08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS 2014 SALI 8 HABERLER Melih Gökçek’in yönettiği Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı şirketler, ‘yeterli eleman olmadığı için’ 2007 yılından bu yana denetlenmiyor 7 yıldır müfettiş uğramamış MUSTAFA ÇAKIR Bir Başka Ülkede Doğdum, Bir Başka Ülkede Öleceğim Dostlarımdan şair Orhan Alkaya bir Urla sabahında bunları söylediğinde dehşete kapıldım. Ne kadar acıtıcı bir cümleydi bu: “Bir başka ülkede doğdum, bir başka ülkede öleceğim.” Geçmişe gittim, öyleydi, doğduğum ülke başkaydı. O ülkenin bürokratları onurlu ve vatansever insanlardı. Babamı düşündüm. Milli Eğitim’de önemli bir görevdeydi. Satın alma işlerini de o götürürdü. Anımsıyorum, her gün kendi kullandığı kamu malı cipine atlar, en uzak dağ köylerinde kadınlar için oluşturulan okuma yazma, meslek edinme kurslarını denetlerdi. Şoför tutmamıştı, o parayı yetenekli çocuklar için burs parasına çevirmişti. Atatürk’ün radyodan Onuncu Yıl Nutku’nu her dinlediğinde ağlar ve bizlere o gün stadyumda gördüğü Gazi’nin gözlerindeki vatan sevgisini anlatırdı. Babam tek örnek değildi. Çevresindeki tüm bürokratlar öyleydi. En büyük korkuları hak yemekti. Ve gençler onlar için, geleceğin Türkiye’siydi. Münazara salonu mu istediler, buyurun hemen; spor takımı mı kurmak istediler, işte ödenek. Babamın yüzlerce öğrenciye tek tek fidan diktirdiğini anımsıyorum. Benim de beş yaşında fidan diken bir fotoğrafım var. İyi ki dikmişim, şimdi Antep’in en ağaçlıklı yeri orası. Sonra kadınlar vardı. Öğretmenler, annem de onlardan biriydi. “Yerli malı yurdun malı” haftasında benim gözüme uyku girmezdi. İlla ki muz götürmek isterdim, o zamanlar muz pahalı bir meyveydi. Annem ne yapsın, otobüse biner, İskenderun’a gider ve tüm çocukları (öğrencileri) için muz alıp Yerli Malı Haftası’na yetiştirirdi. O dönemin öğretmenleri yeni kurulan Türkiye’nin temel taşlarıydı. Balolarda dans eder, yoksul çocukların evlerine giderek anneleri babaları ikna eder, çocukların okula gelmesini sağlarlardı. Benim çocukluğumda hemen her evde ekmek çöp tenekesine asla atılmazdı. Çünkü ekmekten bugün bile çok sevdiğim ekmek tatlısı yapılırdı. Şimdilerde bile ben evde hiçbir şeyi atamam. Bir Şaman’ın fotoğrafını O günlerden çekmek çok zor. Moğolistan kalmış... Kendi turumuzun (Koptur) rehberi ailemden söz ve fotoğraf sanatçısı ediyorum Teoman Cimit öyle mahir ki, ama bu aileler onu da yakaladı. Türkiye’nin hemen her kentinde, her kasabasında, her köyünde vardılar. Pek çok yoksul çocuk okuyabildiyse, kaymakam, genel müdür olabildiyse bu gözü pek bürokratlar ve öğretmenler sayesindedir. Aklıma hikâyeler geliyor. Gürer Aykal’ın ünlü bir şef olması, heykel ustası Mehmet Aksoy’un yolunda ilerlemesi hep öğretmenleri sayesindedir. Beni de adam eden bir felsefe hocasıdır. Bu arada Köy Enstitülerini unutmayalım. Bugün eğer hâlâ ortaçağ karanlığına teslim olmamışsak, direnebiliyorsak bunu Köy Enstitülerinde uygulanan eğitime ve oradan yetişen kadınerkek köy öğretmenlerinin direncine ve inancına borçluyuz! Bugün eğer direnebiliyorsak, bunu en çok askeri diktalar zamanında direnen devrimcilere borçluyuz! Çünkü onlar farklı bir ülkeyi ucundan köşesinden görmüşlerdi, insan onurunun önemini ve bağımsızlık ruhunun muhteşem öyküsünü biliyorlardı. Şimdilerde pek çok genç insan, bu öyküleri bilmeden büyüdü. Çocukluktan itibaren tüketim toplumunun içine düştüler. Markalar onları kuşattı. Özel okullar onlara birer müşteri gözüyle bakıp, ideal, inanç gibi insana en çok yakışan duruşları öğretmekten itinayla kaçındı. Öte yandan yok edici bir virüs, bencillik sağ iktidarlar sayesinde semirerek ülkenin en güzel insanlarını kuşattı. Onlara sahte mutluluklar sundu. Küçük dünyalarında öğretilen sahte mutluluk reçeteleriyle mutlu olabilecekleri, onlara her an ama her an, her yerde söylendi. Artık ülke üretmeden tüketen insanların bencil davranışlarıyla sarsılmaya, yepyeni bir ülke olmaya başladı. Ve yıllarca merkezin uzağında tutulmaya çalışılan din, tüm haşmetiyle merkeze yerleşti ve yepyeni, hiç bilmediğimiz menfaat çeteleri kuruldu. Çetelerin dışında kalanlara yaşam hakkı tanınmamaya başlandı. İşte şimdi hepimiz bu ülkedeyiz. Görülen o ki, bir süre daha bu ülke bizim tutkunu olduğumuz ülke olmayacak. Ve torunlarımız bizlerin onur ve inanç hikâyelerini ağızları açık dinleyecekler. Ama onur ve inanç öyle dirençlidir ki, usuldan usuldan insanoğlunun yüreğine doğru yol alır ve bir de bakarsın, bambaşka bir dünya olur. Önemli not: Pek çok dostum, gazetemizde yayımlanan “Köklere Yolculuk: Moğolistan” dizimdeki fotoğrafları pek beğenmiş, kimin çektiğini sordular. Oysa teşekkür bölümünde belirtmiştim. Demek ki yeterli olmamış. Öyleyse fotoğrafların hemen hepsinin rehberimiz ve Harami fotoğraf grubunun üyesi Teoman Cimit tarafından çekildiğini belirtmem ve yeniden teşekkür etmem gerekiyor. Ayrıca sizi bir de Teoman’ın “Şaman” fotoğrafıyla selamlıyorum. Örnektepe ve Sütlüce için protokol imzalandı İki mahallede ANKARA AKP’li Melih Gökçek’in başkanlığını yaptığı Ankara Büyükşehir Belediyesi iştiraki şirketlerin yasal zorunluluk olmasına karşın Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından tam 7 yıldır denetlenmediği ortaya çıktı. Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı buna “denetim elemanı kadro durumunu” gerekçe gösterdi. CHP İstanbul Milletvekili Sedef Küçük Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’de, “Şirketler, kooperatifler ve ticaret sicili memurlukları ile esnaf ve sanatkâr sicil kayıtlarıyla ilgili hizmetleri yürütmek ve bunları denetlemenin” bakanlığın görevleri arasında sayıldığına vurgu yaptı. Küçük, Bakan Yazıcı’ya, “20072014 yılları arasında ve yıllar itibarıyla bakanlığınızca Ankara Büyükşehir Belediyesi iştiraki şirketlerin Türk Ticaret Kanunu’na ilişkin işlemleriyle igili kaç denetim yapılmıştır? Yapılan denetimlerde cezai yönden kovuşturmayı gerektiren bir fiil tespit edilen Ankara Büyükşehir Belediyesi iştiraki var mıdır? Varsa hangi şirkettir? Yöneticilerin hukuki sorumluluğunun tespit edildiği Ankara Büyükşehir Belediyesi iştiraki şirket var mıdır? Varsa hangi belediye iştiraki şirkettir? Bakanlığınızca nasıl bir işlem uygulanmıştır” sorularını yöneltti. Yazıcı, yanıtında ticari şirketleri çeşitli kamu kurum ve kuruluşları tarafından denetlendiklerini ifade etti. Örnek veren Yazıcı, vergi uygulamaları açısından Maliye Bakanlığı, iş güvenliği ve iş hukuku açısından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Türk Ticaret Yasası açısından da kendi bakanlığınca şikayete bağlı olarak bu denetimlerin yapıldığını bildirdi. Şirket sayısındaki fazlalığa dikkat çeken Yazıcı, gerek toplam şirket sayısı gerekse de bakanlıktaki denetim elemanı kadro durumu dikkate alınarak 20072014 yılları arasında Ankara Büyükşehir Belediyesi iştiraki şirketlerin denetlenmediğini açıkladı. Yanıtla, yeterli denetim elemanı olmadığı gerekçesiyle Ankara Büyükşehir Belediyesi şirketlerinin Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından 7 yıldır denetlenmediği ortaya çıktı. Çok şirket var ‘dönüşüm’e başlanıyor Yaşamını yitiren işçinin yürek dağlayan mektubu İki gün İstanbul Haber Servisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Beyoğlu Belediyesi arasında “Örnektepe ve Sütlüce Mahallelerini Kapsayan Riskli Alanda Yürütülecek Uygulamalara İlişkin Protokol” dün imzalandı. 2 mahalledeki dönüşüm, Amplio firmasının Hilton Garden Inn Oteli inşaatı sırasında, 2010’da yaşanan toprak kaymasıyla mahalledeki evlerin hasar görmesi üzerine başlamıştı. 295 yapı boşaltılmış ve mahalle için yapı yoğunluğu artırılarak “Haliçenazır” projesi hazırlandı. Otel inşaatı nedeniyle hasar gören evlerin boşaltılmasının ardından Beyoğlu Belediyesi, bölgeyi kentsel dönüşüm kapsamına aldı. Dönüşüm projesini de evlere zarar veren otel inşaatını yapan Amplio üstlendi. Eylül 2012’de bölge Bakanlar Kurulu kararıyla “riskli alan” ilan edildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da bölge için imar planı değişikliğine gitti. 28 bin metrekarelik alanda 10’ar katlı blokların inşa edileceği bölgenin Halıcıoğlu Okmeydanı caddesine bakan cephesi konut ve ticaret alanı olarak planlandı. Yapı yoğunluğu artırıldı. ağlar sonra unutursunuz İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde taşeron işçi olarak çalışanırken yakalandığı karaciğer rahatsızlığı nedeniyle hayatını kaybeden Zafer Açıkgözoğlu’nun ölmeden önce iş arkadaşlarına mektup yazdığı ortaya çıktı. Hayatta kalırsa malulen emekli olacağını anlatan ancak bunları düşünecek durumda olmadığını belirten Açıkgözoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Dava süreci devam ediyor, hastane yetkilileri bizden daha yüksekler, daha üstünler; belki onlar kazanırlar. Ne karar çıkarsa saygı duyacağız, elden ne gelir ki! Biliyorum arkamdan iki gün ağlayıp üçüncü gün unutacaksınız. Hayatınıza hiçbir şey olmamış gibi devam edeceksiniz. Benden önce her sene ölen 1500 işçi gibi. Soma’da ölen 301 maden işçisi gibi. Şimdi diyorum ki, iş buldum, ekmek buldum diye sevinirken güvenlik önlemlerinin alınmamasından, gerekli eğitimin verilmemesinden, altyapı eksikliğinden canımdan oldum. Yaşamak istiyorsanız, sevdiklerinizle mutlu bir yaşam sürmek, evlenmek, çocuk sahibi olmak istiyorsanız; var olan şartların, eğitimlerin tamamlanmasını isteyin. Çalışma Bakanlığı başta olmak üzere, tüm sorumluların yasalarca cezalandırılması en büyük dileğimdir. Ceza alsınlar ki tekrar aynı hatalar yaşanmasın. Güle güle...” dedi. Proje için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Beyoğlu Belediyesi de kentsel dönüşüm projesi için ilk adımı dün attı. Gümüşsuyu’ndaki Park Bosphorus Otel’de gerçekleştirilen imza törenine katılan Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, kentsel dönüşümün bazı kısımlarının TOKİ, bazı kısımlarının da bakanlıkla bağlantıya geçmeden yapıldığını anlatarak bu yüzden bazı aksaklıklar yaşandığını söyledi. Güllüce “Bunları zaman içinde düzeltmeye çalışıyoruz. İmar Kanunu, yılların kanunudur. Ona rağmen bu kanunda bile revizyonlar gerekiyor” dedi. Güllüce, kentsel dönüşümde bakanlık olarak mahalle tarzını tercih ettiklerini belirtti. ‘Güllüce: Kanunda revizyon gerekiyor’ 3. Köprü İnşaatı yine can aldı İstanbul Haber Servisi GaripçePoyrazköy arasında inşa edilen 3. Köprü’nün inşaatında çalışan kamyonun şarampole yuvarlanması sonucu şoför Nurettin Kaltakçı yaşamını yitirdi. 3. köprü inşaatında, Nisan ayında meydana gelen kazada da 3 işçi yaşamını yitirmişti. İstanbul’da inşaatı devam eden ve “Yavuz Sultan Selim” adı verilen 3. köprünün inşaatında dün sabah saatlerinde hafriyat işi yapan Alemdaroğlu adlı taşeron bir şirkete ait kamyon, şarampole yuvarlandı. Kazada, kamyon sürücüsü hayatını kaybetti. İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, yaşamını yitiren işçinin isminin Nurettin Kaltakçı olduğunu açıkladı. Olayın, Demirciköy’e yakın bir noktada meydana geldiği belirtilirken, sürücünün ise ağustos ayı başında işe başladığı belirtildi. Nisan ayı başında Beykoz’da 3. Boğaz Köprüsü’nün Çavuşbaşı Viyadüğü inşaatında beton dökme çalışmaları sırasında göçük meydana gelmiş, olayda 3 işçi hayatını kaybetmiş, 1 işçi de ağır yaralanmıştı. Validebağ Korusu Otoparka soruşturma İstanbul Haber Servisi 1. derece sit alanı olan Üsküdar’daki Validebağ Korusu’nda başlayan otopark inşaatı için koruma kurulu harakete geçti. Adile Sultan Kasrı’nın da yer aldığı alanın korunması gereken kültür varlığı olduğunun altını çizen koruma kurulu, kendilerinden izin alınmadan başlayan inşaatını yapanlar hakkında soruşturma açılmasını talep etti. Anadolu Yakası’nın ikinci büyük yeşil alanı olan koruda tepkiyle karşılanan otopark inşaatı ile ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul 6 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, 5 Ağustos 2014’te yeni bir karar aldı. Validebağ Korusu’nda kurul kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescili Adile Sultan Kasrı ve diğer tescilli yapıların özellikleri dikkate alınmadan, kuruldan izinsiz şekilde ağaçlık ve toprak zemine beton dökülerek kot yükseltme çalışması yapıldığı belirtildi. Adile Sultan Kasrı’nı ve alanın kültürel yapısını da olumsuz etkileyen uygulamalar nedeniyle ilgililer hakkında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 65. maddesine göre yasal soruşturma açılmasının istenmesine karar verildi. Bilal tapesine ceza Bilal Erdoğan’ın eğitim sistemini şekillendirdiğini ortaya koyan kaydı haberleştiren televizyona ‘insan onuruna ve özel hayatın gizliliğine aykırı’ yayın yaptığı gerekçesiyle para cezası kesildi FIRAT KOZOK ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın kızlıerkekli eğitime karşı çıktığı, eğitim sistemini şekillendirdiği son ses kaydı, RTÜK’ü harekete geçirdi. Kurul, konuyu haber bülteninde işleyen +1 televizyonuna, “insan onuruna ve özel hayatın gizliliğine aykırı” yayın yaptığı gerekçesiyle 12 bin 253 TL para cezası kesti. CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, 4 Ağustos’ta düzenlediği basın toplantısında, Bilal Erdoğan ile Milli Eğitim Bakanlığı ve TÜRGEV yöneticileri arasında geçtiği iddia edilen telefon konuşmalarının kaydını dinletti. Toplantı, +1 TV’nin aynı tarihli bültenine konu oldu. Bültende Bilal Erdoğan’a ait olduğu belirtilen telefon konuşmasında yer alan, kızlarla erkeklerin farklı okullarda okuması ile ilgili bölümlerin deşifre metinleri ekrana yansıtıldı ve dış ses aracılığıyla seslendirildi. RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi tarafından hazırlanan raporda, şu ifadelere yer verildi: “Nasıl elde edildiği ve doğruluğu teyit edilmemiş birtakım özel görüşme kayıtlarının hiçbir değerlendirme kriterine tabi tutulmadan ekrana getirilmesi, toplum nezdinde kişileri küçük düşürmekte ve özel hayatın gizliliğini ihlal etmektedir. Yayıncı kuruluşun gerçek olup olmadığı belli olmayan bir ses kaydını yayımlaması, telafisi güç kişisel RTÜK harekete geçti hak ihlallerine yol açabileceği gibi yayıncının editoryal sorumluluğu ve kamu yararı ilkesi ile de bağdaşmamaktadır.” Dairenin raporunda, açıklanan gerekçelerle söz konusu haber bülteninin RTÜK Yasası’nın yayın ilkeleri arasında yer alan “Yayınlar insan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı ve ya iftira niteliğinde ifadeler içermez” hükümlerine aykırı olduğu savunuldu. Raporu değerlendiren Üst Kurul, AKP kontenjanından seçilen 5 üyenin oylarıyla kanalın, dairenin raporu doğrultusunda cezalandırılmasına karar verdi. Karara MHP ve CHP kontenjanından seçilen üyeler itiraz etti. ŞIRNAK (DHA) İdil ilçesinde gecen hafta kendiliğinden yıkılan harabe binanın yerine yeni bir sağlık ocağı yapmak için dün sabah saatlerinde özel idare tarafından iş makineleriyle kazıya başlandı. Ancak kazı sırasında 3 kişiye ait kafatası ve kemikler bulunması üzerine, çalışma durdurularak polise haber verildi. Olay yerine gelen polis, bina çevresinde güvenlik önlemi aldı. İdil Cumhuriyet Savcısı’nın da olay yerinde yaptığı incelemeden sonra arama kazısı çalışması başlatıldı. Kazılarda bulunan 3 kişiye ait kafatası ve kemikler, delil torbasına konularak muhafaza altına alındı. Kazıdan kafatası ve kemikler çıktı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle