Katalog

Çarşamba 7 Ekim 2015 EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK Savcı: Tutuklansınlar CANAN COŞKUN haber 7 Ahmet Hakan’a saldırı soruşturmasında, eski özel harekatçı Yahya Kemal Gezer’in de aralarında bulunduğu 6 kişinin serbest bırakılmasına savcılıktan itiraz geldi ürriyet gazetesi yazarı Ahmet ‘Kararı düzelt’ Hakan’a yapıKarara itiraz eden lan saldırıya ilişkin gösavcılık, serbest bırakzaltına alınan ve hakim ma kararını veren İslik sorgularının ardıntanbul 6. Sulh Ceza dan aralarında saldırıHakimliği’nden karayı planladığı iddia edirını düzeltmesini aksi len eski özel harekâtçı takdirde itirazın değerYahya Kemal lendirilmesi için Gezer’in de budosyanın bir üst lunduğu 6 kişihakimliğe gönnin serbest bıraderilmesini talep kılmasına savetti. Serbest bıcılık itiraz etti. rakılan şüpheliSavcılık 6 şüpler emniyetteki heli hakkında ifadelerinde kentutuklama kadisini şube mürarı verilmesini dürü olarak taistedi. nıtan bir şahsın Ahmet Hakan Hakan’ın dövül30 Eylül gecesi mesi için kenevinin önünde 4 dilerine 100 bin kişi tarafından TL teklif ettiğini, Ahmet Hakan saldırıya uğraGezer’in ise “Bu mıştı. Olaya ilişkin göişin içinde MİT var. Emzaltına alınan 7 kişi sav niyet var. Reis var” dedicılık sorgularının ardın ğini aktarmıştı. dan “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “ma Demirtaş’tan ziyaret la kasten zarar verme”, “birden fazla kişi ile tehÖte yandan Ahmet dit”, “hakaret”, “suç işHakan, dün Twitter’da lemek amacıyla kurulan geçmiş olsun mesajlarıörgüte üye olma”, “kasna yanıt verdi. Destekten yaralama” ve “silah çilerine teşekkür eden la tehdit” suçlarından Hakan, “Yılmak yok yotutuklama talebi ile İsla devam” dedi. Hakan tanbul nöbetçi 6. Sulh şöyle yazdı: “Kardeşler! Ceza Hakimliği’ne sevk Mesajlarınızın tümünü edilmişti. Hakimlik sorgördüm. Hepinize çok gularının ardından Ahama çok teşekkürler. met Şengüler’i “kasten Yılmak yok, yola deyaralama” suçundan tu vam.” Hakan bu mesatuklanmıştı. Fuat Eljı 2 bin 800 kişi tarafınmas, Soner Arık, Yahdan retweet edildi. Meya Kemal Gezer, Nezih saja çok sayıda kişi de Özbirinci, Uğur Adıyayorum yaptı. man ve Kamuran Ergin HDP Eş Genel Başkaise serbest bırakılmıştı. nı Selahattin Demirtaş Hakimlik 6 kişinin serda dün Hakan’ı evinde best bırakılmasına, “örziyaret etti. Çıkışta kogüt” suçundan tutuklanuşan Demirtaş, saldımaya yeterli delil bulun rının gazetecilere yönemadığını ifade etmişti. lik gözdağı amacı taşıHakimlik, kararında atı dığını belirtti. lı suçlardan tutuklama l İSTANBUL H talebinin ağır bir tedbir olacağını belirtmişti. Korkunun Ecele Faydası... ürkiye maceranın neresinde? Nereden bakarsanız bakın tam ortasında. Heyecanlı mı; heyecanlı, tehlikeli mi; tehlikeli. Uluslararası ilişkilerde kimin neyi, niçin yaptığı, neyi hedeflediği belli mi; üç aşağı beş yukarı belli. Risklerle kazançlar, efeliklerle ciddiyet birbirine karışıyor mu; karışıyor. Ekonomik çıkarlarla siyaset oyunları, doğalgaz anlaşmaları ile havada “it dalaşları” uyuşuyor mu; eğer siyaset bir bilek bükme oyunu ise neden uyuşmasın? Peki, bu durumda kendini dev aynasında görme psikolojisinden kurtulamamış, ekonomisi küçük, politikası belirsiz, iktidardan düşmüş iktidarların yönettiği ülkelerin hali nice olur? HHH Bir soru daha; bütün bu olup bitenlerden halkın haberi ve dahi “dahli” var mıdır? “Var” diyen ya her şeyden habersiz seyirci ya da büyük oyunun bilinçli parçasıdır. Devletler hiçbir zaman halkın fikrini sormazlar; mümkünse milliyetçiliğin, şovenizmin rüzgârıyla zoraki bir “rızanın” peşine düşerler. Bu, ABD’de “biz büyük devletiz”, Rusya’da “bizi öldü mü sandınız” söylemi ve eylemiyle kendini gösterir. Siz “aman angajman kurallarımıza bir şey olmasın” diye “masa altı diplomasisi” yapmayı planlarken onlar yukarıda işi pekâlâ pişirebilirler. HHH Avrupa’ya gelince; Avrupa Birliği’nin irili ufaklı devletlerinde uluslararası siyasetin anlamı, kafa karışıklığıyla karışık, ABD’den kopmama, Rusya’yla dalaşmama halidir. Ellerinde az koz, çok dert vardır, ne yapacaklarını bilemezler. Örneğin mülteci kapıya dayandığında, “eğitimlisi gelsin, ötekiler için de para verelim” derler. İnsan hakları savunuculuğunu kimselere bırakmama konusu ise başlıca ilgi alanlarıdır; o alan boştur, onlara bırakılmıştır, severek, sevindirerek, “sevindirik olarak” dolaşırlar o boş alanda. HHH Ve bütün bunlar devletler arasındaki ilişkilerdir; sonuçları kanlıdır. Halklar devletlerin bu işlerine, eylemlerine itiraz edebilseler dünya bir başka türlü dönecek, “iklim değişecek, Akdeniz olabilecektir.” Ne yazık ki devlet hakkındaki bilgimiz bilincimiz, kitaplar sayfa sayfa yazmış olsa da kuvveden fiile çıkmaz, çıkamaz. Çünkü devlet, “her derde deva” bir yazarımızın dediği gibi “korkutur.” Her ne kadar o yazar bir gün korkup, ertesi gün değerli bir emeritus Prof’un, “korkacak ne var, başa gelecek gelmiş zaten” mealindeki sözlerinden cesaret bularak başını sütunundan uzatsa da devletin korkuyla eşitliği bozulmaz. HHH Zaten bu nedenle kitaplarda devletin el, yani sınıf değiştirmesinden söz edilir. Ondan asıl kurtuluşun ise zamanın dişlileri arasında, halkın, halkların, sınıfların kendilerini “inkâr” koşullarınının oluşması halinde sönüp gitmesiyle olacağı yazılıdır. Peki, o uzayda uzadıkça uzayan zaman içinde biz hangi vakitleri değerlendirecek de korkunun üstesinden geleceğiz. Zamanla vakit arasındaki diyalektiğe işaret eden filozoflar, vaktin değerlendirilmesi gerektiğini, zaman içinde anlamlı değişikliklerin ancak öyle gerçekleşebileceğini söylerler. HHH İki cümle daha aktarayım da bitireyim artık yazıyı: Birincisi; “gerçeğin rastlantılar içinde vücut bulacağını” söyler. İkincisi pek sevdiğim bir türküdendir; “ölümden korkup da gününü sayan ölür gider yâr koynuna giremez.” T MİT, yeraltını seviyor azeteci Ahmet Hakan’a yönelik saldırıya karışan şüphelilerin verdikleri ifadelerde MİT’in adının geçmesi, kuruluşundan bu yana bu tür eylemlerle anılmaktan kurtulmayan teşkilatı yeniden gündeme getirdi. Devletin istihbarat ve güvenlik kurumlarındaki çeteleşmeyi gözler önüne seren Susurluk skandalının patlak vermesinin ardından meşhur “Susurluk raporu”nu hazırlayan dönemin Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş, raporunda ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım’ın işlediği onlarca suçu sıralamıştı. MİT’in özellikle 1980 öncesinde Maraş, Sivas, Çorum katliamlarında “provokatif” biçimde yer aldığına ilişkin sayısız iddia ve belge ortaya çıkarken 80 sonrasında da cuntacıların ihtiyaçları doğrultusunda kirli ilişkileri devam ettirdi. Çakıcı Çatlı Kırcı G Abdi İpekçi cinayetinin uyuşturucu ve silah kaçakçısı olan ve o tarihte MİT’e çalıştığı öne sürülen Abuzer Uğurlu’nun bürosunda planlandığı ve eylem planının yapıldığı odada bir MİT mensubunun da bulunduğu id İpekçi cinayeti dia edildi. Bu iddia, mahkeme sürecinde Ağca da dahil olmak üzere en az üç sanık tarafından dile getirildi. MİT, bu iddiaya yanıt vermedi. Susurluk raporunun devlet sırrı olduğu gerekçesiyle kamuoyuna açıklanmayan bölümlerine göre, dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in görevlendirdiği MİT’çi Hiram Abbas yurtdışında ASALA eylemlerine karşı “misilleme” yapılması kararıyla Abdullah Çatlı grubu ile irtibata geçti. Abbas, Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı ve bir kısım ülkücüyü organize etti ve ARAT adı verilen plan uyarınca yurtdışında cinayet, kundaklama, sabotaj, bombalama gibi birçok eylem gerçekleştirildi. Rapora göre Çatlı uyuşturucu suçundan Fransa’da yakalanmasının ardında da MİT komplosu vardı. Bu yüzden de Çatlı Türkiye’ye döndükten sonra Emniyet’le çalışmaya başladı. MİT’in, 90’lı yıllarda devletin PKK’ye karşı destek verdiği Hizbullah’la ilişkilerine dair de çok sayıda iddia ileri sürüldü. Eski OHAL Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu, “JİTEM, MİT ve Emniyet’in Hizbullah’la o dönem istihbarat alışverişi yapması gayet doğal bir durum. Eğer Hizbullah, PKK’nin yerlerini tespit konusunda bir adım öndeyse, onlardan istihbarat alınmasında bir sorun yok” demişti. Oysa 1992 yılında zamanın MİT Müsteşarı Teoman Koman, Türkiye’de “Hizbullah isimli bir örgüt olmadığını, PKK’ye karşı kendini savunan inançlı bölge halkının var olduğunu” iddia etmişti. Hizbullah ile MİT ilişkisi NTV’de yaptığı bir programda Alaaddin Çakıcı’dan söz ederken, “Dinliyorsa yanaklarından öperim, eğer devlete bir hizmeti varsa” sözleriyle de kendisini ele veriyordu. MİT’in mafya ile ilişkilerini gösteren en çarpıcı örneklerden biri YargıtayMİTÇakıcı ilişkilerinin ortaya saçıldığı skandaldı. Hrant Dink cinayeti davasının avukatı Fethiye Çetin, MİT’in infaz emrini Kiril alfabesiyle verdiğini iddia etti. Çetin iddiasını kendisine ulaşan ve MİT’te kriptoloji uzmanı olarak çalıştığını iddia eden Ramazan Dündar’ın anlatımlarına ve kendisine verdiği belgelere dayandırıyordu. lANKARA/Cumhuriyet Dink cinayeti MİT, eski ülkücüler ve mafyatik çetelerle çalışmak konusunda elini hiç korkak alıştırmadı. Bu muhabbet, eski MİT’in eski Yurtdışı İstihbarat Başkanı Nuri Gündeş’in Can Dündar’ın Mafya ile kol kola Gazeteci Sedef Kabaş’a beraat Gezer Kafe sahibi Gezer kayıp ürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’a yönelik saldırıyı azmettirdiği gerekçesiyle gözaltına alınan ve çıkarıldığı mahkemece serbest bırakılan eski özel harekâtçı Yahya Kemal Gezer, ortalıktan kayboldu. Hakan’a saldıran isimlerin Emniyet ifadelerinde “Saldırının planlandığı yer olarak” geçen Rüzgâr Kafe’yi çalıştıran Gezer’in isminin birçok olayla anılmasının ortaya çıkmasından sonra tedirgin olduğu ve serbest bırakılmasının ardından işyerine uğramadığı öğrenildi. Gezer hakkında adli kontrol şartı da bulunmuyor. Ahmet Hakan Coşkun’a yönelik saldırıyı gerçekleş H tiren Kamuran Ergin, Uğur Adıyaman, Uğur Elmas ve Ahmet Şengüler’in saldırı planının eski özel harekâtçı Yahya Kemal Gezer’in kafesinde planlandığını ve talimatı ondan aldıklarını açıklamasının ardından dün İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün yaklaşık 100200 metre ilerisinde bulunan Rüzgâr Kafe’ye gittik. 44 numaralı bir binanın bodrum katında yer alan kafeye girdiğimizde içeride sadece çay ocağını işleten bir kişi bulunuyordu. Polislerin uğrak yeri olduğu belirtilen kafede hiç kimse bulunmazken, olayın ardından müşterilerin de gelmekten çekindiği gözlendi. l İSTANBUL/Cumhuriyet Twitter’dan 17 Aralık soruşturmasına takipsizlik verilmesine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu’yla ilgili “Bu adamı asla unutmayın, 17 Aralık soruşturmasına takipsizlik kararı veren savcı” mesajı nedeniyle 5 yıla kadar hapsi istenen gazeteci Sedef Kabaş beraat etti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nden görülen ilk duruşmada Kabaş savunmasında, Salihoğlu’nun “Savaşmaya hazırız” beyanını anımsatarak, “İlla savaşacağım diyorsa, bizim de o zaman ‘keşke zamanında yolsuzlukla savaşCHP Milletvekili Barış Yarkadaş da Sedef Kabaş’a destek verdi. saydı...’ deme hakkımız doğar” dedi. lin çıktığı, kamunun tüm işlerini aldığı yönündeki iddialar soyut olmasının ötesinde tamamen hayal mahsulüdür. Haberin içeriğinde 11 Kentsel Dönüşüm Projelendirme işi ve yüzlerce diğer projeden söz edilmektedir. Müvekkil, şirket olarak bu güne kadar Devletten hiçbir “kentsel dönüşüm projesi” işi almadığı gibi, yaptığı işler sadece 3d (üç boyutlu) animasyonlardan ibarettir. Ayrıca müvekkilin; l Haberde geçen Erciş, Burdur, Bursa Yıldırım Kentsel Dönüşüm Alanı ile ilgi bu güne kadar 3 boyutlu animasyon dahil hiçbir çalışması olmamıştır. l Web sitesi iddia edildiği gibi müvekkilin milletvekilliği adaylığının açıklanmasının hemen ardından değil teknik sorunlar nedeni ile bu tarihten çok önce bakıma alınmıştır. Haberde kullanılan 5 yılda yüzlerce proje deyimi tamamen gerçek dışıdır. l Haberde iddia edildiğinin ak DHA ALMADIĞI İŞ KALMADI” başlıklı özette ve sonrasında detaylandırılmış olarak 7. Sayfasında Miyase İLKNUR tarafından kaleme alınan “DEVLETİN GÖZDE MİMARI AKP’Lİ ÇİĞDEM HANIM” başlıklı yazıda iddia edilen tüm hususlar baştan aşağı mesnetsiz ve kurguya dayalı bir karalama kampanyasından ibaret olup, müvekkilin kişilik haklarını, onur ve saygınlığını zedeleyici niteliktedir. Öncelikle şu hususu vurgulamak gerekir ki, haberde iddia edilen hususların aksine müvekkil siyasi görevlerini referans göstererek kamudan hiçbir iş almadığı gibi, hiçbir şekilde ve hiç kimseden özel himaye görmemiştir. Müvekkil, milletvekili seçilmeden önce ortağı olduğu Şirketin üstlendiği tüm işler, ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak üstlenildiği gibi, mevzuat hükümlerine uygun olarak tamamlanıp muhataplarına teslim edilmiştir. Ayrıca her projenin altından müvekki >> Baş tarafı 1’de sine 78 Gençlik merkezi değil 11 Gençlik Merkezi projesi yapılmış olup, gençlik merkezlerinin inşasıyla ilgili herhangi bir görev üstlenilmemiştir. l AK Parti gençlik yapılanmasından sorumlu MKYK üyesi olduğu iddiası da gerçeği yansıtmamaktadır. Dolayısıyla genel çerçevede kara propaganda amaçlı olarak yapılan haber başta Basın Kanunu’na ve basın meslek ilkelerine aykırı, kişilik haklarını haksız ve mesnetsiz şekilde zedeleyici, vicdan ve hakkaniyetle bağdaşmayan, kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacıyla değil de düşmanca hislerle kaleme alınmış olup, haberi yapan ve yayınlayanlar hakkında her türlü yasal yollara başvurma hakkımızı saklı tuttuğumuzu kamuoyunun bilgisine saygıyla arz ederim. Samsun Milletvekili Çiğdem KARAASLAN Vekili Av. Dr. Hüseyin AYDIN Vekil seçilince tekzip etti MİYASE İLKNUR AKP Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, Yassıada projesi ile 78 adet Gençlik merkezi ihalesi aldığına ilişkin haberimize gönderdiği tekzipte Yassıada ihalesini pas geçerken Gençlik merkezinden ihale aldığını saklamıyor ancak sayıya itiraz ediyor. “78 tane değil 11 ihale aldım” diyen Karaaslan, milletvekili adaylığı döneminde Samsun’da yerel internet siteleri ile gazetelerde bu yönde çıkan haberlere itiraz etmemişti. Karaaslan milletvekili seçildikten sonra ihale rakamına itiraz etti. Haber, yazılmadan üç gün önce kendisini özel gsm numarasından aradık. Telefona danışmanı çıktı. Yazacağımız haberdeki iddiaları tek tek sıraladık. Danışmanı ile konuştuğumuz sırada kendisinin de sesi geliyordu. Danışmanı bizi vekili ile görüştüreceğini söyledi. Ancak ertesi gün yine danışmanı arayarak iddiaları yeniden söylememizi istedi. İddiaları anımsattık. İki gün daha beklememize karşın yanıt gelmedi. C M Y B