28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ 8 EDİTÖR: ZEKİ TEZER DOLAR AVRO FAİZ BORSA CUMHURİYET ALTIN ALTIN 24 AYAR 2.8900 1.6 kuruş TASARIM: SERPİL ÜNAY 3.1870 2.5 kuruş 10.04 0.21 puan 80.124 131 puan 722.87 0.66 kuruş 108.15 30 kuruş Cumartesi 24 Ekim 2015 Refah da barış da gelecek HDP’li Sezai Temelli, AKP’nin yoksulluktan beslenen bir ekonomi modeli ile devam ettiğini, istendiği takdirde refahın da barışın da sağlanabileceğini dile getirdi alkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Sezai Temelli’ye göre AKP’nin büyüme modeli bilimsel anlamda hiçbir karşılığı bulunmayan, ekonomide yapısal sorunları çözmeyecek ve ekolojik olarak da yıkım getirecek projeler üzerine kurulu. Diğer yandan toplumsal refah azalırken yoksul halk borçlandırılarak ve hayırsever politikalarla ekonoPELİN miye eklemleniÜNKER yor. Temelli, ekonominin terörün de en önemli faktörlerinden biri olduğunu vurgulayarak “Savaş Türkiye’nin en yoksul bölgesinde. Kalıcı barış için refah artmalı” diyor. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki görevinden ayrılarak haziran seçimlerinde İstanbul milletvekili seçilen Sezai Temelli ile son dönemde ekonomide derinleşen sorunlar ve HDP’nin çözüm önerileri üzerine konuştuk. 4 Türkiye ekonomisinin öncelikli sorunları sizce neler? AKP’nin 13 yıl boyunca izlediği politikalar, ekonomide yapısal sorunların bırakın çözümünü daha da katılaşmasına neden oldu. İnşaat sektörüne, inanılmaz derecede fonlama yapıldı. Bugün bile 3. köprü, 3. havaalanı, kanal projesi gibi bilimsel anlamda karşılığı olmayan, ekoloji anlamında yıkım olan, ekonomik olarak da bu yapısal sorunları çözmeye yönelik bir hamle olmayan projelerin gündeme geldiğini görüyoruz. Ekonominin en temel sorunu bu yapısal sorun. Krediler, sermaye sağlıklı bir şekilde dağılmıyor. Sağlıklı bir büyüme modeli oluşturulmadığı için işsizlik problemi kronikleşti. Yine bütün bu gelişmelere bağlı olarak yoksulluk kalıcılaştı, derinleşti.. H Artık Babacan da çarpıtıyor 4 Peki asgari ücrette kaynak tartışmalarının sona ermesi hakkında görüşleriniz neler? AKP 7 Haziran öncesinde bu kaynağı nereden bulacak diye konuşuyordu. Şimdi kaynak bulmuşlar. Ali Babacan, ki belki AKP içindeki sermaye açısından en rasyonel insan bile aynı etik değerlerden yaklaşarak, o da deyim yerinde ise çarpıtma sürecine katılmış. Kaynakları nereden bulacağız? Kaynak millettir. 19 milyar lira gibi afaki bir rakam söyleyebiliyor. Kaynak dediğim gibi tam da ekonominin kendi ürettiği yerde. nomide çok ciddi bir deprem olabilir. Yani seçimlerden sonra AKP bu politikalarına devam etme olanağı yakalarsa kriz kaçınılmaz olarak gelir. Fed’in faiz artırımı kararı milat olmayabilir ama bir sürecin başlangıcı olacaktır. Ekonomide bu kötü gidişatın vatandaşa yansımasını engelleyen en önemli araçlardan biri vatandaşın kolay borçlanabilmesi. Fed faiz artırdığında, siz de kolay borçlanamazsınız. Vatandaş sadece cebindeki paranın değil cebindeki borçlanma olanağının ortadan kalkmasıyla birlikte o krizi hızla yaşar. Temelli’ye göre, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hepsi ortak refahın, zenginliğin hakça, adaletlice paylaşıldığı düzene kavuşmadan Türkiye’ye kalıcı bir barışın gelmesi mümkün değil. Savaş en yoksul bölgede 4 HDP’nin ekonomi politikası kırsal kalkınmayla Kürt meselesinin çözümünde de etkili olacak diyebilir miyiz? Kesinlikle. Bugün Türkiye’nin en yoksul alanında savaş var. Türkiye’nin iktisadi olarak da sosyal olarak da en adaletsiz alanında savaş var. Evet sivil haklar, kültürel haklar önemli, bunların savaşı da var. Ama iktisadi, sosyal haklar da var. Hepsi bir bütün. Bu savaşın bitmesi aslında bu bizim söylediğimiz bir iktisadi anlayışla mümkün olabilir ya da Sınıflar arasında ciddi farklar oluştu ve ortada bir orta sınıf kalmadı. Türkiye’de orta sınıfta yer alan insanların toplam nüfusa oranı yüzde 9.3’e gerilemiş. Bu sorunun çözümü de aslında ekonominin yeniden yapılandırılmasıyla, daha toplumcu bir ekonomi anlayışıyla çözülebilir. bu anlayış savaşın bitmesine katkı yapabilir. Neden diyeceksiniz? Bu insanlar yoksulluktan dolayı batıya çalışmaya geliyor. Batıda inşaatlarda çalışanların neredeyse tamamı Kürt işçiler. Turizmde çalışanların tamamı Kürt işçiler. Orta sınıf kalmadı İşçi sınıfı Kürtleşti Mevsimlik tarım işçileri Kürt işçiler ve bunlar inanılmaz düşük ücretlerle çalıştırılıyorlar. Böyle bir sömürü mekanizmasının olduğu bir yer aslında neden devle tin savaşı bitirmediğinin de cevabını içinde saklıyor. Neden çözüm süreci bu kadar yavaş ilerliyor? Çözüm süreci neden şeffaf değil? Neden bir gün buzdolabına konuluyor, bir gün masa dağıtılıyor? Bunun arkasındaki iktisadi nedenlere de bakmak gerek. Türkiye işçi sınıfının bu kadar Kürtleştiği bir noktada Kürt işçilerine, emekçilerine yönelik sömürünün bu kadar yükseldiği bir yerde çözüm süreci iktisadi bir meseleyi de gündemine alarak yürümek zorundadır. ekonomi anlayışı var. Tabii AKP ve yandaşları zenginleşirken ülkede çok ciddi bir yoksullaşma söz konusu. Yoksulların oylarını hayırsever politikalarla telafi ettiler. Bugün 3 milyon aile yardım alıyor. Biz buna yoksulluğun yönetilmesi diyoruz. Yardımlarla o ailelerin refahı artmıyor. Sadece tutunma dediğimiz yaşamını idame ettiren ölçüde kalıyorlar. AKP bu anlamda yolun sonuna gelmiştir. Türkiye ekonomisi de yolun sonuna gelmiştir. Güvenceli yaşam 4 Peki HDP olarak politika önerileriniz neler? Ekonomi politikalarında radikal ve akılcı adımlar atılması gerek. Bunun adına biz güvenceli yaşam ekonomisi diyoruz. İnsanların güvenceli yaşama kavuşturulması ve vatandaş olarak sosyal haklardan yararlanması sonucunda sadece üretim alanı değil sosyal üretim alanlarını da yeniden düzenlememiz gerekir. Sağlık, eğitim alanı gibi. Kamu hizmet alanında vatandaşın refah kayıplarını telafi edilebilecek bir modeli hayata geçirmek istiyoruz. Halkın doğrudan karar süreçlerinde yer aldığı, kooperatiflerle örgütlenebildiği, KOBİ’lerin eklemlenebildiği, büyük sermayenin boyunduruğundan kurtulduğu ve esnafın üretici ile tüketici arasında aktarım mekanizmalarının odağında olduğu bir düzenlemeyi gerçekleştirmek istiyoruz. Buna da toplumcu ekonomi diyebiliriz. AKP etikten yoksun 4 Orta Vadeli Plan’daki makyajı nasıl değerlendirirsiniz? AKP’nin siyaset yapma biçimi son 34 yıldır iyice etik değerlerden yoksun hale geldi. Ahlaki hiçbir kaygı taşımaksızın, sadece siyasi iktidarını devam ettirmek adına, her türlü çarpıtmayı sergiler halde. Her alanda yaptıkları bu şeyi ekonomi alanında da görmek mümkün. Türkiye’de kişi başına düşen geliri satın alma gücü Sezai Temelli paritesine göre açıklama ihtiyacı neden duydu devlet? “10 bin dolar diyordunuz şimdi neden 8 bin” sorusuna muhattap olmamak için. Ama gerçek şu ki Türkiye 10 bin dolar çıtasından hızla düşüyor. 4 Yoksulluğun yönetilmesinden ne anlamalıyız? AKP bu aşırı fonlardan kendi sermaye birikim modelini yaratarak kendi zenginlerini üretti. İnşaat sektörü de buna karşılık geliyor. Çünkü inşaat sektörü, teknolojik gelişimi, bilimsel çalışmayı esas alan, gelişmeyi sağlayacağınız bir alan değil. Bir başka alan da enerji. Orada da HES projeleri gibi çevreyi doğayı katlederek, insani değerlere, etik değerlere kıymet vermeden hamleler yaptılar. Mesela Soma’da 301 kişinin ölümünün arkasında bu insana değer vermeyen siyaset anlayışı ve Milano’daki Expo fuarında bir rekora imza atıldı. “Dünyanın en uzun Nutella’lı baget ekmeği” hazırlandı. 122.4 metre uzunluğunda bir baget ekmeğe Nutella sürüldü. Fed deprem yaratabilir 4 Fed’in faiz artırımı kriz için milat noktası olabilir mi? Bugün hâlâ Türkiye ekonomisi sallanıp da düşmüyorsa bunun sebebi küresel anlamda yaşanan gelişmelerdir. ABD Merkez Bankası (Fed) faizleri 1 puan veya yarım puan artırsa eko nkara’da bir yılı aşkın süredir önemli bir dava görülüyor. Davacılar, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, Şehir Plancıları, Mimarlar, Peyzaj Mimarları Çevre Mühendisleri Odaları... Liste uzun. Davalılar: Başbakanlık, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı. Davacılar, Atatürk’ün, Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazilerinin kullanımına ilişkin vasiyatnamesinin ihlal edildiğini söylüyor. İhlalin saptanmasını, AOÇ arazisine müdahalenin kaldırılmasını istiyorlar. Müdahaleden kasıt, Cumhurbaşkanlığı Sarayı başta olmak üzere, Saray için açılan bulvar, sirk çadırı, dinozor heykeli gibi yapılar... Belediye şöyle diyor: “Davacılar ve davaya katılanlar, bu arazinin maliki ya da kullanıcısı değil. Onun için davayı açamazlar bile. Ehliyetleri yok.” HHH Davacı odalar ise buna karşılık ne diyorlar biliyor musunuz? Bu, sıradan bir vasiyetname veya bağış senedi değildir. Şu anda buraya tüm Türk halkı zilyet durumundadır. Atatürk’ün vasiyetini Ankara Büyükşehir Belediyesi yerine getirdiğini söylemektedir. Bunun tespiti gerekmektedir. AOÇ Yasası’nda ticaret ve sanayi amaçlı yapılaşma yasağı vardır. Danıştay 14. Dairesi’nin Tema Parkı’nın hukuka aykırı olduğunu belirten iptal kararı vardır. Belediyenin “Sizin dava ehliyetiniz yok” dediği davaya katılanlar da şöyle diyor: Atatürk’ün yakını olmamıza gerek yok. Bu arazi Türk halkı olarak hepimize emanet edilmiştir. Hepimiz bundan zarar görüyoruz. Ankapark ticari bir yerdir. Bugün orada Cumhuriyet değerleri altüst edilmektedir. Cumhurbaşkanı, yargı kararını hiçe sayarak bizim yargıya olan güvenimizi azalttı. HHH Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi, bütün bu iddia ve cevapları dinledikten sonra 20 Ekim’de ne karar alıyor dersiniz? “Gerekçesi sonra açıklanmak üzere davanın REDDİNE.” Başka bir deyişle mahkeme, AOÇ arazisine Saray yapılmasını hukuka aykırı bulmuyor. Hâkim duruşma bitiminde “Atatürk’ün vasiyetine sahip çıkmalıyız, ama davanın reddine karar veriyoruz” diyor kısaca. Kararda yazmıyor ama bu ret kararının Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) daha önce verdiği bir karara dayandırdığı biliniyor. TMMOB avukatlarından Zuhal Dönmez, duruşmanın ardından kaleme alıp paylaştığı bilgi notunda çok önemli bir noktaya dikkat çekiyor: Mahkemenin dayandığı AYM kararı, AOÇ Yasası’nın bir maddesinin iptal başvurusu üzerine alınmış. Ta 2011’de... “Bu tarihe dikkat” deyip kısa bir bilgi: İptali istenen madde diyor ki: Eğer AOÇ arazisine yol, meydan, altüstgeçit, raylı toplu taşım araçları, tünel yapılacaksa, kamu yararı dikkate alınarak arazinin kullanmayararlanma hakkı, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bedelsiz devredilebilir. AYM de “Madde bu haliyle anayasaya aykırı değildir. Çünkü her iki taraf da kamu kuruluşudur. Yapılaşmalar da kamu hizmetidir.” İşte avukat Dönmez, AYM’nin karar tarihine dikkat çekerek kritik bir değerlendirme yapıyor: “O tarihte AOÇ’de bir yapılaşma yoktu. Bu madde hâlâ yürürlükte. Dolayısıyla bugün de AOÇ arazisinde bir yapılaşma yapılamaz. Ama bu engele rağmen planlar iptal edildi, bin odalı saray ve müştemilat inşa edildi, bulvarlar açıldı, dinozorlar dikildi, devasa sirk çadırları yerlerini aldı, binlerce ağaç yok edildi.” Saray’la, ticari parkla, Atatürk’ün vasiyet ve bağış senedinin tam da AYM kararına aykırı bir biçimde ihlal edildiğini vurgulayan Dönmez, “Üzgünüz, gerekçeli kararı bekleyeceğiz” diyor. Biz de. Atatürk’ün vasiyeti ve Saray A İşsiz gençlere ‘İlk Fırsat’ ‘Esas Sosyal’ bünyesinde oluşturulan program kapsamında gençler STK’lerde 1 yıl boyunca istihdam edilecek ve maaş ödenecek. ÖZLEM YÜZAK Telekom’un hedefi 81 akıllı kent Türk Telekom İş Birimi CEO’su Akarca, iki yıl içinde 2030 akıllı kent uygulamasını daha hayata geçireceklerini, toplamda 81 ili hedeflediklerini söyledi OZAN YURTOĞLU ürkiye’de yüzde 30’lara ulaşan üniversite mezunu genç işsiz oranı konusunda yenilikçi bir projeye imza atan “Esas Sosyal” yeni mezun olup bir yıl iş bulamayan gençlerin sivil toplum kuruluşlarında (STK) istihdam edilmesini destekleyeceğini ve bir model oluşturacaklarını açıkladı. Şevket Sabancı ve ailesinin sahibi olduğu Esas Grubu bünyesindeki Esas Sosyal’in ilk hedefi 5 yıl boyunca gençler ve istihdam. Esas Sosyal’in Kurucular Kurulu Başkanı Emine Sabancı Kamışlı, “İlk Fırsat” adını verdikleri ve eylül itibarıyla ön hazırlık çalışmaları başlayan program hakkında bilgi verdi. Program devlet üniversitelerinden son bir yıl içinde mezun olup iş bulamayan, belirlenen kriterlere uygun başarılı gençlerin, STK’lerde 12 ay boyunca çalışarak iş de T neyimi kazanmalarını amaçlıyor. İlk aşamada aralarında TEMA, TEGV, İKSV, AYDER, Darüşşafaka Cemiyeti, TOG gibi kuruluşların olduğu 9 STK ile işbirliği yapıldı. Anadolu’nun farklı üniversitelerinden mezun 15 genç ile bir pilot proje yürütülecek. Ardından sayı arttırılacak. Gençler 2 bin lira maaş alacaklar, çeşitli eğitim programlarından yararlanmaları için de bin lira ödenecek. Paranın bir miktarı İşKur’un İşbaşı Eğitim Programı kapsamında karşılanacak, kalan rakam ise Esas Sosyal bünyesinden. Emine Sabancı Esas Sosyal olarak 20 milyon liralık bir bütçe ayırdıklarını söyledi. Ancak asıl hedeflenen bunun bir model olarak kurumsallaşması ve ağın gerek STK, gerek özel sektör desteği olarak Türkiye’ye yayılması. Ve gençleri meslek içi eğitimlerle destekleyerek çalışma hayatına hazır hale getirmek. Nutella’dan ürün hazırlığı ÖVGÜ PINAR ilano’daki Expo 2015’te, “en uzun Nutellalı ekmek” rekoru etkinliğinde görüştüğümüz, Nutella’nın üreticisi Ferrero şirketinin başkanı Francesco Paolo Fulci, hem Nutella’yla ilgili sağlık ve çevre tartışmaları hem de Türkiye’deki yatırımlarıyla ilgili açıklamalar yaptı. Fulci, “Bugün 10 milyar Avro’nun üzerinde bir ciroya ulaşmış bulunuyoruz ve Türkiye bizim için ana ülkelerden biri. Eminizki Türkiye bizim büyümemize katkı M da bulunmaya devam edecek. Türkiye’de yeni ürünler için çalıştıklarını anlatan Fulci, Türk ekonomisinin büyümesine katkıda bulunacağız” dedi. Ferrero’nun verdiği bilgilere göre, Türkiye’de yılda 28 milyon kavanoz Nutella satılıyor. Ferrero Türkiye’nin yıllık geliri de Ağustos 2014 itibarıyla 1.2 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Ferrero’nun Türkiye’deki 7 üretim tesisinde (Manisa’daki fabrika+6 fındık işleme tesisi) toplam 1400 kişi çalışıyor. l MİLANO 28 milyon kavanoz ürk Telekom, Londra’da düzenlenen 15. Broadband World Forum’da dünyaya, Türkiye’de hayata geçirdiği ‘Akıllı Şehir Çözümlerini ve Vizyonunu’ aktardı. Zirvede dünyanın önemli telekom şirketlerinin temsilcilerine bir sunum yapan Türk Telekom Grubu Kurumsal İş Birimi Üst Yöneticisi (CEO) Mehmet Ali Akarca, akıllı şehirlerin, günlük yaşamı kolaylaştırdığını ve yüzde 60’a varan kaynak tasarrufuna olanak sağladığını söyledi. Akarca konuşmasında şubatta başlayan Karaman ve mayısta başlayan Antalya uygulamalarından örnekler vererek 2 yıl içinde 2030 ili daha ‘akıllı kent’ yapacaklarını, hedeflerinin 81 ile akıllı kent uygulamalarıyla tanıştırmak olduğunu söyledi. T Kente özel teknoloji Akarca, zirvenin ardından gazetecilerle sohbet toplantısında soruları da cevapladı. “Şehirleri akıllandıran teknolojimiz sayesinde, şehre özel entegre çözümler sunuyoruz” diyen Akarca, İstanbul’un trafiği, Adana’nın gü rültüsü, İzmir’in atık sorununa Akıllı Şehir teknolojileriyle çözüm bulacaklarını bu sayede şehirlerin, vatandaşlar için daha yaşanabilir hale geleceğini vurguladı. Ali Akarca, Türk Telekom Grubu’nun uyguladığı akıllı şehir servisleriyle dünyaya örnek olduğunu belirterek, “Eskiden bu tür uluslararası konferanslarda başkaları konuşur, biz dinlerdik. Geliştirdiğimiz teknolojiyi anlatmamız için artık bizi konuşmacı olarak davet ediyorlar ve onlar bizim başarılarımızı dinleyip etkileniyorlar. Bu hem Türkiye hem de Türk Telekom Grubu için büyük bir gurur” dedi. Mehmet Ali Akarca “Akıllı şehir çözümleri kaza oranını yüzde 60’a kadar düşüyor. Akıllı kent çözümleri trafikte bekleme süresi yüzde 25 kısalıyor. Akıllı aydınlatma ile Türkiye’de her yıl 650 milyon TL tasarruf potansiyeli var. Akıllı ölçüm ile Türkiye genelinde yılda 2.75 milyar TL’lik elektrik tasarrufu sağlamak mümkün. Ayrıca kaza sayısında yüzde 60, karbondioksit salımında yüzde 40, suç oranında yüzde 25 azalma sağlanıyor” diye konuştu. l LONDRA C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle