19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ 8 EDİTÖR: ZEKİ TEZER DOLAR AVRO FAİZ BORSA CUMHURİYET ALTIN ALTIN 24 AYAR 2.9950 2 kuruş TASARIM: SERPİL ÜNAY 3.3560 1.8 kuruş 11.13 0.33 puan 76.902 2.505 puan 732.13 9.26 lira 109.55 1.4 lira Salı 6 Ekim 2015 Sağlıklı demokrasi yoksa toplumsal kalkınma olmaz Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı’ya göre toplumsal kalkınma ve sağlıklı bir demokrasi için basın özgürlüğü, olmazsa olmazdır abancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, toplumsal kalkınmanın önemli unsurlarından birinin demokrasi ve özgür Dünya ekonomisinde sınıf dengeleri değişecek mi? uhafazakâr yorumcular da bazen ilginç yazılar üretebiliyorlar. Ancak bu yazarların ideolojik, kültürel eğilimini, yaşadıkları “habitus”u da dikkate almak gerekiyor gerçekten yararlanabilmek için. Bu yazarlardan biri de The Daily Telegraph’tan Ambrose EvansPritchard (AEP); 23 Eylül’de yayımlanan yazısında, 30 yıldır egemen olan küresel emek gücü bolluğu ve düşük ücretler döneminin sonuna gelindiğini, Piketty’nin iddialarının aksine, ücretlerin yükseleceğini, gelir dağılımının düzeleceğini, “bir Marksist dogmanın daha” yıkılacağını savunuyordu. Piketty bile kendini Marksist olarak görmüyor. Onun üzerinden Marx’a saldırmak kasıtlı bir saptırma. AEP’nin asıl hedefi, Marx’ın dünya ekonomisi üzerinde yeniden dolaşmaya başlayan hayaleti. İkincisi emek kıtlığı ile ücretler arasında basit bir arz talep dengesinden çok daha karmaşık bir ilişki var. Arz daraldı diye işveren ücretleri kendiliğinden artırmıyor. Bu ilişki, bir taraftan sermayenin gerçekleştirmeyi beklediği, piyasada kalabilmesi için gerçekleştirmesi gereken kâr oranlarını, diğer taraftan işçi sınıfının örgütsel düzeyini içeriyor. Sınıf mücadelesinin ücret pazarlıkları üzerinden sertleşme olasılığı da bu noktada artıyor. M S Güler Sabancı lükler meselesi olduğunu vurgulayarak, “Bireyin hak ve özgürlüklerinin öncelikli olduğu, sağlıklı işleyen bir demokrasinin olmadığı bir ortamda toplumsal kalkınma sürdürülebilir olamaz. Toplumsal kalkınma ve sağlıklı bir demokrasi için basın özgürlüğü, olmazsa olmazdır” dedi. Sabancı Vakfı’nın ana destekçisi olduğu G(irls)20 2015 Zirvesi’nin açılışında konuşan Sabancı, 21. yüzyılın kadınların yüzyılı olduğunu belirterek, “Bugün kadının ekonomik hayata katılımının önündeki en büyük engel, kadınla erkeğin eşit olarak algılanmamasıdır. Toplumdaki bu algıyı kırmadığımız sürece eğitimde, politikada, iş hayatında kadını göremeyiz. Kadının ekonomik hayata katılımı için kadınla erkeğin eşit olması gerekiyor. Bu bir ayrıcalık değil, haktır. Kadınlar ‘ayrıcalık’ değil ‘eşitlik’ istiyor” ifadesini kullandı. Sabancı “Toplumsal ve ekonomik kalkınma için kadın ve erkeğin eşit olduğu Hayalimiz eşitlik bir dünya hayalimiz var. Bu hayal ışığını gösteriyor. Artık çok yukarıda ve uzakta değil. Kadının işgücüne katılımının sağlanması için temelde kız çocuklarının eğitimine devam etmesini sağlamalıyız ve tüm dünyada kadının toplum içindeki rolünü desteklemeli ve geliştirmeliyiz. Bütün araştırmalar ve geliştirmeler, içinde yaşadığımız dünya, iletişimimiz birbirimize cesaret veriyor. Kat ettiğimiz yola bakıyorum. Girls 20’ye bakıyorum. 6 yılda kat ettiğimiz yo lu önümüzdeki 6 ayda aşacağımıza inanıyorum. Birbirimizle paylaşmalıyız, paylaştıkça çoğalırız” dedi. Odak noktası kadının işgücüne katılımını artırmak olan zirvede genç kadınlardan oluşan uluslararası G(irls)20 Heyeti de yer aldı. Zirveye adını veren G(irls)20 heyeti G(20) liderlerini, 2025’e gelindiğinde 100 milyonun üzerinde kadının işgücüne dahil edilmesi yönünde verdikleri taahhüdü yerine getirmeye davet edecek. l Ekonomi Servisi OECD: 5 yıl büyüme yok İstanbul’da toplanan G20OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu’nda küresel ekonomi masaya yatırıldı. OECD Genel Sekreteri Angel Gurria, “Yatırım, ticaret ve kredinin eksik olduğu bir dönemden geçildiğini” vurgulayarak, “Kredi, yatırım veya ticaret eğer tam hızda gitmiyorsa, büyümenin de aynı ölçüde hızlı gitmemesi bizi şaşırtmamalı” dedi. OECD’nin Eylül 2015’teki geçici ekonomik görünümüne bakıldığında, büyüme beklentilerinin yine azaldığını belirten Gurria, 5 yıl arka arkaya küresel büyüme oranlarında düşüş yaşanacağına dikkat çekti. Toplantıda söz alan Dünya Bankası Küresel İlişkiler ve Rekabetçilik Kıdemli Yöneticisi Anabel Gonzalez ise bugün ikili yatırım anlaşmalarının lokomotifinin gelişmekte olan ülkeler olduğunu belirterek, “Bu ülkelerde 3.3 trilyon dolardan 4.5 trilyon dolara kadar temel altyapı alanlarına yatırım yapılması gerekiyor. Gelişmekte olan ülkelerde 20152030 döneminde 2.5 trilyon dolarlık bir eksiklik var” diye konuştu. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi de, bazı toparlanma işaretlerine rağmen, küresel ekonominin hâlâ ciddi bir yatırım krizi ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Zeybekçi, “Sürdürülebilir bir büyüme için yatırımların artırılması ve daha fazla yatırım çekilmesi birçok ülkenin öncelikli politika hedefi olmaya devam etmektedir” dedi. l Ekonomi Servisi Yurttaş tasarruf yapmıyor eş dosttan borçla yaşıyor ürkiye Finansal Okuryazarlık Araştırması’na göre, katılımcıların yüzde 42’si herhangi bir tasarruf yapmazken, resmi olmayan kredi kullanan ve tanıdıklardan borç alanların oranı yükseldi. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Borsa İstanbul AŞ, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği, İstanbul Takas ve Saklama Bankası AŞ, Merkezi Kayıt Kuruluşu ve Sermaye Piyasası Lisanslama Sicil ve Eğitim Kuruluşu işbirliği ile hazırlanan araştırmaya göre, 2012 ve 2015 yıllarındaki veriler karşılaştırıldığında, banka kredisi kullananların oranı yüzde 11.8’den yüzde 33.1’e, resmi olmayan kredi ve tanıdık birinden borç alma oranı yüzde 14’ten yüzde 22.6’ya yükseldi. Yetişkin nüfusu temsil eden 3 bin kişiyle yüz yüze görüşülerek yapılan araştırma, geçtiğimiz 12 ay içinde evde ya da cüzdanda nakit para biriktirme oranının yüzde 44, mevduat ya da tasarruf hesabı olarak bankada para biriktirme oranının yüzde 31.5 olduğunu gösteriyor. Ucuz emek havuzu kuruyor... Finansal Okuryazarlık Araştırması’na göre, yurttaşların yüzde 42’si para biriktiremiyor. Bankada para biriktirme oranı yüzde 31.5’te kaldı T Altına yöneliyorlar Finansal okur yazarlık araştırmasına göre, okula gitmemiş ya da ilköğretimi tamamlamamış bireylerin finansal okuryazarlık puanları çok düşük. Eğitim düzeyi yükseldikçe finansal okuryazarlık düzeyinin de yükseldiği görülüyor. Kadınların finansal okuryazarlık notu erkeklere kıyasla daha düşük. Elinde altın bulunduranların oranı ise yüzde 11.8’den yüzde 24.9’a yükselirken, elinde döviz bulunduranların oranı yüzde 4.3’ten yüzde 10.5’e çıktı. Ankete 2012’de katılanlardan, herhangi bir emeklilik planı olmayanların oranı yüzde 26.6 iken bu oran 2015’te yüzde 18’e düştü. 2012’de ankete katılanların yüzde 84’ünün finansal konularda basit matematiksel işlemleri yapabildikleri görülürken, söz konusu oran 2015’te yüzde 93’e yükseldi. Paranın zaman değeri sorusunu doğru cevaplayanların oranı yüzde 28.4’ten yüzde 50’ye yükselirken, borç için ödenen faiz hesabını yapabilenlerin oranı yüzde 72,5’ten yüzde 84’e çıktı. Basit faiz sorusuna doğru cevap verenlerin oranı ise yüzde 35.5’ten yüzde 54’e, bileşik faiz sorusuna doğru cevap verenlerin oranı yüzde 26.1’den yüzde 32’ye yükseldi. Kadınların finansal okuryazarlık notu erkeklere kıyasla daha düşük bulunurken, ileri yaş gruplarında finansal okuryazarlık düzeyinde düşüş saptandı. AEP yazısını, İngiltere Merkez Bankası’nda en üst düzeyde ekonomistlik yapmış Prof. Charles Goodhart ve Manoj Pradhan’ın bir araştırmasına dayandırıyor. Gelişmiş ülkelerde emek piyasası nüfusu 1990’da 685 milyon kişiymiş. Çin ve Doğu Avrupa bu nüfusa 820 milyon yeni işçi ekleyerek dünya işçi sınıfı rezervini ikiye katlamış. Buradan sonra ne oldu biliyoruz. Çokuluslu şirketler bu ucuz işgücünden yararlanmak için dolaşmaya başladılar, uluslararası yatırımlar hızlandı, tedarik zincirleri uzadı karmaşıklaştı. Bu trend, gelişmiş ülkelerde de işçilerin ücretleri üzerinde baskı yarattı. Ücretlerdeki yirmi beş yıllık gerileme böyle başladı. Goodhart & Pradhan araştırması şu bulguları sergiliyor: 1) Ortalama yaşam beklentisi “orta gelir düzeyi” ülkelerinde hızla, gelişmiş ülkelerde daha yavaş artıyor. 2) Çoğu “orta gelir düzeyi” ekonomide genç/ yaşlı oranı hızla düşüyor. 3) Doğurganlık oranları hızla düşüyor. Çin’de çalışma yaşındaki nüfusun toplam içindeki payı düşmeye başladı bile. 4) Bağımlılık oranları (çocuklar ve emekliler /çalışanlar oranı) yeniden artmaya başlıyor. 5) Emeklilik yaşı ile ortalama ölüm yaşı arasındaki fark gelişmiş ülkelerde açılıyor. Bu gelişmeler, bir taraftan sağlık sisteminin, yaşlanmanın ekonomiye ve devlete maliyetlerini artırırken diğer taraftan ucuz emek havuzunu hızla kurutuyor. Goodhart’a göre, ne robotlar işçilerin yerini alarak bu havuzu gereken hızla yeniden doldurabilecek, ne de yaşlı nüfusun hızla arttığı merkez ülkelerde kültür ve siyaset, bu havuzu doldurmak için gereken göçmen nüfusu kabul etmeye uygun. Böylece yüksek ücretler, mali genişleme yüksek reel faiz oranları ve enflasyonist ortam geri geliyormuş. Bu gelişmelerin işçilerin pazarlık gücünü artırma şansı yüksek. Ancak kapitalistin de bu yeni yükselme eğilimine giren ücret düzeyinde kâr ve birikim yapabileceğine aklının yatması gerekiyor. Her kapitalistin (birey ya da şirket) artan ücretlerin getirmesi olası talep genişlemesinden en üst düzeyde yararlanabilmek için kendi işçisinin ücretini en azda tutarak kârlarını artırmaya çalışma olasılığı da güçlü. Diğer taraftan, bugünün hem işçi sınıfının mücadele kapasiteleri düşük, hem de mali sermayeden yana olan sınıf dengeleri, mali genişlemeye, yüksek faiz politikalarına karşı güçlü bir direniş oluşturuyor. Mali genişlemenin de kendi başına enflasyon yaratmadığını, son 7 yıllık uygulamalardan biliyoruz. Sonuç olarak diyebiliriz ki, önümüzdeki dönemde işçilerin pazarlık gücü artarken, zaten krizde olan sermayenin direnci de artacaktır. Bu çelişki sınıf mücadelelerinin keskinleşmesini getirirken, devletlerin 2001’den bu yana sürekli devreye soktukları disiplin ve cezalandırma araçlarının, yöntemlerinin gerçek kapasitesini, etkisi de görmeye başlayacağız. Disiplin ve direniş Akbank’tan veri analiz laboratuvarı Akbank, Sabancı Üniversitesi ve Massachusetts Institute of Technology (MIT) ile birlikte, Türkiye’nin ilk “Büyük Veri Davranışsal Analiz ve Görselleştirme Laboratuvarı”nı kurdular. Laboratuvarın, analitik ürün ve hizmetlerin geliştirilmesine öncülük etmesi amaçlanıyor. Akbank CRM Bölüm Başkanı Dr. Attila Bayrak, 10 yıldır müşteri analitiği alanında çalışmalar yürüttüklerini belirterek, Akbank’ın müşterilerini daha yüksek hızda ve kalitede analiz edebilme ve ihtiyaçlarına göre daha uygun çözümler sunabilmeyi hedeflediklerini söyledi. Bayrak, “Türkiye’de yeni teknolojilere hızla adapte olan, teknolojiyi kullanan genç bir nüfus bulunuyor. Akbank olarak biz de teknolojik altyapımızı, bu genç nüfusun finansal ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamaya yönelik oluşturduk” dedi. l Ekonomi Servisi İşçiler, Air France’ı bastı ir France’ın işten çıkarA ma planlarını protesto eden yüzlerce sendikalı iş ‘Türkiye’de VW’ya cezai yaptırım uygulanmayacak’ Fikri Işık, Türkiye’de emisyonun vergi oranında belirleyici olmadığını, Volkswagen’le ilgili bir tartışma yaşanmadığını söyledi. ütün dünyada emisyon oranlarını düşük gösteren Volkswagen’in (VW) sahteciliği konuşulurken, Sanayi Bakanı Fikri Işık, “Türkiye’de tartışma yok” dedi. BloombergHT’nin sorularını yanıtlayan Işık, ABD’de emisyonun vergi ile ilişkili olduğunu, emisyon yazılımla düşük tutulunca düşük vergi ödendiğini belirterek, Türkiye’de ise emisyonun vergi oranında belirleyici olmadığını, bu nedenle bir tartışma yaşanmadığını söyledi. Işık sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak Çevre B çi, şirketin merkezini basarak, üst düzey yöneticileri kaçmak zorunda bıraktılar. Üstleri başları yırtılan Air France İnsan Kaynakları Müdürü Xavier Broseta ve Uzun Uçuşlar Müdür Yardımcısı Pierre Plissonnier, polise sığınarak binadan çıkabildiler. Air France CEO’su (Üst yönetici) Alexandre de Juniac, geçen cuma günü pilotlarla anlaşmaya varılamaması üzerine tensikata gideceklerini açıklamıştı. Fransız medyası, şirketin 2 bin 900 kişiyi işten çıkarmaya hazırlandığını yazıyor. Volkswagen yönetimi yarın olağanüstü toplanıyor. Bakanlığı’nın bir araştırması var. Emisyon kriterlerin üzerinde olursa konuya ilişkin biz de çalışma yaparız. Emisyonla ilgili Türkiye’deki mevzuattaki eşik değeri aşmadıkça VW’ya cezai yaptırım uygulanmayacak.” Volkswagen yönetimi ise yarın olağanüstü toplanarak, yirmi kişilik yönetimin başına, finans direktörü Hans Dieter Poetsch’i getireceği bildiriliyor. Şirket yönetimine yakın iki kaynağın verdiği bilgiye göre, toplantıda skandalla ilgili iç soruşturmanın son durumu da ele alınacak. İç soruşturma sonucu 10 üst düzey yönetici görevden alınmıştı. l Ekonomi Servisi KISA... KISA... ABD’nin en büyük araç üreticisi General Motors, Rusya’da 70 bin 200 aracı servislere geri çağırdı. Chevrolet Aveo marka araçların eksi 40 derecenin altındayken hidrolik direksiyon sistemi hortumlarında meydana gelen sorun nedeniyle geri çağrıldığı açıklandı. l Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Doğal Kaynaklar Bakanlığı, geçen eylül ayında Ceyhan limanına 18 milyon 614 bin 798 varil petrol gönderdiklerini duyurdu. Bakanlık, günlük olarak ise geçen ay Ceyhan’a 600 bin 463 varil petrol gönderdiklerini, ekim ayında ise bu miktarı arttıracaklarını bildirdi. l C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle