26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MART 2015 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 17 Aralık sabahı, dönemin İçişleri Bakanı Güler ile İstanbul Emniyet Müdürü Çapkın arasındaki diyaloğu anlatan kitaptan çıktı 5 siyasetçilerin arasındaki görüş ayrılığı... Peki, Kürt sosyalistlerinin tavrı ne olacak? Benim bu konuda görüşüm ne? HDP bağımsız değil de parti olarak seçimlere katılırsa yüzde 10’u mutlaka aşar! HDP böylece hem Türkiye’nin partisi olur hem de milletvekili sayısını artırır... HHH Aslında HDP’nin parti olarak seçimlere girmesi Türk ve Kürt sosyalistlerini bir araya getirir, ülkemizde sosyalistler tümleşir. İmralı ve Kandil elbet iki önemli öğe Kürt siyasetinde... Yok 10 maddede anlaşılmış, şu olacak, bu olacakmış... Yaz ayları “barış”ın güneşli günleriyle toplumun her kesimini kucaklayacaksınız. Geçin bunları geçin. 10 maddenin içeriğini hangi yasayla dolduracaksınız bir anlatın hele! Selahattin Demirtaş’la hiç yüz yüze gelmedim, telefonla konuşmadım. Kişisel kanım, demokrat ve açık sözlü bir Kürt siyasetçi. Partisinin oylarını İzmir odaklı Ege’den alarak yüzde üç artırdı. AKP bugünlerde “İç Güvenlik Yasası”yla uğraşıyor, kafa göz yarıyor Meclis’te... Halkın Meclisi orası, babalarının çiftliği falan değil... Sen bir yandan çağdaş, özgürlükçü anayasa yapacağız diye caka satacaksın, öte yandan “İç Güvenlik Paketi” çıkarmaya kalkıp darbe anayasasının yüzde 10 barajına sığınıp HDP’yi bağımsız aday çıkarmaya zorlayacaksın. HHH Memlekette siyasetin dibi çıkmış... Bir yandan HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’a saldırıp öte yandan barış türküleri... HDP’li milletvekilleri ve AK bakanlar! Fotoğraf mutluluğun simgesi... Ne de olsa Dolmabahçe canım! Ne demokrasi, ne özgürlük, ne barış, ne kardeşlik, ne de insanlık... Bunlar hayatın birer dalıdır... O dal yalan dolan, çıkar ilişkileriyle değil vicdanın sesiyle, sermayeemek penceresinden bakılarak çiçeklenir... ‘Bakanım delil sağlam’ ERDEM GÜL ANKARA AKP hükümetini sarsan 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ilk saatlerine ilişkin yeni bilgi ve anlatımların bulunduğu bir kitap yayımlandı. Kitaba göre, dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler, operasyon ile ilgili bilgi almak için aradığı İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’dan “Şimdiye kadarki en geniş kapsamlı yolsuzluk operasyonu. 4 bakan var biri de sizsiniz. 3 bakanın çocuğu gözaltında. Biri de sizin oğlunuz. Deliller çok sağlam” yanıtını alıyor. Gazeteciler Ahmet Dönmez ve Ufuk Köroğlu tarafından yazılan “17 Aralık Sıfır Noktası” adlı operasyona ilişkin yeni iddia ve anlatımlar içeren kitap yayımlandı. Kitapta anlatılan 17 Aralık’taki bugüne kadar bilinmeyen diyaloglar şöyle: Doğru bir iş: Kitapta operasyonla ilgili bugüne kadar hiç konuşmayan İstanbul Emniyet Müdürü Çapkın’ın Beylerbeyi Polis Evi’ndeki ikametinde polis şeflerinden operasyon ile ilgili bilgi aldığı anlatılıyor. Çapkın’ın bembeyaz bir yüzle, pijama ile yanlarına geldiği Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç ve Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Yakub Saygılı’dan bilgi aldıktan sonra “piposunu yakarak”, “İşte şimdi bunu hazmettim” dediği belirtiliyor. Kitaba göre ardından da Çapkın, “Bu iş doğru bir iş mi, evet doğru bir iş. Çok büyük bir iş! Ergenekon’dan daha büyük bir iş. Fakat Türkiye bunu kaldırır mı kaldıramaz mı bilmiyorum. Ben sizi tanıyorum. Bu zamana kadar yanlış bir işinizi görmedim. Bu iş Allah rızası gözetilmeden yapılamaz. Ne yapalım, sizi görevden alacaklar, arkasından beni de alacaklar. Olsun, bizim için de şerefli bir son olur” dediği aktarılıyor. Çapkın KİTAPTAN: Hüseyin Çapkın üzerinde pijamalarıyla bembeyaz bir yüz ile yanlarına geldiği şube müdürleri Nazmi Ardıç ve Yakub Saygılı’dan bilgi aldıktan sonra piposunu yakarak, “Bu iş doğru bir iş mi, evet doğru bir iş. Çok büyük bir iş. Ergenekon’dan daha büyük bir iş. Fakat Türkiye bunu kaldırır mı bilmiyorum” dedi. ye kadarki en geniş kapsamlı yolsuzluk operasyonu. Dört bakan var. Biri de sizsiniz. Üç bakanın çocuğu gözaltında. Biri de sizin oğlunuz Barış. Bazı işadamları var…” diye bilgi verdiği yazılıyor. Zekeriya Öz’ün telefonunu istedi: Kitapta bu telefon görüşmesine ilişkin, “Bakanın sesi hâlâ endişeden titriyordu. Operasyondan sorumlu olan koordinatör Başsavcıvekili Zekeriya Öz’ün cep telefonunu istedi. Onunla reddetmişti. O gece asıl sıkıntı oluşturan talep, deklarasyon metni idi. Yani istifa edecek bakanlar aynı zamanda Başbakan Erdoğan’ı rahatlatacak bir deklarasyon yayımlayacaktı. Erdoğan Bayraktar, bu durumdan rahatsız oldu ama orada bunu dile getirmedi.” Demirtaş’a Tuzak!.. Bir ırmak gibi hızla akıp giden yıllar, acımasızlık sarmalı, akan kan! 1999 yılından bugüne uzanan 1516 yıl içinde benim memleketimde değişen ne? Kimi zaman bu soruyu bıkmadan usanmadan sürekli sormak istiyorum... Hele iktidar yalakalarının televizyon ekranlarında “demokrasi ve özgürlük” masallarını dinledikçe. Demokrasiyi, özgürlükleri, barışı, kardeşliği pazardan satın almış bu arkadaşlar sanki. 30 yıldır bir savaş var benim yaşadığım coğrafyada... 30 yıldır bitmeyen, tükenmeyen kin var, nefret var... Terör var terör... Bitmedi! 12 yaşındaki çocuklar hedef alınarak öldürülüyor bu ülkenin güneydoğusunda... Şimdilerde “barış süreci” yeniden gündeme geldi. Gerçekten silahlar susacak mı, gerçekten barış gelecek mi? Tek isteğim, barışın gelmesi, Türk ve Kürt çocuklarının ölmemesi! Benim böyle bir düşüm var 30 yıldır ama bir türlü gerçekleşmedi. HHH Ortada bir oyun oynanıyor; “çözüm süreci” oyalamaları. Bu oyunu görmemek, gerçeklerin altını çizememek... Amaç ne burada? İmralı’yla anlaşıp 7 Haziran seçimlerini “kazasız belasız” atlatıp “Türk modeli başkanlık sistemi”ni yaşama geçirmek. Bunun nasıl gerçekleşeceği çok basit! HDP, bağımsız adaylarla değil, parti olarak seçimlere girip barajı aşarsa AKP Meclis’te anayasayı değiştirecek sayıya ulaşamayacak... Bu nedenle hem Kürt siyasetçilerinin bir kanadı, hem de AKP, HDP ve Selahattin Demirtaş’a tüm gücüyle saldırıyor. Demirtaş “çözüm sürecini istemeyen barış karşıtı Kürt siyasetçi” olarak topluma gösterilmek isteniyor. Dolmabahçe fotoğrafı, Kürt ‘Başbakan bizi sattı’ ‘Başbakan bizi sattı’: Kitapta, Bayraktar’ın, “Arenadaki aslanların önüne yem olarak atıldıkları” hissine kapıldığı belirtilerek “Oysa her ne yaptıysa, Erdoğan’ın talimatı ile olduğunu düşünüyordu. Görüşme bittikten sonra ekibine, ‘Başbakan bizi sattı’ dedi, sinirle. Muammer Güler ve Zafer Çağlayan’la birlikte kendisinin görevden alınacağını söyledi. ‘Egemen Bağış?’ sorusu üzerine de Başbakan’ın Bağış’ı görevden almak istemeyeceğini ima eden bir el hareketi yaptı” deniliyor. ‘Hiç şaşırmadık’ diyen AKP’liler: Kitapta, dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Edip Uğur’un, operasyonu haber aldığında ilk tepkisinin “Hiç şaşırmadım, bunlar zaten kulağıma geliyordu” dediği iddia ediliyor. Dönemin Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ün kabine dışı kalmasının da yolsuzluklara karşı tepkisinden kaynaklandığı, 4 bakanı kastederek, “Ben bu adamlarla aynı kabinede bulunmam. Ya onlar gidecek ya ben” dediği iddia ediliyor. Kitapta TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in de “Deliller çok sağlam. Arkadaşlar buradan yırtamazlar” uyarısında bulunduğu öne sürülüyor. Kitabın yazarı Ahmet Dönmez’in daha önceki “Yüzde 10 Adil Düzenden Havuz Düzenine” kitabı için, geçen günlerde, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve AKP İzmir Milletvekili Binali Yıldırım tarafından toplatılması istemiyle mahkemeye başvuruda bulunulmuştu. ‘Bakanın sesi titriyordu’ Güler polislerin yanında aradı: Kitaba göre, İçişleri Bakanı Muammer Güler, polis şefleri yanındayken Çapkın’ı telefonla arıyor. Kitapta, bu telefon görüşmesinde Çapkın’ın Güler’e, “Sayın Bakanım, Organize Şube Müdürü Nazmi ile Mali Şube Müdürü Yakub yanımda. Bana bilgi verdiler. Bu operasyon şimdi da görüşmek istiyordu. Nazmi Ardıç, savcı Öz’ün numarasını söyledi. Muammer Güler panik halde telefonu kapattı” anlatımları yer alıyor. Bakanlar nasıl istifa ettirildi: Kitapta, Erdoğan Bayraktar’ın “Ne yaptımsa Başbakan’ın talimatı ile yaptım, onun da istifa etmesi gerekir” açıklamasının arka planına ilişkin anlatımlar dikkat çekiyor. Erdoğan’ın, 4 bakandan istifa dilekçelerini hazırlamalarını istemesinin ardından yaşanan sürece ilişkin de şu ifadelere yer veriliyor: “Bazı bakanlar buna zaten ilk günden hazırdı. Hatta Erdoğan, 17 Aralık sabahı istifa taleplerini, ‘zaaf görüntüsü’ vermemek için Güler Şişli Kent Kültür Merkezi 8 Mart 2015 Saat: 20.00 * KAPIMIZ TÜM SANATÇI DOSTLARIMIZA AÇIK, L ST EYE D E V AM ED EB L RS N Z … SUZAN KARDEŞ & YASEMİN GÖKSU Şişli Kent Kültür Merkezi 8 Mart 2015 Saat: 13.00 www.sislibelediyesi.com C M Y B *
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle