03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET [email protected] 29 TEMMUZ 2014 SALI 14 KÜLTÜR İnat, sevgisizlik, hınç... İnsanların çağdaşlığı kültür ve sanatla yoğrularak yakalayacağı bir farkındalık hırpalanan umutlara yeni kapılar açabilecektir u Bir yandan sanatçı özgürlüğü kısıtlanıyor, öte yandan sahneler yok ediliyor. Bir yandan özelleştirmekten söz ediliyor, öte yandan özel tiyatrolara destek vermek için ki aslında bu bir destek değil, haktır, yeni koşullar, sansür uygulamaları getiriliyor. Akla gelebilecek her şekilde yokuşa sürülüyor tiyatro dünyası ödeneklisiyle, özeliyle… Türkiye Sanat Kurulu (TÜSAK) Yasa Tasarısı’nı eleştirdiği için Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi ve de Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen geçer günlerde görevden alındı. Özetle, cezalandırıldı. “Ben bilmem büyüklerim bilir” demediği ya da o tavrı takınmadığı; bilakis, Devlet Tiyatroları’nı, Devlet Opera ve Balesi’ni eritmeye yönelik söz konusu taslağa karşı çıktığı için... Rengim Bey’i kutluyorum duruşundan dolayı. Uzun zamandır Devlet Tiyatroları’nın topun ağzında olduğu gerçeğine daha önceki yazılarımda da pek çok kez değinmiştim. Bakanlık cephesinde sular durulmadıkça, sanata saygı galebe çalmadıkça daha çok yazılıp çizilecektir bu konularda. 22 Temmuz 2014 tarihli yazısında Ayşegül Yüksel , “Siyasal Erk Sanata Geçit Vermiyor” derken çok doğru bir saptama yapıyor, iki yönlü bir eritme politikası güdüldüğünün altını çiziyordu. Bir yandan sanatçı özgürlüğü kısıtlanıyor, öte yandan sahneler yok ediliyor. Bir yandan özelleştirmekten söz ediliyor, öte yandan özel tiyatrolara destek vermek için ki aslında bu bir destek değil, haktır, yeni koşullar, sansür uygulamaları getiriliyor. Akla gelebilecek her şekilde yokuşa sürülüyor tiyatro dünyası ödeneklisiyle, özeliyle… Neden bu denli korkmak tiyatrodan? Bu arada, Genco Erkal’ın Kültür Bakanlığı’na açtığı davayı kazanması acaba biraz olsun düşündürmüş müdür yılların tiyatrosunu Gezi eylemlerine destek verdiği için cezalandıranları? Gelelim sahnelere, gösteri mekânlarına… Sahneler yok edilmeye çalışılırken çeşitli yollara başvuruyor iktidar partisi. Örneğin, 2008’in ilkyarısından itibaren kapalı olan Atatürk Kültür Merkezi (AKM), Gezi olaylarından sonra polislerin içinde volta attıkları bir karakola dönüştü. İstanbul’un, sözüm ona şehrin merkezi sayılan bir meydanda, Taksim’de sahip olduğu tek opera, bale, tiyatro, orkestra, sergi kompleksi… Böyle bir mekân yok ediliyor, bilinçli olarak… İnadına! Sevgisizlikle! Hınçla! Ürkütücü bir durum. Emek Sineması’ndan, Saray’dan, Muammer Karaca’dan ve diğerlerinden söz etmiyorum artık… Ankara’da Macunköy’de Devlet Tiyatroları’nın kullanımında olan kamu arazisi üstünde İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi, Stüdyo Sahne ve atölyelerin bulunduğunu biliyoruz. Kendi adıma çok güzel oyunlar izledim o mükemmel sahnede, Atölye Sahnesi’nde. Bu arazinin yanına bir iş merkezi yapan inşaat şirketinin iki arazi arasındaki ihtilaflı bölge nedeniyle, geçen hafta, işçilerini ellerinde sopalar, taşlar ve de silahla gönderdiğini okuduk Devlet Tiyatrosu sınırlarının ötesine! Bir çeşit huruç harekâtı ve ilk de değil. Daha önce, bir gece vakti yine aynı bölgede ağaçları kesenler bu kez, herhalde korkutmak için, insanları hedef alabileceklerinin işaretlerini veriyorlar... Ve, bu olay 2014 yılında yaşanıyor… Evet, gerek Kültür Bakanı gerekse Devlet Tiyatrosu Genel Müdürlüğü bu olayı hukuksuzluk olarak nitelendiriyor, soruşturma açılacağını söylüyorlar ama burada önemli olan, inşaat şirketinin, hem de mahkemenin almış olduğu yürütmeyi durdurma kararına rağmen bu araziye saldırma cesaretini nereden bulabildiğidir kendisinde! Bulabiliyor, çünkü devir, “ben yaptım oldu” devri. Öte yandan, biri 16 yıllık Şinasi Sahnesi, diğeri 11 yıllık Akün Sahnesi… İkisi de ihale yoluyla yok edilmek isteniyor. Neyse ki şimdilik, sanatçıların kararlı duruşları, direnişleri sonucunda Emek İnşaat’ın açtığı ihale 5. kez ertelendi. Alıcı çıkmadı… Ama, yakın bir gelecekte ne olacağı meçhul… Evet, çirkinlikler öylesine çoğalıyor ki hayatlarımızda. İtalyan tenor Carlo Bergonzi hayata veda etti Verdi operaları ustasıydı Kültür Servisi Verdi operalarındaki usta yorumlarıyla tanınan İtalyan tenor Carlo Bergonzi 90 yaşında hayata veda etti. İlk kez 1953’te Milano’daki ünlü La Scala operasında sahneye çıkan Bergonzi, kırk yıl boyunca pek çok başrol oynamıştı. Çok sayıda plağı bulunan Bergonzi, 1976’da Verdi’nin tüm önemli opera aryalarının kaydını gerçekleştirmişti. Bergonzi’nin kaydettiği operalar arasında “La Boheme”, “Madame Butterfly” ve “Lucia di Lammermoor” da bulunuyordu. Sahne yaşamından ayrıldıktan sonra öğretmenlik yapan İtalyan sanatçı, bir Verdi şarkı yarışmasının kuruculuğunu üstlenmişti. İtalyan tenor, II. Dünya Savaşı sırasında üç yıl bir Nazi savaş tutsakları kampında tutulmuştu. Mekânları yok etmeyin, yapın KONSER BUGÜN BBC PROMS FESTİVALİ KAPSAMINDA ROYAL ALBERT HALL’DA Borusan Filarmoni ilk kez İngiltere’de Kültür Servisi Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO), şef Sascha Goetzel yönetiminde, Londra’daki dünyaca ünlü BBC Proms Festivali’nde bugün bir konser verecek. Royal Albert Hall’da gerçekleşecek konserle BİFO, tarihinde ilk kez İngiliz seyirciyle buluşacak. CD’ye de kaydedilecek olan “Prom 16: Oriental Promise” başlıklı bu konserin önemli özelliklerinden biri de büyük Rus besteci Sergey Prokofyev’in ünlü bir DJ olan torunu Gabriel Prokofyev’in yeni yazdığı keman konçertosunun dünya prömiyerinin de bu konserde yapılacak olması. Eseri, Yehudi Menuhin’in öğrencisi olmuş günümüzün seçkin kemancılarından Daniel Hope solist olarak seslendirecek. Konserde ayrıca, Balakirev, Holst, Mozart, Haendel ve Respighi’nin yapıtları da seslendirilecek. 1895 yılından beri düzenlenen BBC Proms Festivali günümüzün en görkemli klasik müzik etkinliklerinden biri olarak kabul ediliyor. AMED FİLM FESTİVALİ Ana tema ‘özgürlük’ Kültür Servisi “2. Uluslararası Amed Film Festivali” 27 Ekim2 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek. Bu yılki festivalin teması “özgürlük” olarak belirlenirken festivalin “Rojava devrimine” adanacağı belirtildi. Festival, Ortadoğu Sinema Akademisi öncülüğünde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Bağlar, Kayapınar, Sur ve Yenişehir ilçe belediyelerinin desteğiyle düzenlenecek. Festivalle ilgili açıklamalarda bulunan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı, festivalin sanatın ve özelde sinema sanatının, özgürlükçü bir çizgide gelişimine, sinemanın endüstriyel ilişkisinin ötesinde demokratik toplumcu bir sanat anlayışının gelişmesine katkı sunmayı amaçladığını kaydetti. Anlı, 1. Uluslararası Amed Film Festivali ve üst üste üç yıl düzenlenen Film Amed Belgesel Film Festivali’nin kentte sinema alanında büyük bir heyecan yarattığını belirtirken, “Şimdi bu sinema birikimlerini ortaklaştırma zamanıdır. Amed artık çıtayı daha da yükseltiyor. Uluslararası niteliği de olan Amed Film Festivali’ni gerçekleştiriyoruz” dedi. Amed Uluslararası Film Festivali uluslararası uzun metrajlı film, uluslararası kısa metrajlı film, uluslararası belgesel film, uluslararası belgesel film proje destek, ulusal uzun metraj senaryo destek ve gösterim filmleri bölümlerinden oluşacak. Ayrıca festival kapsamında atölyeler, paneller, sergiler ve söyleşiler düzenlenecek. Sascha Goetzel ve ‘Mario Levi Kütüphaneciler çevirmenlerden Levi’ye Türkiye’dir’ Mario destek Evita’nın limuzini satılık Kültür Servisi Eski Arjantin Devlet Başkanı Juan Peron ile karısı Eva Peron’un 1951 model Cadillac marka limuzinleri İngiltere’de açık artırmayla satışa sunulacak. Buenos Aires Herald gazetesinin haberine göre, Evita olarak bilinen Arjantin first lady’sinin arabasına 340 bin442 bin dolar arasında değer biçiliyor. Araba yıllardır Buenos Aires’teki Eva Peron Müzesi’nde sergileniyordu. Araç, Evita’nın elbisesinden düşen değerli bir taşla birlikte açık artırmaya sunulacak. Müze yetkilileri bu taşın Eva Peron’un hangi elbisesinden düştüğünün araştırıldığını belirtti. 1952’de 33 yaşında kanserden ölen Evita Peron’un Buenos Aires’teki cenazesine üç milyondan fazla kişi katılmıştı. Kültür Servisi Türk Kütüphaneciler Derneği adına açıklama yapan genel başkan Ali Fuat Kartal, Mario Levi’ye yönelik nefret söylemi karşısında, İsrail’deki mevcut hükümetin savaşçı tavrından Yahudilerin sorumlu tutulamayacağını belirtti. Fuat Kartal, Levi’nin kitaplarını boykot etmenin ırkçılık olduğunu vurgulayarak, “Yapılanlar Türkiye için ayıp ve utançtır. Kimi çevreler ve köşe yazarları bu ırkçı ve nefret söylemini ısrarla sürdürmektedir. Bu türden ırkçı ve nefret söyleminde bulunan kişi ve kurumları kınıyoruz. Mario Levi Türkiye’dir. Mario Levi’nin eserleri Türkiye’den dünyaya birer armağandır” dedi. Öte yandan Çevirmenler Meslek Birliği (ÇEVBİR) de bir açıklama yaparak, Filistinlilere yönelik İsrail zulmünün, çeşitli ideolojik çarpıtmalarla Yahudi düşmanlığını körüklediğini ve böylece, İsrail hükümetinin eleştirinin ana hedefi olmaktan çıkarıldığını belirtti. ÇEVBİR açıklamasında, “Bu süreçte ırkçı karalamalara hedef olan; sırf etnik mensubiyetinden ötürü, bir devletin işlediği suçlarla özdeşleştirilmeye çalışılan yazar Mario Levi’nin yanında olduğumuzu duyururuz” dedi. Mekânsal ve uzamsal farkındalık n İSTANBUL (AA) Avrupa Müzik şirketinin 3 albüm yapımı için düzenlenen “sanatçı sözleşmesi”ne rağmen son iki albümü yapmadığı ve sözleşmesini tek taraflı feshettiği gerekçesiyle şarkıcı Nükhet Duru’ya açtığı davada, sanatçı Sezen Aksu’nun da tanıklığına başvurulacak. Davada, hukuka aykırı olduğu iddia edilen caymanın ortadan kaldırılması ve 100 bin Avro cezai şart bedeliyle bin lira maddi tazminatın faiziyle davalı Duru’dan alınarak davacı şirkete verilmesi talep ediliyor. Davanın yeni duruşması 17 Ekim’de görülecek. Nükhet Duru’nın tanığı Sezen Aksu Bodrum Kalesi’nde bale rüzgârı Kültür Servisi 6 Ağustos’ta sona erecek 12. Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nde son üç temsil sergilenecek. Bugün ve yarın, İzmir Devlet Opera ve Balesi’nin (DOB) sahneye koyduğu “Kerbelâ” eseri izleyici karşısında olacak. Müziklerini Can Atilla’nın yaptığı eserin koreografı Mehmet Balkan. 2 Ağustos’ta Ankara DOB, “Tango’s” eserini sergileyecek. Eserde, birbirinden farklı üç kareografi yer alıyor. 56 Ağustos’ta ise Moskova Akademik Klasik Bale Tiyatrosu “Kamelyalı Kadın” eserini sunacak. “Yıldızlar Topluluğu” olarak tanınan Moskova Akademik Klasik Bale Tiyatrosu, Natalia Kasatkina ve Vladimir Vasilyov tarafından kurulmuştu. Bütün temsiller 21.45’te Bodrum Kalesi’nde izlenebilir. Biz var olan sahneleri kent haritalarından silmeye çalışırken taze sayılabilecek bir haber çarpıyor gözüme “International Arts Manager” dergisinde. Haberi kapaktan girmişler: “Bir Kömür Madeni’nden Konser Salonuna…” Yazıda, mekânsal ve uzamsal farkındalık ve bu bağlamda dönüştürülen mekânlar sanatta yaratıcılığı destekleyen, toplumun kültür seviyesini yukarı çeken gelişmeler olarak değerlendiriliyor.Terk edilmiş bir kilise, bir çırçır fabrikası da yıkılıp RezidansAVM yapılmak yerine, içlerinde her tür etkinliğin yer alacağı mükemmel sanat merkezlerine dönüştürülmüş. Farkındalık böyle bir şey işte… Yıllar önce ne güzel, ne doğru söylemiş Vedat Nedim Tör: “…Güzel sanatlar bütün dallarıyla, ille kalkınma çağında olan milletler için, en büyük ruh mayalarıdır. İnsanoğlu, güzel sanatlar yolu ile insanlaşıyor. Yani, toplum için yararlı olmanın heyecanını duyan “gerçek” vatandaş oluyor... Tiyatro ve müzik, yaşama, çalışma ve yaratma şevkini diri tutan ve yüceleştiren büyük tılsımdır. Milletler, bu tılsımdan yararlanabildikleri ölçüde kalkınma tempolarını hızlandırırlar.” “Tango’s” n Kültür Servisi Muğla’nın Marmaris ilçesindeki özel bir hastanede karaciğer kanseri nedeniyle tedavi gören, “Ateşböceği Yalçın” olarak tanınan 78 yaşındaki Yalçın Otağı, dün sabah 8 gündür tutulduğu yoğun bakım ünitesinden çıkartıldı. Doktoru ünlü komedyenin kanserin son evresinde olduğunu belirtirken, eşi Lale Belkıs, Yalçın Otağı’nın durumunun iyiye gittiğini söyledi. Ateş Böceği’nden iyi haber
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle