29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 27 Ekim 2015 4 aksine, neden değil sonuçturlar. Bu kural Tayyip Bey için de geçerlidir. Yani Tayyip Bey de bir sonuçtur. Diyeceğim o ki bir araya gelmiş birçok nedenin ürünüdür Tayyip Bey. Toplumda bulduğu yankı, simgesi haline geldiği davranış biçimlerinin, tabandaki geniş kesimlerde de görülmesi, olgunun kanıtlarıdır. Tayyip Bey’in bir sonuç olduğu gerçeğini yadsımadan ve unutmadan şu soruyu da sorabiliriz: Acaba Tayyip Erdoğan olmasa durumumuz daha iyi mi olur? HHH Türkiye’de sıkça sorulan bu soruya kamuoyunun çoğunluğunun ne yanıt verdiğini seçim sonuçları ve yoklamalar gösteriyor. Halkın çoğunluğu Tayyip’siz Türkiye’nin daha iyi, hiç değilse daha az kötü olacağında artık karar kılmış durumda. Tayyip Bey’in iktidar yolculuğuna beraber başladığı arkadaşlarının bir bölümü dahi artık bu kanıdadır. Tabii ki tek başına Tayyip Bey’den kurtulmak sorunları çözmeye yetmez, aynı zamanda sorunları doğuran nedenleri de ortadan kaldırmak gerek. Ama Tayyip Bey olayında da olduğu gibi, yönetici eğer sorunları doğuran nedenlerin irdelenip ortadan kaldırılmalarının önünde engelse, o durumda o politikacı yalnız bir sonuç değil aynı zamanda da bir nedendir, Kuşku yok ki Tayyip Bey’in anayasal sınırları içine çekilerek etkisizleştirilmesi, sorunları doğuran etkenlerden birinin bertaraf edilmesini sağlayarak sorunun çözüm yolunun önünü açacaktır. Ama hepsi bu. Yoksa sonra öbür nedenlerin de üzerine gidilmezse sorunlar çözülmeyecektir. Burada şu noktayı unutmamak gerek. Evet Tayyip Bey’in bir kenara konması şart. Ama Tayyip Bey’i doğuran nedenlerin ortadan kaldırılması Tayyip nedeninin bertaraf edilmesinden çok daha zor. 1 Kasım’da işimiz zor. 1 Kasım’dan sonrası ise daha da zor. Neden ve sonuç er ne kadar 1 Kasım oylaması Yasama Meclisi seçimi olarak sunulsa da, onu bir plebisit olarak kabul edebiliriz. Bir kişi hakkındaki oylamalar genellikle plebisit olarak niteleniyor.. Çıkıp önünüze gelene sorun şimdi: Bu pazar neyi oylayacağız? Yanıt genellikle aynı olacaktır: Tayyip’i... Gerçekten de öyle; geçen seçim de öyleydi. 7 Haziran’da düpedüz “Tayyip başkan olsun mu?”yu oylamıştık. Milli irade “Hayır olmasın, üstelik de sultasındaki AKP de tek başına iktidar olmasın!” yanıtını vermişti. Ama Tayyip Bey inatla, 1982 Anayasası’nın 116. maddesinin kendisine verdiği yetkiyi kullanıp “çanak çömlek patladı!” ardından da “sayım suyum yok!” diyerek, kendi iradesini milli iradenin yerine ikame ederek, oylamayı hükümsüz kılmıştı. Bu durumda 1 Kasım seçimine sorulan soru şudur: Halkın istediği mi olsun, yoksa Tayyip Bey’in istediği mi? Bence işin özeti bu. Durum böyle olunca da seçim bir kez daha “şu adamdan bir kurtulsak” oylamasına, yani plebisite dönüşüyor ister istemez. HHH Burada çokça vurgulanmaya çalışıldı, sık sık dile getirildi. Ülkemizde de çok yaygın olan “bu adamdan bir kurtulsak” sendromu, demokratik azgelişmişlik belirtisidir ve sorunlara çözüm bulmaktan da uzaktır. Çünkü bu düşünce, bütün şerlerin nedeni olarak bir tek kişiyi görürken, neden sonuç ilişkisini gözden kaçırır. Siyasette, tüm yaşamda olduğu gibi neden sonuç ilişkisi geçerlidir ve yüzeysel yaklaşanların her kötülüğün nedeni olarak gördükleri yöneticiler, sanıldığının H Ipek Koza’ya kayyum 22 şirketi var Grubun 22 şirketine yaklaşık 100 kişi atandı. Bu kişilere grubun kasasından aylık 10 bin lira maaş bağlanacak PELİN ÜNKER . haber EDİTÖR: SERKAN OZAN nkara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi ile İpek Koza Holding ve bünyesindeki şirketlere kayyum atanmasına karar verildi ve 22 şirkete el konuldu. TMSF grubun başına Ümit Önal’ı atadı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 Ekim’de Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliği’ne başvurarak Koza İpek Holding ve şirketlerine kayyum atanması istendi. Savcılığın talep yazısında, “Şüpheli Hamdi Akın İpek’in yönetici ve ortağı olduğu şirketler aracılığı ile FETÖ tarafından toplanan himmet paralarını, yasal faaliyetlerden elde edilmiş A gibi göstererek akladığı, örgüte finansal kaynak sağladığı, eğitim kurumları aracılığı ile FETÖ’ye eleman kazandırdığı, medya organları aracılığıyla örgüt mensuplarını suçtan kurtarmaya çalıştığının anlaşıldığı” öne sürüldü. 5. Sulh Ceza Hâkimi Yunus Süer, talebi kabul ederek Koza İpek Holding ve 21 şirketine kayyım atanmasına hükmetti. Kararda, MASAK ve bilirkişi raporlarında “şirketlerin ticari faaliyetten çok terör örgütüne yardım için çalıştıkları” tespiti yapıldığı öne sürülerek, “Bu sebeplerle, Hâkimliğimizce anılan şirketlerin yönetim organının yetkilerinin tümü ile devredildi ği kayyum tayini zorunlu görülmüştür” denildi. Koza Holding’e bağlı şirketlerin yönetimlerine atanan kişi sayısı ise toplamda 100’ü buluyor. Bu kişilere grubun kasasından her ay 10 bin lira maaş bağlanacak. Atanan bir kişi ortalama üç şirkette görev yapıyor. Bu da kişi başına her ay 30 bin lira maaş anlamına geliyor. Holdinge ağustos sonu ve eylül ayı başında iki ayrı baskın yapılmış, yurtdışına çıkan Koza İpek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek hakkında da ‘tutuklama kararı’ çıkarılmıştı. l İSTANBUL 2 ayrı baskın yapıldı l Koza İpek Holding AŞ, l Koza Altın İşletmeleri, l Koza Anadolu Metal Madencilik, l Özdemir Antimuan Madenleri, l İpek Doğal Enerji Kaynakları l Doğu Anadolu Maden Arama, l Konaklı Metal Madencilik ve Sanayi, l Bugün Televizyonu, l Yaşam Televizyon ve Yayın, l Koza Prodüksiyon ve Pazarlama, l Rektur Reklam ve Pazarlama l İpek Online Bilişim Hizmetleri, l Koza İpek Tedarik Danışmanlık, l Az İpek Danışmanlık, l BBB İpek Danışmanlık, Reklam, l ATP İnşaat, l Koza İpek Basın ve Basın Sanayi, l ATP Koza Gıda Tarım ve Hayvancılık, l ATP Koza Turizm ve Seyahat, l ATP Havacılık ve Ticaret, l Koza İpek Sigorta Hizmetleri, l Atlantik Eğitim. Kayyum prensi: Ümit Önal Önal 7 Haziran seçimlerinden önce15 Ocak 2015’te yeniden TMSF’ye geçen Show TV’nin genel müdürlüğüne atanan Ümit Önal, 1 Kasım seçimleri öncesinde de muhalif yayın yapan Koza İpek Holding’in medya şirketlerine kayyum olarak atandı. Show TV’yi geri alan Turgay Ciner haziranda Önal ile yollarını ayırmıştı. TMSF yönetiminin Önal’ı Digitürk yönetim kuruluna atadığı da iddia edildi. Önal’ın Lig TV’den de sorumlu görevi üstlenmesi bekleniyor. Önal, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı AKP’li vekil Berat Albayrak’ın ağabeyi Turkuvaz Medya Yönetim Kurulu Başkan Vekili Serhat Albayrak’ın yakın çalışma arkadaşı. Önal, Kanal 7’de yöneticilik yaptıktan sonra 2007Ocak 2015’e kadar Turkuvaz Medya Grubu’nun Medya Reklam Grup Başkanı olarak görev yapıyordu. İpek: Havuz medyasına katılsaydık bu olmazdı Bugün TV canlı yayınında karara tepki gösteren Kozaİpek Holding’in sahibi Akın İpek, havuz medyasına girmeyi kabul etseydi başına benzer şeyler gelmeyeceğini savunarak, “Havuzun, iftiranın, rüşvetin içinde olmaktansa, varlıklı olmamayı tercih ederim. Havuza gir Akın İpek, yurtdıseydim daha zengin olabilirşında kaçak durudim, kamu ve yargı beni korur munda. du. Ben halimden memnunum, gayrimeşru işe girmem dedim; kayyum atadılar. Gayrimeşru bir para gösteremedikleri için, bütün şirketlere el koydular” diye konuştu. ayyum atamaları mahkeme kararı ile uygulanıyor. Uygulamada, gerek ortaklar arasında çıkan anlaşmazlıklar nedeniyle anonim şirket organlarının iş göremez hale gelmesi, gerekse şirketin organsız kalması durumlarında mahkemelerden şirket için kayyum atanması istendiğine sıklıkla rastlanır. Bazı durumlarda da, kayyum atamaları, savcılığın talebi sonrası mahkeme yolu ile yapılıyor. Kayyum nedir? K Hisseler dibe vurdu ün içinde 22.35 liraya kadar yükselerek yüzde 7’ye yakın prim yapan Koza Altın hisseleri yüzde 5.74 kayıpla 19.7 liradan kapandı. Holding’in diğer iştiraklerinden Koza Anadolu Madencilik hisseleri gün içinde yüzde 7.1 primle 2.12 liraya kadar yükseldikten sonra yüzde 5.6 kayıpla 1.87 liradan taban fiyattan kapandı. İpek Enerji ise yüzde 1.38 düştü. G Oy verme işleminin son saatlerinde Türkiye’nin Almanya’daki temsilciliklerinin önünde uzun kuyruklar oluştu. Kasım Genel Seçimleri için yurtdışındaki 2 milyon 899 bin seçmenin oy verme işlemleri dün sona erdi. Yurtdışı Seçmen Kütüğü’ne kayıtlı seçmenlerden 1 milyon 160 bin 38’i sandığa gitti. Yurtdışındaki Türklerin 30 gümrük kapısında 8 Ekim’de başlayan oy kullanma işlemle Yurtdışı oyları yüzde 43.9’a çıktı 1 ri ise sürüyor. Gümrüklerde 1 Kasım seçimi için 25 Ekim sonu itibarıyla oy kullananların sayısı 113 bin 99’a ulaştı. Temsilcilikler ve gümrüklerde 25 Ekim sonu itibarıyla kullanılan oy toplamı, yurtdışında kayıtlı seçmenlerin yüzde 43.92’sine karşılık geliyor. 7 Haziran seçiminde, 2 mil yon 866 bin 979 seçmenin 931 bin 646’sı oy kullanmıştı. Seçmen sayısına göre, yurtdışı temsilciliklerdeki oy kullanma oranı yüzde 32.5 olmuştu. Yüksek Seçim Kurulu’ndan alınan gayri resmi sonuçlara göre yurtdışında oy kullanan Türk seçmenlerin sayısı yüzde 22.5 arttı. Çocukların da vekili olun Her çocuğun Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile yasal güvence altına alınmış haklarını kullanması için tüm milletvekili adaylarına çağrı yapıldı. re, CHP ve MHP okulöncesi eğitimin zorunlu temel eğitim kapsamına alınacağını ürkiye’nin nüfusunun üçte birini oluşturan ço vaat ediyor. CHP ayrıca okucuklar, 1 Kasım’da gerçekle löncesi eğitimin ücretsiz olacağını belirtiyor. AKP ve şecek genel seçimde oy kulHDP’nin bildirgelerinde okulanamayacak. Ancak, yeni Meclis’in çıkaracağı her yasa löncesi eğitimin zorunlu ve yaklaşık 25 milyon çocuğun / veya ücretsiz olmasına ilişkin herhangi bir ifade bulunhayatını etkileyecek. muyor. CHP ve HDP, eğitimBu nedenle “Çocukların de toplumsal cinsiyet eşitliVekili Ol!” kampanyası, seçim öncesinde TBMM’de gru ğini güçlü biçimde savunuyor. CHP bildirgesinde, mevbu bulunan 4 siyasal partisimlik çalışmanın yaygın olnin seçim bildirgelerini induğu bölgelerde eğitim takceledi. İnceleme sonucuna viminin esnekleştirilmesini göre, 4 siyasal partinin seçim bildirgelerinin tamamın öneriyor. AKP, CHP, MHP ve da çocuk haklarına açıkça ya HDP’nin seçim bildirgeleri, da dolaylı olarak yer verildi eğitim politikalarının geleği görülüyor. İncelemeye gö ceğine ilişkin yeterince kapFİGEN ATALAY T samlı ve somut yol haritaları sunmuyor. Dört parti de genel olarak çocuğa karşı şiddetin her şeklinin önleneceğini farklı şekillerde belirtseler de, çocuğa karşı şiddetin önlenmesi konusunda somut ve kapsamlı bir söylem oluşturmaktan uzaklar. Çocuk evlilikleri ile ilgili olarak AKP aileye yönelik eğitim hizmetlerinin yaygınlığını ve etkinliğini artıracağını söylerken, MHP yazılı ve görsel medya aracılığıyla bu evliliklerin önüne geçileceğini belirtmiş, CHP ise özellikle kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmelerinin önüne geçeceğini belirtmiş. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle