Katalog

13 EYLÜL 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 11 yaşında OLCAY BÜYÜKTAŞ Deneme AMATEM kapısında Madde bağlantılı ölümler 2011 yılına göre yüzde 54.3 artış göstermesine karşın madde bağlımlılığı tedavisi veren merkezler kapanıyor. Toplumsal bir mücadele alanına dönüştürülmesi gereken madde bağımlılığı tedavisi gören kişilerin yüzde 59’unu işsizler, yüzde 30’unu düzenli bir işi olanlar, yüzde 2.5’unu da öğrenciler oluşturuyor. Bir başka acı tablo ise Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Merkezi’ne (AMATEM) tedaviye gelenler arasında 11 yaşındaki bağımlılar da var. Son dönemlerde sık sık gündeme gelen sentetik uyuşturucu bonzai kullanımı kaynaklı ölüm haberleri, gözleri bir kez daha kimyasal madde kontrolü ve tedavisine ilişkin yapılanlara çevirdi. Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (TUBİM), 2013 Türkiye Uyuşturucu Raporu hazırladı. “Neler Oluyor” sorusuna yanıt arayan Dr. Ergün Demir ve Dr. Güray yaşı10 4 Madde kullanımına ilişkin en küçük deneme yaşının 10, en büyük deneme yaşının 67 olduğu görülüyor. Maddeyi ilk deneme yaşının 1524 yaşları arasında yoğunlaştığı görülse de ilk deneme yaşının yüzde 10’unun 15 yaşından küçük olması dikkat çekici. 4 Erken yaşta maddeye başlayanlarda çoklu madde bağımlılığı gelişme riski daha fazla. 4 Tedavi gören hastaların yüzde 70.6’sını ilk ve ortaöğretim mezunu, yüzde 21.9’unu lise mezunu, yüzde 5.2’sini yüksekokul mezunu, yüzde 2.4’ünün hiç okula gitmemiş olanlar oluşturuyor. 4 Tedavi gören kişilerin yüzde 59’unun işsiz, yüzde 30.3’ünün düzenli bir işi olduğu, yüzde 2.5’inin öğrenci olduğu görülüyor. 4 Doğrudan uyuşturucu madde bağlantılı ölüm sayısı 2011’de 105 iken, bu sayı 2012’de yüzde 54.3 artış göstererek 162’ye yükseldi. 4 Mevcut tedavi merkezleri sayı, yatak ve uzman sayısı bakımından yetersiz. 2012 verilerine göre bağımlılık tedavisi yapan 25 tedavi merkezi, toplam 678 hasta yatağı söz konusu. 4 Bağımlı hastaların yüzde 70’i, Sağlık Bakanlığı’na bağlı merkezlerde tedavi görüyor. CEM ŞANAA ‘Allah Belasını Verir’ Hayrettin Karaman bir İslam hukuku profesörü. Herhangi bir profesör değil. Fikirleri iktidar çevrelerini tenvir eden bir âlim. Erdoğan’ın “ulemaya danışmak gerekir” cümlesindeki ideal ulemadan. Yolsuzluk iddiaları ortaya çıktığında kendisinin yolsuzlukların günah olmayacağı yolunda fetva verdiği ileri sürülmüştü. Kendisi bu fetva meselesini son köşe yazısında yalanladı. Dedi ki, devlet büyükleri hayır işlerini destekleyebilir, ancak bu işte şahsi menfaatının olmaması gerekir. Bu mükemmel tespit için elbette İslam hukuku profesörü olmaya gerek yok. Çoğumuz bu kuralı anaokulu çağında öğrenmiş oluyoruz. Yine de Sayın Karaman’a bir teşekkür borçluyuz. Bir süredir iktidar cenahı kâinatın en temel ahlaki kaidelerinden bile bihaber davranmakta. Belli ki sıfırlamak yerine ahlaki formasyona sıfırdan başlamaları gerekiyor. Eminim yeni başbakan da Karaman’ın yazısını okumuştur. Özgürlüklere “ahlaki formasyon” vermeye şahsi menfaat için yolsuzluk yapanlardan başlayabilir. Allah’tan umut kesilmez. Gelgelelim büyük âlim bu fetva hikâyesini reddettiği yazısında şunu da belirtmeden geçememiş: “Ama birilerinin yolsuzluğu bahane ederek hükümet devirmeye kalkıştıkları, rüşvetin manasını saptırarak kendi kuruluşlarından başka bir yere mali yardımda bulunmayı engellemek istedikleri artık anlaşılmış bulunuyor.” Bunu nasıl “anlamış bulunuyor” Sayın Karaman? İşin o kısmından bahsetmemiş. Ancak daha evvel başka bir yazısında “Bir Müslüman ithamı ispat yerine koyarak masumların şeref, haysiyet ve namuslarına da saldıramaz, saldırırsa Allah belasını verir” demiş. Herhalde bu koca İslam âlimi ithamı ispat yerine koymamaktadır ve masumların haysiyetlerine saldırmamaktadır. O vakit bu ithamını ispat etmesini beklemek gerekir. Peki, ya ithamını ispat etmesine izin verilmeyenler? Kapatılan dosyalar, engellenen soruşturma komisyonları, savcılık eliyle terbiye edilmeye çalışılan gazeteciler ve hukuksuz yayın yasakları? İthamı ispat etmeye çalışana ispatsız ithamlarda bulunmak hangi hukukta kendine yer bulabilir? Bu yolsuzluk iddialarının arkasında cemaatin polis ve yargı örgütlenmesi olduğu söylenmekte. Yeni haber değil. Daha önce memleketteki neredeyse bütün siyasi davalar için aynı şey söylendi. Peki, devlet büyüklerini korumak için bunca mürekkep sarf eyleyen Hayrettin Bey o vakitler “ithamlarla şeref ve haysiyet ve namuslara saldıranlardan” bahsedip iktidar çevrelerini uyardı mı? Yoksa 2009’da şunu mu yazdı: “Yapılanların üstünü örtmeye ve suçluları, şüphelileri, sanıkları kurtarmaya çalışanlar millet tarafından not edilmektedirler ve asla unutulmazlar.” Yani Hayrettin Bey, cemaat işinize geleni yapınca bütün hukuksuzluk itirazlarına kulak tıkanacak ve ithamlar ispat sayılacak, cemaat işinize gelmeyeni yapınca iddiaların üzerinin kapatılmasına ses çıkarılmayacak mı? Valla millet tarafından not edilir mi bilmem, kendime Sayın Karaman kadar önem vermiyorum. Ama buraya not edelim. Unutulup unutulmayacağını da zamana bırakalım. Demek özel menfaat için devlet büyüklerinin vakıflarına yardım yapmamak gerek. İddialar ve “ithamlar” tam da bunu söylemekte. Bu ithamın ispatını yine aynı devlet büyüklerinin engellemesi sizin ilminize sığar mı? Fetva hakkındaki bir çalışmanızda yanılmıyorsam Karafi’nin “El İkham” eserine atıfla fetva verecek müftünün şu özelliğinden bahsetmişsiniz: “Korkulan, sayılan, iktidar sahibi kişilere karşı gerçeği apaçık söylemeli.” Bazen sadece ithamın ispatı değil de bazı özelliklerin ispatı da önemlidir. Yeni Türkiye’de laik hukuktan umudumuz yok. Ama belli, İslam hukuku da uygulanmayacak. Genç hukuk öğrencilerine “yağma hukuku” konusunda uzmanlaşmalarını öneririm. Toplumsal mücadele Kılıç’ın hazırladığı araştırma, ortaya çıkan vahim tablo kadar, tedavi konusundaki olumsuz gelişmeleri de gözler önüne seriyor. “Bağımlılıkla mücadele toplumsal mücadele alanına dönüştürülmelidir” sonucu çıkan araştırmanın ortaya koydukları özetle şöyle: 4 TUBİM verilerine göre, madde bağımlılığı yüzde 2.9’la en yüksek 1524 yaş arasında görülüyor. Uzmanlara göre bağımlılığa yakalanma oranları istatistiklere yansıyan oranlardan daha yüksek. 4 2012 yılında poliklinik sayısı 187 bin 329, yine aynı yıl yatarak tedavi gören hasta yasıyı 5 bin 845. 4 Yatarak tedavi gören hastalar ağırlıklı olarak İstanbul, Adana, Mersin, Antalya, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya’da görülüyor. 4 Tedaviye başvuran hastaların 2029 yaş grubu arasında yoğunlaştığı görülüyor. Bu yaş grubundaki hastaların toplam hastalara oranı yüzde 53. Ancak, tedavi gören kişilerde yelpaze en küçük 11 en büyük büyük 71 yaş olarak istatistiklerde yer alıyor. Bonzai bu hale getirdi l BURSA (Cumhuriyet) Osmangazi ilçesi Gaziakdemir Mahallesi eski tabakhaneler bölgesindeki terk edilmiş bir binaya giren 16 yaşındaki V.T. ve 17 yaşındaki E.Y, ikinci kata çıkarak bonzai kullandı. Binadan sesler duyan yurttaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen polisler, her iki çocuğu da yarı baygın halde buldu. Polis, çocukların çıkarken kullandıkları merdivenin kırık ve tehlikeli olması nedeniyle itfaiye görevlilerinden yardım istedi. İtfaiye görevlileri polislerin de yardımıyla ayakta güçlükle durabilen gençleri, bellerine bağladığı iple aşağı sarkıtarak kurtardı. Gençler, Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. AİLESİ: AZMETTİRENE CEZA YOK Kadın katiline ağırlaştırılmış müebbet İstanbul Haber Servisi İzmir’de koruma altındayken eşi tarafından öldürülen Ferdane Çöl’ün 3 yıldır süren cinayet davası sonuçlandı. Katil koca Sedat Çöl, “haksız tahrik”, “iyi hal” indirminden yararlandırılmadı ve ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldı. İzmir Bayraklı Adliyesi 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya müdahil olarak Kadın CinayetleFerdane Çöl rini Durduracağız Platformu ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı katıldı. Cinayete azmettirmekten yargılanan Sedat Çöl’ün ailesi İhsan Maviş, Muhammed Çöl, Burhan İpek, Haydar Maviş, Cemal İpek ve Ahmet Dağdır delil yetersizliğinden beraat etti. Ferdane Çöl’ün ailesi, cineyete azmettirenlerin cezasız kalmasına tepki göstererek “Davamız burada bitmedi. Azmettirenler cezasız kalmamalı” dedi. Karar sonrası adliye önünde Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu adına açıklama yapan Emine Sözüdoğru “Ferdane Çöl, öldürülmeden önce karakola 100’den fazla kez şikâyette bulundu. Öldürülmesinden polisler sorumludur” dedi. RTÜK’ten bonzai cezası FIRAT KOZOK ANKARA Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), art arda gelen ölümlerle kamuoyunun gündemine oturan sentetik uyuşturucu “bonzai”yi özendirici yayını affetmedi. Show TV’deki “Gülben” adlı kuşak programda Pau adlı Balkan müziği şarkıcısının bonzaiyi özendirici ifadelerin yer aldığı “Elimde Patladı Bonzai” adlı şarkıyı seslendirdiğini tespit eden Yeşilay, programı RTÜK’e şikâyet etti. RTÜK, Show TV’ye 120 bin TL’lik ceza kesti. KALDIRIMDAN YOLA DÜŞMÜŞTÜ 4.5 yaşındaki çocuk CANAN COŞKUN kusurluymuş Bayrampaşa’da 6 Mayıs 2013’te kaldırımda bisiklete binerken dengesini kaybederek yola düşen ve Hüseyin Çorapçı’nın kullandığı minibüsün altında kalarak yaşamını yitiren 4.5 yaşındaki E.S.’nin ölümüne ilişkin davada Adli Tıp Kurumu, çocuğu kusurlu buldu. Dava kapsamında daha önce hazırlanan bilirkişi raporunda da kusurlu olarak E.S. gösterilmişti. Ailenin avukatının bilirkişi raporuna itiraz etmesi üzerine mahkeme dosyayı Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’ne göndermişti. Raporda yola düşen E.S.’nin yaşı sebebiyle bu hal ve hareketlerinin bilincinde olmamasının asli oranda etken olduğuna işaret edildi. Raporda şoför Çorapçı kusursuz bulundu. Pistorius 15 yıl yatabilir l Spor Servisi Olimpiyatlara katılan ilk ampute atlet olan ve kız arkadaşı Reeva Steenkamp’ı öldürmekten yargılanan Güney Afrikalı sporcu Oscar Pistorius, adam öldürmekten suçlu bulundu. Davaya bakan hâkim Thokozile Masipa, Pistorius’un, kapalı kapının arkasında biri olduğunu bildiği halde öldürücü bir silah kullanmayı seçerek dikkatsiz davrandığını, aşırı güç kullandığını ve ihmalkâr olduğunu belirtti. Pistorius, ihmal suretiyle adam öldürmek suçundan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılabilir. Hâkim, önceki gün atletin kasten adam öldürmekten hüküm giyemeyeceği kararını vermişti. Bonus’a özel 9 taksit