28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 6 Ekim 2015 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ Asker şehirlerde operasyona katılmasın nı a k ş a B y rma u k l e n e G u ğ u d y u d Akar, lığı dile getirdi rahatsız on olarak geçen hafta Silvan’da tankların da görülmesiyle askerlerin de şehir merkezlerine girmesi, 7 Haziran seçimleri sonrası güneydoğuda başlayan çatışma ve operasyon sürecinin yeni bir aşamaya geçmesi olarak değerlendirildi. Ancak Ankara’da, bizzat Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın, olumsuz bir durum ve sonuç yaratacağı kaygısıyla askerin şehre girmeErdem sine karşı bir yaklaGül şım içinde olduğu konuşuluyor. Hükümetin Suruç katliamı ve PKK’nin saldırılarının ardından “Çözüm sürecini buzdolabına” kaldırarak güvenlikçi politikalara dönmesiyle yaşanan çatışma sürecinde son günlerde yeni gelişmeler yaşanmaya başladı. 7 Haziran sonrası, iki yıldır çözüm süreci kapsamında hü haber 13 S kümetin siyasi talimatıyla bölgeden ve özellikle şehirlerden çekilen asker, yeniden güneydoğuda görevlendirilmeye başlanmıştı. Hatta askerler, hükümetten gelen “PKK çözüm sürecinin bölgeye silah yığınağı yapmak için kullanmış. Kamu görevlileri görevlerini yapmamış” türü açıklamaları karşısında “Biz o dönemde de operasyonlar için izin istedik. Ancak siyasi irade izin vermedi” şeklinde bir savunma içine girmek zorunda kaldı. Askerin şehirlerdeki operasyonların dışında kalma haline son verilmesi olarak da yorumlanan tank görüntülerinin en önemlisi geçen hafta Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde yaşandı. Sokağa çıkma yasağı ilan edilen ve PKK’lilerle çatışmaların yaşandığı operasyonlar ilk kez tank desteğiyle yapıldı. Daha önce de tank görüntüleri olmasına kar şın Silvan’da tanklar bizzat operasyonlarda yer aldı. Bu operasyon nedeniyle ilk kez bir şehir merkezinde tank görüntüsü ortaya çıkarken, askerin de sivil şehir merkezlerindeki operasyonlarda görünürlüğü gerçekleşti. Bu nedenle şehirlerde yaşanan çatışma sürecinin boyutunun büyüyüp askerlerin de dahil olduğu değerlendirildi. Akar konuştu Ve şehirdeki o tank Bu tartışmaların arasında, bizzat Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın şehirdeki tank ve başka bazı görüntülerle askerin şehir merkezlerindeki çatışmaya girdiği izlenimi konusundaki yaklaşımı Ankara kulislerinde dile getirildi. Askeri çevrelerden edindiğiniz bilgilere göre Akar’ın askerin şehirde operasyonlarda yer almasından duyHulusi Akar duğu rahatsızlığı şu şöyle dile getirdiği belirtiliyor: “Asker şehir merkezlerindeki operasyonlarda olmamalı. Çünkü asker çok farklıdır. Askerin eğitimi ve yetiştirilmesi onun operasyonlardaki bakışının farklı olmasını sağlar. Askerin eğitimi, refleksleri, algılaması çok farklıdır. En önemlisi de askerin bir operasyon halinde hedef tanımları da farklıdır, hedef algılaması da. Asker doğası gereği operasyonlarda siviller gibi hareket etmez. Onun hedefleri vardır. Üstelik sivil vatandaşla sorunlar yaşanabilir. Bu nedenle şehir merkezlerindeki operasyonlarda askerin yer alması doğru değildir. Şehir merkezlerindeki operasyonları polis ve jandarma yapmalıdır. Asker ancak şehir dışındaki operasyonlarda yer almalı.” Bu yaklaşıma karşın hükümetin seçime doğru daha da artma eğilimi gösteren kent merkezlerindeki çatışmalarda askerin de yer alması görüşünde olduğu belirtiliyor. l ANKARA ‘Türk jetlerini Rusya taciz etti’ an NATO’d kritik a açıklam Türkiye hava sahasının Rus uçakları tarafından ihlal edilmesinin ardından Genelkurmay, Türk F16’larının ‘milliyeti tespit edilemeyen’ bir MIG29 tarafından taciz edildiğini duyurdu. NATO ise Türk uçaklarını SU24 model bir Rus jetinin taciz ettiğini açıkladı DUYGU GÜVENÇ Rusya’nın Suriye’de operasyonlara başlamasının ardından rahatsızlığını yüksek sesle dile getirmekten kaçınan Türkiye, Rus savaş uçağı SU30’un 3 Ekim’de yaklaşık 2 dakika boyunca 5 mil sınırı ihlal etmesine, nota ile yanıt verdi. 4 Ekim’de de sınırda devriye uçuşu yapan Türk F16’larına, milliyeti tespit edilemeyen MIG29’un beş dakika 40 saniye radar ile kilitlenerek taciz ettiği açıklandı. Türkiye’nin milliyetini tespit edemediği uçağı NATO Konseyi açıkladı. Konsey, 3 ve 4 Ekim’de sınır ihlalinin peş peşe SU30 ve SU24’lerle yapıldığını ve “milliyetini tespit edilemeyen” MIG29’un da aslında SU24 olduğunu ve Rusya’ya ait olduğunu duyurdu. Rusya’nın, Suriye sınırındaki Yamadiya köyüne 3 Ekim’de yaptığı hava operasyonu sırasında Türk sınırını ihlal etmesi üzerine Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Vekili Ahmet Muhtar Gün, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’u Bakanlığa çağırdı ve bir yazılı nota vererek, bu ihlali protesto etti. Moskova ise “Kasıtlı değil, navigasyon hatası nedeniyle ihlal oldu” savunmasını yaptı. Yıllar sonra bir ilk Gelişmeler üzerine Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu’nun önce Rus mevkidaşı Lavrov’u aradı ve Türkiye’nin tepkisini iletti. Ardından da ABD, İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya Dışişleri Bakanlarıyla da durumu değerlendirdi. Brüksel’de bulunan Sinirlioğlu, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile görüştü. Görüşmenin ardından Stoltenberg NATO Konsey’ini olağanüstü toplantıya çağırdı. Konsey, 2012’den bu yana devam eden Suriye krizinde ilk kez genel sekreter tarafından toplantıya çağrılırken Türkiye’nin ittifakı istişare amaçlı olarak 4. madde çerçevesinde toplantıya çağırmaması ve patriot veya askeri destek talebinde de bulunmaması dikkat çekti. Toplantının ardından Konsey’den yapılan açıklamada, Hatay sınırında Rusya’nın askeri operasyonlarının “tehlikeli düzeye ulaştığı” belirtildi. Konsey ayrıca Rusya’yı “acilen Suriye muhalefetine yönelik saldırılarını son vermeye” çağırırken, müttefikler olarak bu ihlalleri protesto ettiğini ve NATO hava sahasına yönelik ihlalleri kınadığını açıkladı. Açıklamada, “Müttefikler, Rusya Federasyonu’na bu ihlallere son vermeye ve hemen açıklamaya çağırır” denildi. Beyaz bayrakla diyalize Mardin’in Nusaybin ilçesinde 1 Ekim’de ilan edilen sokağa çıkma yasağı 6. gününe girdi. Nusaybin’de önceki gece güvenlik güçleri ile YDGH’liler arasında zaman zaman çatışmalar yaşandı. Abdulkadir Paşa Mahallesi Yakut Sokak’ta top mermisi isabet eden bir evde yaşayan ailenin diğer odalarda olması nedeniyle faciadan dönüldüğü ifade edildi. Sokakları dolaşan zırhlı araçların da zaman zaman rasgele ateş açtığı, açılan ateşle bir evde yangın çıktığı bildirildi. Yenituran Mahallesi Sakarya Caddesi’nde oturan diyaliz hastası H. T, Nusaybin Devlet Hastanesi’ne gitmek istedi. Eşi ve gelini de kendisini yalnız bırakmadı. Bunun üzerine 3 kişilik aile, taşıdıkları beyaz bayrakla Dörtyol bölgesine geldi. Dörtyol’a gelen 112 Acil Servis Ambulansı, yaşlı adamı alarak Nusaybin Devlet Hastanesi’ne götürdü. Rusya Büyükelçisi 2. sınır ihlali için de uyarılmak amacıyla Dışişleri Bakanlığı’na yeniden çağrıldı. Büyükelçiye “Rusya böyle devam ederse olacaklardan biz sorumlu değiliz” mesajı verildi. İlk olarak Cumhuriyet’in duyurduğu ihlalle ilgili sorulara önceki gün yanıt vermeyen Dışişleri Bakanlığı ise ihlali dün açıklamak zorunda kaldı. Açıklamada, “Rusya Federasyonu’na ait bir savaş uçağı 3 Ekim saat 12.08’de Yayladağı/Hatay bölgesinin güneyinde hava sahamızı ihlal etmiştir. Bölgede devriye uçuşu yapan iki F16 uçağı mız tarafından önlemede bulunulması üzerine Rus uçağı Türk hava sahasını Suriye’ye geçerek terk etmiştir” denildi. Bu açıklamanın ardından bu kez Genelkurmay, 4 Ekim’de iki adet F16 uçağının milliyeti tespit edilemeyen bir MIG29 uçağı tarafından toplam beş dakika 40 saniye süre ile radar kilidi muhafaza edilerek taciz edildiğini açıkladı. Ancak NATO bu uçağın MIG29 değil, SU24 olduğunu duyurdu. Rusya’nın Suriye’ye girmesiyle, Türkiye’nin de günlük 2 olan devriye uçuşlarının sayısını arttı. l ANKARA Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, Silvan Kaymakamı Murat Kütük’ün kendilerine yaptığı açıklamaları aktardı: Kerry: Rus uçağı düşürülebilirdi BD Dışişleri Bakanı John Kerry, Türkiye hava sahasına giren Rus savaş uçağının düşürülme riskiyle karşı karşıya geldiğini söyledi. Türk mevkidaşı Feridun Sinirlioğlu ile görüştüğünü belirten Kerry, “Tam da bu konuda uyarmıştık” dediği Rusya’yı operasyonlarına dair diğer ülkeleri bilgilendirmeye teşvik edeceğini belirtti. Reuters’e konuşan ABD Savunma Bakanlığı’ndan bir yetkili ise “Bunun bir kaza olduğuna inanmıyorum” dedi. İngiltere Dışişleri Bakanı Philip Hammond da Twitter hesabından “Türk hava sahasına yönelik Rus ihlali hali hazırda çok riskli olan durumu daha ciddi hale getirmektedir” mesajını paylaştı. Polisi kontrol edemedik iyarbakır’ın Silvan ilçesinde geçen cuma günü ilan edilen sokağa çıkma yasağı dün akşam saatlerinde kaldırıldı. Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin başkanlığındaki heyetle görüşen Silvan Kaymakamı Murat Kütük, “Olayların ilk günü çatışmada ölen Vedat Akcanım bugüne kadar defnedilemedi. Bir cenaze defnedilmeden insanın acısı hafiflemiyor. 20’nin üzerinde ölü var. Barikat olan iki yeri tank atışıyla aşabildik. Tankın dışında da başka bir şeyle aşamazdık” dedi. Polis ekiplerine defalarca anons geçerek kimseye kötü muamele yapılmamasını istediklerini belirten Kütük, “Hatta valimize ‘Sayın valim birliklerin çoğu ilden geldikleri için mi bizim talimatlarımız göz ardı ediliyor? İl emniyet müdürümüz talimat versin’ dedik. Ama arkadaşlarımızın bir kusuru varsa herkes yaptığının hesabını versin” dedi. l Yurt Haberleri A D Diyarbakır’da iki ölüm daha Rusya Savunma Bakanlığı, Suriye’nin Lazkiye kenti yakınlarındaki Hmeimim hava üssünden havalanan jetlerin 24 saat içinde 25 sorti yaptığını duyurdu. IŞİD’in komuta sistemi ve teknik destek hatlarının hedef alındığını kaydeden Savunma IŞİD’in komuta sistemi vuruluyor Bakanı İgor Konaşenkov örgüte ait 9 tesisi vurduklarını açıkladı. Cisr eş Şuğur’daki bir eğitim kampı ve zırhlı araçlar, Lazkiye ve Humus’taki komuta merkezleri ile Rastan’daki iletişim merkezi ve iki silah deposunun vurulduğu belirtildi. Diyarbakır’ın merkez Bağlar ilçesinde önceki gece saat 20.00 sıralarında lastik yakıp slogan atan göstericilerin üzerine iddiaya göre siyah renkli Nissan Ranger araçtan ateş açıldı. Açılan ateşte 20 yaşındaki Rezan Kaya sırtından girip göğsünden çıkan bir kurşunla yaralandı. Özel bir hastaneye kaldırılan Kaya kurtarılamayarak yaşamanı yitirdi. Aynı dakikalarda Bağlar’ın 5 Nisan mahallesinde internet kafeye gitmek için yola çıkan 16 yaşındaki Ömer Koç’un da aynı tip bir araçtan açılan ateşle yaşamını yitirdiği iddia edildi. Koç ve Kaya’nın cenazeleri dün toprağa verildi. l Yurt Haberleri ünyada devam etmekte olan en eski silahlı mücadelelerden biri sona eriyor mu? 23 Eylül’de Havana’da, Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri’nin (FARC) şefi Rodrigo Londono ve Kolombiya Cumhurbaşkanı Juan Manuel Santos, arabulucu görevi gören Havana Cumhurbaşkanı Raul Castro ve Norveç devleti temsilcilerinin önünde el sıkıştılar. 1964’te devletin giderek artan baskılarına direnmek için otuz civarında komünist köylünün başlattığı ayaklanma, yarım yüzyıl içinde 220.000 ölüm, 25.000 kayıp ve 6 milyon kişinin yerinden olmasına neden oldu. Barış görüşmeleri birçok kez başladı ama sonuçlanmadı. Bu defa, eğer Kolombiya’nın eski başkanı Uribe’nin başını çektiği muhalefet süreci engellemeyi başaramazsa, barış gerçekten yakın gibi. FARC lideri 1 Ekim’de örgütün 8.000 gerillasına silahlı eğitime son verme emrini iletti. Onları siyasal ve kültürel faaliyetlere yönelmeye çağırdı. Ardından Cumhurbaşkanı Santos, mümkün olan en kısa zamanda karşılıklı ateşkes anlaşması imzalamaya çağırdı. 23 Eylül el sıkışması, üç yıldır devam eden müzakerelerin bir sonucu. Toprak reformu, FARC militanlarının siyasete katılımı, kokain üretim ve ticaretinin sonlandırılması, hakikat komisyonu oluşturulması konusunda aşama aşama alınmış ilke kararları, 23 Eylül’de somutlaştı (bkz. Cumhuriyet, 24.9.2015). En önemlisi, bu kez müzakerelere bir bitiş tarihi kondu. Taraflar el sıkışırken, silahlı çatışmaya son verecek anlaşmanın en geç 23 Mart 2016’da imzalanacağını da karşılıklı olarak taahhüt ettiler. Anlaşma imzalanınca halkoylamasına sunulacak ve FARC bütün silahlarını 60 gün içinde teslim edecek. Anlaşmanın merkezinde, Kolombiyalı ve uluslararası hâkimlerin yer alacağı karma mahkemelere dayanan “barış için özel bir yargı” oluşturulması yer alıyor. Bir geçiş dönemi adaleti uygulaması olan bu mahkemeler hem hakikat komisyonu hem yargı işlevi görecek. Silahların bırakılmasından sonra gerillaları ve suç işlemiş asker ve polisleri yargılayacak. İşledikleri suçları kabul edenler 5 ila 8 yıl ceza alacak. Suçlarını inkâr edenlere ise yirmi yıl hapis cezası verilebilecek. 26 kişinin infaz edilmesiyle suçlanan Kolombiya ordusunun bir generali, çok ağır bir hapis cezasına çarptırılmamak için, yeni kurulacak Barış Mahkemesi önüne çıkmak istediğini ilan etti bile. Hükümet, güvenlik güçlerinin 2002 ile 2008 arasında 4382 sivili çatışmada ölmüş gerilla gibi gösterdiğini kabul etti. FARC’a katılımın önemli nedenlerinden biri, 1980 ve 1990’larda “ölüm taburları” tarafından infaz edilmekten kurtulmak için solcu militanların ülke içinde sığınacakları yegâne yer olmasıydı. Suçlarını itiraf edenler, gözetim altında, barışı güçlendirecek kamu yararı olan işlerde bir müddet çalışabilecek. Binlerce kişiyi rehin almanın yanında diğer önemli mali kaynağı koka üretimi ve kokain kaçakçılığı olan FARC gerillalarının alternatif tarım faaliyetlerine yönelmeleri, mayın temizleme çalışmalarına katılmaları öngörülüyor. Ama militanların işlediği suçların sorumluluğunu üzerine alacak çoğu FARC yöneticisinin hapis cezalarını nerede ve nasıl çekecekleri konusu şimdilik muğlak. Ama uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla arandıkları ABD’ye gönderilmeyecekleri güvencesi anlaşmada yer alıyor. FARC yöneticileri silahlı mücadeleyi bütünüyle terk edip, siyasal harekete dönüşmeye kesin kararlı görünüyorlar. Şimdi kampları çatışma sonrası süreç konusunda gerilla ve milisleri eğitecek uzmanlar ziyaret ediyor. Kolombiya hükümeti, halkın büyük bir kısmının çok büyük tepki gösterdiği FARC ile yapılan anlaşmayı eleştirenlere, “mükemmel olmayan bir barış sonsuz bir savaştan yeğdir” yanıtını veriyor. Silah bırakan gerillaları öldürmeye yemin eden ve Uribe’nin kışkırtmaya çalıştığı paramiliter çevrelere de, barış sürecinin amacının gerillayı cezalandırmak değil, savaşı bitirmek olduğunu... Kolombiya’da barış son tahlilde intikam kısır döngüsünün kırılmasına bağlı olarak gelecek. Kolombiya’da nihayet barış olacak gibi D Demirbaş tahliye edildi Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen Kırklar Dağı Konakları ile ilgili soruşturmada 8 Ağustos’ta “Terörün finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet” ve “Yasadışı örgüt üyesi olmak”suçundan tutuklanan eski Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, avukatlarının sağlık koşulları nedeniyle yaptığı başvuru üzerine tahliye edildi. Demirbaş’ın kalıtımsal kan pıhtılaşması hastalığı nedeniyle cezaevinde kalamayacağına dair Adli Tıp Kurumu ve doktorlardan rapor alan avukatları, dün 1. Sulh Ceza Hâkimliği’ne tahliye talebi ile başvuru yaptı. Demirbaş’ın adli kontrol kararı ile tahliye edildiği belirtildi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle