19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 27 Ekim 2015 12 ORHAN BURSALI’NIN İZLENİMLERİ: Batı’dan seçimlere büyük ilgi nkara’daki Batılı diplomatların dikkatleri pazar günü yapılacak seçimlere kilitlendi. Genel kanaat bunların Türkiye için kader seçimleri olacağı şeklinde. En çok merak edilen hususların başında ise, seçimlerin Erdoğan’ın otoritesi, Kürt sorununa çözüm arayışları, laikdinci çatışması ve ekonomi üzerindeki olası etkileri geliyor. Bu arada, kısa adı AGİT olan ve Türkiye’nin de mensubu olduğu Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı ülkemizdeki hiçbir seçimle bu kadar yakından ilgilenmedi. AGİT, tüm üye ülkelerde yapılan seçimlere “usulen” gözlemci gönderir. Bulgularını da rapor halinde yayımlar. Bugüne kadar küçük ve önemsiz sayılacak kusurlar dışında Türkiye’ye genellikle olumlu not vermiştir. Fakat bu kez durumun değişik olabileceği söyleniyor. Zaten ilk kanaatini daha seçimler yapılmadan önce verdi. Hükümetin daveti üzerine Türkiye’ye gelen AGİT ön izleme heyeti, “Türkiye Cumhuriyeti, Erken Milletvekili Seçimleri, 1 Kasım 2015 Ara Rapor (28 Eylül 21 Ekim 2015)” başlığı ile yayımladığı raporda önemli kusurlar tespit etti. Bunların başına muhalif medya organlarına, gazetecilere, dijital servis sağlayıcılarına ve çeşitli internet sitelerine uygulanan baskıları oturttu. Bunu yaparken öne sürdüğü başlıca gerekçeyi tahmin etmek zor değil tabii. Özgür basının yokluğunda halkın bilgi edinme hakkı kısıtlandığı için bu durumu demokratik seçimler açısından sağlıklı saymak mümkün değil. Raporda, siyasi propagandalarda dini öğelerin kullanılmasından tutun, kampanyaların finansmanındaki yetersiz şeffaflığa kadar uzanan başka kusurlardan da söz ediliyor. Bu arada, AGİT’in üzerinde durduğu hususların arasında, seçimlerin Doğu ve Güneydoğu’da eşit ve demokratik ortamda yapılıp yapılamayacağı sorusu da var. Kıdemli bir Batılı diplomatın ifadesiyle, bu konuda ciddi eksikliklerin tespit edilmesi halinde seçimlerin meşruiyetine gölge düşebilir. Diplomata göre, AKP hatalı bir strateji izlediği için bu seçimlerden “kendi ayağına kurşun sıkmış olarak” çıkabilir. Bu konuda şunları kaydetti: “Her türlü zorlamayla siyasi ortamı lehine çevirmeye çalıştı. Buna rağmen 7 Haziran’dakinden çok da farklı olan bir sonuç elde edemezse dünyanın gözünde boyunun gerçek ölçüsünü almış olacak. 13 yıl boyunca tek siyasi güç olmasına rağmen bu konumunu tekrar yakalamayacağını da göstermiş olacak.” AKP’nin bu durumda ülkenin çıkarlarını değil, kendi siyasi hesapları ve Erdoğan’ın ihtirasları uğruna kanlı bir kargaşa ortamının yaratılmasına izin veren ve ülkeye zaman, para ve itibar kaybettiren parti durumuna düşeceğini belirten diplomat şöyle devam etti: “Bu partinin seçim stratejistleri ne düşünüyor bilmiyoruz, fakat bırakın ülkenin çıkarlarını, kendi siyasi çıkarları açısından bile çok da akıllı olmayan bir yol izledikleri kesin. Oysa 7 Haziran sonrasında CHP ile demokratik bir koalisyon formülünü kabul etselerdi siyaseten daha kârlı çıkabilirlerdi.” Bu görüşlere yer veren söz konusu diplomatın hesaba katmadığı önemli bir husus var. AKP’nin tutarlı ve Türkiye’yi bir bütün olarak kollayan siyasi stratejiden çok, ne pahasına olursa olsun tatmin etmeye çalıştığı İslami temelli ve kindarlıkla bezenmiş olan ideolojik güdüleri var. Kaldı ki stratejik öngörü yeteneği olsaydı Erdoğan olmayacak bir başkanlık sisteminde ısrar ederek kendisini Cumhurbaşkanı seçtirmek yerine, güçlü bir başbakan olarak kalırdı. Bu durumda ipleri de, anayasayı ihlal etme gereği duymadan, hâlâ elinde tutuyor olurdu. Oysa şimdi devasa sarayına hapsolup orada kalma riski ile baş başa bulunuyor. Gerçeklerle bağdaşmayan ideolojik güdülere bir de kişisel ihtirasların bulaşması insanı böyle köreltiyor... 7 Bölge ‘Türkiye’nin balkonu’ kızgın Trakyalı üreticiler taban fiyatlara, dolayısıyla iktidara öfkeli. Bölgedeki yeşil yağması ve yatırım azlığı da önemli sorunlardan mak zor, temsili olarak havayı koklayacak yerlere gittiğinizde de gördüğünüz manzara bir seçim durgunluğudur. Seçim mi olacak, sanki kimsenin umurunda olmadığı hissiyatının egemen olduğunu görürsünüz. Şüphesiz, liderlerin veya güçlü adayların önemli kampanyalarında anlık toplanmalar ve dağılmalar, bayrak sallamalar, dalgalanmalar olmuyor değil.. Fakat genellikle kentlerde doğal bir durum, bir sessizlik var. Bunun çeşitli nedenleri şüphesiz ki sayılabilir. Örneğin “Ne oluyoruz, daha 6 ay önce oyumuzu vermedik mi”den tutun, oyların renginin zaten belli olduğu, herkesin 7 Haziran seçimlerindeki oyunda kararlılık gösterdiği kanaatine kadar. Tabii, terör ve korku tehdidi altında bir seçime gidiliyor olması da burada etken olarak sayılabilir. EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 13 A armara Bölgesi dediğinizde Haziran 2015 seçimlerine göre, 17 milyon 800 bine yakın seçmenin oy kullandığı, 11 kenti içeren bir bölgeden bahsediyoruz. Yani Türkiye çapında kullanılan yaklaşık 47 milyon 500 bin oyun üçte birinden fazla bir bölümünden.. (%37.4). Gazetecinin nabız yoklamaları şüphesiz temsili bir oy oranı ortaya çıkarma amacını taşımaz. Çünkü bilim M sel hiçbir ölçüm planı yoktur burada. Maksat havayı koklamaktır. Çeşitli kesimlerle temas ederek, acaba partiler arasında bir oy kayması var mı yok muyu anlamaya çalışmaktır. Ben genellikle doğrudan parti temsilcileri veya adaylarıyla değil de, kanaat önderleri olabilecek, kentlerde olan biteni yakından izleyen kimselerle görüş alışverişini tercih ederim. Marmara bölgesi deryasını dolaş Edirne ve Trakya Türkiye’nin tarım deposu. LAR K R I K ELİ 7 Haziran seçimlerinde CHP %49.3 MHP %21.1 AKP %23.6 HDP %2.7 EDİRN E CHP %52.9 7 Haziran seçimlerinde HDP %3.0 MHP %15.6 AKP %24.7 Üreticinin taban fiyat derdi muhalefetin oyunu artırıyor dirne’de merkezde gezerken, örneğin sadece CHP’li milletvekili adaylarının esnaf gezisine rastladık. Topu topu 10 kişilik bir CHP kalabalığı.. Adaylar dükkânlara girip el sıkışıyor, kısa sohbet ve iyi işler başarı dilekleri ile allahaısmarladık! CHP’liler ile ayaküstü sohbet, ne oluyor ne bitiyor birkaç soru, Kaan deklanşöre basıyor, birkaç fotoğraf.. Zaman öğleyi geçti doğru güzel bir Edirne ciğercisine! Edirne merkezde ilanlar çarpışıyor gerçi. Davutoğlu panolardan gülümsüyor, bütün Türkiye diyor.. Bir Edirneliye düşüncesini soruyorum panoyu göstererek. Aynı fikirde değil. “Ne o bölücülükten vaz mı geçtiler” yanıtını veriyor! Edirne ve Trakya ayrı bir ülke gibi. Türkiye ortalamasının çok üzerinde bir bakışı ve tavrı var. Ben Trakya’ya Türkiye’nin balkonu adını veriyorum! Oradan bizi seyrediyorlar ve üzülüyorlar bence! Örneğin Edirne’de CHP %53.76 oy almış (AKP 24,19; MHP 15,77; HDP 2,65) Kırklareli’de CHP %50,14 (AKP 23,09; MHP 21,4; 2,3), Tekirdağ’da 44,49; (AKP 31,17; MHP 15,16, HDP 5,54). E SEÇİME KATILIM DAHA DA ARTACAK dirne’de seçime katılımda düşüş değil artış olacağını söylüyor kanaat önderleri. Politize bir yer, ayrıca üretici bir bölge. Edirne’de ulaşım sorunu konusunda eleştiriler var. Önceki belediye toplu taşımayı bir şirkete vermiş. Sivil toplum örgütleri, Edirne Kent Konseyi, anlaşmadaki bazı maddeleri mahkemeye iptal ettirmiş.. Merkezde en büyük tartışma konusu olduğu anlaşılıyor bu konunun. Edirne Kent Konseyi üyesi ve Roman Eğitim Gönüllüleri Derneği Başkanı Turan Şallı ile konuşuyoruz. Tabii bir tedirginlik var diyor, kuş uçmaz denilen yerde, Ankara’da katliam oluyor. Edirne’de iyi iş yapana oy gider, E AKP’de 23 puan düşüş olursa şaşırmamak gerekir, düşüncesinde. Romanların yoksulluğu, iş bulmada zorlukları üzerine konuşuyoruz. Entegrasyon konusunda sıkıntı var. Eğitimde en çok devamsız olan çocuklar Romanlar. Bunlar arasında iktidarın seçim zamanları dağıttıkları etkili oluyor, diyor. Edirne Kent Konseyi üyeleriyle sohbet ediyoruz. Başkan Özer Demir odaklandıkları konulardan birinin yeşil alan yağması olduğunun atını çiziyor. CHP’nin önseçim yapmasının büyük olumlu etkilerinden söz ediyorlar. Bunu bütün diğer illerde de duyuyoruz. Yerelin sesine kulak vermek kesin bütünlük sağlıyor. Onlar da AKP’de düşüşün tamamen değiştirdikleri milletvekili aday listesinin başına yerleştirdikleri Rafet Sezen’in güçlendirdiğine işaret ediliyor. 48 kooperatifli Trakya bhirlik Genel Müdürü, ama ayçiçeği fiyatlarını hâlâ açıklamamış. Kilosunun 1,750 TL olacağı el altında duyuruluyor, ama bu fiyatı herkes maliyetin altında görüyor. 1,4 TL’ye düşürülebileceği söylentisi de var. Çiftçinin beklentisi 1.80 üzerinde, hatta 2 TL. 2011 seçimlerinde Müezzinoğlu’nu aday göstermişti AKP ama başarısız olunca onu Haziran seçimlerinde Bursa’ya kaydırdılar. Beraber gittiğimiz arkadaşımız Kaan süreceği kanaatinde. Diyorlar ki burada terör, AKP’nin aleyhine işler. 30 olasılığı var. DİSK sendika temsilcisi Arif Kuday da sohbete katılıyor. Edirneli işadamlarıyla konuşmamızda ilginç saptamalarla karşılaşıyoruz. Edirne’den sanayinin kaydığını söylüyorlar. Yeni yatırım sıfır, diyorlar. Öyle ki işini genişletmek planları yapanlar bile yatırımlarını durdurdular. AKP iktidarının özellikle Cumhurbaşkanı’nın seçimlerin yenilenmesindeki ısrarları önemli bir düş kırıklığı ve belirsizlik yaratmış hepsinin üzerinde. Kendilerinden olmayan işadamlarına karşı iktidarın tutumlarından hiç hoşnut değiller. Kulakları Ankara ve seçimlerde. Atalay, Haziran’da Ali Sirmen’le Refet Bey ile görüştüklerini, o sırada AKP’ye atıp tuttuğunu anımsattı! Sezen, kendi kooperatifine başkan seçilememiş.. AKP’nin kendisine oy kaybettirecek Sezen’i niçin ve nasıl birinci sıradan aday gösterdiği bilinmiyor. Ama CHP’liler çok sevinçli, böylece Edirne’den üçüncü milletvekilini de alma şanslarının büyüdüğünü söylüyorlar. Geçen seçimlerin sonucu: 2 CHP 1. Üçüncü aday Gürkan Güneşer, 7 Haziran’da kaybettikten sonra gidip bütün ilçelerde seçmenlere tek tek teşekkür etmiş. Şimdi seçilir mi? gerçekten bir politik – halk lideri oldu” diyor. HDP’liler de benzer görüşü dile getirip, “yerini sağlamlaştırdı CHP’de” deyin‘Günlükler gerçek’ ce, ilk görüşmemizde bunu Kemal Bey ile Bu sohbette öne çıkan önemli noktalarkonu üzerinde durmaya karar verdim! Didan biri, AKP’li kurmayların kendi aralayarbakırlılar Derneği Başkanı Şehmus Serında yaptıkları strateji değerlendirmeleri viş, ilk kez CHP Kürt Meselesi çözümünde ni açıklayan “AKP Günlükleri’nin doğru ol berrak bir tavır aldı, deyince bunu tartışduğuna ilişkin, Bursa AKP’nin tabanından tım tabii. Hayır, bu aktarılan haber. Doğru oldukonuda uzun süreğuna inanıyorlar. dir benzer duruşuna 7 Haziran Mazlumder Derneği üyesi, işaret ettim. Çözüm seçimlerinde yazar ve bir dönem AKP milyeri Meclis, PKK giletvekili aday adayı Avukat bi terör örgütüyle Şakir Çalışkan, Ankara katkonu konuşulmaz. AKP liamının seçimleri sulandırHDP ve diğer par.9 43 % mak ve boş olduğuna inandırtilerle bir uzlaşma mak amacıyla yapılmış olabilemutabakat aranCHP ceğine işaret ediyor ve ekliyor: %27.7 ması. Tabii yerel MHP Cumhurbaşkanı Türkiye’de sibelediyeler şartı17.4 % yaseti bloke ediyor. Bunu bir tanın uygulanması HDP rihi gerçeklik üzerinden yapile bir çözüm ara%5.8 maya çalışıyor ama hayalle geryışı. çeklik bağdaşmıyor, Tayyip Bey ile partisi ve Türkiye arasındaki ‘AkKurtlar’ döner makas açılıyor, diyor. Çalışkan, AKP içinNeyse benim görüşlerim arka planda den, ama “mahallesinin delisi” havasında! kalsın. AKP oy arttırır mı? Olabilir diyorDobra birisi. AKPCHP koalisyonunun Tür lar. AKP’ye küsüp sandığa gitmeyen seçkiye ve geleceği için hemen her açıdan en menden bahsediyorlar, ama 7 Haziran kaolması gerekendir diyor. “Ülkenin önünü tılım oranı çok yüksek, yüzde 88’e yakın. açacak ve temel sorunlarını çözecek, arka AKP’lilerden gitmeyen var mı sanmıyosında büyük bir seçmen kitlesi sosyal tarum. Beğenilmeyen seçimlerde AKP yüzban var..” de 43,86 (767.542 bin) oy almış. Ama CHP (27,95 489.254 oy ve MHP’nin (yüzde 17, Halk lideri oldu 68 309.376 oy) yabana atılır gibi değil ve 7 Haziran’dan sonra Kılıçdaroğlu’nu en toplamı AKP’ye geçiyor. HDP de burada 1 olumlu ve itibarını yükselten lider olarak milletvekilliğini yüzde 5,51 oy ile (96.513 görüyor herkes. TV programcısı gazeteci seçmen) almış. 18 milletvekili şöyle bölüAysın Komitgan, “Bir devlet memuru haşülmüş: AKP 9, CHP 5, MHP 3 ve HDP 1. vasından sıyrıldı 7 Haziran seçimlerinde, AKP MHP’den bir milletvekili çalma peve o günden bu yana geçen süre içinde de şinde! MHP’den gerçekten oy apartır mı ursa’ya gidince soyadımı soruyorlar hemen. Ben de burada Bursalı var mı diye soruyorum! Yok! Hepsi bir yerlerden gelmiş. Ben, kökleri taa Osmanlı’ya dayanan Bursalı tüccar dedelerimin öyküsünden bahsediyorum, nasıl Kafkasya’ya ticaret için kafileler halinde gittiklerinden.. Gülüyorlar. Marifet Bursa’da oturmak değil, köken itibarıyla Bursalı olmakta, diye de takılıyorum. Bu kez de öyle oldu, çeşitli kesimlerden bir gurup “kanaat’ sahibi Bursalılar ile Nilüfer’de Caddeüstü Cafe’de ilk sorularına böyle muhatap oldum. Bakın diyorum, kökenim taa Orhan Bey’e gider! En azından isim olarak! Babam öyle koymuş. Çocukluğumun minik birkaç yılı da orada geçti, inşaat çalışmalarında eğri çivileri babam bana düzelttirmeyi öğretti! Acaba on yıllar sonra yeniden ziyaret ettiğim o müthiş Ulucami’yi mi anlatsam, yoksa seçim üzerine yaptığımız gevezelikleri mi! Benim tercihim ilkinden yana, ama yazı işlerinin yüzlerinin asılacağını görüyorum, o halde gevezeliklere başlayalım. Fazla yeni bir şey yok. Tek yenilik 7 Haziran’dan sonra, CHP’nin oylarında yükseliş. Herkes bu noktada hemfikir. AKP’den aday adaylığını koymuş olanlar dahil. Bize de tabii hayırlı olsun demek düşüyor, fakat, bu yükseliş CHP’ye artı 1 milletvekili daha getirir mi, o konuda rivayet muhtelif. B Bursa’da 1 milletvekili savaşı Devletin tepesinde psikolojik harekât faaliyeti ktidarın psikolojik harekât yöntemleriyle topluma yön vermeye çalışması yeni karşılaştığımız bir pratik değil. Türkiye’de bu adla resmen faaliyet gösteren bir idari yapı yıllarca toplumsal algıyı biçimlendirmeye çalıştı. Bugün de Cumhurbaşkanlığı bünyesinde oluşturulan fiili başkanlık yapılanmasının içinde psikolojik harekât faaliyeti sürdürülüyor. 1980 darbesinden sonra Nurettin Ersin’in komutasında oluşturulan Psikolojik Harekât Teşkilatı’nın kurucularından Tahir Tamer Kumkale, 2006’da yayımlanan Beynimizi Kimler ve Nasıl Yönetiyorlar? başlıklı kitabında, bu kuruluşu etraflı biçimde anlatmıştı. Nurettin Ersin, darbeden sonra, Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı’na bağlı olarak ve MGK’nin Müşterek İstihbarat Dairesi’yle ilişki içinde çalışacak bir Özel Planlama Grubu kurdurur. Ardından, 1983 seçimlerine gidilirken, Tahir Kumkale ile Oğuz Kalelioğlu’nun içinde olduğu bir psikolojik harekât teşkilatı MGK içinde oluşturulur. Oğuz Kalelioğlu’nu Kıbrıs Türkleri yakından tanır. 1974 çıkartması öncesinde adada olan bu subay, daha sonra 2005’te Kuzey Kıbrıs’ta kurulan nevzuhur bir partinin, Kıbrıs Adalet Partisi’nin genel başkanı olarak karşımıza çıkacaktır! Derin devlet denilen olgunun küçük ama son derece somut tezahürlerinden birisidir bu. Kumkale, Nurettin Ersin’in 1983 Temmuzu’nda, “Seçimlere 6 ay kaldı. Ülke çapında psikolojik harekâtı planlayıp uygulayacak ve bütün kurum ve kuruluşları yönlendirecek bir yapılanma içine girmemiz gerekiyor” dediğini aktarıyor. Askeri iktidar bütün kurum ve kuruluşlarını, topyekun ve koordinasyon içinde seçim sonuçlarını belirlemek üzere yürütülecek psikolojik harekâtın unsurları olarak görmektedir. Bu vesayet rejimi bünyesinde meşru görülen bir faaliyettir. 1983 seçimlerinden sonra bu teşkilatın resmi adı Toplumla İlişkiler Başkanlığı (TİB) oldu. 2003 yılına kadar faaliyetine devam etti. 28 Şubat operasyonunun planlanmasını TİB yürütmüştü. 2003’te TİB lağvedildi. Bütçesi Başbakanlık’a aktarıldı ve İçişleri Bakanlığı bünyesinde aynı ismi taşıyan bir daire kuruldu. Psikolojik harekâtın yeni sivil merkezi, kanunla değil, dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun onayıyla kurulmuştu. Toplumla İlişkiler Daire Başkanlığı’nın daha sonraki faaliyetleri hakkında pek bilgim yok. Ama bu daire içinde yetişmiş elemanların Ergenekon, Balyoz gibi davaların hazırlanmasında, özellikle bu davalarla ilgili kamuoyu oluşturulmasında etkili rol oynamış oldukları konusunda “makul bir şüphe” besleyebiliriz. Bugün de Cumhurbaşkanlığı bünyesinde psikolojik harekât operasyonu yürüten bir kadro var. Daha önce Başbakan’a bağlı çalışan bu kadro, Ağustos 2014’’ten sonra büyük ölçüde Cumhurbaşkanlığı’na taşındı. Bu kadronun hem medyada hem sosyal medyada nasıl bir ilişki ağı içinde olduğunu, bu ağın merkezinde Cumhurbaşkanı iletişim başdanışmanının yer aldığını, ortaya çıkarılan ağ şeması gayet açık biçimde gösteriyor. Ankara katliamının sorumluları konusunda kamuoyunu yanıltma amaçlı yürütülen çarpıtılmış haberler bu faaliyetin son örneklerinden biri. Daha önce Cumhurbaşkanı’nın kızına yönelik suikast girişimi haberi de aynı Cumhurbaşkanlığı psikolojik harekât teşkilatının ürünüydü. 7 Haziran seçimlerinin tekrar edilmeye zorlanması da büyük ölçüde bir psikolojik harekât operasyonuydu. HDP’nin iç düşman olarak gösterilmeye çalışılması da aynı operasyonun bir parçasıdır. Devletin “bütün kurum ve kuruluşlarıyla” yürütülmeye devam ediyor psikolojik harekât. Yeni olan bu harekâtın bütünüyle siviller tarafından ve seçilmiş yöneticilerin emir ve komutasında yürütülüyor olmasıdır. 1 Kasım’da Türkiye’de seçmen topluluğunun üzerinde ağır bir sorumluluk olacak. Psikolojik harekâtlarla, duygu vampirliğiyle, iç düşman çığlıklarıyla toplum üzerinde tahakküm kurma arzularına evet ya da hayır diyecekler. İ ULU CAMİİ ne kadar, 10 milletvekili çıkartır mı.. Böyle bir olabilirlik üzerinde duruluyor. Şakir Çalışkan “AkKurt”lardan geri dönüş olacak diyor. Bana ilginç geldi, demek AKP içindeki – gidengelen– MHP’liler böyle isimlendiriliyor. Çalışkan, 10. ve 11. sıralara koyulan adaylara onların geniş feodal dinsel oy çekimlerine dikkat çekiyor. Bunlara önemli bir akış olabilir mi? Şehmus Seviş, AKP’nin 13 yıllık iktidarının Kürtlerin desteği ile gerçekleştiği gerçeğinin altını çiziyor. Kobani ve Rojava politikaları nedeniyle de Kürtlerin desteklerini çektiğini belirtiyor. Kürtlerden AKP’ye geri dönüş olur mu? Hayır diyor. Diğerleri de de AKP’deki bazı Kürt oylarının da HDP’ye akabileceğine işaret ediyor. Bursa yerelindeki bir kamuoyu yoklaması HDP’nin oyunun 8 bin kadar daha artabileceğini varsayıyor (Yüzde 6 gibi). HDP’den CHP’ye? Evet bir kısım oylar gidecek. Fakat bir şüphe de var masamızda. AKP 276’yı bulma olasılığından bahsediliyor. Fakat bu durumda bir başka ortak kanaat beliriyor: Tek başına hükümeti kuracak bir çoğunluk yakalasa bile, Türkiye’nin giderek ağırlaşan sorunlarını, hem de güçlü muhalefet karşısında tek başına çözecek bir yeteneği olmadığı görüşünde de az çok fikirbirliği var. HDP Bursa’dan aday adayı olmuş Rüstem Avcı da aynı görüşte. AKP niye düşüşte üzerine tartışma çıkıyor. Gezi’den itibaren diyor Rüstem Avcı. Kim söyledi not almadım ama masamızdan: Ceylanlar vurulduktan sonra 100 metre daha koşarlarmış deniyor AKP benzetilerek. Tabii AKP’nin 100 metrelik koşusu bir kaç yıl sürecek. A BURS 100 metrelik koşu Sonra düşecek! MHP için de bir benzetme var: İmam ol çağrısına, kavuğum yok diyor. Peki gel Müezzin ol, hayır sarığım yok diyor. Öyleyse cemaat ol.. MHP: Aptesim yok. Şakir Çalışkan, RTE’nin pragmatist biri olduğunu ileri sürerek, parti kan kaybetmeyi sürdürürse, Gül’ü bile parti başkanlığına getirir görüşünde. Öyle mi acaba? Soruyorum: O zaman iktidar paylaşımını kabul edecek. Çünkü Gül, yetki ve sorumluluklarını başkasına devretmez, diyorum. Yanıt: Gerekirse evet! Çalışkan, RTE’nin herkesi kendi potasında eritmeye çalıştığına, sorunların da buradan çıktığına işaret ediyor. AKP, ANAP’ın yokoluşu gibi bir sorunu etüd ediyorlar, onu yaşamak istemiyorlar. Bu nasıl olacak? Aysın Komitgan, AKP’liler görünmez adam rolündeler, RTE’den uzaklaşıyorlar diyor. RTE ile AKP diye iki odağın belirdiği biçimindeki görüşlerime destek. Rüstem Avcı da HDP’lilerin yapabileceklerinin en iyisini yaptığını söylüyor ve kurumsallıklarını oturtmak için zamana ihtiyaçları var diyor. Peki HDP içinde PKK ile ayrı görüşlerin varlığını destekliyor. Bu iş silahla çözülmez. Siyasetle çözülebilecek bir meseleye silah dayatırsanız, o zaman başka hedefler gündeme gelir düşüncesi paylaşılıyor. CHP‘de bir barışın hâkim olduğu görüşü savunuluyor, çünkü önseçimden herkes memnun. Seçimler sonrası MHP ile koalisyonun ise AKP’nin erimesini hızlandıracağı görüşü de masaya hâkim. Daha pek çok şey üzerine sohbet ettik. Ama yerimiz az, bu sevimli ve dobra konuşmalar için hepsine teşekkür ederim.. RTE’den uzaklaşıyorlar Artış sürecek gibi Edirne’de CHP oylarında artışın, AKP oylarında da düşüşün süreceği sanki genel kanaat gibi belirmiş. 2011 seçimlerinde CHP’nin oy oranı 51,6, AKP’nin ise 30,4; MHP’nin 13,3’tü. Haziran seçimlerinde AKP 6 puan düşerken muhalefet oy arttırdı. Bu artışın sürmesi bekleniyor. Şüphesiz, TrakyaEdirne CHP demek, ama üretim ve fiyat politikası gibi sorunlar, iktidarı daha da aşağı çeken faktörler. AKP’nin kaybedeceği yargısını da, Kâğıthane İstanbul için bir prototip olabilir mi? stanbul’da nabız tutmak, deveye hendek atlatmak gibi bir şey, en azından ilçe ilçe bölge bölge dolaşacaksınız. Ben taksi sürücülerini de esas alan ve Kâğıthane’de yoğunlaşan bir nabız yoklaması yapayım dedim. Yoksa bir bataklık içinde boğulabileceğim duygusu geldi oturdu bana. Bir de altı ay içinde seçmenin eğiliminde öyle fazla bir şey değişmeyeceğine ilişkin yoğun alametler belirince bu kararım daha kesinleşti. Bu işi bitirmem gerekiyor! İstanbul’un hemen her bölgede benzer şeyleri yazacak olmanın da dayanılmaz ağırlığı cabası. Taksi sürücüleri ilginç. Hepsine soruyorum. Kısa ve uzun mesafe sohbetleri.. Kimisi beni yoklayarak acaba ne olduğumu anlamaya çalışıyor, sonra açılıyor. Kimisi hemen anlatmaya başlıyor. Hele bir Siirtli sürücü, aman tanrım öyle bir bindiriyor ki, AKP’lilerin yerinde olsam kulaklarımı tıkar ve dur sürücü ineceğim derim. Söylediklerinden hiçbir şey anlatmayayım en iyisi. Sadece şunu belirteyim: Abi biz bir sokakta silme Siirtliyiz, hepimiz birbirimize bağlıyız, 258 oydan bahsediyorum, hepsi silme HDP’ye... Haziran seçimlerinde de öyle yapmışlar zaten, demek ki değişen bir şey yok diyorum, sadece Cumhurbaşkanı’na kızgınlıkları tavan yapmış durumda! Taksi sürücülerinde iktidara kızgınlık çok. Şüphesiz bu yanıltıcı bir durum olabilir. Gelişigüzel ve merkezi yerlerde bindiğim taksiler bunlar. Sayıp sayıp duruyorlar. Ben ise yahu hiç iyi yaptığı bir şey de mi yok demek zorunda kalıyorum, düşünün artık. Şüphesiz, İ İSTANBU HDP %10.5 MHP %10.7 L 1. BÖLGE 7 Haziran seçimlerinde 2. BÖLGE MHP %11.2 HDP %12.5 CHP %27.4 7 Haziran seçimlerinde 3. BÖLGE MHP %11.4 7 Haziran seçimlerinde AKP %40.7 Üretici çok dertli Edirne (ve Trakya) sanayi bölgesi değil, tarım üretim deposu ülkenin. Ayçiçeğinin, pirincin çoğunluğunu (Türkiye’nin yüzde 40’ı) üretiyor, bu gözü kapalı demektir ki, tarım üreticisinin derdi büyük. Çeltik üretici için taban fiyat 1500 TL açıklandı, yükselen seslere bakın: Bu büyük vicdansızlık! Süt üreticisinin aldığı fiyat 17 aydır artış görmemiş. Litresi 1,17 TL. Süt Üreticileri Birliği’nin AKP’li müdürüne büyük tepki var. Tabii, AKP’nin ağırlığının olmadığı burada birliğin müdürü nasıl AKP’li oluyor, başka bir sorun! Süt demek Edirne peyniri demek! Köylüler süt üretimi için düveler almış Ziraat kredisiyle ama borçlarını geri ödeyecek parayı kazanamıyorlar. Hudut gazetesinde Bülent Ayan ile sohbet ederken, bir köylü Valiliğe 6 düvenin borçlarının ertelenmesi için verdiği dilekçenin haberi için gelmişti. Köyünde hemen hemen 50 hanenin hepsi de aynı durumdaymış. Durumdan sorumlu iktidar! AKP %42.9 HDP %14.6 CHP %27.8 AKP %39.9 CHP %31.6 CHP Genel Merkezi önünde 4 el silah sesi Genel Merkezi’nin bulunduğu sokakta dün akşam saatlerinde 4 el silah sesi duyuldu. Genel Merkez binası önünden geçen bir araçtan açılan ateş sonucunda CHP Genel Merkezi’ne kurşun isabet etmediği öğrenildi. Yaşananların hemen ardından bir canlı yayında açıklamada bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Hangi gerekçeyle yaptılar anlamak mümkün değil. İki kurşunla korkutulacak bir parti değiliz” diye konuştu CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin ise “Belirsiz bir ortama girdik. Yaşanan olayların yanında bu, hafif bir olay. Ankara’nın orta yerinde 100’ü aşkın vatandaşımız yaşamını yitirirken, bunların konuşulması abes kalır diye düşünüyorum” açıklamasını yaptı. CHP Emekliler: Kağıthane yaşanmaz hale getirildi. AKP’ye oy verecek sürücüler var aralarında ama seslerini fazla çıkartmadan.. lik olarak. Eskiden bahçelerde tarlalarda her türlü sebzenin yetiştiği yerken betona dönüştük. Eskiye özlem tavan yapıyor. “Kendi yaşam alanımızı koruyamadık”. Şişli’nin bir mahallesi iken, bir ilçeye dönüşüyor burası zaman içinde. Kâğıthane sultanların sayfiye yerinden nefes alınmaz yere dönüştü.. Önce fabrika istilası, sonra tüm fabrikaların yok oluşu.. En sonunda da binalar binalar binalar. Allah kahretsin! Burada işçi falan kalmadı gibi, dışarıda çalışıyorlar ve buraya yatak odasına yatmaya geliyorlar. Deyim bu! Seçim sonuçları ne olur? Yanıt: Aynen Kâğıthane’de emeklilerle Esnaf ve üretici iktidara kızgın. Masada oturanların çoğu SGK emeklisi. Eskiden hepimiz birbirimizi tanırdık. Küçük bir köy halinden bahsediyorlar Kâğıthane’nin, karşımızdaki Belediye binasını işaret ederek orada saray vardı diyorlar.. Görüş birliği içinde, Kağıthane’nin nasıl yaşanmaz bir hale getirildiğinden şikâyet ediyorlar. Tüm yeşil alanlar yok edildi ve binalardan nefes alamaz hale geldik. Çok şükür bir Hasbahçe kaldı, yeşil kendini yineler... Ortalama 1200 TL evine para giren ailelere, “dik dur eğilme” diyoruz, kolay mı bu! Güzel bir ifade. Bir koalisyon bu keskin kutuplaşmayı bozabilir görüşü dile geliyor. Bunun arkasından da şükretme düşüncesi geliyor. Ya daha kötü olursak! Kâğıthane, AKP’nin güçlü yeri: Yüzde 46 gibi. CHP 25 gibi. MHP 13’ün üzerinde, HDP 10’a yakın. 2011 seçimlerine göre AKP (yüzde 55) yüzde 9 oy kaybetmiş. CHP yüzde 1, MHP yüzde 3 kazanmış. Sırrı Süreyya ise yüzde 4 gibi almış. Peki düşüş sürer mi AKP’de? Masamızda, bir ara politika yapmış, şimdi Sadabad Haber’i yayımlayan gazeteci Cemil Öğütçü var. İlçenin tek gazetesi. AKP’nin yaptırdığı anketi söylüyor, yüzde 45.. Masada bir başkası itiraz ediyor, Haziran seçimlerinde de yüzde 55 alırız diyorlardı ama yüzde 46 aldılar. Demek ki yaptıkları abartma payını düşmeliyiz. O halde, AKP oyları 40’lara doğru seyredebilir mi? Kâğıthane’de bütün partilerin birbiriyle ilişkisi olduğundan bahsediliyor. MHP Akşener’le önemli bir patlama yapardı sözü atılıyor masaya. AKP’ye ok kaptırabilir.. Bir MHP’li emekli itiraz ediyor.. Bir görüş: Ekonomideki darboğazın şimdilik oya siyasi yansıması pek yok. Bu, seçmen tutumunda öyle önemli bir değişiklik olmadığının da işareti. CHP İstanbul’da oylarını yükseltebilir. HDP koruyabilir mi, bilinmez. AKP MHP’den oy çalar mı? İşte Türkiye’nin genelinde tartışılan bu konu, Kağıthane gibi küçük bir yerde de karşımıza çıkıyor. Çalar mı çalmaz mı.. YARIN: EGE BÖLGESİ ÖZGÜR MUMCU C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle