Toplumu kucaklayacak öneriler Kılıçdaroğlu, ana metne dayanarak ve 4 aşamalı bir stratejik planın çerçevesinde, halkın da anlayabileceği bir dille programını ördü. Bu bir seçim bildirgesidir, evet bir vizyonunuz olacak ama daha ilk günden halkın hayatında nelerin değişeceğinin örneklerini de sundu. Kılıçdaroğlu toplumun belkemiğini kucaklayacak önerilerde bulunuyor: Aile sigortası geçen seçimin ana konusuydu. Utanmaz iktidar ve yardakçıları parayı nereden bulacaksınız diye karaladılar. Çünkü niyetleri yoksulluğu artırmak, zengin kesimi de yükseltmekti. Türkiye’nin kaynaklarını yiyip bitirdiler, zenginliklerini sattılar paraya dönüştürdüler ve onları yemeye başladılar. Sonuçta iktidarları döneminde nüfusun yüzde 1’lik azınlığının milli gelirden aldığı yüzde 30’luk payı yüzde 54’e çıkarttılar. Milyonlarca nüfusu da sadaka yardımlarla uyutma yolunu seçtiler. Kılıçdaroğlu, aile sigortasını yeniden gündeme sürdü. Her ailenin en az 700 liralık geliri olacak dedi. Sağlığı da sigorta kapsamında kalacak. Bu seçimde ikinci hedefi emekliler oldu: 11 milyon emekliye iki maaş ikramiye için diyor ki; “bize teşekkür etmeyin sadece hayır duanızı istiyoruz, çünkü siz Türkiye’nin kalkınmasında büyük emek verdiniz, sizlere vefa borcumuz”. Güzel. Sağlıkta emeklilerden yapılacak 3 kalem kesintiyi kaldırıyor. Emekli olup çalışanlardan “yüzde 15 sosyal yardım kesintisini” kaldırıyor. Kılıçdaroğlu, iktidarın sadaka toplumu derekesine düşürdüğü geniş kitlelere sesleniyor: Asgari ücreti 1500 nete yükseltiyor. 600 TL’lik artış... Taşeron işçiliği kadrolara alıyor ve güvenceye kavuşturuyor. Evsizlere hesabı kitabı yapılmış konut öneriyor: Ayda 277 TL taksitle. TOKİ’yi yeniden yapılandıracağı açık. Çiftçi için söylediği cazip: Mazotu maliyet fiyatı olan 1.5 TL’den satacak. Verdiği bilgi önemli: iki Trakya büyüklüğünde toprak Türkiye’de bu iktidar döneminde ekilmez biçilmez oldu! Bir yıl önceden fiyat garantisi açıklıyor. Parti pozitif mesajlarla seçmene güven verip kendi iktidarını anlatacak HP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’yi 2002’de iktidara taşıyan “Acil Eylem Planı”nı anımsatan bir perspektifle, iktidarının “ilk 100 günü” AYŞE ve “ilk 1 yıl” planını anlatSAYIN tı ağırlıklı olarak. Kampanyanın ana amacı da buydu; “Herkese, her kesime dokun, pozitif mesajlarla, seçmene güven ver! ” Kılıçdaroğlu’nun “iktidar vizyonu”nu açıkladığı ve milletvekili adaylarını tanıttığı dünkü toplantıdan izlenimler şöyle: Alkışlar sosyal medyaya: CHP’nin seçim kampanyasını ünlü reklamcı Ali Taran yürütüyor. Reklam kampanyası baştan itibaren “iki aşamalı” olarak planlandı. İlk aşama, iktidardakine yüklenmek üzerine ve bunun için “Milletçe alkışlıyoruz” sloganı geliştirildi ki bu “negatif kampanya” ayağını oluşturdu ve kamuoyunda da dikkat çekti, çok konuşuldu ancak geçen seçimlerde ki son olarak 30 Mart yerel seçimlerinde kampanyayı sadece “AKP karşıtlığı” üzerine kurmanın, antipati uyandırdığı ve sonuç getirmediğini gören CHP, bu kez farklı taktik izledi. O nedenle de “pozitif kampanya” stratejisini dünden itibaren devreye sokarak “alkışa veda” ederken “Yaşanabilir Bir Türkiye” mesajıyla artık sadece kendi ik CHP her kesime dokunuyor C tidar hedeflerini anlatacak. Kaynak nereden: Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı vizyon belgesi toplumun tüm kesimlerine “dokunacak” vaatler içeriyor. İşsize, emekliye, öğrenciye, işverene, işçiye, memura... Ancak kafalardaki soru işareti, “kaynağın nereden bulunacağı”ydı. Nitekim, vizyonun en önemli ayaklarından birisini oluşturan “kredi kartı borç faizini silme” konusunda bildirgede de ayrıntı yoktu. CHP kurmaylarına göre bu da kampanya “taktiklerinden” biri. Kılıçdaroğlu’nun iktidarının “100 gün” ve “1 yıl” olarak vade biçtiği projelerin hepsinin kaynakları kamuoyuna aşama aşama açıklanacak. Muhalifler de beğendi: Adayların yanı sıra, tüm milletvekilleri ile eski milletvekilleri “telefonla” aranarak tek tek toplantıya davet edildi. Geçmiş yıllardaki “kavgaküskünlük” havasının olmadığı katılımcılardan da görülüyordu. Nitekim birçok eski milletvekilinin yanı sıra eski Genel Sekreter Önder Sav’a yakın isimlerden eski Ankara Milletvekili Hakkı Süha Okay da katılımcılar arasındaydı, önseçim kaybeden Sav ise görünmedi. Kısa görüşmemizde Hakkı Süha Okay, “viz İki Deniz Baykal yan yana yon belgesi”ni “iddialı, iyi hazırlanmış, Salonda eski CHP Genel Başkanı Deniz net bir program” olarak özetledi. Kamuoyuna iyi anlatılırsa başarıya ulaşacağı gö Baykal ile Bursa’dan 11. sıradan milletvekili aday gösterilen adaşı yan yana geldi. rüşünde. l ANKARA Cumhuriyet Yoksul kesime damardan giriyor CHP bildirgesinde şu önemli: 5 milyon yurttaşın borç batağından kurtulmasına fırsat vermek. Faizin yüzde 80’ini sileceğiz diyor. Bunu bankacılarla nasıl halleder bilemem. Ama söylediği şu nokta çok önemli: Bankalar 12 milyar liralık, tahsil edemedikleri borcu, “varlık yönetim şirketlerine” 2 milyar TL’ye sattılar. Demektir ki zaten 10 milyar borcu sineye çekebilecek durumdalar! Vatandaştan aldıkları yüksek faizle, bu borcu faaliyetlerinde kompanse edebiliyorlar! O halde buraya devletin yapısal müdahalesi mümkün. Bu bağlamda, esnafa ödedikleri vergi kadar faizsiz kredi sunmaları da çok tartışılacak. İşletmelere işçi çalıştırmayı seven teşvikler getirilmesi, şüphesiz ki işsizler için umut. Bunlar ilk 100 gün içindeki yapılacaklar listesinde. Programın, AKP’nin oy tabanını damardan deştiği açık. Fakat bunların halka anlatılması ve Türkiye’nin ekonomik ve siyasal dönüşümünü gerçekleştirecek bir önemli oy kaymasının sağlanması ise ayrı bir program meselesi... Bunu nasıl yapacaklar, anlatacaklar, güvenlerini sağlayacaklar, bilmiyorum. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle