23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 OCAK 2015 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 İstanbul da gerildi İstanbul Haber Servisi Dolmabahçe Sarayı ve Sultanahmet’teki Turizm Polisi Şube Müdürlüğü’ne yönelik saldırıların ardından İstanbul’da bomba paniği yaşanmaya başladı. Başakşehir’de bir alışveriş merkezinin önünde dün sabah saatlerinde çakmak gazı tüplerine sarılı el yapımı bomba bulundu. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, alışveriş merkezinin önündeki caddeyi güvenlik şeridiyle trafiğe kapattı. Bomba uzmanı ekipler inceledikleri cismin el yapımı, basınç etkili ve parça tesirli bomba olduğunu tespit etti. Polis, bombayı etkisiz hale getirdikten sonra üzerine sarılı olan çakmak İki bomba düzeneği etkisiz hale getirildi, ses bombası korku yarattı, polise ihbar yağdı Laikliği Savunmanın İvediliği Charlie Hebdo’ya vahşi saldırı sonrası artan tehditler, tehlikeli olasılıklar üzerinde serinkanlılıkla düşünmenin, tehdidin boyutlarını öğrenmeye çalışmanın, karşı koymak için ne yapılabileceğini tartışmanın zamanıdır. Sıcağı sıcağına, laf kalabalığına, algı yönetimine izin vermeden yapmalı bunu. Birinci sıradaki tehlike ve tehdit, tıpkı 11 Eylül sonrası olduğu gibi insan hak ve özgürlüklerini sınırlandırmak için İslamcı terörizmin bir bahane olarak kullanılmasıdır. Bunun uzantısı, Ortadoğu ülkelerine “demokrasi” getirmek için saldırmanın, askeri müdahaleler için zeminin oluştuğunun savunulması olabilir. Ortadoğu ülkelerinde Selefilerin kan dökmeye devam etmesi, terörün Batı ülkelerinde kendini vahşi bir şekilde göstermesi bu türden analizleri kolaylaştıracaktır. HHH Türkiye’de ise bir süredir hazırlıkları yapılan ve önümüzdeki günlerde Meclis’te görüşülmesi beklenen “güvenlik yasaları” için hükümet yetkilileri ve MİT tarafından sıklıkla dile getirilen “tehlike arttı, her yerde saldırı olabilir” havası, gerçek ya da hayali ihbarlarla pekiştirilerek “toplumsal rızanın” daha kolay sağlanması amaçlanıyor. Bu proje eşzamanlı olarak laikliğe saldırıyı hızlandırmayı da öngörür. Öyle olur; çünkü geniş kitlelerin yeni önlemlere rızasının alınması için “Selefiliğin makbul yorumunun” egemen, yani devlet politikası olacağına ikna edilmesi gerekecektir. Bunun için Charlie Hebdo saldırısı gibi saldırılar kınanacak, arkasından “ama”lı “fakat”lı, Batı’da gerçekten yükselen İslamofobi tehlikesini öne çıkaran yorumlara ağırlık verilecektir. HHH İşte bu nedenle laikliğin ısrarla savunulması, demokratik Cumhuriyetin temeli olduğunun sıklıkla vurgulanması ivedi olarak gereklidir. Laikliğe saldırının yasal zemininin, yukarıdan devlet politikası olarak hazırlandığı, aşağıdan her türden aşırı, fantezi sayılabilecek adımlarla pekiştirildiği ortadadır. Bu, kadınlarla ilgili devlet projelerinde de, alt düzeyde; imam, müftü, sokak ilahiyatçısı, fetvacı köşe yazarı türünden “mümtaz şahsiyetlerin”, “Çocuklar namaza yetişemiyor cuma resmi tatil olsun”, “Kadın evde otursun, kahkaha atmasın, üç beş çocukla kariyer yapsın” gibi yoksul ve eğitimsiz kesimlerin ikna edilmesini amaçlayan popülizmde kendini gösteriyor. Bu nedenle de yalnızca devlet katındaki hazırlıklara değil, aşağıdaki yoğun, hız kazanmış faaliyete de, nerede ortaya çıkıyorsa orada karşılık vermek zorunludur. HHH Laikliğin yaşamsal önemi anlatılacaksa bir gerçeğin daha bilinmesinde yarar vardır. Laikliği Batı coğrafyası ile sınırlı, Doğu ile kesinlikle bağdaşamaz bir olgu gibi anlatan, buradan da emperyalist Batı’ya karşı haklı itirazları, laiklik karşıtlığı ile birleştirmek isteyenlere fırsat vermemek de önemlidir. Samir Amin’in Modernite Demokrasi ve Din adlı eserinde (Özgür Üniversite Yayınları) kapsamlıca anlattığı gibi; “Laiklik Batılı bir fenomen değil, modernitenin bir koşuludur.” Aydınlanmanın ve kapitalist gelişmenin bir ürünü olan modernite ile yollarını ayıran, ona gelişme kapılarını kapatan kapitalist Batı, dinin yığınların yönetilmesi, yönlendirilmesi için kullanılabilir en iyi araçlardan biri olduğunu keşfetti. Hitler, Mussolini, Franko, Salazar rejimleri dini kullanmayı çok iyi başardılar. Ama Batı hâlâ o ikiyüzlü Batı’dır. Kazanımlarını teslim etmeye yanaşmayan kitleler nedeniyle, direnen kiliselere rağmen laik seküler ülkeler haline geldiler; ama dinin Doğu’da etkin olarak kullanılması hâlâ politikalarının başlıca araçlarındandır. HHH Laikliğin tümüyle devreden çıkartılması on yılı aşkın bir süredir Türkiye’de resmi politikadır. “Tehlikenin farkında mısınız?” uyarıları bugüne kadar işe yaramadı. Ama artık bıçak kemiğe dayanmıştır. O nedenle de ülkenin geleceğinin siyasal İslamcıların, bağnazlığın hâkimiyetine geçmesini istemeyenler ellerini çabuk tutmalıdırlar. Önümüzdeki günlerde IŞİD’ci, El Kaide’ci terörist yobazlık, Selefiliğin farklı yorumları piyasayı kaplayacak, ölüm ile sıtma arasında seçim yapmamız istenecektir. Sağlıklı yaşamayı seçiyorsanız, laiklik için ayağa kalkmanız gerekiyor. Hem de hiç zaman yitirmeden, hemen bugün... Fuat Avni’den korkutan iddia Twitter fenomeni Fuat Avni hesabından da ilginç iddialar ortaya atıldı. Fuat Avni, Gülen cemaatini terör ile anılır hale getirmek için MİT tarafından onlarca insanın ölebileceği eylemler organize edildiğini, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da bu plana onay verdiğini savundu. gazı tüpleriyle birlikte detaylı olarak incelemek üzere emniyete götürdü. Aynı saatlerde Küçükçekmece Sefaköy Halkalı Caddesi’nde bir dershanenin önünde şüpheli paket alarmı yaşandı. Kırmızı renkte çakmak gazı kutusu gören vatandaşlar durumdan şüphelenerek polisi aradı. Olay yerine gelen bomba uzmanı ekipler çakmak gazı kutusunu fünye ile kontrollü bir şekil de patlattı. Patlama sırasında alevler yükseldi. Zeytinburnu’nda da bir işyeri yakınına bırakılan spor sırt çantası bomba imha ekipleri tarafından fünye ile patlatıldı. Çantadan erkek giysileri çıktı. İstanbul’da önceki gece de bomba ihbarları yüzünden hareketli saatler yaşandı. Okmeydanı ile Kâğıthane Talatpaşa Mahallesi’ni birbirine bağlayan Talatpa şa Köprüsü’ne gelen bir grup, saat 22.00 sıralarında köprü üzerine ses bombası attı. Patlama nedeniyle çevredekiler büyük korku yaşadı. Grup civardaki metrobüs durağı girişinin de bulunduğu köprü üzerine iki paket bırakarak kaçtı. Paketler bomba imha uzmanları tarafından fünyeyle kontrollü şekilde patlatıldı. Paketlerde herhangi bir patlayıcı maddeye rastlanmadı. Polis helikopteri de bölgede devriye uçuşu yaptı. Talatpaşa Köprüsü’ndeki şüpheli paketler imha edildiği sıralarda bir ihbar da Örnektepe Metrobüs Üst Geçidi’nden geldi. Bomba uzmanları bırakılan paketi fünyeyle patlattı. Patlatılan pakette herhangi bir patlayıcı maddeye rastlanmadığı öğrenildi. ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ 500 AYDINDAN İLAN Haber Merkezi 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle yapılan açıklamalarda, Türkiye’de basın ve düşünce özgürlüğü üzerindeki baskıya son verilmesi istenirken Paris’te mizah dergisi Charlie Hebdo’ya yapılan saldırı da kınandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü mesajında, “Medya çalışanlarımızın, mesleklerini icra ederken toplumumuzun hassasiyetlerini göz önünde bulundurmaya özen göstermeleri, karanlık odakların algı operasyonlarına alet olmamaları da büyük önem arz etmektedir” derken Başbakan Ahmet Davutoğlu da mesajında, demokratik sistem içinde en önemli özgürlük alanların başında basın özgürlüğünün geldiğini belirterek “Bir ülkede demokrasileri güçlendiren ve geliştiren en etkin unsurlardan biri, meslek ahlakına ve tarafsızlık ilkesine riayet eden bir basının varlığıdır” ifadelerini kullandı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise mesajında “Özgürlüğünden vazgeçen, halkın haber alma gerçekleri öğrenme hakkını savunmayan basının saygınlığı da, inandırıcılığı da olmaz” diyerek şu ifadeleri kullandı: “Özgürce sendikalaşamayan, iş güvencesi olmayan, AKP doğrultusunda kraldan fazla kralcı yöneticiler tarafından yandaş yapılmak istenen ve bu güç koşullarda bile çalışmaya devam eden gazetecileri selamlıyor ve 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün, gazetecilerin meslekleriyle meslek onuruna sahip çıkma günü olmasını diliyorum.” Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, meslekte geriye doğru bir gidiş olduğunu belirterek kaybedilen hakların geri kazanımı ve basın özgürlüğü için mücadeleye devam edeceklerini söyledi. Adana’da Çukurova Gazeteciler Cemiyeti (ÇGC) üyeleri, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde, Paris’te mizah dergisi Charlie Hebdo’ya yapılan saldırıyı kınadı. CHP Milletvekili Süleyman Çelebi ve CHP Beyoğlu ilçe örgütü de gazetemizi ziyaret ederek 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutladı. Gazetecilere Özgürlük Platformu da 10 Ocak’ın 54. yılı dolayısıyla yaptığı açıklamada “Ülkemizde basın özgürlüğü, düşünceyi ifade özgürlüğü ve bireylerin temel hak ve özgürlükleri 54 yıl öncesinden daha kötü durumdadır. Cumhurbaşkanı’ndan Başbakan’a, bakanlara, bürokratlara kadar devleti yöneten kadro, basını ve düşünceyi ifade özgürlüğünü kendilerine engel olarak görmektedirler. Meslektaşlarımız habercilik görevlerini yaparken ‘terörist’ ilan edilmekte, gazeteciler ‘iktidarın memurları’ olmaya zorlanmaktadırlar” denildi. Fotoğraf: VEDAT ARIK Gazeteciler haklarını kaybediyor ‘Özgürlüğün tarafında olacağız’ Kültür Servisi Charlie Hebdo katliamına karşı çoğunluğu Müslüman ülkelerden yaklaşık 500 yazar, gazeteci, sanatçı, politikacı ve öğretim üyesi Fransız Le Monde gazetesinin bugünkü sayısına tam verdiği ilanda “Korkuya izin vermeyeceğiz” dedi. Salman Rushdie, yazar Tahar Benjelloun, yazar ve şair Abdellatif Laabi, yazar ve sinema yönetmeni Atiq Rahimi gibi isimlerin imzasının yer aldığı ilanda “Saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınlarına ve ailelerine, tüm Charlie Hebdo ekibine duyduğumuz dehşeti, dayanışma içinde olduğumuzu ve derin üzüntümüzü dile getiriyoruz” denildi. Türkiye’den matematikçi Ali Nesin, Prof. Baskın Oran, Prof. Dr. Betül Tanbay, yazar Gündüz Vassaf, sosyolog Nilüfer Göle, çevirmen Emre Ülker, matematikçi Ali Süleyman Üstünel, gazeteci ve yazar Cengiz Aktar, gazeteci Defne Gürsoy, psikolog Aslı Sunaç ve Ümit Metin de imzaladığı ilanda “Katillere ise şunu söylemek istiyoruz; bizi karşılarında, özgürlüğün tarafında bulacaklar” ifadeleri yer aldı. Müslüman dünya ile ilişkisi olan aydınların oluşturduğu Özgürlükler Manifestosu tarafından “Bu bildiriyi sessiz kalmamak, kendi içimize kapanmamak için kaleme alıyoruz” denilerek başlatılan imza kampanyasında tüm dünya vatandaşlarına imza verme çağrısı yapıldı. İmza kampanyasının manifeste@manifeste.org adresinden sürdüğü belirtildi. Charlie Hebdo katliamı kınandı, yaşamını yitirenler karanfillerle anıldı İstanbul’da sessiz eylem İstanbul Haber Servisi HDP İstanbul Gençlik Koordinasyonu, Paris’te karikatür dergisi Charlie Hebdo katliamında hayatını kaybedenler anmak için Taksim İstiklal Caddesi’ndeki Fransa Başkonsolonluğu önüne kalem ve karanfiller bıraktı. Türkiye’de yaşayan Fransız vatandaşları ve dernekleri de saldırıyı kınamak için konsolosluk önünde sessiz eylem yaptı. HDP İstanbul Gençlik Koordinasyonu üyeleri, “Je Suis Charlie (Ben Charlie’yim)” yazılı pankart açtı, “Kobane’den Paris’e direniş her yerde”, “Charlie Hebdo yalnız değildir” sloganları attı. Grup adına açıklama yapan Barış Can Göral, saldırının hedefinde cesurca geliştirilmiş eleştiriler ve ifade özgürlüğünü kullanan halkların olduğunu vurguladı. Türkiye’de yaşayan Fransız vatandaşları ile Fransız Türk Aileleri Derneği, Yurtdışı Fransızlar Demokratik Derneği, Fransız Türk Vatandaşlar Derneği, Yurtdışı Fransızlar Birliği, Yurtdışı Fransız Meclis Vekili Marie Koro, Florence Ogutgen’ın da aralarında olduğu grup Fransız Konsolosluğu önünde bir araya gelerek sessiz eylem yaptı, katliamda yaşamını yitirenler anısına 1 dakilalık saygı duruşunda bulundu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ile Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) gibi kurumların destek verdiği anma etkinliğinde “Je Suis Charlie”, “Özgür basın, özgür toplum”, “Charlie Hebdo ile dayanışma” pankart ve dövizleri açıldı, katliamda yaşamını yitiren karikatüristlerin fotoğrafları taşındı. Açıklamayı Fransızca ve Türkçe yapan yazar Cengiz Aktar, derginin Genel Yayın Yönetmeni Stephane Charbonnier’in çizdiği “Fransa’da hâlâ saldırı yok” başlıklı son karikatürü anımsatarak “Bu karikatür bir önsezi. 8 yıl önce aramızdan aldıkları Hrant Dink’te böyle bir önsezide bulunmuştu. Bunlar, silahsız sivilleri öldüren namertler” dedi. Tanrıkulu da “İçimi daha fazla acıtan ve karşı çıktığım şu: Bu katliama amalı, fakatlı cümlelerle meşruluk zemini yaratan zihniyet ve kişiler. Bunları en az bu katliamı yapanlar kadar kınamak istiyorum” dedi. Gazetemize ziyaret Cizre’de evlere işaret Yurt Haberleri Servisi Şırnak’ın Cizre ilçesinde 5 kişinin öldüğü olayların ardından tansiyon düşmüyor. Cizre’de 27 Aralık’ta PKK’nin gençlik yapılanması YDGH üyeleri ile Hizbullah’a yakınlığıyla bilinen HüdaPar arasında çıkan çatışmada 4 kişi ölmüş, HDP ve DBP’nin valilik ve Cizre kaymakamlığı ile yaptığı görüşmelerin ardından da göstericilerin açtığı hendekler kapatılmıştı. İlçede geçen salı akşamı elektriklerin kesilmesinin ardından özel harekât polisleri Cudi mahallesine girmiş, işten eve dönmekte olan 17 yaşındaki Ümit Kurt kalbinden vurularak öldürülürken 26 yaşındaki Çelebi Sakçak da sırtından vurularak ağır yaralanmıştı. Önceki gece polislerin nöbet tuttuğu Aşk tepesinden mahallelere ateş açıldığı iddia edilirken dün de Nuh mahallesinde 10 evin siyah boya ile işaretlendiği belirtildi. Tedirgin olduklarını belirten mahalle sakinleri, Cizre’de provokasyon yaratılmak istendiğini söyledi. HDP Milletvekili Faysal Sarıyıldız, gazetemize yaptığı açıklamada, “Evlerin işaretlenmesini biz Çorum ve Maraş katliamlarından biliyoruz. Bu oyun Cizre’de tutmayacak. İşaretlenenler HüdaPar’lı ların oturduğu evlere yakın olan evler. Daha önce HüdaPar’lılar bu evlerin sahiplerine evleri boşaltmalarını söylenmiş. Bunları vali ve kaymakama iletmiştik” dedi. l Sergi için Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde toplandılar. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) YDGH üyeleri ile HüdaPar’lılar arasında yaşanan çatışmanın ardından ilçede tansiyon düşmüyor, yurttaşlar yeni provokasyon endişesi taşıyor Destici: Saldırıyı protesto etmeliydik ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Charlie Hebdo’ya yapılan saldırının altında “büyük bir oyun” olduğunu söyledi. “Çalışan Gazeteciler Günü” kapsamında düzenlenen toplantıda konuşan Destici, saldırılardan büyük üzüntü duyduğunu, ancak olayın sadece Hz. Muhammet’in karikatürüne bağlanmasının yüzeysel kalacağını söyledi. “Bu tür eylemlerin altında büyük bir oyun var” diyen Destici, kimden gelirse gelsin şiddete karşı olduklarını fakat Müslüman coğrafyasında emperyalist taşeronların parmağının olduğunu da bildiklerini söyledi. Charlie Hebdo saldırısı için İslam coğrafyasının yeterli tepki göstermediğine işaret eden Destici, Avrupa’da yaşayan milyonlarca Müslümanın toplanarak saldırıyı protesto etmesi gerektiğini vurguladı. ‘Mehmet Canpolat tahliye edilmeli’ ‘Cumartesi Anneleri’ sergisi Haber Merkezi “Gözaltında Kayıplar Cumartesi Anneleri / İnsanları” sergisi Çankaya Belediyesi’ne ait Galeri Uray’da açıldı. Sergiye gelenleri ise kapıda heykeltıraş Metin Yurdanur’un yaptığı “Berfo Ana”nın heykeli karşılıyor. Sergi, 1995’ten bu yana her cumartesi günü İstanbul Galatasaray Meydanı’nda toplanarak kayıp yakınlarını arayan anneleri konu alıyor. Sergide Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği Toplumcu Gerçekçi Belgesel Fotoğraf Atölyesi üyelerinin 20132014 döneminde İstanbul, Diyarbakır, Şırnak ve Yüksekova’da çektiği fotoğraflar sergileniyor. Öte yandan Cumartesi Anneleri, İHD ve Toplumcu Gerçekçi Belgesel Fotoğraf Atölyesi üyelerinin arasında bulunduğu bir grup, dün sergi için Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde toplandı. Grup, gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarını taşıdı. İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Kayıplar ve failleri bulununcaya kadar bu mücadelemiz sürecek” ifadesini kullandı. Grup daha sonra serginin açıldığı galeriye yürüdü. Cumartesi Anneleri, İstanbul’da da kayıplarının akıbetini sormak için 511. kez Galatasaray Meydanı’nda buluştu. Eylemde 15 Ocak 1996 tarihinde Güçlükonak’ta 11 köylünün öldürüldüğü katliamın sorumlularının yargılanmaları istendi. Basın açıklamasını okuyan gazeteci Metin Göktepe’nin kardeşi Meryem Göktepe, İktidarın çıkarılmak istediği “İç Güvenlik Paketi”ni eleştirerek, paketin devlet şiddetini yasal hale getireceğini, hukuksuzluk ve keyfiliğin tavan yapacağını belirtti. n İstanbul Haber Servisi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin, F tipi cezaevlerindeki hasta tutuklular için sürdürdüğü oturma eyleminde bu hafta yoğun bakımda tedavi gören Mehmet Canpolat’ın serbest bırakılması istendi. Galatasaray Meydanı’ndaki eylemde Adli Tıp Kurumu’nun “hapishanede kalabilir” raporuna tepki gösterildi. Yapılan açıklamada, “Makineye bağlı yaşatılan Canpolat’ın artık tahliye edilmesi gerekmektedir” denildi. ‘Bu oyun Cizre’de tutmaz’ Ülkücülere polis müdahalesi n İstanbul Haber Servisi İstanbul Ülkü Ocakları tarafından yapılan Uygur Türklerine destek eyleminde polis ile grup arasında arbede yaşandı. Giydikleri kefeni temsil eden beyaz bezlerle Odakule’de toplanan grup tekbir ve sloganlarla Galatasaray Meydanı’na yürüdü. Burada basın açıklaması yapıldı. Eylemin ardından yaklaşık 500 kişilik grup, Tarlabaşı Caddesi’nden Taksim Meydanı’na doğru yürümeye başladı. Grubun yolu Taksim Meydanı’na girişte çevik kuvvet polisleri tarafından barikat kurularak müdahale edildi. Grup ara sokaklara girerek dağıldı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle