Katalog

Y ASAM 2 Clinton’ın işi çok zor Amerika’nın 2016 seçimlerinde başkan aday adayı olduğunu açıklayan Hillary Clinton’a yönelik eleştiriler Twitter’da ‘trending topic’ oldu. Ayrıca ‘Ketum demeyin’, ‘Hırslı demeyin’ gibi sloganlarla sunulan Clinton posterleri New York ve Las Vegas’ı süslemeye başladı. Kendilerine “Clinton Süper Gönüllüleri” diyen bir grup da yayımladığı listede “kurnaz, kaçınılmaz, hak sahibi, kazanmak için ne gerekirse yapar, geçmişin temsilcisi” gibi tabirlerin yer alması dikkat çekmişti. pronda deve kesen gördük, TBMM’de çiğköfte yapıp, tavana fırlatan gördük, şampanya ile lahmacun yiyen zaten görmüştük. Ünlü türkücü İbrahim Tatlıses ise, bu “Tuhaflıklar Senfonisi”ne, “Uçakta isot” yemeyi eklemişti. Tatlıses’in bir başka rekoru da vardı ki, ona yetişmek de zor. Ünlü türkücü, her fırsatta kurduğu mangalda patlıcanlı kebap yapmayı, Almanya’da 5 yıldızlı bir otelin odasında yapmıştı. Ne olduğunu anlamayan Almanlar, “Aman otel yanıyor” diye paniğe kapıldılar o zamanlar. Şimdi İbrahim Tatlıses, bir ilke daha imza attı. Bu kez, beyin ameliyatı için gittiği Amerika’nın Miami kentinde, hastane odasında çiğköfte yaptırdı. Yaptırmakla kalmadı, bunun fotoğrafını Instagram’da paylaştı. Tatlıses’i ziyarete giden oğlu İdo Tatlıses’in de yer al Dağ aslanı eve yerleşti Boşanan kadının kalbi Bir kere boşanan kadınların, boşanmayanlara oranla kalp krizi geçirme riskinin yüzde 24 daha fazla olduğu ortaya çıktı. Bu oran iki kere boşanan kadınlarda ise yüzde 77’ye çıkıyor. Perşembe 16 Nisan 2015 Los Angeles’ta bir dağ aslanı şehre inerek bir eve yerleşti. P22 adı verilen 67 kiloluk hayvan, ev sahiplerinin ve meraklıların evden ayrılması üzerine doğal yaşam alanına geri döndü. EDİTÖR: AYŞE FERHANGİL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Miami’de hastane odasında çiğköfte Tatlıses instagramdan bu fotoğrafı yayımladı, olay oldu A Şaka Gibi avutoğlu, AKP’nin 14 yıldır yaptıklarının tam tersini savunan, şaka gibi bir beyanname açıkladı... “2023 Yeni Türkiye Sözleşmesi: Yüzüncü yıla atfen yüz madde...” diyerek sunduğu seçim beyannamesi, “Başkanlık rejimi” için hazırlanacak yeni bir anayasa kavramı üzerine oturtulmuştu. HHH Önerdiği “yeni anayasayı” anlatırken 14 yıllık iktidarlarında ne yaptılarsa tam tersini savundu: Sanki, son “İç Güvenlik Paketi’ni” çıkaran, medyayı ezen, temel hak ve özgürlükleri sınırlayan ve kısıtlayan AKP değilmiş gibi, bu özgürlüklere dayalı bir “Başkanlık rejimi” vaat etti. Hukuk devletini yerle bir eden, adaleti bütünüyle iktidarın emrine alan kendileri değilmiş gibi, yargı bağımsızlığı vaat etti. Sosyal Devleti, sadaka devleti haline dönüştürmemişler gibi devletin sosyal görevlerini vurguladı. Sanki Erdoğan yargı denetiminden şikâyet etmiyormuş ve bu denetimin dışında kalacak, “Türkiye’ye özgü bir başkanlık” rejimini savunmuyormuş gibi, yargının denetlediği bir yürütme erki kuracaklarını söyledi. Sanki bütün piyasa ve serbest rekabet koşullarını ihlal eden ihaleleri yapanlar, kupon arsalara el koyanlar kendileri değilmiş gibi, girişim özgürlüğünden, demokratik hukuk devleti ile kalkınma arasındaki ilişkiden söz etti. 4+4+4 ile ve normal liseleri İmam Hatip Lisesi’ne dönüştürerek eğitim düzenini altüst edenler, öğrenciler ve veliler üzerinde baskı oluşturanlar sanki başka iktidarlarmış gibi, “çağdaş eğitim” sözü verdi. HHH Aslında beyannameyi okumaya başlamadan önce yaptığı konuşma bu eylem ve söylem çelişkisinin ip uçlarını veriyordu: Bir yandan 1725 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarını “provokasyon” diye niteliyor, öte yandan “AK Parti bir erdemliler hareketidir” diye devam ediyordu. Sanki Cumhuriyet döneminin en ağır yolsuzluk iddialarıyla karşı karşıya kalmamışlar, Deniz Feneri, 1725 Aralık soruşturmaları, kol saati gibi iddialar ortada yokmuş gibi, “Bizim davamız bir ahlak, bir erdem davasıdır” diyebiliyordu. HHH Konuşma metni acemice hazırlanmıştı ve acemice okundu: Bilemiyorum, metinde mi vardı yoksa konuşurken kendisi mi öyle söyledi: Aynı anlama gelen “şeref” ve “onur” sözcüklerini birlikte kullandı; “atlı süvari” veya “Babı Âli yüksek kapısı” der gibi oldu. Ağrı olayı üzerinde özellikle durması taktik bir hataydı: Bir seçim beyannamesi açıklamasında bu özel olaya yer vermesi, yapı D Fotoğrafta, Tatlıses’ın yanı sıra, oğlu İdo Tatlıses, Filiz Pistof adlı instagram kullanıcısı ve Berna Körkuyu da var. dığı fotoğrafta Tatlıses’in Amerika’daki çiğ köfte keyfi açıkça görülüyor. Tatlıses fotoğrafı “Sivas’tan çıktım yola, Miami’de verdim mola, Duydum İdo ziyaretime geliy, Hediyesi Tatlıses Çiğköftem ola ..!!” ifadesiyle paylaştı. ‘Urfa’da Oxford’ vardı da mı gitmedik” sözleriyle, Türk eğitim tarihine de geçen Tatlıses’in çiğköfte açılımı, instagramda bir hayli beğeni topladı, 20 bini aşkın kişi beğendi, 400’ü aşkın kişi de yorum yaptı. Yorumda neler mi var? Bazı hayranları Tatlıses’e sağlık diledi, bazıları ise “Hadi gel sesini özledik” diye yazdı. Bir Azeri ise şöyle dedi: “Hocam sizi yalnız Türkiye değil, bütün Azerbaycan halkı da özledi, çabucak iyileşin, dünyanın her yerinde sevenleriniz tarafından çok çok özleniyorsunuz. Allah Acil şifalar versin, İbomuz Sahneye gelsin, Amin”. Her türlü pislik bir arada Reklam kampanyalarında çıplak modeller, mağazalarında da yarı çıplak satış elemanları kullanan Amerikan markası Abercrombie&Fitch ‘ayrımcılık, ırkçılık ve seksizm’ eleştirileri geldi. Markanın bir çalışanı kıyafetleri yüzünden müşterilerin tacizine uğradığını, siyahi bir kasiyerin de, ‘Kilolu insanlar bizim kıyafetlerimizi giymesin’ dediği iddia edilen markanın eski CEO’su Mike Jeffries geleceği zaman eve gönderildiğini açıkladı. Futbolun kara günü anıldı utbol tarihinin en büyük trajedilerinden olan ve statta çıkan kargaşada 96 Liverpool taraftarının hayatını kaybettiği Hillsborough Faciası’nın 26. yıl anma töreni yine hüzünlü ens F tantanelere sahne oldu. Liverpool’un stadı Anfield Road’a kurulan metal anıta olayda hayatını kaybedenlerin adı yazıldı ayrıca kale arkasındaki koltuklara 96 atkı açılarak ölenlerin anısı tazelendi. İngiliz futbolunda holiganizm ve düzen sağlama adına radikal kararlar alınmasına neden olan faciada yüzlerce kişi de yaralanmıştı. Spor Servisi lan spekülasyonların haklılığını düşündürdü. Bütün muhalefet liderlerine ismen eleştiri yönelterek dikkatleri onların üzerine çekti ve hepsini muhatap aldı: “Reklamın kötüsü olmaz” ilkesini unutmuştu! (İnsanın aklına “Erdoğan yerine kendi isminin öne çıkması için cevap verilsin diye mi böyle yaptı?” sorusu geliyor.) CHP’nin “alkış” kavramı üzerinde durarak bu sloganı güçlendirdi. Muhalefete yönelttiği eleştiriler hem gerekçesizdi, hem de çok hafif, dedikodu düzeyinde kaldı. “Biz kimseye hakaret etmiyoruz” dedi ama Bahçeli’yi şehit cenazeleri beklemekle, Demirtaş’ı da hainlikle suçladı. Katılan kalabalığa sorular sordu, yanıtları beklemeden sanki yanıt almış gibi, konuşmasına hiç ara vermeden devam etti, böylece konuşmanın mantığını bozdu. HHH Konuşmanın eğlenceli tarafları da vardı: Papa’nın da tam seçim sırasında AKP’ye karşı muhalefet cephesine katıldığını ima etti. Demirtaş’ın İstanbul’da başka Ağrı’da başka konuştuğunu söyledi ve bunu “Bukalemun siyaseti” olarak niteledi... Böylece siyasal literatürümüze, kendi partisinin iç ve dış politikada yıllardır yaptığını anlatacak bir terim armağan etti. Gelecek için “Milletimiz kendi yöneticilerini seçmeye devam edecektir” gibi büyük müjdeler(!) verdi. Oy beklentisini yüzde 60’a çıkardı. Twitter ve Facebook’u kapatanlar, sosyal medyayı en büyük tehdit ilan edenler kendileri değilmiş gibi, gelecekte demokrasi açısından “Halkın yeni katılım kanalları geliştirilecektir” dedi... Twitter’cılar şimdi herhalde “caps” peşindedir. İstanbul’un trafik sıkışıklığında konuşmayı dinleyenleri en çok güldüren (tepkilerini aynıyla yazamayacağım) ifade ise “Çevre ve şehir bilinci konusundaki duyarlılığımız...” sözü oldu. Bu konu üzerine yolda duyduğum ve yazabileceğim bir espri, “Yeni Türkiye’nin inşasından mı söz ediyor, inşaatından mı” biçiminde oldu. HHH Ve şaka bir yana asıl hayati soruyu soralım bitirirken: Kılıçdaroğlu’nun konuşmasına kaç televizyon kaç dakika ayırmıştı? Davutoğlu’nun konuşmasına kaç televizyon kaç dakika ayırdı? Yüksek Seçim Kurulu ve Radyo Televizyon Üst Kurulu acaba serbest, şeffaf ve adil bir seçim için üstlerine düşen sorumlulukları yerine getiriyor, görevlerini yapıyorlar mı? Anayasa Mahkemesi bütün bu olup bitenleri ve örneğin Erdoğan’ın Başkanlık Rejimi propagandalarını izliyor mu? İhbarlarınız için: cumhuriyetmanset@gmail.com Başbakan, Yeni Toplum Sözleşmesi başlıklı seçim beyannamesini AKP’lilere okudu. Kirli oyun deşifre Twitter Gündemi Türkiye #YeniTürkiyeSözleşmesi Dolar 2.70 #AnneminKlasikReplikleri #uyanmavakti Hüsnü Mübarek Fikret Orman Jürgen Klopp Davutoğlu, AKP Seçim Beyannamesi’ni kamuoyuna tanıttı. Dolar 2.70 bariyerini aştı. Beyanname ve doların hızlı yükselişi dünyada TT oldu. Uçak pistten çıktı, 20 yaralı Güney Kore’nin başkenti Seul’den 74 yolcu ve yedi mürettebatla havalanan AA 162 sefer sayılı uçağın, Hiroşima Havalimanı pistine teker koyduğu sırada, uçağın kuyruk bölümünden kıvılcımlar çıktığı, pistte durmayı başaramayan uçağın pist dışına çıktığı belirtildi. Uçağın motor kısmında hasar oluşurken, kaza sonucu yaralanan 20 kişi hastaneye kaldırıldı. Hiroşima Havalimanı da kaza yüzünden uzun süre hava trafiğine kapatıldı. Dolar 2.70’i aştı. Dünyada TT oldu. Dünya Klopp #5YearsSinceNiallsAudition Cauca #Draghi Pablo Iglesias #YeniTürkiyeSözleşmesi Dolar 2.70 sonra kırmızı başlıklı kız kurda demiş ki ANAANE GÖZLERİN NEDEN BU KADAR BÜYÜK Havada aşk rotası var Malta Havayollarında çalışan yeni evli bir pilot ve kabin memuru eşi, havaalanında gerçekleştirdikleri düğün törenlerinin ardından misafirlerini Akdeniz üzerinde kalp şeklinde bir rota çizerek gezdirdi. Malta Havaalanı’ndan kalkan uçak adanın üzerinde bir kalp çizdikten sonra, dönüş yolunda rotaya onun içinden geçen daha küçük bir kalp daha ekledi. Pilot uçuş açıklamasına ise ‘Yeni evli’ yazınca, kalplerin sebebi ortaya çıktı. SENİ HER TÜRLÜ TEHLİKEDEN KORUMAK İÇİN demiş hain kurt işte paralel yapı bize bunu yaptı kardeşlerim C M Y B