06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 TEMMUZ 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER EPDK, Amasya’da kömürle çalışan termik santral kurması için ilk onayı verdi 9 Soma AŞ’ye ödül MAHMUT LICALI Filistinliler Ölmesin Diyorsak ANKARA Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK); 301 maden işçisine mezar olan madeni işleten Soma AŞ’ye ait Gürmin Enerji Madencilik firmasının Amasya’ya kurulması öngörülen termik santral başvurusunda ön lisans için ilk adımı attı. Soma’da ortaya çıkan ihmaller zincirinin hesabı sorulmadan EPDK’nin termik santral için ön lisans inceleme aşamasını tamamlaması tepki çekti. Soma’da işlettiği maden ocağındaki pek çok ihmalle Türkiye’nin en büyük maden faciasını yaşatan Soma Holding AŞ’nin, facianın üzerinden henüz 2.5 ay geçmişken Amasya’da termik santral kurması için EPDK’de başlatılan süreç olumlu bir şekilde tamamlandı. 301 işçinin hayatını kaybetmesine neden olan faciadaki ihmaller bir bir ortaya çıkarken Soma Holding AŞ’ye bağlı Gürmin Enerji Madencilik adlı firmanın Amasya’da kurulması öngörülen termik santral için yaptığı başvuruyu EPDK haziran ayında değerlendirmeye aldı. Soma faciasının üzerinden bir ay geçmeden EPDK’nin incelemeye aldığı başvuru kapsamında başvuru kamuoyuna duyuruldu ve termik santral projesinin kurulacağı koordinatlar ilan edildi. Mevzuat kapsamında EPDK askıya çıkarılan projeyi haziran ayının sonunda askıdan indirerek firmaya ve rilecek ön lisans için ilk onayı vermiş oldu. Projeye göre, Merzifon ve Suluova arasında 300 megavatlık kömürle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, CHP Manisa Milletvekili çalışan bir termik Özgür Özel’in Soma ve Afşin’deki maden santral kurulacak. kazalarıyla ilgili soru önergesini yanıtladı. Amasya’ya kuruYıldız, Afşin’de Şubat 2011 yılında meydana lacak santral için gelen kazada hayatını kaybeden ve hâlâ TEİAŞ’tan bağcesetlerine ulaşılamayan 9 işçi için 5 ayrı arama bölgesinde 1545 metre aralığında lantı görüşü alındeğişen arama çukurlarının açıldığını ması ve önümüzve toplam 2 milyon 815 bin metreküp deki günlerde ön toprak çıkarıldığını ifade etti. lisans sürecinin Bakan Yıldız, Soma’da meydana tamamen olumgelen faciayla ilgili denetimde lu olarak bitmegörevli personel hakkında da soruşturma si bekleniyor. 9 İŞÇİ HÂLÂ KAYIP Paralarını da vermemişler MANİSA (AA) Soma Kaymakamı Bahattin Atçı, 13 Mayıs’ta meydana gelen maden faciasında yaşamını yitiren işçilerden bir kısmının daha önce çalıştıkları maden ocağından alacakları bulunduğunu bildirdi. Atçı, “Ne yazık ki o alacakları tahsil edemeyen işçilerimiz, firma faaliyetini durdurunca diğer firmalarda işe girdiler. 13 Mayıs’ta meydana gelen kazada yaşamını yitiren 301 işçiden 33’ü daha önce çalıştığı bu firmadan alacaklı olarak vefat etti. Böyle de bir acı tablo var ortada. Halen de paraları ödenmiş değil. Faaliyetini durduran bu firmanın bazı işçilere 2, 3 hatta 4 aylık maaş ve tazminat borçları var. Şu anda şirketin Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ) nezdinde bulunan teminatından almak için girişimlerde bulunuyoruz. Bazı aileler dava açtı. Süreç devam ediyor” dedi. İşçilerin ailelerinin büyük sıkıntı yaşadığına işaret eden Atçı, bayram sonrası çalışmalara başlayacaklarını sözlerine ekledi. 301 MADENCİDEN 33’ÜNE BORÇLARI VAR Önce Koşulsuz Ateşkes İsrail’in Gazze’ye yönelik kabul edilemez kara operasyonuna bayramda ara verebileceği umudunu taşıyorduk. Maalesef olmadı. Arife günü sağlanan geçici ateşkes, 24 saat dahi sürmedi. İsrail ve Hamas’ın sorumluluğu birbirlerine attıkları karşılıklı saldırılar sonrasında, yüzlerce masum Filistinli daha bayram gününde hayatını kaybetti. Ateşkesi ‘koşul’ engelledi Uluslararası camianın ilk günden bu yana yoğun çaba harcadığı ateşkes, tarafların karşılıklı koydukları koşullar yüzünden bir türlü hayata geçirilemedi. Hamas, ateşkes karşılığında İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukayı kaldırmasını ve Mısır’ın da Refah sınır kapısını açmasını istiyor. Başta koşulsuz ateşkese rıza gösteren İsrail ise bu isteklere karşılık Gazze’den kendisine yönelik füze saldırılarının sona erdirilmesi ve Gazze’nin silahsızlandırılması garantisini istiyor. Hamas’ın da, İsrail’in de öne sürdükleri koşulların arkasında siyasi beklentiler var. Suriye ve Mısır’daki gelişmeler sonrasında, geleneksel destekçilerini (İran, Beşşar Esad, Müslüman Kardeşler, Hizbullah) yitiren Hamas, Gazze’de maaşları ödeyemeyecek duruma gelmişti. Bu yüzden El Fetih ile ulusal birlik hükümetine “evet” demek zorunda kalmıştı. Gazze’de Hamas yönetiminden memnuniyetsiz olanların oranı artmıştı. Şimdi bu krizde İsrail’e kafa tutarak Filistinliler arasında yeniden popüler güç olmayı hedefliyor. İsrail ise barış masasında karşısında güçlü bir Filistin yönetimi görmek istemediği için Filistinli grupların arasının açılmasından yana politikalar izliyor. Ayrıca dikkatler Hamas üzerinde olduğu sürece, İsrail’in barış masasındaki sorumluluklarını yerine getirmemiş olması gözlerden kaçırılabiliyor. Amasya’yı da başlatıldığını bildirdi. rödovansla aldı Söz konusu firmanın ön lisans süreci içinde imar planının onaylanması, ön proje onayı bağlantı ve sistem kullanım anlaşmaları için başvuru yapması, ÇED olumlu kararını sunması ve yapı ruhsatı alması gerekiyor. Soma AŞ, faciadan yaklaşık bir yıl önce 15 Mayıs 2013 tarihinde 35 yıllık rödovans hakkını başka bir firmadan almıştı. Amasya’da bazı sivil toplum örgütleri, termik santralın kurulacağı bölgenin deprem bölgesi olduğu, çevreyi kirleteceği ve insan sağlığını olumsuz etkileyeceği gerekçesiyle projeye karşı çıkıyor. Hamas yitirdiği desteğin peşinde Olan sivillere oluyor Taraflar şartlarında diretirken Gazze’de aralarında çok sayıda çocuk ve kadının da bulunduğu 1200 Filistinli, İsrail saldırıları sonucu hayatını kaybetti. İsrail de Hamas’tan gelen saldırılar nedeniyle 50’ye yakın askerini ve üç sivil yurttaşını kaybetti. Görüldüğü gibi ateşkesin sağlanamamasının bedelini ağırlıklı olarak masum Filistinliler ödüyor. Tüm taraflarla görüşebilen yok. Uluslararası camia ise bölünmüş bir görüntü sergiliyor. Tarafların tümüyle görüşebilen kimse yok. Taraf konumundaki ülkelere tek tek bakacak olursak: Ateşkes için çaba harcayan güçlerin başını çeken ABD, çatışmanın iki tarafından biri ile (Hamas) konuşmuyor. Diğeri (İsrail) üzerinde ise sözünü dinletemiyor. Ateşkes planını hazırlayan Mısır, İsrail ile konuşuyor. Mahmud Abbas yönetimiyle (El Fetih) arası iyi. Ancak Mısır’da Müslüman Kardeşler’in darbe ile uzaklaştırılmasına tepki gösteren Hamas ile aralarında güven ilişkisi yok. İsrail sadece Mısır ve ABD ile görüşüyor; Hamas ise iki destekçisi Türkiye ve Katar ile görüşüyor. EVLERDE HASAR VAR Maden ocağı tehlike saçıyor RİZE (Cumhuriyet) Madenli beldesinde toplanan mahalle sakinleri, Çayeli Bakır İşletmeleri’ni, maden ocağında patlatılan dinamitler sonucu evlerinin duvarlarında çatlaklar oluştuğu gerekçesiyle protesto etti. Evlerinde hasar, çevrede toprak kayması olduğunu iddia eden gruptakiler, 200 metre yürüdükten sonra Çayeli Bakır İşletmeleri önüne geldi ve yetkililerle görüşmek istedi. Görevliler bayram tatili nedeniyle madende yetkili olmadığını belirtti. Burada grup adına açıklama yapan Ebazer Tüylüoğlu, günde en az üç kez dinamit patlatıldığını, mahallenin altının boşaltıldığını, evlerde ve arazilerde maddi hasarların meydana geldiğini, çatlaklar oluştuğunu ve evlerin oturulamaz hale geldiğini anlattı. Çayeli Bakır İşletmeleri’nden yapılan yazılı açıklamada ise üniversite tarafından yapılan incelemede hasarın heyelandan kaynaklandığının belirlendiği ileri sürüldü. AKP’nin OGM’deki personel kıyımı iki bin personeli etkileyecek Orman kanunu! METE KIZIK İZMİR AKP iktidarının Orman Genel Müdürlüğü’nde (OGM), personel kıyımına yol açan yönetmeliği, bir kez daha yargı önünde. İzmir Orman Mühendisleri Odası tarafından yapılan açıklamada, ormancılık alanında kadrolaşmanın hız kazandığı ve yaklaşık iki bin teknik personelin bu durumdan etkilenmeye başladığı belirtildi. Açıklamada, “personel atama larındaki rotasyon uygulamasının kıyıma dönüştüğü, bu hukuksuzluk yetmiyormuş gibi ilk defa atanacak mühendislerde de torpil dönemi başlatılmak istendiği ancak odanın Danıştay’a açtığı iptal davasında yürütmenin durdurulması kararı verildiği” belirtildi. İzmir Orman Mühendisleri Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, “Son zamanlarda yoğunlaşan sürgünlerden ormancı lık alanında ‘teknik kadro’ grubundaki yaklaşık iki bin personel etkilenmekte. Bu durum, ormancılıkta çalışma uygulamaları ve planlamanın yanında teknik bilgi ve çalışılan yerlerin ekolojik özelliklerinin senteziyle yapılan çalışmaları sekteye uğratacaktır. Rotasyon uygulamalarıyla binlerce OGM çalışanı ve bunların aileleri mağdur edilmekte, hukuksuz ve adil olmayan atamalarla çalışanlar resmen sürgüne gönderilmektedir. Bu uygulamaya karşılık, ormancılık alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ve sendikalar bir araya gelerek yaşanan hukuksuzluklara karşı ortak bir mücadele alanı oluşturmaya karar verdik. Bu bağlamda öncelikle rotasyon yönetmeliğinin uygulanmasındaki hukuksuzluklara ve adaletsizliklere mücadeleyi temel alıyoruz” denildi. Çatışmaların başında Filistin yönetiminin (Abbas) talebiyle Mısır tarafından hazırlanan ateşkes planına Arap ülkeleri de destek verdi. Ancak Gazze’de yönetimi elinde bulunduran Hamas, planı o haliyle kabul etmeyip koşullar öne sürünce plan hayata geçirilemedi. O ateşkes kabul edilmiş olsa, belki statüko devam edecek, Gazze’ye yönelik adaletsiz abluka sürecekti. Ancak yüzlerce masum Filistinli hayatını kaybetmemiş olacaktı. İlk reddeden Hamas Önce ateşkes, sonra müzakere Daha fazla Filistinlinin ölmemesi ve savaşın sona ermesi için her şeyden önce ateşkese ihtiyaç var. Türkiye ve tüm uluslararası toplumun, İsrail ve Hamas üzerinde baskı uygulayarak şu adımların atılmasını sağlaması gerekir: 1. Bir an önce “koşulsuz” ateşkes sağlanmalı. 2. Taraflar öne sürdükleri tüm koşulları ateşkes sağlandıktan sonra masada konuşmalı. 3. İsrail artık masadaki muhataplarından birinin Hamas olduğu gerçeğini kabullenmeli. Gazze’de taş taş üstünde bırakmayarak Hamas’ı bugün için etkisiz kılsalar bile, uyguladığı orantısız şiddet nedeniyle orada daha radikal örgütlerin çıkmasını engeleyemezler. Bu da kalıcı barışa ulaşılmasını daha da imkânsız hale getirir. 4. Hamas da “İsrail’in varlığını reddederek” Gazze’de yönetimi altındaki halka refah ve can güvenliği sağlayamayacağını anlamalı. Gazze’de yaşanan son kriz AKP yönetimindeki Türk dış politikasının dışarıda nasıl algılandığını bir kez daha görmemizi sağladı. Bu süreçte dikkat çeken gözlemlerimiz şöyle: 1. Beş yıl önce tüm bölge ülkeleriyle konuşarak sorunlara çözüm önerileri üretebilen Türkiye artık, bu “taraflar ötesi” konumunu yitirmiş durumda. Mısır ve İsrail ile konuşmayan, büyükelçi bulundurmayan Türkiye, bu denklemde sadece Hamas’a yakın ülke olarak algılanıyor. 2. Türkiye bu çatışmada “taraf” olmanın gereğini de yerine getiremiyor. Ne İsrail üzerinde caydırıcı etki yaratabiliyor ne de Hamas’ı ateşkese ikna edebiliyor. Tam tersine, Başbakan ve Dışişleri Bakanı, koşulsuz bir ateşkes anlaşması için çaba harcamak yerine, dünyaya Hamas’ın dili ile seslenmeyi, onun koşullarının savunucusu olmayı tercih ediyorlar. 3. BM Genel Sekreteri Ban Ki mun bu süreçte bölge ülkelerini ziyaret ederken Türkiye’ye uğrama ihtiyacı duymadı. ABD Başkanı Barack Obama da Avrupalı liderlerle yaptığı video konferansa Erdoğan’ı davet etmedi. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ise sadece Hamas’ın ikna edilmesi konusunda Türkiye’nin kapısını çaldı. SİVAS HAFİK’TE AÇILAN CEMEVİ TÖRENİNDE ALEVİLERDEN HÜKÜMETE ÇAĞRI: ÜNİVERSİTE HASTANELERİ Ayrıştırıcı siyasetten vazgeçin Hemşireler kaçıyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Demokratik Sağlık Sen Genel Başkanı Togan Demircan, üniversite hastanelerinde görevli sağlık çalışanlarının “becayiş”, “eş durumu tayini” sorunlarının acil olarak çözüme kavuşturulması gerektiğini söyledi. 4B’li hemşirelerin üniversite hastanelerinden kaçtığını anlatan Demircan, “Üniversitede çalışan eşi başka bir ilde olduğu için muavaffakiyet isteyen hemşire arkadaşımıza onay verilmiyor. Üniversiteler arası becayişe de izin verilmiyor. Eş durumu atamasında da problemler yaşanıyor. Bu sorunları yaşayan sağlık çalışanları başka çareleri kalmadığı için istifa etmek zorunda kalıyor. Üniversite hastaneleri yöneticilerinin, ‘Hemşireler istifa ediyor’ açıklaması yerine onların sorunlarını çözmek için çalışma başlatmaları gerekiyor” diye konuştu. ALİ AÇAR Alevi yurttaşların katkıları, çeşitli kurum ve kuruluşların yardımıyla yaptırılan Sivas Hafik Karlı köyü cemevi dün törenle ibadete açıldı. Karlı köyünde düzenlenen törene CHP Sivas Milletvekili Malik Ejder Özdemir, Hafik Kaymakamı Abdullah Özadalı, Hafik İlçe Jandarma Komutanı Özkan Aktaş, İlçe Emniyet Amiri Veli Emren, Karacaahmet Sultan Kültürü Tanıtma Dayanışma Derneği Başkanı Muharrem Ercan, yöre köy dernekleri temsilcileri ve köylüler katıldı. Törende açılış konuşmasını yapan Cemevi Başkanı Turan Aykanat, “Cemevinin yapımında çok sayıda Sünni arkadaşımız ve kardeşimiz de bize gerek maddi gerekse manevi destek verdi. Bu ülkedeki tüm ayrıştırmalara karşı verilen en Türkiye artık ‘taraf’ büyük yanıt işte bu cemevidir” dedi. CHP Sivas Milletvekili Malik Ejder Özdemir de Türkiye’nin komşularında yaşanan mezhep kavgalarına dikkat çekerek “Aleviler de diğer inanç sahipleri gibi bu ülkenin temel un surudur. Hükümet ayrıştırıcı siyasetten vazgeçerek cemevlerine sahip çıkmalıdır” dedi. Konuşmaların ardından cemevinin kurdelesi kesilerek ibadete açıldı. Yenilen lokmanın ardından çeşitli sanat çılar törene katılanlara deyiş ve türküler seslendirdi. 1100 metrekare alan üzerinde 3 katlı ve 350 metrekare olarak yapılan cemevinde kurban kesim yeri, morg, semah salonu ve yemekhaneye kadar birçok alan bulunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle