29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 HAZİRAN 2014 PAZARTESİ 4 HABERLER Kılıçdaroğlu, TÜRGEV’in açtığı davadan memnun olduğunu söyledi CHP Ankara’da Yılmaz kazandı ‘Halk öğrenecek’ Başbakan Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yönetiminde yer aldığı Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV), CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu aleyhine 100 bin liralık manevi tazminat davası açtı. TÜRGEV ismi 17 Aralık sonrasındaki yolsuzluk iddiaları ortasında gündeme gelmişti. CHP lideri Kılıçdaroğlu, TÜRGEV’e yapılan 100 milyon dolarlık bağış meselesini kamuoyunun bilgisine ilk getiren isimdi. gi gerekçeyle vergi muafiyeti kazandı? Kimden, ne kadar bağış aldı? Bu bağışlar karşılığı kimler, hangi özelleştirme ihalelerini, hangi kamu ihalelerini kazandılar? Bunlar hep gizli. Açıklanmıyor. Tüm bunları sorgulamak bizim görevimiz. Tamamını da ortaya çıkaracağız. Bu vakıf devletten ihale alanların, bağışlarının toplandığı bir kurum olarak konumlandırılmış durumda. Nüfuz ticaretinin varlığı sayesinde para topluyor. Ama çıkıp bu iddialara yanıt vermek yerine mahkemeye başvurarak üzerimizde psikolojik baskı kurmayı hedefliyorlar.” İnsanlar Gerçeği Neden Göremez? İnsanların gözlerinin önünde duran gerçeği neden göremedikleri çok merak edilmiştir. Bu konuda “bilinç dışı araştırmaları” yapılmış, bilinç eşiği tartışmaları sürüp gitmiş, reklamlar incelenmiş, kuramlar üretilmiştir. Çocuğunun açık yanlışlarını göremeyen anne baba. Eşi ile ilişkileri bozuk giden öteki eş. İşleri bozulduğu halde nedenlerini göremeyen işadamı. Neden başaramadığını anlamayan öğrenci. Yanlışını göre göre sürdüren, ona mazeretler üreten kişi. Gündemde olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de bu listeye ekleyebiliriz. Önümüzde duran gerçekleri neden göremiyoruz? Elbette birkaç yanıtı var bunun. Gerçeği görmek istemiyor olabiliriz. İyi de, “gerçek nedir?” diye sorabiliriz. Senin gerçeğin sana, benim gerçeğim bana diyebiliriz. Ama gerçekleri neden görmek istemeyiz. HHH Bu nedenler; Önyargılarımızdır, Kişisel komplekslerimizdir, Yetersizliklerimizdir, Yerleşik korkularımızdır, Kabul edilmiş baskılardır, Şartlanmalardır, Başarısızlıklarımızdır. Bu etkenler, değişik kişilerde, değişik etkilerle “bilişsel körleşme” yaratarak gerçeği görmemizi engeller. Gözümüzün önünde duran gerçeği inkâr da edemediğimiz için başka nedenler bulmaya çalışırız. Duruma uyan çeşitli mazeretler üretiriz. Onun için de, nesnel (objektif) olmak bu etkenlerden kurtulamayanlar için son derece zordur. Cumhurbaşkanlığı seçimini alalım. Adaylar hakkında karar veren birisi şu zihinsel işlem süreçlerini kullanacaktır: Aday konusundaki bilişsel süreç. Mantıksal çıkarım. Duygusal süreç. Duygusal eğilim. Sosyal süreç. İçinde olduğu grubun eğilimi. Kişi, kararını bu süreçlerin ucunda verecektir. Her üç sürecin buluştuğu karar, kişinin rahatlıkla ve kesin olarak verdiği karar olacaktır. Ama bu süreçleri çelişik yaşayan birisi duraksayacaktır. Eğer mantıksal çıkarım ağır basarsa adaya oy verecek ama içi rahat etmeyecektir. Duygusal eğilimine göre karar verirse onu şiddetle savunması gerekecektir. Grubunu da kendisine katılmaya zorlayacaktır. Bu durumda AKP’nin adayı görece rahat olacaktır. Çünkü oy verecek kişilerde her üç süreç de buluşacaktır. Mantıksal olarak zorlansa da duygusal ve grup eğilimleri onu yönlendirmeye yetecektir. CHPMHP çatı adayı ise mantıksal çıkarıma dayanan bir oy katılımı bekleyecektir. Çünkü duygusal eğilimler karışık olacak, kimilerinde karşıt duygular uyandıracaktır. Eğer, mantıksal çıkarım ağır basarsa çatı adayı yüksek oy alabilir. Buradaki “duygusal eğilim” noktası, çatı adayının kişiliğinin neyi ifade ettiği olacaktır. Eğer, Ekmeleddin İhsanoğlu, partiler karşısında tarafsız, laik tutumunda içten, adalet duygusunda kararlı olacağı konusunda toplumu ikna ederse rahat desteklecektir. Ama bu adayın seçimi, artık ülkenin geleceğinin politik alanda İslam inancının etkisinin süreceğine işaret ediyorsa laik kesimde büyük bir rahatsızlık doğacaktır. “Erdoğan seçilmesin de kim olursa olsun” yaklaşımı çok yanlış bir çaresizlik teslimiyeti olur ki bu zeminde hiçbir adım başarı sayılamaz. Onun için de, bireyler de, siyasal gruplar da, siyasal partiler de bu üç sürecin içlerinde nasıl çalıştığını bilmelidir. Mantıksal olarak bu konudaki doğru nedir? Duygusal eğilimim hangi nedenlerden etkileniyor? Sosyal grubumun eğilimini neler belirliyor? İçtenlikle yapılacak doğrusal analizler gerçekten bilinçli karar verilmesi için yeterli olacaktır. Her kararımız, geçmişten etkilenir. Her kararımız geleceğimizi belirler. Bilmemiz gereken de budur... ANKARA (Cumhuriyet Bürosu CHP Ankara il örgütünün dün yapılan olağanüstü kongresinde, il başkanlığına avukat Necati Yılmaz seçildi. Seçimde Yılmaz 244, rakipleri Mehmet Perçin 197, Ali Başkaraağaç da 38 oy aldı. Yılmaz, oylama öncesinde “Benim için ideoloji önemlidir. Ama siyaset yapma biçimi daha önemlidir” dedi. İl yönetim kurulunun, seçimde çarşaf liste yöntemi uygulanması nedeniyle bugün netleşmesi bekleniyor. Çelik: Kürdistan Haber Merkezi AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Irak’taki son gelişmeleri değerlendirirken Irak’ın bölünmesi durumunda kurulacak olan Kürdistan’ın kabul edilebileceği mesajı verdi. Çelik, “Eğer Irak bölünürse ki bu kaçınılmaz görünüyor, onlar bizim kardeşimizdir” diye konuştu. Financial Times gazetesine değerlendirmelerde bulunan Çelik, Kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürt devleti kurulması ihtimalinin devlet erkini eskiden olduğu gibi rahatsız etmediğini ve bazı şeylerin değiştiğini söyledi. Çelik, “Eskiden bağımsız bir Kürt devleti mevzusu Türkiye için savaş nedeni sayılıyordu. Hatta Kürdistan kelimesi bile insanları sinirli ve agresif yapmaya yeterliydi. Ama onların adı Kürdistan ve bunun kabul edilmesi gerekli. Eğer Irak bölünürse ki bu kaçınılmaz görünüyor; onlar bizim kardeşimizdir” dedi. Financial Times, Çelik’in sözlerini aktardığı haberinde, “Türkiye bağımsız Kürdistan’ı tanıma sinyali verdi” yorumuna da yer verdi. Gazete ayrıca Kuzey Irak’ta kurulacak böyle bir devletin IŞİD gibi radikal terör örgütleri ile Türkiye arasında tampon görevi göreceği için Türkiye’nin işine yaracağını kaydetti. Gazete aynı şekilde oluşumun Kürt sorunu meselesinin daha hızlı çözüme kavuşturulmasında bir itici güç olacağını ve PKK’nin bölgede ekmeğine yağ süren faktörleri azaltacağı yorumunu da yaptı. kardeşimizdir angi kurumlardan bilgi istenecek CHP lideri mahkeme kanalıyla bilgi talebinde bulunacakları kamu kurumlarını da şöyle sıraladı: “Vakıflar Genel Müdürlüğü. Gelirler Genel Müdürlüğü. Gelir İdaresi Başkanlığı. Ve İçişleri Bakanlığı. Bilançolarını, gelir gider tablolarını isteyeceğiz. Şunu tek tek ortaya koyacağız: TÜRGEV’e kimler bağış yapmış. Ve bu bağışları yapan şirketler sonradan hangi özelleştirmeleri, hangi devlet ihalelerini kazanmışlar. Bunlar tek tek belirlenince bu TÜRGEV işinin mahiyeti çok daha net biçimde ortaya çıkacak.” H orkmam, memnun olurum CHP lideri Kılıçdaroğlu’na açılan davayla ilgili görüşünü sorduğumuzda şu yanıtı verdi: “Açsınlar. Böyle büyük bir rakamla açıyorlar ki korkalım da konuşmayalım. Baskı altına almak istiyorlar bizi. Korkmak ne kelime... Tam tersine memnun olurum. Dava açılınca bizim de söyleyecek sözümüz olacak tabii. İşte o zaman halkımız TÜRGEV konusunda dönen dolapları bir bir öğrenecek.” K Trafik kazası: 13 asker yaralı ŞIRNAK (AA) Şırnak’ın Uludere ilçesi Andaç köyü yakınlarında şarampole devrilen araçtaki 13 asker yaralandı. Şırnak 23. Sınır Tümen Komutanlığı’na ait kirpi tipi askeri araç, Uludere’nin Andaç köyü yakınlarındaki askeri birliğe giderken henüz belirlenemeyen bir nedenle şarampole devrildi. Kazada yaranan 13 asker, helikopterle Şırnak Asker Hastanesi’ne kaldırıldı. Yaralı askerlerin durumlarının iyi olduğu öğrenildi. orgulamak görevimiz “Bu vakıf ne zaman kuruldu? Han S Davaya sürpriz belge Başbakan Erdoğan da 17 ve 25 Aralık yolsuzluk operasyonlarına ilişkin ses kayıtlarının yayımlanması nedeniyle Kılıçdaroğlu aleyhinde 200 bin liralık bir tazminat davası açmıştı. Kılıçdaroğlu dava konusunda da önümüzdeki günlerde sürpriz bir adım atmaya hazırlanıyor. Kılıçdaroğlu bu konuda da şu bilgileri verdi: “Hükümetin emrindeki TÜBİTAK, Başbakan ile oğlu arasındaki ‘Sıfırlayın’ konuşmasının montaj olduğunu açıkladı. Oysa Demokrasi Denetçileri Derneği isimli bir sivil toplum kuruluşu, İngiltere’nin en saygın kurumlarından birine aynı kaydın ses incelemesini yaptırdı. Ve o kayıtların montaj olmadığı raporu verildi. İşte şimdi biz de o raporu mahkemeye sunacağız.” Netanyahu: Kürtler hak etti Haber Merkezi İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kürtlerin siyasi bağımsızlığı hak ettiğini söyledi. Ayrılık senaryolarının daha yüksek sesle dillendirildiği Irak’ta, Kürtlerin siyasi istikrarına dikkat çeken İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, “Kürtler savaşan insanlar, bağımsızlık isteklerine destek vermeliyiz” dedi. Silahlı saldırı: 1 ölü, 1 yaralı HAKKÂRİ (AA) Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde silahlı saldırıya uğrayan 2 kişiden biri hayatını kaybetti. Cengiz Topel Caddesi, Gever İş Merkezi yakınlarında sahur vakti evlerine giden İsa Çoruh (34) ve Neçirvan Keği (20), kimliği belirlenemeyen kişi ya da kişilerin silahlı saldırısına uğradı. Silah sesini duyan vatandaşlar, tarafından Yüksekova Devlet Hastanesine kaldırılan yaralılardan Çoruh, tüm müdahaleye rağmen kurtarılamadı, bacağından yaralanan Keği ise tedavi altına alındı. Avrupa’nın tepesinden kaset yorumu Başbakan ile ilgili ses kayıtlarıyla ilgili Avrupa’dan da çok önemli bir tepki geldiğini işittik. CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran kısa süre önce Danimarka’da yapılan “Bilderberg” toplantılarına katıldı. Basına kapalı gerçekleşen toplantılar sırasında Türkiye’deki yolsuzluk iddialarını gündeme getiren Oran, “Başbakan’ın ses kayıtlarıyla ilgili Meclis’e verdiğimiz ondan fazla soru önergesi ‘özel hayatın gizliliği’ kavramının arkasına saklanılarak yanıtsız bırakılıyor” değerlendirmesini yapmış. Aynı oturumda yer alan AB Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Adalet, Temel Haklar ve Vatandaşlık konularından sorumlu üye Vivianne Redding ise bu sözler üzerine şu değerlendirmeyi yapmış: “Avrupa’da bizim uyguladığımız pratik şudur: Milletvekilleri, bakanlar ve Başbakan’ın ‘özel hayatı’ diye bir şey olamaz! Bu pozisyonlarda oturan insanların her konuda şeffaf ve hesap verebilir olmaları gerekir...” konuşuyorum ‘Unutulmasın’ diye iyasi bağımsızlık vurgusu Tel Aviv’de katıldığı bir konferansta konuşan Netanyahu, mezhep savaşının kıskacındaki ülkede siyasi taahhütlerini yerine getiren ‘ılımlı’ Kürt hareketinin bağımsızlığını kazanmayı hak ettiğini savundu. Netanyahu, “Onlar siyasi kararlılıklarını, siyasi itidallerini kanıtladılar, siyasi bağımsızlığı da hak ediyorlar” diye konuştu. Geçen günlerde İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman da Irak’ta yaşanan krizin bağımsız Kürdistan’ın kurulmasıyla sonuçlanacağını söylemişti. Kürtlerin bağımsızlık ilan etmesi durumunda, İsrail’in ilk tanıyacak ülkeler arasında olacağı belirtiliyor. Bölgesel Kürt Yönetimi’yle uzun yıllardır askeri, istihbarat ve ticari ilişkilere sahip İsrail, Bağdat’ın onayı olmadan satılan Kürt petrolünü satın alan ilk ülke olmuştu. S Dicle: Öcalan Nevruz’da çıkar DİYARBAKIR (ANKA) KCK ana davasından önceki gün tahliye edilen eski DEP milletvekili Hatip Dicle, “Öcalan 2015 Nevruzu’nda aramızda olabilir. Barışın mimarı Öcalan’ı da en kısa zamanda halkımızın mücadelesiyle aramızda göreceğimize inancım tamdır” dedi. Dicle ve Hüsamettin Çiçek, BDP Diyarbakır il binasında basın toplantısı düzenledi. Dicle, Kürt halkının, özgürlüğüne sevdalı bir halk olduğunu belirterek “Kendi barışımızı sağlayarak, Ortadoğu’yu cennete çevirebiliriz ve 3 büyük dinin esası olan barışa kavuşabiliriz” diye konuştu. 30 Mart seçim sonuçlarına ilişkin CHP içinde yapılan temel özeleştirilerin başında “17 Aralık dosyasının peşine takılmamalıydık. Sürekli yolsuzluktan bahsetmek bize oy getirmedi” söylemi geliyordu. Ancak CHP liderini seçimlerden bu yana Meclis’te ve diğer programlarında yaptığı konuşmalarda Başbakan, ailesi ve bakanlar ile ilgili yolsuzluk iddialarını istisnasız her seferinde gündeme getiriyor. Özellikle de Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçen “Sıfırlama” konuşmasını... Bu gözlemimizi kendine anımsattığımızda şu değerlendirmeyi yaptı: “Haklısınız, bilinçli olarak yapıyorum. Unutulmasın diye yapıyorum. Hakkında bu kadar büyük şaibe bulunan bir ismin cumhurbaşkanlığı gibi devletin en saygın noktasına çıkmaması için yapıyorum. Konuşmaya da devam edeceğim.” Bakanın, o kişilerin terör örgütüyle bağlantılarının kesildiğine ilişkin bilgisi yok ama kararı var El Kaide bilmecesi MAHMUT LICALI ‘Kürdistan’a Yargıtay onayı Haber Merkezi Yargıtay Başsavcılığı, Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi’nin isminde ve tüzüğünde yer alan “Kürdistan” isminde anayasaya aykırılık görmedi. TKDP’nin ismi ve tüzüğünü inceleyen Yargıtay Başsavcılığı, Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası’na aykırılık bulunmadığını kabul etti. Milliyet’te yer alan haberde, Kurucu Genel Başkanlığını Mehmet Emin Kardaş’ın yaptığı TKDP, bağımsız Kürdistan’ı hedeflemekle birlikte Mesud Barzani liderliğindeki Irak Kürdistan Demokrat Partisi ile bir ilişkisi bulunmadığını da savunuyor. Ancak partinin önder olarak gördüğü siyasi isimlerin başında Barzani’nin babası ve Irak Kürdistan Demokrat Partisi’nin kurucusu Mustafa Barzani geliyor. Amblem olarak, Ağrı Dağı’nın ardından doğan Güneş’i seçen TKDP, günlük faaliyetlerinde ismini Kürtçe yazarken, afişlerinde sarı, kırmızı ve yeşil renkleri kullanıyor. ANKARA Birleşmiş Milletler’in (BM) teröre finansal destek sağlayan kişi ve örgütler listesini güncellemesi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından terör örgütü El Kaide ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle mal varlıkları dondurulan kişiler hakkındaki kararın yürürlüğü kaldırılırken Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bu kişilerin El Kaide bağlantılarının kesildiğine dair herhangi bir bilgi bulunmadığını belirtmesi akılları karıştırdı. Bakanlar Kurulu’nun geçen nisan ayında aldığı karar kapsamında daha önce El Kaide ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle mal varlıkları dondurulan kişiler hakkındaki bu kara rın yürürlüğü kaldırılmıştı. Söz konusu karar kamuoyunda tartışma yaratırken bu kişilerin BM’nin El Kaide listesinden çıkarılarak başka örgüt listesine alındığı belirlenmişti. CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, daha önce mal varlıkları dondurulan Yacine Ahmed Nacer, Abderrahmane Kifane, Amran Mansor, Hadı bin Muhadjır ve Youssef Ben Abdul’a ilişkin hükümlerin yürürlüğünün kaldırılmasına ilişkin verdiği soru önergesine Bakan Şimşek yanıt verdi. Şimşek, BM Güvenlik Konseyi’nin 1999, 2011 tarihinde verdiği kararlarla listede yer alan kişi, kuruluş ve organizasyonlarda bulu ‘Bağlantı kesildi bilgisi yok’ nan mal varlığının dondurulması kararlarının Bakanlar Kurulu kararıyla uygulandığını ifade etti. Şimşek, BM tarafından oluşturulan El Kaide yaptırımlar listesinde söz konusu şahısların meslekleri hakkında bilgi bulunmadığını belirtti. Şimşek, söz konusu kişilerle ilgili Bakanlar Kurulu tarafından alınan mal varlıklarının dondurulması kararlarının BM tarafından El Kaide yaptırımlar listesinden çıkarılması dolayısıyla kaldırıldığını ifade etti. Söz konusu kişilerin El Kaide ile bağlantılarının kesilip kesilmediği ve bununla ilgili somut bilgi ve belge bulunup bulunmadığı yönündeki soruya yanıt veren Bakan Şimşek, bu kişilerin El Kaide ile bağlantılarının kesildiği ile ilgili olarak herhangi bir bilgi bulunmadığını ifade etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle