23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 ŞUBAT 2015 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 u Yurttaşın daha ucuz ve daha iyi hizmet alacağı gerekçesiyle yapılan elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesinden sonra, yurttaşların şikâyet ve davaları yüzde 500, ödedikleri faturalar da yüzde 150 arttı. AYŞEGÜL ALTIN faturalar yüzde 150 arttı Fiyat Toplam Davalar yüzde 500 Faturalardaki ‘bedeller’ birleştiriliyor Burası Türkiye... Dünün kesinleşmemiş verileriyle AKP’den milletvekili adayı olabilmek için kamunun en kilit noktalarında görev almış AKP’li kadrolardan istifa edenlerin sayısı 700’ü geçmişti. Demokrasi, hukuk devleti düzeninin olmazları, güçler ayrılığı ilkelerine göre iktidar karşısında bağımsız olması gereken tüm kurumların ele geçirilmiş olmasının, demokrasinin katledildiğinin de kanıtlayan bir sonuç. İktidarlarına verdikleri hizmetlerin, sadakatlerinin karşılığında milletvekiliğine geçmeye hak ettiklerine inananlar ordusu Meclis’e girebilecek milletvekili sayısını birçok kez katlamış oluyor. AKP’den siyaset yapanlara yer kalmaması gibi bir garabet sonuç, partinin, rejimin geleceğinin en tartışmalı olduğu bir seçimle çakışıyor. Doğaldır ki İktidarlarının tek adam devleti düzeninde aday listelerinin belirlenmesinde geçerli hukuk devleti düzenimize göre tarafsız cumhurbaşkanı olgusu söz konusu olmadığından, Erdoğan’ın iradesinin ağır basacağı varsayılıyor. İster Erdoğan seçsin isterse Başbakan Davutoğlu ya da başkalarının eğilimlerine de bakılsın, sonuçta seçimde etkili olacak yeni isimler, parti yönetim kadrolarıyla birleşik listeler çıkacak. Özetle milletvekilliğine heveslenen kilit görevlerdeki bürokratların çoğu elenecek. Yine de en çok yoksulların Milli Piyango biletlerine umut bağlamaları gibi bir tablo var ortada. “Ya çıkarsa?” Kilit koltuklardan, kamu üst görevlerinden ayrılma, risk alma, aslında bir başka biçimde gelecek kaygısından, kendini güvenli milletvekilliği dokunulmazlığı, gelirine atlama çabasından kaynaklanıyor. Bu seçim kendilerini o koltuklara hak etmiş ya da etmemiş olarak, partizanlıkla getirmiş İktidarlarının dönemeç sınavı niteliğinde. Seçim sonrası o koltuklar için çok büyük belirsizlikler içeriyor. Her şeyden önce on yılı aşkın İktidarları ortaklığında cemaate verilmiş koltukların başlarını tutanlar için yaşanmış acı deneyimler var. Bir bir koltuklarından olma cezaların en hafifi, hesap sorulanlar, yargılayanlar, hapishaneleri boylayanlar, ortak İktidarlarına hizmet vermenin yeni ödüllerini beklerlerken bedel ödeyenler azımsanmayacak sayılarda. İktidarlarına biat etmişler penceresinden AKP’nin bu seçimlerde büyük oy kaybına uğramayacağı inancı ağır basıyor olsa bile sonrasının belirsizlikleri çok fazla. Onlar açısından en büyük belirsizlik; parlamenter düzen içinde mi yoksa başkanlık sistemine bilinmeyen boyutlarda geçişte mi riskler içerecek? Hangi koltuklar silinecek, hangileri oluşacak? Hangi hesaba göre, hangi pozisyonlarda duruşlar işe yarayacak?.. HHH Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündemdeki seçimin başkanlık sisteminin oylanması olacağını ilan etmenin ötesinde, öncelikle kendi seçmenine, sonra da bütün Türkiye’ye dayatmanın kararlılığında, her gün, her yerde bir yolunu bulup yinelediği söylevlerinde, İktidarlarının tek lideri kimliğinde, Cumhurbaşkanlığı kimliğinin yasal yükümlülüklerin tümünü, hukukunu çiğneyerek bilinçlere kazıma kampanyasında almış başını gidiyorlar. Oysa geçerli anayasal, yasal düzenlemelere göre seçime giden İktidarları partisinin de, diğer siyasi partiler gibi parlamenter demokratik düzen içinde, yeni Meclis’e katılacak parlamenterleri seçtirmesi söz konusu olduğundan, gerek AKP gerekse oy kullanacak seçmenler açısından oylar yeni Meclis’e girecek milletvekillerini belirleme ile sınırlı kalacak. Kâğıt üstünde geçerli hukuka göre AKP’nin niyeti İktidarları ortak korosunun haykırışları gibi uyum içinde, aynı yürek atışlarıyla olsa da çelişkiler yumağı geçerli hukuk devleti düzeninin tabiatının gereği. Ortada hükümet, başbakan, AKP proğramları, klasik seçim kampanyalarının yok sayılamayacak gerçekleri var. Trajikomik olanı akıllarınca seçmenin kafasında oluşan karmaşayı dağıtmaya yönelik yandaş medya, yorumcular, algı paketi oluşturma korosuyla 12 yılın İktidar icraatlarının üslubunda tartışma gündemi yaratıp o gündem üzerinden tartışmalarla prim toplanmaya bakılıyor. En yaşamsal olan alanlar için bugüne kadar uygulanan tüm kavramların geçerliliklerinin kalmadığı göz ardı edilerek. Bence bugüne kadar akıl almaz hukuksuzluklar içinde yaratılmış kamu kaynaklarının tüm vatandaşlar için değil, parti şemsiyesinde yandaşlara dağıtılması sayesinde oluşturulmuş saadet zincirinin kırılmış olması gerçeği İktidarlarının güncel en yaşamsal defosu. En yukarıda kamu kaynaklarının paylaşılması, kadrolaşmaları, ihale vurgunlarındaki yağmalamadan pay almada dibe vurma olmayan alanlar için bile büyümeler tüketildi. Son furya yanılmıyorsam cemaat takımından boşalan yerlere, katlanan sayılarla polis, yargı kadrolarının atanmasıydı. İhale vurgunlarının sürebilmesi rant yaratma ile doğrudan bağlantılı ki ekonomi artık arkadan esen rüzgârları alamıyor. Erdoğan’ın Merkez Bankası’na öfkesi, iyi gitmeyen işler için günah keçisi aradığını da anımsatıyor gibi. En alttaki çoğunluk yoksul seçmen açısından sadaka düzeni kaynaklarında ciddi kurumalar var. Baksanıza piyasalar düzeni içindeki İktidarları büyümesi rakamları bile sahte çıktı. Türkiye 19462002 sorunlu iktidarlar dönemlerinde bile ortalama yüzde 5.1 büyümüşken AKP iktidarları döneminin büyüme ortalaması 4.7’ye düşmüş. İlk yılların iyi verileri son yıllarda çok daha dibe 3.2’lere inmiş. Seçime çok az kala her şey o kadar karışık ki.. İktidara geldiği ilk günden özelleştirmelere başlayan AKP hükümetinin elektrik dağıtım şirketlerinde yaptığı satışlar, yurttaşlara yüksek fatura ve şikâyet konusu olarak geri döndü. Daha iyi ve ucuz hizmet sözüyle yapılan özelleştirmelerin ardından yurttaşların ödediği faturalar gerek faturalara yeni eklenen kalemler gerekse bir türlü önlenemeyen kayıp kaçağın yurttaşlara yansıtılması nedeniyle verilen hizmetin maliyetinden bağımsız olarak yükseldi. 21 elektrik şirketinin 2013’te tamamlanan özelleştirmeleriyle kasasına 21.7 milyar dolar aktaran devlet, yurttaşın sorunlarına çare bulmak bir yana, çıkardığı kararlarla hak edilmiş kayıp kaçak bedelinin iadesini engellediği gibi başvuru hakkını bile elinden almak konusunda adımlar attı. Elektrik Mühendisleri Odası’nın (EMO) 2007 ve Ocak 2015 mesken tarifelerini dikkate alarak yaptığı hesaplamalara göre, 230 kilovat saatlik asgari tüketimi olan 4 kişilik bir ailenin ödemek zorunda kaldığı aylık elektrik faturası 36.4 TL’den 90.5 TL’ye çıktı. Aralık 2007 itibarı ile ödenilen 36.4 TL’lik fatura enflasyon oranında artsa 62 TL’ye ulaşması gerekirdi. Oysa 230 kilovaat saatlik enerji için Ocak 2015 itibarı ile 90 TL’ye ulaşan fatura bedeli tüketici enflasyonunun yüzde 44.9 üstünde gerçekleşti. Özelleştirme öncesinde elektrik bedeli içinde yer alan kayıp kaçak bedeli 2010’dan sonra faturalarda ayrı bir kalem olarak belirtilmeye başlandı. EMO elektrik ile kayıp kaçak bedeli artışını birlikte değerlendirdiğinde bu kalemdeki artış enflasyondan arındırılmış haliyle yüzde 146.15. En büyük zam ise yüzde 83.25 ile perakende hizmet bedeli kaleminde yaşandı. Özelleştirme sonrası faturalara eklenen bir diğer kalem de sayaç okuma bedeli oldu. EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil konuyu, “Perakende hizmet bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma adı altında doğrudan özelleştirme sonrası söz sahibi olan şirket adına kullanıcılardan tahsil edilen bu kalemler aslında özel şirketlerin cebine giden para” sözleriyle özetledi. Ocak 2015 Fiyat at t Toplam EPDK’nin internet sitesinde görüşe açtığı Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği Taslağı’na göre, elektrik faturalarındaki çeşitli bedeller, tek başlık altında toplanacak. Perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim sistem kullanım bedeli ve kayıp enerji tedarik maliyetleri, faturalarda “dağıtım bedeli” hanesi altında birleştirilecek. Dağıtım sistem kullanım bedeli, şirketlerin dağıtım faaliyetlerini yürütebilmesi için gerekli maliyetlerden hareketle belirlenecek. Dağıtım tarifesinin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, dağıtım şirketlerinin önerileri de dikkate alınarak EPDK tarafından belirlenecek ve dağıtım bölgeleri için ortak belirlenebileceği gibi, her bir dağıtım bölgesi için ayrı ayrı da tespit edilebilecek. Yönetmelik taslağı 24 Şubat’a kadar piyasanın görüşüne açık tutulacak. TBMM gündeminde bulunan Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın yasalaşmasının ardından son şekli verilecek. Kesintiler şirkete ‘Özelleştirme öncesi elektrik mumla aranıyor’ 2013’te özelleştirmenin tamamlanmış olmasına rağmen gelinen noktada vaatlerin hiçbirinin gerçekleşmediğini söyleyen Tüketiciler Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, özelleştirmeler öncesine göre şikâyet oranının 5 kat arttığını ve yarısını kayıp kaçak bedelinin oluşturduğunu söyledi. Özelleştirme öncesi dönemin mumla aranır olduğunu söyleyen Deniz, şikâyetleri, dava nedenlerini ve sonuçlarını söyle sıraladı: * Enerji kalitesi ve sürekliliğinin sağlanamaması nedeniyle tüketicinin kayba uğradığı, örneğin; evdeki elektrikli aletlerin bozulması ve benzeri durumlarla ilgili açılan davalar, * Yanlış miktarı içeren yüksek faturalarla ilgili davalar, * Kayıp kaçak bedeli kesintisi için açılan davalar, * Faturalandırma döneminin tüketiciye haber verilmeksizin değiştirilmesi nedeniyle oluşan sürpriz faturalarla ilgili durumlar. En çok şikâyet gelen şirketleri de CLK Boğaziçi (Bepsaş), CLK Akdeniz, Aesaş (eski Ayedaş) Enerjisa, Toroslar Epsaş (Enerjisa), Sepaş ve Çoruh Epsaş oluşturuyor. KISA... KISA.... 4 Pegasus Hava Taşımacılığı hissedarları şirketin 102.3 milyon lira nominal sermayesinin yüzde 14.5’ine denk gelen 14.82 milyon lira nominal tutarlı payın borsada satışa konu olabilmesi için Merkezi Kayıt Kuruluşu’na başvurdu. Şirketten yapılan açıklamaya göre Esas Holding, 12.19 milyon hisse, Ali Sabancı ve Emine Kamışlı 874.810’ar hisse ve Kazım Köseoğlu ve Can Köseoğlu 437.405’er hisse satışı için başvuruda bulundu. 4 Türkiye Bankalar Birliği’ne göre bireysel kredi veya kredi kartı borcundan dolayı yasal takibi devam eden kişilerin sayısı 2014 Aralık ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık 15 bin arttı. Bireysel kredi borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4 artarak 669 bine, bireysel kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı ise yüzde 11 artışla 1 milyona yükseldi. 4 Teknoloji devi Apple, piyasa değeri 700 milyar doları aşan tarihin ilk şirketi oldu. ABD piyasalarında şirketin hisseleri Salı günkü kapanışta 122 dolara çıkınca, piyasa değeri de 711 milyar dolara yükseldi. Hisarcıklıoğlu: Kredi faizleri düşsün u G20 toplantılarında TCMB Başkanı Başçı’yı öven Hisarcıklıoğlu, dün de Babacan’dan övgüyle söz etti. TOBB Başkanı “Babacan’ın başında olduğu ekonomi yönetimi ile kamu borcu gibi kronikleşmiş sorunları aşabildik” dedi. Ekonomi Servisi G20 toplantıları çerçevesinde katıldığı “Türkiye Başkanlığındaki G20 Gündemi” konferansında Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’dan övgüyle söz eden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, dün de Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ı övdü. Think 20’nin (T20) açılış toplantısında konuşan Hisarcıklıoğlu, “2001 bunalımı sonrası ardı ardına hayat verdiği reform ile Ali Babacan’ın başında olduğu ekonomi yönetimi ile kamu borcu ve enflasyon gibi kronikleşmiş sorunları 3540 senelik bu sorunları aşabildik” dedi. Hisarcıklıoğlu, ayrıca iş dünyası olarak daha hızlı büyümek, daha fazla insana istihdam sağlamak için kredi faizlerinin daha düşük olmasını istediklerini söyledi. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Son bir buçuk iki yıldır Türkiye’nin uluslararası basında işleniş tarzı çok olumlu değil. Fazla bir haber görmedik, gördüğümüz zaman da negatif unsurları öne çıkaran bir yaklaşım oldu” dedi. Öte yandan AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay parti genel merkezinde yaptığı toplantıda tartışmaların odağındaki isim olan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı için “Merkez Bankası Başkanımızı, başkan olmadan çok önce tanırım. Kendisine çok güvenirim ve çok başarılı da bir Merkez Bankası Başkanlığı yapıyor Rifat diye görüyorum” dedi. Hisarcıklıoğlu Ali Bey Maldivler’e açılıyor u 5 yılda 1 milyar TL yatırım hedefleyen Gürallar, 2015’te maden suyu pazarına ve yol üstü restoran işine girecek, 150 milyon TL yatırımla Maldivler’de otel inşaatına başlayacak. Ekonomi Servisi Başta turizm ve sofra camı olmak üzere enerji, inşaat sektörlerinde faaliyet gösteren Gürallar Grubu, gelecek 5 yılda 1 milyar TL’lik yatırım planlıyor. 2015’i “yeni sektörler yılı” olarak belirleyen grup, bu yıl maden suyu pazarına girecek, şehirlerarası karayollarında, otobanlar üzerinde “AnaHatun” markasıyla restoran zinciri kurmak için ilk adımı atacak. Ayrıca turizm sektöründeki markası Ali Bey’i yurtdışına taşıyarak Maldivler’de bir otel açacak. Gürallar Yönetim Kurulu Başkan Vekili Esin Güral Argat grubun yatırım planlarıyla ilgili şu bilgileri verdi: * 45 milyon TL yatırımla Burdur’da kurulacak maden suyu dolum tesisi için ilk aşamada 80 kişi istihdam edilecek. Tesis 2015 sonunda açılacak. * Kütahya’da kurduğumuz cam ambalaj fabrikamız faaliyete başladı. 200 milyon TL yatırım yaptık, 350 kişi işe aldık. 5 yıl içinde yeni fazlarla 1000 kişi çalışır hale gelecek. * Antalya’da Ali Bey Hotels and Resorts markasıyla 3 tesisimiz bulunuyor. Maldivler’de bir adanın kullanım hakkını aldık ve bu yıl içinde yatırıma başlıyoruz. Otel Mayıs 2017’de açılacak. * Otellerimizde yüzde 60 Avrupalı, yüzde 30 Rus turist ağırlıyoruz. Ama yeni yıla sıfır Rus turist rezervasyonu ile girdik. Rezervasyon konusunda resmen çöküş var. Esin Güral Argat Ortadoğu kadeh, Güneydoğu çay bardağı alıyor Esin Güral Argat, grubun 18 yıldır piyasada olan Art Kraft markasını 2014 başında değiştirerek LAV markasıyla iddialı bir başlangıç yaptıklarını vurguladı. Ürettikleri camların yarısını, 130 ülkeye sattıklarını anlatan Güral Argat, yurtiçi sofra camı pazarında en etkin ürünün çay bardağı olduğunu vurguladı. Güral, “Türkiye’de yılda 500 milyon adet çay bardağı satılıyor. En fazla Derin modelimiz satılıyor. Çay bardağını en çok Güneydoğu Anadolu Bölgesi alıyor. Ayran bardaklarımız en çok Antalya’da satılıyor. Ortadoğu ülkeleri de kadeh tercih ediyor. Gösterişe önem verdikleri için dondurma ve meşrubatı kadehlerde tüketiyorlar” dedi. Ekonomi Servisi Akbank, uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance tarafından gerçekleştirilen ‘Dünyanın En Değerli 500 Banka Markası2015’ araştırmasında, üst üste 4. kez ‘Türkiye’nin En Değerli Banka Markası’ oldu. Araştırma kapsamındaki 500 bankanın toplam marka değeri geçen yıla göre yaklaşık yüzde 5 artış gösterirken, aynı dönemde Akbank’ın marka değeri ise yaklaşık yüzde 27 yükseldi. Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, “İster reel sektörde, ister hizmet sektöründe olsun şirketlerimizin daha rekabetçi olmasının ve milli gelire katkılarını artmasının yolu markalaşmaktan geçiyor” dedi. Banka Markası’ seçildi Akbank, ‘En Değerli C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle