28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 ŞUBAT 2015 PERŞEMBE 6 HABERLER CHP’nin seçim kampanyası için anlaşılan isim Ali Taran’a göre, mucizevi iletişim çözümleri sıradan işler Yanal düşünen KONUK YAZAR bir reklamcı: Ali Taran CHP seçim için Taran’la anlaştı Siyasal iletişim kavramı hemen her seçim öncesi gündeme gelir ve siyasi partilerin hangi iletişimcilerle çalışacağı önemli bir konu olur. Ve her seçim döneminde Ali Taran adı öne çıkar ve tartışılır. Bu kez de farklı bir gelişme olmadı ve yine gündeme Ali Taran geldi. Birlikte anıldığı siyasi parti ise Cumhuriyet Halk Partisi! Bu süreçte her iki taraf birbirinden ne bekler ve ne bulur bir başka konu, ancak bu yazı ağırlıklı olarak Taran iletişimciliği ile ilgili. Siyasal iletişim denince neden Ali Taran ilk akla gelen isim oluyor? Bilindiği üzere Türkiye’nin yakın siyasi hayatında Ali Taran kaynaklı bir başarı öyküsü; yeni kurulmuş bir parti olan Genç Parti’yi sıfırdan alıp yüzde 7’lere kadar çıkaran bir iletişim mucizesi durmakta. Taran için mucizevi iletişim çözümleri son derece sıradan işlerdir. Yanal düşünen bir beyin olarak her türlü çılgınlık, akla gelmeyecek yaklaşımlar, sivrilikler her an yapabilecekleridir. Bu farklılık kitlelerin ilgisini ve dikkatini bir an için çekip bir yere toplayabiliyor ve orada istediği mesajı verebiliyor. Bu özelliği de ister ticarette ister siyasette olsun onu yeteri kadar cazip kılıyor. Belli ki CHP için de böyle olmuş. Cumhurbaşkanlığı’ndan Hükümete Büyük Transfer Hayır, bunları bir “danışıklı dövüş” olarak görürseniz, siyasetin sürdürülmesinde, aynı zamanda kişisel hırslar, karakterler, ikbal inşaları, döneme damga vurma dayanılmaz isteklerinin bazen tayin edici roller üstlendiğini gözden kaçırırsınız... “Aralarında ne fark var ki” sorusu, siyasi analiz yapmayı gereksiz kılar. Bu soruya en basitinden “kişilik farkı var, ‘ben’ özünün belirleyiciliği var” yanıtını verdiğinizde, belki de gerçek taa kendisidir. Evet yine geldik iktidar yapısındaki, giderek farklılaşan görüş ayrılıklarına. Yukarıdaki girişi, yüksek siyasette önemsiz hiçbir şey yoktur, demek için yaptım. Kendi kısa yakın tarihimiz bunun örnekleriyle doludur. (*) Cumhurbaşkanı’nın, eski MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın istifasını engelleyememesi, kendisinde derin bir hayal kırıklığı yarattı. “Sır küpümdü” dedi. Bakın şimdi neler diyor: MİT’e “son derece güvenilen, hatta sır küpüm olarak görebileceğim birini getirmiştim. Daha öncesinde söz konusu arkadaşı özel temsilcim olarak görevlendirdiğim anlar olmuştur..” Yukarıda siyah vurgulara dikkat edin... “Biri... Söz konusu arkadaşı...” Kimden bahsediyor? Müsteşarlığını yapmış, MİT’in başına getirmiş, Cemaat’in 7 Şubat 2012 saldırısında koruma altına almış, kendisi için özel yasa çıkartmış, bu yolla kendisine yönelen saldırıyı da savuşturmuş(**), bu anlamda bir kader arkadaşlığı yapmış çok yakınındaki kişiden. Artık o “Hakan Fidan”ı değil... Adını bile anmıyor neredeyse.. Kızgınlık veya hayal kırıklığı doruk noktasında. Adeta silmiş Fidan’ı. Uçaktaki gazetecilerine bir şey daha söylüyor ki asla atlayamam: “Kendisine bir tür bazı vaatler bulunmuş olabilir..” Kim bulunmuş? Tabii ki Davutoğlu. RTEDavutoğlu çok önceden Fidan olayını konuşmuşlar, RTE MİT’te kalsın, Davutoğlu yok hayır hükümete gelsin demiş. İstifa, RTE’ye rağmen gerçekleşiyor. ALİ TARAN Ali Taran yeni kurulmuş bir parti olan Cem Uzan başkanlığındaki Genç Parti’yi 3 Kasım 2002 seçimlerinde yüzde 7’lere taşımıştı. lizler yapma kabiliyeti çok güçlü bir iletişimcidir. Nitekim Genç Parti deneyimi bu özelliğini çok net sergilediği ve incelemeye değer bir olaydır. Ayrıca; günümüz dünyasını, pop kültürü çok iyi anladığı, istediği kitleye kısa yoldan, tek bir bireyi kaçırmamacasına ve kendi diliyle ulaşmayı çok iyi bildiği kanıtlanmış bir olaydır. Çünkü ticari iletişimcilerin içinde yaşadığı; A, B, C sosyoekonomik statü gruplarıyla sınırlamaz kendini. Geniş kitlelere ulaşmak, mesajını çok kısa ve net olarak vermek için sınırsız bir alana açılır. Onu tanımlayacak bir özellik de zekâsıdır. Başarılara bakacak olursak; Lassa reklamları, Brisa reklamları, Derby’de kullandığı tipleme, basit bir çakmak reklamındaki söz oyunları, efsanevi Yapı Kredi reklamları, dillere pelesenk olmuş onca slogan… Burada dikkat edilmesi gereken nokta şu ki; zekâsına ve yaratıcılığına teslim edilen ürünün çok iyi tanımlanmış olması ve hedefin net olarak konmasıdır. Bu önkoşul yerine getirildiği takdirde, pop kültürü ve sokağı tanıyan ve anlamış bir reklamcı olarak, kitleleri nasıl, ne zaman, nerede etkileyeceğini kısa sürede belirleyerek yola çıkacaktır. Rekabet kurallarının geçerli olduğu ve siyasetin de pazarlandığı bir Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Gürsel Tekin, seçim kampanyası için Ali Taran ile anlaştıklarını açıkladı. Taran CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında pazar günü toplanan CHP Merkez Yönetim Kurulu’nda, 7 Haziran 2015 seçim kampanyasının ana hatlarına ilişkin bir sunum yapmıştı. Tekin, 4 ayrı firmanın sunum yaptığını, yapılan değerlendirme sonunda Ali Taran ile anlaşıldığını açıkladı. pazar Ali Taran için verimli bir alandır. Onun sıra dışı özellikleri, yaratıcı ve etki dili CHP’deki beklentileri artırmakta kuşkusuz. Yaşayacağımız seçim sürecinde de Taran’ın CHP dünyasının ve söylemlerinin sınırlarına hapsolmaması, dışına çıkması ve kitlelerin dikkatini farklı bir dille çekmesi hiç de sürpriz sayılmamalıdır. Ha, sonuç ne olur bilinemez. Siyaset arenasında önceden hesap edilemeyecek konjonktürel gelişmeler her an mümkündür. Hani bir söz vardır ya, “Herkes sakız çiğner ama kimse Ayşe Hanım gibi şaklatamaz” diye, sanki onun için söylenmiş gibidir. Taran bir reklamcı. Ajans Ada, Merkez Ajans, Birleşik Reklamcılar gibi ajanslarda edindiği birikimler ve orada dağarcığına kattığı çok değerli deneyimlerle şekillenmiş farklı bir reklamcı. Kuşkusuz Taran’ın hayatında Ersin Salman, Nazar Büyüm ve İzmir Tolga gibi isimlerin önemli yerleri vardır. Ama verimsiz bir toprağı ne kadar sularsanız sulayın ot bile yetiştiremezsiniz. Öncüllerinden edindiği bilgi ve birikimleri almayı bilen, aldıklarını kendi verimli toprağında beslemeyi ve istediği verimi almayı bilen bir reklam ustasıdır Taran. Taran, zaman ve mekân sorunsallarıyla uğraşmayı sevmeyen, yalın ana Kontenjan formülü CHP’de İstanbul, Ankara, İzmir ve 9 kentte bazı adayların Kılıçdaroğlu’nun onayıyla belirleneceği, kalan tüm adayların önseçimle belirleneceği belirtiliyor ‘Sır küpüm’ terimi neler içeriyor? Birkaç sonuç çıkaralım. 1) Fidan’ı MİT’te kalmak tatmin etmiyor. Veya Erdoğan’ın sürekli “sır küpü” olarak kalmak artık istemiyor, belki de küp dolup taştı, artık RTE’nin sırlarını paylaşmak istemiyor, sırların ağırlığını kaldıramayacak duruma geldi. Normalleşerek, normal siyasi hayata katılmak istiyor. 2) “Sır küpüm, özel temsilcim”, sözlerinin çağrıştırdıkları var: RTE, özellikle üç konuyu, PKK ile görüşmeler/çözüm süreci, Suriye’de Esad’ı yıkmak için IŞİDEl Nusra vb gibi köktendinci örgütlere her türlü yardımda bulunarak Suriye’yi karıştırma işlerini ve tabii ki Cemaat’i safdışı bırakma mücadelesini, özellikle MİT ve Hakan Fidan üzerinden gerçekleştirdi. Örtülü Ödenek’te her yıl 1 milyar TL’yi aşan harcamaların, bu yollarda kullanıldığı da bir “sır küpü.” Erdoğan ve Fidan, ülkenin bu en önemli temel politikalarını “örtülü faaliyetlerle” bütünleştirerek adeta birlikte yürüttüler... Bu üç konu sıcaklığını henüz korurken “sırdaşı”nın alıp başını gitmesi, şüphesiz Cumhurbaşkanı için yeri belki de doldurulmaz bir boşluk yarattı. 3) Her ne kadar bütün bu temel politikaları yürütücüsü şimdi anayasal hükümet olsa bile, RTE bu konuları doğrudan kendi alanı olarak görüyor. Hükümeti de emir ve kumandası altında görev yapan bir kurul olarak kabul ediyor. 4) Davutoğlu “AKP ağır topları siyaset dışı kalacak, vitrini zayıflatmayalım ve Fidan’ı hükümete alalım” (Deniz Zeyrek, Hürriyet) gerekçesiyle RTE’yi ikna etmeye çalışmış... Bu kadar mı? Davutoğlu, Fidan manevrasıyla, Cumhurbaşkanı’nın etkioyun alanını da, Fidan’ı çekerek daraltmıyor mu? Fidan ile birlikte, bu üç önemli, temel konuyu da Beştepe Çiftlik Sarayı’ndan çalıp hükümetin oyun siyaseticra alanına çekmiş / transfer etmiş olmuyor mu? Oluyor. Fidan bu üç konuyu da en iyi bilenlerden... Cumhurbaşkanı’nın hayal kırıklığına bir de buradan bakın... 5) Hükümet ile RTE arasında, tamam dava mava, AKP iktidarı konusunda öyle keskin dönemeçler aramıyorum. Ama iki kurum makam lider arasında, kişilik, yasalanayasal hakları kullanma konusunda bir çatışmasahiplenme olduğu açık ve seçik. Davutoğlu, başkanlık anayasasına karşı. Kimsenin en önemli makamını kendi elleriyle yok etmesi beklenemez. Son yazılarımda bunu işleyip duruyorum. Davutoğlu, ya kendini inşa edecek hükümet ve icrasıyla birlikte ya da bir başka siyaset, kişilik ve lidere emanet edecek... 6) Fidan’ı Başbakanlık hamlesi falan gibi hiç görmüyorum. Fidan, dışarının da hedef tahtasında oldu hep. Bunu Çatışmanın Anatomisi’nde de yazmıştım. MİT’i “CIA’dan arındırdı” mı? Amerikalıların ve İsraillilerin tepkilerinin kaynağı bu olabilir mi? 7) Son olarak: RTE’nin, MİT’in başına bir AKP’liyi yerleştirdiği net ortaya çıktı. MİT’in başına, AYM’nin başına, yargının başlarına... Bütün devlet, bütün kurum ve kuruluşlar AKP’li. Şimdi yüzlercesi görevlerinden ayrılıp milletvekilliğine kapağı atacak, bir parmak olmak için... AKP bir partidevlettir... (*) Aklı başında gibi görünen AKP yazarları bile diyor ki, “ne o çatlaklar yaratmaya çalışıyorsunuz, buradan size ekmek çıkmaz...” Siyaset analizcisinin derdi, yazıdan “ekmek çıkarmak” değil. Gördüğü önemli bir olayı gün ışığına çıkartmaktır. Sonra da keyfini sürmek! Oradan ekmek yiyecekler varsa, yazarı ilgilendirmez. Bir izleyici, Cemaat ile RTE çatışması üzerine yazılarım için “özel hobi alanı” diye yazmıştı... (**) Çatışmanın Anatomisi kitabımda 7 Şubat’ın büyük önemi ve saldırının hedefi ve püskürtülmesi konusu ayrıntılarıyla, bugün hepsi doğrulanan yorumlarıyla var. Bir bakın. (KırmızıKedi) İzmir’de dava İstanbul’da takipsizlik METE KIZIK İZMİR CHP’nin 17 ve 25 Aralık Yolsuzluklarla Mücadele Haftası kapsamında ilçe binasına asılan pankart nedeniyle CHP Çiğli İlçe Başkanı Utku Gümrükçü hakkında “kamu görevlisine zincirleme hakaret” suçlamasıyla dava açıldı. 21 Nisan’da başlayacak yargılama kapsamında Gümrükçü’nün 2 yıla kadar hapsi isteniyor. CHP Genel Başkanlığı’nın kararı doğrultusunda dört eski bakanın maskeli fotoğraflarını pankart olarak ilçe binasına astıklarını belirten Gümrükçü, “Bizi kamu görevlisine hakaret iddiası ile yargılayacaklar. Oysa bu eski bakanlar kamu görevlisi değiller” dedi. Öte yandan, aynı pankartı CHP Üsküdar İlçe Başkanlığı binasına asılmasıyla ilgili soruşturmada takipsizlik kararı verildi. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı verdiği kararda, ve cezaların şahsiliği prensibi olduğu belirtilen kararda, pankartı asanın belli olmadığı ifade edildi. FIRAT KOZOK Başkanlık sistemini isteyenlerin oranı yüzde 41 AKP’liler başkanlığa ‘hayır’ dedi EMİNE KAPLAN ANKARA Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ısrarla gündeme getirdiği başkanlık sistemi konusunda AKP’nin yaptırdığı son ankette, başkanlık sistemine “evet” diyenlerin oranı yüzde 41 çıktı. AKP seçmeninin yüzde 75’i başkanlık sistemini desteklerken, yüzde 25’i kararsız olduğunu belirtti. Anket sonuçlarının değerlendirildiği AKP MYK’de, parti seçmeninin ikna edilmesi durumunda oranın yüzde 50’ye yaklaşacağı belirtilirken, “Daha önceki ankette bu oran yüzde 3035’lerdeydi. Sistemi ne kadar çok anlatırsak, ne kadar tartıştırırsak kamuoyundaki olumlu algı artıyor”denildi. Ankette, başkanlık sistemine “evet” diyenlerin oranı yüzde 41, “hayır” diyenlerin oranı ise yüzde 45 oldu. AKP MYK, önceki gün Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında yaklaşık 4 saat süren bir toplantıda, son yapılan anket sonuçları, daha öncekilerle karşılaştırmalı olarak masaya yatırıldı. Partinin oy oranının yüzde 4852 bandında değişkenlik gösterdiği saptamasının yapıldığı toplantıda, son ankete göre AKP’nin oy oranının yüzde 51.5, CHP’nin yüzde 26, MHP’nin yüzde 14 ve HDP’nin ise yüzde 8.5 olduğu bilgisi verildi. Ankette, iç güvenlik paketine ilişkin soru da yer aldı. Ankete katılanların yüzde 65’inin paketi desteklediği belirtildi. ANKARA Kamudaki aday adaylığı istifalarının ardından, CHP’de gözler 15 Şubat’ta yapılacak parti meclisi (PM) toplantısına çevrildi. Toplantıda seçim bölgelerinde uygulanacak aday belirleme yöntemleri masaya yatırılacak. Aday belirleme sürecinde önseçime ağırlık verileceğini vurgulayan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun 3 seçim bölgesi bulunan İstanbul’da 15, iki seçim bölgesi bulunan Ankara ve İzmir’de ise 6’şar adayı kontenjan hakkını kullanarak belirleyeceği konuşuluyor. Edinilen bilgilere göre, CHP’den milletvekili adayı olmak için yaklaşık 150 kamu görevlisi başvuruda bulundu. Ancak aylar öncesinden CHP’den aday adayı olmak için istifa edeceği söylenen birçok kamu görevlisi son anda genel merkezden gelen olumsuz sinyaller üzerine istifadan döndü. Bunda Kılıçdaroğlu’nun ısrarla gündemde tuttuğu “önseçim” vurgusu önemli rol oynadı. Seçim kampanyasıyla ilgili çalışmalara hız veren CHP’de, seçim bölgelerinde uygulanacak aday belirleme yöntemleri 15 Şubat’taki parti meclisi toplantısında masaya yatırılacak. Ancak yüzlerce partilinin merakla beklediği toplantı öncesinde CHP kulislerinde izlenecek yol haritasıyla ilgili görüşler netleşmeye başladı. Edinilen bilgilere göre Kılıçdaroğlu 12 kentte kontenjan kullanmayı düşünüyor. Bu çerçevede 3 büyük kentte toplam 27 kişilik kontenjan uygulanması ağırlık kazanmış durumda. Bu kontenjanlar 3 büyük kentte fermuar yöntemiyle kullanılacak, örneğin haziran seçimlerinde 88 milletvekili çıkaracak olan İstanbul’da 15 aday kontenjandan gelecek. Bu 15 aday 3 seçim bölgesinde 5’er aday olarak dağıtılacak. Listenin geri kalanı önseçimle şekillenecek. CHP 2011 genel seçimlerinde İstanbul birinci bölgeden 11, ikinci ve üçüncü bölgelerden de 9’ar olmak üzere 29 milletvekili çıkarmıştı. Aynı yöntem Ankara ve İzmir’de de uygulanacak. Seçimlerde Ankara 32, İzmir ise 26 milletvekilini Meclis’e gönderecek. Her iki kentte de ikişer seçim bölgesi bulunuyor. Kılıçdaroğlu’nun her seçim bölgesi için üçer aday belirlemesi bekleniyor. Bu durumda Ankara ve İzmir’den 6’şar olmak üzere toplam 12 aday da yine kontenjan yöntemiyle belirlenecek. 2011 seçimlerinde Ankara birinci bölgeden 6, ikinci bölgeden 4 milletvekili çıkaran CHP, İzmir birinci bölgeden 6, ikinci bölgeden 7 milletvekili seçtirmişti. l Erdoğan’ın twEEt’lEri dünya basınında ‘Teknoloji fobi’li’ İstanbul Haber Servisi İlk tweet’ini 9 Şubat Sigarayı Bırakma Günü’nde atan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ikinci tweet’ini Kolombiya ziyareti sırasında hem İspanyolca hem Türkçe olarak attı. Erdoğan’ın tweet’leri İngiliz The Guardian gazetesine de haber oldu. Gazete, “Türkiye’nin ‘teknoloji fobi’li cumhurbaşkanı ilk tweet’ini atarak Twitter’a düşmanlığını en sonunda kaybetti mi?” yorumunda bulundu. Cumhurbaşkanı, kendi attığı tweet’lere “RTE” imzasını ekliyor. Erdoğan, Başbakanlığı döneminde “Twitter denilen bir bela var. Abartı, yalanın daniskası burada. Sosyal medya denilen şey şu anda toplumun ve toplumların bana göre baş belasıdır” yorumlarını yapmıştı. En büyük transfer Bilal Erdoğan’dan Darülaceze ziyareti 2. Abdülhamit tarafından kurulan Darülaceze’nin 120. kuruluş yıldönümü kutlandı. Kutlama etkinliğine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan da katıldı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Müsteşarı Nesrin Çelik,Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla İstanbul’a iki yeni Darülaceze daha inşa edileceğini belirtti. Bilal Erdoğan ise Darülaceze’nin Osmanlı’nın son dönemlerinde hem vakıf geleneğinin hem de merhamet anlayışının bir sembolü olduğunu söyledi. Erdoğan, “İnşallah yeni Türkiye vizyonunda, 2023 hedeflerine yürürken bu anlayışı yeniden benimseyebiliriz diye ümit ediyorum” dedi. Gül’den seçim öncesi milletvekillerine kitap nı taşıyan önsözünde, Gül’ün ziyaretlerle ilgili olarak “Tarlada, ovada, yaylada, bağANKARA Seçim sürecine girilirken si da, bahçede. Kışlada, üniversitede, fabyasete dönüp dönmeyeceği merak edilen rikada, maden ocağında, kahvede, hal10. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, baş kın içinde, sokakta, evde, ofiste, camide, kanlık tartışmalarının da yapıldığı bir dö cemevinde, türbede... İpek yolunda, Bannemde milletvekillerine, Cumhurbaşkan dırma Vapuru’nda... Hepsinde bir buluşlığı dönemini anlatan 17 kitaptan biri olan ma, kaynaşma, selamlaşma, hasret gider“Edirne’den Ardahan’a Herkesin Cum me ve mutluluk var” dendi. Önsözde, Gül’ün il ziyaretlerinde hediye hurbaşkanı” adlı kitabı gönderdi. Kitapta Gül’ün 81 ile yaptığı gezilere iliş kabul etmediği, bunun yerine ziyaret anısına kin fotoğraflar ile buralarda yaptığı konuş oluşturulan hatıra ormanlarına ağaç dikilmemalara yer verildi. Gül, kitapla birlikte gön sinin ve ihtiyaç sahibi öğrencilere burs verilderdiği yazıda, cumhurbaşkanlarının ziya mesinin teşvik edildiği vurgulandı. Bu arada Gül, dün görev süresinin bitretlerinin şehirlerin toplumsal hafızasında her zaman önemli bir yer tuttuğunu belirte mesine karşın Huber Köşkü’nü kullanmarek, “Cumhurbaşkanı olarak görev yap ya devam etmesiyle ilgili çıkan haberlere tığım 20072014 yılları arasında ülkemi yeni ikametgâhının bitme aşamasında olzin 81 ilinin tamamını ziyaret ederek bu duğu ve Tarabya Yerleşkesi’nde kendilealanda bir ilki gerçekleştirdim” dedi. Ki riyle ilgili yapılan masrafların Gül tarafından tabın “Herkesin Cumhurbaşkanı” başlığı bizzat karşılanacağı açıklandı. EMİNE KAPLAN 9 kentten birer kontenjan Üç büyük kentin dışında hangi kentlerde kontenjan uygulanacağı konusu da yavaş yavaş şekilleniyor. Bu çerçevede 9 ilde birer kontenjan uygulanması görüşü ağırlık kazanıyor. Kontenjan kullanılacak iller ise şöyle:“Bursa, Eskişehir, Gaziantep, Adana, Mersin, Muğla, Manisa, Denizli ve Aydın” C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle