18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 1 Nisan 2015 haber EDITÖR: FATMA KOŞAR TASARIM: BARIŞ AKTAŞ 8 Tek Engel ir söylediğini yalanlamak, inkâr etmek için araya bir hafta, bir ay koyardı. Toplum belleğinin tepkilerle karşılanan söylemini unuttuğunu sandığı gün ilk söylediğini inkâr ederdi. Bu kez ilk söylediğini yalanlamak için araya uzun bir ara koymadı. Sabah söylediğini öğleden sonra yalanladı! HHH Oysa Slovenya’ya gider ayak TV’den canlı yayımlanan açıklamalarında ne kadar güçlü, devleti tepeden yönettiğini iftihar eden bir üslup içinde; “Sayın Başbakan başkanlık sistemi ile ilgili bizzat kaleme aldığı anlayışını bayağı detaylı ele almış, ben de okudum. Seçim beyannamesi içerisine başkanlık sistemiyle ilgili düşüncelerini yansıtacaklar” dedi. Ankara’dan vesayeti altındaki Başbakanı zor durumda bıraktığı uyarıları almış olacak ki; beş saat sonra “Başbakan başkanlık sistemiyle ilgili görüşlerini bizzat yazdığını söyledi. Ben de görüşlerimi söyledim. Yoksa seçim beyannamesini okumadım” dedi. HHH Muhalefet Bay RTE’nin bir söylediğini sonra inkâr ettiğine alışık ama bu kez hükümeti bu denli emri altında tutan davranışını suçüstü yakalayınca haklı olarak kıyametler koparıyor. Başbakan ise seçim beyannamesine başkanlık için yazacaklarına daha sonra Bay RTE’nin hiddetle karşı çıkması olasılığını göze alamıyor. Bu konuyu yazıyor, beyannameye almadan önce Bay RTE’nin onayına sunuyor. Tabii bu davranışı CHP liderini; “Yahu sen seçim beyannamesi yazmaktan aciz Başbakansan ne diye o koltukta oturuyorsun” demek zorunda bırakıyor. HHH Fakat RTE’nin AD’nin başbakanlığının yadsınamaz biçimde tartışılmasına yol açması umurunda bile değil. O kendi egosunu tatmin ediyor, o kadar. Eee tabii çözüm sürecini içeren hükümet politikalarını darmadağın etmesinden sonra Başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan aracılığıyla hükümet, “Cumhurbaşkanı’nın sözleri bize talimattır” diye teslim bayrağını açarsa... Bay RTE seçim beyannamesini de okur, düzeltir. Başka işlere de burnunu sokar! Başbakan’dan gelen aday listelerinde de dilediği gibi kimi isimleri karalar. Sözünden çıkmayacak isimleri listelere aldırır elbette! HHH Bu adam Başbakan dahil partide kendine karşı duracak kimse bırakmadı. Her sözü ve davranışıyla ben söyledim mi söz bir Allah bir demektir özetinde bir dünya yarattı. Muhalefetin bütün uyarılarına karşın AD dahil parti yönetimindeki kocaman kocaman adamlar tepedeki zorbanın ihtirasını tatmin etmek için dayattığı başkanlık sistemini sindirmiş görünüyorlar. HHH Şimdi şayet başkanlık sistemine geçilmezse devlet yönetimine iki başlılık egemen olacak diyen bir gerekçe tutturdu. Bu gerekçe RTE palavralarının yeni daniskası. Halkın seçeceği cumhurbaşkanı namusu ve şerefi üzerine andına sadık kalırsa, anayasanın kendisine verdiği yetkileri çiğnemez, ülkeyi yöneten başbakanın anayasal haklarına riayet eder, her konuya burnunu sokmaz, anayasaya tecavüz etmezse; tepedeki yöneticiler birbirinin hukukuna saygılı olurlarsa... ...ne çift başlılık rezaletleri yaşanır, ne de RTE’nin zorbalık borazanından tatsız sesler duyurulabilir. HHH Gereksinimimiz başkanlık değil; yüzyılın koşullarına uygun özgürlükçü, demokratik bir anayasa. Tek engel olan RTE tasfiye edilmedikçe ne barış, ne huzur gelir bu ülkeye ne de gerçek demokrasi! B Adliyede güvenlik zaafı tartışılıyor İki tabancanın içeriye nasıl sokulduğu ise netleşmedi erkin Elvan soruşturmasının savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın silahlı kişiler tarafından rehin alınmasının ardından, adliyelerdeki güvenlik sorununu tartışma konusu oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iki eylemcinin adliyeye avukat cüppesiyle girdiğini söyledi. Eylemde iki tabanca kullanıldığı açıklanırken silahların içeriye nasıl sokulduğu ise netleşmedi. Çağlayan Adliyesi, 2011’de hizmete açıldı. A, B ,C, D bloklarında 4 ayrı girişi var. Girişlerde ve katlarda çok sayıda özel güvenlik görevlisi yer alıyor. Savcılar ile hâkimlerin girişle Misakı İktisadi! Misakı Milli Kurtuluş Savaşımızın bir bakıma anayasası idi. Mustafa Kemal Atatürk, daha 1. Dünya Savaşı’nın bitiminde kafasına gerçek bir harita koymuş, adım adım hedefine ulaşmıştı. Ancak ülke kurmak sadece sınırları net çizmek ve bir yönetim oluşturmaktan ibaret değildi. Bağımsızlığın bir koşulu ulusal bilinç ise başka bir koşulu da ekonomi idi. Ekonomide karar mekanizmaları ülkenin başkentinde değilse, orada tam bağımsızlık yok demektir. Bu gerçeği bilen Atatürk, daha Kurtuluş Savaşı’nın toplumsal yorgunluğu bitmeden, büyük bir kuruluş heyecanı yaratırken İzmir İktisat Kongresi’ni topladı. Cumhuriyetin ilanının da öncesinde, 17 Şubat 1923’te toplanan bu kongrede alınan kararlar “Misakı İktisadi” yani iktisadi yemin olarak anılıyor. Çiftçi, esnaf, tüccar, sanayici, işçi her kesimden 1135 temsilcinin katıldığı kongrede, ekonominin özel girişimciye açık, kalkınma öncelikli, refahın her kesime yayılmasını sağlama hedefli olması temel ilke olarak benimsendi. 1929’da tüm dünyayı saran “büyük buhran” İzmir İktisat Kongresi’nin hedeflerinde yenilemelere neden oldu. Devlet ağırlıklı kalkınma öne çıktı. Sümerbank’tan Eti’ye kurulan yeni fabrikalar sadece ekonomi amaçlı değildi. Aynı zamanda toplumsal gelişimin hızını arttırmayı da hedefliyordu. Bu fabrikaların hemen tümünde kültür ve toplumsal buluşma hedefli alanlar da vardı. Bu satırların yazarı büyük perdede ilk filmi Nazilli Sümerbank fabrikasının sinemasında izledi. HHH Aradan geçen 90 yılı aşkın zaman diliminin ardından geçmişten bugüne bakınca, ekonominin temellerinin değişmediğini görüyoruz. Temelleri sağlam her ülke bunda ekonominin büyük payı olduğunu biliyor ve ona göre 21. yüzyıl politikaları üretiyor. Bunun için de yeniden keşiflere gerek yok. İşin özü, üretim ekonomisi. Bu özü kaybeden ülkelerin ekonomisi de erozyona uğruyor. Bugün AKP iktidarının yaptıklarıyla İzmir İktisat Kongresi’nde vücut bulan Misakı İktisadi karşılaştırılınca şu ortaya çıkıyor. AKP, Türkiye’nin sadece toplumsal, kültürel değil, ekonomi birimini de tüketen partidir. 1923 ruhu üretme ve yapma hedefliydi; AKP ise tüketme ve satma hedeflidir. Tüm özelleştirmelerin yüzde 70’i AKP iktidarı döneminde yapıldı. Bunlara karşılık, herhangi bir sektörde öncülük etmemizi sağlayacak yatırım yapılmadı. HHH Başta ABD olmak üzere, zengin kuzey ülkelerinin tümü onca liberal politika havası atmalarına karşın, devletin yönlendiren, kontrol eden, yerine göre yatırım yapan rolünü göz ardı etmiyorlar. Su, 19. yüzyılda da 100 derecede kaynıyordu, şimdi de... Ekonominin temel gerçekleri de bu kadar kesindir. Üretim ekonomisi suyun 100 derecede kaynaması kadar tartışmasız bir gerçektir. AKP iktidarında “iktisat” sözcüğü de erozyona uğradı, elde sadece son hecesi kaldı. Eylemcilerin adliyeye avukat cüppesiyle girdiği ortaya çıktı. B ri ve bina içinde kullandıkları asansörler şifreyle çalışıyor. Savcıların bulunduğu koridorlarda şifreli turnikeler yerleştirilmiş ancak uygulama hayata geçirilmemiş durumda. Savcı Kiraz, Memur Suçları Soruşturma Bürosu’nde görevli. Bu büronun bulunduğu 6. Kat A1 blokta da şifreli turnike uygulaması başlatılmamış. Çağlayan Adliyesi’nin girişinde havalimanlarındakine benzer güvenlik önlemleri yer alıyor. Dava için gelenler, tepeden tırnağa aranıp XRay cihazından geçirildikten sonra içeriye alınıyor. Yasal düzenlemeler uyarınca sadece kimlik gösteren avukatlar içeri ye girerken aranamıyor. Adliye açıldığında, avukatlara yönelik de üst araması uygulaması başlatıldı. İstanbul Barosu ve Çağdaş Hukukçular Derneği uygulamaya itiraz etti. Avukatlık Kanunu’nun 58/1 maddesine göre, avukatın üstü aranamıyor. Elektrik kesintisi vardı İstanbul’da silahın içeri sokulduğu saatlerde elektrik kesintisi yaşanıyordu. Silahın yaşanan elektrik kesintisinden yararlanılarak içeri sokulup sokulmadığı ise henüz netlik kazanmadı. l İSTANBUL/Cumhuriyet C blok ana giriş ELLERİNİ KOLLARINI SALLAYARAK GİRDİLER B blok Vatandaş girişi D blok Vatandaş girişi Ceza Mahkemeleri Savcıların bulunduğu A blok A blok sadece savcı ve hâkimlerin giriş kapısı Hukuk Mahkemeleri Eylemciler giriş kapısından ellerini kollarını salllayarak girdiler ve 6. kata çıktılar Berkin dosyasındaki polisler deşifre edildi DHKPC üyelerine ait olduğu sanılan Twitter hesaplarından soruşturmada şüpheli polislerin bilgilerinin tümü paylaşıldı İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ı rehin alan DHKPC üyelerine ait olduğu tahmin edilen twitter hesaplarından Berkin Elvan davasının dosyasında yer alan şüpheli polislerin bilgileri ile fotoğrafları paylaşıldı. Savcı Kiraz rehin alınmasıyla ilgili anlık paylaşımlar yapan iki Twitter hesabında dosyada yer alan polislerin isimleri ve fotoğraflarının paylaşıldığı öne sürüldü. Hesaplarda paylaşılan fotoğraflarda 24 polis yer aldı. Paylaşılan belgelerde sicil numaralarıyla yer alan polislerin bazıları şöyle sıralandı: “R.B., A.A, ilk hesap kapatıldı. Hesabın kapanmasının ardından açılan yeni hesap da askıya alındı. İlk hesap “@aysekosan123” kullanıcı adıyla 27 Mart’tan itibaren paylaşımlarına başladı. Hesapta Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın rehin alındığı fotoğrafları anlık olarak paylaşmasıyla dikkatleri üzerine çekti. Bozuk bir Türkçe ile paylaşımların yapıldığı gözlenen Twitter hesabının ilk paylaştığı tweet’lerin ise örgüt içerisindeki bir türlü gizli mesajlaşma olabileceği öne sürülüyor. Hesaptan en son “Bu hesaba el konulmuştur” ve “Her şey TÜRK Halkı için” paylaşımları yapılırken, önceki paylaşımlarının tamamının silinmesi ise dikkat çekti. Hesabın kapatılması üzerine açılan yeni “@umutbizde12345” adlı hesaptan da bazı paylaşımlar yapıldı. Dün akşam saatlerinde bu hesabın Twitter tarafından engellendiği görüldü. Eylemi gerçekleştiren DHKC üyelerinin taleplerini paylaşan DHKPC’ye yakın Halkın Sesi adlı Twitter hesabı da askıya alındı. l İSTANBUL\Cumhuriyet Hesaplar askıda M.A.C., A.A., O.M.Ç., A.P., G.T., U.I., B.E., A.A.A” Fuat Avni: MİT’çiler aktif Cemate yönelik operasyonları önceden bilmesyle tanınan twitter fenomeni Fuat Avni’nin yaklaşık 2 ay önce DHKPC’nin yeniden aktif hale getirilerek eylemler yaptırılacağını yazdığı ortaya çıktı. Fuat Avni hesabından ilk tweetle “DHKPC’nin içindeki, Fidan’ın özel ekibi MİT’çiler, İstanbulAnkara arası mekik dokuyor” ifadelerine yer verilirken ikinci tweet’te ise “DHKPC’yi yeniden aktif hale getirecek planlar yapıldı. Kullanılacak isimler belirlendi” denildi. Savcının rehin alınmasıyla ilgili örgüt adına fotoğraf ve yazı paylaşımı yapan Fotoğraflar paylaşıldı GÖRGÜ TANIKLARI: Polisler müdahale edemedi Yaklaşık üç saat boyunca 6. katta kanlı biten rehine krizini izlemeye takip etmeye çalıştık: 4 İki silah sesinin yankılandığı koridorda olağanüstü hal ilan edilmişti sanki. Eylemciler, Kiraz’ın odasına girmeye çalışan özel güvenlik görevlilerini engellemek için kapıya doğru iki el ateş etti. 4 Silah sesinden kısa bir süre sonra da eylem bir anda sosyal medyada duyuldu. Rehin alınan savcının bulunduğu 6. kata, çok sayıda özel güvenlik görevlisi, özel harekât polisleri yığıldı. Çevre binaların çatılarına keskin nişancılar yerleştirildi. 4 DHKP/C üyesi 2 kişi savcının odasına girdiği dakikalarda, aynı koridorda başka bir savcıya ifade vermek üzere bekleyen, ancak ismini vermek istemeyen iki görgü tanığı ise bizlere şunları anlattı: “Yüzlerini kapatmış iki kişi gördük, savcının odasına girdiler. Ve silah sıkmaya başladılar. Kadın çalışanlar çığlık çığlığa kendilerini yere attı. O sırada koridorda 23 polis memuru da vardı. Müdahale edemediler.” 4 Müzakere heyeti görüşmeleri sürdürürken savcı Kiraz’ın yakınları da adliye binasına geldi. Başına silah dayanan Kiraz’ın eşi de o anlarda Çağlayan Adliyesi’nde hâkim olarak görev yapıyordu... 4 Adliye çalışanlarının mesaisi saat 15.00 sıralarında bitti. Bazı çalışanlar, olayı duyar duymaz binayı terk etti. Kiraz’ın yakınları da adliye binasına geldi. 4 Gazeteciler de adliye binasından çıkarılmak istendi. Biz de yaklaşık 3 saatin sonunda 6. kattan aşağıya indirildik. Polisle tartışma sonrası, gazetecilerin basın odasında kalmak şartıyla adliyede görev yapmalarına izin verildi. Gazetecilere tuvalete giderken bile özel güvenlik görevlisi eşlik etti. 4 Saatler 20.30’u gösterdiğinde birbiri ardında iki patlama sesi adliyenin koridorlarında yankılandı. Patlamalar çok güçlüydü. Sonrasında ise onlarca silah sesiyle irkildik. Sekiz saatin sonunda rehine krizi kanlı bir operasyonla son buldu... l İSTANBUL Çok sayıda gözaltı Rehine olayı sırasında örgüte ait internet sitesinde adliye önüne çağrı yapıldı. Çağrının ardından akşam saatlerinde adliye önünde bir grup toplandı. Operasyonun başlamasıyla birlikte adliye içerisine girmek isteyen gruba polis müdahale etti. Aralarında Yol TV çalışanı Ece Aydın, avukat Günay Dağ ve ÇHD üyesi 2 avukatın da bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Adliye önünde dün öğlen saatlerinde de “Berkin Elvan ölümsüzdür” sloganı atan bir kişi gözaltına alındı. HİLAL KÖSE / CANAN COŞKUN Arabulucular adliyeye geldi Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın rehin alınmasının ardından eylemcilerin arabuluculuk yapmasını istemesi üzerine İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, avukat Turgut Kazan, Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Şükriye Erden, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu adliyeye geldi. Kocasakal, adliyeye girişi sırasında “Ne kadar hassas görüyorsunuz. Hangi açıklamayı yapayım. Çağrıldık geldik” diye konuştu. Eylemcilerle görüşmeleri, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hasan Bölükbaşı yürüttü. İlk görüşmeyi ise Şükriye Erden yaptı. Erden’in ilk saatlerde aktardığı notlarda, “Eylemciler savcıya zarar vermek istemediklerini söylüyorlar. Berkin’in ölümünden sorumlu polislerin açığa çıkarılmasını istiyorlar” bilgisi yer aldı. Mahalleler karıştı Çağlayan’daki operasyonun ardından Gazi Mahallesi, Mustafa Kemal Mahallesi ve Okmeydanı’nda polisle eylemciler arasında çıtaşmalar yaşandı. Gazi Mahallesi’nde dün akşam saatlerinde toplanan yüzlerce kişi sloganlar atarak, karakola yürümeye başladı. Polis eylemcilere gaz bombaları ve basınçlı suyla müdahale etti. Eylemciler de polise taş, havai fişek ve molotof kokteyli atarak karşılık verdi. Çatışmalar gece geç saatlere kadar sürdü. l İSTANBUL / Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle