Katalog

SAYFA CUMHURİYET 18 ŞUBAT 2015 ÇARŞAMBA 4 HABERLER Erdoğan’a göre kadın: Siyasal İslam ‘Allah’ın ve Şiddet erkeklere “İslam Devleti” kafa kesiyor, soykırım uyguluyor, kadınları, küçük kızları satmak köle pazarları kuruyor, tüm bu şiddeti emaneti’ için dini metinlerle açıklıyor. Ama bu İslam değil. ‘Bu feministlerin dinimizle ilgisi yok’ nü açacak şekilde sonuçlanacağına inandığını beANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurlirten Erdoğan, “Yeni Türkiye için iktidara 400 başkanı Tayyip Erdoğan, ikincisini düzenledimilletvekili lazım” dedi. ği muhtarlar toplantısında kadınerkek eşitliği Erdoğan, İç Güvenlik Yasa Tasarısı’na da sakonusunda feministleri eleştirdi. Erdoğan, “Ben hip çıktı. Maske takarak eylem yapanlara, özgürkalkıyorum kadının Allah’ın erkeklere bir lükleri kısıtladığı gerekçesiyle tasarıya tepki gösemaneti olduğunu söylüyorum. Bu feministler terenleri eleştiren Erdoğan, şöyle konuştu: “Ben filan var ya. Ne demek diyor kadın emanetde diyorum ki bu ülkede molotof en ileri demiş, bu hakarettir diyor. Ya senin bizim dinirecede bir suç aletidir. İşlerine gelmeyenler mizle medeniyetimizle ilgin yok ki” dedi. bağırıyor, oradan nemalanıyorErdoğan, Ankara, İzmir, İstanbul, Aydın ve Denizli’den geu Erdoğan başkanlık lar. Cam çerçeve bütün esnafların dükkânları böyle yakılıyor yıkılılen 382 muhtarı Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı çıkanlara yor. Arabaları böyle yaktılar.” Sarayı’nda kabul etti. KonuşmasınÖzgecan Aslan’ın vahşi cinada muhtarların hiçbir zaman aşağıla tepki gösterirken diktatör yete kurban gitmesini değerlendinamayacağını vurgulayan Erdoğan, “Ne olacak ya bu köy muhtarı, ma olmadığını belirterek “Ben ren Erdoğan, bu konuda da fenimisthalle muhtarı... Diyemezsin arkabaşkanlık sistemi diyorum, lere yüklenerek şu görüşleri savundu: “Mersin’de bir vahşet yaşanıdaş diyemezsin... 50 kişi de seçse, onlar diktatörlük diyor. yor, muhalefet partisinin başında30 bin kişi de seçse, 20 milyon da Diktatörlükte 37 parti ki zat siyaset yapmak adına tutup seçilmiştir saygı duyacaksın” dedi. Başkanlık sistemine karşı çıkanları seçime girebilir mi?” dedi. meseleyi işsizliğe bağlıyor. Bu adamın inancıyla etnik kökeniyle soseleştiren Erdoğan, “Bakınız bu arayal statüsüyle bir ilgisi yok, adam lar ben başkanlık sistemi diyorum, cani işte. İşsizlik caniliği temizliğe çıkarır mı? onlar diktatörlük diyor. Diktatörlükte 37 parti seçime girebilir mi? Muhtardan diktatör ola Adam kalkıyor orada bile siyaset yapıyor. bilir mi? Cumhurbaşkanından da böyle bir şey Kendi mensupları dans ediyor. Bunu kutlamaya kalkıyor. Ben kalkıyorum kadının Allah’ın olmaz olamaz. Bunlar işin ruhuna karşı. Çıkmış diyor ki bir tanesi, ‘Ben burada olduğum sü erkeklere bir emaneti olduğunu söylüyorum. Bu feministler filan var ya. Ne demek diyor karece bu ülkeye başkanlık sistemi gelemez.’ Mildın emanetmiş, bu hakarettir diyor. Ya senin letin istediği olur, sen kimsin ya?” değerlendirbizim dinimizle medeniyetimizle ilgin yok ki.” mesini yaptı. Genel seçimlerin Türkiye’nin önü CUMHURBAŞKANI’NA MUHTARLARDAN İTİRAZ Erdoğan’ın belediyelerin muhtarlara yardımcı olduklarını söylemesi üzerine bazı katılımcılar tepki gösterdi. Bir muhtar ayağa kalkarak, belediyenin verdiği yazıcı ve bilgisayarı sonra geri aldığını söyledi. Muhtarın belediyelerden yakınan sözleri, diğer muhtarlar tarafından alkışlandı. Bunun üzerine Erdoğan, belediyelerin muhtarlara destek olmasının yolunu açtıklarını belirterek “Ben inanıyorum ki tüm belediye başkanları da bunu yapmaktadır, yapmalı da” diye konuştu. Muhtarların tepkisini sürdürmesi üzerine Erdoğan, “Şu anda yaptığım bu konuşmayı zannediyorum duyuyorlardır” diyerek belediye başkanlarına mesaj verdi. Erdoğan’ın bu sözleri de muhtarlar tarafından alkışlandı. Erdoğan, Özgecan’la ilgili konuşurken, salonda bulunan kadın muhtarlardan biri Erdoğan’a ‘Torunlarımı nasıl okula göndereyim? Nasıl dışarı çıkartayım? Nasıl çalıştırayım’ diye sordu. Erdoğan ‘Hiç çekinme okutmaya devam’ dedi. Kadın muhtar sorusunu yineleyince Erdoğan bu kez ‘Bacım üstüne üstüne gideceğiz.’ yanıtını verdi. Bunlar İslamı temsil etmez! Boko Haram (Batı eğitimi haramdır) örgütü okulları basıyor onlarca öğrenciyi katlediyor, 200 kız çocuğunu kaçırıyor, köy basıp katliam yapıyor. Ama bunlar İslam değil. Bunlar İslamı temsil etmez! Fransa’da iki militan İslam dinine hakaret ettiğini düşündükleri bir dergiyi basıp çalışanlarını otomatik silahlarla öldürüyorlar. Aynı gün başka militanlar bir Koşer (Yahudi) süper marketi basıyor, katliam yapmaya çalışıyor. Ama bu İslam değil. Bunlar İslamı temsil etmez! Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da İslamcı militanlar, İslamcı terörün tartışıldığı bir kahveyi sonra da bir sinagogu basıyorlar otomatik silahlarla tarıyorlar. Ama bu İslam değil. Bunlar İslamı temsil etmez! İslam Devleti’nin Libya kolu 21 Mısırlı Hıristiyanı kafalarını keserek öldürüyor. Ama bu İslam değil. Bunlar İslamı temsil etmez! Afganistan, Cezayir, Mısır ve Libya’da İslam Devleti’ne bağlı örgütler ortaya çıkıyor İslam Devleti’nin Mısır, Lübnan, Yemen, Ürdün’de de taraftarları var. Bunlara Türkiye’yi de ekleyebiliriz. Ama bunlar İslam değil. Bunlar İslamı temsil etmez. adi bunlar terörist. Peki, şunlara ne demeli? Şiddetin tek biçimi bu değil. Şiddetin karşısındakini sözle sindirmeye dayanan simgesel biçimleri de var. Türkiye’de siyasal İslama dayanan bir siyasi parti 12 yıldır iktidarda. Bu partiyi destekleyen Müslüman entelijansiya televizyon programlarında, gazetelerde boy gösteriyor, din ve ahlak özellikle de kadın ve cinsellik üzerine akıl dağıtıyor, topluma simgesel şiddet uyguluyorlar. Başbakan “kadın erkek eşitliğine inanmıyor”. Maliye Bakanı’na göre “kadınlar iş aradığı için işsizlik artıyor”. Bir AKP il başkanı, “Kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor” diyor. Bu hükümeti destekleyen hocalara ve entelektüellere göre “Çalışan kadın fuhuşa hazırlık yapıyor”, “Dekolte giyene tecavüz edilir”, “Hamile kadının sokakta dolaşması terbiyesizliktir”, “6 yaşındaki çocukla evlenilebilir”, “Tecavüz edene dört gün odaya kapatma cezası yeterlidir”, Avrupa’ya öğrenci gönderme programı “Erasmus değil orgasmustur”. Biri, “Annen de olsa dizinin üstü tahrik eder” derken öbürü itiraf ediyor: “Öz kız çocuğumu kucağıma alıp sevemiyorum çünkü tahrik oluyorum.” Liberal eğilimli bir Müslüman yazar, “Ama bu benim dinim değil” diyor. Sonra üniversite öğrencisi bir kıza bir minibüs şoförü tecavüze kalkışıyor. Genç kız canıyla, dişiyle tırnağıyla, kahramanca direniyor; saldırgan erkek kızı bıçaklayarak, levye ile defalarca vurarak öldürüyor. Başka iki erkeği yardıma çağırıyor, kızın bedenini kırsala taşıyıp bileklerini kesip yakıyorlar. Siyasal İslamın iktidara gelişinden bu yana kadına yönelik fiziki ve simgesel şiddet, kadın cinayetlerini sürekli arttığından bu vahşet bardağı taşırıyor; kadınlar sokaklara dökülüp kadına yönelik şiddeti protesto etmeye başlıyorlar. Cumhurbaşkanı, “Önce Fatiha okuyun” diyor. Polis protestocu kadınları acımadan döverken, Siyasal İslamın entelijansiyası hemen şiddetle tepki vermeye başlıyor: “Laik papazlar, toplumu bitirdiniz!” “Gecegündüz, ‘cinsel özgürlük, bireysellik, kariyerizm, egoizm’ naraları atarsanız, olacağı budur!”, “Tecavüz fırsatçılığına soyunmayın. Amerika’da her iki dakikada bir kadın tecavüze uğruyor. Şimdi çenenizi kapatın.” “Siz de mini eteği giyip soyunup laik sistemin ahlaksızlaştırdığı sapıklar tarafından tacize uğrayınca da bas bas bağırmayacaksın” diyen AKP yanlısı şarkıcı, laiklik tarafından bozulmamış olduğundan, “İyilikle olmazsa vallahi zorla / Benim olmazsan taciz ederim / Bana gelmezsen yer bitiririm” sözleriyle şarkısında tecavüz, yamyamlık ve şiddeti özendiriyor. Bir prof. erkeklere “Kendinize hâkim olun, hayvan mısınız” demek yerine, bir kadın cinayetinden yararlanarak “pembe otobüs” saçmalığıyla kadınlara yeni baskılar için bahane yaratıyor. Ve Gezi olayında sempati toplamış, sola yakın olduğu varsayılan bir başka İslamcı entelektüel, herkes kadın cinayetini konuşurken, kadınların “teşhircilikten uzak durmalarını” öneriyor. Yaşam her dönemeçte bize, şiddetin, siyasal İslamın temel bir bileşeni olduğunu gösteriyor. H Milletvekilleri, polise ‘vur’ yetkisi tanıyan İç Güvenlik Paketi’nin görüşülmesini geç saatlere kadar engelledi u İç Güvenlik paketi henüz görüşülmeye başlamadan muhalefet milletvekilleri, sataşma gerekçesiyle görüşmelerin saatlerce uzamasını sağladı. AKP, muhalefetin engelleme taktiğini kırmak için kapalı oturum formülü geliştirdi. MAHMUT LICALI Muhalefet Meclis’te direniyor DAVUTOĞLU: Ev ödevi veremezler Haber Merkezi Başbakan Ahmet Davutoğlu, kamuoyunda büyük tepki çeken ve HDP, İmralı ile Kandil’in “Çözüm Sürecini tehlikeye atar” diyerek şiddetle karşı çıktıkları İç Güvenlik Paketi konusunda geri adım atmayacaklarını vurguladı. “Biz de çözüm sürecinin kritik aşamada olduğunu söylüyoruz” diyen Davutoğlu, HDP lideri Demirtaş’ın “Meclis’i kilitleyerek bu yasayı çıkarmayacağız” sözlerine “Kimse hükümete ödev veremez. Ne Meclis’i kilitletiriz ne de tehditlere boyun eğeriz” ifadeleriyle tepki gösterdi. Resmi temaslar için Pakistan’ın Başkenti İslamabad’a giden Davutoğlu, gazetecilerin sorularını yanıtlarken “Çözüm süreci iyi niyet ister. Gerekli adımları atmamız lazım. Bizim tutumumuz açıktır herşeyin tartışılacağı platform da Meclis’tir. Herkes kanaatini ifade edebiliyorsa o zaman silahlara ne ihtiyaç var? Yok Türkiye’yi Irak ve Suriye’ye dönüştürme gibi bir düşünce varsa buna teslim olmamız mümkün değil” dedi. İç Güvenlik Paketi’ne tepki gösteren muhalef partilerini hedef alan Davutoğlu, şöyle konuştu: “Dersim başta olmak üzere yapılan tutumdan sonra HDP ile CHP’nin hala yan yana gelmesi ilginçtir... Halkın özgürlüğünü savunan AK Parti var uyuşturucuların özgürlüğünü savunan HDP, MHP, CHP var.” Davutoğlu, Demirtaş’a tepki göstererek “Bu yasa ülkenin ihtiyaçlarına hitap eden bir yasadır... Kimsenin kimseye ödev verme yetkisi yok” dedi. ANKARA TBMM Genel Kurulu’nda İç Güvenlik Paketi’nin gündeme alınmasını öngören AKP grup önerisi muhalefetin taktikleriyle geç saatlere kadar engellendi. Genel Kurul’da dün Özgecan Aslan cinayeti nedeniyle milletvekillerinin söz alması nedeniyle; CHP, MHP, HDP ve AKP’nin Genel Kurul gündeminin belirlenmesine yönelik ayrı ayrı grup önerilerinin görüşülmesine saat 18.00’de başlanabildi. HDP’nin grup önerisinin görüşmelerinde muhalefet sataşma gerekçesiyle tartışma çıkmasına neden oldu. Söz taleplerinin sonu gelmedi. Birleşimi yöneten TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı HDP grup önerisinin oylamasını yaptı. CHP’nin yoklama talebi yerine getirildi ardından HDP grup önerisi tekrar oylandı. Ancak vekiller kamera kayıtlarının incelenmesini talep etti. Yeni bir usul tartışması yaşandı. Yalnızca HDP önerisinin görüşmeleri 2 saat 40 dakika sürdü. Saat 21.00 civarında “yemek arası” gerginliği yaşandı. Bahçekapılı, tepkiler üzerine ara verdi. Daha sonra geçilen MHP grup önerisinin görüşmeleri de uzatıldı. AKP, muhalefetin taktiğini kırmak için CHP’nin grup önerisinin kapalı görüşülmesi için önerge verdi. YEMEK ARASI KRİZİ TBMM Genel Kurulu’nda, grup önerilerinin görüşmelerinde usul tartışmalarının yanı sıra “yemek arası” tartışması da yaşandı. TBMM Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı’nın, tepkiler üzerine ‘Yemek arası vermeyeceğim diye şaka yaptım’ demesi üzerine HDP ve CHP grup başkanvekilleri başkanlık divanına gitti. (Fotoğraf: MURAT KAYNAK AA) Kamera kayıtları da istenince... AB’den de demokratikmiş! AKP’nin vekillere gönderdiği ve ‘Özgürlükleri Koruma Paketi’ olarak nitelendirdiği bilgi notundaki ifadeler dikkat çekti EMİNE KAPLAN ANKARA AKP’nin İç Güvenlik Paketi’yle ilgili olarak milletvekillerine “Özgürlükleri Koruma Paketi” başlığıyla gönderdiği bilgi notunda, molotofa karşı polise silah kullanma yetkisi verilmesinin “yakma ve yıkma olaylarını azaltacağı”, polise verilen uzaklaştırma yetkisinin ise “yangın sırasında itfaiye görevlilerini engelleyen kişinin olay yerinden uzaklaştırılmasından farksız” olduğu savunuldu. Polise arama ve gözaltı yetkisinin 2005 yılında “demokratik olmadığı” gerekçesiyle kaldırıldığı kaydedilen bilgi notunda, bu yetkilerin AB mevzuatına uygun olarak geri getirildiği kaydedildi. Notta, paketle ilgili şu görüşlere yer verildi: Kolluğa arama yetkisi AB’den bile daha demokratik: Kolluğu kişinin üstü, eşyası ve aracını arama yetkisi, AB müktesebatına da uygundur. Avusturya, İtalya, Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde her kolluk personeli doğrudan kişinin üstü, eşyası ve aracında arama yapma yetkisine sahiptir. Düzenlemenin AB müktesebatına uygun olmasının da ötesinde, sınırlama, denetim ve tutanak zorunluluğuna tabi tutulmasıyla, AB standartlarından daha demokratik ve etkin bir denetim ve uygulama hayata geçirilmektedir. Sapan taştan daha tehlikeli: Sapan ve demir bilye ile toplantı ve yürüyüşlere katılmak ise suç olarak değerlendirilecektir. Çünkü taş veya lastik çubuktan daha çok yaralayıcı. Önleme dinlemesi haberleşme özgürlüğü için: Bu değişiklik, suçluların takibini ve incelemeleri mümkün kılan dinlemelerdeki istismarları önleme amacına matuftur. Geçmişte masum kişiler mağdur edilmiştir. AKP itirazları dikkate almadı CHP’nin açık oturumda gerçekleşmesi beklenen grup önerisi kapalı oturumda görüşüldü. Bu sırada HDP’li Hasip Kaplan ile Bahçekapılı tartıştı. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, basın mensuplarının salondan çıkmasını istedi. Kapalı oturumda CHP’nin grup önerisi de kabul edildi. Bunun ardından paketin Meclis gündemine alınmasını öngören AKP grup önerisinin görüşmelerine başlandı. Muhalefet partilerinin söz taleplerini umursamayan Bahçekapılı, AKP grup önerisinin okutulmasını isteyince muhalefet partilerinden çok sayıda milletvekili başkanlık divanının önüne giderek tepki gösterdi. İtirazlara karşın AKP önerisinin görüşmelerine geçildi. KCK: Süreç bitme noktasında MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Kandil’den dönen HDP heyetinin, “KCK yetkilileri, müzakere sürecine geçilmemesini kabul edilemez buluyor. Kandil, iç güvenlik paketi yasasının müzakere sürecini tehlikeye atacağını ifade etti” açıklamasından 2 gün sonra dün yazılı bir açıklama yapan KCK de iç güvenlik paketini eleştirerek, sürecin bitme noktasına geldiğini ifade etti. KCK yürütme konseyi eşbaşkanlığının ANF’ye yaptığı açıklamada, AKP’nin silah bırakma açıklamasını beklemeyi bırakıp somut adımlar atması istendi. Açıklamada, “Oyalama politikasından vazgeçmelidir. 15 Şubat’a kadar başlaması gereken müzakerede hayli yol alınmalıyken AKP müzakereye bile Buldan: AKP güvence vermeli MAHMUT LICALI Görüşmeler haftalarca sürer Paketin Genel Kurul gündemine alınmasına yönelik AKP grup önerisinin görüşülmesine geç saatlerde başlandı. 132 maddeden oluşan İç Güvenlik paketi 5 bölüm halinde görüşülecek. Muhalefet, her maddeye değişiklik önergeleri hazırlarken, her maddede 10 dakika süren karar yeter sayısı ya da yoklama talebinde bulunma taktiği izlemeyi hedefliyor. Paketin görüşmelerinin haftalarca sürebileceği dile getiriliyor. gelmiş değildir. 15 Şubat çok önemliydi. Süreci ve AKP’nin yaklaşımlarını sorgulama hakkımız doğmuştur. Kritik bir sorgulama ve yeni kararlar alma aşamasındayız” denildi. KCK Yürütme Komitesi üyesi Duran Kalkan, PKK’nin silah bırakacağına ilişkin Med Nuçe TV’ye yaptığı değerlendirmede, “Kürt’ün varlığı ve özgürlüğünün öz savunmaya bağlı olduğu açıktır. ‘PKK silah bırakıyor!’ Niye bıraksın? Türk devleti, öbür devletler silahsızlansın. Faşist güçler Kürt’e saldırıyorlar, kendilerini nasıl savunacaklar. Türkiye toplumu yanlış bilgilendiriliyor. Bunlar seçimde oy için söyleniyor. Böyle olursa bu süreç devam etmez” diye konuştu. Kalkan: PKK değil, devletler silahsızlansın ANKARA Hükümetin çözüm sürecinde silahsızlanmayı “önşart” olarak gündemde tutması HDP’de tepki çekti. HDP İmralı Heyeti üyesi ve grup başkanvekili Pervin Buldan, anadil, kimlik, kültürel haklar gibi konularda kimsenin tartışmadığını belirterek “Tamam bir silahsızlanma çağrısı olabilir; fakat bu silahsızlanma çağrısı ne karşılığında olacak? Kimse bunun üzerinde durmuyor” diye konuştu. Söz konusu 10 madde içinde yalnızca silahsızlanmanın gündeme getirilmesini kabul etmediğini kaydeden Buldan, “Hükümet tüm bu konuda güvence vermezse eğer, silahsızlanma çağrısı nasıl olacak?” diye konuştu. C M Y B