28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 24 Mart 2015 EDİTÖR: hayri arslan haber 11 TDK’den yeni skandal İki Başlılık... aray ile hükümeti biribirine düşüren açıklamalar üzerine medyamızda her kafadan bir ses çıkıyor. Fakat kapışmanın temelindeki asıl ve önemli öğe nedense hemen hiçbir yorumda yer almıyor. Saray ile hükümet arasında beklenmedik anda patlayan çatışmayı, bugün şaşkınlıkla izlenen olayları yaratan açıklama dizisinin kökünde, seçimle gelen cumhurbaşkanıyla yine seçimle gelen parlamenter hükümeti karşı karşıya getiren temel öğenin özeti şu: Tartışmadan çok kapışmaya dönüşen olaylar, devlet yönetimini paylaşamayan seçimle gelen iki başlı bir gövdenin varlığından kaynaklanıyor. HHH Henüz demokrasiyi layıkıyla sindiremeyen bir cumhurbaşkanı ve parlamenter demokrasinin kendisine bahşettiği anayasal hakları daha göreve başlarken söylemeyen bir başbakan arasında kavganın başlaması kaçınılmazdı. Hele genel başkanlığa ve başbakanlığa gelmek için eski başkan ve başbakanla yaptığı konuşmaların içeriğini “dünyada da ahrette de Saray’la beraber olacağız” diye özetleyen AD, medyada ve siyasal çevrelerde Saray’ın vesayeti altında bir başbakanlığa günü geldi tahammül edemediğini bu vesile ortaya koydu. HHH Ve nihayet... sık sık kendisine anımsatılan bir anayasal gerçeği, ne çare bu ülkede bir hükümet olduğunu bizzat açıklama cesaretini de gösteremeyerek.. bir vasıta ile duyurabildi. Kimdi bu vasıta? Hiç kuşkusuz bu tür vakalarda cefakâr partili olduğu söylenen ama AKP vekilliğinde üç dönemini kapamış, giderken kamuoyunda derin olumlu bir iz bırakmayı düşünmüş olacak ki, Başşbakan Yardımcısı, hükümetin tek fedakâr üyesi Bülent Arınç üstlendi bu işi. HHH Oysa asıl dikkati çeken, aylardır kamuoyundaki uyarıları ıska geçen RTE’nin bu uyarılara aynen, hatta katkılar yaparak ortak olması. RTE, dışarıya giderayak ve sonraki günlerde 27 Şubat’ta hükümet nezdinde okunarak kabul gören tarihi uzlaşma diye anılan 10 maddeyi de demokrasiye hayırlara vesile olmayacak içerikte ilan ediverdi. Daha ötesi var; aaa, bir de baktık, RTE de çözüme gönül verdiklerini söyleyenlerin “yeni koşullar ileri sürdüklerini” söylüyor! Bir de hükümeti can evinden vuran, günlerdir hazırlığını yaptığı izleme heyetinin, satır aralarında “ İmralı’ya meşruiyet kazandıracağı” açıklamasını yapmaz mı? HHH Yahu RTE mi günah çıkarıyor yoksa çözümün başka amaçları olduğunu kavrayamadığını duyumsattığı bir günah keçisi olarak hükümeti mi gösteriyor. Hükümeti sarsan bu açıklamaların nedeni hükümeti yanlış yoldan çevirmek mi? Yok canım! RTE hem dediğini anlamaktan uzak gördüğü hükümete ders veriyor hem de... ....şayet seçilen cunhurbaşkanı ile kuzu mu kuzu bir parlamentoyla, bu olayların yaşanmamasını istiyorsanız... başkanlık sisteminin ne pahasına olursa olsun desteklenmesi koşuluna bağlıyor. HHH İmralı Diyarbakır’da okunan mektubunda silah bırakmayı da barışı da koşula bağladı. 10 maddelik deklarasyonda mutabakat ilan edilirse, PKK’ye 35 bin kişinin canına mal olan emeğinin karşılığı olarak ancak o zaman silah bırakmayı görüşebilecek kongreyi toplayabilirsin, diyor. HHH Saray’la hükümet arasındaki kapışmanın bir yararı oldu. İki başlı bir yönetimin İmralı+ PKK dayatmalarına karşı önerilerle sesini yükseltemediği sokağa çıkan çıplak gerçeklere göre... Taraflar kendi çıkarlarına uygun oyun içinde oyun kurguluyor. S Türk Dil Kurumu’nun (TDK) sözlüğünde yer alan kelime açıklamalarında tartışmalar bitmiyor. Türk Dil Kurumu’nun hem internet sitesinde hem de basılı sözlüğünde ‘müsait’ kelimesinin ikinci anlamına ‘Flört etmeye hazır olan, kolayca flört edilebilen (kadın)’ diye yazması büyük tepki çekmiş ti. Ardından yine TDK sözlüğünde ‘kötü kadın’ kelimesi için ‘o..’ ifadesi kullanılmış, yetkililer açıklama yapmak zorunda kalmıştı. Tartışmalar devam ederken TDK’dan yeni bir kelime skandalı daha ortaya çıktı. Bu sefer kelime ‘esnaf’. TDK sözlüğünde ‘esnaf’ kelimesinin üçüncü anlamı olarak ‘kötü yola sapmış kadın’ açıklaması görenleri şaşırttı. Esnaf kelimesinin kökenine bakıldığında, ‘Sınıflar, halk sınıfları’ anlamına geliyor. Esnaf kelimesinin karşılığı olarak ‘kötü yola sapmış olan kadın’ anlamının nasıl çıktığı hakkında TDK’den açıklama bekleniyor. Öğretmenden işkence skişehir’in Beylikova İlçesindeki 19 Haziran İmam Hatip Ortaokulu Müdürü Ü.D.’nin gürültü yapan 2 öğrenciyi sınıfta pet su şişesinin üzerine oturtmak istediği, ayrıca sınıftaki öğrencileri hortumla sıra dayağından geçirdiği öne sürüldü. Kaymakamlığın hakkında soruşturma başlattığı Ü.D. görevinden alınıp ilçe halk eğitimi merkezinde görevlendirildi. Beylikova 19 Haziran İmam Hatip Ortaokulu’nda iddialara göre okul müdürü Ü.D., 10 Mart’ta ders başlamadan önce sınıfta gürültü yaptıklarını öne sürdüğü 6. sınıftaki 2 öğrenciyi, sınıfta ceza olsun diye pet su şişesinin üzerine oturtmak istedi. Müdürün kollarından tutup pet şişenin yanına götürmek istediği M.A.E. ile F.K. adlı öğrenciler, bağırmaya ve ağlamaya başladı. Bunun üzerine müdür Ü.D. öğrencileri bırakıp sınıftan ayrıldı. Ü.D.’nin 10 gün sonra 20 Mart’ta ise yine aynı sınıftaki 13 öğrenciyi gürültü yaptıkları gerekçesiyle hortumla sıra dayağından geçir imam hatip Müdürünün 2 öğrenciyi sınıfta su şişesinin üzerine oturtmak istediği, öğrencileri hortumla dövdüğü öne sürüldü E görevlendirdi. Ü.D.’nin her iki olayla ilgili olarak suçlamaları kabul etmediği, kendisine iftira atıldığı iddiasında bulunduğu öğrenildi. Veliler isyan etti Öğrenci velilerinden M.K., “Sınıfın ortasına pet şişeyi koymuş: Buraya 2 çocuğu oturtacağını söylemiş. Birisi benim evladım diğeri de başkasının evladı. Zorlamış çocuğu oturtmaya. Çocuk bağırınca korkup bırakıp kaçmış. Bunu yapan okul müdürüdür. Şikâyetçi olduk, darp raporumuz var. Çocuğun psikolojisi bozuldu. Teşekkür, takdir getiren çocuktu ancak bu olaylardan sonra artık okula gitmeyeceğini söylüyor. İmam hatip gibi bir okulda böyle bir olayın olması bizi daha da üzdü. Okul müdürü bir ay önce atanmış. Bir haftalık rapor aldığını öğrendik” dedi. Oğlunun sınıfta müdür tarafından hortumla dövüldüğünü iddiasında bulunan E.E. ise müdür hakkında şikâyetçi olduklarını söyledi. ESKİŞEHİR/ Cumhuriyet Ü.D. görevinden alındı. diği öne sürüldü. Durumu ailelerine anlatan öğrencilerden altısı, velileriyle birlikte polis merkezine giderek müdür Ü.D.’den şikâyetçi oldu. Beylikova Kaymakamlığı, okul müdürü Ü.D. hakkında soruşturma başlattı. Ü.D., görevinden alıp ilçe halk eğitimi merkezi müdürlüğü bünyesinde Kobani’yi yeniden inşa edecekler IŞİD saldırılarıyla yerle bir olan Rojava’nın Kobani kentinin yeniden inşası için Diyarbakır’da 23 Mayıs tarihlerinde bir konferans düzenlenecek. Hedef 5 milyar li ra toplamak. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı, Türkiye’nin de Kobani’nin inşası için adım atması gerektiğini, bu yönlü bir adımın Kürt so Eğitdonatta 2. bölge masada Türkiye ile ABD arasında varılan eğitdonat mutabakatının bu ay başlaması bekleniyor DUYGU GÜVENÇ rununun çözümüne de katkı sağlayacağını belirtti. Diyarbakır’da toplanacak konferansın ardından Avrupa’da da bir konferans düzenlenecek. lAFP iyasette 24 saat bile uzun bir süredir... 7 Haziran seçimlerine 77 gün var. Bu zaman dilimi bugünden öngörülmesi zor, farklı kırılmalara gebe. Özellikle son 15 gün içinde yaşanan iktidar içi gerilimler erken doğuma bile neden olabilir! Kısa bir yakın geçmiş anımsatması yapalım... 1998 Aralık ayında Mesut Yılmaz hükümetinin düşmesiyle birlikte Meclis’ten Ecevit’in azınlık hükümeti çıktı. Parlamentonun beşinci partisi olan DSP ülkeyi 18 Nisan 1999’da seçime götürmek üzere işbaşına geldi. Öteki partilerdeki beklenti, Ecevit’in mevsimlik bir seçim hükümeti kurduğu yönündeydi. Ne var ki 15 Şubat 1999’da Öcalan’ın aylar süren Rusya, İtalya, Yunanistan, Kenya macerasının ardından Türkiye’ye getirilmesi hesapları altüst etti. 1970’lerin Kıbrıs Fatihi Ecevit, siyaset sahnesine bu kez Öcalan’ı Türkiye’ye getiren hükümetin başı olarak çıktı. Siyasetin merkez sağı ve merkez solundaki parçalı yapı Ecevit’i yüzde 22 oyla koalisyon hükümetinin başı yaptı. HHH Bugüne gelirsek... AKP koalisyonu 7 Haziran seçimleri bitmiş, tamamlanmış da sonrasında ne yapmak gerekir konusunu Türkiye’ye dayatmak istiyor. Klasik söylemle bu kuralsız bir algı operasyonu. Abdullah Gül’ün siyasete dönüşü mü söz konusu; hemen Meclis Başkanlığı payesinden başladılar. Çözüm sürecinin yeni evresi mi söz konusu; hemen seçimden önce seçimden sonra diye bir ayrıma girdiler. Ekonomi dolar kurşunlarına mı maruz kaldı; hemen gelsin seçim sonrası alınacak kararlar dizisi. Tümünde onlar hâkim olacak ya! Nevruz süreci ile birlikte yukarıda özetlediğimiz algı operasyonlarında da erozyon başladı. Erdoğan’ın AKP’ye değil de kendisine 400 milletvekili istemesi, hükümette kabul görmeyen bir durumdu. Önümüzdeki günlerde bu konunun gündemin üst sıralarına çıkacağı görülüyor. Hükümet Erdoğan’a cevabını 400 milletvekili üzerinden değil de çözüm sürecinden verdi. Gelinen noktada Erdoğan ve hükümet kanadı üstünlük yarışında geri adım atmak istemiyor. Yüce Divan oylaması ve MİT Müsteşarı Fidan’ın siyasetten tekrar geriye yollanması Erdoğan’ın zaferiydi. Çözüm sürecindeki düelloda ise şimdilik kazanan taraf görünmüyor. Felaket tellalı değiliz, ancak AKP içindeki güç yarışı siyasetin “fay dalı” olarak görülüyor. Bakarsınız bunun “faydalı” bir tarafı olur. Güç zehirlenmelerinden diktatörlük özlemlerine kadar kimi hastalıklar son bulur. HHH Son sözümüz AKP hükümetine ve AKP medyasına... Erdoğan’la hükümet arasındaki gerilim bu medya yelpazesinin işini zorlaştırdı. Kimi tutacaklardı; Erdoğan’ı mı, hükümeti mi? AKP’nin tam ve yarı resmi yayın organları içinde Erdoğan ağırlıklı görünüyor. Gelinen noktaya bakar mısınız; hükümetin bağımsız bir medyaya ihtiyacı var! Siyasette 77 Gün! S yasin Börü soruşturmasında tahliye Suçsuz yere yattı Cemevinin suyunu kestiler İstanbul Küçükçekmece’de bulunan Garip Dede Dergâhı ve Cemevi Derneği’nin suyu 2 bin 232 TL’lik geçmiş dönem borcu nedeniyle İSKİ tarafından kesildi. Garip Dede Dergâhı Başkanı Celal Fırat, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) cemevlerini ibadethane olarak kabul etmesinin ardından Alevi kuruluşları olarak elektrik, su, yakıt gibi faturaların ödenmemesi için ortak karar aldıklarını anımsatarak “İlerleyen günlerde seri şekilde hacizler gelebilir. Biz de tepkimizi en sert şekilde göstereceğiz. Gerekirse vergi ödemeyeceğiz” dedi. Garip Dede Dergâhı ve Cemevi Derneği Başkanı Fırat, yapılanlarla Alevilerin sindirilmek istendiğini belirterek “4 aydır su ve elektrik faturalarını yatırmıyorduk. Bu ekonomik koşullar ile ilgili değil” dedi. AKP hükümetinin bir taraftan Alevi çalıştayları yaptığını ve Alevi önderleri ile bir araya geldiğini, diğer taraftansa bu gibi durumların yaşandığını belirten Fırat, “Bu AKP hükümetinin samimiyetsiz olduğunun somut göstergesidir. l İSTANBUL/Cumhuriyet ürkiye ile ABD arasında Suriyeli muhaliflerin, Kırşehir Hirfanlı’da eğitim ve donatımı için 19 Şubat’ta atılan imzaların ardından sürecin bu ay başlaması beklenirken eğitim için ikinci bir mekânın da masada olduğu öğrenildi. Kaynaklar, KırşehirHirfanlı’ya ek bir askeri bölgede de eğitim verilmesinin gündemde olduğunu ancak nihai kararın verilmediğini belirtti. Türkiye’de 3 yılda 5 bin Suriyelinin eğitilmesi planlanan programla ilgili ikinci bir bölgenin gündeme gelmesi ise programın hızlandırılacağı yorumlarına neden oldu. CHP Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada HataySerinyol Jandarma Er Eğitim Alayı’ndaki 3. Tabur’un, eğitdonat programı kapsamında verilecek eğitimler için hazırlanmaya başladığını söylemişti. Ediboğlu, Hatay’da böyle bir eğitim verilmesini de eleştirmiş ve “Eğitdonat Türkiye’yi ve Hatay’ı terör üssü haline getirecek” demişti. Öte yandan masrafları ABD tarafın T Roj TV’ye yardıma 25 ay hapis ntalya’da dayanışma ve yardım için Roj TV’nin banka hesabına para yatıran inşaat işçisi Mehmet Erden’e “örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım” suçundan iki yıl bir ay hapis cezası verildi. İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi, PKK adına yayın yaptığı gerekçesiyle Danimarka’dan yayın yapan ve kapatılan Roj TV’nin banka hesaplarına 2008 yılında el koydu. Mahkemenin kararından haberdar olmayan Erden, 4 Temmuz dan karşılanması beklenen donatma sürecinde muhaliflere yıllardır istedikleri Stinger füzelerinin ve tanksavarların verileceği belirtildi. Bazıları Türkiye içerisinden, bazıları da bölgede hâlâ savaşanlardan seçilmesi beklenen muhaliflerin Türkiye’ye nasıl getirileceği konusunda da görüşmelerin sürdüğü öğrenildi. Muhaliflere ağır makineli tüfeklerin yanı sıra, roketatarlar da verilecek. A 2014’te Ziraat Bankası’nın Kepez Şubesi’ne giderek kanalın hesap numarasına 1.229.90 Danimarka Kronu yatırdı. Radikal gazetesinden İsmail Saymaz’ın haberine göre Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesi Erden’in savunmasını ve son sözünü almadan kararını açıkladı. Erden’e “örgüte yardım” suçundan iki yıl, bir ay hapis cezası verildi. Erden’in avukatı Tevfik Karahan, “Yasal düzenlemelere açıkça aykırı kararı temyiz edeceğiz” dedi. Muhaliflerin silah ihtiyacı uzun süre Suriye’nin Dostları Grubu’nda alınan kararlarla karşılanmış ancak Stinger füzeleri, BM kararı gibi hukuki bir altyapı olmadığı için verilmemişti. Ardından da Adana’da durdurulan 3 MİT TIR’ından 2530 adet füze ve roket, 400 kadar bomba atar mühimmat ve 2025 adet füze roketi çıktığı tutanaklara geçmişti. l ANKARA/Cumhuriyet iyarbakır’da 68 Ekim’de Kobani eylemleri sırasında HüdaPar üyesi Yasin Börü, Riyat Güneş, Ahmet Dakak ve Hasan Gökoğuz’un öldürülmesinden sorumlu tutularak 18 Mart’ta tutuklanan ancak olayın meydana geldiği tarihte Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde olduğu ortaya çıkan A.A.Y, avukatının itirazı üzerine dün tahliye edildi. Avukat Mahsun Kayan’ın itirazını ve sunduğu müddetnameyi inceleyen cumhuriyet savcısı, tahliye talebinde bulunurken Diyarbakır 3. Sulh Ceza Hâkimliği, A.A.Y.’nin tahliye edilmesine karar verdi. l DİYARBAKIR/ Cumhuriyet D ‘Devlet sırrı’ uyarısı azar Musa Anter’in 1992’de Diyarbakır’da öldürülmesiyle ilgili açılan ve güvenlik gerekçesiyle Ankara’ya taşınan davanın görülmesine Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün başlandı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla mahkemeye ulaşan Genelkurmay Başkanlığı’nın yazısında, mahkeme dosyasına giren ve Seferberlik Tetkik Kurulu’na ilişkin iddiaları içeren 6 sayfalık ihbar mektubu için “devlet sırrı” nitelemesi yapıldı. Genelkurmay, mektubun “yetkisiz kişilerin eline geçmemesi için muhafazası konusunda gerekli tedbirlerin alınmasını” istedi. Duruşma sonunda tahliye talebinde bulunan tutuklu sanık Yıldırım, “Ben ne Musa Anter’i görmüşüm, ne duymuşum, ne de tanıyorum. Neden Musa Anter’i öldüreyim” dedi. Mahkeme, tahliye istemini reddetti. l ALİCAN ULUDAĞ / ANKARA anter davasında ‘kozmik’ nitelemesi Y C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle