14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 26 Kasım 2015 yorum TASARIM: SERPİL ÜNAY 16 eksen küsurluk kuşak “dünyamızı” terk etmeye devam ediyor. Yaşar Kemal’den Demirel’e, Oktay Akbal’dan Çetin Altan’a... Hepsi özeldi. Belki biraz Yaşar Kemal’e benzetilebilirdi. Kürtlerin en Türk’ü, Türklerin de en Kürt’ü idi. Meclis’te ve diplomaside Türkçeyi onun kadar düzgün, akıcı konuşan ve kullanan çok fazla Türk yoktu... Ki ondan daha beyazı pek olsun. Kürt’tü, hem de en asilzadesinden. Babası Bitlis Hizan’dan Gaydalı Şeyh Selahattin... Nakşibendi tarikatının Halidî kolundan Gavsi Hizanî namıyla bilinen Sıbgatullah Arvasî’nin torunudur. Annesinin Ermeni tehciri sırasında kurtarılan bir Ermeni kızı olduğu iddiasını üvey kardeşi Zeynel Abidin, Kürtçe yazdığı manzum bir hicivde dile getirmişti. Bursa Lisesi’ni bitirdi. Isviçre’de Siyaset Bilimi okudu. Hukuk doktorası yaptı. Siyaseti, çok parlak bir diplomasi kariyeri ile birlikte yürüttü. Demirel’in hem partisinde hem de cumhurbaşkanlığı seçiminde amansız rakibi oldu. Ama son derece seviyeli üslubu ve nezaketiyle çok uzun yıllar TBMM’de hep ilgi ve saygı odağı oldu. “Lider Sultası”nın hukuk ve demokrasi ile çelişkisini ve insan onuruna ters bir keyfiyet olduğunu her platformda savundu durdu. “Uzlaşma Grubu” adıyla oluşturduğu ve her partiden birçok vekilin katıldığı komisyon tüm parti liderlerini tedirgin etti. Mükemmel Fransızcası, İngilizcesiyle yabancı devlet adamlarına tarih, diploması dersi vermesiyle rakiplerinin bile takdirini toplardı. Politika zordur. Ama hem önemli, hem değerli politikacı olKamran İnan mak çok çok zordur. S Devlet Silvan’dan mucize bekliyor tılan top mermilerinden duvarları yıkılmış, makineli tüfeklerle taranıp delik deşik olmuş, camları çerçeveleri inmiş, içi yanmış, eşyaları kül olmuş bir evi 1723 (bin yedi yüz yirmi üç) liraya tekrar içinde oturulabilir hale getirebilir misiniz? Devlet getirilebilir iddiasında. Silvan’da 6 kez ilan edilen ve sonuncusu Nusaybin’den önce Türkiye rekorunu kıran 12 günlük sokağa çıkma yasağının ardından 800 ile 1000 arasında ev ve işyeri bu hale geldi. Yasağın kalktığı 14 Kasım’dan bu yana Silvan yaralarını sarmaya çalışıyor. İlçenin gördüğü zarardan “terör örgütü üyelerini” sorumlu tutan devlet, büyük bir cömertlik örneği göstererek vatandaşlarının zararlarının karşılanacağını açıkladı. Önceki gün valiliğin verdiği bilgiye göre de zararları tespit edilen 547 vatandaşa 943 bin 36 TL ödeme yapıldı. Bu da ortalamaya vurursak adam başı 1.723 TL ediyor. Hadi bu parayla onarın evinizi dedi. Yani, “yıkılan, kurşunlarla kevgire dönen duvarları yeniden örün, camı, çerçeveyi, kapıyı yeniden takın. Eser kalmayan eşyalarınızın yerine yenisini alın.” Önce sorunlarını yerel yönetimlerin yardımlarıyla aşmaya çalıştılar. GAP Belediyeler Birliği, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve TMMOB’nin de aralarında yer aldığı 62 kişilik bir heyetle hasar tespit komisyonu kurdular. Komisyonun raporu birkaç güne kadar açıklanacak. Bu arada boş durmadılar. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile birlikte Silvan Belediyesi olaya el attı. Yollar düzenlendi, moloz yığınları kaldırıldı, evlerin içine kadar mahallelerde temizlik yapıldı. 150 civarında evin camı ve kapıları takıldı. Sıra kurşun ve toplarla delik deşik olan duvarlara geldi. Ama güçleri yetmedi. Bir yardım kampanyası açmak için valiliğe başvurdular. Onun yanıtı da henüz gelmedi. Silvanlıların yükselen yardım çığlığı da yeterince duyulmadı. Şimdi GAP Belediyeler Birliği, Diyarbakır Belediyesi ile birlikte ellerinden geldiğince kapıya dayanan kıştan önce insanları soğuktan korumak için yıkılan dört duvarı tamir etmeye çalışıyorlar. Silvan Belediye eşbaşkan yardımcısı Zuhal Tekiner, “En çok kapı, cam, çerçeve, beton, boya yani inşaat malzemesine ihtiyacımız var” diyor ve ekliyor: “Nasıl ödeyeceğimizi bilmiyoruz ama...” Her eve yetişmeye çalışıyorlar. 20’ye yakın vatandaşın ise evleri yanmış. Onlara yeni ev inşa etmek istiyorlar. Eğer kampanya başarıya ulaşırsa evlere eşya da alacaklar. Evi oturulamayacak halde olanlardan biri de 4 Kasım’da halası İsmet Gezici ile birlikte vurulan Engin Gezici. 24 yaşındaki Engin Gezici, çobandı. Sürüyü otlatmaya götürdüğü için ilçeye her gün gelmiyordu. 1 Kasım’da oy vermek için gelmişti. Ardından sokağa çıkma yasağı ilan edilince de çıkamamıştı. Engin’in geride eşi ile 3, 5 ve 7 yaşında üç çocuğu kaldı. Onlara bir ev almak istediklerini söylüyor Tekiner. “Aile perişan durumda. 7 yaşındaki çocuk okula gitmiyormuş. Şimdi onun okul işlemleriyle uğraşıyoruz.” 12 günlük yasağa direnerek mucize gerçekleştiren Silvanlılar zor durumda. Devlet üç kuruşluk yardımla onlardan yeni bir mucize bekliyor. Onlar ise kendi mucizelerini yaratmanın gayretindeler. Mucizelerine ufak bir katkımız olsun diyorsanız Silvan sizi bekliyor. (Belediye tel: 412 711 50 81) Sonuç olarak AKP’nin 1 Kasım’da vaat ettiği “yurtta istikrar, cihanda istakrar”ın yurtiçindeki durumu Silvan örneğinde olduğu gibi. “Cihandaki istakrar”ın geldiği son noktayı anlamak için de Suriye sınırında düşürülen Rus uçağına bakmamız, “istikrar”a neremize kadar battığımızı anlamamız için yeterli! Bir Kürt’ün ‘beyaz Türk’ olarak portresi HHH 20 ve 21. dönemde Meclis’te ve komisyonlarda birlikte olduk. Cumhuriyet için uzun röportajlar vermişti. “Aramızda kalsın” kaydıyla söylediği bir sözünü, artık aramızda olmadığına göre buraya kaydetmekte bir beis olmaz inşallah! Sormuştum: “Efendim, müktesebat ve deneyiminiz bir değil, birkaç kez Dışışişleri Bakanlığı yapmanızı gerektiriyor. Sizin partide makine mühendisleri bile dışışleri bakanı oldu ama siz!?..” Güldü: “Üstadım, devlete saygımı bildiklerinden beni hep devlet bakanı yaptılar!” “Bir de Enerji Bakanlığınız var!” “Evet demek hukuk doktoramı bir mühendisten daha çok bu işe layık gördüler!” “Peki ya Dışişleri?” “Sanırım Dışişleri Bakanlığı yapmazsam ülkeye daha yararlı olacağıma karar verilmiş bir kere!” Bunları söylerken burukluğu o çok nevi şahsına özgü mutantan sesine açıkça yansıyordu. A HHH tanahmet@gmail.com Çok aktifti. Konferanslar verdi. Kitaplar yazdı: www.ahmettan.com Siyasete dışarıdan bakıp yazanlar çok, ama nedense içinde yaşayıp da yazanlar pek azdır: Türkiye Gerçeği, Dış Politika, Siyasetin içinden en önemlileri... Bilkent Üniversitesi’nde dersler verdi. İleri yaşına rağmen, gençleri çok etkiledi ve onlardan çok etkilendi. “Facebook”ta paylaşımları ve “beğenileri” ile özellikle haberlere konu oldu. Biri şöyle yazmış: “Türk milliyetçiliği asla ve asla etnisite kökenli değildir diye kendimizi paralamak yerine sadece kendisini örnek versek yeterlidir...” HHH TBMM’de tören istemedi. Yapılsa Türk bayrağına sarılacaktı. Burukluğunu belki de böyle ifade etmek istedi! Arabistan’da başka ne var? rap yarımadasının yerel sömürgecilerine aşkımız kabardıkça kabardı. Bunlarla samimileşiyor, yarımadanın pek çok işine karışıyor, iç politikamızı bile bu yoldan etkilemeye çalışıyoruz. Çocuklarımıza artık Türk değil onların çocuklarının eski yandan çarklı araba vapurlarının adlarını çağrıştıran isimlerini veriyoruz. Meydanlarımıza Araplarınkine benzer ibrik heykelleri yaptırıp etraflarına hurma ağaçları dikiyoruz. Arabesk şarkılar söylemekle yetinmiyor, dizilerimizdeki iç mekânlardan saraylarımıza kadar her köşeyi arabesk döşüyor, yabancı ülkelerin büyükleriyle bu ortamlarda resim çektirdiğimizde muhteşem göründüğümüze inanıyoruz! Oysa Arapların gerçekten sevecek, sayacak başka şeyleri vardır. Mesela şairleri vardır. Demokrasi özlemini dile getiren bu kadar çok şairin niçin bu yarımadadan çıktığını düşünmeli, bu şairlerin şiirlerini okumalıyız. Mesela Murid Barghuthi: 1944 doğumlu Filistinli bu şair, Arap baharında halk sokağa dökülünce bakın ne söylemiş. “Kahire’de Mübarek karşıtı gösterilerde halk ellerinde Tunus bayrakları, Tunus şiirinin en güzel mısralarını seslendiriyor: Halk yaşamaya karar verdiğinde kader boyun eğecek ve zincirler kırılacaktır.” Bir de şiirini okuyalım: “Pek bir derdim yok/ Ellerim kelepçelenmiş değil/ Dilim henüz susturulmadı/ Akrabalarımı hapishanede ziyaret edebiliyorum/ Pek bir derdim yok/ TV habercisinin sırıtışı beni eskisi gibi hasta etmiyor/ Sabah akşam kahverengililerin bizleri çevirmelerine alıştım/ Bu nedenle kimlik belgelerimi yüzme havuzunda bile hep yanımda taşıyorum/ Ölümden sonra bir yaşamın olduğunu anımsıyorum/ Ölümden sonra bir yaşamın.../ Bir derdim yok ama Tanrı’ya soruyorum/ Acaba ölümden önce de hayat var mıdır?” Ahmed Fouad Negm’i (19292013) de tanımalıyız: “Biliyoruz bu ülke senin/ Biz sadece misafiriz/ Yüzünü görebilmektir tek tesellimiz” Ülkesindeki diktatörlere böyle seslenen Mısırlı Ahmed Fouad Negm önce Nasır, sonra Enver Sedat, ardından Mübarek, bütün diktatörleri yerden yere vuran şiirler yazarak ülkesinde haksızlığa, hukuksuzluğa direnenleri yüreklendirmişti. Ahmed Fouad, Müslüman Kardeşleri de eleştirmişti. Bu ozan, devlet büyüklerini hicvettiğinden, yaşamının 18 yılını hapishanelerde geçirmiştir. Başka ne mi demiştir: “Anayasa mı?/ Ne anayasası?/ Artık kim takar?/ Yozlaşmanın emeğimizi çiğneyip geçmesi, burada yuvalanması/ Dalbudak salması yetmez mi?/ Bu çöküntü bizi eziyorsa/ Felaketler, skandallar ve rüşvet, birbirini kovalıyorsa ne gam!/ Biz sadece kahvede oturur/ Veliahtının gelmesini bekleriz/ Sonra,/ Sana bağlılık yemini ederiz/ Oğluna ve onun oğluna da doğal olarak!” Arapların demokrasiye özlemini dile getiren daha pek çok şairi vardır: Nizar Kabbani’si, Muhammet al Mahgut’u, Abdel Vahap al Bayati’si de vardır. Siz, Arap halkını sömürenlere, meydanlara ibrik dikenlere değil Arap halkının özlemlerini dile getirenlere kulak verin... Göreceksiniz: Söylediklerinin çoğu bize de iyi gelir! A KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr HARBİ SEMİH POROY 26 KASIM 2015 SAYI: 32922 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç Akın Atalay İcra Kurulu Başkanı Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu l Haber Gökten taş düştü, vergisi tartışıldı! ingöl’ün Sarıçiçek köyüne gökten taş düştü. Değerli olmasından dolayı iyi paralar veriliyordu bu taşlar için. Gerek yurtiçinden gerekse yurtdışından taş müşterileri köye geldi. Köylüler taşları sattı, paraları kazandı. Kazanılan bir para varsa, vergi mutlaka gündeme gelir. Nihayet, Maliye Bakanımız dile getirdi. Bu göktaşını satan köylülerden vergi alınacak mıydı? Gerçek kişilerin kazançları gelir vergisine tabi. Ancak elde edilen kazançlardan bu verginin alınabilmesinin bazı şartları var. Öncelikle elde edilen kazancın 7 unsurundan birinin içine sokulması gerekir. SOSYAL GÜVENLİK ŞKUR’a kayıtlı işsizlerin, daha önİ ceden edindikleri teorik bilgileri uygulama yaparak pekiştirmelerini İşbaşı eğitimi ile teşvikten yararlanın! gibi düzenleme yapılır. Dolayısıyla işverence ödenen ve asgari ücretin yarısını aşmayan tutar DV, GV ve SGK kesmeden; stajyer ücreti gibi giderleştirilmelidir. Hangi meslekte işbaşı eğitim programının düzenleneceği konusunda İl Müdürlüğü yetkilidir. İşçilerin sigorta primleri, işe alınan işyerinin imalat sanayi sektöründe faaliyet göstermesi halinde 42 ay, diğer sektörlerde ise 30 ay süreyle, 30 Haziran 2015 tarihine kadar başlayan işbaşı eğitim programlarının katılımcıları için ise 6 ay artırımlı olarak uygulanacak. Diğer teşviklerde aranan, prim belgelerini düzenli verme ve primlerin kalan kısmını düzenli ödeme, sigortasız işçi çalıştırmama şartları bu teşvik için de aranacak. İŞKUR programlarını tamamlayan kursiyerlerin işveren tarafından işe alınması halinde ayrıca teşvik sağlanmaktadır. 31.12.2016 tarihine kadar başlayan işbaşı eğitim programını tamamlayan; 18 yaşından büyük, 29 yaşından küçük olanlardan program sonrasında üç ay içinde işe alınmaları durumunda işe alan işverenler; İmalat sanayi sektöründe faaliyet gösteriyorsa 42 ay, diğer sektörlerde faaliyet gösteriyorsa 30 ay süre ile SGK işveren priminin prime esas kazanç alt sınırına kadar olan hissesi İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanmaktadır. Reklam Tanıtım ve Halkla İlişkiler Genel Koordinatörü Ayşe Cemal Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya B maye, organizasyon ve devamlılık. Yani bir faaliyete ticari faaliyet diyebilmek için, o faaliyete bir sermaye tahsis edilmiş olması, bu faaliyetin bir organizasyon kapsamında devamlı olarak yapılması gerekiyor. Katma değer yok! Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Ahmet Rasim İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Bulvarı 1352 S. 2/3 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. Gelir unsurları! İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.25 05.08 05.29 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06.56 11.58 14.24 06.38 11.43 14.11 06.57 12.06 14.38 Akşam 16.48 16.35 17.02 Yatsı 18.12 17.58 18.22 Bu gelir unsurları: Ticari kazanç, zirai kazanç, serbest meslek kazancı, ücret, gayrimenkul sermaye iradı, menkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve iratlar (değer artış kazancı, arızi kazanç). Elde edilen kazanç bu gelir unsurları arasında sayılamazsa üzerinden vergi alınması mümkün değil. Göktaşı satışından elde edilen kazanç sadece ticari kazancın kapsamında değerlendirilebilir. Göktaşı satış kazancının diğer 6 gelir unsuru içinde değerlendirilmesi mümkün değil. O zaman bu kazanç gerçekten ticari kazanç mıdır? Ticari kazancın unsurları ise şunlar. Ser Göktaşı satışı faaliyeti için bu unsurların gerçekleştiğini söylemek mümkün değil. Faaliyete sermaye tahsis edilmemiş ve bir organizasyondan bahsetmek mümkün değil. Gökten taş düşmüş, müşterisi hazır kapıya kadar gelmiş, köylüler de satıp para kazanmışlar. O halde göktaşı satış kazancının ticari kazanç kapsamında değerlendirilmesi mümkün değil. Diğer 6 gelir unsuru kapsamında da değerlendirilemeyeceği için bu kazançtan gelir vergisi alınması mümkün değil. Eğer bu kazanç ticari kazanç olarak değerlendirilirse, köylüleri bekleyen başka bir tehlike var. O da katma değer vergisi. Yurtiçine yapılan taş satışları üzerinden ayrıca katma değer vergisi hesaplanması gerekiyor. Köylülere ticari kazanç yönünden mükellefiyet tesis edilecek ve katma değer vergisi beyannamesi vermeleri gerekecek. Neyse ki Maliye Bakanımız açıkladı. Köylülerin bu kazançları üzerinden gelir vergisi alınmayacak, dolayısıyla katma değer vergisi de doğmayacak. veya mesleki deneyim kazanmalarını sağlamak amacıyla İŞKUR’a kayıtlı işyerlerinde işbaşı eğitim programları düzenlenmektedir. İşbaşı eğitimi vasıflı meslekler (mühendislik, muhasebe gibi) için düzenlenecektir. Vasıf gerektirmeyen işler (beden işçisi, temizlik görevlisi, taşıma işçisi, çaycı gibi) için işbaşı eğitiminin yapılması mümkün değildir. İşbaşı eğitimi süresince iş kazası ve meslek hastalığı ile genel sağlık sigortası primleri İŞKUR tarafından karşılanmaktadır. İşbaşı eğitim programlarında, program süresine bağlı olarak İŞKUR tarafından kursiyerlere net asgari ücret düzeyinde gelir verilmektedir. (2015 yılında günlük 38.48 TL zaruri gider ödemesi İŞKUR tarafından yapılmaktadır ). Diğer yandan işveren tarafından kursiyerlere herhangi bir ödeme yapılmadığından bordro düzenlenmemektedir. Bu sürelerde sadece iş kazası ve meslek hastalığı ile genel sağlık sigortası primleri ödendiğinden emeklilik açısından bir avantaj sağlamamaktadır. Diğer bir deyişle işbaşı eğitimi süresince emeklilik primi ödenmediğinden bu günler emeklilikte dikkate alınmamaktadır. Ancak işverenler dilerse kursiyerlere ayrıca ödeme yapabilirler ancak bu tutar asgari ücretin yarısını aşmayan bir ödeme ise normal stajyer bordrosu Primler! C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle