Katalog

28 ŞUBAT 2015 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 YPG Neymiş, Öğrenelim Düğmeye Basan İç güvenlik diye sıkıyönetim getiriyorlar ya... Bahaneleri hazır: Birileri düğmeye basıyormuş, basarmış, basarsaymış... CHP’li Oğuz Oyan, “Kim basıyor bu düğmeye?” deyip peşi sıra soruyor: “Emperyalizmle kol kola girerek Cumhuriyeti değiştirme düğmesine basan kim? Orduya kumpas kuran üçlü çetede başrolde olanlar kim? Deniz Kuvvetleri’nin komuta kademesini tarumar ederek, denizlerimizde güç dengelerini Türkiye aleyhine değiştiren, yani aslında ‘vatana ihanet’ suçu işleyenler kim? Kabataş’ta başörtülü ve bebekli gelinin 70100 kişilik bir grup tarafından dövüldüğü, taciz edildiği yalanını ortaya atan kim? Kızını bile öne atarak suikast hazırlığı hedefinde göstererek yeni bir mağduriyet alanı yaratmaya çalışan kim? Gezici Araştırma Şirketi’nin anket sonuçlarını CHP İstanbul Milletvekili, emekli Büyükelçi Osman Korutürk, bir önceki seçimde kontenjandan listeye girmişti. Bu kez Korutürk, CHP’de birçok isme örnek olacak bir davranışla, önseçime katılma kararı verdi. Gerekçesini de açıkladı: “Demokratik uygulamanın ön şartlarından biri halkımızı Meclis’te temsil edecek milletvekillerinin bizzat halkımız tarafından seçilmesi olduğunu düşünüyorum. Bunun yolunun da önseçim olduğuna beğenmeyip Maliye Bakanı’na ‘Bu şirkete baskın yapın’ diyen kim? Yeni bir istibdat rejimine geçişin son tuğlalarını koyan İç Güvenlik tasarısını getirip ‘Ya çıkacak, ya çıkacak’ baskısını yapan kim?” Sahi, kim o? Başbakan’ın Genelkurmay Başkanı ile omuz omuza Süleyman Şah Türbesi’ni taşımak için yardım aldığı PKK’nin Suriye ayağı YPG neymiş, TBMM kürsüsünden yaptığı açıklama ile HDP milletvekili Ayla Akat Ata’dan öğrenelim: “Nasıl ki Suriye’nin, Irak’ın, İran’ın bir Kürdistan’ı varsa, Türkiye sınırları içerisinde de bir Kürdistan var. Bu parlamento çatısı altında, dünyanın en örgütlü, artık eylemleriyle hiçbir tartışma götürmeyen, terör örgütü olarak kabul edilen bir örgüt karşısında, dünyanın takdir ettiği bir direnişi ortaya koymuş bir örgütten bahsederken biraz daha saygıyla, biraz daha o direnişin gereklerini anlayarak ifade etmek lazım. Bugün YPG öncülüğünde YPJ’yle birlikte orada açığa çıkan koalisyon, insanlık değerlerinin tamamına karşı koruma amacıyla IŞİD’e karşı direnen ve büyük bir zafer kazanan bir örgüttür.” Türkiye sınırında zafer üzerine zafer yaşanıyor, farkında değiliz! Bu Kadının TBMM’de İşi Ne? Kadın, “Bu resim okunması gereken bir resim” diye başlayıp sürdürüyor 12.01.2015 tarihli sosyal medya paylaşımını. “Filistin’i vermediği bahanesiyle yıkılan Osmanlı İmparatorluğu ve Filistin Devlet Başkanı’yla Cumhurbaşkanımızın arka plan görüntüsü. Muhteşem bir zekâ. Tabii ki Sn. Cumhurbaşkanımızın zekâsı. 600 yıllık İmparatorluğun 90 yıllık reklam arası sona erdi”. Sözünü ettiği arka plan görüntüsünü yeni Beştepe Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın merdivenlerine dizilmiş, üzerlerindeki giysileriyle 16 batık Türk devletinin askerlerini simgelediği söylenen canlı figürler oluşturuyor. Önlerinde de Filistin Ulusal Yönetimi (Es Sulta el Vataniye el Filistiniyye) Başkanı Mahmud Abbas ile Recep Tayyip Erdoğan ayakta tokalaşıyorlar. Kadının dış görünüşünde Osmanlı hayranı olduğunu ele veren herhangi bir ipucu yok. Tam tersine açık başı, makyajı, özenle dağıtılmış saçları, TBMM Genel Kurul Salonu’nda cesurca taşıdığı lacivert renkli, etekleri pantolonun üzerinde rahat bluzu, sırtında aynı rahatlıktaki beyaz ceketi, altında da lacivertbeyaz desenleri oldukça abartılı, taytı andıran pantolonuyla frapan bir kadın. 39 yaşında. İmam hatip lisesi öğretmenliğinden emekli bir babanın kızı. Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ni bitirmiş. Balıkesir’de “Afacan Babuşçular” adlı bir eczanesi var. Evli ve bir çocuklu. Eşiyle birlikte çiçek üretimi işine el atmışlar. Ankara ve İstanbul büyük şehir belediyelerine “Osmanlı Lalesi” satıyorlar. Balıkesir Belediye Meclisi’nde AKP üyesi olarak görev yapmış, daha sonra aynı partiden milletvekili seçilmiş. Tüm bunlara bakıldığında Cumhuriyetin kadınlara getirdiği kazanımlardan layıkıyla yararlandığı görülüyor. HHH Fakat Osmanlı hayranı bir “Cumhuriyet karşıtı”. Üç gün önce yine Twitter’dan “Bizans dostu kahpe İsmet İnönü” başlıklı bir ileti paylaşıyor. Tarafsız Haber adlı internet sitesinde yazan Dr. Mehmet Hakan Sağlam’dan aktarıldığı söylenen ileti metni şöyle: “Masa başında toprak nasıl kaybedilir içimizdeki hainleri anlatalım; Lozan Barış Antlaşması madde 129: Türk hükümetince Anzak (Arıburnu) bölgesindeki toprak parçaları İngiliz İmparatorluğu’na bırakılacaktır... Evet, uğruna 253 bin şehit verdiğimiz Arıburnu, İsmet İnönü tarafından İngiltere toprağı haline getirilmiştir. Gelibolu Arıburnu sahilinde Türk devleti asker bulunduramaz, hiçbir şey inşa edemez. İnanmayan Geziciler, ulusalcılar, CHP’lilerLozan Antlaşması’nın 129. maddesini okusun da Lozan’ın başarı mı yoksa hezimet mi olduğunu öğrensin. Cumhuriyetin lider sultası Lozan’da; Suriye, Mısır, Irak, Filistin, Kudüs, Yemen, Cezayir, Libya, 12 Adalar ve Balkanlar’ı verip geldi.” Bu kuyruklu bir yalandır. Çünkü antlaşmanın 129’ncu maddesi, 128’inci maddenin açıklamasıdır. Okuyalım: “Türkiye Hükümeti, Britanya İmparatorluğu, Fransa ve İtalya hükümetlerine karşı kendi toprakları üzerinde bunların savaş alanında, yaralı olarak veya hastalıktan ölen kara ve deniz askerleri ile esir olduktan sonra ölen askerlerine, sivil tutuklulara ait gömülme yerleri, mezarlıklar, üstü kapalı yerlerdeki mezarlar, ölenler anısına dikilmiş anıtlar ve bunların içinde bulunduğu bütün arsa ve araziler ayı ayrı veya bütün olarak ebediyen bu üç devlete terk edilmiştir. (…) Bundan başka, bu defin yerlerine, mezarlıklara, üstü örtülü yerlerdeki mezarlara, ölenlerin anısına dikilmiş anıtlara girişler serbest olacaktır. Türkiye Devleti, bu yerlere gidişi gelişi sağlayacak yolları yaptıracaktır. (…) Yukarıdaki hükümler, terk edilen topraklarda Türkiye egemenliğine engel değildir (abç).” AKP Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşçu bu paylaşımı nedeniyle TBMM’de özür dilemiştir. Ne var ki iktidarın inatla yinelediği Cumhuriyet düşmanlığı “densizliğe”, “dil sürçmesine”, “gözden kaçmaya” indirgenerek üstü örtülecek türden eylemler değildir. Babuşçu, “demokratik ve laik cumhuriyete bağlı kalacağına” dair ettiği milletvekili yeminini anımsamalıdır. Bir milletvekilinin ettiği bu yemine sadakati “namus ve şerefi” ile doğrudan ilgilidir. Babuşçu, davranış ve söylemlerini ettiği yemine göre ayarlayamıyorsa, istifa da bir yoldur, insanın namus ve şerefini koruyacak erdemli bir davranıştır. Yoksa insanlar “Bu kadının TBMM’de işi ne” diye sorarlar haklı olarak. Taşıma Şirketi Duyduk duymadık demeyin: Ahmet Davutoğlu, stratejik derinliğini nisan ayında da gösterecek; Ermeni diyasporasının savlarını savuşturmak için Ani harabeleri ile Ağrı Dağı’nı PKK’lilerin de desteğiyle Erivan’a taşıtacakmış. “Alın götürün, helali hoş olsun” diye... Genel başkanlığa gelmesinde büyük pay sahibi olmalarına karşın Kemal Kılıçdaroğlu’nun süreç içinde parti yönetiminden ve Meclis grubundan tasfiye ettiği iki önemli isim, önümüzdeki seçimlerde milletvekilliğine hazırlanıyor: Eski Genel Sekreter ve Genel Başkan Yardımcısı Önder Sav, Ankara 1. bölgeden önseçime girecek. Eski Grup Başkanvekili ve Başkan Sav ve Genel Yardımcısı Süha Okay Aday Hakkı Okay da aynı bölgeden önseçime girecek. Ankara 1. bölgede, CHP’nin milletvekili çıkarabileceği 2, 4 ve 6. sıralar önseçimle belirlenecek. Bir kısım partiliden duyduk. Diyorlar ki: “Sav ve Okay; hesap kitap adamlarıdır. İddialılar ki, önseçime giriyorlar.” CHP Grup Başkanvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, balık hafızalılara anımsatıyor: “Şam’a gidip Emevi Camisi’nde cuma namazı kılacağız, diyen Sayın Davutoğlu, Süleyman Şah Türbesi’ni IŞİD’e teslim etmiştir: Türbeden olduk.” Davutoğlu, cami ile türbe arasında beynamaz kalmıştır. Arasında Korutürk’ün Örnek Kararı inanıyorum. Kontenjan ya da merkez yoklaması yerine ben de hizmete devam yolumu önseçimle belirleme kararı aldım.” Osman Korutürk, “Yeni Türkiye Değil! Yeniden çağdaş, laik ve artık gerçekten demokratik bir Türkiye” için, “tam bağımsız, başkalarının egemenliğine saygılı, saygın ve güvenilir bir dış politikayı oturtmak” için İstanbul 1. bölgedeki CHP üyelerinden bir oy istiyor. CHP’li Umut Oran’ın adı, olmadık senaryoların içine neden sokuluyor acaba? Recep Tayyip Erdoğan’ın, 1725 Aralık sürecinde oğluyla, kızıyla yaptığı telefon görüşmelerini ve baz istasyonu bilgilerini TBMM’de açıkladığı için mi? 17 Aralık 2013’de Konya’da Şebi Aruz törenine Başbakanlık uçağıyla giden Erdoğan’ın, o gün uçakla gizlice bir uçuş yapıp yapmadığını, o güne dair sivil uçuşların kayıtlarının silinip NEDEN UMUT ORAN? silinmediğini gündeme getirdiği için mi? TBMM tutanaklarına geçmemesi için 1725 Aralık ile ilgili verdiği önergelerin iade edilmesini Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu’na taşıdığı için mi? Temmuz 2012’te, yani Rıza Sarraf adının bile duyulmadığı bir dönemde, ABD’nin Vakıfbank üzerinden İran ile altın ticareti yapıldığı için Türkiye’yi uyardığını kamuoyuna taşıdığı için mi? İki yıl sonra Kabataş olaylarını yalanlayan avukat Fidel Okan: Gazeteciler şov yaptı Kabataş gelini yargılanmalı ERK ACARER Gezi olayları sırasında Kabataş’ta, başörtülü ve 6 aylık bebeği olan bir kadını, 80100 kişilik grubun dövdüğü ve üzerlerine idrarlarını yaptığı iddiasının en önde gelen savunucularından gazeteci Elif Çakır’ın o dönemdeki avukatlarından Fidel Okan, “‘Kabataş gelini’ olarak bilinen kişiye dava açılmalıydı. İsmet Berkan gibi gazetecilerin de olay üzerinden kişisel şovlarını yaptığını düşünüyorum. Hikâye çarpıtılarak da bu noktaya taşındı” dedi. Gazetemizin dün ‘Kabataş İtirafı’ başlığıyla verdiği haberde “Kabataş’ta öne sürüldüğü gibi bir olay yaşanmadığı” itirafında bulunan avukat Okan, “Neden bu zamana kadar konuşmadınız” sorumuza şu yanıtı verdi: “Gezi sürecine başında müdahil olmadım. Şimdi tartışma konusu oldu ve yeni ciddi bilgilere ulaştım.” Olayın abartıldığını söyleyen Okan, “İsmet Berkan gibi gazetecilerin de olay üzerinden kişisel şovlarını yaptığını düşünüyorum” dedi. Okan, “Olayın yalan olduğunu bildikleri halde sahiplenen devlet erkânı aklanmaya mı çalışılıyor” sorumuzu ise yanıtsız bıraktı. Elif Çakır ise sorularımızı yurtdışında olduğu gerekçesiyle yanıtlamadı. CHP’Lİ OYAN: KABATAŞ SUÇ DUYURUSUNU GÜNCELLEDİK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İzmir Milletvekili Oğuz Oyan, Gezi olayları sırasında Kabataş’ta türbanlı bir kadının saldırıya uğramasına ilişkin iddiayla ilgili “iftira ve suç uydurma” gerekçesiyle geçen yıl yaptığı suç duyurusunu, yeniden başvuruda bulunarak güncellediğini söyledi. Meclis’teki basın toplantısında, Cumhuriyet’in “Kabataş itirafı” başlıklı haberini göstererek geçen yıl şubat ayında Cum hurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile söz konusu kadın ve gazeteciler Abdulkadir Selvi ile Elif Çakır hakkında “iftira ve suç uydurma” iddiasıyla suç duyurusunda bulunduğunu belirten Oyan, Erdoğan hakkında takipsizlik kararı verildiğini, aradan bir yıl geçmesine rağmen, diğer üç kişi hakkında da herhangi bir işlem yapılmadığını söyledi. Oyan, yeniden dilekçe yazıp başvuruda bulunarak suç duyurusunu güncellediklerini ifade etti. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr elçuk: Büyük fotoğraf gizleniyor Avukatın itirafını değerlendiren Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk ise, “Bu itirafın altında da bir savunma içgüdüsü bulunuyor. Bütün suçu Elif Çakır’a atıp büyük fotoğrafı gizleme çabası bu. Avukat aslında, ‘bütün suçlu Elif Çakır’ demek istiyor. ‘Çakır, olayı o kadar abarttı ki devlet erkânı yanıldı’ demeye çalışıyorlar” dedi. S BULMACA SEDAT YAŞAYAN ÜNİVERSİTEYE MÜFTÜLÜK BÜROSU SAKARYA (DHA) Sakarya Üniversitesi Esentepe Kampus alanındaki cami avlusunda Aile ve Dini Rehberlik Bürosu açıldı. İl Müftülüğüne bağlı büro, öğrencilere hizmet verecek. Açılışta konuşan İl Müftüsü İlyas Serenli, “Türkiye’de ilk kez bir üniversite bünyesinde Aile ve Dini Rehberlik Büromuzu hayata geçiriyoruz” derken Rektör Prof. Dr. Muzaffer Elmas da, “Üniversitemizin iki temel unsuru var. Biri öğrencilerimize dünyayı açmak; ikincisi ise üniversitemizin misyonu ve değerleri doğrultusunda onları yetiştirmek” diye konuştu. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com Aykut Küçükkaya’ya Çetin Emeç Ödülü İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Hürriyet Gazetesi’nin işbirliğiyle düzenlenen “Çetin Emeç Gazetecilik Ödülleri” açıklandı. Haber Dalı’nda gazetemiz Haber Müdürü Aykut Küçükkaya’nın 18 Mart 2014 tarihinde yayımlanan “Koruyu da satmışlar” başlıklı haberi “Övgüye Değer” bulundu. Haber dalında Hürriyet Gazetesi’nden Arda Akın, Fotoğrafta AFP’den Bülent Kılıç, Karikatürde Önce Vatan Gazetesi’nden Oğuz Gürel ödül kazandı. Ödüller 7 Mart 2015 Cumartesi Günü Galatasaray Lisesi’nde düzenlenecek törenle sahiplerine verilecek. HARBİ SEMİH POROY 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ İnce ve yas 1 sı elmas. 2/ “İn 2 cirop” da denilen ve yumrula 3 rı yenen otsu bir 4 bitki... Müzikte, 5 bir tam seslik 6 aralığın bir kesirini oluşturan 7 çok küçük ara 8 lık. 3/ 18. yüz 9 yılda Avrupa’da çok geçerli olan 1 2 3 4 5 6 7 8 9 bir bezeme biçe 1 S E K Ü L E R M mi... Yön göstermek 2 Ü M E R A A N A için belli yerlere ko 3 Z E L E K İ E T nulan işaret. 4/ Tele 4 E T İ O K A P İ fon sözü... Bir gemi5 R K O N İ Y O Z nin başka bir gemiden M İ L A T ya da kıyıdan açılma 6 E L İ D sı. 5/ Hayvanın eski 7 N A R E K E L İ G MA Z İ yen nallarını değiştir 8 me işlemi. 6/ Adapa 9 P A P A K AMA zarı Ovası’na verilen bir başka ad... Kabadayı. 7/ Japon lirik dramı... Spor salonları ve stadyumlar için kullanılan bir sözcük. 8/ Roma mitolojisinde aşk tanrısı... İnsan gözünün algıladığı ışık şiddeti. 9/ Sarp geçit... İsrail’in plaka imi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Atış taliminde hedef tahtasını bile vuramama. 2/ Ortasında lagün bulunan mercan adası... Bilinç, hareket ve duyarlılığın yitirildiği hastalık durumu. 3/ Bir pasta cinsi... Yayla fırlatılan ucu sivri çubuk. 4/ Hakkâri yöresinde yetişen ve yemeği yapılan, maydanoza benzer bir ot... Motorun boşa çalışması. 5/ Sövgü, küfür. 6/ Gemi demirini, su yüzeyine teğet gelecek biçimde hazır tutma... Zeybek. 7/ Numaranın kısa yazılışı... Boğa güreşi yapılan alan. 8/ Bir çeşit kumaş... “ ömür biter bir uzun sonbahar olur”(Y. K. Beyatlı). 9/ Kızıldeniz’in kuzeyinde bir körfez... Vilayet. C M Y B