27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 24 Mart 2015 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: BARIŞ AKTAŞ ekonomi 9 Borca dolar kamçısı Moody’s: Doların yükselişi Türkiye’de dış borçları daha maliyetli hale getiriyor erkez Bankası ile ilgili tartışmalar ve ABD’de faizlerin yükseleceği beklentisiyle kurdaki hızlı artış, döviz açık pozisyonu olan şirketler için tehlike oluşturuyor. Konuyla ilgili bir uyarı da kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’ten geldi. Moody’s, doların değer kazanması nedeniyle dış finansmana ihtiyaç duyan Türkiye ve benzer gelişmekte olan ülkelerde şirketlerin borç geri ödemelerinin daha maliyetli hale geldiğini belirtti. Merkez Bankası’na göre Türkiye’de şirketlerin döviz açığı Aralık 2014’te 183 milyar doları aştı. Moody’s dün yayımladığı bir raporda, doların değer artışının dış finansman ihtiyacı yüksek olan ülkelere etkisini değerlendirdi. Kurum, son haftalarda dolarda yaşanan yükselişin, bir grup ülkenin para biriminde yıpranmaya ve döviz rezervlerinde de önemli bir düşüşe yol açtığına dikkat çekerken M Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s son dönemde güçlenen dolar karşısında bazı ülkelerin borç geri ödemelerinde ve cari açığın finansmanında zorlanacağına dikkat çekerek Türkiye’yi bu ülkelerin arasında gösterdi. Türkiye’yi bu ülkelerin arasında gösterdi. Raporda, “Malezya, Türkiye ve Şili gibi yüksek tutarlı dış borç ödemeleri bulunan ülkelerde para birimlerinin göstediği belirgin değer kaybı şirketlerin dış borçlarını ödemelerini daha maliyetli hale getiriyor” uyarısı yapılırken, ayrıca yabancı kreditörlerin yerel para cinsi dış borcu yeniden finanse etme isteğinin azalabileceğine vurgu yapıldı. zorlukla karşı karşıya kalabilecekleri” ifade edilerek bu ülkelerin dış baskılar karşısında kırılgan oldukları belirtildi. Türkiye dış kırılganlığı en yüksek ülke olarak gösterildi. Türkiye’de döviz rezervlerinin çok düşük olduğuna dikkat çekilen raporda, “Bu baskılar sermaye çıkışlarına veya sermaye girişlerinin belirgin şekilde azalmasına yol açarken dış finansman gereksinimi yüksek ülkeler üzerinde baskı oluşuyor” denildi. TL yılbaşından bu yana dolar karşısında yaklaşık yüzde 10 düştü. l Ekonomi Servisi ABD’li şirketler de tehdit altında Doların değer kazanmasının, Amerikan şirketlerinin gelirleri için, 2008 mali krizinden beri en büyük tehdidi oluşturabileceği uyarıları yapılıyor. Çok uluslu firmaların çoğu için durgunluk tehlikesinden söz edenler de var. Reuters’ın haberine göre, dış pazarlardan elde edilen gelirlerde yaşanacak düşüşe ve paraları değer kaybeden ülkelerin firmalarıyla rekabetin zayıflayabileceğine dikkat çekiliyor. Borsa uzmanlarına göre 12 ayda doların yüzde 25 yükselmesi, gelirlerde hisse başına yüzde 10 düşüşe işaret ediyor. Savaştan Barışa Vurucu Darbeler... özlerin Diyarbakır’a odaklandığı, üçlü Nevruz kutlamaları, Erdoğan’ın çıkışında odaklanan, güncel, sürpriz siyasal çıkışları, “çözüm sürecinin” geleceğini de çok etkileyecek gelişmeleriyle.. medya haberlerinde, yorumlarda didik didik edildi... Herkesin medya güdülemesinde, önyargıları sentezinde, İktidarları yönetim odağında çatlamalar, ya da çok kaypak siyaset dengelerine göre açılım, barış sürecine ilişkin olumlu ya da olumsuz beklentilerinde kimi değişimleri getirdi. Siyaset odaklı bu tartışmaların geleceğe yönelik anlamlı sonuçları da olacak... Amma, sınırlarımızda odaklanmış savaşın, kanlı çatışmalarından, ülkemize uzanan vurucu darbeleri, insanlarımızın yaşamlarını altüst eden sonuçlarını, ilgi alanımızın kapsama alanı dışında tutmakla, insanımızın yaşamını en çok etkileyen, milyonların yaşamlarını altüst eden değişiklikleri, savaşın ağır darbelerini atlamakla çok ciddi bir yanılgılar tuzağına düşmüyor muyuz? Diyarbakır’daki iki yılın Nevruz’unun verdiği siyasal mesajlar, siyasal dengeler değişimlerini çokça tartışırken, aynı süreç içindeki sınır olarak dışımızda, yaşamlarımıza yansımaları ile içimizde, çağa aykırı vahşette, çok kanlı, kuralsız savaşın sonuçlarını neden görmezlikten geldik? Oysa kameralara takılan sokaktaki insanların söylemlerinde, kaygılarında, gelecek arayışlarında, son iki yılın olumsuz anlamda ağır altüst olmuş yaşamlarında.. belirleyici kaygılar bu kirli savaşın barışa vurucu darbelerinin yansımaları... Üşenmeden iki yıl öncesinin Diyarbakır Nevruz’u ile bu yılın Nevruz etkinliklerinde katılan kalabalıklardan çekilmiş fotoğraflara, söylemlere karşılaştırmalı bir göz gezdirin. Dramatik olan bölgedeki yoksullaşma, yoksunlaşma, genç işsizliğin patlamasının yansımalarını, bedenlerin dilinden, giysilerden bile çok çarpıcı gözlemleyebilirsiniz. Savaşın yüz binlerce göçmeninin bölgede yaşam alanı bulma çırpınmaları ile de atbaşı, savaşın vurduğu bölge ticareti, üretimle koşut, en çok gençliğin çaresizliğini, çatışmaları besleyen siyasal kutuplaşmalara, cepheleşmelere yansımalarının rakamlarını aktaracak yerim yok... HHH Sınır ötesi kirli iç savaşların, IŞİD’in sıkışması ile, son haftanın saldırılarında 300 kişinin öldüğü gerçeği güncel bir ayrıntı. Kobani çatışmaları sürecinde İktidarları ile Kürt siyasetinin çelişkili duruşlarıyla ülkemiz toprakları içindeki barış girişimlerinin aldıkları yaralar da bütünün dehşeti içinde ayrıntı sayılabilir... Kobani’nin kurtarılması sonrası ortaya çıkan harabe kent gerçeğinin sonuçları daha uzun bir zaman dilimi içinde daha yakıcı olabilir. ABD, Irak işgali gerekçesinin yalan olduğunu kendi medyasında duyurabilme noktasına geldi. Daha çok askerinin ölmemesi için Irak’tan askeri güç olarak çekildi de... Bölge insanlarının iç savaş bataklığı içindeki dramında en acımasız yorumu ile petrol rafinerilerinin üretimi adına da olsa, son travma IŞİD işgalinin vahşeti karşısında bölge direniş güçlerine askeri destek stratejisini yürütüyor. Doğal olarak en son Tunus, Yemen’de, güncel düşman güç IŞİD intihar eylemcileri katliamlarının dehşeti bir yana, IrakSuriye odaklı iç savaşlarda darmadağınık iç silahlı güçlerin kullanılması ile barışa ulaşılabilmesi, çok kanlı, zorlu bir uzun yol... ABD’nin havadan bombardıman, askeri donanım, eğitim destekleri işe yarasa da, savaşacak olanlar bölge halkları. Destek, kurtarma iradesi olunca Kobani kısa bir zaman diliminde kurtarıldı da, yeniden insanların yaşadığı, yaraların sarıldığı bir yaşam alanına dönüştürülmesi o kadar da kolay olamıyacak. Hâlâ AB toprakları içinde, Balkanlar’da savaşmış 9 devletçik olarak parçlanmış Tito Yugoslavyası’nın halkları yoksul ve yoksun, en çok da gençlerinin IŞİD’e militan olmaya kalkıştığı çaresizliklerine çözüm üretemiyorlar. ABD’nin emperyal çıkarlar adına en kritik noktalarda savaşa desteğinin, kalıcı barışa yönelik katkıları?.. Halkların savaşı görerek barış istemlerinin katlanması umut oluyor tamam da... Halklar bu kadar çaresiz, çıkar örgütlenmesi, bilinçlenmede diplerde.. kirli çıkarlar, siyasi hesaplar adına bu kadar kolay medyatik güdülenebilirlerken?.. G Dış kırılganlık uyarısı Raporda ayrıca Türkiye ve Güney Afrika gibi cari açığı yüksek ülkelerin “açıklarını finanse etmekte biraz daha luslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings Kıdemli Direktörü Paul Rawkins, önümüzdeki dönemdeki not değerlendirmeleriyle ilgili olarak, “Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ne yaptığı, yönetim tarzı, daha fazla başkanlık yönünde mi, daha az öngörülebilir mi olacak? Bunlar izleyeceğimiz unsurlar” diye konuştu. Rawkins, “Türkiye’de seçimlerin ardından yapısal reformlar tarafında net bir gelişme görürsek bu iyi bir başlangıç olur” dedi. Rawkins, Türkiye için jeopolitik risklerin önemli olduğuna dikkat çekerek, “Fakat ekonomi politikası üzerinde yerel politik gerilimin domine etme yönünde eğilim var. Endişeler seçim sonrasına ilişkin” değerlendirmesinde bulundu. Fitch, başkanlıktan endişeli U % % 5 .4 5 17.5 % % 1 .6 % 6.3 TL’ye Fed dopingi Dolar/TL ABD Merkez Bankası’nın iyimserliği ve Avro/dolar paritesindeki sert yükselişin etkisiyle yaklaşık üç haftanın en düşüğü olan 2.55’in altına geriledi. Avro yüzde 1.1’e yakın artışla 1.0945’e kadar yükseldi. Dolar endeksi ise yüzde 0.87 düştü. Dolardaki değer kaybını St Louis Fed Başkanı James Bullard’ın, CNBC’ye yaptığı açıklamalar etkili oldu. Bullard, dolar endeksinin makul değerinden çok uzakta olmadığını söyledi. Gün içinde 2.59’lu seviyelere çıkan dolar/TL gelişen ülke para birimlerine paralel yönünü aşağı çevirerek üç haftanın en düşük seviyesi olan 2.5461’e kadar indi. ‘Emlak Konut’un fiyatları zam getirecek’ eçen haftalarda Emlak Konut tarafından yapılan ihalelere katılan müteahhitler, rekabetin dozunu kaçırınca metrekare fiyatlarında doğal olmayan şişkinlik ve artış yaşandı. Emlak Konut’un İstinye ve Başakşehir’deki ihalelerine katılan Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, metrekare fiyatlarının 6 bin 500 TL’ye çıktığını, aynı bölgedeki projelerde maksimum 3 bin 3 bin 500 TL olduğunu vurguladı. Durbakayım, “Gerçekleşen her iki ihalede or G taya çıkan metrekare fiyatları, İstanbul’da mevcut projelerdeki fiyatların çok üzerinde çıktı. Ortaya çıkan rakamlar, Emlak Konut’un orta ve alt gelir grubunu konut sahibi yapabilmesi için iyi bir kaynak olarak görülebilir. Gelişmenin diğer bir sonucu bugüne kadar çok uygun fiyattan daire almış olanların yüksek prim elde edeceğidir. Bu yüksek fiyatlar, bitmek üzere veya satışı tamamlanmamış projelerdeki metrekare fiyatları artıracak” yorumunda bulundu. l Ekonomi Servisi in devlet şirketi ChemChina’nın, İtalyan otomobil lastiği firması Pirelli’yi 7.1 milyar Avro’ya satın alacağı açıklandı. ChemChina böylece birinci sınıf lastik teknolojisine ulaşırken, Pirelli de Çin pazarına daha büyük erişim sağlayacak. Pirelli’nin üst yöneticisi (CEO), 1986’dan beri firmada çalışan Tronchetti Provera’nın görevinde ka Ç Pirelli’yi Çinliler alıyor lacağı duyuruldu. Satın alma açıklamasıyla Pirelli hisseleri 25 yılın en yüksek düzeyine çıkarak 15.23 Avro’ya ulaştı. Çinli firmalar son günlerde İtalya’da yaptıkları yatırımlarla dikkat çekiyor. İtalyan enerji dağıtım şirketleri Terna ve Snam, türbin üreticisi Ansaldo ve lüks yat üreticisi Ferretti, Çinlilerin yatırım yaptığı firmalar arasında. BD hegemonyası gerilemeye devam ediyor. ABD’nin tüm engelleme çabalarına karşın, Çin önderliğinde kurulan Asya Altyapı Yatırım Bankası (AAYB) bu gerilemenin son örneğini oluşturuyor. ABD’den gelen tüm baskılara karşın İngiltere bu bankaya kurucu üye olarak katılıyor. Londra’daki bir ABD diplomatı, İngiltere’nin kararını, “Çin’in arzularına sürekli uyum sağlamanın yeni bir örneği” olarak niteledi. (New York Times 19/02). “Çin ABD’nin akıllı gücüne karşı zafer kazandı” diyen Wall Street Journal’a göre, Çin önderliğinde kurulan bu banka, “Amerikan etkisinin gerilemekte olduğunu gösteren tipik bir örnek” (19/03). ABD basınında AAYB’nin bu kadar güçlü ifadelerle gündeme gelmesinin arkasında iki temel neden var. İngiltere’nin kurucu üye olarak katılacağını açıklamasını Almanya, Fransa ve İtalya’nın aynı yönde açıklamaları izledi. Avustralya’da katılmaya hazırlanıyor. Japonya, Hindistan ve Yeni Zelanda üye olacaklarını daha önce açıklamışlardı. Güney Kore’nin de yakında bankaya kurucu üye olarak katılması bekleniyor. Hafta sonu Pekin’de toplanan Asya Kalkınma Formu’na katılan IMF Başkanı Lagarde da AAYB’ile çalışmaktan memnun olacaklarını A Asya Altyapı Yatırım Bankası açıkladı. ABD yönetimi kaygılanmakta haklı: ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra oluşturduğu, yönettiği uluslararası mali mimarinin en önemli üyeleri, hatta taşıyıcıları şimdi ABD’nin hegemonyasına en büyük tehdit olarak gördüğü ülkenin inisiyatifiyle oluşan bir mali yapılanmaya katılıyorlar. Bu madalyonun öbür yüzünde, Asya ülkelerinin altyapı yenileme ve geliştirme gereksinimleri var. Uluslararası mali sermaye bu ülkelerin gereksinimlerinden AAYB’nin aracılığıyla yararlanmaya hazırlanıyor. Bankaya katılan ülkeler bu piyasalarda oluşacak yatırım projelerinden yararlanarak, kendi ekonomi lerindeki kapasite fazlası, aşırı birikim sorunlarını hafifletebilecek yeni mal, sermaye ihraç alanlarına daha kolay erişebilecekler. Çin de kendi ekonomisinde, demirçelik, çimento gibi alanlarda artık sorun yaratmaya başlayan kapasite fazlası yükünü hafifletebilecek. Çin, Asya ülkelerinin altyapı yatımlarının koordinasyonu üzerinden kendine uygun, ama IMFDünya Bankası (ABD’nin kuralları) ikilisinin etki alanının dışında kalan bir mali “network”, bağımlılık ilişkileri üretmeye başladı. Bu gelişme, ABD’yi çok kaygılandırıyor. Aynı hatta iki tren... İkincisi, AAYB’nin üye sayısının bu ayın sonuna kadar 35’e yükselmesiyle, ABD’nin kurduğu uluslararası ekonomik mali sistemin içinde, ama onun denetlediği kurumların etkisi dışında, ekonomileri en hızlı büyüyen ülkeleri kapsayan, yeni bir etki, daha da önemlisi çekim alanı oluşuyor. Bu madalyonun öbür yüzünde de ABD’nin Asya ülkelerinin altyapı yatırım gereksinimlerini karşılayacak mali gücü harekete geçirme kapasitesini kaybetmiş olması var. Buna karşılık Çin’in elinde, istediği gibi kullanabileceği 3 trilyon dolarlık bir fon var. Dahası, son dönemde ABD Doları değerlenir ve ABD’nin ihracat kapasitesini, dolayısıyla sanayisinin sorunlarını ağırlaştırırken, Çin’in elindeki dolarların satın alma kapasitesi aynı hızla artıyor. Böylece, ABD hegemonyası, (liderlik ederek “kamu hizmeti”, mali kaynak, düzen kurucu kapasite sunarak diğer ülkelerin politikalarını yönlendirme kapasitesi) ile Çin’in hegemonya inşa etme kapasitesi arasında ilginç bir dinamik oluşmuş gibi görünüyor. Çin’in dünya ekonomisi içindeki ağırlığının artmasının yanı sıra, mali kaynak sunarak, mali kurum oluşturarak sorun çözme, düzen getirme, bu sırada ABD’nin en yakın müttefiklerini yanına alma, yönlendirme kapasitesi giderek artıyor. ABD ise hâlâ kendisinin lider olmadığı yapılara katılmamakta, bu yapıların oluşmasını engellemeye çalışmakta ısrar ediyor. ABD bu alanda giderek daha az başarılı oluyor. Geriye, göreli olarak en başarılı olduğu askeri güç yansıtma kapasitesi kalıyor. Bir taraftan Çin’in ekonomik ve askeri kapasitesi, diğer taraftan, ABD’nin güç yansıtma eğilimi artarken, birbirine doğru gelmekte olan bu iki trenin çarpışma olasılığı giderek artıyor. T.C. KASTAMONU 1. İCRA DAİRESİ’NDEN DÜZELTME İLANI 2013/75 Tlmt. Yukarıda numarası yazılı dosyamızdan yapılacak taşınmazın açık artırma ilanı ile ilgili olarak, 10/03/2015 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde yayımlanan ilanımızda taşınmazın adresi sehven İbnicebbar Sokak belirtilmiş olup, doğrusu İbnineccar Sok.’tır. Yanlışlık bu şekilde düzeltilip ilan olunur. 23/03/2015 *: İşbu düzeltme ilanı taralara ve ilgililere tebliğ yerine kaimdir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 47822) C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle