19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 OCAK 2015 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Özel sektörde çalışan kadınlar ‘hamileliğini’ bile işten atılma korkusu nedeniyle uzun süre söyleyemezken Başbakan’ın açıkladığı pakete ‘kadına iş kapıları kapandı’ diye tepki yağdı ‘Zoraki’ kariyer l Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı paketle kadınların istihdamdan çekilmesinin devlet eliyle sağlandığını kaydetti. “Kadına iş kapıları kapandı” diyen Güllü, kadınların merdiven altı işlerde çalışmaya başlayacağı uyarısında bulundu. KADER Ankara Temsilcisi Hatice Kapusuz ise “Çocuğun eğitime, sağlığa ücretsiz ulaşmasının sağlanması gerekirken kadının doğurduğu çocuk üzerinden aileyi destekliyor” değerlendirmesi yaptı. İKLİM ÖNGEL / SİBEL BAHÇETEPE ANKARA / İSTANBUL Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun önceki gün açıkladığı Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Programı’na kadın dernek temsilcilerinden tepki yağdı. Temsilciler AKP Hükümeti’nin kadın haklarını her geçen gün geriye götürdüğüne dikket çekerken bu paketle kadın istihdamının azalacağını vurguladı. Tehlikenin Farkında mısınız? Bu yazı yazılırken Charlie Hebdo’ya yapılan saldırının şüphelilerinin etrafı polis tarafından sarılmıştı. Onlar bir matbaada bir kişiyi rehin almışken, Paris’te koşer ürünler satan bir dükkânda da başka bir rehin alma vakası var. Dün yine Paris’in bir banliyösünde bir zabıta memurunun ölümüyle sonuçlanan saldırının failinin de Charlie Hebdo’yu basan Kuaşi kardeşlerle bağlantılı olduğu ileri sürülüyor. İlk değerlendirmelere göre Şerif ve Said Kuaşi radikal İslamcı bir hücrenin elemanları. Şerif Kuaşi gittiği bir camide tanıştığı bir imam vesilesiyle radikalleşmiş. Daha evvel ufak hırsızlıklar yapıp uyuşturucu kullanan biri. 2005’te Irak’ta savaşmak üzere Suriye’ye gitmeye çalışırken yakalanıp hapse atılmış. Paris’in bir mahallesinde örgütlenmiş nispeten amatör ve dar bir gruba dahil. Irak’ta cihada gitmek için mahalledeki parkta koşarak kondisyon kazanmaya çalışmaları amatörlüklerinin de göstergesi. Şerif Kuaşi 2010 senesinde bir daha tutuklanıyor. Bu defa, 1995 senesinde Paris’te bir metroya saldırı düzenleyen bir radikal İslamcının hapishaneden kaçırılma teşebbüsüne dahil olduğundan şüpheleniliyor ancak delil yetersizliğinden serbest kalıyor. Bu hapishaneden firar vakasında şüphelenilenlerden başka biri ise Selim Benghalem. Onun adının devreye girmesiyle de işin boyutu değişiyor. Benghalem, IŞİD’in Suriye’deki cellatlarından biri. ABD Dışişleri Bakanlığı’na göre IŞİD’deki en tehlikeli on kişi arasında. Le Monde’a göre 2013’te Tunus’ta laik ve solcu iki siyasetçiyi öldüren Bubaker El Hakim’in de Şerif Kuaşi ile irtibatı var. 2000’lerin başında Şerif Kuaşi’nin de içinde bulunduğu Fransa’dan Irak’a cihatçı gönderme işinin sorumlularından. El Hakim ve Kuaşi aynı mahalleden çocukluk arkadaşı. O da Benghalem gibi Suriye’de. Bundan yaklaşık on sene evvel, bir camide kendilerinden sadece birkaç yaş büyük bir imamın etkisiyle radikalleşen bu gençlerin bugün vardıkları yer burası. Radikalleşmelerinde yaşadıkları topluma entegre olamamaların önemli bir payı var. Tutunamadıkları bir toplumda kimliklerinin belli bir yaşa kadar çok önemsemedikleri bir yanına, dine yöneliyorlar. ABD’nin Irak işgali ve özellikle Ebu Garip’te yapılanlar hızla radikalleşmelerine yol açıyor. Benzer bir durumda çok sayıda kişi var. Fransız emniyeti ve istihbaratının hepsini takip etmesinin zor olduğu belirtiliyor. Nüfusunun yüzde 8’inin Müslüman olduğu Fransa’yı hakikaten kolay günler beklemiyor. Bu nüfusun kahir ekseriyeti çok dindar değil. Dindar olanların da çok küçük bir azınlığı şiddet taraftarı. Yine de bu durum binlerce potansiyel Şerif Kuaşi’nin olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Batı toplumları hem İslam karşıtı aşırı sağcı akımlar hem de radikal İslamcı gruplarla kararlılıkla mücadele etmenin yolunu bulmak zorunda. Bunu yaparken demokrasinin ve insan haklarının da üzerine titrenmesi gerek. Batı toplumlarındaki radikal İslamın farklı dinamikleri var diye memleketimizdeki risk de göz ardı edilmemeli. IŞİD’e Türkiye’den ciddi bir katılım var. Sosyal medyada hızlı bir araştırma bile ne denli hızlı örgütlendiklerini ve ne kadar büyük bir tehlike arz ettiklerini gösteriyor. Bu mesele iktidar yanlısı medyanın yaptığı gibi katliamın hemen ertesinde kıymeti kendinden menkul komplo teorilerine dalmakla çözülmez. Bir katliama ilk refleksin “mahcup” bir “ama o dergi de az değildi” olması ya da bütün suçu Batı’ya atma çabası kendini kandırmaktan ibaret. Charlie Hebdo saldırısı sonrası sosyal medyayı saran katliamı onaylayan binlerce ileti bir uçurumun kenarından çok da uzak olmadığımızı gösteriyor. Umalım ki basireti pek şüpheli iktidar mensupları arasında meselenin ciddiyetini kavrayabilecek birkaç kişi olsun vardır. Yani bu defa gerçekten “tehlikenin farkında mısınız?” ‘Kiralık işçilik’ dönemi l İŞ BULMALARI GÜÇ İşverenlerin yarı zamanlı işçi çalıştırma yerine tam zamanlı işçi çalıştırmayı tercih edebileceğine dikkat çekiliyor. Özellikle özel sektörde kadınlar “hamile olduklarını” bile işten atılma korkusu nedeniyle uzun süre söyleyemiyor. Özellikle küçük işletmelerde hamile kadınların işten atıldıkları da bilinen bir gerçek. Bu nedenle yeni doğum yapan kadınların yarı zamanlı iş bulmakta zorlanacakları belirtiliyor. MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı “Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Programı”nın altından “kiralık işçilik” ile “kıdem tazminatı fonu” çıktı. Programa göre anne yarı zamanlı çalışabilecek. Ücreti, işçilerin işsiz kaldıklarında ücretlerini aldıkları işsizlik sigortası fonundan karşılanacak. Anne yarım gün çalışacağı için de günün geri kalan yarısında işverenler özel istihdam bürolarından işçi “kiralayacak.” CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke “Fırsat eşitliği yaratmayacağı için kadın işgücüne katılsa bile eşit ücret ve eşit imkân yakalaması zor” dedi. Program kısmi süreliyarı zamanlı çalışma yoluyla esnek çalışma modelini yaygınlaştırıyor. Düzenleme Aralık 2016’ya kadar uygulamaya geçirilecek. Programa göre 16 haftalık analık izninde bir değişiklik olmayacak. Sonrasında anneye birinci çocuk için 2 ay, ikinci çocuk için 4 ay, üçüncü çocuk için de 6 ay yarı zamanlı ücretli çalışma hakkı verilecek. Yani anne işçi günde 4 saat çalışacak. Ücretini tam alacak. Bu işçilerin ücretleri ise, işçilerin işsiz kaldıklarında yararlandıkları İşsizlik Sigortası Fonu’ndan ödenecek. Bu programda “İşçilerin ücretleri işsizlik fonundan karşılanacaktır” denilerek açık olarak ifade ediliyor. Böylece işverenler ücret konusunda rahatlatılacak. İsterse anneye çocuğu ilkokula başlama yaşına kadar kısmi süreliyarı zamanlı çalışma hakkı da verilecek. Yani çocuk 5.5 yaşına gelene kadar anne yarı zamanlı çalışabilecek. CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke pakete “sözü var özü yok” nitelemesinde bulundu. Paketin bir dizi temenni barındırdığına işaret eden Böke, kadınların ekonominin bir parçası olmasını sağlamak ve onların buna dair sorunları olduğunu kabul etmenin önemli olduğunu ancak bu sözün arkasının “özle” doldurulması gerektiğini belirtti. Böke, nasıl düzenlemeler yapılacağının belirsiz olduğunu vurguladı. ‘Sözü var özü yok’ ŞİDDETİ DERİNLEŞTİREN POLİTİKA Hatice Kapusuz (KADER Ankara Şube Başkanı): Devlet sosyal politika geliştirmek, çocukların belli haklara ulaşmasını sağlamak yerine, doğurduğu çocuk üzerinden aileye destek veriyor. Çocuğun eğitime sağlığa ücretsiz ulaşmasının sağlanması gerekirken çocuk sayısı üzerinden aile pekiştiriliyor. Bu uygulamalarla, eşitsizliği, şiddeti ortadan kaldırmak gibi sorumlulukların aksine ayrımcılığın, şiddetin derinleştiği politikalar görüyoruz. Bu, yıllardır süregelen düzenlemelerin devamı olmakla birlikte, Türkiye’nin imza attığı uluslararası sözleşmelere aykırı. 6 ay önce yaralamıştı ERKEN EVLİLİK DESTEKLENİYOR Sema Kendirci (Türk Kadınları Birliği Genel Başkanı): Hükümet “Kreşleri ben yapacağım” diyeceği yerde özel kreşleri özendireceğini söylüyor. Kadın kazandığı parayı kreşe verecekse bunun anlamı ne? Parasız kreş yapmıyorsanız zaten yalan söylüyorsunuz demektir. Çeyiz parasıyla, bizim yıllardır mücadele ettiğimiz erken evlilik destekleniyor. Kadın erken evlenecek, okuyamayacak, 3 çocuk doğuracak, çalışamayacak. Tüm bunlar kadını evde tutmanın süslü cümlelerle tarifidir. İŞVEREN, KADIN ÇALIŞTIRMAYACAK Canan Güllü (Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı): Hükümet kadınlara, “Sen evinde otur, çocuk doğur, ben sana maşallah takıcağım” diyor. Çalışma Bakanlığı’nda İstihdam Kurulu üyesiyim. Devlette 2 milyon memur çalışıyor. Ne kadarının kadın olduğu belirsiz. Devlet yarım gün çalışmayı karşılayacak ama özel sektörde işveren bunu kabul edecek mi? Kadın yarım gün çalıştığında yerine eleman alacak. Kadın geri döndüğünde o elemana “güle güle” mi diyecek? İşveren artık en başta kadın çalıştırmak istemeyecek. Kadın devlet eliyle istihdamdan çekiliyor. Bu uygulama kadınlar için son perdedir. Kadına iş kapıları kapandı. Kadın çalışması merdiven altı devam edecek. Kadınlar için çekilmez bir hayat başlıyor. Gülsüm Kav (Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Başkanı): Paket uygulamaya geçtiğinde, kadınlar eve kapanacak ve önce ekonomik şiddete maruz kalacaklar. Ayakları üzerinde duramayan kadın kolay öldürülüyor. Yeni düzenleme, kadınların ev içine hapsolması, kocaya daha fazla bağımlı hale gelmesini gerektiriyor. Kadınların zayıf ve güçsüz bıraktığınız zaman şiddeti daha kolay hale getiriyorsunuz. Bu nedenle bu paket, cineyetleri de dolaylı olarak etkileyecek. Kamusal hayattan mahrum kalan kadına şiddet yükselecek. Selen Doğan (Uçan Süpürge Derneği Haber Merkezi Genel Yayın Yönetmeni): Kadınlar için iyi bir şey yapıyormuş gibi gösterip “kadının insan hakları”nın altını oymak AKP klasiği. Kadınların kimliğini ve haklarını aile kurumu içinde eritip bundan çok afilli biblolar yapıyorlar. Onlar bize evin yolun gösterdikçe inadına sokaktayız. Fotoğraf: DHA İhbar üzerine olay yerine Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri geldi. Polis, yaptığı incelemede Öznur B’nin aldığı bir bıçak darbesiyle yaşamını yitirdiğini belirledi. İncelemenin ardından Öznur B’nin cenazesi otopsi işlemleri için Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Katil zanlısı Ozan B. ise olaydan sonra Maltepe İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne gidip teslim oldu. Kadının yakınları Ozan B’nin uyuşturucu almak için eşinden para istediğini kavganın da bu yüzden çıktığını öne sürdü. Uyuşturucu için para istemiş iddiası l İstanbul Haber Servisi Maltepe’de 2 çocuk annesi Öznur B. (20), tartıştığı eşi Ozan B. (20) tarafından çocuklarının gözleri önünde bıçaklanarak öldürüldü. “Hırsızlık”, “uyuşturucu kullanmak” ve “yaralama” suçlarından kaydı olduğu belirtilen katil zanlısının 6 ay önce de kavga ettiği eşini bıçakla yaraladığı belirtildi. Gülensu Mahallesi Nöbet Sokak’ta dün sabah meydana gelen olayda, iddiaya göre çiftin kaldığı evden sabah saatlerinde kavga sesleri geldi. Kısa süre sonra seslerin kesilmesi üzerine komşuları eve girdiğinde Öznur B.’nin kanlar içindeki cesediyle karşılaştı. Olay sırasında 1 yaşındaki ve 6 aylık çocuklarının da annesinin cesedinin başında durduğu görüldü. ‘Sürprize karnımız tok’ EKONOMİK ŞİDDETE MARUZ KALACAK Kabul edilemez ERKEĞE İSTİHDAM AÇILACAK Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı (Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı): Tamamen kadını eve kapatmayı hedefleyen, kadının görevini çocuk bakmakla sınırlayan bakış açıları. Kabul edilebilir değil. Kapitalist ekonomik sistemin krizi nedeniyle kadını istihdam alanından çekerek orada erkeğe istihdam alanı açma anlamına gelen düzenlemeler. Yalnızca kadın yarı zamanlı çalışmaz, çocuğun bakımını erkek de üstlenebilir. dediği için katledilmiştir. Başbakan ve AKP iktidarının yaklaşımı yarı zamanlı diyerek, istek üzerine çalışma diyerek kadını çalışma yaşamından uzaklaştırmak istiyor. İleriki aşamada bu kadının emekliliğini de ortadan kaldıracaktır. Bunu kökten reddediyoruz, kadınlar tam zamanlı, güvenceli, örgütlü ve eşit ücrete çalışmalıdır. Çocuklarının gözü önünde öldürüldü GERÇEKÇİ DEĞİL İNADINA SOKAKTAYIZ... KÖKTEN REDDEDİYORUZ Nebile Irmak Çetin (DİSK Genel İş Sendikası İstanbul Konut İşçileri Şube Başkanı): AKP’nin kadına yaklaşımı ideolojik ve politiktir. Bunu çeşitli açıklamalarında gördük. Katledilen kadınların yüzde 48’i ‘kendi hayatımı kurmak istiyorum’ Gönül Karahanoğlu (Kadın Adaylarını Destekleme Derneği): Verdiğiniz 300400 lira doğum parası ile çocuğun yetişmesi mümkün müdür? Çocuk yetiştirmek ciddi mali boyutu da olan bir şeydir. Beslenme, sağlık, sosyalkültürel gibi birçok sorun da çıkacaktır. Uzun vadeli düşünüldüğü zaman bunların gerçekçi olmadığı anlaşılacaktır. l Kadın Emeği ve İstihdam Girişimi (KEİG) Platformu tarafından yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi: “Çoğunluğun özel sektörde olduğunu göz önüne aldığımızda işveren için bir çalışanın tam zamanlı çalışmaması, o işin tamamlanamaması anlamına gelecektir. Böylesi bir durumda işverenin kadın işçi tercih etmemesi sürpriz değildir. Şimdiye kadar, paketlerce ‘müjdenin’ kadınların toplumdaki ikincil pozisyonunu değiştirecek herhangi bir araç, olanak sunmadığını biliyoruz. Ortaya koyduğumuz gerçekleri göz ardı eden, bu gerçeklere kulaklarını tıkayan bir yürütmenin paketlerden çıkardığı, çıkaracağı sürprizlere karnımız tok.” C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle