07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 TEMMUZ 2014 PERŞEMBE 12 DIŞ HABERLER [email protected] İsrail, Birleşmiş Milletler 17 kez uyarmasına rağmen Gazze’de ikinci kez okul vurdu BM: Kelimeler kifayetsiz Dış Haberler Servisi İsrail, Gazze’de ikinci kez bir Birleşmiş Milletler (BM) okulunu vurdu. Saldırıda 15 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı. BM yetkilileri yaşanan vahşet karşısında artık “kelimelerin kifayetsiz kaldığını”, İsrail’in okulda sivillerin bulunduğu konusunda 17 kez bilgilendirilmesine rağmen saldırı düzenlediğini söyledi. BM Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu’na (UNRWA) bağlı okulda ölenlerin çoğunun çocuk ve kadın olduğu bildiriliyor. Okulda İsrail operasyonları sonucu evleri yıkılanlar barınıyor. UNRWA Başkanı Pierre Krahenbuhl okula yapılan İsrail saldırısını kınayarak, “öfkesini ifade edecek söz bulamadığını, kelimelerin yetersiz kaldığını” söyledi. Krahenbuhl, “okulun koordinatları ve okulda yerinden edilen insanların barındığı bilgisi, insanların korunmasını sağlamak için İsrail ordusuna 17 kez verildi. En son bilgi öldürücü saldırı olmadan birkaç saat önce verildi. İsrail güçlerinin uluslararası hukuku ciddi biçimde ihlal etmesini en güçlü şekilde kınıyorum” diye konuştu. İsrail’in 24 Temmuz’da BM’ye bağlı başka bir okula düzenlediği saldırıda da 15 Filistinli hayatını kaybetmişti. UNRWA, Gazze’de evlerini terk edenlerin sayısının 180 bini aştığını ve kuruma bağlı okullarda artık yer kalmadığını da duyurdu. Gazze’nin Han Yunus kentinde dün bir eve düşen bomba aynı aileden 8 kişinin ölümüne yol açtı. Cebeliya mülteci kampına yapılan saldırıda da 13 Filistinli hayatını İsrail’in dün saldırdığı Cebaliye mülteci kampındaki BM okulunda yine çocuklar vuruldu. (Fotoğraflar: AFP) sam Tugayları’na bağlı milislerin bir tüneli kullanarak askeri karargâha girip buradaki askerleri öldürdüğüne ilişkin görüntüler hakkında soruşturma açıldığını bildirdi. Açıklamada görüntülerin doğruluğundan emin olunamayacağı kaydedildi. İsrail dün Gazze’nin bazı bölgelerinde TSİ 15.00’ten itibaren 4 saatlik kısmi ateşkes de ilan etti. İsrail ordu sözcüsü, TSİ 15.0019.00 arasında insani yardım geçişine izin verileceğini ancak insani yardımların İsrail ordusunun saldırıda bulunduğu bölgelere ulaştırılmasına izin verilmeyeceğini duyurdu. Sözcü, sivillerin daha önce terk etmeleri istenen bölgelere geri dönmemesi uyarısında da bulundu. Hamas ise İsrail’in ilan ettiği ateşkesin “bir değeri” olmadığını, çatışma bölgeleri dışındaki ateşkesin “savaşın sürdüğü bölgelerden yaralıları almaya” imkân vermediğini duyurdu. İsrail ordusundan yapılan açıklamada dünkü operasyonlarda 75 noktanın, 7 Temmuz’dan bu yana da 4 bin 100 noktanın hedef alındığı, bunlardan 1566’sının füze saldırıları, 167’sinin silah deposu ve üretim tesisleri, 746’sının ise yönetim merkezlerinin bulunduğu alanlar olduğu kaydedildi. İsrail saldırılarının başladığı 7 Temmuz’dan bu yana hayatını kaybedenlerin sayısı 1300’ü geçerken yaralı sayısı 7 bini geçti. İsrail’de yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre, İsrail halkının yüzde 95’i Gazze’deki operasyonlara destek veriyor. İsrail medyasında da Gazze’de okulların vurulmasını sevinçle karşılayan İsraillilerin fotoğrafları yer aldı. Arınç’tan ‘Kadına Karşı Ayrımcılık’ “İranlaşmak” tehdidini gündeme her getirişimizde, geri püskürtme kalkanı olarak kullanılan “laik teyze” kontenjanıyla küçümsenip hep görmezden gelindik. “Kadın iffetli olacak. Mahremnamahrem bilecek. Herkesin içersinde kahkaha atmayacak!” sözleri şimdi “İranlaşma” alameti değilse nedir? “İranlaşma” derken… Ülkenin başına mollaların geçmesinden bahsetmiyoruz. Sözünü ettiğimiz bir zihniyet... Dört kol çengi bunlar tam… Taliban, Boko Haram, IŞİD, Humeyni’nin tipik molla zihniyetiyle uyuşan sözler değil mi? “Molla” derken toptan günahlarını almayalım. Onlar bile artık “yek vücut” değil… Kimi Humeyni’nin 1979’daki “İran devrimi” çizgisinde kaldı… Kimi “İslam devrimini”, “21. yüzyılla” buluşturmak adına mesafe katt etti ve ciddi aşama kaydetti. İşte İran’ın din adamı kökenli çiçeği burnunda Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin kadının statüsü ve kadın hakları üzerinde serdettiği son görüşler: “Biz cinsiyet ayrımcılığı kültürünü kabullenmiyoruz. Toplumun yarısını köşeye kıstırıp onları marjinalleştirmek mümkün müdür? Kadınlar eşit fırsat, eşit koruma ve eşit sosyal haklara sahip olmalı!” Bu “kadın erkek eşitliğine inanmadığını” açıkça beyan eden ve “eşitliğin ‘fıtrat’a karşı olduğunu” söyleyen; armudun sapı, üzümün çöpü demeden kızlara erken yaşta önlerine gelen ilk kısmetle evlenmelerini salık veren Başbakan Erdoğan’dan da… Kadına “kahkaha ayarı” veren Başbakan Yardımcısı, hükümet sözcüsü Bülent Arınç’ın “kadın” anlayışından çok ilerde bir söylem. Öncelikle “ayrımcılık” kavramının ayırdında… 21. yüzyılın “cinsiyet ayrımcılığı mücadelesini” göğüslüyor ve “eşitlik” temeli, “ayrımcılık kültürü” üzerinden cinsiyet ayrımcılığına, köklü bir itiraz getirerek damardan karşı çıkıyor! İran’da tüm “molla”lar Ruhani ile aynı fikirde mi? Tabii ki hayır. Dini lider Hamaney örneğin bu önermeleri “Batı icadı küfür” şeklinde görüyor. “Kadın erkek eşitliği fikirlerinin, çürümüş Batı uygarlığının ürünü” olduğunu düşünüyor ve “İran İslam devrimi kurucusu” Humeyni gibi tıpkı; kadının yerinin “işyeri” değil, “ev” olduğunu ileri sürüyor. Devrimden 35 yıl sonra İran mollalarını “ilericiler” ve “gerici muhafazakârlar” arasında karpuz gibi bölen en belirleyici konu bu: Kadının yeri… İlginç olan şu ki “laik Türkiye”nin başında “ılımlı İslam”ın temsilcisi ve “uygarlıklar buluşmasının simgesi” olarak 12 yıldır bulunan AKP’nin tepe kadrosu; “İran’ın ilerici” mollalarıyla değil de “gerici mollalarıyla” buluşuyor. Ruhani çizgisini değil de HumeyniHamaney çizgisini kucaklıyor. Diğer deyişle Türkiye’ye “ılımlı İslam” etiketiyle pazarlanan AKP felsefesi, İran’ın radikal mollalarına karşılık geliyor. Bu saptama ardından yapmamız gereken ikinci saptama da tabii ki şu: İran toplumu bu iki seçenek arasında “gericiler” değil de “ilericiler”den yana çıkmış durumda! İran’da cumhurbaşkanlığı seçimleri geçen yaz yapıldı. Bugün cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Ruhani sandığı, her vesileyle ve her şekilde öne çıkartmaya çalıştığı, “kadın dostu eşitlik” söylemiyle kazandı. İşbaşına gelir gelmez, devrimsel nitelikte bir adımla, Dışişleri sözcülüğüne bir kadını atadı. Kadınların başına bela olan iffet polisinin yetkilerini daralttı ve giyim kuşamlarıyla bundan böyle uğraşmayacağını belirtti. Üstüne üstlük farklı vesilelerle verdiği demeçlerde her seferinde üstüne basa basa “Yurttaşlar, özel yaşamlarında tamamıyla özgür olmalı!” dedi. Bu söylemlerle oy alarak işbaşına geldi. Bizimkiler aksine sürekli “özel yaşamı hedef alan” açıklamalarda bulunuyorlar ve ellerine geçecek ilk fırsatta “iffet polisi” kuracak kıvamda konuşmalar yapıyorlar. “İffet polisi” olmasa bile durumdan vazife çıkartacak yurttaşların seve seve bu görevi ifa edeceği ortamı hazırlıyorlar. Bunu tam cumhurbaşkanlığı kampanyasının en kızıştığı dönemde ön plana sürüyorlar. Muhafazakâr Türk halkından demek bu “radikal söylemlerle” oy almayı planlıyorlar. Aksi halde 12 yıldır iktidarda bulunan bir partinin ön saftaki temsilcileri, onun bunun “ifettine” niye şimdi ayar vermeye yeltensin? Ortada belli ki böyle bir hesap var. Hesap doğru çıkarsa İran’daki sivil toplumun Türk sivil toplumundan “daha ileri” olduğu gerçeğiyle hesaplaşmamız gerekir. Batı’da, aleni “kadın düşmanlığı” yapan politikacılar; kadınlardan asla oy talep edemez. Ama dünya yalnız Batı’da değil Doğu’da da değişiyor… Yanı başımızdaki “dinci İran”da dahi “kadın düşmanı” görüşler toplum nezdinde artık eskisi gibi kabul/rağbet görmüyor. Bizde durum tersine. Başbakan ve yardımcısı, göğüslerini gere gere her gün bu yönde başka bir skandal açıklama yapıyor. Birinci turda da cumhurbaşkanlığını almayı hesaplıyorlar… Yenilginin bundan ağırı olmaz bizim için. İsrail’den sözde ateşkes Evler, camiler vuruldu kaybetti. İsrail savaş uçakları Gazze’de dün de 5 camiyi bombaladı. Böylelikle İsrail’in 7 Temmuz’dan bu yana hedef aldığı camilerin sayısı 70’i geçti. Camilerin 20’sinin tamamen yıkıldığı öğrenildi. Şeciye bölgesinde de kalabalık bir pazar yerine gerçekleştirilen İsrail hava saldırısı sonucu 17 kişi öldü, 200 kişi yaralandı. Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el Kassam Tugayları, Han Yunus kentinde İsrail özel kuvvetlerinin bulunduğu bir binaya düzenlediği saldırıyla ilgili bir video yayınladı. Hamas’tan yapılan açıklamada, 20 İsrail askerinin öldüğü veya yaralandığı saldırıyla ilgili olarak, “direnişçiler, Han Yunus kentindeki Ferrahin Ruhani daha ‘ilerici’ bölgesinde İsrail özel kuvvetlerinden 1520 askeri, içinde 12 bombanın döşeli olduğu binaya çektikten sonra bombaları patlattı” denildi. Patlama sonucunda binanın yerle bir olduğu da açıklamada belirtildi. İsrail ordusu ise İzzeddin el Kas KOBANİ’DE ÇATIŞMALAR ABD Dışişleri Bakanı’ndan, İsrail Başbakanı’na yönelik dikkat çeken sözler YPG iki köyü geri aldı DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Irak ve Suriye’de kanlı eylemlere imza atan Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanları önceki gün tank ve ağır silahlarla Kobani bölgesinin batısındaki köylere saldırıda bulundu. Rojava’da kontrolü elinde bulunduran Suriye’deki Kürt oluşumu PYD’nin silahlı kanadı YPG ve kadın savunma gücü YPJ, IŞİD militanlarına karşı savaştı. Fırat Haber Ajansı’nın (ANF) haberine göre, YPG ile IŞİD arasındaki çatışmalar Kobani’nin Şeyhler, Cıbılferec, Geteş köyleri ve Zagros tepesi bölgesinde sürüyor. YPG’nin Cıbılferec ve Geteş köyünü kurtardığı, çok sayıda IŞİD üyesinin öldürüldüğü ifade edildi. ANF’ye konuşan YPG/YPJ Kobani Komuta Konseyi üyesi Meysa Ebdo, çatışmaların Değirmen köyü ve Zagros tepesinde yoğunlaştığını, IŞİD’e ait stratejik merkezler ile bir adet tankın da imha edildiğini söyledi. Çatışmalarda yaralanan Ahmed Meso ve Ahmed Seydo adlı YPG üyelerinin Mürşitpınar Sınır Kapısı’ndan Suruç Devlet Hastanesi’ne getirilerek tedavi altına alındığı ancak Meso’nun hastanede yapılan tüm müdahalelere karşın yaşamını yitirdiği bildirildi. ‘Farklı bir oyun oynanıyor...’ Dış Haberler Servisi ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Gazze’de ateşkes sağlanması için İsrail’den gelen eleştirilerden rahatsızlık duymadığını, kendisinden insani bir ateşkes için çalışmasını bizzat İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun istediğini söyledi. Kerry, “Netanyahu’nun taahhüdü olmasaydı, elbette ABD Başkanı ve ben bu çabaya girmezdik. Şimdi ya onun taahhüdünü sorgulamadan doğru kabul edeceğim ya da birisi burada farklı bir oyun oynuyor ve umarım gerçek bu değildir” diye konuştu. ABD Dışişleri Bakanı, İsrail’de bazı kesimlerin kendisine yönelttiği sert eleştirilere ilişkin soruya şu yanıtı verdi: “Politikada daha önce de tepkiler aldığım oldu, bundan Kerry bir rahatsızlık duymuyorum. Yakın dostumuz ve müttefikimizle birlikte çalışmaya devam edeceğiz.” Kerry daha sonra, “Gazze’deki ihtilafa çözüm bulmak için müzakere masasına oturmaya çalışmak, karşılıklı şiddeti devam ettirmekten daha uygun. ABD Senatosu’nda 29 yılımı geçirdim ve İsrail yanlısı oy kullanma kaydım yüzde yüzdü. İsrail devletinin korunmasına olan bağlılığım ve bu ülkeyle dostluğum konusunda hiç kimse benimle yarışamaz” diye konuştu. Laik Türkiye’nin ‘gerici molla’ları İran sivil toplumu daha ileri 200 kişi toprak altında Hindistan’da toprak kayması sonucu 200 kişi toprağın altında kaldı. Şiddetli yağmur sebebiyle meydana gelen felaket sonrası kurtarma ekipleri dün en az 10 kişinin cesedine ulaştı. Ulusal afet yetkilisi Sandeep Rai Rathore kurtarma ekiplerinin olayın yaşandığı Pune şehrinin 60 kilometre ötesinde çalışmalara başladığını ancak yağmur, çamur ve iletişim güçlüklerinin kurtarma çalışmalarını zorlaştırdığını söyledi. Rathore, toprak altında kalanların kesin sayısının tespit edilmeye çalışıldığını ancak bölgede zeminin çok zorlu olduğunu belirtti. (Fotoğraflar: REUTERS/ AFP) El koyma kararı iptal ANKARA (AA) ABD’de federal hâkim, Kuzey Irak petrolünü taşıyan ve Teksas açıklarına ulaşan tankerin, ABD karasularının dışında ve sahilden 100 kilometre açıkta bulunması nedeniyle daha önce verdiği petrole el koyma kararının uygulanamayacağına hükmetti. Federal hâkim Nancy K. Johnson, anlaşmazlığın, Bağdat hükümetiyle Kuzey Irak yönetimi arasında Irak’ta çözülmesi gerektiğini söyledi. Johnson, önceki gün Teksas açıklarına ulaşan Kuzey Irak petrolünün Irak merkezi hükümetinin izni olmadan satılamayacağı gerekçesiyle tankerdeki 100 milyon dolar değerinde 1 milyon varil ham petrole el konulmasına karar vermişti. Teksas eyaletinin Galveston Körfezi limanına geçen cumartesi günü ulaşan Kuzey Irak petrolüyle yüklü United Kalavrvta adlı ABD açıklarındaki Kürt petrolü yüklü tankerle ilgili hüküm uygulanamıyor tanker, liman açıklarına demirlemiş ve boşaltılmayı bekliyordu. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf, ABD şirketlerini Kuzey Irak petrolünü almaları halinde ortaya çıkabilecek hukuki ihtilaflara karşı uyarmıştı. United Kalavrvta Dış Haberler Servisi ABD’nin New York kentinde bazı evlere İslam karşıtı, Müslümanlara nefret ve hakaret içeren ifadelerin yer aldığı broşürlerin bırakıldığı bildirildi. NY1 isimli haber sitesine göre Bro oklyn’deki Benson hurst bölgesinde aralarında Müslüman ailelerin de yaşadığı apartman kapılarına bırakılan broşürlerde “İslamcılar, ülkenize geri dönün. ABD sizden nefret ediyor. Siz teröristsiniz. Siz ikinci Holokostsunuz” ifadelerinin bulunduğu kaydedildi. Olayla ilgili New York Nefret Suçları biriminin soruşturma başlattığı duyuruldu. New York Belediye Başkanı Bill de Blasio New York’ta İslamofobik broşürler yönelik nefret suçu hepimize karşı işlenmiş demektir. Bu nefret eylemine, hoşgörüsüzlüğe karşı hepimiz birlik olacağız” ifadesini kullandı. New York’taki olayı “utanç SORUŞTURMA Arap Amerikan verici” olarak Sözcüsü AÇILDI Birliği değerlendirdi. Linda Sarsour, NY1’e konu“Brooklyn’de şan, broşürlerin dağıtıldı böyle bir şey olmamağı Bensonhurst’taki yak lıydı, broşürdeki ifadelaşık 5 bin kişinin yaşa ler korkunç. Gazze’de, dığı sitenin sakinlerinden İsrail’de olanlar bu nefİlyad Rashed, “Arap, ret olaylarıyla ilgili” diPakistan ve Bangladeşli ye konuştu. AA’nın habirçok farklı toplumun berinde de New York’ta yaşadığı bir yer burası. geçen hafta da teravih Bunun gibi bir olayı en namazı çıkışında, cami son 11 Eylül sonrasında etrafında araçlarla turyaşamıştık ama bir da layan bazı kişilerin, İsha olmamıştı” dedi. Be rail lehine sloganlar atalediye meclis üyesi Mark rak cemaate hakaretlerTreyger ise “Bir gruba de bulunduğu bildirildi. Sağcılara satılmasın diye Unita yayınını durdurdu Dış Haberler Servisi İtalyan Komünist Partisi’nin kurucusu Antonio Gramsci’nin gazetesi sağcılara satılmak yerine yayınını durdurdu. Gramsci’nin 1924’te kurduğu ve İtalyan Komünist Partisi’nin yayın organı olan Unita (Birlik) gazetesi mali kriz içindeydi. Tirajı bir zamanlar 230 bin olan ama şimdilerde 23 bine düşen gazeteyi eski Başbakan Silvio Berlusconi’nin partisinden milletvekili Daniela Santanche ve yine Berlusconi’ye yakınlığıyla bilinen televizyon sunucusu Paola Ferrari almak istemiş ancak gazete yayın kurulu buna karşı çıkmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle