23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 7 Ekim 2015 MoMA Direktörü’nden ‘İnsanlık Suçu’ uyarısı Tomris İncer son yolculuğuna uğurlandı OĞUZ YILDIZ KULTUR Gelecek ve gelenek, Anadolu turunda Anadolu dansları, Red Bull Anadolu Break dans gösterisi ile aynı sahnede buluşuyor. Prömiyerini 9 Ekim’de İstanbul’da yapacak şov, bir gece daha izlendikten sonra, bu ay süresince Ankara, Eskişehir, İzmir ve Antalya’yı dolaşacak. Yapım, 11 Ekim’de EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Ankara’da, 13 Ekim’de Eskişehir’de, 15 Ekim’de İzmir’de, 17 Ekim’de ise Antalya’da izleyicilerle buluşacak. Modern ile gelenekselin birlikteliğinden doğan rengârenk dans ve kültürlerin hikâyesini sahneye taşıyacak etkinliğin biletleri, Biletix’ten satın alınabiliyor. 19 omris İncer, dün Eski Foça’da Fatih Camii’nde kılınan ikindi öğle namazının ardından Eski Foça Yeni Mezarlığı’na defnedildi. Tiyatroya bir ömür adayan İncer’i son yolcuğunda ailesi, yakınları ve sevenleri yalnız bırakmadı. Foça sokakları, İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcı ile, tiyatrocular Demet Evgar ve Okan Yalabık’ın da bulunduğu çok sayıda sanatçı ve sevenleriyle doldu. Hatta uzun yıllardır yazlarını Foça’da geçiren T İncer’in komşuları da, camiiye akın etti. Tarihi caminin avlusuna Tomris İncer’in fotoğrafının bulunduğu ve üzerinde “Sevgili Tomi, İstanbul Tiyatroları seni unutmayacak” bir pankart asıldı. Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ’ın da katıldığı cenazede, İncer’in yeğeni Elif Ertanhan ise, ”Tomi yazlarını Foça’da geçirirdi. Hiç çocuğu yoktu. Ama herkes seviyordu. Ama onun çok çocuğu var. Özellikle gençlerle çok ilgilenirdi. Sevecen ve paylaşımcı biriydi. Foça ve Türkiye, Tomi annesini kaybetti” dedi. l FOÇA Aydınlar insanlık için Almanya’da TürkAlman Edebiyat Festivali Literatürk, 23 Ekim’de kültür ve edebiyatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. lmanya’nın en büyük TürkAlman Edebiyat Festivali Literatürk, 23 Ekim’de kültür ve edebiyatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. 7 Kasım’a kadar sürecek festivalde bu yıl “İnsan Hakları” teması işlenecek. Literatürk Festival Başkanı Semra UzunÖnder, “Son dönemlerde dünya çapında, ama özellikle Türkiye ve Almanya’da yaşanan olaylar ve haksızlıklar karşısında duyarsız kalınabilecek gibi değildi, dolayısıyla bu seneki temamızın insan hakları olmasına karar verdik ve programımızı oluşturduk” dedi. Festival açılışında konuşacak olan Uluslararası Af Örgütü Almanya Genel Sekreteri Selmin Çalışkan ve “Canına Tak Eden Kadınlar” kitabının yazarı Sibel Hürtaş, kadın hakları alanındaki eksiklikler ve olasılıkları ele alacaklar. Festival kapsamında gerçekleşecek etkinlik, söyleşi ve okumalarda gazeteciyazar Ece Temelkuran, ga A zetemizin Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Deniz Gezmiş’in kardeşi Hamdi Gezmiş, yazar Tuna Kiremitçi, gazeteci yazar Sibel Oral, yazar, editör ve çevirmen Tanıl Bora, köşe yazarı Hayko Bağdat ve yazar Doğan Akhanlı, Alman yazarlarla birlikte festival süresince insan hakları içerisinde insanı ele alacaklar. Ayrıca Dündar, Türkiye’deki güncel gelişmeleri değerlendirecek ve Hamdi Gezmiş, ‘Abim Deniz’ kitabını anlatacak. Festival kapsamında Hayko Bağdat, kendi hayatının içinden, İstanbul’daki Hıristiyan azınlığın yaşamına dair bir resim çizecek ve kitabı “Salyangoz”u anlatacak. Türkiye’deki güncel toplumsal ve siyasal durumun nasıl göründüğünü, gazeteci yazar Sibel Oral anlatacak. Yeni yayımlanan kitabı “Toprağın Öptüğü Çocuklar Adaleti Beklerken Roboskî” ile öldürülen çocukların ve katliam mağduru ailelerin izinde adaletin peşine nasıl düştüğünü seyircilerle paylaşacak. l Kültür Servisi IKEA, güncel sanatın da her şeyi! üresel mobilya zinciri IKEA’nın insan yaşamı ve modernizm kavramına etkilerini estetik ve eleştirel bir yaklaşımla irdeleyen bir sergi, İngiltere’deki Warrington Güncel Sanat Festivali’nde izleyicilere sunuldu. Sergiye katılan uluslararası sanatçılar, IKEA kataloğundan edindikleri mobilya ve aksesuar parçalarıyla ortaya koydukları düzen İstanbul’a dair temel endişeleriniz ve umutlarınız, proje ortağınız İstanbul Modern’e (İM) ilişkin beklentileriniz nelerdir? Bence İstanbul ve tabii onun EVRİM ALTUĞ uzantısı olarak Türkiye, İslamın radikal ve muhafazakâr yaklaşımları, ilerici ve geleneksel değerler, gelişmeye başlayan halk ve zorlayan ekonomik güçlükler ve bölgedeki istikrar ve kargaşa arasında, enteresan bir kesişme noktası. Bu, kültürel ortamı oldukça etkileyici yapan şey ve İM gibi müzelerin çok önemli oluşunun nedenidir. Bu tür yerler, pek çok konunun dile getirilebildiği mekânlar halinde ve günümüzün en meydan okuyucu meseleleriyle ilgili bağımsız duruşları da beni yurttaşlık söylemi açısından da oldukça etkilemekte. Birikiminizde İslam sanatının da yeri var. İslam sanatının evrimi üzerine, geleneksel ve modern bazda ne düşünüyorsunuz? Sözgelimi Körfezdeki sanat yatırımı patlamasına ilişkin görüşünüz nedir? İslam sanatlarına ilgim, bilhassa 15 ve 16’ncı yüzyıl minyatür resmine dair hayranlığıma uzanıyor ve bu ilgi yıllara uzanan, içine güncel praHüseyin Alptekin tikleri de katan bir artış seyrediyor. Son 10 yılda Körfez’de yaşanan güncel sanat patlamasını bizzat yakından takip ettim, ama bunun ne kadar süreceği sorusunun takdiri için henüz bir hüküm vermek de mümkün değildir. Tahran’daki, ındere Şah döneminden Halil Alt gelme modern sanat koleksiyonu üzerine ne düşünüyorsunuz? Tıpkı Lübnanlı sanatçı Walid Raad’ın son işlerinden birinde de tespit ettiği üzere, Körfez’de her ne olup bitiyorsa, bunu maddi zenginlik üzerinden elde ediyor. Amman, Beyrut, İstanbul ve CeKutluğ Ataman zayir gibi öteki yerlerde ise, dileyenler, bir tutam sanatçının, güncel diyalog için ciddi bir teşvik içinde olduğunu görebiliyor. IŞİD’in günlerdir tahrip ettiği antik kültür hazineleri üzerinden, Suriye veya Irak gibi yerlerde yaşanan kayıplar karşısında ana kurumlara ne gibi vazifeler düşüyor olabilir? Anıtlar ve sanat eserlerinin, adı her ne olursa olsun tüm gruplar elinde ahlaksızca yok edilmesi, affedilmez, kınanması gereken ve insanlığa karşı suç olarak tariflenmesi söz konusu bir yıkımdır. MoMA’nın programlama sürecinde, yayımlanmış eleştiri ve izleyici dönüşlerinin payı nedir? Şahsen, çıkan eleştiriler ve izleyici dönüşleriyle yakından ilgiliyim. Ancak MoMA programını kendi küratöryel kadrosuyla tayin eder. Türkiye’den edindiğiniz yapıtlarla ilgili bariz bir strateji veya politika güdüyor musunuz? Cumhuriyet’e konuştu Glenn D. Lowry Glenn D. Lowry Lowry, ‘Picasso Heykel’ sergisini anlatıyor ergi, MoMA’nın Resim ve Heykel Birimi küratörlerinden Ann Temkin ve Anne Umland’ın ilgileri sonucunda hayata geçirildi. Onlar, Picasso’nun resim ve grafik işleriyle ilgili olarak şu ana kadar sınırsız düzeyde sergi yapılmış olmasını fark ettiler. Böylece, Picasso’nun da çok önemsediği, heykeltıraşlığına yönelik bir serginin yer almadığı görüldü. Bu açıdan sanatçının rakipsiz heykellerine ev sahipliği yapan Musee Picasso (Paris) ve bizimle işbirliğini kabul eden bir çok Picasso ailesi ferdiyle çalışmak da bizim için bir nevî talih oldu. 20’nci Yüzyıl’ın başından bu yana, Picasso’nun ilk heykelinden, yaşamının sona erdiği 1973’e kadar, sanatçının heykelle ne kadar derinden ilgilendiği bu sergide görülebiliyor. Bu sergiyle ayrıca, kendisinin ne kadar duraksız ve sınırsızca yaratıcı olabildiği, (hazır) nesneleri bu uğurda nasıl edindiği, sözgelimi bir gidon veya bir bisiklet selesini bir boğa başına küçük bir jestle nasıl dönüştürdüğü görülebilir. Bölge bazında bir politikamız olmasa da, inandığımız sanatçıların işlerini takip etmekteyiz. Bir koleksiyon yaratmaktan kastımız, zamanının en ilginç sanatçılarını, dünyanın birçok yerinden bir araya getirip, birbirleriyle diyaloğa sokabilmek. Örneğin Kutluğ Ataman, Halil Altındere ve Hüseyin Alptekin MoMA koleksiyonundalar ama Türk oldukları için değil, işleri kudretli, orijinal ve daha geniş, güncel bir diyaloğun bir parçası olduğu için böyleler. MoMA koleksiyonuna alınmış olmanın ‘Modern Sanat Tarihi’ne mal olmak anlamına geldiği sanılır. Bu sorumluluk size ne düşündürüyor? MoMA koleksiyonuna alınmış olmanın, tarihin veya modern veya güncel sanatın bir parçası olmanın garantisini sağladığına inanmıyorum. Müzenin 85 yıllık tarihine baktığımızda, topladığımız sanatçıların bir çoğunun artık ‘asli’ veya en azından ‘önemli’ olarak anılmadığı görülecektir. Tarih yazımına katkımız, ancak ve yazılması da lüzumlu birçok tarih yazımına mevcut etkimizle, söz konusu edilebilir. Müzeye fiziksel olarak gelemeyecek durumdaki izleyiciyle iletişim kurmak adına, dijital ve sosyal medya size ne ifade ediyor? Dijital platformlar ve sosyal medya, bugünün müze pratiğinin vazgeçilmez parçaları. Bunlar, MoMA içi ve dışından insanlarla iletişime “S Picasso, kendini yetiştirmiş bir heykeltıraştı. Heykellerinde sıkça oyunsu, mizahi boyutu da olan bir duruş bulunuyordu; keza bu yüzdendir ki, “She Goat” (Dişi Keçi) gibi eserleri bugün büyük hayranlık uyandırır. Görebildiğimiz gibi, hepsi hazır nesnelerin türlü biçimleriyle üretilmiş; özgün birer ‘asamblaj’ (buluşturma) çökeltisi de sayılabilir. Ama biz bu eserlere baktığımızda, onların canlı olduklarını ve adeta mızırdandıklarını bile hissedebiliriz. Picasso bir keçiyi nasıl ortaya çıkardığını, ama aynı zamanda bir keçi olarak ona nasıl inanabildiğimizi bize gösterir ve bunu da inanılmaz bir beceriyle yapar!” (Bilgi için: moma.org) ‘Dişi Keçi’ girmemizin önünü açıyor, dahası, küresel bir izleyiciyle süregiden bir diyaloğa teşvik ediyor. Sanal veya dijital dünyanın, fiziksel olanla arasında bir mesafe taşıdığı kanısında değilim; bunlar iç içe, sorunsuz bir döngüyle mevcut durumdalar. Bu da şu demek ki, ziyaretçiler sosyal medya üzerinden birbirleriyle temas kurabiliyorlar; tıpkı müzeye hiç gelmemiş birinin MoMA ve kadrosuyla da ilişki kurabildiği gibi. Umudumuz, tüm bu insanların sanat hakkında, gerek birbirleri, gerekse müzemizle canlı bir diyaloğa katılımda bulunabilmeleri. Sanat tarihinin ‘Ev Adresi’... he Museum of Modern Art (MoMa), koleksiyonunda 150 bin ayrı parçanın bulunmasının yanı sıra, koleksiyonda yaklaşık olarak 22 bin film ve 4 milyon film karesi mevcut. Güncel sanata odaklı MoMA PS1 isimli kurumuyla da gündemde olan MoMA, Jackson Pollock, Cindy Sherman, JeanMichel Basquiat, Jasper Johns, Edward Hopper, Andy Warhol, Chuck Close, Georgia O’Keefe gibi isimlerin eserlerine ev sahipliği yapıyor. Müzede dünya çapında büyük bir üne sahip olan resimlerden bazıları ise, şöyle: l The Starry Night (Yıldızlı Gece) Vincent van Gogh, l Les Demoiselles d’Avignon (Avignon’un Genç Kızları) Pablo Picasso, l The Persistence of Memory (Belleğin Azmi) Salvador Dalí, l Water Lilies (Nilüferler) Claude Monet, l Dance (Dans) Henri Matisse, l The Bather (Yıkanan) Paul Cézanne, l SelfPortrait With Cropped Hair (Kesilmiş Saçlı Otoportre) Frida Kahlo. T K Palmyra’dan geriye tarihi kareleri kaldı lemeler üzerinden, ilgili markanın yaşamlarındaki etkilerini görsel ve kavramsal olarak ortaya koyuyor. ‘Modern Yaşam Hayali?’ isimli sergi, 14 Kasım’a kadar sürecek. l Kültür Servisi ŞİD’in hunharca yok ettiği eşsiz kültür varlığı, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesindeki Suriye Palmira antik kentine ait 1864 tarihli fotoğraflar, Getty Araştırma Enstitüsü tarafından koruma altına alındı. Geçen günlerde ortaya çıkarılan yaklaşık bir düzine tarihi değerdeki karede, I bir zamanların İpek Yolu’na da denk gelen Palmira antik kentinin eski görüntüleri seçilebiliyor. Fotoğrafların, vaktiyle fotoğraf ustası Charles Negre’in de öğrenciliğini yapmış olan Fransız askeri denizci Louis Vignes tarafından çekildiği saptanmış bulunuyor. l Kültür Servisi C M Y B Fotoğraf: Peter Ross ABD’nin New York kenti Manhattan bölgesinde yer alan 1929 tarihli Modern Sanat Müzesi’nin (MoMA) Direktörü Glenn D. Lowry, Cumhuriyet’e konuştu. Picasso Heykel sergisine ev sahipliği yapan müze direktörüne göre, ‘anıtlar ve sanat eserlerinin, adı her ne olursa olsun tüm gruplar elinde ahlaksızca yok edilmesi, affedilmez, kınanması gereken ve insanlığa karşı suç olarak tariflenmesi söz konusu bir yıkım.’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle