17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ŞUBAT 2015 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] 9 Mısır lideri, Libya’ya uluslararası askeri müdahale için BM’den yetki talep etti Sisi Libya’ya müdahale istedi Dış Haberler Servisi Libya IŞİD’inin 21 Kıpti vatandaşını katletmesi üzerine militanların üslertine iki tur hava operasyonu düzenleyen Mısır, BM Güvenlik Konseyi’ni Libya’ya uluslararası askeri müdahaleye çağırdı. Fransız Europe 1 radyosuna konuşan Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi, IŞİD’in Libya’daki hedeflerinin vuracak uluslararası koalisyon istediklerini belirtti. Ardından BM Güvenlik Konseyi Libya’yı görüşmek için bugün toplanacağını açıkladı. ABD’ye giden Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şükrü, Konsey üyelerini askeri müdahaleye iknaya çalışıyor. Irak’ın BM Temsilcisi Ali Elhekim “Müdahale için Avrupalıların katılması, BM’nin onayı ve Libya hükümetinin izin mektubu gerekir. Bunlarsız BM bir şey yapamaz” dedi. Libya’da biri uluslararası toplumca tanınan, diğeri tanınmayan iki rakip hükümet var. Diplomatlar Fransa Savunma Bakanı Le Drian, Mısır’a 5.2 milyar Avro’luk Rafale savaş uçağı satma anlaşmasını Sisi ile kutladı. Mısır’ın Libya’nın Derna kentine düzenlediği iki tur hava saldırısında sivillerin de öldüğü söyleniyor. bugünkü BM toplantısından açıklama çıkmasını bile beklemediklerini belirtti. ABABDMısır teatisi Mısır lideri “Onların çocuklarımızın kafasını kesmesine izin vermeyeceğiz” diyerek, “Libya’daki aşırılıkçılarla mücadele edecek küresel koalisyon oluşturulmasından başka seçenek yok” vurgusu yaptı. Dün NATO’nun havadan desteklediği İslamcıların Kaddafi’nin devrilmesiyle sonuçlanan isyanı başlatmasının 4. yıldönümüydü. Sisi NATO operasyonunun yarım kaldığını, Libya’daki görevlerinin bitmediğini söyleyip “Libyalıları aşırılıkçı milislerin elinde esir bıraktık. Milisleri silahsızlandırmak ve silahların aşırılıkçıların eline geçmesini engellemek zorundayız” dedi. Uluslararası toplumun tanıdığı Tobruk’daki Abdullah Sini hükümetine ise “silah yasağının kaldırılmasını” istedi. 2011’deki müdahalenin başını çeken Fransa, özellikle Kahire’ye 5.2 milyar Avro’luk 24 Rafale savaş uçağı satmasının ardından, Sisi’ye destek çıkıyor. Libya’nın eski sömürgeci gücü İtalya ise BM kararı olmadan müdahaleye yanaşmayıp en iyi seçeneğin siyasi çözüm olduğunu söyledi. AB yetkilileri, bu hafta Mısır ve ABD yönetimleriyle buluşup Libya’da ortak eyleme geçmeyi ele alacaklarını, ama şimdilik olası askeri müdahalede AB’nin rol almasının öngörülmediğini dile getirdi. Siyasi çözüm çağrılarına Mısır Dışişleri Sözcüsü Bedir Abdelatti, “Libya’da çok fazla terörist grup olduğu, bunların taahhütleri yerine getirmediği ve diyaloğu ciddiye almadıkları” yanıtını verdi. Abdelatti “Nasıl IŞİD’e karşı Suriye ve Irak için koalisyon kurulduysa, dünyanın dikkatini artık Libya’ya da yöneltmesini istiyoruz” dedi. İslamcı milislerin desteklediği ama Ankara hariç uluslararası toplumun tanımladığı Trablus’taki hükümetin başı Ömer Hasi ise “Mısır hava kuvvetlerinin bu hain saldırıyla teröre başvurduğunu, bunun Libya’nın egemenliği, BM tüzüğü ve uluslararası hukukun skandal biçimde ihlali olduğunu” savundu. Medeniyet Kapıştırıcıları ve Batıfobi “Medeniyet kapıştırıcıları” diyorum ben bunlara... 21’inci yüzyılın kaos ortamında, görünürlüğü günden güne artan dehşetli bir reaksiyon harekâtı başlatılıyor. Sözde ana tema “ezilmiş Müslümanların haklarını savunmak”, lakin özünde ayrımcılık, ötekileştirme, din şovenizmi, mezhepçilik, hedef gösterme, insanları kin ve nefrete yönlendirme, kutsalları sömürme, terörizme başvuranları sahiplenme yüklü bir “saldırı harekâtı” bu. Görünür hedef geçmiş “günahlarının” bedelinin ödetileceği “Batı medeniyeti” lakin, özünde asıl hedef tarihsel derslerle yoğrulmuş “insanlık” algısı. Bu reaksiyon harekâtının sürdürücülerinin en tipik özelliği hak hukuk tanımayan diktatörlük özentiliği, en iyi bildikleri şey ise siyasi dalavereler. HHH Amerika’da geçen hafta Kuzey Carolina eyaletinin Chapel Hill kasabasındaki üniversite yerleşkesinde yaşanan bir cinayet vakası, bu küresel reaksiyon harekâtını apaçık gözler önüne serdi. Amerika’da çokça rastlandığı üzere evinden koca bir cephanelik, belinden silah eksik olmayan Craig Stephen Hicks isimli meczup; 23 yaşındaki Deah Barakat, 21 yaşıdaki eşi Yusor Ebu Salha ve 19 yaşındaki kız kardeşi Razan’ı katletti. Eldeki bulgular şimdilik adamın Facebook’tan Hıristiyanlık, Mormonluk ile İslamiyet gibi bütün dinlere karşıtlığını açıkça ilan etmiş bir ateist olduğu ve yüksek sesli müzik dinlenmesi, misafir otoparkına park edilmesi gibi günlük mevzular yüzünden komşularını sürekli tehdit ettiğiyle sınırlı... HHH Filistin/Ürdün asıllı üç gencin böyle vahşi bir cinayete kurban gitmesi Amerika’daki Müslüman toplulukları isyan ettirdi. Zira neocon Bush yönetimi altında Amerikan sağının 2000’lerin başında “terörle savaş” retoriğinin asıl kurbanları onlar. Amerikan medyası ve Hollywood’un “terörist = Müslümanlar” klişesiyle biçimlenen negatif imaj ve ayrımcılıktan asıl onlar mustaripler. Bu olay vesilesiyle seslerini örgütlü biçimde yükseltmelerinden daha doğalı yok. Cinayetin arkasındaki motivasyonun gençlerin “Müslüman olmalarından kaynaklandığı” ve “nefret suçu” işlendiği tezini ispatlamaları kolay olmasa da olayın yankılanması bile dertlerinin devası için önemli. Bu sayede dakika başı cinayetlerden geçilmeyen, son dönemde polis şiddetinin insanları sokağa döktüğü Amerika’da öldürülen üç genç için Başkan Barack Obama da bir açıklama yayımladı. HHH Obama’nın açıklaması manidardı. “Yaşam hakkını” öldürülen insanın etnik kimliği, derisinin rengi yahut dinine göre ayırmadan savundu. Kurbanların yakınlarına başsağlığı dilerken “Müslüman” demedi, “Amerikalı gençler” dedi: “Amerika’da hiç kimse, kim olduğu, görünüşü veya ibadet şekli nedeniyle hedef alınmamalı. Bu genç Amerikalıların cenazesindeki çok büyük katılımda gördüğümüz gibi hepimiz tek bir Amerikan ailesiyiz. Ne zaman aramızdan biri vaktinden önce bizlerden alınırsa, onların nasıl yaşadığını hatırlayacağız. Kurbanlardan Yusor’un sözleri bizlerin yaşantısına ilham olmalı: Amerika’da büyümek bir nimet. Nereden geldiğiniz fark etmez. Birçok farklı yerden, farklı geçmişten ve dinden gelen birçok farklı insan var ama burada hepimiz biriz.” HHH Obama elbette Bush’un oluşturduğu iklimi tersine çevirmeye çalışan bir başkan. Bireysel özgürlükler, azınlıklar, farklı dinlerin mensupları, kadınlar, LGBT bireylerine dair her söylemi bunun ispatı. Kanımca lider olarak da Amerikan toplumu için bir nevi “etik uyanışı” zorluyor. Elbette Obama’nın varlığı Amerika’nın savaş çığırtkanları ve askeri maceralarını din felsefesiyle bezeyen siyasi kampların ortadan kalktığı anlamına gelmiyor. Zaten ortadan kalkmadığı gibi karşıt cephede muadilleri kol gezer oldu. “Medeniyet çatıştırmacıları” işte onlar... HHH Bunlar neocon’ların “ruh ikizleri”. Tıpkı onlar gibi üstenci, kibirli, tıpkı onlar gibi dalavereci. Toplumsal olayların siyasi faydalarına bakıyorlar, bu yolda bir sürü gaf yapıyorlar. Birisi Irak işgaline “Haçlı seferi” söylemiyle girişmişken, karşıt cephedeki ikizi, terörizm kurbanı vatandaşları için “Sünni vatandaşlarım” diyebiliyor. Küresel çapta ateşe benzin dökmeyi marifet saymaktan öte varoluşları bizzat “medeniyetler arası nefret” üzerinden kurulmuş. Rövanşist dediğiniz bildiğimiz kindar! Ve her cümlede başına PR icabı bir “kutsal” ekleyip medeniyet sakızı çiğnemekle de medeni olunmuyor. HHH Bu “medeniyet çatıştırıcıları”, “İslamofobi” diye ağlanır durur da, Charlie Hebdo katliamının canileri için namaza duranların sırtını sıvazlar. Onların el attığı yerlerde IŞİD zihniyeti bitiverir. Arap Alevisi katledeni “din kardeşi” beller, ateistler öldü mü zil takıp oynar. Kan davası kabile ruhunun parçasıdır, bir kendilerinden öldürmüşse diğer kabilenin meczubu, bunlar üç ölsün ister. Batı’ya kinleri, insana kindir, zira onlar için “hümanizm” hayat ağacındaki yasak meyve, kendileri bildiğiniz “içi çürük armut” olabilir ancak. Bu zihniyet sayesinde pek yakında lugatımıza “Batıfobi” de girerse şaşırmayın. ‘IŞİD Irak’ta 45 kişiyi yaktı’ Irak’ta ABD askerlerinin bulunduğu üssün yakınındaki Bağdadi kasabasını ele geçiren IŞİD’in kasabadan 45 kişiyi yakarak öldürdüğü söyleniyor. Bazı kurbanların güvenlik güçlerinden olduğuna inandıklarını belirten polis albayı Kasım Obeydi, güvenlik personelinin aileleri ve yerel yetkililerin kaldığı lojmanların da IŞİD saldırısı altında olduğunu söyleyip imdada yetişilmesini istedi. Suriyeli aktivistlerin “Rakka Sessizce Katlediliyor” sitesi ise IŞİD militanlarının tüm maaşlarını cinsel gücü artıran haplarla seksi iç çamaşırlarına yatırdığını, kadınları bunları giymeye ve “anormal” fantezilere zorladığını iddia etti. Kopenhag’da ‘Korkmuyoruz’ gösterisi Dış Haberler Servisi Danimarka başkenti Kopenhag’da pazar gecesi Hz. Muhammet karikatürleriyle bağlantılı ifade özgürlüğü toplantısına ve sinagoga düzenlenen saldırıların ardından, öldürülen 2 kişi anıldı. İfade özgürlüğü toplantısının düzenlendiği kültür merkezi önünde önceki gece ellerinde mumlar ve meşalelerle toplanan 30 binden fazla kişi Danimarkalı film yönetmeni Finn Nörregaard ve Yahudi cema Kopenhag’da toplanan 30 bin kişi “Hıristiyan, Müslüman ve Yahudiler el ele” mesajı verdi. atine mensup Dan Uzan için 1 dakikalık saygı duruşunda bulundu. gür, güvende yaşama ısrarı olduğunu be ni esirgemediler. Yahudi, Hıristiyan ve Kalabalığa seslenen Danimarka Baş lirten kadın lider, “Ne zaman diğerleri Müslümanlar olarak dayanışmalıyız.” Kültür merkezi ve sinagoga çiçek bakanı Helle ThorningSchmidt, “Biz bizi korkutmaya, parçalamaya çalışsa yanıtımız her zaman güçlü toplum olbırakan Kopenhaglılardan bazısı, salHıristiyan, Müslüman ve Yahudiler maktır” vurgusu yaptı. dırgan Ömer Hüseyin’in öldürüldüğü omuz omuza, el ele tutuşarak beraber Danimarka Yahudi toplumu lideri Dan noktaya da çiçek bıraktı, bunu “Bilinçbu tehditten kurtulacağız, bütün Danimarkalılar birlik olacağız” diyerek Rosenberg Asmussen de Uzan’ın acısını li yapmadı, beyin yıkamanın kurbaekledi: “Bu gece Danimarkalı Yahu paylaşan herkese teşekkür ederek şöyle nı oldu” diye açıkladı. Fransa Cumhurbaşkanı Francois Holdilere yalnız değilsiniz demek istiyo konuştu: “Son günlerde Müslümanlarla rum. Danimarka’daki Yahudilere sal ilişkilerimiz hakkında sorular geliyor. lande da 300’den fazla mezarın tahrip dırı Danimarka’ya saldırıdır, hepimi Net söylüyorum: Müslüman örgütler edildiği Yahudi mezarlığında cemaatze saldırıdır.” dedi. Danimarkalıları bi le ilişkilerimiz çok iyi. Terör eyleminin le biraraya geldi. Hollande “Cumhuriraraya getirenin demokratik bir ülkede öz olduğu günden beri bizden destekleri yet sizi tüm gücüyle koruyacak” dedi. Ali Hamaney. American Sniper’a Hamaney tepkisi İran dini lideri Ali Hamaney Oscar’a aday “American Sniper” filmi “Hıristiyan veya Müslüman olmayan gençlere, Müslümanlara ellerinden geldiği kadar eziyet etmeyi teşvik ediyor” yorumunu yaptı. Hamaney, Iraklıları gözünü kırpmadan katletmiş ABD’li keskin nişancı Chris Kyle’ın yaşamöyküsüne dayanan filmi izlemediğini, duyduklarına dayanarak konuştuğunu belirtti. Mecliste dini azınlık temsilcileriyle biraya gelen Hamaney İslamın Müslüman olmayanlara, başka dinlerin inananlarına adil ve tarafsız davranmasını salık verdiğini söyleyip ekledi: “Biz İslamdan diğer dinlere karşı adil ve insaflı olmayı öğrendik. Adalet iddiasında bulunan küresel güçler, kendi dar ve zalim siyasetlerinde adalet ve insafı gözetmiyor. Bugün Avrupa ve Amerika’da Müslümanlara karşı nasıl propaganda yürütüldüğünü görüyorsunuz. Batı’da Müslümanların özgürlükleri değil can güvenlikleri tehlikede” dedi. ‘ABD İsrail’i bilgilendirmeyi kesti’ Dış Haberler Servisi ABD Başkanı Barack Obama ile İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu arasındaki anlaşmazlık, Obama’nın İran ile nükleer anlaşmaya varma kararlılığıyla derinleşiyor. Netanyahu’nun Cumhuriyetçilerin davetiyle 3 Mart’ta ABD Kongresi’nde İran ile anlaşmaya karşı çıkan konuşma yapacak olmasını sert dille kınayan ama önüne geçmeyi başaramayan Obama’nın İsrail’e istihbarat musluğunu kapatmaya başladığı ileri sürüldü. Netanyahu ABD Kongresi’nde İran ile nükleer anlaşmaya karşı konuşma yapacak. İran: IŞİD’e karşı Suudilerle işbirliği peşindeyiz IŞİD’e karşı küresel mücadele çabaları artarken, Ortadoğu’nun ŞiiSünni rakipleri İran ile Suudi Arabistan’ın bu mücadelenin ön safında birlikte yer alabilecekleri dile getiriliyor. İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Amir Abdullahiyan “Tahran ile Riyad’ın bölgede terör tehdidine maruz kalan ülkelere yardım etmek için gereken potansiyele sahip olduğuna inanıyoruz” dedi. İran’ın “bölgenin önemli ülkesi Suudi Arabistan’la bu konuda görüş alışverişi başlatmaya yönelik adımlar attığını” söyleyen Abdullahiyan “Suudilerle görüşmelerin geleceğinden umutu olduklarını” dile getirdi. Terörizmi Ortadoğu’nun karşı karşıya kaldığı “ana tehdit” diye niteleyen İranlı diplomat, yabancı ülkelerin aşiret, etnik ve dini ayrımları kullanarak bölgesel tansiyonu tetiklediğinin altını çizdi. Bölgedeki “Tekfirci teröristlerin” de yabancı istihbarat servisleriyle bağlantılı olduklarını öne sürdü. Debaltsevo milis kontrolüne geçiyor Ukrayna’da Almanya ve Fransa’nın arabuluculuğunda pazar günü devreye giren Minsk Anlaşması çökmenin eşiğinde. Ateşkese rağmen kilit önemdeki tren istasyonunun bulunduğu Debaltsevo’da dün çatışmalar yeniden şiddetlendi. Burada Ukrayna özel güçlerini kuşatmaya alan Rusya yanlısı milisler, istasyon ve karakol dahil şehrin yüzde 80’inde kontrolü ele geçirdiklerini iddia etti. Ukrayna Savunma Bakanlığı da “kentin kısmen haydutların eline geçtiğini” söyledi. En az 5 bin sivil kentte sıkıştı. ran’a 6500 santrifüj kalacağı sızdı, Obama kızdı İsrail televizyonu Kanal 2 ve Washington Post yazarı David Ignatius’a göre Netanyahu’nun ABDİran nükleer müzakerelerinin tüm ayrıntılarını medyaya sızdırarak anlaşmayı önlemeye çalıştığından şüphelenen Obama yönetimi, İsrail’i müzakerelerle ilgili bilgilendirmeyi kesti. ABD’nin İran’ın uranyum zenginleştirmesi için 6500 santrifüj çalıştırmasına izin vereceğinin medyaya sızmasına sinirlenen Obama’nın böylece Netanyahu’yu “cezalandırdığı” iddia edildi. ABD Dışişleri iddiayı yalanlarken “İran müzakereleriyle ilgili İsrail ile sohbetlerimiz devam ediyor” ifadesi İ ni kullandı. Bakanlık, müzakerelerdeki ABD temsilcisi Wendy Sherman’ın geçen hafta Münih’te İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Yossi Cohen ve İstihbarat Bakanı Yuval Steinitz ile görüştüğünü aktardı. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Alistair Baskey “Haber tümüyle yanlış. İki ülkenin ulusal güvenlik danışmanları arasında ve istihbarat, askeri, diplomatik alanlarda sürekli temas var” dedi. Ama Kanal 2’de Amnon Abramovich Sherman ve ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice’ın İsrailli muhataplarını bilgilendirmeyi kestiğini söyledi. “Ortadoğu’da büyük fırtına kopmak üzere” yorumunu yapan Ignatius da ABD’li yetkililerin bu hafta İsrailli muhataplarıyla görüşmelerinde İran politikasını ele alsalar da ABD stratejisiyle ilgili son bilgileri paylaşmayacaklarını yazdı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle