29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AB’den krize yara bandı Sığınmacı krizini çözemeyen AB, 100 bin kişiyi Balkanlar’a yerleştirecek ışın kapıya dayanmasına rağmen sığınmacı akınının yavaşlamaması karşısında telaşlanan Avrupa, başını savaştan kaçan Suriyelilerin çektiği 100 bin mültecinin Balkanlar’da barındırılmasını kararlaştırdı. Belçika’nın başkenti Brüksel’de olağanüstü toplanan 10 AB üyesi ve aday ülkelerden Arnavutluk, Sırbistan ve Makedonya liderleri, sekiz saat boyunca alınacak tedbirleri görüştü. Zirve sonrası basın toplantısı düzenleyen Avrupa Komisyonu Başkanı JeanClaude Juncker, “2015 Avrupa’sında insanlar kendi başlarının çaresine bakmak, tarlalarda uyumak zorunda kalamaz” diyerek kontrolsüz insan akınının durdurulması gerektiğini söyledi. Juncker’ın açıkladığı 17 maddeli karar bildirisine göre Yunanistan’da yıl sonuna dek 30 bin kişinin kalacağı karşılama merkezleri oluşturulacak. Yirmi bin kişiye de aile yanında ya da kiralık evlerde barınma imkânı sağlayacak. Almanya ve İskandinav ülkelerine gitmek isteyen mültecilerin güzergâhındaki Balkan ülkelerinde 50 bin ilave yerleşim oluşturulacak. Sonuç bildirgesinde Türkiye’yle işbirliğinin önemine değinilmesine rağmen zirveye Türkiye’nin davet edilmemiş olmasına Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras tepki gösterdi. Çipras, “Sığınmacı akını koridorlarını konuşuyoruz ama koridorların ucunda bir giriş olduğunu herkes biliyor. Girişteki ülkeyle anlaşmadan bir çözüm bulmamız çok zor” dedi. Uluslararası Göç Örgütü’ne göre bu yıl yaklaşık 650 bin sığınmacı Avrupa Zirvede Alman ve kıyılarına varır Yunan Başbakanları ken, en az 3 bin Angela Merkel kişi Akdeniz’de ve Aleksis Çipras boğuldu. ayaküstü görüştü. 10 DUNYA ‘Saddam ve Kaddafi varken iyiydi’ 2016 ABD başkanlık seçiminin Cumhuriyetçi Parti’nin favori adayı Donald Trump, ABD’nin Ortadoğu politikalarını eleştirdi: “Saddam Hüseyin ve Muammer Kaddafi iktidarda kalsaydı, bölgede bugünkü terörist grupların doğmasına izin vermezlerdi. Ortadoğu ve dünya daha güzel bir yer olurdu.” [email protected] TASARIM: BETÜL BERİŞE İsveç’in en genç bakanı BosnaHersek’ten 5 yaşında ailesiyle İsveç’e göç eden Aida Halzialik eğitim bakanı oldu. Hukuk okuduktan sonra siyasete atılan 27 yaşındaki Halzialik, ülkenin en genç bakanı olarak tarihe geçti. 10 milyonluk nüfusa sahip İsveç’te yaklaşık 500 bin Müslüman yaşıyor. Salı 27 Ekim 2015 [email protected] nilgun@ K Kandırılmış pişkinler ülkesi lair “Irak savaşı” için sonunda özür diledi. CNN’de Fareed Zakaria’nın sorularını yanıtlarken kendisini izledim... Yüzünde kılını kıpırdatmadan “Saddam’ın kitle imha silahlarına dair istihbaratın yanlış çıkması ve işgalin planlamasına ilişkin hatalar yüzünden özür dilerim” dedi ve ekledi: “Sonrasını öngöremediğimiz için de özür dilerim.” Eski İngiltere Başbakanı, Irak savaşının yarattığı destablizasyon sonucunda “IŞİD’ın çıkışındaki sorumluluğu” da kabulleniyor. Yüz binler yaşamını yitirmiş... Kalanlar yerlerini, yurtlarını, sevdiklerini, evlerini barklarını kaybetmiş; din savaşlarına girmişler.. olan olmuş; Blair “özür dilese ne olur, dilemese ne olur?” diye düşünebilirsiniz... Ama kazın ayağı öyle değil işte. Bu felaketin ve trajedinin bir “tarihi sorumluluğu” var. Blair o “sorumluluğu”, şimdi tüm sonuçlarıyla yüklenmiş oluyor. “Kandırıldım” diye artistlik yapmıyor. Kış yaklaşırken sığınmacı kamplarında da yaşam zorlaşıyor. Midilli’deki kampta kalan bir kadın cumartesi günü böyle görüntülendi. B ‘Tarlalarda uyumasınlar’ Çözüm Türkiye’de Sığınmacılarla ilgili araştırmalarıyla tanınan Çukurova Üniversitesi öğretim görevlisi Yrd. Doç. Dr. Fulya Memişoğlu, AB planını Cumhuriyet’e değerlendirdi: Sığınmacıların kabul merkezlerinde temel ihtiyaçlarının sağlanacağının, Balkan ülkelerine finansal ve teknik yardım yapılacağının açıklanması, elbette ki tren istasyonlarında uyuyan ya da sınırlar arasında günlerce yürüyen sığınmacılar için en azından kısa vadede daha insani yaklaşım olduğu için olumlu. Ancak, uzun vadede kalıcı ve somut çözüm bulunması açısından yetersiz. Barındırılacak sığınmacı sayıları, krizin ölçeğiyle kıyaslandığında çok zayıf kalmaktadır. Kalıcı ve somut çözüm, Balkan rotasındaki kabul merkezlerinin standartlarının geliştirilmesi ya da sınır güvenliğinin arttırılmasıyla sağlanamaz. Çünkü günümüzde çok büyük bir sektöre dönen göçmen kaçakçılığı, mutlaka yeni rotalarla göçmenlere diledikleri yere ulaşmalarını sağlayan riskli alternatifler sunacak. Kaldı ki, göçmenlerin de standartlar ne kadar iyi olursa olsun, toplum ve yetkililer tarafından kabul görülmediklerini hissettikleri ülkelerde kalmak istemediğine, Danimarka’dan ‘İnsani ama geçici bir çözüm’ İkiyüzlülük festivali gibi İsveç’e yürüyen kitleler örneğinde tanık olduk. Burada mültecilerin temel motivasyonu güvenlik içerisinde kendilerine ve ailerine yeni bir hayat kurmaktır. Bu optimum ülkeye erişene kadar göç hareketinin devam edeceğini düşünüyorum. Bu kısa vadeli önlemler, ancak göçü bahara kadar yavaşlatmaya yardımcı olabilir. Burada gerekli olan acilen AB ülkelerinin mülteci kabul kotalarını arttırmalarıdır.” RUS DENİZALTILARI internet nöbetinde NYT gazetesine göre Amerikalı yetkililer Rusların internet kablolarını hedef almasından korkuyor merikan New York Times gazetesi, tüm küresel internet iletişiminin taşındığı denizaltı kablolarının yakınında Rus denizaltıları ve casus gemilerinin çok yoğun faaliyet gösterdiğini duyurdu. Gazeteye göre bu durum ABD’li askeri ve istihbarat yetkililerini Rusların bir gerilim veya çatışma halinde denizaltı kablolarına saldırı planlıyor olabileceğine dair endişelendiriyor. “Hırsız değilim” sloganı ile seçime katılan Jimmy Morales, harcamaları şeffaflaştırma vaadiyle seçimleri kazandı. A Kablo kesebilirler ABD’nin “kritik altyapı” listesinin başında gelen, küreselleşmenin can damarı olan internet kablo ağı, günde 10 trilyon dolarlık maliticari işlem ve günlük iletişimin yüzde 95’ini taşıyor. Rusların fiber op tik kablolara zarar vererek ABD’yi hacklemesi halinde Batı hükümetleri, ekonomileri ve yurttaşlarının bağımlı hale geldiği anlık iletişim sistemleri durur, sermaye akışı kesilir. Henüz kablo kesmeye dair bir kanıt olmadığını belirten gazeteye göre, Rusların küresel çapta artan askeri faaliyetleri yüzünden diken üstündeki Amerikalı yetkililer, her Rus hamlesini Soğuk Savaş’taki gibi derin bir güvensizlik merceğinden izliyor. NYT’ye konuşan ABD’li komutanlar ve istihbaratçılar Kuzey Denizi’nden Kuzeydoğu Asya ve hatta Amerikan kıyılarına dek kablo rotalarında giderek artan Rus faaliyeti gözlemlediklerini belirtti. Ge çen ay iki denizaltı taşıyan ve bir veri toplama merkezi bulunan Rus casus gemisi Yantar’ın ABD’nin doğu kıyısından geçip büyük kablo hattının uzandığı Guantanamo üssünün bulunduğu Küba’ya gitmesini örnek veren Amerikalılara göre Yantar ile denizaltıları, denizin millerce altında kablo kesme kabiliyetine haiz. Denizaltıların devriye yoğunluğunu bir yılda yüzde 50 artıran Rusya, Kuzey Kutbuna üs kurup Karadeniz filosuna 2020’ye dek 2.4 milyar dolarlık yatırım yapıyor. Limanları ve sahilleri vurabilecek taktik nükleer silah taşıyan insansız denizaltı aracı geliştirdiğine de inanılıyor. Guatemala’ya komedyen başkan O rta Amerika ülkesi Guatemala’da Birleşmiş Milletler destekli yolsuzluk soruşturması Devlet Başkanı Otto Perez’i tutuklatıp cezaevine gönderirken, önceki günkü ikinci tur başkanlık seçimini “Hırsız değilim” sloganıyla yarışan eski komedyen Jimmy Morales kazandı. Başkan adaylığı için 14 yıllık TV şovunu bırakan, daha önce hiç makam tecrübesi olmayan, ama 2007’de “Meksika Şapkalı Başkan” isimli filmde oynayan 46 yaşındaki Morales, halkın yolsuzluktan duyduğu tiksintinin sistem karşıtlığına çevrilmesi sonucu yüzde 50’lik katılımla oyların yüzde 68’ini aldı. Merkez solcu rakibi eski first lady Sandra Torres’i yenmesinin ardından merkez sağcı Ulusal Yönelim Cephesi’nin (FCN) bürosundan taraftarlarına “Bizi yiyip bitiren yolsuzlukla mücadele için halktan yetki aldım” diye seslenen Morales, kurumları denetleyip harcamaları şeffaflaştırmak üzere ekip kuracağını açıkladı. Ancak çocuklara milyonlarca akıllı telefon dağıtmak, derse girip girmediklerini saptamak için öğretmenlere GPS takmak, komşu Belize ile tarihi toprak anlaşmazlığını diriltmek gibi vaatleriyle tartışmalı bir kampanya yürütmüştü. Biz böyle bir yüzleşmeye ömrü billah tanık olmuyoruz. Siyasi sınıf ve aydınlar bizde hiç “hata yapmıyor” ve yalnız “kandırılıyorlar”. Ülkeyi yönetenler ya örneğin “FETÖFethullah Gülen terör örgütü”(!) tarafından kandırılıyor... Ya tescilli terör örgütü PKK’nin oyununa geliyorlar. Ya da dışarda Suriye’nin başındaki eli kanlı diktatör Esad onları kandırıyor. Kandırılıyorlar da kandırılıyorlar... Sadece siyasi kadrolar mı, aydınlar da “kandırılmak” konusunda profesyonel. “Kandırılanlar” kervanına hafta sonu en son Murat Belge katıldı. Baştan çıkarılıp hüsrana terk edilen genç kızlar gibi “Kendimi kandırılmış hissediyorum” diyen Belge ekliyor: “Daha önce desteklediğimiz uydurma Erdoğan’mış. Kendini iktidar sahibi hissetmeye başlayınca demokrasiden vazgeçmeye başladı... 2010 referandumunda ‘Evet’ diyenler kandırıldı!” Gözünü siyasete açarken daha “Demokrasi amaç değil araçtır” diyen, “Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker” şiirlerini okuyan, “Referansımız İslamdır. Referansımıza ters hiçbir şey yapmak ve yaşamak istemiyoruz” diye konuşan bir liderin “gerçek siyasi kimliğini” yeni keşfetmişler... Kıyamam. Ya büyük bir ikiyüzlülük festivali bu, ya da memlekette kullanışlı aptal havuzu çok geniş. “Kandırıldık” diyenlerin listesi artık o kadar uzadı ki, ben saymayı bıraktım. Onlar nasılsa kendilerini biliyor. Biliyor da.. insan gene de neden acaba bizde sorumluluk konumunda bulunan bunca insan, bu kadar rahatlıkla “kandırıldım!” diyebiliyor, diye düşünmeden edemiyor. Ortak profillerine bakıldığında, Erdoğan tarafından “kandırılan aydınların” en baskın özelliğinin bir defa, “kibir” olduğunu görüyoruz. Onlar zinhar hata yapmıyor. “Kandırıldıklarını” söyledikleri anda bile, geri dönüp baktıklarında “zamanın şartlarında doğru davrandıklarını” düşünüyorlar. Murat Belge de bugün bunu diyor. Ve ekliyor: “Ama yanıltan bir şey olduğu besbelli.” Hah... “O yanıltan şey” ne acaba? O yok. Veya çok muğlak. Bu gizemli “kandırılmaK” ya da “yanıltmaY faktörü” bizde ayrıntılandırılmıyor ve asla masaya yatırılmıyor. Biri de çıkıp Blair’in yaptığı gibi “Olanları öngöremediğim için özür dilerim!” demiyor. Bunda Türk kamuoyunun zayıf olmasının da rolü büyük. “Kandırıldım” diyen hiç kimseye Türkiye’de bedel ödetilmiyor. Blair; Irak savaşındaki palavraları yüzünden hem liderliği, hem başbakanlığı yitirdi. O gün bugün de nereye gitse önüne bu yalan konuyor. Bizde “karnından konuşmanın” bedeli yok. Bu ister cumhurbaşkanı, ister “Dün dündür, bugün bugündür!” ekolünü sorumsuzlukla sürdüren aydınlar olsun. Bilinmeyen ‘K faktörü’ Polonya’da sandıktan milliyetçi parti çıktı vrupa’da sığınmacı krizinden beslenen sağcı partiler Polonya’da da zafer kazandı. Pazar günü yapılan parlamento seçimlerini Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) kazandı. Sandık çıkış anketlerine göre oyların yüzde 37.7’sini alan PiS tek başına hükümet kurma hakkı kazanırken, komünizmin yıkıldığı 1989’dan bu yana mecliste en çok sandalye kazanan parti unvanını da aldı. 2007’den beri iktidarda olan Savaşın Ruslara maliyeti günde 4 milyon dolar usya’nın Suriye’deki operasyonlarının günlük maliyeti 2.3 ile 4 milyon dolar arasında hesaplandı. Petrol fiyatlarının düşmesi, rublenin değer kaybetmesi ve Batı’nın yaptırımları sonucunda 2015’in ilk yarısında ekonomisi 3.4 küçülen Rusya’da orduya aralıksız ya A R tırım yapıldığı için Suriye operasyonlarının finansmanı sorun oluşturmuyor. 2016 Rus savunma bütçesi yüzde 0.8’lik artışla 51 milyar dolar olacak, gerçek askeri bütçenin çok daha büyük olduğu tahmin ediliyor. IHS Jane’s ve Financial Times’ın hesaplarına göre, Rusya’nın Suriye operasyonları bu düzeyde bir yıl devam etse bile bütçenin yüzde 3’ünden azını oluşturacak. Hesap Rusya’nın 1500 askeri, 36 savaş uçağı, 20 helikopteriyle günde 30 sorti yapıp her sefer beşer bomba attığı varsayımına dayanıyor. ABD, IŞİD’le savaşa günde 10 milyon dolar harcıyor. merkez sağ Sivil Platform’un (PO) lideri Başbakan Ewa Kopacz ise yenilgiyi kabul etti. PiS’in liderliğini 2010’daki uçak kazasında hayatını kaybeden Cumhurbaşkanı Lech Kaczynski’nin ikiz kardeşi Jaroslaw Kaczynski yapıyor. Toplumsal meselelerde koyu muhafazakârlığıyla tanınan parti, AB karşıtı milliyetçi bir dış politika izliyor. Kaczynski sığınmacıların salgın hastalık getireceğini savunuyor. Arjantin seçimlerinde sandıktan sürpriz çıktı rjantin’de 12 yıllık Kirchner devrini kapatan devlet başkanlığı seçimleri büyük bir sürprize sahne oldu. İktidar partisi adayı Daniel Scioli, oyların yalnızca yüzde 34.4’ünü alabildi. Buenos Aires’in ilk sağcı belediye başkanı Mauricio Macri ise beklenenin çok ötesine çıkıp yüzde 36.8 oy topladı. Adaylar 22 Kasım’da yapılacak ikinci turda kozlarını paylaşacak. A C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle