25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 OCAK 2015 PAZAR CUMHURİYET SAYFA Kıbrıs Havayolları uçmayacak Güney Kıbrıs Rum kesimine ait Kıbrıs Havayolları son uçuşunu yaptı. Personel durumu protesto etti Avrupa Komisyonu, Rum yönetiminin destek için 100 milyon Avro vermesinin yasadışı olduğuna hükmetti. EKONOMİ [email protected] Dönüşüme 79 bin başvuru Kentsel dönüşüme 2014’de 79 bin başvuru yapıldı, 130 bin adet birimin risk saptaması yapıldı, bu binalardan yaklaşık 12 bin 500’ü yıkıldı. 40 proje için 110 milyon lira kaynak aktarıldı. 11 Vodafone’dan evlere hızlı internet Vodafone, abo nelerine, ev telefonu bağlatmaya gerek olmadan limitsiz internet hizmeti başattı. Direksiyon sınavı 60 lira Direksiyon eğitimi dersi uygulama sınavına girecek kursiyerlerden artık 50 lira değil 60 lira alınacak. Uygulama 17 Ocak’te başlayacak. Son dönem açıklamalarıyla tartışma yaratan TÜSİAD Başkanı Dinçer, geri adım atmadı Sözümün arkasındayım “Paralel devlet görmüyorum” ve “Muhatabımız cumhurbaşkanı değil” sözleriyle tartışma yaratan TÜSİAD Başkanı Dinçer geri adım atmadı. Günlerdir süren haber ve yorumlara nihayet yanıt veren Dinçer, “Ülkede politikaları kim belirliyorsa bizim muhatabımız odur, yani Başbakan’dır, hükümettir” dedi. ‘Ağzımızdan çıkan dinlenir’ İş dünyası örgütleri ikiye ayarlıyor. Gönüllülük temelinde kurulanlar ve yönetmelikle kurulanlar. TÜSİAD Türkiye’nin etkili ama daha önemlisi bağımsız ve gönüllü sivil toplum kuruluşudur. Türkiye’de istihdamın, yatırımın, ticaretin önemli bir bölümünü üyelerimiz yapıyor, verginin yüzde 85’ini üyelerimiz ödüyor. Dolayısıyla bizim ağzımızdan çıkanın dinlenmesi normal. Bugüne kadar son tartışmalarla ilgili yanıt vermedim. Çünkü TÜSİAD bir siyasi parti değil. Biz her söylenene cevap vermek zorunda değiliz. Siyasiler gibi her eleştiriye hemen bir cevap yetiştirecek durumda değiliz. Demokrasilerde de sivil toplum kuruluşları böyle çalışmaz. Kamunun harcama Sömürgeci Yönetim Yaklaşımı AKP yönetim tarzı anlayışı ile sömürgeci zihniyet uygulama arasında ortak noktalar, benzerlikler, paralellik gözlemleniyor. AKP Türkiye’yi sömürgeci anlayış yaklaşımıyla yönetiyor. Tıpkı sömürgelerde olduğu gibi, ülkenin doğal kaynakları korunmuyor, özel çıkarlar için çevre kirletiliyor, doğal kaynaklar yok ediliyor, maden ocakları ekonomik, ülke yararına işletilmiyor, üretme yerine daha çok hazırla yetiniliyor. Özelleştirme yaftası altında kamu varlıkları, belli kişilere, genellikle yandaşlara aktarılıyor. Emeğin örgütlenmesi engelleniyor, sendikalaşma zorlaştırılıyor, bir tür tunç kanunu uygulamasıyla işçiye ancak yaşamını sürdürecek, fiziki gücünü koruyacak kadar ücret ödeniyor. İş ilişkileri, sömürge düzeninde “komprador” diye yaftalanan aracılarla, ayrıcalıklı yandaş grubu ile yürütülüyor. Havuzcu diye de nitelendirilen bu grup kamu ihalelerinde kullanılıyor, kredilerden yararlandırılıyor, özelleştirmeden büyük pay alıyor, yasal takipler erteleniyor, Hazine garantileriyle destekleniyor. Bu çıkar grubu da yalnız oylarıyla değil, övgüler düzerek, havuzcu medyayı parasal olarak destekleyerek, ilanlar yayımlayarak, TV’lerde istenen yönde açıklamalarda bulunarak, yapılan ihsanın karşılığını ödüyor. Bağımsızlık, özgürlük, hatta demokrasi istekleri çeşitli yollarla baskılanıyor; orantısız güç, şiddet kullanılıyor. Kolluk kuvvetleri ülkede güvenliğin sağlanmasından çok, bağımsızlık, özgürlük isteklerini cezalandırmada kullanılıyor. HHH Milliyetçilik, kurulan düzeni sürdürmek için tehlikeli görüldüğünden, bir yandan şovenizm, ırkçılık, din karşıtlığı gibi gösterilerek küçük düşürülmeye çalışılırken, öte yandan düzmece milliyetçiler türetilerek, kitlelerin kafaları karıştırılıyor, yanıltıcı algılar oluşturuluyor, yön saptırılıyor. İktidarı sürdürebilmek, oy oranını artırabilmek için, geniş kitlelerin eğitim kalitesi düşürülüyor. Sömürgeci zihniyet geniş kitlelerin aydınlanmasından, haklarına sahip çıkmasından çekinir. Eğitim sistemi, eğitim süresi, müfredat, eğitmen kalitesi olarak, geniş kitlelerin eğitimsizliği üzerine kurgulanıyor. Eğitim süresi olarak Suudi Arabistan’ın bile gerisinde kalış, kalite olarak OECD ülkeleri arasında son sırada bulunuş rastlantısal değil, amaçlı. Geniş kitlelerin ekonomik bağımsızlıklarını kazanması, ekonomik olarak kendi ayakları üzerinde durmaları, direnme güçlerini, özgürlük isteklerini artıracağından, üretici olmaları yerine yardıma, ianeye muhtaç olarak yaşamlarını sürdürmeleri yönünde politikalar izleniyor. “Üretme, yardımla yaşa” tipik sömürgeci yaklaşımıdır. Sömürgeci zihniyet, sömürgelerde ikili yapı oluşturur. Toplumda ikili yapı oluşması bağımsızlık, kalkınma yolunda ciddi engeldir. Toplumda ikili yapı, iktidarı sürdürmeyi kolaylaştırır. İkili yapıda tarafların çatışması da sağlanabilir, bağımsızlık, özgürlük, demokrasi yolunda toplumun birlikteliği de önlenir. “Böl yönet” yine emperyalist, sömürgeci zihniyetin yönetim ilkesidir. Günümüz AKP yönetimi anlayışı ile sömürgeci davranış arasında ortak noktalar, paralellik özetlenmeye çalışılmıştır. Sömürgecilik dünyada şeklen kaldırılmış görünse de uygulaması sürmektedir. TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer, Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu ile yaşadığı “muhatap” krizinde geri adım atmadı. “Sözlerimin arkasındayım” diyen Dinçer, açıklamalarında ve gazetede çıkan röportajda herhangi bir yanlışlık olmadığını belirterek “Ancak, yanlış anlaşıldığımı düşünüyorum, ülkede politikaları kim belirliyorsa muhatabımız odur, yani Başbakan’dır, hükümettir” dedi. Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) bir süredir Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu ile “muhatap” krizi yaşıyor. Günlerdir devam eden haber ve yorumlara yanıt vermeyen TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer, önceki gün ekonomi gazetecileriyle buluşmasında ilk açıklamasını yaptı. Tartışma yaratan röportajına değinen Dinçer, kendisine sorulan cumhurbaşkanı ile ilişkileri hakkında söylediklerini şöyle tekrarladı: “Bugün itibarıyla Sayın Cumhurbaşkanımızla sorunumuz yoktur. Cumhurbaşkanı devletin başıdır, TÜSİAD’ın muhatabı zaten Cumhurbaşkanı değildir. TÜSİAD’ın muhatabı Başbakan’dır, bizim çalışma alanlarımızla ilgili bakanlardır. Sayın Cumhurbaşkanı’yla ben göreve geldikten sonraki görüşmede geçmişte yaşanan gerginlikleri unutup ilişkilerimizi normalleştirme teklifi yaptım. Kendisi bunu olumlu karşıladı. Kendisini YİK toplantımıza davet ettim oraya da geldi. Orada da bazı sert açıklamalarda bulunduğu doğrudur. Ama metni dikkatlice okursanız gayet olumlu söylem de var. Bir el uzatmıştır, biz de o eli havada bırakmadık ve ilişkilerimizi normalleştirdik.” Dinçer’e sorulan Başbakan Davutoğlu’nu 22 Ocak’ta yapılacak genel kurula davet edip etmedikleriyle ilgili soruyu, TÜSİAD Genel Sekreteri Zafer Yavan “Evet davet ettik ancak özel kalem müdürü katılamayacaklarını söyledi” şeklinde yanıtladı. kompozisyonu değişmeli Türkiye’nin sağlıklı büyümesi için atacağı adımların önemine dikkat çeken Dinçer, yeni bir öneride bulundu. Türkiye’nin bütçe dengesinin 12 yıl önceye göre çok daha sağlam olduğunu belirten Dinçer, “Kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 30’lar seviyesinde. Bütçe açığı yüzde 1’lerde. Acaba bütçe açığı yüzde 23 seviyesine çıkarılsa oradan sağlanacak kaynak eğitime, ArGe’ye ya da başka alanlara dağıtılsa ve uzun vadeli kalkınma sağlansa diye bir formül bulunabilir diyoruz. Koç Üniversitesi ile bu konuyu çalışacağız, öneri paketi sunacağız” dedi.  Özerklik şart Düzenleme ve denetleme kurumları kesinlikle özerk olmalı. Bunlara son dönemde yapılan politik baskılar doğru değil. Bu tür kurumlar serbest piyasa ekonomisinin olmazsa olmazları. En önemli kurumlardan biri Merkez Bankası’dır. Türkiye’de özellikle para politikaları konusunda Merkez Bankası’ndan beklenti oldukça yüksek, mucizeler bekleniyor. Merkez Bankası’na siyasal anlamda çok müdahale ediliyor. Diğer düzenleyici ve denetleyici kurumların işleyişinin istenen seviyede olmadığını söyleyebiliriz. Rakamlara bakarsanız Merkez Bankası, son 4 yıldır hedefleri tutturamıyor. Bunun nedeni nedir, siyasi baskı mı? Bende bir bilgi yok. Ancak bunun hesabını kim verecek ondan da emin değilim… Tepkiler olumlu Önceki akşamki yemekte sorulan sorulara verilen yanıtlar ve TÜSİAD tarafından yapılan saptama, öneri ve beklentiler özetle şöyle: “Yaşanan gerginlik ve açıklamalarım nedeniyle olumsuz tepki almadım. TÜSİAD, ilkeleri olan bir kurum, tüm yöneticiler de bu ilkelere bağlı olarak hareket ediyor. Bu nedenle ne herhangi bir TÜSİAD üyesinden ne de mensubu olduğum Sabancı Grubu’ndan herhangi bir olumsuz tepki almadım. Hatta çok olumlu tepkiler aldım.” Yargıya güven yok Türkiye daha önce açıklanan yapısal reformlara devam etmeli. En öncelikli konu yargı. İş dünyasının da vatandaşın da yargıya saygısı kalmadı. Yargı reformunun yanı sıra eğitimin kalitesinin artırılması gerekiyor. Bir diğer acil konu ise kadın istihdamının artırılma22 Ocak’ta yapılacak TÜSİsı. Türkiye’de AD Genel Kurulu’nda derneğin 11 milyon yeni yönetimi ve başkanı da sekadın çocuk çilecek. Muharrem Yılmaz’ın baktığı için ani istifasıyla başkanlığa gelen çalışmıyor. Dinçer’in genel kurulda aday olİstihdam pomayacağı konuşuluyor. Dinlitikası değişçer, başkanlık konusuyla ilgitirilmeli, esli sorulara yanıt vermeyerek nek çalışma“TÜSİAD’da isteya öncelik yen herkes başverilmeli ve kanlığa aday olakreşler açılbilir. Bizim gemalı. leneklerimizi biliyorsunuz, eski başkanlar toplanıp genel kurula bir isim sunuyorlar. 43 yıldır da genel kurul kabul ediyor” dedi. Bu seçimde de aynı geleneğin işlemesi bekleniyor. Koltuğa kim oturacak? Paralel varsa MİT ve emniyet bulur Dinçer, paralel yapıyla ilgili tartışmalara da açıklık getirdi. Hiçbir kurumun devlet içinde paralel bir yapı istemeyeceğini, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Erkut Yücaoğlu’nun bunu kürsüden açıkladığını belirten Dinçer, “Bu sözün altına ben de imzamı atarım” dedi. Türkiye’de bir paralel yapı varsa “bunu MİT’in, emniyetin ortaya çıkaracağını, yargının da kararı vereceğini” belirten Dinçer, TÜSİAD’ın bu konuda bir misyonu olmadığını vurguladı. Dinçer, bugün var olan manzaranın “bir paralel yapı var” demeye yetmeyeceğine vurgu yaparak “Paralel devlet görmüyorum sözü paralel devlet yok anlamına gelmiyor. Bunu varsa devletin kurumları ortaya çıkaracak. Ancak bizim şimdiye kadar gördüğümüz görevinden alınan birkaç polis ve devlet görevlisi” dedi. Haluk Dinçer Bu zamlar karla geldi Vladimir Putin AYŞEGÜL ALTIN Ekonomi Servisi Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Rusya’nın uzun dönem yerel ve yabancı para cinsinden kredi notunu “BBB”den “BBB”ye düşürdü, not görünümünü ise negatif olarak belirledi. En temel neden olarak Rusya’nın ekonomik görünümünün, petrol fiyatları ve rubledeki sert düşüşün ardından 2014’ün ortalarından bu yana bozulması gösterildi. Açıklamada, “2014’de sadece yüzde 0.6 büyüyen Rusya ekonomisinin, 2015’de yüzde 4 küçülmesini bekliyoruz. Ülke, 2017’ye kadar büyüyemeyebilir” dendi. Fitch, Rusya’nın notunu düşürdü Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Kurulu üyeliklerine Hamit Sarı ve Yılmaz Şener atandı. Bankacılık Kanunu’na göre Sarı ve Şener’in boş bulunan TMSF Kurulu üyeliklerine atanmasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. TMSF Kurulu üyeliklerine atama Hava koşulları nedeniyle ulaşımda aksamalar yaşanırken, sera ve tarım alanlarından getirilen meyve ve sebzelerin pazardaki fiyatları yükseldi. Çoğu esnaf tezgahını açmazken, vatandaşlar da pazara gelemez oldu. Ispanak, brokoli, pancar, pırasa ve kereviz gibi sebzelerin fiyatları bir önceki haftaya göre yüzde 50 ile 100 arasında artarken, Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin, sert kış koşulları sürdükçe fiyatların artacağını belirtti. Poğaça satışlarının olumsuz etkilendiğini söyleyen Faruk Güllüoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Güllü, “Hava şartları nedeniyle okullar tatil olunca, okul kantinlerine poğaça üreten fırıncılar zorda kaldı. Ayrıca işe giderken poğaça alan insanlar işe daha geç gittikleri için evinde kahvaltı yapıyorlar ve poğaça almıyorlar” dedi. Ege Bölgesi’nde balıkçıların denize açılamaması nedeniyle balık fiyatları yılbaşı öncesine göre ortalama 3 lira yükseldi. Pazar esnafı, ürünlerini Esnaf toptancıyı suçladı satamamaktan vatandaşlar ise fiyatların yükselmesinden şikayetçi. Ankara’nın Şereflikoçhisar ilçesinde balıkçılar müşterisizlikten yakınırken, “Satışlarımız düştü. Canlı balık dondu soğuktan” dediler. Ankara’da esnaf, “Toptancıya mal gelmediği için fiyatlar artıyor. Yollar tıkandığı için 20 araba gelmesi gerekirken 10 araba mal geliyor. Komisyoncular da fırsattan istifade ürünü 3 lira ise 5 liraya satıyorlar” dedi. Bartın’da yurttaş, fiyatların yüksek olmasına rağmen alışveriş yapmak zorunda olduklarını söyledi. Pazarcıya da bu soğuk havada haklılık payı veren yurttaş, “Fiyatlar gerçekten çok yükselmiş. Mandalina 2 TL olmuş. Yeşil sebzelerde de artış var” dedi. Cüneyt Evirgen Umut Canpolat CHP: Yatırımcının ülkeye güveni kalmadı Güneş, cari açık nedeniyle yabancı sermayeye ve dış borca gereksinim varken, bir de sermaye kaçışı ile boğuşmak zorunluluğunun doğduğunu savundu. Ekonomi Servisi CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Hurşit Güneş, yatırımcıların Türkiye’ye güveninin sarsıldığını belirterek, “Devletin tepesine uzanan yolsuzluklar, hukuksuzluk ve adalete olan güvenin sarsılması, oluşan türlü istikrarsızlıklar umutları dağıtmış, kaygıları yoğunlaştırmıştır. Ekonomik alanda da cari açık nedeniyle yabancı sermayeye ve dış borca ihtiyacımız varken, bir de sermaye kaçışı ile boğuşmak zorunluğu doğmuştur” açıklamasında bulundu. Özellikle 2006 sonrası dış açığın ciddi ve kaygı verecek boyutlara ulaştığını hatırlatan Güneş, 20032006 döneminde işadamlarının Türkiye dışına her yıl ortalama 923 milyon dolar yatırım yaptığına işaret etti. Dış yatırımların daha sonraki yıllarda arttığını dile getirerek, “20072010 döneminde ortalama 1.9 milyar dolara çıkmıştır. 2011 2013 döneminde de ortalama 3.4 milyar dolara çıkmıştır. Özetle AKP iktidarında sermaye kaçışı giderek artmıştır. Geçtiğimiz yıl ise (2014) henüz kesinleşmemekle birlikte, beklenen sermaye kaçışının 8 milyar doları bulabileceği tahmin edil Hurşit Güneş mektedir” diye konuştu. İndirim bilete yansımadı Petrol fiyatlarındaki yüzde 50’lik düşüşle, 6 ay içerisinde benzinde 9 kez toplam 81 kuruş, motorinde de 7 kez toplam 71 kuruş indirime gidildi. Ancak Türkiye Otobüsçüler Federasyonu Başkanı Mehmet Erdoğan, “Biletler zaten 45 yıl öncesindeki fiyatlarla satılıyor, akaryakıttaki indirimler şehirlerarası otobüslerin bilet fiyatlarına yansımayacak” dedi. Ekonomi Servisi Renault’nun liseli gençleri ulaşım ve yol güvenliği sorunlarının çözümü için harekete geçirdiği ‘Sizin Fikriniz Sizin Projeniz’ yarışması Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) tarafından Yılın Sosyal Sorumluluk Projesi ödülüne layık görüldü. Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, “Bu ödülü proje ortaklarımızın yanı sıra, projeyi omuzlamış, çocuklarımızı trafikteki risklere karşı bilinçlendirmek için çaba gösteren değerli öğretmenlerimizle paylaşmaktan da onur duyuyoruz” diye konuştu. İstanbul liselerinde dört yıldır düzenlenen yarışma kapsamında, toplam 9 bin 390 öğrenci 80 proje yaptı. Programın hedefi 10 yılda 1 milyon liseli gence, güvenli ve daha iyi bir yaşam için birlikte harekete geçmeyi öğretmek. Aktif ve demokratik yurttaşlar olarak yetişmelerine katkıda bulunmak. Liseli gençlere ODD’den ödül C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle