18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Salı 14 Nisan 2015 EDITÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Lena Chamamyan Türkiye’ye geliyor Sesiyle ve müziğiyle Suriye’nin buğulu sesi olarak anılan Lena Chamamyan, 15 Mayıs’ta 6. Avea Sıra Dışı Müzik Konserleri kapsamında İstanbul’a geliyor. Caz ve klasik Ermeni müziğini harmanlayan Ermeni asıllı Chamamyan, İstanbul Kongre Merkezi’nde konser verecek. Chamamyan’ı etkileyen müzik türleri arasında Sufi ve Hint Müziği’nin yanı sıra “Babam dinlerdi” dediği Türk Halk Müziği de yer alıyor. 19 İstanbul Film Festivali’ndeki tüm yarışmalar ve kapanış töreni iptal edildi. “Bakur” belgeselinin gösteriminin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “baskısı üzerine” iptal edilmesi ve bazı sinemacıların filmlerini festivalde göstermeme kararının ardından dün bir basın toplantısı düzenleyen festival yönetimi, sözkonusu yönetmeliğin değişmesi için sinemacılarla birlikte olduklarını açıkladı. 11 Nisan’da Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan festivallerde gösterilecek filmlerde “kayıttescil belgesi” zorunluluğunu hatırlatan, olmayan filmlerin gösterilemeyeceğini belirten bir yazı geldiğini ifade eden İstanbul Film Festivali Direktörü Azize Tan, ertesi gün ilk gösterilecek filmin “Bakur” belgeseli olduğunu belirterek gelinen süreci özetledi. Durumun, uygulanmayan veya istendiği zaman uygulanan, film gösterimlerini engellemek için “Demokles’in kılıcı gibi festivallerin üzerinde sallandırılan” kanundan kaynaklı olduğunu belirten Tan, “filmleri göstermeyi tercih ettiğimiz için belgeyi filmlerden talep etmiyoruz” dedi. Durumu idare eden bu yaklaşımın artık son bulması gerektiğini söyleyen Tan “mevcut yönetmeliklerin ve sinema kanununun değiştirilip tüm sektörü rahatlatacak, hep beraber, dayanışma içerisinde ortak bir çalışma yapılması gerçeğinin iyice vurgulanması gerekiyor” diye konuştu. Yabancı filmlerden bu belgenin istenmediğini vurgulayan Tan, filmlerin gösterimlerinin özgürce yapılabilmesinin önünü açılması gerektiğini söyledi. Kültür Bakanlığı’yla uzun süredir yasadaki sıkıntıların konuşulduğunu, Meclis’te sinema yasasının 3 ‘Yönetmelik Demokles’in kılıcı’ stivali e F m il F l İstanbu Azize Tan: Direktörü Yazar Eduardo Galeano hayatını kaybetti 34. Sansür aracı olan yönetmelik “Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”in 15. maddesine göre festivallerde gösterilecek her türlü filmin kayıt ve tescil belgesi zorunluluğu bulunuyor. Belgeler olmadan gösterim yapıldığı takdirde filmin dağıtım ve gösterimini yapanlara 10 bin, filmin yapımcılarına 50 bin TL para cezası veriliyor. Filmle ilgili yaş sınırlaması, sınıflama vb işaretler olduğu halde bunlarsız gösterim yapıldığı durumlarda da dağıtım ve gösterim yapanlara 50 bin TL para cezası uygulanıyor. Yönetmeliğe göre yabancı filmlerle ilgili sorumluluk ise festival komitelerine veriliyor. yıldır beklediğini ifade eden Tan kendilerini diğer festivallerin de desteklediklerini ilettiklerini belirtti. çabayı desteklemekteyim. Bir filmin otoriteler tarafınan gösteriminden önce sansürlenmesi ifade özgürlüğüne yönelik bir saldırıdır. Bu yüzden kabul edilemez” diyerek jürilik görevinden çekildiklerini belirtti. Altın Lale Ulusal Yarışma Jüri Başkanı yönetmen Zeki Demirkubuz da “Bu filmin yasaklanmasına karar verilmiş. Seçim zamanlarının, geçen günkü çatışmaların, bir süre önce öldürülen katırların bunda etkisi olduğunu düşünüyorum. Yani ‘film bahane” derken 90’lı yıllarda “Barış Treni”yle ilgili kendi çektiği belgeselin yargısız infazların yapıldığı zamanlarda bile birçok yerde gösterildiğini söyledi. Demirkubuz “Çok enteresan, belgeselim en çok bugünkü iktidarın öncülleri olan İstanbul Belediye Başkanlığı’na bağlı yerlerde yapıldı. Zayıfken demokrasi; gücün bir parçasını ele geçirince yasaklar başlıyor” diye konuştu. Festival programında yer alan 22 filmin yönetmen ve yapımcıları önceki gün, “Bakur” yasaklanmasını sansür olarak niteleyerek filmlerini göstermeme kararı almıştı. Yarın da sinema sektöründeki meslek birlikleri saat 15.30’da Atlas Sineması’nda ortak bir basın açıklaması yapacak. l Kültür Servisi Dayanışma şart “Bu yönetmeliklerin, bu yasaların değişmesi gerekiyor. Sektörün bu konuda ciddi bir dayanışma göstermesi gerekiyor. Çünkü bugün bir filme yapılan yarın bir başka filme yapılabilir. Bu istenen belgeler filmlerin özgün gösterimlerini engellemek için kullanılan araçlara dönüşüyor” diye konuşan Tan, yaşananların sinema sektörünün dayanışması için bir fırsata dönüşmesini istediğini ifade etti. Sansürlenen filmin yaratıcıları, tüm Türkiyeli sinemacılar ve festival ile dayanışma içerisinde olduklarını belirten Uluslararası Altın Lale yarışması jürisi “İfade özgürlüğüne ve kültürel çeşitliliğe yönelik her ‘Film bahane’ Bakanlıktan İKSV’ye suçlama akur” adlı belgeselin 34. İstanbul Film Festivali’nde gösterimden kaldırılması ve İKSV’nin dünkü açıklamaları üzerine Kültür Bakanlığı açıklamada bulundu. “Bakanlığımızın İKSV’ye gönderdiği söylenen yazısına atıfla filmin kayıttescil belgesi olmadığından gösteriminin iptal edilerek sansür uygulandığı bildirilmektedir. Ancak söz konusu yazı festival yönetimine yeni gönderilmemiş olup, ilgili mevzuatın hükümlerinin hatırlatıldığı 9 Ocak 2014 tarihinde gönderilen genel bir bilgilendirme yazısıdır. Festival yönetiminin eski tarihli genel bir yazıyı yeni gönderilmiş gibi lanse etmesi, kabul edilemez ve maksatlı bir tutumdur” denilen açıklamada “festival yönetiminin gerçekleştirdiği eksik uygulamaların netice “B sinde gelinen noktanın tamamen yönetim zafiyeti ve sorumluluk anlayışıyla bağdaşmayan bir durum olduğu açıktır” ifadesi kullanıldı. Açıklamada festival yönetiminin eksiklikleri ve yanlış uygulamaları sakladığı iddia edilirken “sanki bakanlık sansür uyguluyormuş gibi bir anlayışa sevk edecek açıklamalarda bulunması bu sorumsuzluğu daha da pekiştirmektedir” denildi. Filmle ilgili yapılan haberlerde “PKK belgeseli” nitelemesinin kullanıldığının belirtildiği açıklamada “ortada terör örgütü propagandasının söz konusu olması hiçbir şekilde temel demokratik değerlerle ve düşünce özgürlüğünün evrensel kriterleriyle bağdaşmayan bir durumdur” denilirken festivalin ve film yapımcılarının yasal yükümlülüklerini yerine getirmediği ifade edildi. ‘Bakur’ belgeseli Çayan Demirel ve Ertuğrul Mavioğlu’nun yönetmenliğini yaptığı “Bakur” (Kuzey) adlı belgesel, 21 Mart 2013 Diyarbakır Nevroz’unda PKK lideri Abdullah Öcalan’ın PKK’ye geri çekilme çağrısını, PKK’lilerin geri çekilme kararına verdikleri tepkileri, dağdaki günlük hayatlarını ve siyasi hayatlarını konu ediniyor. ‘Belge şartını tanımıyoruz’ 34. İstanbul Film Festivali’nde gösterilmeyen ‘Kuzey’in yönetmenlerinden Mavioğlu: duardo Galeano Latin dünyam¬la, dışarıdaki savaşı bütünAmerika’nın kesik damarledim. İkisi birbirinin tamamlayıcısı larıydı. Latin Amerika’nın ol¬dular.” türküleri, nehirleri, kanlı sokakEduardo Galeano, Topamaro sempaları, çiçek açmış tro¬pik ormantizanıydı. Yazdığı için, yazıla¬rı için ları, ağlayan çocukları, gülen sevtutuklandı Yazdığı için, yazıları için ZEYNEP dalılarıydı. Baskıya, zulme, işsürgün edildi. ORAL kenceye ve yasağa direnendi. “Sürgün olmak. Korkunç bir şey! Askeri Yönetimleri rezil edendi. Çünkü seçim hakkın yok. Ama yine Tek adamların iştahına, zorbanın şehvetide zaman ve mekân içinde ülkeme uzakne, iktidar tutkunlarının aptallığına mey tan bakmama yardımcı oldu ... Burada hep dan okuyandı. Yeryüzünün vicdanıydı. dans ediyor¬dum ve müziği duymuyorTürkiye onu “Latin Amerika’nın Kesik dum. Sürgün yılları müziği de duyma¬mı Damarları” adlı kitabından tanıdı. Hemen sağladı... Tam 12 yıl...” ardından Savaşın ve Aşkın Gece ve Gün“Onlar, askeri diktatörlükler, ülkemde düzleri” .. 70’li yıllarda çıkmıştı bunlar ve tüm Latin Ameri¬ka’da korkuyla zehir(Alan yayınları) ve 2 Eylül’ün faşist sanlediler insa¬nı ve insan ilişkilerini. Herkesürcü baskıcı dönemlerinde her iki kitap si biribirine düşman ettiler. Toplu¬mu zeda bizim ilacımızdı. Sonra 3 ciltlik “Ateş hirlediler, geriye açlığı ve şiddeti yerleştirAnıları” ve “Kucaklaşmanın Kitabı”( Can diler. .” Yayınları) ve o muhteşem”, “Biz Hayır Di90’lı yıllara ilişkin söylediği: yoruz”( Metis), “Aynalar” ( Sel yayıncı“Şimdilerde, düşman, eskisi gibi göze gölık...) rünmüyor, eskisi gi¬bi somut değil, onun Eduardo Galeano, okuru Latin Ameriiçin daha da tehlikeli. Şimdiki düşman ka ülkelerinin doğası, tarihi, coğrafyası dü se¬çeneksizlik... Şimdi tek bir mo¬delin nü ve bugünü arasındiktatörlüğü, tek imgenin da bir daha belleklediktatörlüğü, seçeneksizri ve yüreklen terk etliğin diktatörlüğünü yaşımeyecek bir yolculuğa yoruz... Şimdi kapitalizmle çıka¬rıyordu ...Ama aykapitalizm arasında seçim nı zamanda eşitsizlik, yapmaya özgü¬rüz.” sömürü, baskı, despot “Şimdi tüketim toplutotaliter rejimler ve emmunun tutsaklarıyız.. Arperyalist dünyanın ikitık kim oldu¬ğumuz, ne olyüzlülükler, yalanları duğumuz, ne yap¬tığımız arsasında da... önemli değil, yalnızca neAnımsayabilirsiniz, yi ne miktarda tükettiğimiz bu kitabı Hugo Chaönemli... Sistem bugün bize ves, Obama’ya”Latin tek gelecek öneriyor. HerkeAmerika’nın Kesik sin da¬ha çok tüketmesi geDamarları”nı hediye etrektiği bir gelecek. Sis¬tem, mişti, okusun da Latin Amerika’nin çilekeş ‘neye sahipseniz O’sunuz’ diyor. ‘hiçbir şehalini anlasın diye. ye sahip değilse¬niz, hiçsiniz’, diyor...” “ Ve ben bunun için yazıyo¬rum: BugüAtlantik Okyanusu’na nün yarın demek ol¬madığını, kader olmakarşı buluşma… dığını, önerilen bu geleceğe mahkum olmaGünün birinde yolum Uruguay’a düştü. dığımızı anlatmak için ya¬zıyorum. Böyle bir geleceği ka¬bul etmediğim için yazıBir tiyatro toplantısına. Ne yapıp edip kitaplarına aşık olduğum yazarı buldum. Se yorum.” Eduardo Galeano’nun benim için çok ne 1992... müthiş üç temel özelliği var: Hayır, kitaplarının arkasındaki fotoğraf1. Belleksiz toplumlara ilaç gibi gelmelarına benzemiyordu. Gerilla ya da Topasi... Hiç ama hiç unutulmaması gerekenmaro görüntüsü yoktu. Sakal gitmiş, baş leri ele alıyor. Unutmamızı engelliyor. açılmış, 12 yıllık acılı sürgün yaşamın izUnutmuş olsak bile hatırlatıyor. Yitirdiğileri kaybolmuş, gülen ve yalnız karşısınmiz belleğe yeniden kavuşmamızı sağlıdakini değil, dünyayı kucaklamaya hazır yor. Hem belleğimize hem ruhumuza sesgöz¬lerle çevresine ışık saçan 52 yaşınleniyor. da ama daha genç görünmeye gayret eden 2. Olayları bütünsellik içinde ele alıyor. bir yakışıklı vardı karşımda. Dünyanın bir ucundaki bir haksızlığın, bir O anlatıyor, ben dinliyorumdum... San¬ki bin yıllık bir suskunluktan çıkmış yanlışın, dünyanın öteki ucunu nasıl etkileyeceğini gösteriyor. Aralarındaki ilişkiyi çasına anlatıyor... Sanki hiç susmayacakortaya koyuyor. mış gibi , daldan dala sıçrayarak coşkuyla 3. Yazma biçemi, kıvrak zekâsını, eleştianlatıyordu. Yazarlık ve gazetecilik. İkisi¬ni bir arada rel bakışını, ironiyi ve şiirsel dilini bir arada harmanlıyor. Resmi tarihlerin dışından sürdürüyordu Eduar¬do Galeano: “Önceleri bu ikisi bana çeliş¬kili gibi ge bakıyor olaylara. Sıradan insanın yaşadıkları, hissettikleri aracılığıyla anlatıyor. Silirdi.. .Gazetecilik ba¬na bakmayı, görmezi okşayarak, sarsarak, yüreğinize dokunayi, kendi dı¬şıma çıkmayı, kendimi, kendi rak anlatıyor. Onun dilinde bir çocuk şargölgemi ciddiye almamayı öğret¬ti, sentez kısı, sokaktaki bir diyalog, bir ağacın kesilgücünü öğretti. Gaze¬teci olarak, ülkemmesi, bir kahkaha, bir gözyaşı ciltler doludeki, Latin Amerika’daki diktatörlüklerdesu açıklamanın yerini alıyor. ki savaşlara katıldım. Oysa ya¬zarlıkta En genel çizgilerle özetlediğim bu üç yalnızlığımı korumak zorundaydım, iç özellik, onu yeryüzünün vicdanı haline gedünyalara ini¬yordum, derine, hep daha tiriyor! deri¬ne... Önceleri bu ikisi arasında parSanki en yakın arkadaşımı yitirdim! Işık çalanırdım. Zamanla bunun güzel ve çok içinde uyusun. zengin bir çelişki ol¬duğunu kavradım. İç E Yeryüzünün vicdanı... İstanbul Film Ertuğrul Mavioğlu, Kültür ve Turizm Bakanlığı Festivali’nde geSinema Genel Müdürlüğü’nden İstanbul Kültür çen pazar günü Atlas Sineması’nda gösterilmesi gereken Sanat Vakfı’na gönderilen yazının sansür ihtiyacı “Bakur” (Kuzey) belgeseli “eser işdoğduğunda “tozlu raflardan indirildiğini” söyledi. letme belgesi” olmadığı gerekçesiyle gösterimden kaldırıldı. Belgeyen Mavioğlu, filmin yasaklan dilerinden değil, festival yönetimi selin iki yönetmeninden birisi masının dağlardaki kampları üzerinden, “Bakur”un gösteriminin olan Ertuğrul Mavioğlu, Külyok etmediğini söyledi. bir gün öncesinde bu kararı hatırlattür ve Turizm Bakanlığı SineBir sansür olayıyla karşılaş masının filmi gösterilemez hale getirma Genel Müdürlüğü’nden İsmayı tahmin ettiklerini anlatan diğini ifade eden Mavioğlu “Gösteritanbul Kültür Sanat Vakfı’na Mavioğlu “Ama bu kadar sinsi min olduğu pazar günü belge için başgönderilen yazının sansür ihMEHMET sini düşünmüyordum. Bomba vuramazdık ki. Yani kurt kuzuyu yeKESKİN tiyacı doğduğunda “tozlu rafihbarı yapılıp salon boşaltılır, meyi kafasına koymuş” diye konuştu. lardan indirildiğini” söyledi. polis salonu basar gibi düşünü“Bir tavır olarak eser işletme belgeŞimdiye kadar sansürün her çeşisi için başvurmayacağız. Bu kötü bir diyle karşılaştığını belirten yönetmen, yordum. Sanki sansür yapmıyorlarsansürcülük politikası. Şimdiye kadar “Bu ülkenin sansür ve yasaklar içinde mış gibi, sanki biz bir şeyi eksik yapmışız gibi. Festivale başvurduğumuz filmi yasaklayamadılar, çünkü eser işbüyüyen, gelişen serpilen ve ölen inda eser işletme belgesi gibi bir talepte letmeye başvurmamıştık. Başvursaysanlarıyız” diye konuştu. bulunulmamıştı” diyor. dık yasaklamak için ellerine müthiş Kendilerine resmi olarak tebliğ edi bir fırsat çıkmış olacaktı” diyen MaSansür bekliyorduk vioğlu “Bunun kötü bir danışıklı dö“Ben bu filmi izleyenlerden değil iz len belgenin geçen yıl festivale gönderilmiş belgenin aynısının olduğunu vüş olduğunu düşünüyorum. ‘Pazarlemeyenlerden korkuyorum. İzlemesöyleyen yönetmen “Demek ki ihtiyaç tesi hemen belge için başvurun, halyenlerin kafalarındaki önyargının bir lolur’ cümlelerinin tamamen bir uyutfilmin önündeki en büyük engel oldu hasıl olduğunda bu yönetmelik tozlu raflardan indirilip sansür aracı ola maca, aldatmaca olduğunu düşünüyoğunu düşünüyorum. Bir izleseler, gerrak kullanılıyor. Yeni bir şey yazmaya rum. Eserleri festivallerde göstermek çekle yüzleşseler uzun yıllardır var olan kafalarındaki belki duvarlar yıkı zahmet etmiyorlar” ifadesini kullandı. için bu belgeyi şart koşuyorlar, biz de Kültür Bakanlığı’nın doğrudan ken bunu tanımıyoruz” dedi. lacak. Bence en büyük korku bu” di C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle