22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA 10 TOBB: Yavaşlama işsizliği artırır Ekonomi Servisi TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Sosyal Politikalar Uygulama ve Araştırma Merkezi, temmuzda işsizliğin yüzde 9.6 olmasını beklediklerini açıkladı. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinin konuya ilişkin basın duyurusunda, Sosyal Politikalar Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin artık her ay işsizliğe ilişkin tahminlerini açıklayacağı belirtildi. Haziran ayı işsizlik oranının yüzde 9.1 olarak açıklandığı, işsizliğin temmuzda yüzde 9.6 olarak ilan edileceği öngörüsünde bulunan açıklamada, temmuzda tarım dışı işsizlik oranının da 0.7 puan artış göstererek yüzde 11.8 düzeyine yükseleceği belirtildi. “İstihdam oranı 0.4 puan, işgücüne katılım oranı 0.5 puan gerileyecek” denilen açıklamada, son birkaç dönemdir devam eden “sanayide yavaşlama” uyarılarının haziranda rakamlara yansıdığı, uyarının temmuz için de geçerliliğini koruduğu ifade edildi. Açıklamada, “Ortadoğu’daki politik durum ve Ukrayna krizi, AB’deki yavaş büyüme beklentisi de ihracatı tehdit etmektedir. İç talebin daralmasını da dikkate aldığımızda işgücü piyasası göstergelerinin olumsuz seyrinin devam etmesi beklenmektedir” denildi. EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr Kalkınma Bakanlığı’na göre işsizlikte en çok artış yüzde 12.3’le liselilerde Lise mezununa iş yok Ekonomi Servisi İşsizlik en çok lise mezunlarını vurdu. Kalkınma Bakanlığı Sosyal Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü İstihdam ve Çalışma Hayatı Dairesi Başkanlığı, aylık İstihdam Değerlendirme Raporu’nu yayımladı. Buna göre mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre temmuzda istihdam bir önceki aya göre 96 bin kişi azalırken, işsiz sayısı 115 bin kişi arttı. Aynı verilere göre işsizlik oranı 0.4 puan artarak yüzde 9.9 düzeyinde gerçekleşti. Tarım dışı işsizlik oranı 0.5 puan, genç işsizliği oranı da 0.7 puan arttı. Söz konusu oranlar sırasıyla yüzde 12 ve 18.1 olarak gerçekleşti. Rapor’da yer alan mevsim etkilerinden arındırılmamış verilere göre işsizlik, genç işsizliği ve tarım dışı işsizlik oranlarında 2014 u Kırılgan istihdamın yüzde 30.2 olarak hesaplandığı son işsizlik verilerinde lise altı işsizlik yüzde 8.4, yüksekokul mezunlarındaki işsizlik de yüzde 10 olarak belirlendi. Meslek liselerinde yüzde 9.7 olan oran lise mezunlarında tavan yaptı. yılı haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine göre bir artış göze çarptı. Nitekim 2013 yılı haziran döneminde işsizlik, tarım dışı işsizlik ve genç işsizliği oranları sırasıyla yüzde 8.1, yüzde 10 ve yüzde 15.4 iken, 2014 yılı haziran döneminde bu oranlar sırasıyla yüzde 9.1, yüzde 11.1 ve yüzde 16.7 olarak gerçekleşti. İşsiz sayısı da toplamda bir önceki yıla göre 442 bin kişi artarak 2 milyon 854 bin seviyesine ulaştı. 2014 yılı haziran döneminde eğitim durumu itibarıyla işsizlik oranlarına bakıldığında lise altı eğitimlilerde işsizlik oranı yüzde 8.4 olarak gerçekleşti. Yükseköğretim mezunlarının işsizlik oranı da aynı ayda yüzde 10 oldu. Meslek lisesi ve lise mezunlarında ise bu oran sırasıyla yüzde 9.7 ve yüzde 12.3. İşgücüne katılma oranının normal lise mezunlarına göre daha yüksek olduğu meslek lisesi mezunlarında işsizliğin daha düşük olması önem taşıyor. Yine aynı dönemde okuryazar olmayanların işsizlik oranı yüzde 4.6 oldu. 2014 yılı haziran döneminde ücretli ve yevmiyelilerin toplam istihdam içindeki payı yüzde 65.4 düzeyinde belirlendi. Ücretsiz aile işçisi ve kendi hesabına çalışanları kapsayan kırılgan istihdam oranı yüzde 30.2 olarak hesaplandı. Hizmet sektöründe kan kaybı Daha önce çalıştığı ekonomik faaliyete göre işsizlerin dağılımına bakıldığında, işsizlerin önemli bir bölümünün daha önce hizmetler sektöründe çalışmış olduğu görüldü. 2014 yılı haziran döneminde işsizlerin yüzde 46’sı daha önce hizmetler sektöründe çalıştı. Ayrıca, işsizler içerisinde ilk kez iş arayanların oranı 2014 yılı haziran döneminde yüzde 9.5 olarak gerçekleşti. Örtülü Ödenek Gelişmeleri Temmuz ve ağustos aylarına ilişkin bütçe gerçekleşmeleri birlikte açıklandı. Maliye Bakanlığı verilerinden, “gizli hizmet giderleri” başlığı altında geçen örtülü ödenekten, temmuzda 157 milyon 229, ağustos ayında ise 141 milyon 796 bin TL harcama yapıldığını öğreniyoruz. Bu iki rakam, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakanlığının son iki ayında, örtülü ödenekten 300 milyon TL kullandığı anlamına geliyor. Temmuzağustos ile birlikte 2014 yılı ocakağustos dönemi sekiz aylık toplam örtülü ödenek harcaması ise 738 milyon 77 bin TL’ye ulaştı. 2013 yılında temmuzağustos toplamı 331 milyon 28 bin TL idi. 2013 yılı ocakağustos dönemi ise 873 milyon 623 bin TL olarak gerçekleşmişti. Karşılaştırmalı olarak gerek temmuzağustos, gerekse sekiz aylık veriler açısından bakıldığında, örtülü ödenek harcamalarında “düşüş” var. 20122013 dönemindeki olağanüstü artış hızı yavaşlamış. HHH Önceki yıllarla karşılaştırıldığında, özellikle son iki yıl örtülü ödenek harcamalarında kaydedilen “rekor” artış kamuoyunda sık tartışıldı. Artış döneminin Suriye iç savaşıyla örtüşmesi, Suriyeli muhaliflere yapılan silah yardımı kuşkusunu gündeme getirdi. (Yasa gereği, örtülü ödenek harcamaları gizli olduğu için, bu kuşkuların doğruluğu resmen belgelenemiyor.) Aynı “kuşkudan” hareketle, örtülü ödenekteki “nispi” hız yavaşlamasını, Suriye iç savaşının boyut ve nitelik değiştirmesiyle birlikte düşünmek mümkün. Artık, iç savaşın başlayıp hızlandığı ilk zamanlarda sıkça anılan ve dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun desteklediği Özgür Suriye Ordusu ile onun “silah mühimmat” ihtiyacından kimse söz etmiyor... Savaş ve finansman dinamikleri değişti. ÖSO yerine, kafa kesen vahşi ID’nin “namı” yürüyor. Irak Enerji Enstitüsü’ne göre, işgal ettiği petrol sahalarından günlük geliri 1 milyon dolara ulaşan, saflarına yeni katılanlara aylık 400600 dolar maaş ödeyen, vahşetlerini yayacak dijital ağa sahip, bütçesini kurmuş, finansman sorunu olmayan bir ID’den söz ediyoruz... HHH Yine de bu tablo, başka bir tartışmaya engel değil. Maliye verilerine baktığınızda haziran ayı örtülü ödenek harcamasının 14 milyon TL gibi, sekiz ayın en düşük düzeyinde kaldığı görülüyor. Bu kalemin, izleyen iki ayda 1011 kat artarak 141157 milyon TL’ye yükselmesi, hangi “milli menfaat” için gerçekleşmiş olabilir? Temmuzağustos, Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasının en yoğun dönemine karşılık geliyor. Söz konusu dönemde, örtülü ödeneğin, kanunla yasaklanmasına rağmenseçim kampanyası için kullanılma ihtimali, muhalefet milletvekillerince Yüksek Seçim Kurulu nezdinde gündeme getirilmişti. Cevabını “resmen” alamayacak olsak da, kampanya döneminde, 10 kat artışı ifade eden güncel rakamlar vesilesiyle anımsatmış olalım. Örtülü ödenek harcama yetkisi içinde bulunduğumuz aydan itibaren Başbakan Ahmet Davutoğlu’na geçti. Türkİş: Sendika değiştir baskısı ‘insanlık suçu’ olsun MUSTAFA ÇAKIR Dinçer: 2023 hedefleri hayal Ekonomi Servisi TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer, “Türkiye reformları bir an önce yapmazsa 2023 hedefleri hayaldir” dedi. Dinçer “2023 hedefinde bugün 150 milyar dolar olan ihracatı, 500 milyar dolara çıkarmak var. Bu tabloda 2023 hedeflerini karşılamak zor olacak. Güneyimizde yaşananlar o kadar hızlı bitecek gibi görünmüyor” diye konuştu. İlk röportajını Capital dergisine veren Haluk Dinçer, iş dünyasıyla ilgili bir numaralı sorunun “kutuplaşma” olduğunu söyleyerek, aynı yönde düşünmeseler hükümetle ilişkileri normalleştirmek istediklerini belirterek, “Hükümetle diyalog önemli” dedi. ANKARA Türkİş, sendika değiştirme baskısının bütün işkollarında yoğunlaştığına, yerel yöneticiler tarafından organize ve sürekli yapılan baskıların özellikle yerel seçimlerinden sonra hız kazandığına dikkat çekti. Türkİş, bir öneride bulunarak sendika değişikliği için baskı yapılmasının işçiye karşı “insanlık suçu” kabul edilmesini istedi. Türkİş’in “Çalışma Hayatında Güncel Sorunlar” başlıklı raporunda emekçilerin yaşadıkları başlıca sıkıntılara dikkat çekildi. Rapora göre Türkiye iş kazaları ve sonucunda gerçekleşen ölüm ve maluliyet itibarıyla Avrupa’da ilk, dünyada üçüncü sırada. İşyerlerinin ağırlıklı bölümü insana yakışır, elverişli çalış ma koşullarına sahip değil. Güvenli ve sağlıklı ortamlardan uzak. Raporda, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın da yeterli olmadığına vurgu yapıldı. Sosyal taraflarla yeniden müzakere edilmesi önerildi. Yine rapora göre ölümlü iş kazalarının ortalama yüzde 24’ü inşaat işkolunda yaşanıyor. 2014 yılının ilk sekiz ayında ülke genelindeki iş kazalarında 1280 kişi hayatını kaybetti. Bu işçilerin 272’si inşaat işkolundaydı. Diğer taraftan inşaat işkolunda sendikalaşma oranı oldukça düşük. 2014 yılı temmuz ayı istatistiklerine göre inşaat işkolunda çalışan işçi sayısı 1 milyon 656 bin. Ancak Yolİş Sendikası üyesi işçi sayısı 40 bin. Sendikanın örgütlülük oranı yüzde 2.44. Özel sektörde örgütlü işçi sayısı ise sadece 3 bin 25 kişi. Patron da ağladı maden işçileri de Zonguldak’ta Akkurt Madencilik kapandı, patron 150 işçiyle vedalaşırken duygulu anlar yaşandı. Kütahya’da da 7 maden ocağı kepenk indirdi, 700 işçi daha işsiz kaldı. Ekonomi Servisi Zonguldak Kilimli’ye bağlı Gelik beldesinde 9 yıldır faaliyet gösteren Akkurt Madencilik dün faaliyetlerini sonlandırırken 150 işçinin işine son verildi. 5 gündür evlerinde olan işçiler dün son kez işyerine çağrıldı. Maden şirketi sahibi Alaattin Kurnaz, madenciye asgari ücretin iki katı maaş verilmesi, sigortalarının iyileştirilmesi tekliflerini kendilerinin yaptığını belirterek “Emekçiye karşı hiçbir şeyimiz yok. Her şeyi beraber yaptık. Ama işveren ile işçinin hakları beraber gözetilsin. 2 yıldan bu yana dünya piyasasındaki kömür fiyatlarının düşmesiyle biz sıkıntılar çektik. Sizlere ben bunu 1 gün bile yansıtmadım. İyileştirme yapılsın ama iyileştirme yapılırken işvereni de düşünmek lazım. Biz de bunları madde madde sunduk. Ama apar topar Meclis’ten geçirdiler. Maliyetlerin iki katına nasıl çıktığını görsünler. TTK, ürettiği kömürün maliyetinin yarı fiyatına bizden kömür alsın söz veriyorum 400500 işçi çalıştıracağım ama burada devletin iyileştirme yapması lazım” ifadelerini kullandı. İşçilere kıdem tazminatlarının 34 taksit ile ödeneceğini söyleyerek haklarını helal etmelerini söyleyen Kurnaz, gözyaşlarını tutamadı. Bunun üzerine bazı madenciler de ağladı. Kütahya Gediz’de de ‘torba kanun’un yürürlüğe girmesinin ardından maliyetlerin arttığı gerekçesiyle 7 maden ocağı daha kapanırken, yaklaşık 700 işçinin de işten çıkarıldığı belirtildi. İşçiler, eylem yaptı. Zonguldak’ta 22 maden firmasından toplamda 4500 işçi çıkarılmıştı. Böylece torba yasa geçeli daha bir hafta olmadan 5200 madenci işsiz kalmış oldu. THY yolcu sayısını artırdı Ekonomi Servisi THY’nin OcakAğustos 2014 Trafik Verileri, Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda yayımlandı. Buna göre, söz konusu dönemde toplam yolcu sayısı yıllık yüzde 14.8 arttı, 36.4 milyona ulaştı. Geçen yıl aynı dönemde bu rakam 31.7 milyon düzeyindeydi.Yolcu sayısındaki artış iç hatlarda yüzde 16 ve dış hatlarda yüzde 14 oldu. Fed öncesi borsa düştü Ekonomi Servisi Avrupa hisseleri, ABD faiz oranlarının yükseleceği tarihle ilgili spekülasyonlar ile 2 haftanın en düşük seviyesine geriledi.Bloomberg anketine katılan ekonomistler Fed’in dün başlayacak ve iki gün sürecek olan para politikası toplantısında faiz oranlarının aynı seviyede tutulacağı tahmininde bulunuyor. Fed Başkanı Janet Yellen bugün bir basın toplantısı yapacak. Evet, inşaatlarda çalışan işçilerinin üniversiteli olduğu bir ülkeyiz. Onlar ‘mecburen’ çalışırken farkında değiliz tabii, inşaat kazalarında feci şekilde can verip gazetelere haber olduklarında öğreniyoruz. Üzülüyoruz ama sonra unutup gidiyoruz. Haa, bu arada sakın üniversitelilerin çalıştığına bakarak o binaların sağlam olduğunu düşünmeyin!.. 2010 yılının sıcak bir ağustos günü gazetelerin üçüncü sayfa manşetiydi Ömer Çetin. Yurtkur’un öğrenci belgesindeki küçük vesikalık fotoğrafına bakakalmıştım uzun uzun... 20 yıl süren kısacık yaşamı, okul masraflarını çıkarmak için yaz aylarında çalıştığı inşaatın 4. katından düşüp feci şekilde ölmesiyle son bulmuştu. 30 TL idi yevmiyesi. Aslen Ağrılıydı. Muğla Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi 2. sınıf öğrencisiydi... Aradan 4 yıl geçti ve tıpkı Ömer Çetin gibi bu kez 21 yaşında bir üniversite öğrencisi Hıdır Ali Genç, Mecidiyeköy’de Torun Center’da inşaat asansörünün düşmesi sonucu diğer 9 işçiyle birlikte can verdi. Aradan 10 gün geçti geçmedi, bu kez Buca’dan geldi acı haber. Açık Öğretim Fakültesi Muhasebe Bölümü’nü bu yıl bitiren 25 yaşındaki Mehmet İsa Dumlu çalıştığı inşaatta asansör boşluğuna düşerek hayatını kaybetti. Ömer, Ali, İsa ve diğerleri... Onlar Türkiye’nin o yüksek ekonomi politikalarının, o ihtişamlı eğitim politikalarının, o eşsiz istihdam politikalarının “isimsiz” neferleri... Çift haneli rakamların kıyısında dolaşan işsizlik verileri alarm verici olarak tanımlanıyor. Doğrudur. Özellikle de yüzde 18.1 ile haziran 2011’den beri en yüksek orana ulaşan genç işsizlik. Bunun içinde üniversite mezunu işsizlerin oranına bakıyorum. Erkeklerde yüzde 10. Kadınlarda yüzde 14.2... Var olan nüfusunu istihdam edemeyen, özellikle de en az 16 yıl eğitim alan gençlerini işgücü Üniversiteli İnşaat İşçileri... Ve Oylar... piyasası içine sokamayan, onlara en azından “karınlarını doyurabilecekleri” bir gelecek bile vaat edemeyen bir hükümetin, üstüne üstlük “75 milyon nüfus yeterli değil, en az 3 çocuk doğurun” diyebilmesi... Ve oy toplayabilmesi... Devam edelim: Çünkü işsizlik madalyonun bir yüzü. Diğer yüzünde ise köleliğe varan düzeyde işgücü sömürüsü yatıyor. Bunu da aslında yine rant cenneti Türkiyemizin hem taşeronlaştırma politikalarından hem de o püri pak işverensiyasetçi ilişkilerinden pek iyi biliyoruz. Uzun çalışma saatleri, ödenmeyen mesailer, stajyer adı altında ücretsiz işçilik... Gasp edilen grev hakları, sendikasızlaştırma, zaten zor bulunan işte kapı önüne koyulma kaygısıyla her şeye boyun eğme... Ve buna karşın bir iktidar 12 yıldır yönetimde olabiliyor. Aslında durum sadece Türkiye’ye de özgü değil. Prof. Dani Rodrik, Project Syndicate’deki bir makalesinde iki siyaset bilimcinin, Princeton Üniversitesi’nden Martin Gilens ve Northwestern Üniversitesi’nden Benjamin Page’in yaptıkları bir araştırmanın sonuçlarını irdeliyor. İki bilim insanı ABD’de 1981 ile 2002 yılları arasındaki kamuoyu anketlerini, 2 bini aşkın soruyanıtları ve farklı gelir düzeylerindeki seçmenin oy tercihlerini incelemişler. Vardıkları sonuç şöyle: Seçmenler bütünü içinde orta ve düşük gelir seviyesinde olanların payı hayli yüksek ve onların oyları ile siyasi partiler iktidara geliyor. Ancak ülkeler zenginlerin istediği biçimde ve onları çıkarları doğrultusunda yönetiliyor. Zenginlerin ve diğer grubun talep ve beklentileri aynı olduğu zaman sorun yok. Ancak genelde çıkarlar uyuşmuyor. Ve zenginin istediği politikalar ülke yönetimini şekillendiriyor. Fotoğraflar: DHA Putin sivil hava koridorunu kapatabilir Ekonomi Servisi Avrupa Birliği (AB) ve ABD’nin Ukrayna’daki gelişmeler nedeniyle Rusya’ya karşı yeni yaptırım kararları almasının ardından Moskova yönetiminin hamlesi bekleniyor. Rusya Sivil Havacılık Kurumu’ndan isminin açıklanmasını istemeyen bir yetkili, Avrupa’yı Asya’ya bağlayan Rus hava koridorunun sivil uçuşlara kapatılması gündeme gelebilir. Bu durum gerçekleşirse dünyanın önde gelen havayolları dahil birçok şirketin iflas edeceğini öne sürdü. SERBEST PİYASA ABD Doları Avro İngiliz Sterlini İsviçre Frangı 24 Ayar Altın Cum. Altını ylar nasıl toplanıyor? Dani Rodrik... Dani Rodrik ise şu soruyu ortaya atıyor: Hükümetler, kendilerine oy verenlerin talep ve çıkarlarına kayıtsız kalarak nasıl bir daha seçilebiliyorlar? Ve kendi öngörüsünü şöyle dile getiriyor: Ekonomik elitlerin çıkarlarını temsil eden bir siyasetçi kitleleri ikna etmek için başka yöntemler geliştirmek zorundadır. Bu yüzden milliyetçilik, mezhepçilik, alt kimlikler, kültürel değerler ve semboller üzerinden geliştirir halka yönelik söylemini. Politika bu zemin üzerinden yürütülür ve seçimler halkın çıkarlarını en iyi gözetenler tarafından değil, kültürel ve psikolojik gizil belirleyicileri başarılı şekilde söyleyenler tarafından kazanılır. 1970’lerin sonlarında ABD’de ekonomide eşitsizlik belirgin biçimde artmaya başladığında muhafazakârların “aile değerleri” ve göçmenlik gibi hayli kutuplaştırıcı konuları gündeme yerleştirerek, çıkarlarının tırpanlanması pahasına orta ve düşük gelirli sınıfın oylarını toplamayı başarmaları buna çarpıcı bir örnek. Rodrik bunun günümüzde Rusya, Türkiye ve Macaristan gibi azgelişmiş demokrasilerde layıkıyla kullanıldığını söylüyor. Siz ne dersiniz? O İşsizlik mi, kölelik mi? ALIŞ 2.2130 2.8630 3.5790 2.3600 87.60 573.16 SATIŞ 2.2160 2.8670 3.5940 2.3730 87.95 596.35 MERKEZ BANKASI CİNSİ 1 ABD DOLARI DÖVİZ ALIŞ SATIŞ 17 EYLÜL 2014 EFEKTİF ALIŞ SATIŞ 2.2165 2.0124 0.38636 2.8695 3.5939 2.3790 0.31233 2.0133 7.8818 0.34748 0.59451 2.0792 2.2092 2.2132 2.2077 1 AVUSTRALYA DOLARI 1.9875 2.0004 1.9784 1 DANİMARKA KRONU 0.38359 0.38547 0.38332 1 EURO 1 İNGİLİZ STERLİNİ 1 İSVİÇRE FRANGI 1 İSVEÇ KRONU 1 KANADA DOLARI 1 KUVEYT DİNARI 1 NORVEÇ KRONU 100 JAPON YENİ 2.8600 2.8652 2.8580 3.5699 3.5885 3.5674 2.3603 2.3754 2.3568 0.30841 0.31161 0.30819 1.9967 2.0057 1.9893 7.6650 7.7653 7.5500 0.34437 0.34668 0.34413 2.0576 2.0713 2.0500 1 S. ARABİSTAN RİYALİ 0.58902 0.59008 0.58460
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle