05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 AĞUSTOS 2014 SALI 6 HABERLER Bilal Erdoğan’a ait olduğu belirtilen ses kayıtlarında dinsel temelli dizaynın şifreleri var Eğitimi de sıfırlamış ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’a ait olduğu belirtilen ve yandaş vakıf yöneticileriyle eğitim sistemini “dinsel temelli” olarak yeniden dizayn ettiği konuşmaların kaydını açıkladı. Ses kayıtlarında Bilal Erdoğan, “kızlıerkekli” karma eğitime karşı uygulamaya koyacakları planları anlatırken, babasının “kızlı erkekli aynı evlerde kalıyorlar” diye eleştirdiği üniversite öğrencilerinin kaldığı yurtlarla ilgili de “bir dizi önlem”le ilgili hazırlığı anlatıyor. Tekin, düzenlediği basın toplantısında, 17 ve 25 Aralık operasyonu dosyasında Bilal Erdoğan’a ait olduğu belirtilen yeni ses kayıtlarını açıkladı. Tekin, kayıtların eğitim politikalarının da TÜRGEV Vakfı Başkanı olarak Bilal Erdoğan ile İlim Yayma Cemiyeti, ÖNDER, İlim Yayma Vakfı ve Ensar Vakfı’ndan oluşan 5’li bir komisyon tarafından belirlendiğini ortaya koyduğunu söyledi. Kayıtların Bilal Erdoğan’ın sadece “paraları sıfırlamakla kalmadığını, eğitim sistemini de sıfırladığını” ortaya koyduğunu belirten Tekin, eğitimi Milli Eğitim Bakanı’nın değil, Bilal Erdoğan’ın başında olduğu yandaş vakıflardan kurulu komisyonun yönettiğinin ortaya konulduğunu açıkladı. Tekin’in gazetecilere dinlettiği, 26 Ağustos 2013’te yapıldığı belirtilen “5’li komisyon toplantısını”nda Bilal Erdoğan, başta “karma eğitime son verilmesi” olmak üzere eğitimin nasıl “dinsel temelli” dizayn edileceğine ilişkin planlarını anlatırken, babasının da sert dille eleştirdiği “kızlı erkekli eğitim”e de karşı çıkıyor. Kayıtlarda Bilal Erdoğan’ın eğitim sistemine ilişkin planları şöyle: Önünü kimse tutamaz: Büyük okullar yapılıyor şu anda. Kısa sürede 1 milyon öğrenci olacak imam hatiplerde, yani şu anda bu kesin. E o zaman, bu 1 milyon öğrenci, her sene demek ki 125 bin mezun verecek ortalama. E o zaman, üniversite sınavlarına giren 1.5 milyonu aşkın öğrencinin içinde bu 125 bin öğrenci nerede olacak, bunların ne kadarı üniversitelere yerleşecek? Üniversitelerde din eğitimi ne durumda? Zaten sayı artıyor, zaten 1 milyona ulaşacak, bunların önünü kimse tutamaz yani. Kızlı erkekli projeleri geri çevirin: Bu yaz zaten gündemde olan konu; kız erkek planlamasının, erkek planlamasının isabetli bir şekilde yapılması. Hangi yerde kaç okul var, hangileri birbirlerine yakın, hangisinde kaç kız, kaç erkek var? Bunları güzelce planlayıp, hemen hangisi kız olacak, hangisi erkek olacak, bunların da kararını vermemiz lazım. Bu konuda irade de var, hem Milli Eğitim’de hem Ankara’da. Bunların da bu yaz kararını verip, inşallah hayata geçirmemiz lazım. Yeni planlanan okulları da ya kız ya erkek olarak planlayalım. Yani şimdi yeni planlananlarda “hem kız hem erkek olarak gelen projeler” oluyor. Onları ortaokul ve lise diye çevirelim, bu kız mı olacak, erkek mi olacak diyelim, öbürünü de aynı şekilde tam tersi değerlendirelim. Yani kızerkek aynı kampus içinde düşünmeyelim. Artık düz lise de düşünmeyelim, artık hepsi Anadolu lisesi... Kızlı erkekli yurtlar: Ben de bir noktaya dikkat çekmek istiyorum izninizle, şimdi mesela bizim Yurtkur yurtlarında hem bakanlıktan hem de oradaki Eğitim Genel Müdürlüğü’nden aldığımız bilgi; Yurtkur yurtlarının kapasitesi 400 bine dayandı. Toplam hani benim tahmin edebildiğim muhafazakâr yapıya sahip yurt mevcudu, belki Türkiye’de 50 bindir. Dolayısıyla bu ne demektir? Yüzde 10 gibi bir yurt mevcudu var ve buralar bu tür yerleri arayan insanlar tarafından rağbet görüyor. Bu sefer ne oluyor? Yurtkur yurtlarında istediğiniz yapıyı kurmakta zorluk çekiyorsunuz. Çünkü adeta geri kalanlar da Yurtkur yurtlarını tercih ediyor şeklinde bir realite var. Bu yüzden, Yurtkur yurtlarında arzu edilmeyen vakalar, hikâyeler kulağımıza ulaşıyor. İmam hatipli olmayana seçmeli din dersi: Şimdi benim endişem; yani orayla ilgili gerekenleri yapmamız, çalışmamız lazım o ayrı. Ama benim endişem, şimdi biz imam hatiplerde imam hatiplerin mevcudunu artırmaya çalışıyoruz. Yüzde 10 seviyelerine ulaştık, belki yüzde 15 olacak. Ancak yüzde 8’i bu sefer aynen Yurtkur yurtlarında yaşadığımız sıkıntıları yaşayacak hale getirmememiz lazım. Onun için bir avantajımız, seçmeli din derslerinin diğer okullarda da olması. Özel imam hatip olmaz: Mesela özel imam hatip meselesi gündem geliyor. Kaç tane özel okul müfredatlarını, haftalık ders programlarını bütün seçmeli din dersleri koyacak şekilde yapmış bugüne kadar? Toplam 11 saatlik ders yapılıyor bir hafta içinde. Bunu önce birkaç özel okul yapsın görelim. Ondan sonra, özel imam hatip lisesini tartışalım. Bazı özel okullar, 40 saatten 11 saatini seçmeli din dersleriyle gerçekten yapmış olsa, adeta alın size bir özel imam hatip.... ‘Dinlenmekten Ne Korkuyorsunuz?!’ Türkiye yıkılıyor: Vaayyy 5 bin kişiyi dinlemişler… Yok yok 500 bin kişi dinlenmiş, bunun hesabını versinler.. Savcılar gazetecileri çağırıyor, önlerine dosyaları koyuyor, bak ne kadar çok dinlenmişsin, şikâyetçi misin diye soruyor. Olsan ne yazar, olmasan ne yazar! Bir komedi ki sormayın gitsin. Bazılarımız bireysel olarak telefonda dinlenmiş olmayı dünyanın en büyük ayıbı olarak görüyor... Başbakan, dinlemeyi tamamıyla MİT’e vermeyi planlıyor, TİB devre dışı kalacak... Hükümetin gazeteci adamları dünyayı ayağa kaldırıyor, bir namussuzlar, demedikleri kaldı... Cemaat polislerine yasadışı dinleme suçlamaları yöneltilirken, devlet büyüklerine yönelik dinlemeler birden casusluk kapsamında görülmeye başlandı... Şimdi gelin düne bakalım… HHH Binali Yıldırım üstelik iki kez, 2009 ve 2011 tarihlerinde ne korkuyorsunuz dinlenmekten, diye açıklama yapmış bir bakan... Erdoğan’ın has adamlarından... Haberleşmenin de kendisine bağlı olduğu kişi... Yıl 2009: “Yanlış işiniz, yasal olmayan işiniz yoksa dinlenmekten korkmayın, istediğiniz kadar konuşun. Teknolojinin önüne geçme imkânı yoktur.” Yıl 2011: “Telefon dinlemeleri konusunda halkın bir korkusu yok. Vatandaşlarımız rahat olsunlar, zaten sonuç da onu gösteriyor. Tabiri caizse millet paso konuşuyor.” (*) HHH O, o zaman.. bu ise bu zaman… O zaman dediğimiz, yani özellikle 20092011, RTE’nin ve Binali Yıldırım’ın bilgisi ve ilgisi dahilinde, Türkiye’nin, yasadışılıkta hallaç pamuğu gibi atıldığı dönemler... Dinlemeler gırla! Anımsayın: Bir korku imparatorluğu çökmüş ülkenin başına... Herkes fıs fıs telefonda, sözde konuşmuyor... Türkiye cinnette. Sindirilmiş bir toplum... Ortalıkta kol gezenler, yol kesenler, köprü başını tutmuş deli dumrullar, ev basıyor, Ergenekon, Balyoz, Odatv, casusluk, amirale suikast, fuhuş... onlarca komplo kurmuş millete, orduya, aydına, hocaya, gazeteciye... “Telefonda konuşma!..”... “Hadi akşam gel de bir çay içelim, laklaklarız...” “Orhan Bey, Aysel Hanım, bu kadar açık konuşmayın, eleştirmeyin, anlatmayın, başınızı belaya sokacaksınız...” O günleri unuttunuz mu? Hani tir tir titrediğiniz; eyvah dinleniyorum!? Cep telefonlarınızı kapattığınız, pillerini çıkardığınız, dinlemeye karşı önlemlerin gazete sayfalarında internet sitelerinde çarşaf çarşaf boy gösterdiği... Gazete kupürlerini çıkarttırmayın bana! HHH Telefon kayıtlarının “internete düşmesi” yeni zamanların işi değil, 20082012’lerin işi! O zamanlar ses kayıtları düştü diyorduk... Modern zamanlarınki ise telefon tapeleri! Sanki çağ ötesinden ve çağ berisinden konuşuyoruz! Kimdi iktidar? RTE! Binali Yıldırım’lar! “Yanlış işiniz, yasal olmayan işiniz yoksa dinlenmekten korkmayın, istediğiniz kadar konuşun”… O zaman Cemaatle birlikte yurtseverlerin defterini dürmekle meşguldunuz… HHH RTE ve adamlarının dinlemelere karşı ayranı ne zaman kabardı? “Oğlum evi sıfırladın mı”… “Baba, kalan paralarla hani şu evlerden dört tane alalım mı...” Başbakan ve çevresinin telefon kayıtları, bakanların rezillikleri çarşıya düşünce… Birden hepsi, hukuk devletçi kesildi... Telefon dinlemeleri ülkede en büyük suç olup çıktı! HHH Kesin bilgi 1: Dinlenmekten kimse kaçamaz. Kimsenin kurtuluşu yok, biriktirilecek bütün ses ve dijital kayıtlarınız ve siyaset istediği zaman önünüze konacak... Kimse bana hukuk, yasa masa demesin... Kesin bilgi 2: İktidar ve çevresinde dönen hukuk dışı, rüşvet, yolsuzluk, yasaları çiğneme, arazi yağmaları, kupon arsaları… ne kadar iktidarın boynunu ipe dolayacak karanlık işler varsa çevrilen, Rıza Sarraf’ları, bu dinlemeler sayesinde öğrendi bu millet... 10 idik, 11 olduk... Millet, karanlık perde arkasında dönen dolapları, demokratik öğrenme hakkını dolaylı olarak kazandı... Bir iktidar savaşı sayesinde.. HHH Bu nedenle diyorum ki, beni dinleyebilirsiniz, benim de sizi dinlemek hakkım olmalı... Benim dikkat edeceğim şey, eşimle cicimli bicimli konuşmalarımdır... Bunu göze alıyorum, özel hayatımı size açıyorum... (İstemesem de size açık zaten!) Saklı gizlim yok, Binali Bey! Ama sizlerin saklı gizli şeylerinizi kim açıklarsa, alır kullanırım... Bunu yapanlara, vay hukuk dışı işler yapıyorsunuz, demem, olan biteni öğrenmeyi en demokratik hakkım olarak görürüm... Ülkeyi yönetenlerin yasadışılıklarını öğrenmek ve yaymaktan daha meşru bir hak ve hukuk yoktur... En önemli şey, demokratik saydam bir hukuk devletidir; politik liderlerin hiçbir dolap çevirmesine izin verilmediği ve anında yakalanıp hesap sorulduğu bir ülkenin ortaya çıkmasıdır... Hepimiz bireysel özgürlüklerimizi istesek de istemesek de ayaklarınızın altına sermiş değil miyiz.. (*) Mehmet Y. Yılmaz, Hürriyet, 4 Şubat 2014 BAKANLIK BİLAL ERDOĞAN’IN İSTEKLERİNİ 1 YILDA YAPTI MEB’le de arkadaş çıktı SİNAN TARTANOĞLU ANKARA CHP’li Gürsel Tekin’in ses kayıtlarını açıkladığı Bilal Erdoğan’ın açıkladığı din eğitimine yönelik kararların MEB tarafından bir yıl içinde uygulandığı ortaya çıktı. Bilal Erdoğan’dan alınan talimatlar ve bakanlık tarafından yapılanlar şöyle: toplantının yapılmasından önceki son verilere göre Türkiye genelindeki imam hatip lisesi sayısı 708, imam hatip lisesi öğrenci sayısı ise 380 bin 771’di. Erdoğan’ın katıldığı toplantının ardından yayımlanan son verilere göre ise imam hatip lisesi sayısı 854’e, imam hatipli sayısı ise 474 bin 96’ya çıktı. Bilal Erdoğan’ın imam hatip liselilerin sayısının arttırılmasını istediği toplantının yapıldığı 26 Ağustos 2013 tarihinden önceki son Milli Eğitim istatistiklerine göre Türkiye genelindeki imam hatip ortaokulu sayısı 1099, imam hatip ortaokulu öğrencisi sayısı ise 94 bin 467’ydi. Bilal Erdoğan’ın sözlerinin ardından son verilere göre imam hatip ortaokulları sayısı 262 artarak 1361’e, imam hatip ortaokulu öğrencisi sayısı ise yaklaşım 145 bin artarak 240 bin 15’e çıktı. Öğrenci sayısı arttı Ankara’daki irade Bilal Erdoğan’ın “Ankara’da irade var” sözleri ile destekleyerek kız ve erkek okullarının birbirinden ayrılmasını istemesinin ardından MEB, Türkiye genelinde 20’den fazla sadece kız öğrencilere eğitim veren Anadolu İmam Hatip Lisesi açtı. 1 milyon İHL’li talimatı İHL’li sayısı 90 bin arttı Yine Bilal Erdoğan’ın Milli Eğitim yöneticilerine talimatlarını sıraladığı Bilal Erdoğan’ın “1 milyon imam hatipli” talimatı da liselere geçişte yeni sınav sisteminin sonuçları doğrultusunda yerine getirildi. Buna göre tüm Anadolu lisesi türlerinde sadece 9. sınıf öğrencileri için 1 milyon 332 bin 437 kontenjan ayrıldı. Bu kontenjanın 215 bin 136’sı ise 9. sınıf Anadolu imam hatip lisesi öğrencisi için açıldı. Böylece 474 bin 96 imam hatip öğrencisine 215 bin 136 öğrenci daha katıldı ve imam hatipli sayısı 689 bin 232’ye çıktı. Bilal Erdoğan’ın dediği gibi ara sınıf öğrencilerinin de gelmesi ile Türkiye’deki imam hatipli sayısının 1 milyona ulaştırılması hedefine çok az kaldı. AKP’ye oy vermeyene sürgün ANTALYA (Cumhuriyet) Burdur’un Altınyayla ilçesinde AKP Başkanı Ahmet Sipahi, Belediye Başkanı Ahmet Serttaş, il genel meclis üyeleri Cengiz Şener, İsmail Çelik ve ilçe yönetim kurulu üyeleri Yusuf Karademir ile Nail Akgül, AKP Burdur Milletvekili Bayram Özçelik’e bir yazı göndererek, 30 Mart yerel seçimlerinde AKP’ye oy vermediklerini iddia ettikleri kamu görevlisi, polis ve öğretmenlerin de aralarında bulunduğu 11 memurun görevden alınmasını istedi. AKP’li yöneticiler tarafından gönderilen yazıda, “İlçemizde yapılan 30 Mart yerel seçimlerinde aşağıda isimleri bulunan kamu kurumlarının amir ve memurları AK Parti karşıtı olarak seçimlerde muhalif partilerle işbirliği yapıp ilçe seçmenlerine Ak Parti’ye oy vermeme leri yönünde her türlü söylem ve propagandayı yapmışlardır. Acilen bu kişilerin ilçemizden alınmasını arz ve talep ederiz” denildi. AKP’lilerin ilçelerinden alınmasını istediği 11 görevlinin isimleri tek tek belirtildi. Burdur Sivil Toplum Platformu Başkanı Kemal Arslan, “Olayı yargıya taşıyıp, iddia sahibi 6 kişi hakkında gerekli adli takibatı başlatmayı düşünüyoruz. Burdur halkını bu hukuksuzluğa karşı 11 kişiye sahip çıkmalarını istiyoruz” dedi. Akyürek: Erdoğan’la baba oğul gibiydik Haber Merkezi Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Ramazan Akyürek ilk kez katıldığı televizyon programında, Ergenekon operasyonları döneminde Başbakan Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül ile “baba oğul” ilişkisi yaşadığını belirterek, çok rahat çalıştığını ifade etti. Akyürek ve avukatı Adnan Şeker, Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen Bugün TV’ye açıklamalarda bulundu. 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan ardından görevden alınmasını hazmediğini belirten Akyürek, “İstanbulda yapılan operasyonlarla ne şahıs ne de birim olarak ilgim yoktur. Emniyet Genel Müdürümüzün yazılı emri olmadan soruşturma açacak konumda değildim. Sayın İdris Naim Şahin’e teşekkür ediyorum. Onları mahcup edecek birşey yapmadım. 17 Aralık ve sonrasında bir ilgisi yok. Operasyonu yapan arkadaşlarla benim görüşmem söz konusu değil. Bu nedenle o dönemde alınmamı hem kendi adıma hem de o kararı verenler adına üzüntüyle karşıladım” dedi. Ergenekon operasyonlarına ilişkin de konuşan Akyürek, “İstihbarat başkanı bendim. Ben olmasaydım nasıl olacaksa ben oradayken öyle oldu. Ben bugün yönetici olmak istemem. O gün sağlıklı ortamda çalıştığımızı düşünüyordum. Başbakan Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile görüşmelerimde onların bana veridiği izin ölçüsünde kendimi ‘baba oğul’ ilişkisi kadar rahat ettiğim dönemi yaşadım. Belki yoruldum ama ülkem adına bir süreç yaşadım. Desteği tam verdiler” diye konuştu. ARINÇ HAKKINDA ‘Kadınların kahkahası ile uğraşacağınıza tedbir alın’ İstanbul Haber Servisi Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın kadınlar için söylediği “Kadınlar iffetli olacak, herkesin içinde kahkahalar atmayacak” yönündeki sözlerine tepki gösteren kadınlar, ayrımcılık yaptığı gerekçesiyle Arınç hakkında Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde suç duyurusunda bulundu. Bülent Arınç hakkında suç duyurusunda bulunmak için dün adliye önünde Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Emekçi Hareket Partisi’nden (EHP) kadınlar bir araya geldi. CHP’li milletvekilleri Aylin Nazlıaka, Melda Onur ve Mahmut Tanal’ın da destek verdiği ey lemde kadınlar, “İktidar kadınların attığı kahkahalarla uğraşacağına onları korumak için tedbir alsın” dedi. Kadınlar, ayrımcılığa, eşitsizliğe karşı 8 Ağustos Cuma günü Taksim Tünel’den Galatasaray’a yapılacak olan yürüyüşe de tüm kadınları çağırdı. Ortak açıklamada “İktidar kadınlarla uğraşmak yerine onları korumak için önlem alsın” dedi. mız, ben, Bilal Bey, TÜRGEV başkanımız ve Hüseyin hocamız, Önder Başkanı. Bir rapor hazırladık “efendim, bunu okursunuz ve görüşlerinizi bizimle paylaşırsınız” diye. O da dedi ki “hemen okuyalım”. 15 sayfadan oluşan bir raporu tek tek, satır satır okuyarak bizimle 1.5 saatten fazla bir vakit geçirdi planlanandan da fazla. Gördük ki sorunlarımıza çok fazla vakıf. Hatta “Ben, bunlarla yakinen ilgileneceğim, her daim beraber çalışabiliriz” şeklinde bize umut veren bir görüşme gerçekleşti, o anlamda yeni bakanımızdan da. ‘Bakanımız konuya vakıf!’ Kayıtlara göre Bilal Erdoğan ve Ensar Vakfı Başkanı Cenk Dilberoğlu ile diğer bazı vakıf yöneticilerinin bu projeleri yaşama geçirmek için Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile görüştüğü ve olumlu yanıt aldıkları anlaşılıyor. l İlim Yayma Cemiyeti Başkanı Yusuf Tülün: Sayın bakanım ile yaptığımız görüşmede öneride bulunduk 4 arkadaş olarak. Bunu Din Öğretimi Genel Müdürü abimiz takip ediyor. Arapça eğitim veren bir imam hatip lisesi ile ilgili numune çalışması başlatalım. Bir tane de Arapça eğitim veren bir imam hatibimiz olsun. Bir de bu kardeşlik projesine paralel olarak, siyasetin elini güçlendirecek bir şey çıksın ortaya dedik, test olsun ki Kürtçe eğitim veren bir imam hatip, doğuda uygun görülen bir yerde, belki şu anda yaptığımız okulun bünyesinde bir sınıf olabilir. lEnsar Vakfı Başkanı Cenk Dilberoğlu: Ben de kısa bir bilgiyi paylaşayım; geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanımızı ziyarete gittik, hayırlı olsuna. İlim Yayma Cemiyeti başkanı Gülen’den yine beddua Haber Merkezi Gülen Cemaati lideri Fethullah Gülen, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “paralel yapı” nitelemesi yaptığı cemaate yönelik iddialarına da “beddua” ile yanıt verdi. Gülen, Herkul.org sitesinde “İmtihan ve Hakta Sebât” başlığıyla dün yayımlanan yazısında “paralel yapı iddialarına” yanıt verdi. Gülen, “Kim paralelse, Allah onun belasını versin. Kim sülükse, Allah onun bin belasını versin. Sülüklerin evlerine ateş salsın, yuvalarını başlarına yıksın. Bizsek yani. Kim çeteyse… kim örgütse… kim silahlı örgütse… kim milletine kötülük yapmak istiyorsa… kim milletin hakkı olan arpa kadar bir haram yemişse, Allah onun belasını versin!’ Bunu söylerken kendi adınıza söyleyin!” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle