17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 ŞUBAT 2015 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Gezi eylemlerinin kamera kayıtlarında silahlı görüntüsü olan polisler, savcılığa verilen listede yok 7 Emniyet yine koruyor ÇETİNKAYA VE KARAN İFADE VERDİ u Charlie Hebdo’nun kapağını köşelerinde yayımladıkları için haklarında soruşturma açılan gazetimiz yazarları Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan savcının, “Din ve vicdan özgürlüğü mü, ifade özgürlüğü mü? Önceliğiniz hangi özgürlük” sorusuna aynı yanıtı verdi “Her iki özgürlüğe de eşit mesafedeyim.” İstanbul Haber Servisi Gazetemiz yazarları Hikmet Çetinkaya ve Ceyda Karan, Charlie Hebdo’nun kapağının yer aldığı köşe yazıları nedeniyle açılan soruşturmada, savcılığa ifade verdi. Gazetemiz, 14 Ocak’ta, yazarlarını silahlı saldırıda yitiren dergiyle dayanışmak amacıyla 4 sayfalık Charlie Hebdo seçkisi yayımlamıştı. Çetinkaya ve Karan da derginin kapağını köşelerine taşımıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, aynı gün yazarlarımız hakkında TCK’nin 2161. maddesi uyarınca halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettikleri iddiasıyla soruşturma başlattı. Çetinkaya ve Karan dün avukatlarımız Bülent Utku ve Tora Pekin’le birlikte, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne giderek Cumhuriyet Savcısı Vedat Yiğit’e ifade verdi. Çetinkaya, ifadesinde, “Ben Cumhuriyet’te 50 yıldır çalışıyorum. 30 yılı yazar olarak geçirdim. Terör nerden gelirse gelsin, ne olursa olsun bir insanlık suçu olduğuna inanıyorum. Yazılarımda, Sivas katliamının vahşice işleniş şeklini yazarken Başbağlar katliamını da görenlerdenim. Tunceli’de korumasız lojmanın önünde şehit edilen savcı için de çok sert bir yazı yazdım” dedi. Şu Cemaat Okulları Son günlerin haralı güreli tartışmaları içinde açık sorulara net yanıtlar almak zorlaştı. Bu açık sorulardan birisi yurtdışındaki Cemaat okulları yerine AKP okullarının kurulması ya da o okulların yerine “Türk devletinin” okullarının ikame edilmesi ile ilgilidir. Cemaat neden yurtdışında bu okulları kurdu, neden şimdi devlet bu okulların yerini alan okullar kurmak istiyor? Demek ki önce Cemaat’in okullar projesini açıklığa kavuşturmak, anlamaya çalışmak gerekiyor. HHH Cemaat okulları konusunda övgülerle dolu yayın yapan çok bürokrat ve ama daha önemlisi çok medya mensubunu biliyoruz. Övgüler genellikle bu okulların din propagandası yapmayan, gerçek bir eğitim veren okullar olduğu, çok rağbet gördüğü yönündedir. Medya mensupları bu okullar konusunda hayranlıklarını dile getirecek kelime bulmakta zorlanmışlardır. Ama bir soruyu sormayı da hep ihmal etmişlerdir. Neden Asya’da, Afrika’da bu okulları açıyor Cemaat? Cemaat’in bir yandan kendine güç veren sermaye kesimlerinin bu bölgelerde iş görmesini kolaylaştırmak amacını güttüğünü biliyoruz. Ama tek başına bu, “neden?” sorusuna yeterli bir kanıt oluşturmuyor. HHH Cemaat’in bu bölgelerde okullar açmasının nedenini ABD ile ilişkilerde de aramak gerekiyor. Cemaat ve liderinin Ortadoğu konusundaki temel görüşleri ve bölgedeki İslami cemaatlerle pek de iyi olmayan ilişkileri konuyu açıklığa kavuşturmak açısından yararlı olabilir. Cemaat Sünni İslamın farklı bir yorumuna ve onun siyasal izdüşümüne göre hareket ediyor. Bu ideolojik yaklaşımın doğal sonucu siyasal müttefikler ve o müttefiklerle yakın ilişkide cisimleşiyor. En sağlam müttefik ya da daha doğrusunu söyleyelim en sağlam “melce” ABD’dir. HHH Gülen Cemaati’nin tartışmasız ideolojik önderi Fethullah Gülen 1997 yılında ABD ile ilgili görüşlerini büyük bir açıklıkla değerli gazeteci Nevval Sevindi’ye anlatmıştı. Kapsamlı ve gerçekten ilginç bir ABD değerlendirmesi yapan Gülen şöyle demişti: “Amerika şu andaki konum ve gücüyle bütün dünyaya kumanda edebilir. Bütün dünyada yapılacak işler buradan idare edilebilir. Amerika hâlâ bu dünya gemisinin dümeninde oturan bir milletin adıdır. Amerika daha uzun zaman dünyanın kaderinde çok önemli rol oynayacaktır. Bu realite kabul edilmeli. Amerika göz ardı edilerek şurada burada bir iş yapılmaya kalkılmamalı. Amerikalılar istemezlerse kimseye dünyanın değişik yerlerinden hiçbir iş yaptırmazlar.” HHH Aynı söyleşide Gülen, okulların ABD ile ilişkisini de ama bu kez “dünya ile entegrasyon” örtüsü altında şöyle dile getirmişti. “Şimdi bazı gönüllü kuruluşlar dünya ile entegrasyon adına gidip dünyanın değişik yerlerinde okullar açıyorlarsa, bu itibarla, mesela Amerika ile çatıştığınız sürece bu projelerin gerçekleştirilmesi mümkün olmaz. Amerika ile iyi geçinmezseniz işinizi bozarlar. Amerika’nın bize yarım arpa kadar sadece bizim menfaatimize desteği yoktur. Buna rağmen şurada bulunmamıza izin veriyorsa, bu bizim için bir avantajsa, bu avantajı sağlıyor demektir.” (Nevval Sevindi röportajı, Yeni Yüzyıl, 23 Temmuz 1997) HHH Ne diyor Gülen? “Amerika’nın yarım arpa kadar sadece bizim menfaatimize desteği yoktur.” Ama bu işlerin böyle olduğunu ve aldığınızdan fazlasını vermeniz gerektiğini biz emperyalizmin doğasına ilişkin teorik ve pratik bilgimizden biliriz. Ne veriyor Cemaat? O bölgelerde kültürel ve ideolojik yapıya aykırı düşmeyen üsler veriyor. Başka? Ortadoğu’da var olamayan Cemaat, ABD’nin bölge ile ilgili örneğin İran karşıtı ve ama İsrail konusunda hayırhah politikalarına uluslararası destek sunuyor. Bunun İslamın SünniSelefi yorumundan tümüyle farklı ve bizim aydınların ağzının suyunu akıtan modern bir üslupla yapıldığını kaydetmekte de yarar var. HHH Şimdi AKP ipleri kopardığı eski ortağının elinden bu okulları da almak istiyor? ABD’nin koruyucu kollayıcı şemsiyesi altında açılmış okulları Cemaat’in elinden alabilirsiniz; ama bir Cemaat’in sahiplendiği okulların yerini devletin okulları alırsa işin renginin değişeceğini de bilmelisiniz. O işin Gülen’in dediği gibi koşulu var. Ama galiba o koşul çok kısa bir süre için sizin bölge lideri olmak ve dilediği gibi at koşturmak gibi biraz komediye benzese de emperyal heveslerinize denk düşmüyor. Önce yapacağınız işler, değiştirmeniz gereken politikalar var. Suriye’de, Irak’ta, Mısır’da... Daha sayalım mı? ‘Terör bir insanlık suçudur’ İstanbul Haber ServisiGezi Parkı Direnişi sırasında 11 Haziran 2013 günü polisin attığı biber gazı kapsülü sonucu sağ gözünü tamamen kaybeden 34 yaşındaki Erdal Sarıkaya’nın faillerine yönelik soruşturma kapsamında bilirkişi raporu hazırlandı. Rapora göre, savcılık emniyetten olay günü gaz fişeği silahı kullanan polislerin listesini istedi. Ancak kamera kayıtları incelendiğinde görüntülerde Taksim’de olduğu tespit edilen polisler, emniyetin savcılığa yolladığı listede yer almadı. Bir görüntü kaydında ise yine ismi listede olmayan bir polisin elinde 2 tane gaz fişeği silahı taşıması emniyetin polisleri yine adaletten kaçırıyor yorumlarına neden oldu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Ulusal Kriminal Büro’nun hazırladığı bilirkişi raporu soruşturma dosyasına girdi. Raporda, olay günü görev yapan polislerin listesinde, görüntülerde ZET (gaz fişeği silahı) kullanan ve kaskında numara bulunanların yer almadığı aktarıldı. ZET silahını olay anı ve olay noktasında kullanmakla beraber, Taksim Meydanı’nda konuşlu olup muhtelif zamanlarda ve yerlerde ZET ile FN silahı kullanan gruptan bazı timlerin ve de listelerde yer almadığı tespit edildi. Listelerde raporlu olarak görülen, ZET silahı kullanan bir polisin aslında İnönü Caddesi’nde Alman Konsolosluğu ana kapısı önünde ZET operasyonunda görüldüğüne dikkat çekildi. Raporda, görüntülerde yer alan polislerin kask numarasından sorgulanıp kimliğinin tespit edilebileceği vurgulandı. Raporda yer alan bir görüntüde emniyetin listesinde yer almayan bir polisin elinde 2 tane gaz fişeği silahı taşıması ise dikkat çekti. lay kapatılmak isteniyor’ Sarıkaya, olayın kapatılmak istendiğini, bunun için de emniyetin her türlü yolu denedi ‘O ğini belirterek “Hukuksuzluğu başka bir hukuksuzlukla çözmeye, olayı kapatmaya çalışıyorlar. Birileri vuranları yargı önününe çıkarmamak için her türlü yolu yolu kullanıyor” dedi. Avukat Bekir Korkmaz ise dosyanın halen soruşturma aşamasında olmasını eleştirerek “Şu ana kadar bir yol katedilemedi. Daha önce o bölgede görev yapan polislerin listesini istemiştik, emniyetten bir liste geldi. O listede görev yapmadığı belirtilen polisler ulusal kriminalin raporunda var. Savcı vurulma anını görmediği için aslında bu rapor da çok işimize yaramıyor” dedi. Öcalan’dan HDP’nin seçim stratejisine destek Haber Merkezi Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın, HDP’nin genel seçimlere parti olarak girme kararını desteklediği bildirildi. Öcalan, temsiliyetin iyi belirlenmesi halinde partinin yüzde 10 barajını geçebileceğini kaydetti. HDP’nin 7 Haziran seçimlerine bağımsız adaylar yerine, parti çatısı altında girme kararını Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş “81 ilde, 550 milletvekili adayı göstererek, seçimlere gireceğiz” sözleriyle duyurmuştu. Kamuoyunda, HDP’nin yüzde 10 seçim barajı nedeniyle risk aldığı, hatta kararını yeniden gözden geçireceği iddiaları tartışılıyor. Al Jazeera Türk haberine göre, HDP’nin kararı, İmralı heyetinin 4 Şubat’taki Öcalan’la görüşmesinde gündeme geldi. PKK lideri heyete, HDP’nin parti olarak seçime girme kararını desteklediğini açıkladı. Öcalan, şu görüşü aktardı: “Bütün toplumsal muhalefet alanlarını ve onların temsiliyetlerini gözettiğiniz zaman yüzde 10 değil çok daha fazlasını almak mümkündür.” (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK) İMRALI GÖRÜŞMELERİ İHD’den liderlere ‘Yerevan’ çağrısı İstanbul Haber Servisi 1915 olaylarının 100. yılında, İHD Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon, Nor Zartonk, İzmir Süryani Dostluk Kültür ve Dayanışma Platformu, Süryaniler Kültür Platformu ile Zan Sosyal Siyasal İktisadi Araştırmalar Vakfı, 24 Nisan günü Çanakkale Savaşı’nın kutlamaları nedeniyle Türkiye’ye davet edilen yabancı devlet liderlerine Yerevan’daki Soykırımı Anıtı’na gitme çağrısı yaptı. İHD İstanbul Şubesi’nde düzenlenen toplantıda ortak açıklamayı okuyan İHD Genel Başkan Yardımcısı Meral Çıldır, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yönetenlerin 1915 olaylarında yaşamını yitirenlere hak ettiği saygıyı göstermediğini belirterek, “Tüm devlet başkanlarını, Türkiye’nin çağrısına uymayarak soykırımın 100. yıldönümünde Çanakkale yerine Yerevan’daki Soykırım Anıtı’nı ziyaret etmeye çağırıyoruz. 24 Nisan’da Çanakkale’ye gelmeyeceğinizi, soykırım kurbanlarının anısına saygısızlık etmeyeceğinizi, torunlarının yüzyıldır tuttuğu yası, çiğneyip geçmeyeceğinizi ilan edin” dedi. İHD İstanbul Şube Başkanı Abdulbaki Boğa da, “Türkiye Devleti, Ermeni Soykırımı’nı unutturmak için elinden geleni yapıyor. Çanakkale anması, Ermeni anmasını unutturmaktır” diye konuştu. Önceliğiniz hangi özgürlük? Savcı Yiğit, Çetinkaya’ya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9. maddesindeki düşünce, vicdan ve din özgürlüğü ile 10. maddesindeki ifade özgürlüğü arasında öncelik verdiği özgürlük olup olmadığını sordu. Çetinkaya ise şu yanıtı verdi: “Her iki özgürlük de benim için eşittir. İfade özgürlüğü ve din, vicdan özgürlüğü arasında bir üstünlük kurmam. Din, dil, ırk, inanç ve her türlü ayrımcılığa hayatım boyunca karşı çıktım.” Çetinkaya, karikatürü yazısına neden koyduğu sorulunca ise şöyle konuştu: “O çizimin karikatür olduğunu düşünmüyorum. Bence bir çizimden ibarettir. Karikatürde bir alaycılık vardır. Bu çizimde alaycılık yok. Çizimdeki kişiden akan gözyaşları benim için dikkat çekiciydi. Herkesin inancı kendinedir. Ben insana insan olarak bakarım.” Çetinkaya’ya, yayımladığı çizimin Fransa ve Türkiye açısından yansımasının aynı olup olmayacağı, iki toplum arasındaki algının eşit değerlendirilip değerlendirilemeyeceği de soruldu. Çetinkaya ise “Benim amacım sadece teröre karşı duruş sergilemektir. O gözyaşı, bir Müslüman dindarın böyle bir terör eylemine karşı göstermiş olduğu duruşun gösterilmesidir. İki toplum arasındaki algılama farklılık gösterebilir” karşılığını verdi. Ceyda Karan ise ifadesinde şunları söyledi: “Amacım, Türkiye’nin müttefiki olan bir ülkenin uğradığı terör saldırısı karşısında, tıpkı Başbakan’ın, ifade özgürlüğünü savunmak üzere Paris’e giderek yürüyüşe katılarak sergilediği dayanışmanın bir benzerini, bir basın mensubu olarak sergilemektir. Yaşam hakkına yönelik her türlü saldırıya karşı, içinde saldırganlık, hakaret ya da şiddet içermeyen herhangi bir düşüncenin dile getirilmesini desteklemektir. Din ve vicdan özgürlüğü ile ifade özgürlüğü arasında öncelik kurmadım.” Yazarlarımızın avukatlarından Bülent Utku, dosyada tek tip şikâyet dilekçelerinin olduğuna dikkat çekti. Dilekçelerdeki, Hz. Peygamber’in çiziminin yasaklandığı yönündeki iddianın ispatlanamadığını vurguladı: “Müvekkilin eyleminin suç olup olmadığının tespiti, İslam ulemasının yaklaşımına göre değil, ceza yasası kıstaslarına göre olacaktır. Yazarlarımız 216. maddeyle suçlanıyor. Bu suçun oluşması için iki halkın birbirlerine karşı kışkırtılması gerekir.” Utku ve Pekin, savcıya, takipsizlik kararı verilmesi talebiyle, 9 sayfalık bir dilekçe de sundu. Dilekçede, “Bir insanın ya da bir peygamberin cinayetlere üzüldüğünü ifade etmek hakaret ya da saldırı oluşturmaz. Müvekkillerin dayanıştığı insanlar, tam 12 silahsız arkadaşlarını henüz bir hafta önce terör saldırısında kaybetmiş insanlardır. Buna rağmen kin tutmamakta, ‘Eğer siz üzgünseniz, her şey affedildi’ diyecek kadar insani bir tavır almayı başarmaktadırlar. Barış ve diyalog yanlısı bir yayın söz konusudur” denildi. Öcalan eylemlerine katılan Fransa Cumhurbaşkanı 6 kişiye 100 yıl 7 ay hapis TGC’ye teşekkür etti DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Öcalan’ın yakalanarak Türkiye’ye getirilişinin yıldönümünde Bitlis’te geçen yıl eylemlere katılan 6 kişiye toplam 100 yıl 7 ay hapis cezası verildi. Bitlis Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davaya firari sanık Erdal Temel ve diğer tutuklu sanıklar Sinan Kılıçkıran, Yalçın Uysal, Bedir Alican, Egit Akbay, Mehmet Şirin Coşkun ve Ferhat Aydemir Bedir duruşmaya katılmadı. Temel’in dosyasının ayran mahkeme 6 kişiye üst sınırdan ceza verdi ve indirimide bulunmadı. İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto’nun 7 Ocak’ta Paris’te Charlie Hebdo Dergisi’ne yapılan silahlı saldırıyla ilgili gönderdiği başsağlığı ve dayanışma mesajına Fransa Cumhurbaşkanlığı’ndan yanıt geldi. Cumhurbaşkanlığı Kabinesi adına TGC Başkanı Turgay Olcayto’ya gönderilen İsabelle Sima imzalı yanıtta, dayanışma mektubu nedeniyle TGC’ye teşekkür edildi. Başbakan’ı örnek verdi İddia ispatlanmış değil DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır’da PKK adına eylem ve faaliyette bulunan ve terör örgütü mensupları ile ilişki ve irtibat içerisinde oldukları iddiasıyla İ.Ö., N.N., R.Ö., H.E., Ö.T., E.D., M.A., N.E. ve M.A. polisin düzenlediği operasyonla gözaltına alındı. Valilikten yapılan açıklamada, şüphelilerden Ö.T’nin doktor raporu için götürüldüğü Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi’nde kaçmaya çalıştığı, bu sırada güvenlik güçlerince bacağından vurularak yakalandığı bildirildi. Ö.T’nin hayati tehlikesinin bulunmadığı bildirildi. Ö.T hakkında “kasten adam öldürmek”suçundan yakalama emri bulunduğu belirtildi. Hastaneden kaçarken vuruldu Nihat’ı vuran polisin Van’da DHKPC operasyonu: 8 gözaltı tutukluluğuna itiraz VAN (Cumhuriyet) Van Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında DHKPC’ye yönelik operasyon düzenlendi. Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, kent merkezindeki çeşitli adreslere eşzamanlı düzenlediği operasyonda DHKPC’ye üye oldukları iddia edilen biri çocuk 8 kişi gözaltına alındı. Operasyonda gözaltına alınan B.U. ve H.A’nın, Devrimci Gençlik’in (DevGenç) Van’daki yapılanmasını sağladığı ileri sürüldü. Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen şüpheliler, savcılıktaki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Yurt Haberleri Servisi Şırnak Cizre’de 14 Ocak’ta “tanımlanamayan” bir mühimmatla vurulan 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın ölümüyle ilgili soruşturmada, polis kamerası görüntülerinden Kazanhan’a ateş ettiği tespit edilen Özel Harekât polisi Hayri Vural tutuklanırken, polis memurları O.Ç. ile U.İ. adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Cizre Savcılığı’nın ardından Cizre İlçe Emniyet Müdürlüğü de zırhlı araçlardaki görüntülerin basına sızmasıyla ilgili soruşturma başlattı. Öte yandan Vural’ın avukatları kararının tutukluluğa itiraz etti. Kazanhan ailesinin avukatları ise dosya hakkındaki gizlilik kaldırılması için itirazda bulunmaya hazırlanıyor. YENİDEN BAŞLAYAN BALYOZ DAVASINDA LEVENT ERSÖZ’ÜN İFADESİ ALINDI ‘Adalet Mor Çatı’ya gönderilmeli’ İstanbul Haber Servisi Haklarındaki mahkumiyet kararları bozulan 62 sanığın yargılandığı Balyoz Planı davasında ifadesi alınan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, “Balyoz güvenlik harekât planı isimli bir plan mevcut değildir. Olmayan bir planın hazırlanmasında görev almam söz konusu değildir dedi. Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, 17 tutuksuz sanık ile avukatları katıldı. Duruşmada, emekli Tuğgeneral Ersöz’ün Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ne Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanılarak savunması alındı. Sağlık sorunları nedeniyle dava sürecinde daha önce ifadesi alınamayan Ersöz, Balyoz Planı davasında ilk kez ifade vermiş oldu. Ersöz, savunmasının haksızlığa ve hukuksuzluğa maruz kalan bir kişinin hezeyanı olarak görülmesini istediğini belirterek, “2007’den itibaren büyük çaplı bir psikolojik harekât var. Atatürk ilke ve devrimlerine, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığının temeli olan inanan kişilere, anayasal kurumlara yönelik planlı ve sistemli bir saldırı başladığını herkes biliyor” dedi. İddianamede içeriği boş isnatlar bulunduğunu savunan Ersöz, “Balyoz Planı’nı ben de diğer arkadaşlar gibi ilk kez basın ve yayın organlarından duydum. Kimin hazırladığı, değerlendirmeyi kimin yaptığını bilmediğim, kamuoyuyla paylaşılıp aleniyet kazanmış bir çizelge aleyhime delil olarak kullanılamaz” diye konuştu. Balyoz Planı’nın varlığından haberdar olmadığını dile getiren Ersöz, “Sözde darbe planına ilişkin ne telkin aldım ne de astlarıma emir verdim” dedi. Ersöz’ün avukatı Hulusi Coşkun ise davada derhal beraat kararı verilmesi gerektiğini belirterek, “Adalet taciz edildi. Hatta tecavüz edildiğinin kanıtlarıdır şu yargılama. Adaletin Mor Çatı’ya gönderilmesi gerektiğine inanıyorum” dedi. Mahkeme heyeti beraat taleplerini reddederek duruşmayı 7 Nisan’a erteledi. Cemevleri Kadıköy’de de ibadethane Hakaret değil barış çağrısı Sahte Erdoğan imzasına hapis n İstanbul Haber Servisi Cemevlerini ibadethane olarak kabul eden CHP’li belediyelere Kadıköy Belediyesi de eklendi. Kadıköy Belediye meclisinin şubat ayı meclis toplantılarının son oturumunda “Cemevlerinin ibadethane olarak sayılması” CHP’li üyelerin önerisi ve oyları ile kabul edildi. Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu da kararı Twitter adresinden duyurdu. ‘Adalet taciz edildi’ n İstanbul Haber Servisi Başbakan Tayyip Erdoğan” imzalı sahte mektupla, kendisini işadamı Mehmet Kutman’a iş ortağı olarak tavsiye etmekle suçlanan tutuksuz sanık Berat Altın, dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilikten suçlu bulundu. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi Sanık Altın’ı “dolandırıcılığa teşebbüs” suçundan 6 ay hapis ve 3 bin lira adli para cezasına çarptırdı. Ersöz ‘Balyoz diye bir plan yok’ dedi. n ANKARA (AA) Süper Loto çekilişinde 6 bilen çıkmayınca 2 milyon 424 bin 285 liralık ikramiye haftaya devretti. Kazandıran numaraları 2, 19, 33, 45, 48 ve 54 olarak belirlendiği çekilişte 5 bilenler 5 bin 783 lira, 4 bilenler 99 lira, 3 bilenler alacak. Süper Loto devretti C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle