Katalog

4 AĞUSTOS 2014 PAZARTESİHHHH CUMHURİYET SAYFA SPOR 17 Yasakçı zihniyetin faturası ARİF KIZILYALIN kulüplerin gazetecilere getirdiği engeller SPOR MEDYASINI VURUYOR Yıllarca önceydi; gencecik bir gazeteci adayıyken Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş kulüplerinin başkanlarının yediği akşam yemeğini izlemekle görevliydim. Fotoğraf makinemi boynuma takıp, yanılmıyorsam Caddebostan’daki Büyük Kulüp’te soluğu aldım, kıdemli ağabeylerin yanında beklemeye başladım. Yağmur hafif çiseliyordu. Rahmetle andığım Mehmet Üstünkaya, toplantıya en son katılan başkandı, yolları şaşırmıştı sanırım şoförü. Bizi gördü, aracını durdurdu, “Çocuklar ıslanmayın, binanın girişinde bir oda bulurlar size” diyerek kapıdaki bekçiye, gazetecilerin içeri alınması direktifini verdi. Olaydan haberi olan yine rahmetli Prof. Dr. Ali Uras ile geçenlerde yitirdiğimiz Faruk Ilgaz da yanımıza gelip “Evladım niye haber vermediniz, biz içeride salonda, siz dışarıda yağmurda olur mu” dediler, gönlümüzü aldılar... Aradan neredeyse 30 uzun sene geçti. Bu 3 büyük kulübün, gerçekten 3 büyük başkanını ebediyete uğurladık ve gördük ki onlarla birlikte “insani değerleri” de tarihe gömmüşüz. Nereden mi çıktı bu yargı? Mutlaka okumuş ya da izlemişsinizdir Sabah gazetesi foto muhabiri Erkan Koyuncu’nun Galatasaray Florya Metin Oktay Tesisleri giriş kapısında geçirdiği feci kaza sonrası yaşamını yitirişini. Erkan’ın ölümünde kuşkusuz ki bir dizi ihmalkuralsızlık rol oynadı. İddialara göre sadece takım otobüsü ile yönetici araçlarının giriş yaptığı kapıdan yaya girişine izin verilmesi, Batı tarafındaki güvenliklirandevulu girişin gazetecilere, “tüm tesislerin içinde dolaşıp fotoğraf çekiyorlar” diye yasaklanması, 2 yıl önceki şampiyonluk kutlamalarında kırıldıktan sonra yenilenip “kale” haline getirilen tonlarca ağırlığındaki kapıda sensör bulunmaması ve içerideki kumanda masasında oturan güvenlik personelinin dışarıyı sadece yansıtmalı ayna ile izlemesi, bu aynanın kör noktasındaki Florya Metin Oktay Tesisleri’nde giriş kapısına sıkışarak hayatını kaybeden Sabah gazetesi foto muhabiri Erkan Koyuncu’nun cenazesi dün toprağa verildi. Koyuncu için Sabah gazetesinin Balmumcu’daki binası önünde tören düzenlendi ve helallik alındı. Koyuncu’nun cenaze namazı, törenin ardından Eyüp Sultan Cami’sinde kılındı. Cenaze namazına, basın ve spor camiasından çok sayıda kişi katıldı. G.Saraylı yöneticiler Emir Sarıgül, Necati Demirkol, Mehmet Karlı, Lutfi Arıboğan, Türkiye Spor Yazarları Derneği Genel Başkanı Naci Arkan, G.Saray Teknik Direktörü Prandelli, futbolcular Burak Yılmaz, Hamit Altıntop, Selçuk İnan, Semih Kaya, Yekta Kurtuluş ve Aydın Yılmaz ile Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim de Eyüp Sultan Camisi’ne gelerek Koyuncu’nun yakınlarına taziyelerini iletti. Koyuncu’nun naaşı Edirnekapı Mezarlığı’na defnedildi. 3 kolaycılığa kaçıyorlar büyüklerin 2000’li yılların başlarında getirdiği bu yasakçı zihniyetin gerekçesi açıkça çok net değil. Kulüp tarafındaki yönetici ve idarecilere sorduğumuzda, “Eskiden beri böyle”, “Başkan böyle istiyor” demenin kolaycılığına kaçıyorlar. Kimi ise, “Aleyhimizde yazı yazanları tesislere mi alacağız” deme cüretine bile sahip. Aleyhteki en ufak yazı, onları çılgına çeviriyor ve ‘Abdülhamit yasakları’ devreye giriyor: “Gazeteci tesise giremez, kafede oturamaz, tuvaleti, tesis içindeki yolu kullanamaz, 10 dakika çeker sonra dışarı çıkarılır, itiraz eden ya da aleyhte yazı yazan olursa ceza alır...” G 2000’li yıllar ve sonrası erçekten de 2000’li yıllara kadar gazetecikulüp ilişkileri son derece dengede gitmiş. Ancak o günlerde önce Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın, gazetecilerle yaşadığı gerginlik ve medyaya getirilen “antrenman izlememe” yaptırımı, kısa bir süre sonra Mehmet CansunÖzhan Canaydın döneminde Galatasaray’a sirayet etmiş, ardından da Serdar BilgiliYıldırım Demirören döneminde yalan haber gerekçesi ile birçok önemli muhabirfoto muhabirinin tesislere girişi belirli sürelerle yasaklanmıştı. O günleri yaşan Cumhuriyet ve Sabah gazetelerinin eski Fenerbahçe muhabiri Deniz Derinsu izlenimlerini şöyle anlatıyor: “Ben yabancı dil bilen bir muhabirdim. Yurtdışında da antrenman izledim. Almanya’da ya da İspanya’da yasak diye bir olay yok. Sadece önceden randevu alıyorsunuz, işinizi yapıyorsunuz. Bizde ise son dönemde iş iyice zor şartlarda yapılır hale geldi. Kulüpler önce kendi dergi va yayın organlarında yayımlansın diye futbolculara çeşitli yasaklar getiriyorlar. Gazeteciye ise sadece 15 dakikalık fotoğraf izni veriliyor, o da sahanın en uzak yerinde size çalışma alanı gösteriyorlar. Yine kulüp başkanları, bizdeki gibi ulaşılmaz değil. İnsani ilişki boyutunda başkan ile muhabir konuşup, sohbet ediyor, hatta şakalaşıyor. Bizde de 2000’e kadar her şey iyi gitti. Sonra kulüp yayın organlarının ortaya çıkması ile araya mesafe girdi. Ben kulüp üyesi bir gazeteciydim, yazdığım haberler yüzünden kulüpten atılma isteği ile disiplin kuruluna verildim. Bazı meslektaşlarıma da antrenman izleme yasağı geldi. Bu ortamda futbolcu da sizi önemsemiyor. Şimdi Diego örneğini vereyim. Her gazetecinin sorusunu cevaplıyor ama 2 gün sonra kulüpten ona ‘sus’ talimatı gidecek ve o da susacak. Böylelikle sizi önemsemeyecek, çünkü ‘yasak geldiğine göre demek ki, bu ülkede gazetecinin değeri yok’ algısı oluşacak. Kezman, Guiza ve benzerlerinde aynı şeyi bire bir yaşadım. Keza bu Galatasaray’da Melo ya da Beşiktaş’ta Debba Ba için de geçerlidir sanıyorum. 3 büyüklere gelmeden önce Anadolu külüplerinde telefonlarımıza cevap veren futbolcular ne yazık ki, kulüplerde kendilerine gazetecilerle konuşma, iyi ya da kötü hiçbir şeyi paylaşma’ uyarısı yapıldığını da itiraf ediyor..” kişi ve araçların görülememesi Erkan’ı ölüme sürükleyen gerekçeler. Gel gelelim, ekmeğini fotoğraf makinesi ile kazanan bu gazetecinin ölümünü sadece bir dizi ihmale bağlamak da çok gerçekti değil. Ne yazık ki, haber peşinde koşarken ölen Erkan, yaklaşık 10 yıldır medyaya uygulanan yasakçı zihniyetin kurbanı olmuştur. Ve bu yasak, bilinen hiçbir yasakuralyönetmelikle bağdaşmamakta, kulüp yönetimleri, gazetecilerin “kamu görevi”ni hiçe saymaktadırlar. Görüldüğü gibi renk ayrımı yapmaksızın Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın medyaya getirdiği kısıtlamalar, hemen hemen birbirine benzemekte ve gazetecinin çalışma şartlarını giderek ağırlaştırmakta. Örneğin, Fenerbahçe Samandıra Can Bartu Tesisleri’ndeki yasaklar ve gazetecilere haftanın belirli günleri tanınan 15’er dakikalık görüntü alma izni, birçok medya mensubunu çevredeki binaların çatılarından ya da üst kat balkonlarından görev yapmaya zorlamaktadır ki, yağışlı havalarda özellikle birçok foto muhabiri dengesini kaybedip metrelerce düşme tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır. Yine Beşiktaş’ın Nevzat Demir Tesisleri’ndeki antrenmanları izlemek SiyahBeyazlı kulübün insiyatifindedir. Ve hangi antrenmanın açık, hangisinin kapalı olduğunun belli olmadığı günlerde gazete ya da TV’lerin araçları ile tesise gelen birçok haberci, dönüş için ya ortaklaşa taksi tutmakta, ya birbirlerinin araçları ile kent merkezine ulaşmakta ya da TEM bağlantı yolunun altından Tepeüstü otobüs durağına yürümektedirler. Trabzonspor’un antrenman tesislerinin giriş çıkışında gazetecilere türlü engeller uygulanmakta, yasak getirilen medya mensupları da idmanı izleme sevdasına tellere tırmanmayı göze almaktadır. ŞAMPİYON TÜRKİYE TÜRKİYE: 85 SIRBİSTAN: 68 SALON: Konya BŞB. Spor ve Kongre Merkezi HAKEMLER: Nicolas Lezcano, Semen Ovinov, Amit Balak TÜRKİYE: Kadir Bayram, Berk Uğurlu 5, Doğuş Özdemiroğlu 5, Yiğit Arslan 3, Tolga Geçim 18, Oğulcan Baykan, Furkan Korkmaz 15, Ege Arar 6, Ayberk Olmaz 6, Okben Ulubay 15, Metehan Akyel, Egemen Güven 12 SIRBİSTAN: Peno 13, Simic 4, Carapic 2, Ostojic 5, Djokovic 10, Marinkovic 3, Dokovic 8, Lazarevic 9, Pavlovic 2, Radovanovic 6, Vucetic 6 1. PERİYOT: 2511, İLK YARI: 3628, 3. PERİYOT: 6846 2 ‘kulüpler batılı değil’ lTürkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel, “Sporcuları, koçları, teknik ekibi, tüm aile ve kulüpleri tebrik ediyorum. U20 Avrupa Şampiyonası’nda altın madalya kazandıktan sadece iki hafta sonra U18 Avrupa Şampiyonası’nda ikinci kez altın madalya kazanmak, Türkiye Basketbol Federasyonu’nun gençlerin gelişimine yaptığı muazzam yatırımın somut bir yansımasıdır” dedi. F KONYA Türkiye, FIBA Genç Erkekler Avrupa Basketbol Şampiyonası’nın final maçında Sırbistan’ı 8568 yenerek Avrupa şampiyonu oldu. Türkiye altyapıda önemli başarılara imza atarken 2 hafta önce Ümit Milli Basketbol Takımımız da Girit’te düzenlenen turnuvada Avrupa şampiyonu olmuştu. Bu büyük zaferle Başantrenör Ömer Uğurata’nın liderliğindeki ekibimizde Egemen Güven, Berk Uğurlu ve Oğulcan Baykan, 2013’teki turnuvanın ardından U18 yaş kategorisinde 2. kez Avrupa şampiyonu oldular. Türkiye, dünkü galibiyetle Dünya Şampiyonası’na katılmaya da hak kazandı. IBA U18 Gençler Avrupa Şampiyonası’nın ‘En Değerli Oyuncusu’ Egemen Güven oldu. Özellikle çeyrek finalden itibaren yükselişe geçen Ay Yıldızlıları sırtlayan isimlerden olan pivot Egemen, turnuvayı 14 sayı, 7.5 ribaund ve 1.6 blok ortalamasıyla tamamladı. Pınar Karşıyaka formasını giyen ve tüm Avrupa’da uzun zamandır jenerasyonunun en iyi oyuncularından birisi kabul edilen Güven, aynı zamanda turnuvanın ‘İlk Beş’ine de seçildi. lEgemen Güven: Çok mutluyuz, ilk günden beri şampiyonluğu hedefliyorduk. Tüm Türkiye’ye armağan olsun. lOkben: Takım arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. İlk amacımız Dünya Şampiyonası’na gitmekti bunu başardık. lDoğuş: Bu yıl benim ve takım arkadaşlarım için çok güzel bir yıl oldu. Bu kupaya ulaşmak büyük mutluluk. Şampiyonlukta emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. lEge: Final maçı kimin kazanacağı belli olmuyor. Biz takım halinde çok iyi savunma yaptık. lTolga: Çok iyi bir takımız. EN İYİSİ EGEMEN 5 yıldır spor yazarlığı mesleğinin içinde olan ve Galatasaray’ı izleyen Cüneyt Yalınkılıç ise farklı bir soruna dikkat çekiyor, onun sıkıntısı kulüplerin hala Batılılaşamaması. “Birçok Avrupa kulübünde oynayan futbolcuların basın danışmanlığını yaptım. Orada belirli kurallar olmasına rağmen futbolcunun medya ve taraftar ile ilişkisi çok daha özgür. Özellikle Almanya’da futbolcu ile taraftar bir araya getiriliyor ki olumlu algı oluşsun. FC Köln’de antrenman tesislerinde kafe vardır. Taraftar orada yemek yer, bir şeyler içer, futbolcu da antrenmana girer çıkarken bu alanı kullanır. Asla giriş çıkış için yasak veya demir kapı yoktur. İngiltere’de gazeteciler genellikle kulüplerden haber servisi alıyor. Hatta bir kavga var ise o bile medyadan saklanmıyor. Bizde ise antrenmandaki kavgayı yazan muhabir hemen ‘düşman’ ilan ediliyor. Önceki yıllarda bizde amatör bir anlayış vardı ancak işler iyi niyet çerçevesinde giderdi. Futbolcu mutlaka gazetecinin yanına gelir, sohbet eder böylelikle kamuoyu da o futbolcuyu çok daha iyi tanırdı. Gazetecilere yasak uygulanmaz ve medya o kulübün bir parçası olarak görülürdü. Kimse de kimseye niye şunu yazdın demezdi. Yöneticinin bile haddi değildi, ‘bunu niye yazdın’ demek. Olumsuz bir haber çıkmışsa onun aksini ispata çalışırlardı. TFF’de 11 yıl çalıştığım için kulüp medya danışmanlarını anlayabiliyorum ancak yanlış anlıyorum herhalde. Çünkü içimizden gelip orada görev aldıkları halde, gazetecilerin haklarını savunma adına hiçbir şey yapmıyorlar” diyor Yalınkılıç. istenmeyen adam gazeteci S SULTANLAR RAKİP TANIMIYOR TÜRKİYE: 3 RUSYA: 2 SALON: Başkent HAKEMLER: Simonic V. (6) (Sırbistan), Cheng C.L. (6) (Tayvan) TÜRKİYE: Asuman (7), Gözde (8), Bahar (6), Meliha (6), Neriman (8), Kübra (7), Gizem (Libero 7), Güldeniz (6), Gamze (6), Büşra (6), Yeliz (6) RUSYA: Kosheleva (6), Fetisova (6), Malykh (6), Pasynkova (7), Podskalnaya (7), Kosianenko (6), Malova (Libero 7), Shcherban (6), Goncharova (6), Startseva (7), Bavykina (6), Zaryazhko (6) SETLER: 2523, 2927, 1425, 1825, 1510 özün özü, gazeteci ne yazık ki, kulüpler gözünde “istenmeyen, itilen, kakılan” kişi kimliğinde. Elbette özellikle 3 büyüklerdeki bu yasakları delen isimler var. Örneğin Mustafa Denizli, 3 büyüklerdeki çalışma süreci dahil, hayatı boyu gazeteciye bireysel yasak getirmemiş bir teknik direktördür. Kuşkusuz ki, haberciyazarmuhabir ile belirli bir mesafesi vardır, ama ona telefon açtığınızda iyi ya da kötü mutlaka yanıt alırsınız. Keza Ersun Yanal’ın da “off the record” kaydı ile samimi olduğu gazetecilerle arasındaki dostane ilişkiyi koruduğu, yine Fatih Terim’in kendisini arayan gazetecilerle ‘makul ölçülerde’ gazeteciteknik adam ilişkisini sürdürdüğü biliniyor. Ancak iş resmiyete dökülüp, kulüp yönetimlerine yansığıdında, kapılar birdenbire gazetecilerin yüzüne, kimi zaman da kazara da olsa kafasına kapanmakta! trabzon’da 2. ALTILI GANYAN BURSA 8 3 1 1 2 13 7 13 6 12 3 4 7 8 14 2/5 5 15 3/9 TRABZONSPOR, 1. dakikada 10 öne geçtiği hazırlık maçında Almanya’nın Augsburg takımına 1. Koşu: 271685, 2. Koşu: 365868, 72 ve 73’te 72, 3. Koşu: 1342, 4. Koşu: 8742 yediği gollerle 539, 5. Koşu: 31325710, 6. Koşu: 31 mağlup oldu. 132546, 7. Koşu: 167542, 8. Ko Teknik direktör şu: 2128746, 9. Koşu: 13314154 Halilhodzic, 9. Günün İkilisi: 5. koşu: 3/13, Günün “Yakın bir Çiftesi: 1. çifte: 2/3. Bu atlara dikkat: zamanda Thunder River, Excalıbur, Hırçıntay. 10 transfer bekliyorum. ALTILI GANYAN ADANA değişiklik 1 12 2 3 1 9 Bu acil bir şekilde 4 3 1 4 2 gerçekleşmezse burada 5 13 3 kalmayacağım” 3 7 8 dedi. Oscar 611/14 7/6 Cardozo için 1. Koşu: 1453810, 2. Koşu: 12313 başkan İbrahim 7611, 3. Koşu: 21653, 4. Koşu: 34 Hacıosmanoğlu’nun Portekiz’e gittiği, 15, 5. Koşu: 123876, 6. Koşu: 9214101. Günün İkilisi: 5. koşu: 1/2, Gü 5 Ağustos’ta Trabzon’a geleceği nün Çiftesi: 3. çifte: 3/1. Bu atlara dikkat: Bahçe Şehirli, Zeyno Kaya, Baransel. öğrenildi. ALEV ANAKÖK ANKARA FIVB Grand Prix A Grubu mücadelesinin son gününde Filenin Sultanları Rusya’yı 32 yendi. Bu sonuçla grubu ilk sırada tamamlayan ulusallar 2. ayak maçlarını gelecek hafta yine Ankara’da oynanacaklar. Bu kez rakiplerimiz Dominik Cumhuriyeti, Sırbistan ve Almanya. Karşılaşmanın en skorer oyuncusu 26 sayıyla Neriman olurken Gözde 16, Kübra 13 sayı üretti. kriz KISA... KISA... KISA... KISA...KISA...KISA... lF.BAHÇE Teknik Direktörü Ersun Yanal, “İstediğimiz yerdeyiz ve yükselmeye devam edeceğiz. Bir takım şeyler deniyoruz. G.Saray ile oynayacağımız Süper Kupa maçına hazır olacağız diye düşünüyorum” dedi. l GALATASARAY, 20 yaşındaki savunmacı Doria için kulübü Botafogo ile masaya oturacak. l BEŞİKTAŞ ile Rubin Kazan’ın, Gökhan Töre’nin 4.5 milyon Avro’luk bonservis bedelinin taksitler halinde ödenmesi konusunda uzlaştığı belirtildi. l BURSASPOR taraftar grubu Teksas üyeleri, yeni sezonda ebilet uygulaması dolayısıyla takımlarını stat dışından destekleme kararı aldı. l BREZİLYA’da Coritiba forması giyen Alex de Souza, aralık ayında Bahia ile oynanacak son lig maçının ardından futbolu bırakacak. TARAFTARIN PASSOLİG KAYGISI Spor Servisi Maltepe Belediyesi Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Uluslararası Taraftar Sempozyumu” yapılan ikinci gün oturumlarıyla devam etti. Taraftar Hakları Derneği Üyesi İlyas Bulcay’ın moderatörlüğünde Taraftar Hakları Dayanışma Derneği Üyesi Ertuğrul Cem Cihan “Passolig uygulaması hakkında yürütülen hukuki süreç”, avukat Dinçer Tomruk “6222 sayılı yasanın hukuka aykırılıkları” ve Spor Hukuku Enstitüsü ve İstanbul Barosu Spor Hukuku Komisyonu Üyesi Gürkan Özocak “6222 sayılı yasanın yapısı, tribüne yönelik hükümleri ve ebilet” hakkında bir konuşma yaptı. Konuşmalarda, “Başka bir tribün mümkünse başka bir futbol ve dünya da mümkün” ile “Futbol borsada değil arsada güzeldir” sloganlarının önemine dikkat çekilerek “Passolig” uygulamasının fişlemeye yönelik kaygıları artırdığının altı çizildi.