19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 MART 2015 PERŞEMBE 8 GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK AKP Cumhurbaşkanı’na, AKP Başbakanı’na velhasılı AKP iktidarına ülkenin muhalefet partilerinin asla güvenmemeleri.... Üstelik ne zaman? Dolmabahçe’de HDP ve AKP’nin müşterek toplantısında demokratik kimi ilkeleri içeren on maddenin okunmasından ve İmralı’nın, bu on maddenin taraflarca müzakere edilip kabul görmesini takiben KCK’ye (PKK’ye) kongreyi toplayıp silahları bırakma kararı almalarını önereceğini belirten bir iyi niyet gösterisi söyleminden sonra… ....medyatik barış davulları birden sustu. HHH HDP ile AKP arasındaki bu olaydan sonra umutların birden derin tartışmalara dönüşmesinin temellerine son dinamiti Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç koydu. HDP’nin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı, baştan beri çözüm sürecini baltalayan kişi olarak çok ağır ifadelerle suçladı. Diyeceksiniz ki Arınç’ı bu davranışa zorlayan Demirtaş’ın bir eleştirisi oldu. Oysa Demirtaş’a söylemediğini bırakmayan ilk AKP’li Kaçak Saray idi. Fakat elinde istihbarat servislerinin dışında kendine özgü kanallardan gelen bilgiler olduğu gibi, neler olduğunu da açıklamadığı, muğlak, çamur at izi kalsın diye tanımlanan bilgiler olduğunu söyleyen ise Arınç’tı. HHH AKP; HDP’nin 7 Haziran seçimlerinde yüzde 10 barajını aşarak güçlü bir grup kuracak oranda milletvekili ile Türkiye partisi olmasını istemiyor. O kadar kaba, o kadar bencil bir gerekçeyle... AKP’nin açıklayamadığı ama gizli işlemlerle uyguladığı amacını yinelemekte yarar var: AKP, HDP’nin barajı aşması durumunda, hesap kitaplarını, başta Kaçak Saray’ın durmadan yinelediği 400 vekilli bir Meclis grubunu ancak rüyalarında göreceklerini biliyor. HDP’nin seçimi yitirmesi durumunda en az açıkta kalacak 4050 milletvekilliğini cebine atacağını hesaplıyor. O zaman belki 300’ü aşan bir grupla Kaçak Saray’ın zorbalığını daha da güçlendirecek Türk işi başkanlık sistemini yaşama geçireceklerini sanıyorlar. HHH Barış sesleri birden neden kesildi? Zira Arınç ve partisi, Demirtaş’ın genç, düzgün yüzünün, açık ifadelerle HDP’yi bir bölge partisi olmaktan çıkaracağından, Türkiye’yi kucaklayan bir partiye dönüşmesini içeren, oy bazında da ilgi çeken duruş, davranış ve konuşmalarından rahatsızlar. Üstelik Demirtaş, Arınç’a, suçlamaktan öteye taşan saldırılarının aksine bir üslupla grubunda yanıt verdi ve... ...grup konuşması, AKP’nin barış getireceği yutturmasına partisinin ve kendisinin asla “inanmadığını ve güvenmediğini”, iktidarın seçim öncesi halka barış sattığını, oysa partisinin gerçekten barışı sağlayarak millete armağan edeceğini ifade eden sözleri sık sık alkışlanarak onaylandı. HHH AKP Genel Başkanı ve Başbakan’ın, çözüm sürecinin AKP direksiyonunda ilerleyebilmesi için nihayet muhalefet partilerinin desteğini sağlamayı içeren konuşmasına da, HDP Eş Genel Başkanı ile aynı gün… ...CHP ve MHP gruplarında konuşan genel başkanlar, “bu iktidarın barışı sağlayacağına güvenmediklerini” açıkladılar. HHH Özetleyelim son gelişmeleri: Dolmabahçe’nin hemen ardından bu ülkenin yüzde 55’ini temsil eden üç muhalefet partisi iktidara güvenmediklerini açıkladı. Bu, aslında bütün partilerin ortak çabasıyla sağlanması beklenen iç barışın, ne yazık ki iktidarın inandırıcı olmayan, güven vermeyen diyalog kültüründen yoksun tutumu nedeniyle şu sıra varılan dramatik bir sonuç! HHH Ne Kaçak Saray ne de sarayın başbakan vekili AD, barış türküleri söylemekten başka, parti sözcüleri aracılığıyla muhalefete, bize güvenmezseniz güvenmeyin; seçimde halkın göstereceği güven bize yeter, diye yanıt verirken... şöyle dönüp zenginlerin serveti 7.6 milyar dolar artarken... yıl başından sonraki iki ayda toplum yaşamını zora sokan gıda fiyatlarındaki yüzde 6.19 artıştan söz ediyorlar. Uzmanlara göre, yükselen enflasyonla faizler inmez! Kaçak Saray’ın, enflasyonu aşağı çekmeyi faizleri indirme koşulunu bağlayan ekonomik dehasından kaynaklanan dayatması da böylece suya düştü. Sayelerinde enflasyonda Venezüella, Mısır, Rusya’dan sonra dünya dördüncüsü olduk! RTE saray yaptırdığı, AD de başbakan olduğu için mutlu. Halk, gıda fiyatlarının artışından mutsuzmuş Ne umurlarına! Bir Suriyeli kadının öldürüldüğü Karkamış Kampı’ndaki şiddet ve fuhuş skandal boyutunda. İşte anlatılanlar: ERK ACARER ‘En çok kadın o astsubaya gider’ C. A. adlı sığınmacı AFAD’a üye yapıldı. Bir sığınmacının AFAD üyesi yapılması yasal değil. Jandarma, bu kirli adamları sağ kolu olarak yanında tutmak için her yolu deniyor. GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Gaziantep’in Karkamış ilçesindeki çadır kentte yaşanan skandallar bitmek bilmiyor. Kampta kalan ve çalıştığı tarlada tecavüze uğrayan S.F’nin iğneyle bebeğini düşürüp anne ve kardeşinin yardımıyla cenini boş araziye gömmesi, ilçede ve çadır kentte neler yaşanabileceğiyle ilgili ipuçları veriyor. Bir süre önce haberini yaptığımız Karkamış Kampı’nda yaşananlara ilişkin yeni bilgiler de ediniyoruz. Yaptığımız haber üzerine soruşturma açılan Karkamış Kampı’nda hiçbir şeyin düzelmediğini, daha da kötüye gittiğini anlıyoruz. Karkamış’taki fuhuş, rüşvet ve şiddet olaylarına sessiz kalamadıkları için kamptan kovulan ve başka yerlere gönderilen A.Ş., V.M., M.S., C.Z., adlı sığınmacılardan edindiğimiz bilgileri onların ağzından maddeler halinde veriyoruz: A. E., C. A., A. K., A.H ve babası M. H., jandarmayla organize bir biçimde çalışıyorlar. Bu kişilerin hepsi, içeride ve dışarıda kadın pazarlıyorlar. AFAD üyesi yapılan Karkamışlı C. ve A. bunlara yardım eder. C., aynı zamanda belediye başkanının akrabasıdır. yuşturucu görmezden geliniyor C. A. adlı sığınmacı uyuşturucu içer. AFAD personeli karşı çıktı. Ancak kampta söz sahibi olan bir astsubay ona engel oldu. Uyuşturucu içen sığınmacı hakkında bir işlem yapılmadı. Akrabalarımızın bir bölümü, Gaziantep’teki diğer kamplarda yaşamaya çalışıyor. Benzer durumları anlatıyorlar. Kamplardaki bu durumun sorumlularının AFAD temsilcileri olduğunu düşünüyoruz. U lar fuhuş tuzağında. F.T., H.U., F.T., E.M., E.H., M.U., V.A., Z.H., adlı kadınların fuhuş için çalıştırıldıklarını biliyoruz. S.Ş. adlı, annesi engelli bir kadın da çaresiz kaldığı için fuhuş için çalıştırılıyor. Gündüz dinlenme yeri olarak kullandığımız yerlerde, hava kararınca fuhuş yapıldığını görüyoruz. İçerideki markette satılan mallar da dışarıdakinden pahalı. Kızılay’ın verdiği para kartlarımıza aylık 85 TL yatıyor. Fiyatlar da pahalı. Ayın yarısı tok, yarısı açız. Görmezden gelinmesi için, rüşvet olarak kadın sunarlar. En çok kadın, “o astsubaya” gider. Birleşmiş Milletler’den temsilciler kampı ziyaret etti. Fiyatların etiketleri dışarıya göre ayarlandı. Soruşturmanın ardından, düzelme olabileceğini düşünmüştük. Göstermelik olarak bazı kişileri kovdular. Pislik temizlenmedi. Karşı çıktığımız için bizi uzaklaştırdılar. Akrabalarımızdan ayrıldık. Jandarma ve güvenlik bir sabah, çadırlarımıza girdi. Çocukların kafalarına silah dayadılar. Güvenlikçi kadınlar, kadınlarımızı copladı. “5 dakikanız var” dediler. Kıyafet bile alamadan sürüldük. Kampta haftada bir kez ayaklanma oluyor. Bize misafir gibi davranmadılar. fuhuşa zorluyorlar Birkaç kez kadınların banyo yaptığı yerde fotoğraf çektiler. M. H. aynı zamanda kampın öğretmenidir. Ders verdiği kızların gizli gizli fotoğraflarını çekiyor. “Fotoğrafları internete vereceğiz” diyerek kadınları fuhuşa zorluyorlar. Dışarı kadın servisi var. Bazı kadınlar para karşılığı fuhuş yapsalar da çoğu tehdit nedeniyle buna mecbur oluyorlar. Özellikle C mahallesindeki kadın Fotoğrafla Karşı çıkanı kovdular Jandarmayla işbirliği IŞİD’den kaçıp Türkiye’ye sığınan 1500 Suriyeli sınırı geçip evlerine gitti Kobani’ye dönüyorlar Fotoğraflar: AA IŞİD’in 15 Eylül’de Suriye’nin kuzeyindeki Rojava bölgesinin Kobani kantonuna başlattığı saldırıların ardından Türkiye’ye sığınan Suriyeli Kürtler, YPG, peşmerge ve Kürt grupların 26 Ocak’ta Kobani’yi IŞİD’den temizlemesinin ardından geri dönmeye başladı. Aralarında kadın ve çocukların bulunduğu yaklaşık 1500 kişi, yanlarında getirdikleri bazı eşyalarla Şanlıurfa’nın Suruç ilçesindeki Mürşitpınar Sınır Kapısı önüne geldi. Güvenlik noktasından geçirilen Suriyeli Kürtlerin kimlik kontrolleri yapıldı. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nca oluşturulan kayıt merkezinde işlemleri tamamlananlar Kobani’ye geçti. Sığınmacılardan Mustafa Beki “Halfeti ilçesine 24 aile olarak sığındık. Bizi misafir ettiler, Allah onlardan razı olsun. 6 aydır buradayız, biliyoruz ki orada evimiz yıkılmış, hiçbir şeyimiz kalmamış. Buradaki insanlara yük olmaktan vazgeçip toprağımıza dönüyoruz” dedi. ... karşın inatla savunan AKP milletvekillerine bir çağrımız var. Hiçbir parti ilelebet iktidarda kalmadığına göre AKP de, iktidardan bir gün düşecek. O gün işbaşına gelecek yeni hükümetin iç güvenliği imha yasasının verdiği yetkileri sonuna kadar kullanmaya başlayacağını düşünsünler. O yetkilerden bazıları şunlar: Polis, hiçbir gerekçe göstermeksizin istediği kişinin evini aracını üzerine arayabilecek, gerekli görürse 48 saat gözaltında tutabilecek. Gözaltı işlemi bittikten sonra lütfedip savcılığa bilgi verecek. Polis istediği telefonu 48 saat süreyle dinleyebilecek. Eğer daha fazla dinlemek isterse izni bulunduğu ilin mahkemesinden değil sadece Ankara’daki tek hâkimden alacak. Böyle bir hâkimi iktidarın nasıl seçip atayacağını en iyi AKP’liler bilir. Polisin 2007 yılında genişletilen silah kullanma yetkisi daha da artırıldı. Artık en ufak bir şüphede uyarmaksızın, anons etmeksizin silah kullanabilecek. Bunun Türkçesi, “insan öldürme” yetkisidir. HHH Bitmedi... Kaymakam ve valiler, halen hâkim ve savcılarda olan yetkilerin bir bölümünü kullanma hakkına sahip olacak. Örneğin vali, toplu gözaltı kararı verebilecek. Vur deyince öldürmeyi alışkanlık edinmiş yetki sahiplerinin bunu nasıl kullanacağına ilişkin fikir yürütmek bile insanı ürkütüyor. Toplu gözaltı, bir semti bile tümüyle kapsayabilir. Hatta ötesi... Böyle bir yetki yargı organlarınca karar verilmiş bir zorunlulukla değil, mülki amirin istemiyle kullanılacak. Kaymakam ve valiler gerekli gördükleri durumlarda yerleşim yerlerindeki araçlara el koyabilecek, yasaklar getirebilecek. Yasak mantığı başladığında özgürlüklerin bittiğine defalarca tanık olduk. Valinin koyduğu yasağa uymayanlar iki yıla varan hapis istemiyle yargılanacak. Polisin, gösterilere müdahale ederken elini korkak alıştırmadığını herkes biliyor. Polis, toplumsal gösterilerde coptan biber gazına kadar her türlü yöntemi kullanıyor. Bunlar yetmiyormuş gibi yeni yasayla bir de boyalı su sıkma yöntemi getiriyor. Boyalı suyun içinde hangi kimyasal maddelerin olacağını kim garanti edebilir. HHH AKP’li vekillere soruyoruz: Yukardaki yöntemlerin size karşı uygulanabileceğini hiç düşündünüz mü? Bir an empati yapın ve size açıklanmayan bir şüphe üzerine karakola götürüldüğünüzü düşünün... Bu öneri Meclis kürsüsünden dile getirildiğinde AKP’lilerin birçoğu kayıtsız dinliyor; kaldır parmak, indir parmak maksat ‘Saray’ın istediği yasayı çıkarmak... Bundan öte düşünceleri yok. Henüz daha yolun yarısına bile gelinmemişken AKP’li milletvekillerini bir kez olsun bağımsız düşünmeye çağırıyoruz... Sivas’ta bir domuz gribi vakası daha Hastane personeline maskeyle çalışılması emri verildi. HİLAFET TOPLANTISI Ata’nın posterine tahammül edemediler PEN’den Can Dündar’a destek Kültür Servisi Uluslararası Yazarlar Birliği PEN, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dava açtığı gazetecilerle dayanışma için kampanya başlattı. Başta gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar olmak üzere, gazetecilere açılan davalardan derin endişe duyduğunu belirten Uluslararası PEN, Erdoğan ile Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın sosyal medya, telefon ve eposta adreslerini vererek duyarlı insanların şikâyette bulunmasını, desteğini göstermesini istedi. PEN’in açıklamasında, Can Dündar’ın taciz davalarıyla karşı karşıya olduğu belirtildi ve Dündar’ın 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasını yürüten savcı Celal Kara’yla yaptığı röportajın ardından Erdoğan’ın bizzat şikâyette bulunduğu için ifade verdiği hatırlatıldı. Dündar’ın aynı gün, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’a “hakaret” iddiasıyla, Çağlayan Adliyesi’nde görülen duruşmada dinlendiğini aktaran PEN, suçlamanın Dündar’ın 2014 Temmuz’undaki bir yazısıyla ilgili olduğunu kaydetti. PEN, tüm bu davalara ve gerekçelerine karşı çıktığını açıklarken, Dündar’ın gazeteci olarak meşru ifade hakkını kullandığını belirtti ve hakkındaki soruşturma, suçlama ve ceza istemlerinin düşürülmesini talep etti. Uluslararası PEN, herkesi Facebook, Twitter ve sosyal medyada bu konuda ivedilikle harekete geçmeye çağırdı ve Can Dündar’a destek mesajlarının [email protected] eposta adresine gönderilmesini istedi. PEN, Can Dündar hakkındaki hakaret davalarının düşürülmesi için Türk yetkililere çağrıda bulunulması; politikacılara ve yüksek devlet görevlilerine yöneltilen kabul edilebilir eleştirilerin sınırlarının geniş olduğunun ve bunların uluslararası hukuk tarafından belirlenmiş olduğu, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu ve Uluslararası İnsan Hakları ve Politik Haklar Sözleşmesi’nce güvence altına alınmış ifade özgürlüğü hakkına saygılı olması gerektiğinin yetkililere bir kez daha hatırlaması için çağrıda bulunulmasını istedi. ‘Yan baktın’ kavgası: 1 ölü n ADANA (DHA) Merkez Çukurova İlçesinin Toros Mahallesi’nde O.A. (17), Hayalpark’ta dolaşırken tanımadığı bir grubla ters bakma yüzünden tartıştı. Tartışma sırasında 3 genç O.A.’yı dövdü. Dayak yemeyi sindiremeyen O.A., akrabası olan Tibet Alp (23), Yakup Eksik (21) ve Mehmet Özgün’e (19) haber verip yardım istedi. Tibet Alp ile arkadaşları O.A.’yı da yanlarına alıp, olayın yaşandığı parka giderek kendisini döven gençlerle tartışmaya başladı. Tartışma sırasında kimliği belirlenemeyen saldırgan tabancayla ateş etti. Hastaneye kaldırılan Tibet Alp yaşamını yitirdi, Yakup Eksik ve Mehmet Özgün yaralandı. n ANKARA (AA) Şans Topu oyununun bu haftaki çekilişinde, 5 +1 bilen 3 kişi, 227 bin 40 lira kırk beşer kuruş ikramiye kazandı. Kazandıran numaralar 4, 22, 24, 29, 32 ve + 12 olarak belirlendiği çekilişte 5 bilenler 4 bin 541 lira, 4 + 1 bilenler 380 lira, 4 bilenler 38 lira, 3 + 1 bilenler 19 lira, 3 bilenler 4 lira, 2 + 1 bilenler 5 lira ve 1 + 1 bilenler 3 lira ikramiye alacak. Yurt Haberleri Servisi Sivas’ta işadamı Mustafa Attar’ın domuz gribinden yaşamını yitirmesinin ardından bir hasta daha aynı şüpheyle tedavi altına alındı. Valilikten yapılan açıklamada, domuz gribinin mevsimsel bir grip olduğu, gerekli önlemlerin alındığı belirtildi. Hastalardan Dilek Kılıç doğum için 13 Şubat’ta Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’ne has taneye geldi ve sezaryenle bir bebek dünyaya getirdi. Ancak doğumdan sonra ateşi yükselen Kılıç, yoğun bakım servisine yatırıldı. Diğer şüpheli vaka Keziban Çiçek’ten alınan kan örneklerinin sonuçları ise henüz gelmedi. Sivas Valiliği’nden yapılan açıklamada kentteki sağlık kuruluşlarında influenzaya yönelik önlemlerin alındığı belirtildi. Açıklamada “Halk Sağlığı Müdürlüğü’nde yeterli miktarda antiviral ilaç bulunmakta, ihtiyaç duyan sağlık kuruluşlarına verilmektedir. H1N1, mevsimsel grip olarak değerlendirilmektedir ve her yıl H1N1 vakası görülmektedir” denildi. Tekirdağ Devlet Hastanesinde görevli hemşire M.Y. de domuz gribi şüphesiyle gözlem altına alındı. Hastanın durumunun iyi olduğu belirtildi. Test sonucu bekleniyor. Köklü Değişim dergisi tarafından düzenlenen, Türkiye ve çeşitli ülkelerden gelen Hizbut Tahrir yöneticilerinin konuşmacı olarak katıldığı “Hilafet Konferansı”nın düzenlendiği Üsküdar Bağlarbaşı Kültür Merkezi’ndeki Atatürk posterleri tartışma yarattı. İlmi ve Kültürel Araştırma Vakfı (İLKAV) Başkanı Mehmet Pabak, salondaki Atatürk posterlerini kastederek, “Hilafetin kaldırılışını konuşurken bile hilafeti kaldıranların gölgesinden kurtulamıyoruz. Bunu dayatan belediyelere sesleniyorum: Bu salonlar babanızın malı değil. Bizden aldığınız vergilerle yapılan salonlar. Dolayısıyla buralar nötr olmalı. Hâlâ bu zulüm devam ediyor” dedi. Konferans sırasında, salonda tevhid bayrakları asılırken salondakiler sık sık tekbir getirdi. 3 kişiye 227 biner lira MÜFTÜDEN METROPOLİTE ZİYARET: İnsanoğlu en büyük sorgusunda MARDİN (Cumhuriyet) Mardin Müftüsü Dursun Ali Coşkun, IŞİD’in Suriye’de 100’e yakın Süryani’yi kaçırmasının ardından Süryani Metropoliti Saliba Özmen’i ziyaret etti. Coşkun ve Özmen, bir süre görüştükten sonra ortak açıklama yaptı. Müftü Coşkun, “Eğer, Müslümansanız, insan öldürmenin ne kadar günah olduğu Kuranıkerim’de vardır. Eğer Müslüman değilseniz, ne olursanız olun, yine insanları kaçırıp öldürmekten büyük günah yoktur. İnsanoğluna ölümünden sonra en büyük sorgusunda ‘İnsana eziyet ettin mi’ diye sorulur. Kaçırılan insanlar bir an önce serbest bırakılmalıdır” dedi. Mardin’de bulunan Suriyeli sığınmacılar ise “İnsanlar kucak açtı ama gönlümüz ülkemizde” dediler. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle