25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 TEMMUZ 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİ Türmen: Bölge seçmeninin AKP’ye de güveni yok, irade ortaya koymalıyız 7 ‘CHP Kürt seçmen için umut olabilir’ CHP İstanbul Milletvekili Rıza Türmen, Kürt siyasetçilerin en sıcak baktığı, hatta Cumhurbaşkanı adaylığı bile önerdiği “CHP’li”. CHP’nin yeni adımlar atması ve yeni bir çerçeve ortaya koyması durumunda Kürt seçmenin “umudu” olabileceğini söylüyor. 1990 raporunun “o dönemde yenilikçi olduğunu” vurgularken “Ama artık köprülerin altından çok sular aktı. Hâlâ eski raporlarla gönderme yapmakla, onu yazarı olmakla övünülmesi bir şeyi gösteriyor; o günden bu yana söyleyecek yeni bir şey olmamış. Şimdi onu aşan bir söylem çıkarabilmeliyiz” diyor. Türmen, “Sorunu, bütün Türkiye’nin demokrasi sorunu olarak görmek gerekir. Bütün Türkiye demokratikleşmeden, Kürtler demokratikleşmez. Kürtlerin demokratik talepleri yerine getirilmeden de Türkiye’nin demokrasi sorunu çözülmez” görüşünü dile getiriyor. Türmen’in çözüm sürecinde CHP’nin atması gereken adımlarla ilgili sorularımıza verdiği yanıtlar özetle şöyle: l İmralı ile görüşmeleri ancak HDP’liler gittiğinde öğrenebiliyoruz. Devletin denetimi altında, müebbet hapse mahkum bir kişi Öcalan. Kürtlerin seçilmiş temsilcileri var burada, muhatap onlar olmalı. HDP muhatap olursa taraflar belli olur. HDP ister İmralı’yla görüşür, ister Kandil’le görüşür, getirir masaya koyar. l Genel aftan önce başka talepler var, anadilinde eğitim, eşit vatandaşlık. Eşit vatandaşlık olmadan bu işi götüremezsiniz. Kürtleri dışlamayan, hiçbir etnik grubu dışlamayan, hiçbir etnik grup üzerinde egemenlik kurmayan bir vatandaşlık tanımı yapmanız lazım. l “Demokratik özerklik” diyorlar, içi ne olacak bilmiyoruz. Kavramsal olark reddetmemek, içinde ne olacak konuşmak lazım. Yerel yönetimlerden biz de şikâyetçiyiz. Giderek merkezileşen bir yerel yönetim anlayışı var. Başkanınız AKP’li değilse iş yapmanız çok zordur. Tabii ki Yerel Yönetimler Şartı, oradaki çekincelerin kaldırılması önemli bir adımdır. “Demokratik özerklik” ne, konuşmak lazım. Peşinen reddedilecek şey değil. Bu korkudan vazgeçmek lazım, ne söylerseniz Türkiye bölünür! Anadilinde eğitimi kabul ederseniz bölünür, ademi merkeziyetçilik yaparsanız bölünür... Türkiye karpuz mudur? l CHP Güneydoğu’da yok. Böyle bir şey olabilir mi? Eğer siz AKP’yi aşan bir özgürlükçü söylem geliştirebilirseniz Kürtler niye CHP’ye yaklaşmasın? Genel başkanın Diyarbakır gezisi çok önemliydi. Yasal zemine oturmalı, eşit vatandaşlık olmalı, anadilinde eğitim siyasetçilerin işi değil pedagogların işi, dedi. Biz içi boş olmasına rağmen süreç yasasını ilkesel olarak destekledik. CHP’nin tavrında bir değişim var. Aslında baskı, tahakküm rejimi getiren bir AKP’nin Kürtlere demokrasi getirmesi mümkün değil. CHP’nin gerçekten işin özünde bir şeyler yapabilme imkânı var. Amaç, bütün etnik grupların, bütün dinsel inançların, bütün farklılıkların beraber yaşayabileceği ortak bir zemin bulmaktır. Bunu en iyi biz bulabiliriz. Yeni bir Kürt raporuyla bir değişim, beraber yaşama çerçevesi ortaya koymamız lazım. Hem Kürtlerin, hem de Türklerin kabul edebileceği bir irade ortaya koymamız lazım. l Şu hesap yanlıştır; biz ne yaparsak yapalım Kürtler bize oy vermeyecektir. İrade ortaya koyabilirsek, bir ortak çerçeve yaratabilirsek biz itici güç olabiliriz. AKP’nin ilerisinde olup AKP’ye itici güç olabilmemiz gerekir. Kürtlerin CHP’ye karşı bir eleştirel bakışı var. Ama o bakışta bir beklenti de görüyorsunuz. On ‘Açık ve Endişesiz...’ Kafalar karışık. At izi it izine karışmış. Böyle durumlarda “gelip şu karışıklığı bir düzelteyim” deme zamanını kollayan, gönlünde düğümü kılıçla çözme hevesinin ateşini hiç söndürmeyen fırsatçıya gün doğar. “Ben yaptım oldu, ben yaparım yine olur” diye yola çıkan, olağanüstü yetki peşindeki heveskârın da işi bu kez kolay değildir. HHH Karışıklık ve kötülük, Kurtuluş ve Kuruluştan sonra işe el atan birikim yani soygun peşindeki kompradorun, mütegallibenin politika ile kurduğu ortaklıktan başlar. Bu tabloyu Memleketimden İnsan Manzaraları’nda Nâzım Hikmet olağanüstü dizelerle resmeder. Bu ortaklık, geçen zaman içinde acemi kapitalizmin devlet tarafından desteklenmesinin nimetlerinden yararlanarak palazlandı, gelişti. Geliştikçe ince yöntemleri öğrendi; kendini özellikle hurafenin desteğiyle gizleme yöntemlerinde ustalaştı. Ama ne yaparsa yapsın ilkellik onun fıtratındadır. HHH Şimdiki karışıklık ilkelliğin zirveye çıktığını ve ama aynı zamanda iyice pervasızlaştığını gösteriyor. Devletin ve bu arada eğitim, adalet, Emniyet mekanizmalarının paylaşılması konusunda çıkan anlaşmazlık, paylaşmanın taraflarını çileden çıkarmışa benziyor. Birlikte yaptıkları hukuksuzlukların deşifre olmasının da bunda payı vardır. Ergenekon’da, Balyoz’da, Odatv davalarında çarşafa dolandıkları için saklamaya çabaladıkları sırlar ortaya çıkıyor. Uyguladıkları hukuk dışı yöntemler artık gizlenemez hale geldi. Şimdi iki taraf da ötekini hukuksuzlukların sorumlusu sayıyor; komediden ötede bir durumdur. İktidar tarafı hukuksuzluğun zirvesini zorlarken, ortaklıktan atılmış ama mevzilerini terk etmemekte direnen taraf “bensiz bir şey yapamazsın” iddiasını sürdürüyor. HHH Bu kargaşada güçsüz olan halk tarafıdır. Oylarını muhalefet partileri ile iktidar partisi arasında neredeyse eşit bir şekilde pay eden seçmen kendini çaresiz hissediyor. Aydınları, politikacıları, memleket meselelerinde belirleyici olmaları, halkın durumunun politik alana aktarıcıları olmaları beklenen kültür insanları ise çaresizden de öte kıstırılmış durumdadırlar. Bu günlerde artan kafa karışıklığı bu kesimdeki fireyi artırıyor. Ne yapacaklarını bilemiyorlar. Öğlen Berkin için edebiyat paralıyor, akşama muktedirle maça çıkıyorlar. Ve asıl önemlisi bu durum doğal geliyor onlara. HHH Bu karışıklık, tarihin hep gösterdiği, bundan sonra da göstereceği gibi durulacak, ortalık sakinleşecektir. Önemli olan bu ara devrenin nasıl ve ne yönde gelişeceğidir. CemaatErdoğan çatışmasının bilinmeyenleri henüz çözülmedi. Gördüklerimiz, duyduklarımız devlette; eğitim, adalet ve Emniyet’te kavganın odak noktasının dershaneler ve yolsuzluklar konusu ile sınırlı olduğudur. Zaten de Erdoğan tarafının, kavganın kapsamını genişletmesi; birlikte yapılan, birlikte işlenmiş hukuksuzluklar alanına doğru ilerletmesi beklenemez. Başbakan Erdoğan’ın Hrant Dink cinayetini örgütlü suç saymayan anlayışı savunma pozisyonundan vazgeçmemesi de bunun önemli bir işareti sayılmalıdır. Doğaldır. Bu soruşturmalar karşılıklı ve şaşaalı gövde gösterileri faili meçhullere, derin devlet işlerine uzanmayacaktır. Çünkü derin devlet el değiştirebilir ama fıtratını değiştirdiği görülmemiştir. HHH Şimdi piyasada olan ve karışıklığın, ihtimallerden birisi olan devrimci bir yöne akmaması için ortalığa düşenler, spekülasyonlarla kimin nerede durduğu belli olmasın, kimin kimlerle savaştığı anlaşılmasın diye çabalıyorlar. Oysa onların gizlemeye, üstünü örtmeye, yolsuzluklar unutulsun, geçmişteki hukuksuzlukların izi sürülmesin derdiyle daha da anlaşılmaz hale getirmeye çabaladıkları karışıklık bu tablonun kendisidir. Yoksa bizim kafamızda bir karışıklık yok. Biz “açık ve endişesiz girmişiz safımıza”. Bizden beklentileri var l IRA modelini inceleyen Gök ların da AKP’ye fazla bir güveni, inancı yok. CHP böyle bir rol oynayabilirse Kürtlerin umudu olabilir, oy ondan sonra düşünülebilecek bir şeydir. CHP içinde değişik görüşler olması, CHP’yi hareketsizliğe sevketmemeli. Bunu mu kızdırırım, onun mu ayağına basarım, temel kaygı olursa CHP politika üretemez. Artık CHP’ye karşı yeni bir hava var, bir umut, bir değişim var. CHP, Kürtlerin taleplerini göz önünde tutabilen bir söylem geliştirebilse onlar da CHP’ye çok daha yakın olurlar. l Anadilinde eğitimde pedagogların söylediği önemli. “Çocuğun üstün yararı” açısından bakmak lazım. Evinde hangi dilde konuşuyorsa o dilde eğitime başlaması lazım, der pedagoglar. Çift dilde eğitim, birçok Avrupa ülkesinde var. Anadilinde öğretiyorsunuz, sonra resmi dile geçiyorsunuz. Türkçe resmi dildir, devletin Türkçe öğretmek yükümlülüğü vardır ama Türkçeyle birlikte Kürtçe de eğitim yapılabilir. Çift dilli eğitim yapılabilir. ‘Engel değiliz değerli bir duruş sergiliyoruz’ CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, IRA modelini incelemek için İngiltere’ye giden heyette yer aldı, Uludere komisyonunda etkin bir milletvekili olarak görev yaptı. “Kürt sorununun çözümü konusunda herhangi bir dayatmanın ötesinde, kendi yurttaşlarımız diye benimsediğimiz Kürt kökenli yurttaşlarımızın taleplerini demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi evrensel ilkeler çerçevesinde değerlendirmek gerekir. Biz Cumhuriyeti ortak ve eşit koşullarda beraber kurduk. Kimi zaman uygulamadan kaynaklanan olumsuz tutumlar ve 12 Eylül’den sonra başta anadilinde getirilen yasaklar işi karmaşıklaştırdı” diyor. Çözüm sürecinde CHP’ye düşenler konusunda da şu görüşleri dile getiriyor: l CHP, bu konular üzerinde diğer partilere göre daha fazla kafa yoran bir parti. Kürt siyasetinin demokratik ve meşru yollardan parlamentoya girmesi için barajın indirilmesi tekliflerimiz AKP tarafından defalarca reddedildi. Faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması, boşaltılan köylere geri dönüşlerin hızlanması, koruculuğun kaldırılması, Diyarbakır cezaevinin demokrasi ve insan hakları müzesi olması, hasta mahkumların durumu, Uludere katliamının aydınlatılması gibi pek çok konuda CHP çarpıcı, adalete ve vicdana seslenen çalışmalar yaptı. l Yaklaşık 1.5 yıldır Doğu ve Güneydoğu’da kan akmamasını değerli buluyoruz. Meclis’e getirilen yasa sadece Bakalar Kurulu’na yetki veren bir yasa olmasına karşın, kan akmasın diye çok derinlikli ve değerli bir duruş sergiledik. Kan akmasına engel olacak hiçbir çalışmanın önünde engel değiliz. Elbette cumhuriyetimizin değerleri var, ulusal bütünlüğümüz var. Ama hükümete de bu sorunu çözme konusunda engel teşkil etmeyecek bir duruş sergiliyoruz. l Biz IRA olaylarını inclemeye gittiğimizde Tony Blair’in baş danışmanı Jonathan Powel, “Bu sorunla rı çözmeye başlamak bisiklete binmeye başlar, pedal çevireceksiniz, çevirmezseniz, düşersiniz” dedi. Hükümetin bisiklete bindiğini, ama bir süre sonra pedal çevirmeyip bisikletten düştüğünü biliyoruz. Biz diyoruz ki; ortak sorumlulukla hep beraber pedal çevirelim. Kürt kökenli vatandaşlarımızın en ileri demokrasilerde hangi haklardan faydalanılıyorsa o haklardan faydalanmalarından yanayız. Ama toplumdaki bir bölünme paranoyası ki haklı bir korkudur bu provokasyona yönelik kışkırtıcı açıklamalara karşı çok samimi, içten görüşmeler yapmalıyız. Samimi korkuları giderdiğimiz zaman ancak çözüme gidilir. l Çözüm sürecinde HDP muhatap olmalı. Akil insanlar görüşmek istedikleriyle görüşebilirler. Hükümet bu yasayı geçirmekle bu işi çözeceğine sanıyorsa yanılıyor. Biz engel değiliz, değerli bir duruş sergiliyoruz, ama ne olup bittiğini bilmek hakkımız. l Suça karışmamış kişilerin evlerine dönmelerinden hepimiz memnun oluruz. Normal siyasi platformu kullanmaları en doğru seçenek. Hükümetin getireceği tasarılara bakacağız ama önemli olan toplumun tüm hassasiyetlerini giderici ortak paydayı en iyi nerede buluruz, orada uzlaşmaktır. Çözüme engel olmayan, ihtiyatlı bir bakış içindeyiz. l 1990 Raporu çok önemli. Kimsenin Kürt kelimesini ağzına alamadığı bir ortamda yazıldı. Ama şimdi CHP, 1990 Raporu’nun gerisinde değil. Algı operasyonu var. Uludere’de verdiğimiz mücadeleyi eğer başka partilerde veren varsa sözlerimi geri almaya hazırım. Biz samimiyiz, Kürt yurtaşlarımız da Erdoğan gerçeğini bilmek, kaç defa yolda bırakıldıklarını hatırlamak zorunda. Kürt kökenli yurttaşlarımız demokrasi sorununu tüm Türkiye açısından görmelidirler. Erdoğan seçeneğini tercih ettikleri zaman demokrasiye ulaşacaklarını sanıyorlarsa ciddi bir yanılgı içindedirler. Erdoğan denenmiştir, sabıkaları olan bir kişidir. Geçen haziran ayında Diyarbakır’da temaslarda bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tarihi Hasan Paşa Hanı’nı da ziyaret etmişti. Kılıçdaroğlu’nun ‘Özgürlük ve Demokrasi Bildirgesi’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçen yıl açıkladığı 17 maddelik “Özgürlük ve Demokrasi Bildirgesi”nde yer alan öneriler şöyle: Yüzde 10 seçim barajı kaldırılsın. Demokrasi ve insan haklarının önündeki engelleri temizleyelim. Milletin vekillerini liderler değil, millet seçsin. Düşünceyi ifade ve inanç özgürlüğü güvence altına alınsın. Toplantı, gösteri ve örgütlenme özgürlüğü geliştirilsin. Din ve vicdan özgürlüğü korunsun, her inanca eşit imkân tanınsın. Basın özgürlüğü sağlansın. Tutuklu siyasetçi, gazeteci, öğrenci ayıbına son verilsin. Özel Yetkili Mahkemeler kaldırılsın. Yeniden yargılama yolu açılsın. Halkın vekillerine özgürlük verilsin. Gizli tanık hukukuna ve yasadışı dinlemelere son verilsin. Faili meçhul cinayetler çözümlensin. Nevruz resmi bayram olsun. Uludere katliamı aydınlatılsın, hesabı sorulsun. Diyarbakır’a cezaevi değil, müze yapılsın. Mayınlı araziler temizlenip köylülere verilsin. ‘Kürtçe seçmeli ders olabilir’ CHP’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde çalışmalar yapan heyetine başkanlık yapan İzmir Milletvekili Oğuz Oyan, “SHP’nin 1990 Raporu bir milat, ama bugün büyük ölçüde aşıldı” diyor. Bu rapordan sonra ikinci bir adım atılarak Kürt kimliği ile milletvekillerinin Meclis’e girdiğini anımsatan Oyan, “Kürt siyasi hareketi bu fırsatı iyi değerlendiremedi. Erdoğan’ın mirasçısı olduğunu söylediği sağ hareketler de bunu çok istismar etti” dedi. Oyan, çözüm sürecinde muhatap tartışmalarıyla ilgili olarak “Biz iktidarda olsaydık İmralı’yla görüşmezdik, özgürlüğü kısıtlı bir hükümlüyle ve bir istihbarat teşkilatı üzerinden bir ilişki kurmayı ve bunun üzerinden bir çözüm süreci oluşturmayı doğru bulmazdık. Muhatap HDP olmalı” diyor. Oyan’ın çözüm süreci ve CHP’nin tavrıyla ilgili sorularımıza yanıtları şöyle: l 17 maddelik Özgürlük ve Demokrasi bildirgemiz var. Doğu seferimizde heyetler olarak 4 madde daha ekledik, bu maddelerden bazılarının türevleri olarak. Bunlardan biri, anadilinin devlet okullarında seçmeli ders olarak okunmasının sağlanması. Bu, resmen parti kurullarından geçmiş değil. Ben kişisel olarak diyorum, henüz parti demedi. Partinin çizgisi bugün özel okullarda eğitimdir ama burada kalacağım, ötesine gitmem, demedi. Yüzde koyarsanız o yüzdeyi aşan talep olduğu zaman koyarsınız. Boşaltılan köylere geri dönüşün sağlanması, koruculuğun kaldırılması, Sivas Madımak Oteli’nin utanç müzesi yapılması. Bunlar, partinin başka metinlerinde de var zaten. l Bu meselenin barışçı yollardan çözülmesi konusunda CHP çok kararlı. Bu kararlılık, AKP’de olduğundan çok daha fazla. AKP samimi değil. Seçim dönemlerinde ateşkesi gündemde tutmayı başarıyor, vaatlerin büyük bölümü masa altından yapılıyor, muhtemelen Kürt siyasi hareketini cezbeden birtakım vaatlerde bulunulduğu için hareket AKP’ye çok daha yakın hissediyor kendini. Şimdi, ilk kez iki turlu bir seçim deniyoruz. Bu süreçte, bizim çok büyük bir olumsuzluk olarak gördüğümüz, büyük bir siyasi ahlak yoksunluğu olarak gördüğümüz “ver çözümü, al diktatörlüğü”ne doğru götürüyorlar. Aslında buna Kürt kökenli seçmenlerin de karşı olması gerekir. l CHP samimi olarak barış yoluyla çözüm istiyor. Barışçı yollarla demokrasi çinde çözüm için her iki tarafa da görev düşüyor. Kürt siyasi hareketine de sorumluluk düşüyor. Kendi taleplerinin düzeyini Türkiye’de kabul edilebilir bir düzeye getirmeliler, taleplerinin düzeyini düşürmezlerse Türkiye’deki halkın sindirim kapasitesini aşan bir şey olur. Şimdiye kadar karşılıklı milliyetçiliklerin çarpışması çok olmadı, bunun kaşınmaması da gerekiyor. l Oyan: Ver çözümü, al diktatörlüğü, ahlaksız teklif l Sancaktepe’de gergin gece Kaymakamlığa ses bombası İstanbul Haber Servisi Sancaktepe Kaymakamlığı’na maskeli 5 kişi ses bombası attı. Kaymakamlık önünde bekleyen sivil polis otosuna da molotoflu saldırı düzenlendi. Yüzleri maskeli 5 kişi sabaha karşı 04.30 sıralarında Sancaktepe Demokrasi Caddesi üzerinde bulunan kaymakamlık binasına ses bombası ve havai fişek attı. Eylemci grup kaymakamlık önünde park halinde bulunan sivil polis otosuna da molotofkokteyli atarak yakmak istedi. Olay anında kaymakamlık binasında nöbet tutan polis memurları saldırganların eşkallerini polis telsizinden geçerek olay yerine takviye polis ekipleri istedi. Eylemci grubun olay yerinden kaçması üzerine de söndürme tüpleri ile yanan polis otosuna müdahale edildi. Yapılan incelemede olay yerinde havai fişek kapsülleri ve molotofkokteyli şişesi bulundu. Polis otosunda maddi hasar meydana geldi. BİTTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle