19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 24 Mart 2015 yorum Editör: SERKAn oZAn TASARIM: ZARİFE SELÇUK 20 ar Özgen Ac Kavşak Uçtu Uçtu, Kuş Uçtu! arsça “azat” sözcüğünü katili Apo denilen “eşkıya” ile çocukluğumda pazarlığı “sırdaşım” dediği öğrenmiştim. Bir MİT Müsteşarı Hakan Fidan serçe ağacın dalına çarparak ile başlattı. İmralıAnkara düşmüştü. Bir ağabey kuşu arasındaki trafik “mekik eline aldı, sağına, soluna baktı, diplomasisine” dönüştü. Ardılı bacaklarını inceledikten sonra Ahmet Davutoğlu Kürt kökenli “Yaralı değil...” dedi. Kuşu milletvekilleri trafiğine “İzleme havaya fırlattı, “azat ettiğini” Heyeti’ni” ekledi. 5 PKK’li söyledi... Birisi oynadığımız mahkum, emrine “sekretarya(!)” oyunu “Uçtu uçtu, kuş uçtu...” olarak verildi. sözlerini anımsattı. Apo, ilk aşama olarak 10 HHH maddelik koşulları masaya Mayıs 1972’de 4 hava koydu. Kaleme aldığı metinler, korsanı, THY’nin bir yolcu Kürt halkına okutuldu. uçağını Bulgaristan’a kaçırdı. Nevruz kutlaması ile ilgili Korsanlar Deniz Gezmiş son açıklamasında “PKK ve arkadaşlarının “azat kongresinin edilmelerini” toplanıp silah istiyorlardı. bırakmasını” Uçakta 2. önerdi. Cumhurbaşkanı “Kongre” İsmet kavramı, İnönü’nün oğlu silah dışında Ömer de vardı. “demokratik Yetkililerin yapılanmayı” “ne yapmaları öngörür. gerektiği” Ne zaman, konusunda nasıl, nerede başvurdukları Azatlık yolunda Öcalan... toplanacağı İnönü’nün belli olmayan yanıtı “Eşkıya ile pazarlık bir kongre, PKK’nin amacı olan yapılmaz!” oldu. “bağımsız devletin” Türkiye HHH ayağı için ilk adımdı. Resmi verilere göre PKK, Bu uygulamalar Sultan 4.828 sivil, 7.946 güvenlik ile Veziri Âzam arasında görevlisini öldürdü, 28 bin suçlamalara yol açtı. Kendisine kadar PKK’li öldürüldü. 10 haber verilmediğini söyleyen gün sonra 67 yaşına girecek Sultan’a, Veziri Âzam Muavini olan Abdullah Öcalan (Apo) Bülent Arınç’tan tepki içeren 1999’da “vatana ihanet suçu” “Her şeyden haberi var!” nedeniyle idam cezasına çarptırıldı. Amacı, Türkiye, İran, yanıtı geldi. Şimdiye değin Irak, Suriye’deki Kürtleri bir çatı ağzına kilit vuran Arınç, 3 dönem milletvekilliği hakkını altında birleştirecek “bağımsız doldurduğu için ağzındaki devlet” kurmaktı. Türkiye baklayı çıkardı. ile Avrupa Birliği arasındaki Bir ülkenin tepedeki “uyum yasaları” gereğince yöneticileri arasındaki cezası “ağırlaştırılmış müebbet bu söz düelloları en çok hapis cezasına” çevrildi, İmralı “eşkıyayı” sevindiriyordu. Adası’na gönderildi. Son konuşmasında “azatlık HHH (özgürlük)” vurgusu yaptı. Bu Başbakan iken Recep sözleri dinleyen halk “Apo’ya Tayyip Erdoğan “Çözüm azatlık” diye bağırdı! Süreci” adıyla 40 bin insanın aşamınızda köklü değişiklik yapmak mı istiyorsunuz? İlla da evlenmek, boşanmak, iş değiştirmek zorunda değilsiniz. Et yemeyi bırakmak ve vejetaryen olmak da köklü bir değişiklik. Hem evrensel bir “sosyobiyolojik” harekete katılıyorsunuz hem de sağlıklı ve uzun yaşayanlar listesine aday oluyorsunuz. Sakin, huzurlu, barışsever birisi olmanız da cabası! Y [email protected] www.ahmettan.com mu acaba? Fazla bilgi göz çıkarmaz. Obama’nın bifteğe (“TBone”) , Beşşar Esad’ın ise kuzu tandıra bayıldığını eklemek gerek!.. (Tayyip Bey’in neyi sevdiği ise hâlâ Hakan Fidan’ın tekelindeki sırlardan!) Sonuç mu? F Etin pahalanması AKP’nin gelecek garantisi Vejetaryenlerin sayısı Batı’da hızla artıyor. ABD ile inişli çıkışlı stratejik ortaklığımız, Suriye vesilesiyle dikenli bir manzaraya büründükçe hayat (ve elbette et de) daha da pahalanacaktır. Sonunda da Türk, Kürt (RTE’nin verdiği son rakama göre daha 36 çeşit kökendeki TC vatandaşı arasındaki) vejetaryen sayısında patlama olacaktır. Ama yine de kilosu 90 TL’ye dayanan pastırmaya el süremeyen veya kolestrol belasına etle arasına mesafe koyduğu için kasapları pas geçen her yurttaşı vejetaryen Kebap Oburluğu ile Kadına Şiddet Haritası sayamayız. Vejetaryen, Latince “vegetus” anlamına gelen “canlıetkin” kökünden türemiş bir tanım. Ama ne yazık ki bu biraz kandırmaca. Asıl canlılık ve etkinlik veren ise ot değil, ne yazık ki et! Vejetaryenliğin tarihi çok eskilere dayanıyor. Budha’dan Voltaire’e, Leonardo da Vinci’den Einstein’a tarihe damga vurmuş birçok ünlü vejetaryen var. Elbette vejetaryen olmak tarihe geçme garantisi vermiyor. Ama yine de et yiyenlerin şansı daha yüksek. Kelle paça, böbrek, beyin, işkembe, ciğer, kokoreç sakatat meraklılarına, vejetaryenlar biraz sakat, yamyam gözüyle bakıyorlar. Et yiyenler ise vejetaryenleri biraz ot, biraz alık buluyorlar. Et yani hayvansal protein, zihinsel ve bedensel enerjinin temel maddesi. Bundan ebediyen yoksun kalmak zekâen geriliğe razı olmak demek. Ete sürekli zam yapılması, AKP’nin 400 milletvekilliğini garantilemek istemesinin bir yolu Biftekçi Obama tandırcı Esad Hayatı paylaştığınız insan kuzu gibi uysal, yarış atı kadar enerjik, ceylan gibi çevik, tavşan gibi sokulgan ve bir fil gibi muzip ise vejetaryenliğe yatay geçiş yapmak gerçekten denenmeye değer. Yoksa hayat iki kalem süt kuzusu pirzolanın lezzetinden veya bir buçuk acılı Adana’nın keyfinden vazgeçmeye değmez. Son söz etin mi otun mu? Bunun için doğaya bakmak yeterli. Etin enerji ve güç verdiği iddiasıyla tabiatın en güçlü otoburları sayılan filler, orangutanlar ve atların kimlikleri çelişiyor. Uzun ömürde ve sükunette otobur kaplumbağaları ve filleri geçen yok. Etoburluğu ise yalnız hayvanların değil, milletlerin de karakterlerini belirliyor. ABD, dünyanın fert başına en fazla et tüketen milleti. Siz deyin Amerikan emperyalizmli, ben diyeyim ABD saldırganlığı ile bu ülkenin fert başına et tüketiminde dünya rekorunu elinde tutması belki de etoburluğu sayesinde (veya yüzünden)! Oxford Food Seminar’ında geçen yıllarda sunulan ve Cumhuriyet Pazar ekinde yer alan bir raporda, kanlı katillerde istisnasız etoburluğu gözlemlendiği yer alıyordu. Texas’ta idam cezasına çarptırılan mahkumların “son arzuları” istisnasız hep kanlı biftek veya az pişmiş acılı hamburger yemek olmuş. Bireyler arasındaki bu dünya gerçekliğini dünya milletleri de sergiliyor. Ete hasret, lahanaya, pirince bağımlı yaşayan Bengaldeş’in uluslararası toplumun en uysal üyelerinden birisi olması rastlantı değil. Tıpkı otobur filler, zürafalar ve koyunların doğanın en sakin havyanları olması gibi. Et, doğadaki canlıları saldırganlaştırıyor. Köşeye sıkıştırılan bir kuzu ile bir kedi arasındaki farkı düşünmek bile yeterli. Kadın öldürenler niye vahşileşiyor? Türkiye’deki üniversite sayısı 180’i aştı. Her üniversitede hukuk, psikoloji, sosyoloji gibi bölümler var. Kamu spotu bahanesiyle Emine ve Sare hanımlar öncülük etseler de Adalet ve Aile bakanları eşgüdümünde kadın öldürenlerin yeme içme alışkanlıkları üzerinde bir çalışma başlatsalar. Ülkemizin kadına yönelik şiddet haritası ile acılı kebap yeme haritasını çıkarsalar. İkisi arasında kesin bir paralellik çıkacak.. Ama kadına şiddet uygulayanlar arasında bir tane bile vejetaryen çıkmayacaktır. EKonoMİYE KESİn ÇÖZüM Cüzdanınızdan üç dolar atın!.. PRotESt YAYın SARTRE SARTRE okumalı hayatın sayfalarını! BÜLENT TAŞ ŞU MESELE Fazla bişi istemiyorum.. Başımı sokacak bi sarayım olsun yeter!.. ZİYAREtÇİ dEFtERİ Vejetaryen oldum olalı/Benim sadık sebzem/Karalahanadır!.. İBRAHİM ORMANCI YEnİ SEZon YENİ DEMOKRASİ: Genişletilmiş 2.BASKI!.. ARgodAn AL HAbERİ Fazla viraj alıyorsun ağır ol Eşekten düşmüş karpuza dönersin sonra Aheste çek kürekleri kendine gel Sürgünden başkanlığa! 6 yıl önce Güney Afrika’da “Robben Adası’nda” Nelson Rolihlahla Mandela’nın hücresini ziyaret ederken, Türkiye’de yaşanan olayları görür gibi olmuştum! Siyahi Mandela, beyazların “ırk ayrımı” güden siyasasına karşı örgütler içinde yer almıştı. 1961’de bazı kamu hedeflerine bombalı saldırılara karıştığı bİL (ME) MEK.. Bilmediğimiz kadar kalabalık, bildiğimiz kadar yalnızız... MEHMET TUNCER 1 Mandela, müebbetten başkanlığa... gerekçesiyle “hükümeti devirme” suçlaması ile 1962’de yaşam boyu hapis cezasına çarptırıldı. Dünya basınında başlatılan “uluslararası lobi kampanyasının” etkisiyle 1990’da özgürlüğüne kavuştu. 1994’te “devlet başkanı” oldu! HHH Fransa’da Napolyon Bonapart, sürgündeki Elbe Adası’ndan kaçarak yeniden “imparatorluk” tahtına oturdu. Ancak Vaterloo’da İngilizlere yenildi. Sürgüne gönderildiği Atlantik’teki St. Helena Adası’nda öldü. HHH Bir başka “ada sürgünü” ise Başpiskopos Makaryos idi. 1955’te Kıbrıs’ta yönetimi elinde bulunduran İngilizlere karşı ayaklanmaları örgütledi. İngilizler, Makaryos’u Şeyseller’de Mahe Adası’na sürdüler. Ancak kurduğu “Kıbrıslı Savaşçılar Ulusal Örgütü (EOKA)” terörü tırmandırdı. Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasını amaçlayan “Enosis” ilkesinden vazgeçtiğini söyleyince Kıbrıs’a dönmemesi koşulu ile serbest bırakıldı. Atina’da siyasal etkinliğini sürdürdü. Türklerin de “Taksim” tezinden vazgeçmesi üzerine Kıbrıs’a döndü, “cumhurbaşkanı” seçildi. 1963’te EOKA’cıların Türklere karşı terör eylemlerini yönlendirdi. Yunan cuntasının darbesiyle devrilince Malta Adası’na kaçtı ve Türkler adaya çıktı. Malta’dan Londra’ya geçti. Türklerin adayı bölmeleri ve dünya basınında başlatılan “uluslararası lobi kampanyasının” etkisiyle adaya dönerek Rum Yönetimi’nin başına geçti, 1977’de öldü. HHH İstanbul’da Reuters Haber Ajansı’nın muhabirliğini yaparken “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlaması ile yargılanan kadın gazeteci Aliza Marcus’un 2007’de Amerika’da yayımlanan, Türkçeye “Kan ve İnanç: PKK ve Kürt Hareketi” adıyla çevrilen kitabı Apo’ya “azatlık” fikrini ortaya attı! 16 Şubat 2013’te İngiliz Guardian gazetesinde yayımlanan bir ilan ile “Öcalan İçin Özgürlük” başlıklı “uluslararası lobi kampanyasının” çağrısı yapıldı. Bu gidişle Apo “azat” edilecek. Bağımsız devletin adımları atılacak. Sonra da “Uçtu uçtu, kuş uçtu!” diyeceğiz. HARBİ SEMİH PoRoY İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYEt VAKFı adına OrHAn Erinç İcra Kurulu başkanı AKın AtAlAy genel Yayın Yönetmeni ON NUMARA 3 5 6 9 11 16 17 18 21 24 31 36 39 46 50 51 60 64 68 71 73 78 10 BİLEN: 281 bin 758’er TL (3 kişi) 9 BİLEN: 2 bin 539’ar TL 8 BİLEN: 128’er TL 7 BİLEN: 23’er TL 6 BİLEN: 4’er TL HİÇBİR NUMARAYI DOĞRU TAHMİN EDEMEYEN: 3.20’şer TL ürkiye 7 Haziran’a hazırlanıyor. Adaylar medyayı geziyor, partiler ağız dalaşına girip seçmenleri “tavlamak için” uğraşıyorlar. Öte yandan ülkeyi kaosa sürükleyen Erdoğan’ın Denizli konuşması, rejimimizin üzerinde Demokles’in kılıcı gibi darbe tehdidi oluşturuyor: “Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesiyle, Parlamenter sistem 10 Ağustos’ta geri dönüşü olmamak üzere milletimiz tarafından bekleme odasına alındı. Bu bekleme ne zamana kadar sürecek, ya mevcut uygulamaya Anayasal zemin kazandırılana kadar ya da bunun yerine yeni bir sistem ikame edene kadar. Bunun kararı da 7 Haziran’da verilecektir”. Erdoğan’ın “Yeni Türkiyesi”nde yaşayan biz “eski Türkler”, karşı devrimin haberlerini hayret tepkileri ile karşılamakla yetiniyoruz. Mesela Esenler İlçe Eğitim, okullara yeni dağıttığı “Ahlak bilinci” kitabıyla laik eğitime açılan savaşı, Müslüman Kardeşler’in kurucusu Hasan El Benna’nın çağdışı ilkelerini öğrencilere yayarak yürütüyor! İşte böyle bir ortamda seçimlere hazırlandıklarını bilsin tüm partilerimiz! Üzerlerinde süren tahakküm konusunda da kurtuluşlarını sakın Arınç’ın dile getirdiği Aksaray ve AKP arasındaki kopukluklarda aramasınlar. CHP’nin Vatan Partisi, DSP, Anadolu Partisi ve Haziran Hareketi gibi oluşumları yok sayma şansı olmadığını, her oyun önemini ve kontenjanları bu doğrultuda kullanmanın şart olduğunu, kararsızların ancak bu şekilde T CAn dündAr CHP Adayları ve ‘Parlamenter’ durumlarımız... etkilenebileceğini anlatmıştım. Mesela Mehmet Ali Çelebi, kontenjanı hak eden bir örnek. CHP’nin MYK’sinde şu ya da bu isimlerin kendi kendilerini ön seçime layık görmeden tekrar resmen milletvekilliğine atamaları ne derece etik, tartışılır. Özellikle Kılıçdaroğlu ve Deniz Baykal önseçime girerken... CHP önseçimi limitli uygulansa da, ilk defa tüm üyelere yayılarak ortaya güzel bir tablo çıkarıyor. Binlerce adayın her birini tartmak mümkün değil. Yine de en azından İstanbul’la ilgili yorumlarım olacak. Eski İl Başkanı Salıcı veya Şimşek, Sarıgül gibi her yönüyle tanınan adaylar dışında kimler var? 1. bölgede en çok dikkatimi çekenler, eski İl Başkanı Ali Özcan, gazeteci Barış Yarkadaş, 68 Kuşağı’ndan Bozkurt Nuhoğlu, yazar Can Ataklı, bilim insanı Tolga Yarman, eski milletvekili Mustafa Kul, Ergenekon avukatı Filiz Esen ve CHP’nin en başarılı milletvekilleri arasında yer alan Kadir Öğüt, Nur Serter ve tabii her eylemde hazır bulunan Mahmut Tanal. Manken Tuğba Özay ve eski Türkiye Güzeli Özlem Kaymaz’ın ise Parlamento’ya türban ötesi (!) bir boyut getirebileceklerini düşünüyorum. 2. bölgede çok sayıda önemli isim var: Eski milletvekilleri Çetin Soysal ve PM üyesi Ercan Karakaş gibi.. Birincisi sürekli eylemci, diğeri kültür ile siyasetin teori ve pratiğinde kendini kanıtlamış bir isim. Aykut Erdoğdu, bu dönemin en dikkat çeken milletvekillerinden, Çiğdem Anad ise partinin medyayla kopukluklarını giderebilecek bir isim. Zeynel Öztürk uzun deneyimiyle örgütün sesi olan bir aday. Canan Sezenler, yıllardır kitle örgütlerinde ve parti adına Atatürkçü düşünceleri temsil ediyor. Ergenekon mağduru Albay Dursun Çiçek halkın önemli bir direniş kesimini yansıtıyor. Ayrıca Dr. Cengiz Alp, Prof. Yavuz Gökalp Yıldız ve Davut Boy gibi yeni adaylar var. Baykal döneminin deneyimli ismi Mehmet Sevigen de AKP’yi yorabilecek bir isim. 3. bölgede halen milletvekili olan İlhan Cihaner, eski milletvekili sendikacı Rıdvan Budak, Çatalca eski Belediye Başkanı Fırat Aykut ve Bakırköy eski Belediye Başkanı Av. Yakup Akyüz, Çarşı, Gezi ve Soma davalarının genç avukatı Efkan Bolaç, eski milletvekili Feyzi İşbaşaran, yazar Eren Erdem, ilk gözüme çarpanlar. Dediğim gibi bütün adaylar benim için değerli. Bunlar yalnız gözüme çarpanlar! genel Yayın Yönetmen Yardımcısı tahir özyurtseven Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Ayşe yıldırım Başlangıç Sorumlu Müdür Abbas yalçın görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam genel Müdürü özlem Ayden Şalt Reklam genel Müd. Yrd. nazende Körükçü Reklam grup Koordinatörü Hakan çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur tunalı Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş Kültür: Celâl üster l Spor: Arif Kızılyalın gece: Ayça Bilgin demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur demir düzeltme: Mustafa çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara temsilcisi: Erdem Gül İzmir temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya bulvarı 1352 S. 2/3 Ahmet Rasim Sok. no: 14 İzmir tel: (0232) 441 12 20 Çankaya 06550 Ankara tel: (0312) 442 30 50 okur temsilcisi: Güray öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (başkan), Güray öz (bşk. Yrd.), Can dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent yener l Muhasebe Müdürü: Günseli özaltay l Satış dağıtım: tunca çinkaya yayımlayan ve yönetim yeri: Yenigün Haber Ajansı basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. nurettin Mazhar Öktel Sk. no: 2 34381 Şişli/İstanbul tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] reklam yönetimi: Cumhuriyet Caddesi beşler Apartmanı no: 44 Kat:3 daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: dPC doğan Medya tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul dağıtım: YAYSAt doğan Medya tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. nAMAZ VAKitlEri İmsak İstanbul 04.27 Ankara 05.14 İzmir 04.25 güneş Öğle 05.55 12.18 05.40 12.02 06.02 12.29 İkindi 15.43 15.27 15.58 Akşam 18.28 18.12 18.35 Yatsı 19.48 19.31 20.01 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle