19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 23 Ekim 2015 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY haber 3 İstanbul 17/14 Ankara 21/11 İzmir 20/17 Antalya 21/18 Mersin 26/18 Trabzon 22/17 Kars 15/3 Bursa Adana Artvin Çanakkale Balıkesir Sivas Erzurum Eskişehir Aydın Gaziantep Konya 210 /1 5 0 270 /1 5 0 210 /1 3 0 170 /1 4 0 170 /1 4 0 220 /11 0 150 /5 0 190 /8 0 220 /1 7 0 230 /1 2 0 190 /1 2 0 220 /1 6 0 Atina 130 /9 0 Berlin 240 /2 1 0 Girne 150 /5 0 Londra 30 /0 0 Moskova 140 /7 0 Paris Madrid 220 /7 0 Amsterdam 130 /5 0 Roma 200 /9 0 New York 140 /6 0 Tokyo 210 /1 4 0 Parçalı Bulutlu Açık Sağanak Bulutlu Karlı Yağmur Karla K. Yağmur Sisli Diyarbakır 25/12 Asitli saldırgan aileden Gözaltına alınan enişte C.A’nın sorgusunda, aile içinde aşırı ilgi gösterildiği için 3 yaşındaki çocuğu kıskandığını söylediği belirtildi stanbul’un ünlü kebapçılarından Develi Restoran’ın oyun odasında 3 yaşındaki Y.K.’nın üzerine asitli bir madde atılması ile ilgili 2 kişi yakalandı. Yakalanan şahıslardan C.A.’nın, çocuğun annesi avukat Işıl G.’nin kızkardeşinin kocası (enişte) olduğu ortaya çıktı. Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından yürütülen soruşturmada gözaltına alınan C.A.’nın, olayın ardından Cinayet Büro Amirliği’nde lokanta çalışanları tarafından teşhis edildiği, ancak delil olmadığı için bugüne kadar gözaltına alınamadığı belirtildi. Savcılık talimatıyla C.A. dün akşam saatlerinde gözaltına alındı. Polis C.A.’nın evinde arama yaptıktan sonra, zanlı sağlık kontrolünden geçirildikten sonra Gayrettepe’deki Asayiş Şube Müdürlüğü’ne götürdü. C.A, gazetecilerin ‘Siz mi yaptınız?’, ‘Neden yaptınız?’, ‘Çocuğa siz mi saldırdınız?’ şeklindeki sorularını yanıtsız bıraktı. C.A’nın, “Aile içinde aşırı ilgi gösterildiği” için minik Y.K.’ye karşı böyle bir olaya kalkıştığını, çocuğu kıskandığını söylediği öğrenildi. C.A.’nın olaydan sonra pişmanlık duyduğunu polislere anlattığı kaydedildi. Diğer zanlının ise gözcülük yaptığı belirtildi. Yaralı devin uğruna... n sevdiğim yazılarından birinde güzel gemileri anlatmıştı Çetin Altan... “Arkasında kabara kabara taşan köpükler saçan süt beyaz gemileri...” “Endamıyla, serenleriyle, dalgalanan bayrağıyla o gemilere nasıl hayran kaldığımızdan” söz etmişti: “Gemide olmak değil, gemi olmak geçer insanın yüreğinden” demişti. Ama devamı vardı: “Birden girsek o geminin kazan dairesine... 55 derece sıcakta canavar gibi yanan bir ocak... Sıra sıra mazot ve hava regülatörleri... Yarı beline kadar ter içinde çıplak çarkçılar... Dik basamaklar... Keskin makine kokusu... Ne deniz, ne köpük, ne gökyüzü...” “İşte oradadır o uzaktan uzağa hayran kaldığımız geminin hayatı... Herkesin içinde bir cehennem vardır. O cehennem yüzdürür gemileri... Cehennemi olmayan gemiler, ne kadar süslü olsalar da yüzemezler.” HHH Bir cehennem vardı Çetin Altan’ın içinde... Bizim imrenmeyle karışık bir hayranlıkla okuduğumuz o efsunlu yazıları üreten beynin kazan dairesinde, soruşturmalar, davalar, dayaklar, yasaklar, mahpusluklar, kıskançlıklarla tırmalanmış bir hayatın öfkeli ocağı yanıyordu. 1946’tan beri mütemadiyen ve mükemmelen işleyen o motor, habire harlanan bir yangının içinden geçerken “Şeytanın gör dediği”ni görmüş, sonra onu “Taş”lamış, o yüzden bolca taşlanmış, gün gelmiş taçlanmıştı. Cenneti bekleyerek bir cehennemde yaşadı Çetin Altan... Paradoks belki ama yazıları, romanları, oyunlarıyla bize sunduğu cennetin ilhamı, ülkesinin ona yaşattığı cehennemde saklıydı. HHH Sohbetine tanık olanlar, yazılarını okuyanlardan daha şanslı... Çünkü sofraya oturdu mu, koca bir ömrün imbiğinden süzdüklerini, bir yanar E İ Kelepçelenen zanlı C.A. başını montunun kapüşonuyla örttü. İşçiye ölüm kapanı Balıkesir’deki faciada işçiler kalıpların altına sokulmuş alıkesir Üniversitesi Tıp Fatır. Kalıp imalatındaki uygulama hakültesi morfoloji binası inşataları; imalat aşamasında kullanılan atında 14 Ekim’de beton dökümü uygunsuz ve yorgun malzemeler de sırasında 4 işçinin yaşamını yitirkazanın meydana gelme ihtimalleridiği facianın göz göre göre geldiği ni oluşturabilir” denildi. Ön inceleortaya çıktı. me sonucunda facianın nasıl göz göMUSTAFA İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) re göre geldiği de ortaya çıktı. Buna ÇAKIR Balıkesir Şubesi’nin tespitlerine göre kalıp çökme belirtileri gösterdi. göre, beton dökümü sırasında çöAncak işçiler destekleme çalışmaken tabliye kalıbı altında destekleme çalış sı yapmaları için kalıp altına sokuldu. Kaması yapan işçiler göçük altında kaldı. İslıbın çökmesi ile de işçiler betonun altında kele tercihinin yanlışlığına dikkat çekilen kaldı. İMO Balıkesir Şube Başkanı Burak ön incelemede, “Kalıp iskele sistem seçimi Sezginsoy “Kalıp çadırdamaya başladıktan nin kazaya sebebiyet vermesi muhtemelsonra çalışmalara ara veriliyor. Ancak sondir. Kullanım amacına göre projelendirilen ra kalıba destek sağlamak için altına giribinanın çatı taşıyıcı sisteminin betonarliyor. Mutlaka birisi talimat vermiştir. İşçi me tercih edilmiş olması tartışmaya açıkkafasına göre oraya girmez” dedi. B ‘Hacker’mı sildi? Polis lokantanın güvenlik kamera sistemine dışarıdan bir müdahale yapıldığını ve silindiğini tespit etti. Bilgisayar kasası polis tarafından inceleme altına alındı. 3,5 yaşındaki Y.K.’nin yüzünün yanmasına ve gözlerinin zarar görmesine neden olan kimyasal maddenin ne olduğunu Adli Tıp Kurumu inceliyor. l İSTANBUL / Cumhuriyet dağ patlamışçasına püskürtürdü ortaya... Söz nasıl olup da bu topraklarda hatalı sünnet yüzünden güdükleşen hayatlardan II. Mahmut’un reform çabalarına gelmiş, oradan nasıl yol bulup da kozmosun sırlarına geçmiş, anlayamazdınız. Yer yer şiire bulanan bu sözcükten havai fişek gösterisi, bir süre sonra yerini ümitle bedbinliğin mucizevi valsine bırakırdı. “Bir lanetliler bahçesi Türkiye” derdi, içindeki cehennemi konuştururken... Sonra ağızlığını emerken iyimserliğin ışığını yakardı: “Zulmün iktidarını kuranlar, bir gün o müzebahçede sergilenecek; insanlık bakıp ders alacak” diye tamamlardı lafı... Billur kahkahalarla noktalardı. HHH 88. yaşına girerken bir yazı istedik kendisinden... Epeydir yazamıyordu, bizi kırmadı. Yolladığı yazının ilk cümlesini okur okumaz, içindeki cehennemi gördüm: “Artık anlaşılıyor ki, ülkeme demokrasinin geldiğini göremeden ayrılacağım bu dünyadan...” diye başlıyordu. Bizim kuşağı “enseyi karartmayın” tembihiyle yetiştirmiş bir usta için ne ağır itiraf, ne hazin final... Ama sonraki cümlelerde kolumuza girip bizi güverteden kazan dairesine doğru götürüyor, kendisi de bohem yazar kostümünü çıkarıp ter içinde çıplak bir çarkçıya dönüşüyordu sanki: “Yaralı bir devi ayaklarının üstüne koyabilmek için kuşak kuşak o devi sırtımızda taşıdık. O devin yaralarının iyileşeceğine inancımı hiç kaybetmedim. Bir gün bu ülke ayaklarının üstünde duracak.” Nasıl? Hayalle... Ümitle... Mücadeleyle... Sonunda amaca ulaşamasak da “Daha iyi bir dünya için fena mücadele etmedik” diyebilmenin yorgun tebessümüyle... HHH Çoğalan tebessümlerle kurtulacak bir ülke hayali, Çetin Altan’a yaraşırdı. Hayalini kurdu; ülkeyi kurmayı bize vasiyet etti. Onu, arkasında kabara kabara köpükler taşıyan bir süt beyaz gemiyle sonsuzluğa uğurlarken, onyıllarca sabırla, ustalıkla, kahırla sırtladığı yaralı devi hevesle devralıyoruz. Bir gün, ayaklarının üstünde duracağına inancımızı hiç yitirmeksizin... Onu yıllarca sabırla sırtlayanları hiç hatırdan, gönülden düşürmeksizin... Sabiha Gökçen’de hava trafiği felç oldu! Sabiha Gökçen Havalimanı’nda süren inşaat çalışmaları kapsamında su tesisatı döşenirken, yanlışlıkla kule ile pilotların iletişim kurduğu frekans kabloları kesildi. Hava trafiği felç oldu. Uçaklar havada tur atarken, iniş ve kalkışlarda kısıtlama meydana geldi. Tek frekanstan uçaklarla iletişim sağlanırken bazı uçaklar havada tur attı, iniş ve kalkışların sağlıklı yapılabilmesi için kapasite düşürüldü. Bazı uçaklar başka havalimanlarına yönlendirildi. Arızanın saat 21.00’de giderilmesiyle durum normale döndü. l İSTANBUL / DHA Bir yıldız daha kaydı Yeşilçam’ın ünlü karakter oyuncusu Yılmaz Köksal Yılmaz Köksal (76), dün akşam saatlerinde hayatını kaybetti. Uzun süredir kanserle boğuşan Yılmaz Köksal, Türk sinema ve dizi oyuncusuydu. 15 Temmuz 1939 yılında Kırşehir’de doğdu. 1965’ten 2005’e kadar 182 filmde rol alan Köksal, birçok film senaryosunu da kaleme almıştı. Özel televizyonların çoğalmasıyla birlikte sinema ve dizi filmlerinde oyunculuk hayatına devam etti. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle