19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 9 Ekim 2015 haber 3 Parçalı Bulutlu Açık İstanbul 22/17 Ankara 20/11 İzmir 24/16 Antalya 27/19 Mersin 28/19 Trabzon 19/16 Kars 14/2 Diyarbakır 23/12 B ugün yurdun büyük bölümü yağışlı, Trakya bulutlu, Ege ve Batı Akdeniz güneşli. Sağanak Bulutlu Karlı Yağmur Karla K. Yağmur Bursa Adana Artvin Çanakkale Balıkesir Sivas Erzurum Eskişehir Aydın Gaziantep Konya 220 /1 5 0 190 /1 7 0 170 /1 2 0 230 /1 5 0 240 /1 1 0 180 /7 0 130 /5 0 190 /1 2 0 290 /1 7 0 250 /1 3 0 210 /1 0 0 24 /1 6 Atina 130 /1 0 0 Berlin 260 /1 9 0 Girne 160 /5 0 Londra 60 / 1 0 Moskova 180 /8 0 Paris 220 /1 0 0 Madrid 0 0 Amsterdam 15 /1 0 22 /1 2 0 Roma 0 0 New York 21 /1 1 0 24 /1 3 0 Tokyo 0 0 14 yaşındaki 3 kız çocuğuna, esrar içirip porno film izleterek taciz ettiği iddiasıyla yargılanan tercümana savcı 150 yıl hapis cezası istedi, mahkeme heyeti 10 yıl verdi Tacize ‘saygın’ indirimi! Serviste tecavüz iddiasına tahliye Ukrayna’da modellik yapan 16 yaşındaki D.R.’ye, kullandığı servis minibüsünde bıçak tehdidiyle tecavüz ettiği iddiasıyla hakkında 36.5 yıl hapis istenen Erdem K.’nin (30) yargılandığı ilk duruşma, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde önceki gün görüldü. Erdem K., “Tamamen rızası ile birlikte olduk. 18 yaşından fizik olarak da büyük sandığım için cinsel ilişkiye girdim ” diye kendisini savundu. Mahkeme, Erdem K. hakkında yurtdışına çıkış yasağı koyarak tahliyesine karar verdi. iyarbakır’da kendini subay olarak tanıtıp, İngilizce kursu vereceğini söyleyerek, evine götürdüğü 14 yaşındaki 3 kız çocuğuna esrar içirdiği ve porno film izletip cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla 150 yıl hapsi istenen tercüman Ubeydullah Ç.’ye “Saygın tutum” indirimi de yapıldı ve 10 yıl hapis verildi. Mahkeme, Ubeydullah Ç.’yi mağdurlar G.D. ve N.K.’ye karşı “Çocuğun cinsel istismarı” ve “Cinsel amaçlı çocuğu hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından önce 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. Ubeydullah Ç.’yi alt sınırdan cezalandıran mahkeme, sanığa “saygın tutum” indirimi uygulayarak cezayı 10 yıla indirdi. Kararda verilen tüm cezalarda iyi hal indirimi uyguladığı açıklandı. D lik i ş i k 0 0 6 3 bin işe şvuru ba Kartopu davasında taksiciye 6 yıl 3 ay efaköy’de 13 Aralık 2013 günü otomobiline kartopu attığı için taksici Özhan Güven tarafından kovalanan ve E5 karayolunda Özcan Acar’ın kullandığı aracın çarpması sonucu ölen 11 yaşındaki Yusuf Salih Özdağ davasında karar çıktı. Mahkeme taksi sürücüsü Özhan Güven’e “Bilinçli taksirle ölüme neden olma” suçundan 6 yıl 3 ay, Özcan S Acar ise 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Karara tepYusuf Salih Özdağ ki gösteren baba Ertekin Özdağ, “En az 20 yıl alır zannediyorduk, kararla canımız tekrar yandık, itiraz edeceğiz” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Kale Kilit firması, İstanbul Güngören’deki üretim tesisini Çerkezköy’e taşıma kararı aldı. Bu nedenle firma, Çerkezköy’de açılacak olan yeni fabrikaya çok sayıda personel alınacağını duyurdu. 123 bin nüfuslu Çerkezköy’de 3 bine yakın kadın ve erkek, İŞKUR Çerkezköy Şubesi’ne akın etti. Başvuru kuyruğu, İŞKUR’un merdivenlerinden sokağa kadar taştı. lTEKİRDAĞ/DHA ziz Sancar adını, yeni bir dizi oyuncusu kadar bile duymamıştı Türkiye… Duyunca da hemen, “Türk mü, Kürt mü, Arap mı”yı tartışmaya başladı. Hastalık işte… Oysa Nobel açıklanırken Sancar’ın isminin altında “North CarolineUSA” yazıyordu. Bu, onun ödül getiren araştırmasını gerçekleştirdiği üniversitenin adı… Ne Türk, ne Kürt, ne Arap; insanların kabiliyetine, aidiyetinden daha fazla değer veren bir eğitim merkezi… “Nerelisin, kimlerdensin”den ziyade, “Ne keşfettin”, “Kaç makalen yayımlandı” diye sorulan bir zihniyetin karargâhı… HHH Kimlik siyaseti, bizi evrenselle buluşturacak kanalları tıkadı Türkiye’de… “Vatanını en çok seven, işini en iyi yapandır” diye bilirdik. Sonra işini en kötü yapanların, melanetini vatan sevgisi kılıfıyla örttüğü dönem başladı. Akademisyenlerin, siyasetçilerin, sanatçıların yetenekleri değil, kimlikleri, ideolojileri tartışıldı. Birçoğu bu nedenle dışlandı, ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Zekâlarını mezheplerinden daha çok önemseyen, farklılıklarını zenginlik sayan diyarlarda soluk aldılar; ödüle boğuldular. Amerika ırk ayrımcılığına son vermese, üniversiteleri bu ödülleri alabilir miydi? HHH Siyasette de aynı hastalık var: “Yetkin” ve “namuslu” olmak değil, “yerli ve milli” olmak moda şimdi… Geçen ay Erdoğan, kendisini dinleyenlere RayBan gözlüklerinin ardından bakıp, “Meclis’e yerli ve milli vekiller göndermelerini” istedi. “Herhalde ne demek istediğimi anladınız” diye ekledi. Herhalde, “Göndereceğiniz vekiller, dövizle aldıkları rüşveti, baskında ayakkabı kutularına doldurarak yurtdışına kaçırmaya çalışanlardan olmasın” demek istiyordu. Ya da: Aziz Sancar Türk mü, Kürt mü? A “Suudi ortağı için şehrin göbeğindeki araziyi ucuza kapatma baskısı yapmayacak devlet adamları gönderin.” Veya: “İranlı işadamınca maaşa bağlanmamış, Google’dan ayet bulup sallamamış bakanlar yollayın.” “Yerli ve milli” lafı, bize bunları çağrıştırıyor artık… Savunmasını NATO’ya bağlamış, mevzuatını AB’ye göre ayarlamış, yaptığı hukuksuzlukların hesabını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde veren, “Yabancı sermaye kaçarsa ekonomiyi nasıl toparlarım” diye düşünen Türkiye’nin Cumhurbaşkanı, niye bizden “yerli ve milli vekiller” ister ki? HHH Bu tablonun sonucunu Sancar’dan dinleyelim: “Türkiye haberlerine bakmıyorum. Çünkü üzülüyorum. Bu da, beni araştırmalarımdan alıkoyuyor.” Edebiyatta ilk Nobel’i getiren Orhan Pamuk da bir söyleşimizde şöyle demişti: “Sabah gazete okumam. Çünkü gazete, roman yazarının moralini bozar; güne kötü başlamasına neden olur.” Özeti şu: Türkiye, aldığı iki Nobel’i, biraz da ülkesinin kahredici gündeminden uzaklaşmış, “milli ol” dayatmasını aşmış yeteneklerine borçlu… Bu, ülke gündemiyle çok meşgul “yerli” zihinlerin, dünyaya açılamamasını da izah ediyor. Ülkeyi sevmek güzel şey… Ama ülken seni seviyor mu; o da önemli… Kaç bilim insanının adını caddelere verdin, heykelini diktin ya da Saray’a buyur ettin ki şimdi onun aldığı Nobel’in itibarından nemalanacaksın? Not: Yazı bitince, “Acaba Saray’da akademisyenleri ağırladı mı” diye baktım. “Rektörlere yemek” ve “Cumhurbaşkanı’ndan ilim adamlarına iftar” haberlerine rastladım. Ramazanda ilahiyat dekanları ve Diyanetçilerle oruç açmış. Allah kabul etsin! C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle