19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 DUNYA Hapse girmeye bile razı ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) ifşacısı Edward Snowden, ülkesine dönebilmek için hapse girmeye razı olduğunu ve bunu ABD’ye defalarca bildirdiğini söyledi. İki yıldır Rusya’da yaşayan Snowden, “Şu ana kadar tek söyledikleri, bana işkence etmeyecekleri oldu” dedi. TASARIM: BETÜL BERİŞE İran yavaş yavaş açılıyor Nükleer anlaşma sonrası İran’da halk ihtiyatla da olsa özgürlüklerinin iadesini istemeye başladı. NYT, üniversiteli kadınların renkli giysilerinden sokak müzisyenlerine Tahran’da yeni bir “yaşam tarzı hareketi” belirdiğini yazdı. Çarşamba 7 Ekim 2015 Lamar, 5 İman, 2 SURİYELİ ÇOCUKLAR NEREDE UYUR? Suriye’nin kirli savaşından kaçmak zorunda kalan 4 milyon insanın en az 1 milyonu 12 yaşın altındaki çocuklar. İsveçli foto muhabir Magnus Wennman, Ortadoğu ve Avrupa’da bu çocukları uyurken görüntüledi. Ürdün’deki bir hastanede zatürree tedavisi gören İman henüz 2 yaşında. 8 yaşındaki Maram da Ürdün’deki hastanede... Evlerine roket düştüğünden beri çenesi kırık ve konuşamıyor. Sırbistan’da ormanda uyuyan Iraklı Lamar ise henüz sadece 5 yaşında... Belgrad Garı önünde bir şiltede uyumaya çalışan Abdullah 5 yaşında. Deraa’da kız kardeşinin ölümüne tanık olduğu için her gece kâbus görüyor. Maram, 8 KANADA Seçimin gündemi peçe tartışması Kanada Federal Temyiz Mahkemesi’nin 2011’den beri devam eden peçe yasağını Pakistanlı bir kadının başvurusu üzerine kaldırması, iki hafta içinde sandık başına gitmeye hazırlanan ülkede seçim tartışmalarının en önemli gündemi haline geldi. Peçeyi baskı sembolü olarak gören muhafazakâr iktidar kararla mücadele edeceğini duyururken, anketlere göre peçe takan Müslüman kadınların bu şekilHarper de vatandaşlık yemini etmesi ve oy kullanmasına halkın büyük kısmı da karşı çıkıyor. Muhalefet ise Başbakan Stephen Harper’ın peçeyi “kitlesel dikkat dağıtma silahı” olarak kullandığını savunuyor. Harper hükümetinin getirdiği yasaktan dört yılda yalnızca 2 kadının etkilendiği belirtiliyor. AB’den Erdoğan’a ‘yarısı dolu bardak’ Brüksel’de Erdoğan’a sunulan planda 1 milyar Avro yardımın kaynağı tartışmalı, vize muafiyeti şartlı, tampon bölge ise hiç yer almıyor vrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, önceki gün ağırladığı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a sığınmacı kriziyle baş etmek için sunduğu eylem planı taslağını açıkladı. Avrupa Parlamentosu’na seslenen Juncker “Türkiye’ye ihtiyacımız olduğu aşikâr. Komisyon da onların yardımına gidecek” dedi. Taslak Türkiye’de AB desteğiyle 6 sığınmacı kabul merkezi kurulmasını, düzensiz geçişleri önlemek için Türkiye’nin Batı komşularıyla işbirliği ve TürkYunan sahil güvenlik A alınmasını içeriyor. Planın, Türkiye’nin AB üyeliği süreci üzerine inşa edildiği ve vize muafiyeti diyaloğu, Geri Kabul Anlaşmasını kapsadığı, hayata geçirilmesinin Türkiye’nin vize muafiyeti yol haritasını yerine getirmesini sağlayacağı vurgulandı. Komisyon Başkanı Juncker lerinin AB Sınır Koruma Kurumu Frontex’le sıkı denetim yapmasını, yakalananların Türkiye’ye gönderilmesi ve uluslararası yardıma ihtiyaç düzeylerine göre Avrupa’ya Eleştiri rafa kalktı Üst düzey AB yetkilileri “Erdoğan ilkesel olarak kabul etti. Juncker ayrıntıları müzakere için Ankara’ya yetkililer gönderdi” dedi. Erdoğan’ın bu adımının “ilerleme” olduğu belirtildi. Reuters, sığınmacı krizi karşısında AB’nin IRAK “Erdoğan’ın giderek artan otoriterliğini eleştirmeyi bırakıp Türkiye’den yardım istediği” yorumunu yaptı. ABTürkiye arasında “ortak çalışma grubu” kurulacağını duyuran Türk tarafı, AB’nin 20152016 için seferber edeceği 1 milyar Avro yardımın, üyelik sürecinde Türkiye için ayrılan fonlardan sağlanmasına karşı. AB’nin, Geri Kabul Anlaşması’nın uygulanmasına paralel, vize muafiyetine, şartların yerine getirilmesiyle birlikte sıcak baktığı belirtildi. Planda Ankara’nın Suriye’de tampon bölge talebi ise yer almıyor. Eski Baasçılar kıymete bindi Irak hükümetinin IŞİD’le mücadeleye Sünnileri de katabilmek için eski Baas subaylarıyla gizli görüşmeler yürüttüğü ileri sürüldü. Independent’ın haberine göre, geçen ay başlarında Katar’da toplanan taraflar iki hafta sonra Tanzanya’da bir araya geldi. ABD’nin bastırmasıyla gerçekleşen görüşmelere Sünni milis ve aşiret liderleri de katılıyor. İsim belirtmeden konuşan katılımcılara göre, Irak’ın üniter yapısının korunmasındaki ısrarlarıyla bilinen eski Baas rejimi temsilcileri, ilk kez Irak’ın geleceğinde Kürdistan bölgesinin tam özerk olabileceğini kabullendi. Şii hükümetle masaya oturan 9 Sünni grup içerisinde, 2003’teki Amerikan işgalinin ardından kurulup geçen yıl IŞİD’in Musul’u ele geçirmesine yardım eden İslam Ordusu ve Nakşibendi Tugayları da yer alıyor. Sünni temsilcilerin Musul gibi Sünni bölgelerin kurtarılması operasyonlarına Şii milislerin katılmamalarını istediği, yönetimde daha büyük rol talep ettikleri belirtiliyor. Doha, Suudi Arabistan ve Paris’te üç görüşmenin daha yapılması planlanıyor. Kutsal topraklarda yine intifada havası esiyor K udüs’te El Aksa yasaklarının tırmandırdığı gerilim İsraillilere yönelik ölümcül saldırıları tetiklerken, İsrail güçleri son 24 saatte 19 ve 13 yaşlarında iki Filistinliyi öldürdü. Cenazeler sırasında yeniden çatışmalar çıktı. İsrailli aşırı sağcıların gece konutunu kuşattığı Başbakan Benyamin Netanyahu’nun “terörle mücadele” emirleri çerçevesinde, Kasım 2014’te biri bıçakla 4 haham ve bir polisi, diğeri buldozerle bir İsrailliyi öl düren iki Filistinlinin ailelerinin evleri yıkıldı. Oysa Filistinli saldırganlar olay yerinde öldürülmüştü. Üçüncü İntifada atmosferi tırmanırken, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas İsrail’le şiddet patlaması istemediği açıklaması yaptı. Tansiyonun düşürülmesi için İsrailFilistin güvenlik yetkilileri görüştü. Rusya’dan Suriye’de kara harekâtı hazırlığı usya Suriye’de başlattığı hava operasyonlarında “terörist” kapsamına aldığı tüm hedefleri vururken, Batılı kaynaklar Rusya’nın Suriye’ye ilave asker gönderdiği ve karada da savaşmaya başlayacağını iddia etti. Rus meclisi Duma’nın savunma komitesi başkanı Amiral Vladimir Komoyedov’un Kırım’ı çağrıştırır biçimde Rus gönüllülerin Suriye’ye gidip savaşabileceğinden söz etmesinin ardından Batı medyasında Rus kara harekâtı iddiaları sökün etti. Rusya’nın 30 Eylül’de başlattığı operasyonların ilk 24 saatinde vurduğu yerlerin başında Hama gelirken, NBC’ye konuşan ABD Savunma Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili Hama’ya Rus topları ve kara kuvvetlerinin gönderildiğini ileri sürdü. CNN’e konuşan ABD Savunma Bakanlığı’ndan iki yetkili de, R PALMİRA’YI KİM VURDU? Suriye devlet televizyonu Rus savaş uçaklarının ilk kez Palmira’daki IŞİD hedeflerini vurduğunu, 20 tank, 3 cephanelik ve 3 roket fırlatıcının imha edildiğini duyurdu. Gözlemevi de 15 IŞİD militanının öldüğünü, onlarcasının yaralandığını, 12 sivilin de hayatını kaybettiğini ileri sürdü. Ama ardından Rus Savunma Bakanlığı, “Sivil yerleşimleri ve tarihi yerleri vurmuyoruz” açıklamasıyla Palmira saldırısını yalanladı. Suriye’de sahada 600’den fazla Rus askeri personeli bulunduğu, ilaveten Lazkiye’de Rus savaş uçaklarının kalktığı üsse 2 bin kişilik Rus uçuş personeli konuşlandırıldığını anlatan ABD’li yetkililer, Rusya’nın gönüllü güçlerinin Suriye’deki savaşa dahil olacağını ileri sürdü. NATO Genel Sekreteri Jens Stolten berg de “Belli bir rakam veremem ama Rusya Suriye’ye deniz ve hava kuvveti kadar kara birliği de yığıyor” dedi. Moskova yalanladı rtadoğu’da “uçan kuşun kanat seslerini işitenler”, süpersonik jetlerin sesi karşısında “sağır sultan”a dönmek durumunda kalabilir. Türkiye’nin Suriye yüzünden taşındığı macerada başına gelenler tam da buna işaret etmekte. Rusya, Suriye hükümetinin davetiyle IŞİD ve cihatçı gruplara karşı geçen çarşambadan bu yana hava harekâtlarına başladı. Dakika bir gol bir! Rus savaş jetlerinin hava sahamızı ihlal ettiği haberleri geliyor. Cumartesi günü iki dakikalık ihlalden söz ediliyor. Pazar günü bir başkası. Yine Genelkurmay, pazartesi bu kez “kimliği belirlenemeyen” MİG 29’ların savaş jetlerimizi 4 dakika taciz ettiğini, füzelerin de karadan kilitlendiğini açıkladı. HHH İlk ihlalle ilgili McClatchy’deki haber enteresan. “Türk ve ABD’li yetkililer, bir Rus savaş uçağının bombalama sırasında Türkiye sınırına 5 mil mesafede uçtuğu ve hava sahasını GEÇMİŞ OLABİLECEĞİNİ söylediler” diye başlıyor. Habere göre, bir Türk güvenlik yetkilisi, Türkiye radarlarının sınırdaki Suriye köyü El Yamdiyyah’ta Rus jetine kilitlendiğini belirtip “Uçak eğer Türk hava sahasını geçmiş olsaydı, saldırıya uğrayacaktı” demiş. Fakat Amerikalı yetkili olayın silahlı çatışmaya yakın bir durum yarattığını söylerken “Rus jetinin Türkiye hava sahasını 5 mil ihlal ettiğini ve Türk jetleri hemen havalanırken Rus jetinin geriye döndüğünü” aktarmış. Türk yetkili ABD’li yetkilinin verdiği bilgiyi ise doğrulamamış. Doğruysa bu haberden iki sonuç çıkıyor. l Sözü edilen ilk Rus jeti Türkiye hava sahasını geçmedi. Girdiği yer, Ankara’nın bir jetimizin Suriye hava savunması tarafından düşürüldüğü 2012 yazında ilan ettiği angajman kurallarını içeren 5 millik alan. l Net “ihlal” beyanını öne atılıp Amerikalılar yaptığına göre de, biz Rusya’yla papaz olmayı hiç istemiyoruz. Ne demişti pazartesi Türkiye’nin Başbakanı: “Türkiye’nin angajman kuralları ister Suriye, ister Rusya, ister başka bir ülke uçakları için olsun, geçerlidir. Türk Silahlı Kuvvetleri, net olarak talimatlandırılmıştır. Uçan kuş bile olsa, kim Türkiye Cumhuriyeti sınırlarını ihlal ederse, gereken müdahalede bulunulur.” Öyleyse durum eski bir diplomatımızın Twitter’dan yaptığı saptama uyarınca net: “Angajman kurallarımız gereği bir daha angajman kurallarımız ihlal edilirse angajman kurallarımızın uygulanacağı sert bir dille ifade edildi!” Angajman kuralları dediğiniz onu uygulayabilecek etkinlik ve gücünüz varsa geçerli. Yoksa Rus elçisini bir kere çağırdınız, hadi iki kere çağırdınız, daha kaç kere çağıracaksınız? Yani enerjide İran ile birlikte bağımlı olduğumuz Rusya’ya aşırı “özgüvenli” esip gürlemenin sonu meçhul. Peki, “neyse ki NATO var” diyebiliyor muyuz? Pek değil. Zira patriot’ları da geri çekmiş NATO kınama yayımlasa bile Türk jeti düşürüldüğünde bile bir şey yapmamışken ihlaller yüzünden Rusya’ya savaş açacak değil. HHH Moskova’nın mesajı net: Rusya cihatçılar tarafından delik deşik edilmiş dahi olsa Suriye’nin sınırları dokunulmaz. Uluslararası yasalara göre de iş yaş. Rusya, Suriye içinde BM’de Suriye’yi halen temsil eden bir hükümetin çağrısıyla hareket ediyor. ABD’nin IŞİD karşıtı koalisyonunun dayandığı yasal çerçeve yok. Salt güç meselesi. Rusya bizimkinin dün yinelediği “uçuşa yasak bölge” tartışmalarına da “Suriye’nin egemenliğinin ve BM Şartı ile uluslararası yasaların ihlalidir” diyerek noktayı koydu. HHH Bir kez daha anladık ki “stratejik derinlik” dedikleri peri masalı. Rus SU’ları ve MİG’leri angajman kurallarıyla cihatçıları korumak için oluşturulan de facto “uçuşa yasak bölgeleri” filan iplemeyecek. Memleketi yöneten siyasal İslamcı maceraperestler ise Rusya ile Ukrayna’nın ardından Suriye üzerinden girişilen Soğuk Savaş’ta, NATO’nun “değersiz maşa” statüsüne aday. Rusya’nın ‘uçan kuşları…’ O Rusya’nın Suriye’ye kara operasyonunda kullanılabilecek yeni silahlar sevk ettiğini ileri sürdü. Suriye ordusuna muhaliflerle mücadelede karadan destek verilmesi için kullanılacağı iddia edilen yeni askeri takviye içinde ağır silahlar ve 4 adet BM30 tipi çok namlulu roketatar da var. New York Times’a Bunun üzerine Rusya’nın Dışişleri Bakan Yardımcısı, Ortadoğu Temsilcisi Mihail Bogdanov, “Devlet Başkanı Vladimir Putin gayet net söyledi. Hayır, kara operasyonu olmayacak” dedi. Komoyedov Rusya’nın Suriye’de kendi askerleriyle kara operasyonu yapmadığı ve yapmayacağını, Suriye’ye hangi safta olursa olsun savaşmaya giden vatandaşlarını da durdurduğunu söyledi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın Suriye’deki gönüllü birlikleri desteklemesiyle ilgili soruyu “Gündemimizde yok. Zira devletin böyle bir işlevi yok” diye yanıtladı. 3 milyon sığınmacı alarmı AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, Avrupa Parlamentosu’na hitabında, önceki gün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la görüşmesine değinerek, Türk yetkililerin Halep ve çevresinden 3 milyon potansiyel sığınmacının daha kaçabileceği tahmininde bulunduğunu dile getirdi. Ortadoğu uzmanları Suriye hükümetinin kontrolünde yaşayanların asıl IŞİD ve diğer cihatçılar ilerlerse kaçacağını öngörürken, Tusk, Erdoğan’a dayanarak, “Rusya ve İran’ın desteğiyle Esad’ın zaferi yeni bir sığınmacı dalgasına neden olacak” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle