18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 OCAK 2015 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Ceylan’a bir ayıp daha Konsolosluğa kalem ve karanfil Paris’teki saldırı dün İstanbul’da eylemlerle kınandı. Dün sabah Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi üyeleri tarafından Taksim İstiklal Caddesi’ndeki Fransa Başkonsolosluğu önünde eylem yapıldı. Fransa yurttaşlarının da destek verdiği eylemde, konsolosluk önüne kalem ve karanfil bırakıldı. Akşam da DİSK, KESK, TTB, TMMOB öncülüğünde bir araya gelen sanatçı örgütleri ve sivil toplum kuruluşları üyeleri Fransa’nın İstanbul Konsolosluğu önüne gelerek Türkçe ve Fransızca yazılı “Ben Charlie’yim” pankartı açtı. Grup adına Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Mustafa Köz, yazarımız, şair Ataol Behramoğlu, ressam Bedri Baykam ile tiyatro sanatçısı Orhan Aydın yaptıkları kısa konuşmalarla, katliamı kınadı. Birleşik Haziran Hareketi üyeleri de Mis Sokak’ta toplanarak “Je Suis Charlie” pankartı açtı. “Kalem, silahla susturulamaz” sloganı atan grup, Fransa’nın İstanbul Konsolosluğu’na yürüdü. Bir dakikalık saygı duruşuyapıldı. Konsolosluk önüne karanfiller bırakılarak mumlar yakıldı. (Haber: ALİ AÇAR, KAYHAN AYHAN Fotoğraf: VEDAT ARIK) Mahkeme ailesine ödenecek 28 bin 208 liranın 12 bin lirasını masraf olarak kesti ‘Ama’nız Batsın Vahşi bir saldırı ile karşı karşıyayız. Şaşkınız aslında. Kim yaptı biliyoruz; cihatçı teröristler. Neden yaptılar biliyoruz; akılları sıra insanı insanlıktan çıkarmak, kadını köleleştirmek, karanlık dünyalarına hapsetmek için. Nasıl yaptılar hep gördük, izledik, TV kanalları sansürsüz aktardı; Irak’ta, Suriye’de, dünyanın sızabildikleri her yerinde nasıl yaptılarsa öyle; mal gibi alıp satarak, acımasızca keserek, öldürerek. Onları ellerini ovuşturarak, gizli bir sevinçle, yüreklerinin yağı eriyerek, sırıtarak destekleyenleri anladığımızı söyleyebilir miyiz? Bu nefreti anlamak mümkün mü? “Müslümanları kışkırtırsanız işte böyle olur” diyeni, cinayetleri aynı familyadan ırkçıların türettiği İslamofobiye bağlayanı nasıl anlayalım? Onlara söylenecek söz kısadır. “Bu dünyanın has elemanı insandır ve siz o aileden değilsiniz. Susun ve kesin sesinizi.” HHH Fransa’yı, Fransız medyasını iyi bilen arkadaşım Ragıp Duran dün Cumhuriyet’te Charlie Hebdo’nun hikâyesini Ahmet Şık’a anlattı: Charles de Gaulle döneminde Harakiri adıyla yayına başlayan, Charles de Gaulle tarafından kapatılan mizah dergisi yayın hayatını, Charlie Hebdo yani, de Gaulle’e inat “Haftalık Charlie” adıyla sürdürdü. Dünyanın en ünlü karikatüristlerinin çizdiği dergi bundan sonra da hiç kuşku duymuyorum yoluna devam edecektir. Çünkü gördük ki şimdi herkes Charlie’dir. Şimdi herkes “Jé suis Charlie” diye sesleniyor tüm dünyaya. Öyleyse dinleyin... Susun ve kesin artık sesinizi... HHH Dindarların da nihayet bu eli kanlılardan kurtulmasının zamanı geldi. Hiçbir gerekçe, hiçbir bahane inançlarınızı kirleten karanlık kafaların hoş görülmesine yol açmamalıdır. Uykulardan uyanmak zamanıdır. Uyuşmuşluktan kurtulmak için fırsattır. Bu canilere teşekkür edecekseniz bunun için edin. Deyin ki: “İşte artık sizden kurtuluyoruz, yoksullarımızın iç çekişi, vicdanlarımızın ifadesi olan inancımızı sizden kurtarıyoruz; amasız, fakatsız lanetliyoruz sizi.” Ve deyin ki onlara: “Yeter susun artık ve kesin sesinizi...” HHH Daha o cinayet saatinde ve dün ve bugün kendilerini sureti haktan göstermeye çalışanları, dağları bekleyen korkunun esir aldığı siniklikle yazıp çizenleri gördük. TV kanallarında teröristler için “onlar da Müslüman” diyenleri dinledik. “Hıristiyanların kendi peygamberleri için bakış açıları farklı. İsa için müzikaller bile sahneye koydular. Hıristiyanların özgürlük anlayışı böyle. Ama... Aynı mercekle İslama bakmaları doğru mu? Olmadığı işte ortada” diye yazanları okuduk. Onlar dünyanın ikiye bölünmüş olduğunu, bir tarafın geriliğe ezelebed mahkum olduğunu kabul edenlerdir; aydınlanma ışığının milyonlarca Müslümandan sakınılması gerektiğini gizli gizli düşünenlerdir. İstiyorlar ki, din her zaman milyonların uyutulmasının aracı olmaya devam etsin. İşte cihatçı teröre boyun eğerek destek verenler bunlardır. Onlara söylenecek söz de kısadır: “Siz de ‘Jé suis Charlie’ diyebilirsiniz; diyemiyorsanız, teslimseniz teröre... Susun ve kesin sesinizi hiç değilse...” HHH İki eğilime karşı dik durmak gerekiyor. Birincisi cinayetleri mazur gösterme, “ama”yla, “fakat”la İslamofobiye bağlama gayretidir. İkincisi cihatçıların kasaplığını gerekçe göstererek ABD’de Bush yönetiminin insan haklarına darbe vuran “Patriot Act”ına, faşist yasalara, yasaklara, milyonlarca insanın ölümüne yol açan savaşlara özenmektir. Cihatçı terörle bu noktada buluşmayın. Böyle yaparsanız bilin ki artık insanların tahammülü kalmadı. Cehenneme dönecek dünya ve siz de ateşinden kurtulamayacaksınız bu cehennemin. HHH Teröre karşı çıkmanın olmazsa olmaz koşulu, teröre değil, insana daha fazla özgürlüktür. Eli kanlı katilleri, cihatçı teröristleri yalnızca özgürlüğü daha fazla genişleterek yenebiliriz. Karanlığı 1968’de darbeci Charles de Gaulle’ün yaptığı gibi dergi kapatarak değil, “Jé suis Charlie” diyerek, diktatörlerle savaşarak yenebiliriz. Öyle yapamayacaksak, beceremeyeceksek... Utançla susalım, keselim sesimizi biz de... DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Lice’ye bağlı Şenlik köyü Paşaçiya mezrasında 28 Ekim 2009’da hayvanlarını otlatırken havan ile öldürülen 12 yaşındaki Ceylan Önkol’un ailesine “devletin hizmet kusuru olmadığına” hükmederek, “sosyal risk” gerekçesiyle 28 bin 208 lira 85 kuruş tazminat ödenmesine hükmeden mahkeme, manevi tazminat talebini reddederken ödediği tazminatın 12 bin liralık kısmına da mahkeme masraflarını gerekçe göstererek kesti. Yayla Karakolu yakınlarında 28 Ekim 2009’da hayvanlarını otlatırken havan topu ile vurularak öldürülen Önkol’un ailesinin 100 bin liralık maddi ve 150 bin liralık da manevi tazminat talebiyle açtığı davada Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi “devletin hizmet kusuru olmadığına” hükmederek “sosyal risk” gerekçesiyle 28 bin 208 lira 85 kuruş tazminat ödenmesine karar vermişti. Ancak Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi’nin aileye ödenecek tazminatın 12 bin 701 lira 82 kuruşluk kısmının yargılama giderleri ve avukatlık ücreti olarak kesilmesine karar verdiği ortaya çıktı. Buna göre yargılama giderleri için 1603 lira 50 kuruş, harç parası için 1675 lira 60 kuruş, resmi pul için 57 TL ve İçişleri Bakanlığı’na avukatlık ücreti olarak 8 bin 614 lira 93 kuruşun aileye ödenecek tazminattan kesilmesine karar verildi. Buna göre aileye ödenecek tazminat tuta rı 15 bin 707 lira 82 kuruşa düştü. Lice Cumhuriyet Savcılığı, şüpheliler hakkında, “görevini kötüye kullanmak” suçlamasıyla açılan soruşturmada 4 Nisan 2013’te takipsizlik kararı verirken Nisan 2014 tarihinde mevcut delil ve raporların faillerin tespiti için yetersiz olduğu iddiasıyla “daimi arama” kararı verdi. Savcılık aynı kararda suçlamayı “taksirle ölüme neden olma suçu” olarak değerlendirince zamanaşımı süresi de 30 yıldan 15 yıla düştü. Avukat Rahşan Bataray Saman, Önkol’un ölümüne ilişkin soruşturma da 5 yıldır ilerleme kaydedilemediğini vurgulayarak, “etkin soruşturma yürütülmediği” gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde yaptıkları başvurunun sonucunu beklediklerini belirtti. Metin Göktepe katledilişinin 19. yılında anıldı l Başbakan Davutoğlu: Tahrik etmeyin Lanetlemek yerine Fransa’yı uyardı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Charlie Hebdo’ya yapılan saldırının ardından, İslamofobinin büyümesi ve Sünni Müslümanları hedef almasından endişe eden hükümet, katilleri lanetlemek yerine, Paris’i uyarmayı tercih etti. Başbakan Ahmet Davutoğlu Paris’e ve Batı’ya “Ümit ederiz ki bu tür saldırılar üzerinden çatışma ve gerilim ortamı tahrik edilmez” mesajı yolladı. Paris saldırısının ardından hükümet kanadından yapılan açıklamaların satır aralarında Batı ve Paris’e yönelik ilginç uyarılar dikkat çekiyor. Davutoğlu da dün yaptığı açıklamada, şu görüşleri dile getirdi: “Bu terör saldırıları, tek bir ülkeye değil, tek bir gruba değil, bütün insanoğluna yapılan saldırılardır. Bu terör saldırıları, bir barış dini olan İslam ile ilişkilendirilemez. Hiçbir gerekçe, bu tür terör saldırılarına mazeret teşkil etmez. Bu tür saldırılardan hareketle herhangi bir kültürel çatışma ortamının olmasına, ırkçı eğilimlerin ortaya çıkmasına izin vermemek, hepimizin ortak sorumluluğudur. Ümit ederiz ki insanlığa karşı yapılan bu tür saldırılar üzerinden çatışma ve gerilim ortamı tahrik edilmez. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ise Batıya adeta meydan okudu. Twitter’dan açıklama yapan Akdoğan, “İstanbul’da bir polisin, Suudi Arabistan’da 3 askerin, Sana’da 35 kişinin teröre kurban gitmesini gündemlerine almayanlar ortak mücadele veremezler” dedi. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ise, karikatüristlere tepkinin ‘Ta’if’ sınırları içerisinde kalması gerektiğini savundu. Görmez şunları söyledi: “Hiçbir Müslüman, ifade özgürlüğünü istismar ederek, Hazreti Peygamber’e karşı yapılan saygısız ve seviyesiz düşüncelere karşı onun asla tasvip etmeyeceği çirkin yöntemlerle karşılık veremez. Hazreti Peygamberi kendisine rehber edinenler ancak ve ancak onun Taif’te kendisine fiili tacizde ve saldırıda bulunanlara karşı gösterdiği tavrı örnek alırlar.” Görmez, İslam hakkında olumsuz algı oluşturulmaya çalışıldığını da belirterek “Algı mühendisleri, katillere dinimizin simgelerini telaffuz ettirerek akılla alay ediyorlar” dedi. TBMM Başkanı Cemil Çiçek de, Fransa Ulusal Meclisi Başkanı Claude Bartolone ve Fransa Senatosu Başkanı Gerard Larcher’e taziye mektubu göndererek saldırıyı kınadı. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) Anne Fadime Göktepe, oğlunun mezarını öperek ‘Başka Metin’ler ölmesin’ dedi. ‘Metin ve Charlie Hebdo ALİ AÇAR saldırıları aynı kafanın ürünü’ Ümraniye Cezaevi’nde öldürülen tutukluların cenaze törenini izlemek için 8 Ocak 1996 günü gittiği Alibeyköy’de gözaltına alınan ve polisler tarafından dövülerek katledilen gazeteci Metin Göktepe ölümünün 19. yılında mezarı başında anıldı. Esenler Kemer Mezarlığı’ndaki anma törenine Metin Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe, ablası Meryem Göktepe, Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, EMEK Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, ÖDP Eşgenel Başkanı Alper Taş, sanatçı Ferhat Tunç ile HDP’li yöneticiler ve dostları katıldı. Anmaya gelenler “Jé suis Charlie” (Ben Charlie’yim) yazılı dövizler taşıyarak Charlie Hebdo’ya yönelik saldırı kınandı. Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, “Metin’e yapılan saldırı ile Fransa’daki saldırı aynı barbar yobaz kafa tarafından gerçekleştirildi. Ocak ayı bizim için çok zor geçiyor. Önce Metin, ardından Hrant Dink ve Uğur Mumcu ile 1 Şubat’ta Abdi İpekçi’yi saygıyla anıyoruz” dedi. Anne Fadime Göktepe de, “Emekçiler, emekçi çocuklar, Metin’in arkadaşlarına hepsine selam veriyorum. Sağ olun hepiniz birer ‘Metin’siniz” diye konuştu. Gazeteci Ahmet Şık da gazeteci cinayetlerine dikkat çekerek, “19 yıl önce işkence ile devlet adına Metin’i öldüren zihniyetle, Metin’den önce Kürt gazeteci kardeşlerimizi katleden zihniyet ile Uğur Mumcu’yu, Hrant ağabeyi aramızdan alan zihniyet ile Paris’teki meslektaşlarımızı aramızdan alanlar arasında bir fark yok” dedi. Törende Ferhat Tunç ise “Metin’e ağıt” isimli parçasını seslendirdi. Rahatsızlığı nedeniyle törene katılamayan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto’nun gönderdiği mesaj okundu. l Dünyada ve Türkiye’de kınandı Haber Merkezi Paris saldırısını yurtiçi ve yurtdışından birlikler, dernekler, aydınlar, yayıncılar, karikatürcüler, yazarlar, yayımladıkları bildirilerle kınadı. l Aralarında Baskın Oran, Fikret Başkaya, İsmail Beşikçi, Ufuk Uras’ın da bulunduğu 33 aydın, hazırladıkları bildiri ile saldırıyı kınarken “eleştiriye tahammülsüzlüğün, kaba vahşetin, özgür düşünceye düşmanlığın son tezahürlerinden biri” olduğu değerlendirmesini yaptı. Bildiride, söz konusu vahşi katliamın “Baskıyı artırmanın, özgürlükleri bastırmanın ve faşizmi tırmandırmanın vesilesi yapılacağı” belirtildi. l Leman ve Penguen dergileri sosyal medya hesaplarını kararttı. Aynı zamanda Leman 1205. sayısını Charlie Hebdo özel sayısı olarak basacak. Leman Dergisi Yazı İşleri Müdürü Zafer Aknar, “Şoktayız. Kötü bir rüya görüyoruz sanki. Kara bir leke bu. Kan akıttılar tarihimize. Artık mizah denince bu korkunç katliam gelecek akıllara” dedi. l Karikatürcüler Derneği Başkanı Metin Peker de, “Masum insanları katledenler bir kez daha ne kadar zavallı olduklarını gösterdiler. Şiddet her zaman özgürlüğe yenilecektir” dedi. l Uluslararası Yayıncılar Birliği açıklamasında, “Bu canice saldırı, yayıncıların ortak değerle ‘Uygarlığa karşı bir saldırı’ rine karşı bir saldırıdır” denildi. l Türkiye Yayıncılar Birliği “Hiçbir düşünce terörizm ve şiddet eliyle dayatılamaz ve değiştirilemez. Düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki sınır ve engeller kaldırılmadan, dünya daha özgür ve yaşanılır bir yer haline gelmeyecektir” dedi. l Arap Yayıncılar Birliği Başkanı Assem Şalabi ise “İslam’ın ilkelerine ve peygamberin mesajına ters düşen bu haince saldırı”yı lanetlediğini açıkladı. l En büyük Arap kitap yayıncısı Dar El Şoruk’un başkanı İbrahim el Moallim ise, “Bu, insanlığa, ifade özgürlüğüne, İslama ve Müslümanlara karşı işlenmiş korkunç bir cinayettir. Uygarlığa karşı bir saldırıdır” dedi. l Uluslararası PEN’den yapılan açıklamada da, “Görüşleri ne kadar hakaret edici olursa olsun düşüncelerini açıklayanları susturmak ya da sindirmek için şiddet kullanmak asla haklı görülemez” denildi. PEN Türkiye de saldırının, düşünce ve ifade özgürlüğünü de tehdit ettiğini kaydetti. l “Şeytan Ayetleri” romanı dolayısıyla İranlı mollar tarafından ölüm fetvası verilen Salman Rushdie de, “Ortaçağ akıldışılığının bir biçimi olan din modern silahlarla birleştiği zaman özgürlüklerimiz için gerçek bir tehdit oluyor” dedi. Cizre’de öldürülen Ümit Kurt’un otopsi tutanağı açıklanmıyor Yine gizlilik kararı ‘AKP’NİN IŞİD DANSININ FATURASI BİZE ÇIKMASIN’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, merkez yürütme kurulu toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Demirtaş, Charlie Hebdo saldırısı ile ilgili olarak “Bütün Ortadoğu’da kimin eli kimin cebinde, belli olmadığı kaotik bir durum yaşanıyor. Bu kaos Ortadoğu’yla, Suriye ile sınırlı kalmayacak. AKP’nin IŞİD ile yaptığı dansın faturası inşallah bize de çıkmaz” dedi. Demirtaş, bir gazetecinin “Eğer HDP barajın altında kalırsa süreç dağa taşınır endişesi var. Arınç’ın Mehmet Ağar ve Baykal örneğini vererek, ‘Onlar dağa çıkmadı’ açıklaması oldu” diyerek yönelttiği soruya “Bülent Arınç’ın hevesini kursağında bırakacağız. Bülent Arınç Beyefendi, barajı neden kaldırmadıklarını izah etse daha anlamlı olurdu” dedi. Demirtaş, parti olarak seçime girme kararlarının AKP ile planlı olduğu eleştirilerini “saçmalık” olarak nitelendirdi. Gazetecinin “Öcalan’ın serbest kalması hep tartışılıyor” sözleri üzerine Demirtaş, şunları söyledi: “Kendisinin böyle bir talebi yok. ‘Kapıyı açsalar, çıkmam. Benim buraya konulma nedenim ne ise onun ortadan kalkmış olması lazım benim çıkmam için. Bununla ilgili hiçbir adım atılmadan Öcalan’a özgürlük, Apo’ya af çıkacak şeklindeki söylentilerden ben rahatsız oluyorum. Böyle bir beklenti içerisinde değilim’ diyor.” Demirtaş, Kadir İnanır’ın HDP’den aday olacağı haberleriyle ilgili soruya, “Bir görüşmemiz olmadı. Biz, kendisiyle görüşmek elbette ki isteriz” dedi. DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Şırnak’ın Cizre ilçesinde 17 yaşındaki Ümit Kurt’un kalbinden tek kurşunla vurularak öldürülmesiyle ilgili savcılığın gizililik kararı verdiği belirtildi. Cizre'de 4 kişinin yaşamını yitirdiği olayların ardından tansiyon düşerken, hendekler de kapatılmaya başlanmıştı. Geçtiğimiz salı gecesi özel harekat polislerinin zırhlı araçlarla mahallelere girmesinin ardından Ümit Kurt öldürülmüş, Cizre Ticaret ve Sanayi odasında memur olarak çalışan 26 yaşındaki Çelesi Sakçak da sırtından vurularak ağır yaralanmıştı. DİHA’nın haberine göre, Cizre Devlet Hastanesi yetkilileri, Kurt’un ölümü ile ilgili hazırlanan ön otopsi tutanağını alınan bu “gizlilik” kararı doğrultusunda kimse ile paylaşamayacaklarını belirtti. Kurt’un cenazesinin ardından önceki gün yapılan protesto gösterileri sırasında 12 yaşındaki M.S., ise polisin attığı gaz bombasıyla yüzünden yaralandı. Gece saat 21.30 sıralarında ise ilçe girişinde bulunan Cizre Köprüsü üzerinde devriye görevi yürüten zırhlı polis araçlarına roketatarlı saldırı düzenlendi. Roketin isabet ettiği “Akrep” adı verilen zırhlı araç devrilirken, 2 polis memuru yaralandı. Saldırganlar, ardından aynı bölgede bulunan Dicle Polis Merkezi’ne de uzun namlulu silahlarla ateş açtı. Polislerin de karşılık vermesi üzerine çatışma çıktı. Kısa süreli çatışmanın ardından yaralı 2 polis hastaneye götürüldü. Polislerin hayati tehlikelerinin bulunmadığı öğrenildi. PKK’nin silahlı kanadı HPG dün ANF’ye yaptığı açıklamada eylemi üstlendi. Silopi’de de önceki gece YDGH üyeleri Habur Gümrük Kapısı’na giden İpek Yolu’nda lastik yakarak barikat kurdu ve araçların geçişine izin vermedi. Polis göstericilere müdahale etti. ‘Paris suikastı aydınlatılsın’ n DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Mezopotamya Hukukçular Derneği, PKK’nin kurucularından Sakine Cansız, Kürdistan Ulusal Kongresi Paris temsilcisi Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in 9 Ocak 2013’te Paris’te öldürülmesiyle ilgili Fransa Adalet Bakanlığı’na mektup göndererek cinayetin aydınlatılmasını istedi. Açıklamada Charlie Hebdo’ya yapılan saldırı da kınandı. Mezopotamya Hukukçular Derneği üyesi avukatlar dün sabah Diyarbakır Adliyesi önünde yaptıkları eylemle Paris suikastının aydınlatılmasını istedi. DerneğiN Eşbaşkanı Gülşen Özbek, Türkçe ve Kürtçe olarak yaptığı açıklamada, “Bugün burada adaletin tesis etmemiş olmasını ve yaşanan hukuksuzluğu kınamak üzere bulunuyoruz” dedi. Mektupta ise, “Soruşturmanın gecikmiş olması, cinayetin arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılmamış olması, çıkarılması için bir çaba sarf edilmiyor olması, Fransa devletinin de cinayetin ortağı olduğu algısını yaratmaktadır” ifadeleri kullanıldı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle