Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 AĞUSTOS 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER n Baştarafı 1. Sayfada 13 n Baştarafı 1. Sayfada GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK TEOG sonrası nakil süreci başladı ama veliler boş kontenjan bulamadı GÜNDEM MUSTAFA BALBAY büyüyemeyen iki partiden AKP, bu hafta genel başkanını seçecek. Diğeri ise gelecek hafta. 56 Eylül’de kimi tellakları değiştirerek yenildim ama yine yenilendim işte türküleri söyleyecek. AKP’de AD’nin (Ahmet Davutoğlu’nun) dışında bir başka isim, yaradana sığınıp bizim partide de demokrasi vardır. Tepeden gelen sözüm ona istişarelerle kurgulanan genel başkan saptanmasına karşı çıkılacağını göstermek için ben de genel başkanlığa adayım diyebilecek var mı, diye araştırma yapmaya bile gereksinim yok! Birlik, beraberlik, dirlik içinde olması, giden liderin vasiyeti ile hareket eden ve etmesi beklenen AKP gibi bir partide olmazsa olmaz kuralına aykırı hareket edilebileceğini kanıtlayacak babayiğit henüz ortaya çıkmadı. HHH Öteki, şu yıllarca ana muhalefet diye anılan partide ise bu kural tamamıyla aksine işliyor. Ne çare, olmazların olabileceği iddia edilen partide bu kuralın işlediği de görülmüş değil. Örneklemek gerekirse bu kanıyı; şayet içerden mi dışarıdan mı tezgâhlandığı hâlâ bilinmeyen kaset olayı olmasaydı Baykal’ı koltuğundan kim indirebilirdi? Kılıçdaroğlu kaset olayının ardından genel başkanlığa geldi ve başkanlığının ilk günlerinde seçim yitireyim kimse beni genel başkanlık koltuğunda tutamaz, dedi ama… ...şimdi içerideki dayatmalarla topladığı kurultayda genel başkanlığı bırakması için “CHP oylarında anlamlı oranda düşmesi” koşulunu öne sürüyor. “Yani öyle sıfır noktasında falan değil. Birkaç puanlık kayıptan söz ediyorum” diyor. Eh zaten arkasındaki örgütün de iktidara gelmek gibi bir hevesi, niyeti yok görünüyor. Böylece örgütle gitmek mi, kalmak mı noktasında herhangi bir sıkıntısı yok genel başkanın. Parti mecisinden kime veda edeceğini, yeni PM’ye kimleri alacağını düşünüyor, hesaplıyor. HHH Kulisteki inanılır haberlere göre birçokları genel başkanın gözüne girip PM’ye üye olmak için ellerinde genel başkana malzeme olacak kimi yenilik önerileri ile peşi sıra koşturup duruyorlar çevresinde. Şu sıralar genel başkanın itibar etmeyeceği görüşler açıklayan ama yönetime girmeye hevesli tek bir kişi gösterebilir misiniz? Şimdi kimi ulusal konularda genel başkan gibi düşünmeyen hemen kimilerini biliyoruz ki, bu konularda konuşmayı, yazmayı, açıklama yapmayı bırakın, bu konulara bir kenarından köşesinden değinmemek için kurultay dışında güncel konulara değiniyorlar. Zira güç dengesine göre hareket etmeyi bekliyorlar. Kim ağır basarsa ya da delege gücü kimin elinde ise ona selam saygı. Kılıçdaroğlu bu gerçeği biliyor ve o nedenle partide yönetimin gelecekte de kimin elinde olacağından rahatlıkla söz ediyor. Mümkün olduğu kadar bugün olduğu gibi partiden aykırı sesler çıkmasını engelleyecek yeni bir PM oluşmasına gayret edeceğine işaret eden demeçler veriyor. HHH AKP kongresinde, saptanan aday AD’nin genel başkanlığı resmiyet kazanacak.Tabii partinin düzenleyeceği bayramsı kutlamalarla. Ama gözler asıl merak konusu olan, nihayet 28 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı yemini ederek göreve başlaması beklenen RTE’de. Merakla beklediğimiz bir olası olay: Açıklanan programa göre anayasada yazılı ve içinde laik, yüzü Batı’ya dönük bir Cumhuriyet kurduğu için adını anmamaya özen gösterdiği Atatürk’ün adı ve devrimleri geçen yemin metnini değiştirmeden okuması beklenen yeni Cumhurbaşkanı’nın... ...hem de bu yeminden sonra Anıtkabir’e gidip saygı duruşunda bulunması neyi, hangi yüzünü kanıtlayacak acaba? RTE’nin Cumhurbaşkanlığı törenine adeta bütün dünya devletlerinin, tabii Batı dünyasının koşa koşa geleceği sanısı ile dört bir yana davetiyeler gönderildi ama... Törene Togo, Türkmenistan, Kazakistan gibi ülke başkanları ile Gambiya, Makedonya, Kosova, Etiyopya gibi devletlerin başkanlarının katılması bekleniyor. Ya birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini bildiren Obama ve pek yakın dostu Putin? İşlerini güçlerini bırakarak şark usulü görmemişlik gösterisi, adeta bir cülus törenini andıran, üstelik her açıdan malumun ilanı bir törene katılarak neden vakit yitirsinler? İlk günden kilit FİGEN ATALAY Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemiyle yerleştikleri okulları beğenmeyen öğrencilerin tek umudu nakillerde ama, Fen, Sosyal Bilimler ve Anadolu Liseleri’nin tamamında kontenjanlar dolu. Yalnızca teknik ve mesleki liselerde açık kontenjan bulunuyor. Kontenjanların boşalması için özel okulda öğrenim görmek isteyen öğrencilerin kayıtlarının, yerleştikleri Anadolu Liseleri’nden alınması gerekiyor. Ancak, dün özel okullar, sistem çalışmadığı için nakil işlemini gerçekleştiremedi. Elinde velinin başvuru dilekçesi olan özel okullar, e.okul’dan nakil çekemedi. Sistem, bu öğrencileri velinin dilekçesine rağmen ilk yerleştiği okulda kayıtlı olarak gösterdi. Yerleştiği lisede okumak istemeyen öğrenciler için nakil süreci dün başladı ama boş kontenjan olmadığı için veliler ne yapacaklarını bilemedi. Okullardaki kontenjanlar, özel okullara geçişle boşalacak. Sistemin bugün çalışması halinde Galatasaray, İstanbul, Kabataş, Kadıköy Anadolu gibi en yüksek puanla öğrenci alan Anadolu Liseleri’nde kontenjan açılması bekleniyor. “Orta kademe” Anadolu Liseleri’nde büyük boşluklar olmayacağı ancak en üstteki liselerdeki boşluklarla “yukarıdan aşağıya” hareketlenme olacağı tahmin ediliyor. Orta ve düşük puanlı Anadolu Liseleri’ne yerleşen öğrencilerin velileri, ne yapacaklarını tam olarak bilmiyor. Her hafta tek okula başvuru hakları olduğu için o tek okulu nasıl seçecekleri konusunda kafaları çok karışık. Nakil işlemlerine ilişkin ilk başvurular, 28 Ağustos’ta sona erecek. Sonuçlar 29 Ağustos günü saat 19.00’da açıklanacak. Nakil başvuruları öğrenci eokul’da hangi okula yerleşmişse, o okulun yetkilileri tarafından yapılacak. Öğrenci ilk hafta istediği okula yerleşemezse önümüzdeki hafta da aynı okula nakil başvurusu yapabilecek ya da nakil olduğu okulu da değiştirmek isterse, yine okul müdürlüğüne başvurarak hangi okulu istiyorsa naklini isteyecek. Nakil işlemleri beş hafta sürecek. Özel okullarda 3. ön kayıt Özel okullarda ise üçüncü ön kayıt dönemi dün başladı. İtalyan Lisesi, Saint Joseph Fransız Lisesi ile Üsküdar Amerikan erkek bölümü kontenjanını doldurdu. Amerikan Robert Lisesi’nde, bir kız, bir erkek olmak üzere 2, Alman Lisesi’nde bir kız, iki erkek olmak üzere 3 boş kontenjan bulunuyor. Sonuçlar 29 Ağustos’ta Suriyelilerin işyerleri, çocuğa dayak iddiasıyla tahrip edildi ALİ AÇAR İstanbul İkitelli’de önceki akşam küçük bir çocuğun Suriyeliler tarafından dövülerek gasp edildiği iddiası üzerine yaklaşık 300 kişi, Suriyelilerin bulunduğu ev, işyeri ve araçları tahrip etti. 5 Suriyelinin hafif şekilde yaralandığı olayların ardından mahalle sakinleri, Suriyelileri mahallelerinde istemediklerini söyledi. Suriyeliler ise birkaç kişinin yaptığı olaylar yüzünden tüm Suriye halkına öfke duyulduğunu ve tedirgin olduklarını dile getirdiler. Mahallede çevik kuvvet polisi ve TOMA’lar hazır bekletilirken helikopterle de olaylar takip edildi. Gece başlayan gerginlik ertesi gün de devam etti. İşyerleri ve araçları tahrip edilen Suriyeliler dün gün boyu işyerlerini onarmaya çalıştı. Kurunun yanında yaş da yanıyor Asıl neden işsizlik Mahalle sakinlerinden Mahmut Ataş, olayların asıl nedeninin kültürel farklılık ve işsizlik olduğuna dikkat çekti. Suriyelilerin ilk geldiğinde herkesce sahiplenildiğini anlatan Ataş, “Bunlar Müslüman diye Alevisi, Sünnisi herkes el uzattı. Ama Suriyelilerin saldırgan tavrı ve kültür farkı olayların büyümesine neden oldu” diye konuştu. Polislerin kavga çıktığı zaman gelmediğini ve “Dokunmayın onlara savaştan kaçtılar” dediğini savunan Can şunları söyledi: “Devletin bu sosyal durumu düzeltmesi lazım. Evi tutuyorlar ama kirayı istediğin zaman da ‘boğazını keserim’ diye tehdit ediyorlar. Hepsi burada bıçak ve sopayla geziyor. Tekstil atölyelerine gidin 30 kişilik işyerinde 25’i Suriyeli. İnsanlar artık patlama noktasına geldi. Beşir Atalay 3,5 milyar dolar harcadım diyor. O kadar para harcadıysanız niye bu insanlara bu zamana kadar hep mahalleli yardım etti.” l Kuaför dükkanı tahrip edilen Suriyeli Gazi ise “Pazar günü kapalıydık. Akşam geldik camları kırmışlar. Bizim kimseye zararımız yok. Niye benim dükkanımı kırıyorlar anlamadım. Bir kişi yanlışlık yaptıysa herkese mi saldırılmalı? Biz yaşanan olayı da bilmiyoruz. 1,5 yıldır buradayız hangi komşumuz bir yanlışımızı görmüş?” diye tepkisin dile getirdi. Halep’ten Türkiye’ye gelen ve fırıncılık yapan İbrahim Sale de “Buradan 5 aile ekmek yiyor. Mecburen burada yaşayacağız. Suriye’deki olaylar bitince zaten gideceğiz. Biz Türkiye’de kalıcı değiliz. Yapacak bir şey yok dükkanı yapıp yeniden çalışacağız. Bir kaç kişinin yaptığını hepimiz çekiyoruz. Ama hepimiz öyle değiliz” diye konuştu. Bu sırada 1819 yaşlarında bir genç ise “Çekin çekin hepsini biz yaptık. İkitelli’de isyan çıkacak bir tane Suriyeli kalmayacak” diye tehdit etti. Hastanesi’ne götürülerek tedaviye alınırken, olayı duyan vatandaşlar, kavgaya karıştığı öne sürülen Suriyelilerin yaşadığı evin önünde toplandı. Eve taş atan kalabalığa, ihbar üzerine olay yerine gelen polisler tarafından dağılmaları yönünde uyarı yapıldı. Özel Harekat ekiplerinin de sevk edildiği bölgede polis, uyarılara rağmen dağılmayan grubu havaya ateş ederek dağıttı. ‘Birkaç kişinin yaptığını hepimiz çekiyoruz’ Suriyelilerin taşladılar evini ŞANLIURFA (DHA) Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesindeki Turgut Özal Mahallesinde önceki gece geç saatlerde Ahmet Süeri’nin işlettiği fırında erken ekmek almak isteyen 78 kişilik Suriyeli ile Türk vatandaşları arasında tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu Ahmet Süeri, Hüseyin Kocaman ve Halil Donat yaralandı. Kavgada yaralanan 3 kişi, Akçakale Devlet “Davutoğlu ve Türkiye” başlıklı yazıya ilişkin aldığım iletiler genişçe bir yelpazeyi içeriyordu. Büyük çoğunluğunun ortak paydası ise şuydu: Umutsuzluk! Davutoğlu’nu yazdığı kitaptan ettiği icraata kadar pek çok yönüyle anlatmaya çalıştığımız yazıyı şöyle bitirmiştik: “Bakmayın bu kör karanlığa. Anadolu’nun gücü bunu da aşacaktır.” Okurlardan gelen ortak payda şöyle özetlenebilir: “Yazınıza katılıyoruz, ancak sonuna katılmıyoruz.” Devamında da şu tür yorumlar vardı: “Sizin umut beslediğiniz Anadolu kalmadı artık...” “O Anadolu gücünü başkaları kullanıyor. Her şey bitti...” “O güce ulaşabilecek durumda değilsiniz, hayal görmeyin...” “Adama oy veren de o Anadolu gücü... Sizinki boş bir umut...” Yorumların tümü böyle değildi elbette. Her şeye karşın yapılabilecek şeyler olduğuna inanan okurlar da önerilerini sıralıyordu. Kimi gazeteden başlıyordu, kimi partiden... HHH Umutsuzlar baskın olduğuna göre bunun üzerine gitmek, sütuna yatırmak gerek. 10 Ağustos seçimlerinin ardından iş çevrelerinden medyaya kadar her kesim kendini yeni duruma uyarlama gereği duyuyor. Yaklaşım şu: Köşk’e çıkan, bundan sonra da bugüne kadar yaptığını yapacak. Daha ötesini deneyecek. Türkiye’yi öngörülemez bir belirsizlik bekliyor. Biz mevcut durumun güçleneceğine göre yer tutalım, şimşekleri üzerimize çekecek bir adım da atmayalım. Bu yaklaşım yeri geldikçe aktardığımız “diktatörlük” tarifini akla getiriyor: Diktatörlük, bir kişinin milyonlarca kişiye hükmetmesi değildir, milyonlarca kişinin bir kişinin zorbalığını kabul etmesidir! Milyonlarca kişinin içinden “Ben bu gidişi onaylamıyorum” diyenler çıkmaya başladığında başka bir siyasal iklim oluşacaktır. Türkiye buna gebedir. Her şeye karşın Türkiye’nin siyasal birikimi seçenek üretecek güçte ve zenginliktedir. Türkiye 35 seçimlik ülke değildir. HHH Gün, şöyle bir silkelenme ve önümüze bakma günüdür. Erdoğan yüzde 51.7 ile önemli bir başarı çizgisi göstererek Köşk’e çıkmaya hak kazandı. Bu hafta devir teslim haftası. Devir teslimin anlamı da şu: Erdoğan’ın Köşk’ü devralması ve hükümeti teslim alması. İşte size devir teslim. Erdoğan’ın bundan sonraki hedefi şu: En geç 2015 Haziranı’nda yapılacak genel seçimlerde siyasi çizgisinin anayasayı değiştirmeye yetecek milletvekili sayısına ulaşması. Bunu başardığında mevcut anayasayı tamamen kendine benzetecek. Başaramazsa? O gün moda deyimle yeninin de yenisi daha yeni bir Türkiye oluşmaya başlayacak. Siyasal dengeler bir başka zemine oturacak. Türkiye’nin bugünkü gidişinden kaygı duyanların karanlığa bakıp her lafı etmek yerine, klasik anlatımla bir kibrit çakması gerekiyor. Evet son dönemdeki her seçim için “köprüden önceki son çıkış” tanımı yaptık. Önümüzdeki genel seçimi de şöyle tarif edebiliriz: Köprüden sonraki ilk çıkış! Bir köprü geçilmekte. Erdoğan ve etrafındaki Erdoğanlar kafalarındaki Türkiye’yi kurmak için önemli bir engeli daha aştıklarına inanmakta. Onun ne olduğu son birkaç gün içindeki AKP medyasından belli. Buna hayır diyen herkesin ama herkesin, bulunduğu yerin ve aldığı sorumluluğun hakkını vermesi halinde, Anadolu’nun gücünü yine Cumhuriyet’in, Atatürk Türkiyesi’nin gücü haline getirebileceğimize yürekten inanıyorum. Ne diyor Anadolu insanı: Dağlar ne kadar yüksek olursa olsun, bir yanı yoldur! Sönmez’in sağlık durumu iyi Polis şiddeti mi öldürdü? Hatay Erzin’de gaz bombasıyla müdahale sonrası gözaltına alınan hamile bir kadının bebeğini düşürdüğü, diğerinin de düşük tehlikesi yaşadığı ileri sürüldü AKIN BODUR İSKENDERUN Hatay’ın Erzin ilçesinde Mehdi Eryılmaz’ı 14 Ağustos’ta evinin önünde gözaltına almak isteyen polis, iddiaya göre aile üyelerinin tepkisi sonucu gaz bombası ile müdahale etti ve havaya ateş açtı. Mehdi Eryılmaz, eşi Memluke, oğulları Alican ve Emrah Eryılmaz ile Emrah Eryılmaz’ın eşi Emine Eryılmaz gözaltına alındı. Hamile olan Memluke Eryılmaz, serbest bırakıldıktan 2 gün sonra bebeğini kaybettiğini iddia ederken, kafasında çatlak oluştuğu belirtilen Emine Eryılmaz’ın da düşük tehlikesi yaşadığı belirtildi. İHD İskenderun İlçe Başkanı Coşkun Selçuk, “Memluke Eryılmaz olaydan iki gün sonra düşük yapmıştır. Emine Eryılmaz da sık sık bayılmaya başlamış ancak hamile olması nedeniyle tomografi çekilememiştir. Erzin, Dörtyol ve Osmaniye Devlet Hastanelerinde tedavileri yapılmaya çalışılmış. Raporlar konusunda sıkıntılar yaşanmış. Orantısız güç kullanılması asla kabul edilemez” dedi. Olay sonrası mağdurların takip edilerek veya zaman zaman sözlü olarak tacize uğraklarını belirten Selçuk, Hatay Valiliği, İçişleri Bakanlığı ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na na başvurarak olayın takipçisi olacaklarını söyledi. İstanbul Haber Servisi Kars Sarıkamış’ta uğradığı silahlı saldırı sonucu kolundan ve bacağından yaralanan, ilk müdahalenin ardından İstanbul’da çalıştığı Şişli Memorial Hastanesi’ne getirilerek tedavi altına alınan ünlü kalpdamar cerrahı Prof. Dr. Bingür Sönmez’in durumunun iyi olduğu belirtildi. Hastanenin Kalp ve Damar Cerrahisi uzmanı Prof. Dr. Harun Arbatlı, Sönmez’in hayati tehlikesi olmadığını belirtti. Şişli Memorial Hastanesi Direktörü Dr. Ergun Şenel ise Prof. Dr. Sönmez’in elinde bir sıyrık olduğunu, bunun da elinin fonksiyonlarıyla ilgili bir aksaklığa neden olmayacağını söyledi. Hasan Ferit KAYHAN AYHAN merkezi kapatılıyor Kozluk’ta korucu dehşeti BATMAN (Cumhuriyet) Batman’ın Kozluk ilçesine bağlı Güllüce köyünde 5 Temmuz’da korucuyar tarafından kaçırılan 18 yaşındaki Nazlı Bidikçi’nin 27 gün sonra serbest bırakılmasının ardından, köy korucusu Nezir S, önceki akşam beraberindeki 4 kişiyle Bidikçi ailesinin evine gelerek, kızı almak istedi. Nezir S, kendilerine tepki gösteren genç kızın amcası Şabettin Bidikçi’yi pompalı tüfekle yaraladı. Nezir S. gözaltına alındı. Karako çifti toprağa verildi İstanbul Haber Servisi Evlerinde öldürülen Ören Bayan ipliklerinin kurucularından Jak Karako (77) ve eşi Georgia Karako’nun (69) cenazeleri dün düzenlenen törenin ardından Arnavutköy Aşkenaz Musevi Mezarlığı’nda toprağa verildi. Törene Karako ailesinin yanı sıra eski Galasaray Spor Kulübü Başkanı Faruk Süren, işadamı Ali Koç, Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel, Doğan TV Holding AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ da katıldı. Türkiye Hahambaşısı İsak Haleva da mezarlığa siyah bir minibüsle geldi. “Balmumcu Mediko 2” adlı sitede oturan 77 yaşındaki Jak ve 69 yaşındaki Georgia Karako çiftinden haber alamayan oğulları İzzet Karako’nun haber vermesiyle cuma günü kapıyı kırarak eve giren komşuları, çifti üst kattaki odada bıçaklanmış halde bulmuştu. Ailenin bakım ve ihtiyaçlarını karşılandıkları ifade edilen Özbekistan uyruklu karıkoca Farkhodjon Y. (28) ve Gulbakhar Y. (27) cinayeti maaşlarını alamadıkları gerekçesiyle işlediklerini itiraf etmişti. 3 kişiye 82 biner lira ANKARA (AA) On Numara oyununun bu haftaki çekilişinde 10 bilen 3 kişi, 82 bin 693 lira on beşer kuruş ikramiye kazandı. Kazandıran numaraların, “2, 5, 11, 13, 15, 16, 21, 22, 26, 32, 33, 36, 43, 46, 47, 61, 63, 64, 66, 73, 76 ve 80” olarak belirlendiği çekilişte 9 bilenler 2 bin 397 lira otuz beşer kuruş, 8 bilenler 136 lira seksen beşer kuruş, 7 bilenler 24 lira beşer kuruş, 6 bilenler, 4 lira onar kuruş ve hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler, 3 lira yirmişer kuruş ikramiye alacak. Sultangazi Belediyesi, uyuşturucu çeteleri tarafından vurularak öldürülen Hasan Ferit adına Gazi Mahallesi’nde açılan “Hasan Ferit Gedik Uyuşturucu ile Savaş ve Kurtuluş Merkezi”nin boşaltılması için talimat gönderdi. Polis tebligatta, merkezin 24 saatte boşaltılmasını, aksi halde zorla tahliye yapılacağını duyurdu. Mahalle halkı merkezin önünde oturma eylemi başlattı. Gazi Mahallesi’nde bulunan Sultangazi Belediyesi’ne ait yerin belediye tarafından boşaltılmasının ardından Hasan Ferit Gedik’in arkadaşları 14 Temmuz’da binayı temizleyerek “Hasan Ferit Gedik Uyuşturucu ile Savaş ve Kurtuluş Merkezi”ni kurdu. Burada 70 uyuşturucu bağımlısı ve ailesine uzman doktorlarında desteğiyle hizmet verildi. Aradan geçen süre içerisinde birçok bağımlı tedaviye yanıt vererek uyuşturucuyu bıraktı. Dün ise Sultangazi Belediyesi, binanın işgal edildiğini gerekçe göstererek 24 saat içinde boşaltılması talimatını verdi. Merkezde bağımlılara müzik eğitimi veren Grup Yorum üyesi Muharrem Cengiz, “Belediyeye ait yer boşaldığında gidip kendileri ile görüşmüştük. O zaman bize ‘içeri girebilirsiniz, sonra izin verilir’ demişlerdi. Şimdi atmak istiyorlar. 24 saat süre verdiler” dedi.