05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 AĞUSTOS 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER 9 Katliamdan kaçış MAHMUT ORAL ERBİL Irak’ın Suriye sınırına doğru ilerleyerek Sincar’a (Şengal) saldıran IŞİD’den kaçan on binlerce insan yollara döküldü. Türkmenler ve Ezidilere yönelik katliama başlayan IŞİD’in elinden canlarını kurtarmak için insanlar çoluk çocuk arabalarla ya da yürüyerek Erbil ve Dohuk’a doğru gitmeye çalışıyorlar. Ancak çatışmalar nedeniyle kaçamayan ve Şengal Dağı’na sığınan binlerce insan ise yaşam savaşı veriyor. 6 ve 7 yaşlarındaki iki çocuğun susuzluktan öldüğü dağda yardım gitmezse açlıktan ölümlerin artacağından endişe ediliyor. Cumhuriyet’in şahitlik ettiği bu trajedide anlatılan hikâyelerde üç ortak nokta var: Katliam korkusu, açlık, susuzluk riski ve gelecek belirsizliği... Yaşananları yerinde gözlemlemek için sıcak bölgeye doğru hareket ettiğimizde belki de kısa bir süre sonra sınıra dayanacak büyük trajediye rağmen Türkiye sınırında henüz bir hazırlık yapılmadığını görüyoruz. Irak’ta aylardır süren IŞİD baskısı etkisini Diyarbakır’dan başlayarak yollarda gösteriyor. Normal koşullarda onlarca kilometre uzayan kamyon kuyrukları Irak’taki Kürt bölgesinin içine düştüğü ekonomik sıkıntı nedeniyle yok denecek kadar azalmış. İpek yolunda görmeye alışık olduğumuz kamyonlar ortalıkta görünmüyor. Önceki gün bir tankerin kazayla patladığı Habur gümrük sahasında da giriş çıkış yapan birkaç binek otomobil dışında hareketlilik yaşanmıyor. Habur Mülki İdare Amirliği yetkilileri şu anda sınırda bir Türkmen göçü olmadığı için herhangi bir hazırlık yapmadıklarını söylüyor. Silopi Belediyesi yetkilileri de olası bir göç için üst makamlardan kendilerine hazırlık yapılması için bir talep iletmediğini belirtiyor. Habur’da yarım saat süren geçiş işlemlerinin ardından ilk olarak Irak Türkmen Cephesi’nin Zaho temsilciliğine gidiyoruz. Temsilcilikte görevli olan Vecih Halil, Türkmenlerin IŞİD saldırısı nedeniyle yaşadıkları tedirginliği anlatıyor. Türkmen Cephesi’nin Zaho temsilciliğine gıda ve çeşitli ihtiyaçlar için yardım talebi geldiğini, bunları da karşılamaya çalıştık IŞİD’in saldırdığı Şengal’den kaçan on binlerce kişi yaşam savaşı veriyor Nermin ‘Hoca’ Neden İhsanoğlu? Temmuzda yitirdiğimiz Andrew Mango, iki yıl önceki son röportajında, “Günümüz Kemalizminin sorunu nedir” sorusuna; “Günümüz Kemalistleri Atatürk zamanında olduğu kadar pragmatik değiller” yanıtını vermiş, şöyle devam etmişti: “Dünyayı yeterince takip etmiyorlar. Dolayısıyla fikirleri dış dünya ile uyumlu değil.” (Ağustos 2012, Research Turkey) Kendisini öteden beri “Kemalist” olarak tanımlandıran Prof. Nermin Abadan Unat ile konuşurken, Mango’nun hep bu sözlerini düşündüm.. Abadan Unat, Mango’nun eleştirdiği Kemalistlerden değil… Dünyayı, gençliğinde yaptığı gibi tıpkı, hâlâ çok yakın takip altında tutuyor ve olaylara daima geniş dünya penceresinden alabildiğine pragmatik bakıyor. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığını böyle bir perspektifte değerlendiriyor. Raf, raf… muntazam arşivlenmiş “Entegrasyon”, “Avrupa”, “Kemalizm”, “Gezi”, “CHP”, “Kentsel Dönüşüm, Kent Ekonomisi”, “Çokkültürlülük”, “Medya”, “Demokrasi”, “Milliyetçilik”, “Küreselleşme”, “Din, Laiklik, İslamcılık”, “Türkiye’de Muhafazakârlık”, “Türban”, “İnsan Hakları”, “Azınlıklar”, “Göç ve Kadın”, “Kadına Şiddet” gibi sırayla dosyanın bulunduğu kütüphanesinden çıkardığı Yılmaz Esmer araştırmasını açıp önüme koyuyor. Yılmaz Esmer’in ’90’dan beri aralıklarla yaptığı bu araştırmada, malum, Türkiye’nin muhafazakârlık haritası hemen hiç değişmiyor. Araştırmanın konu aldığı başlıca dört alan olan dindarlık, kadının statüsü, hoşgörü, siyasal katılım konularında ’90’dan bu yana arpa boyu yol alınmadığına dikkat çeken Nermin Hanım, her gündeme gelişinde şok yaratan bu “Değerler Atlası”nın sayfalarını önümde çevirmeye başlıyor. Türkiye, Avrupa Konseyi’nin 47 ülkesi içinde en sağcı ülke, kadınerkek eşitsizliği, kadına biçilen rolde en geri konumdaki ülke, toplum yaşamında dinin; insan yaşamında Tanrı’nın yerinin en üst mertebede yer aldığı ülke, dinin ahlak, vicdan değerleri için değil de… sadece öbür dünya için gerekli olduğunu (yüzde 76 ağırlıkla) düşünen; mistik ve ruhani nedenlerden çok, dini (yüzde 64 oranla) temel ibadet ritüelinden ibaret gören ülke… Böylesine hadi adını koyalım! “ortaçağ değerleri”nin hâkim olduğu bir tablo ile yüz yüzeyiz. ve Habur’da Silopi Türkmenler için hazırlık larını belirtiyor. Türkmen Cephesi subaylarından Teğmen Abbas Mahmut da IŞİD tehdidinden kaçan Türkmenlerin, yoğunluklu olarak Erbil yakınlarındaki Hazin Şerya gibi gibi bölgelerde toplandıklarını, kendilerinin de şu anda yardım bekleyen Türkmenlere erzak dağıttıklarını söylüyor. Bunun üzerine biz de rotamızı Erbil’e çeviriyoruz. Yol boyunca Kürtlerin ve Ezidilerin ‘Şengal’, Arap ve Türkmenlerin ise ‘Sincar’ olarak adlandıkları bölgeden kaçan ailelerin çoluk çocuk tıka basa doluştukları araçları görüyoruz. Zaman zaman karayolunda ağır silahlar bulunan pikaplarla Musul ve Şengal yönüne doğru giden silahlı peşmergelere de rastlıyoruz. Zaho ve Duhok arasında IŞİD tehdidinden kaçanlar için su ve bisküvi gibi gıda maddelerinin dağıtıldığı insani yardım noktaları oluşturulmuş. Yolda IŞİD’in Şengal’de yapacağı katliamdan korktuğu için kaçan bir aile ile konuşuyoruz. Örgütün Ezidi ve diğer gayrimüslümleri, Müslüman olmaya zorladığını, direnenleri ise öldürmekle tehdit ettiğini anlatıyorlar. Çatışmanın dehşetini yüzünde taşıyan yaşlı bir kadın, militanların kadınları ve kızları kaçırdığını söylüyor. Duhok’tan Erbil’e birlikte yolculuk ettiğimiz Kürt kökenli Mehmek Şingali Erbil’de yaşıyormuş ancak tüm yakınları Şengal’de. Onlar da korkuyla Kürt bölgesine kaçmış. “Annem babam ve 6 kardeşim aileleriyle birlikte kaçtı” diyor Şingali ve devam ediyor: “IŞİD, çok kanlı eylemler gerçekleştiriyor. IŞİD fetva yayınlamış; Müslümanların kendi kuralllarına uymasını, Ezidilerin de tövbe edip Müslüman olmasını istiyor. Ezidiler çok büyük tehdit altında. Kürt bölgesinin güvenli kentlerine kaçabilenlerin dışında pekçoğu Rojava ile Irak Kürdistanı arasındaki Semalka kapısından Rojava’ya geçmeye çabalıyor.” Ezidiler: Çok korkuyoruz Seytere denilen peşmerge kontrol noktalarından beşincisini geçiyoruz. Erbil’e giden otoyolda yoğunluk nedeniyle araçlar güçlükle ilerliyor. Kimlik kontrolünde gazeteci olduğumu ve Kürtçe bildiğimi söyleyince peşmerge, “IŞİD saldırısı nedeniyle mi buraya geldiğiniz?” diye soruyor. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Mesud Barzani’nin açıklamalarını anımsatan peşmerge, konuyu hemen Şengal’e getirerek, “Peşmerge ile YPG birlikte IŞİD’i sarmış durumda. Yakında IŞİD’e öldürücü darbeyi vuracağız. Ve IŞİD’den Şengal’i kurtaracağız” diyor. Erbil’e vardığımızda Irak Türkmen yetkililerle görüşmek istiyoruz ama onlar Şengal bölgesinden kaçarak Erbil çevresine sığınan Türkmenlerle ilgilendikleri için hiçbir yetkiliyi bulamıyoruz. Irak Bölgesel Kürt Parlamentosu’ndaki Türkmen Cephesi Milletvekili Aydın Maruf, Türkmenlerin son 1.5 ay içerisinde ikinci kez büyük bir göçe maruz kaldıklarını belirterek, “11 Haziran’dan bu yana önce Kürtler sonra IŞİD’in baskısısıyla 100 bin Türkmen yerinden yurdundan olmuş vaziyette. Zumar, Telafer, Musul, Sincar’dan binlerce Türkmen kaçtı. Şu anda Erbil ve çevresinde, yol üstündeki kontrol noktasında bekleyen, hayatı tehlike altında olan Türkmenler var. Bunlara yardım etmek zorundayız” diyor. İkinci büyük göç Türkmenler BM’den tampon bölge istedi Dış Haberler Servisi Irak Şam İslam Devleti’nden (IŞİD) kaçan Türkmenlerin akıbeti endişe yaratırken, Türkmenler güvenli bölgeler oluşturulması ve askeri uçuşlara yasaklanmış tampon bölge kurulması için BM’ye başvurdu. Suriyeli sığınmacılar için kurulan kampların benzerlerinin oluşturulması için Türkiye’den talepte bulunuldu ancak bu talep kabul görmedi. Türkiye bunun yerine sınırın Irak tarafına kamp kuracak. IŞİD’in Musul’dan sonra ilerleyişini sürdürmesi, Türkmen grupları harekete geçirdi. Irak Türkmen Cephesi (ITC) lideri ve Irak Parlamentosu milletvekili Erşad Salihi, Türkmen nüfusun korunması için askeri uçuşlara yasaklanmış tampon bölge oluşturulması talebiyle BM’nin Irak Temsilcisi Nikolay Mladenov’a resmen başvuruda bulundu. Talep dilekçesini Bağdat’ta Mladenov’a teslim eden Salihi, yaptığı açıklamada, Musul’un Türkmen bölgelerinin tamamının silahlı grupların kontrolüne girdiğini anımsattı. Salihi, “Burada bir Türk milleti var. Karabağ için, Kıbrıs için yüreğimiz sızlarken, onlar da en azından bizden söz etseler bile yeter. Türkmen coğrafyası çözülmeye gidiyor. İki tarafın ortasında kaldık. Ya silahlı gruplar gelip memleketimizi alacaklar ya da peşmerge güçleri ile işbirliği yaparak silahlı gruplara karşı duracağız” dedi. 1991’de Irak’ın kuzeyi için uygulanan tampon bölge benzeri bir fiili durum oluşturulabileceğini belirten Salihi, bu bölgenin uçuşa yasak olması gerektiğini vurguladı. Siviller IŞİD’den kaçarken, BM ‘insani trajedi’ yaşandığını duyurdu Türkmenlerin Türkiye’den de talepleri var. Türkiye sınırına gelen 450 Türkmen aile Salihi aracılığıyla “Suriyeliler gibi bize de kapılarını açsınlar, bizi de kampa yerleştirsinler” talebinde bulundu. Bu talep Salihi aracılığıyla Dışişleri Bakanlığı’na iletildi ancak Türkiye’nin yanıtı “Siz gelmeyin, size iyi çadır gönderelim” oldu. Bakanlık dün bu konudaki ısrarlı sorulara yanıt verdi. Ancak Türkmen kaynaklarından edinilen bilgilere göre, Habur sınır kapısına yakın Türkmenler için TİKA ve AFAD’ın çadır gönderip bir kamp kurmayı planladığı öğrenildi. gelmeyin çadır verelim’ ‘Siz Sincar’da IŞİD terörü esiyor Dış Haberler Servisi Irak Şam İslam Devleti’nin Irak’ın Suriye sınırındaki 310 bin nüfuslu Sincar’ı (Şengal) ele geçirmesinden sonra bölge sakinlerinin kaçışı “insani trajedi”ye dönüştü. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (IBKY) Sincar ve Zummar kentlerinden son 48 saatte 300 bin civarında Şii ve Sünni Araplar, Telaferli Türkmenler ve Ezidi Kürtlerin Erbil ve Dohuk başta olmak üzere güvenlikli yerlere kaçtığını duyurdu. IŞİD’den hem dünyaya hem Kürt yönetimine meydan okuyan açıklamalar yapılıyor. İslamcı militanların dün yaptığı açıklamada, “İslam Devleti tugayları Irak, Suriye ve Türkiye arasındaki sınırdaki üçgene ulaştı. Mücahitler seküler Kürt çeteleri ve milislerinin kontrolündeki belli bölgeleri kurtardı. Allahın yardımıyla mücahitler bütün bölgeyi kurtaracak” denildi. BM Genel Sekreteri’nin Irak Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov durumun “insanlık trajedisine“ döndüğünü belirterek birçok kişinin açlık ve hastalıktan hayatını kaybettiğini söyledi. Çok sayıda çocuğun sağlık hizmetlerinden yoksun yaşadığını da belirten Mladenov Irak ile Kürt Bölgesel Yönetimi ile BM’ye yardım çağrısı yaptı. Rudaw’a bilgi veren bir bölge sakini sadece ken El Maliki emir verdi IŞİD vuruldu Dış Haberler Servisi IŞİD’in Kürt bölgesine yönelik ilerleyişi kaygı yaratırken, merkezi hükümet petrol paylaşımı, toprak gibi konulardaki gerilimi bir kenara bıraktı. Irak Başbakanı Nuri el Maliki’nin talimatı üzerine Irak savaş uçakları Musul’un doğusundaki Barvaya bölgesine saldırıda bulundu.Saldırıda çok sayıda IŞİD militanının öldürüldüğü kaydedildi. Ezidiler kutsal kentleri Sincar’dan dağlık bölgelere kaçarak IŞİD teröründen kurtulmaya çalışıyor. Ancak sıcak havada çoluk çocuk perişan durumdalar. disinin 10’u çocuk 15 kişiyi toprağa verdiğini belirterek “Ölülerimizin mezarını taşlarla örtüyoruz. Gömmek için bile aletlerimiz yok” dedi. çe kötüleştiğini” vurgulayarak çok sayıda Yezidi kadının İslamcı militanlar tarafından rehin alındığını ve cinsel tacize uğradığını kaydetti. Erbil’deki ABD ve İngiltere konsolosluk yetkilileriyle görüştüğünü belirten Babaşeyh, “Toplumumuzu kurtarmalarını istedim” şeklinde konuştu. Ezidi Issa aşiretinin lideri Half İlyas da 50 Ezidi ailenin IŞİD tarafından kaçırıldığını belirtti. Danimarka ve Almanya’da yaşayan Ezidilerin büyük bir protesto gösterisine hazırlandığı da kaydedildi. KBY lideri Mesud Barzani de peşmerge komutanlarına saldırı emri verdi. Kendileri savunma pozisyonunda kalırken teröristlerin savaşı dayattığını söyleyen Kürt lideri, IŞİD’den kaçan Ezidilere de “Şengal’deki Ezidi kardeşlerimizi ve bacılarımızı gözümüz gibi koruyacağız” diyerek sahip çıktı. Barzani ağır silah istedikleri ABD’ye üstü örtülü eleştirilerde bulundu: “Irak ve uluslararası güçler, Kürt halkının kendi imkanlarıyla silah bulması ve topraklarını savunmasına engel oldu.” Gözlerimin önünde ancak engizisyon yıllarına karşılık gelebilecek şu türden oranlar uçuşuyor: “Bilim ve din çatışırsa, her zaman din doğrudur diyenlerin oranı yüzde 79, kadın kocaya daima itaat etmeli diyenlerin oranı yüzde 64, işte erkeğe hep öncelik verilmeli diyenlerin oranı yüzde 60!” Bu verilerden hareketle Nermin Hanım özetle “Erdoğan’ın alternatifi, İhsanoğlu profilindeki bir adaydan başkası olamazdı!” sonucuna ulaşıyor. “Toparlanamadığı için sol treni kaçırdı” diyor kısaca; “Treni kaçırmanın bedelini şimdi AKP ile aynı dili konuşan bir aday göstermek zorunda kalmakla ödüyor!” Bu pragmatizm/gerçekçiliğin yanı sıra, Prof. Abadan Unat, küresel bir analiz de getiriyor: “Bugün gerçek sol çok zor!” diyor: “Çokuluslu şirketlere nasıl karşı koyacaksınız? Yalnız Türkiye’de değil, Avrupa’da da artık sol yok. Sol adı altında çeşitli maskaralıklar var. Almanya, İngiltere, Macaristan.. her yerde koyu muhafazakârlık yaşanıyor. Söz konusu olan sadece… hukuk devletine saygı, yargı bağımsızlığı ve demokrasinin ana şartlarına riayet. Artık sol düşünce olamaz. Olamaz çünkü dünya ekonomisi iç içe hale geldi. Yepyeni bir dünyada yaşıyoruz. O dünyayı iyi anlamak lazım. Küreselleşmeyi def edemezsiniz. Daha sofistike bir mücadele gerekiyor...” “İhsanoğlu’nu bu nedenlerle mi destekliyorsunuz” sorusunu; Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin ilk kadın asistanı, ilk kadın doçenti, ilk kadın profesörü, fakültenin ilk “Siyasal Davranış Kürsüsü”nün kurucusu Nermin Abadan Unat, son kertede şöyle yanıtlıyor: “İhsanoğlu’nun kariyeri muhafazakârlık içinde geçmiş, ama bu, hak edilmiş bir kariyer. Gasp edilmiş bir kariyer değil. Mühim olan demokrasinin (hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, düşünce özgürlüğü gibi) temel değerlerine uymasıdır. Ben, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun bunu yapacağına/yapmak zorunda kalacağına inanıyorum. Eğer iktidarın antitezi olacaksa, bunu yapması lazım. Yanılabilir miyim? İnsanoğlu bu, yanılır. Ama bu adayın vasfına baktığımda, sözünde duracağına inanıyorum!” ‘Treni kaçırmanın bedeli’ Yeni dünyayı anlamak Amerika istihbarat tedarik ediyor Dış Haberler Servisi Amerikan yönetimi de Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) Musul ve Telafer’in ardından Kürt bölgesinin sınırlarını zorlayan saldırısını takip ediyor. Amerikan yönetiminin IŞİD’le mücadeleye yönelik olarak Erbil ve Bağdat’taki Ortak Operasyon Merkezi’nin Irak güvenlik güçleri ve Kürt yönetimi ile bilgi paylaşımında bulunduğu kaydedildi. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jen Psaki, yaptığı yazılı açıklamada, ABD’nin IŞİD’in Neyneva vilayetinde, Sincar ve Telafer şehirlerinde sivil halka yönelik saldırılarını yakından izlediğini belirtti. Psaki, bu bölgelerdeki halkın güvenliğinden ciddi biçimde endişe ettiklerini de ifade etti. Barzani yönetiminin temmuz başında IŞİD’le mücadele için silah desteği almak üzere Washington’a bir heyet gönderdiği haberleri gelmişti. Ancak Amerikan yönetimi, Kürtlerin ağır silah ve ekipman taleplerini değerlendirmeye aldığı ancak bu değerlendirmenin Bağdat’taki merkezi yönetimi de gözeterek yapılması gerektiği aktarılmıştı. Barzani’den sitem Kontrol altına aldığı yerlerde infazlar yapan IŞİD işgal ettiği bölgelerdeki Ezidi kadınları da kaçırdı. Ezidi Ruhani Hareketi Sözcüsü Hadi Babaşeyh Kürt haber ajansı Rudaw’a yaptığı açıklamada “Ezidilerin durumlarının gittik kadınlar Ezidi kaçırıldı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle