07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 HAZİRAN 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER FOTOĞRAF: VEDAT ARIK FOTOĞRAF: NECATİ SAVAŞ 9 Arınç’ın Gül “dayatması”ndan Başbakan’ın hiç hoşlanmadığı anlaşıldı. Dananın kuyruğu önümüzdeki hafta kopacak. Çünkü Erdoğan ile Gül, beklenen karar zirvesini yapacak. Kozlar orada paylaşılacak. Birçoklarının Erdoğan sonrasının doğal başbakanı gözüyle baktığı Abdullah Gül, nisanda sürpriz bir çıkış yapıp “Bugünkü şartlarda, gelecekle ilgili siyaset planım yok” demişti. O açıklamanın “planım yok” bölümü fırtına kopardı ama asıl vurgu, “bugünkü şartlarda” sözcüklerinde gizliydi. Bahsettiği “şartlar”, Erdoğan’ın Çankaya’da başkan olma hayaliydi. Bütün yetkiyi elinde toplamaya azimli bir “Başkan”ın altında başbakanlık yapamayacağını biliyordu Gül… Çatışamazdı, çekildi. Ancak seçim yaklaştıkça işler değişmeye başladı. Arınç’ın kulis yapmakla suçladığı tecrübesizlerin Erdoğan’dan sonra tasfiyeye hazırlandığını fark eden partinin ağır topları, Gül’ü ikna turlarına başladı. Onları etkili bakanlar, kaygılı milletvekilleri ve iş çevreleri izledi. Gül’den “partiyi bekleyen tehlike”ye el koyması istendi. “Geri dön”, Çankaya’nın en çok istek alan şarkısı haline geldi. Tabii asıl ikna edilmesi gereken Gül değil, Erdoğan… Anayasanın verdiği yetkileri aşarak görev yapacak ve başbakana hareket alanı bırakmayacaksa Gül’ün buna razı olmayacağı belli. Cumhurbaşkanı, sonu karakolda bitecek bir maceraya girişmektense köşesinde beklemeyi tercih ediyor. Ancak son dönemki ısrarlarla, nisandaki pozisyonuna göre daha yumuşadığı söyleniyor. Bu haftaki görüşmede Erdoğan’a, “Yetkileri Köşk’te toplayacaksan ben yokum” mesajı vereceği ama “Bu politika partiyi böler, iktidarı da riske sokar” diyeceği tahmin ediliyor. Herkes Köşk kavgasıyla meşgulken Ankara, Cumhurbaşkanlığı sonrası Başbakanlık kavgasının provasını yapıyor. Gül Karar Sırası Gül’de Ankara’da biraz siyaset kokladım geçen gün… Ağustos sıcağı, kulisleri yakmış bile… Köşk’ün adayları belli oldu. Sıra geldi Başbakanlığa… Orada da giderek su üstüne çıkan, kıyasıya bir rekabet var. Başbakan, zihninde kendi halefini seçmiş olsa gerek. Ancak kendisinin cumhurbaşkanlığı için sergilenen konsensüs havası, başbakan adayları için geçerli değil. Ankara’da en çok telaffuz edilen isimlerin başında Ahmet Davutoğlu geliyor. Başbakan, seçimden hemen önce sesi kısıldığında kürsüsünü ona teslim etmişti. Geçenlerde Dolmabahçe’deki Başbakanlık ofisini kullanması da anlamlı bulundu. Ancak son Irak, Suriye fiyaskolarından sonra parti içinde destek bulmasının zor olduğu ortada… Partiyi bir arada tutamayacağı açıkça dillendiriliyor. İstanbul’daki Sessiz Çığlık eyleminde konuşan Çetin Doğan, Anayasa Mahkemesi’ni, “Türkiye’de kuşatılmamış, teslim alınmamış tek yüksek mahkeme” olarak tanımladı. Ankara’daki eylemde ise, “Kumpasçılar yargılanana kadar mücadelemiz devam edecek” denildi. ‘Hesap verecekler’ Sessiz Çığlık, Balyoz’daki tahliyelerle birlikte sevince dönüşürken, ‘Günün birinde masum insanları suçlayanlar da yargılanacaklar’ açıklaması yapıldı tin Doğan, Anayasa Mahkemesi’ni, “şimdiye kadar verdiği kararlarla türkiye’de kuşatılmamış, paralel yapı tarafından teslim alınmamış tek yüksek mahkeme” olarak tanımladı. Doğan, “kurgulanan davalarla masum insanların kahır çekmesini önlemek için, bu davayı kotaranların adil yargı önünde hesap vermelerini isteyeceğiz” dedi. Emekli Oramiral Özden Örnek ise Balyoz davasını “türk yargı tarihinin kömür karasından daha kara bir dava” şeklinde değerlendirdi. Örnek, AKP’li Hüseyin Çelik’in Balyoz davası hakkında, “balyoz bal gibi bir darbe teşebbüsüdür” değerlendirmesini de hatırlatarak, Çelik hakkında yargıyı etkilemeye teşebbüs ettiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunacağını ifade etti. Göreve dönmelerine ilişkin açıklama yapan Hava Pilot Tümgeneral bülent kocababuş, “bizimle temasa geçilmedi ama temasa geçmelerine gerek yok. İstediğimiz zaman, bu haftasonundan sonraki pazartesi günü hemen göreve başlayabiliriz” diye konuştu. Ankara’da’ki Sessiz Çığlık eyleminde ise; Askeri Casusluk, Gizli Belge ve Zirve Yayınevi davalarıyla tutsak edilenler için adalet mücadelesinin devam edeceği ve kumİstanbul/ankara (Cumhuriyet) Balyoz davasından yargılanan asker yakınlarının, 11 Şubat 2011 tarihinden bu yana her cumartesi Beşiktaş’ta “adalet ve özgürlük” istemiyle sürdürdükleri “sessiz Çığlık” eylemi, dün tahliye kutlamasına dönüştü. Beşiktaş’taki Demokrasi Anıtı önünde gerçekleşen eyleme eski 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek, eski Harp Akademileri Komutanı bilgin balanlı, emekli Albay berna Dönmez, emekli Tümgeneral ahmet Yavuz, Kurmay Albay ali türkşen, Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz katıldı. Eylemde ilk olarak konuşan Çe Davutoğlu İkna turları Nöbet sürecek pasçılar yargılanıncaya kadar nöbetin süreceği dile getirildi. Platform, “Eylemlerimiz, son arkadaşımız hapisten çıkana ve kumpasçılar bağımsız mahkemeler önünde hesap verene kadar devam edecektir” dedi. Tahliye olan Albay Mustafa Önsel, “bu kumpası kuranlar vatan hainidir, katildir. bu suçun zamanaşımı yoktur. kumpasçılar hesap vermeden adalet yerini bulmayacaktır” dedi. Tahliye edilen Tümamiral Caner bener de, “bu kumpası yapanlar, gerekli cezaları almadan adalet mümkün değil” dedi. Öte yandan, yaz dönemi boyunca eylemlerin her ay gerçekleştirileceği dile getirildi. Arınç “Partiyi toparlar” denilen adaylardan Bülent Arınç, “Başbakan olma niyetim yok” diyerek yarıştan çekildi. Ancak bunu açıklarken söyledikleriyle de bombayı patlattı. “Elinden tutulup milletvekili yapılmış tecrübesizler”e parti içinde kulis ve dedikodu yapmaktan vazgeçmelerini tavsiye etti. “AK Parti’yi sokakta bulmadık. Çoluk çocuğa bırakmayız” dedi. Abdullah Gül’ü işaret etti. Diğer adaylara ise aba altından sopa gösterdi: “Bu işlere fazla karışmayın. Gerçeğin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu var. ‘O gelirse ben de şuraya gelirim’ hesabı yaparsanız bu gerçekler bir gün ortaya çıkıverir.” Bu ikazı Başbakan’ın sağ kolu Yalçın Akdoğan üstüne alındı. Star’daki köşesinde “ağabey” Arınç’a meydan okudu: “Parti içinde lobicilik, ekipçilik yapılmaz. Ağabeylik sistemi de yoktur. En genci, en yaşlısı kadar kıymetlidir.” Akdoğan’ın bu sözlerinden, Karar zirvesi Bize bunu yapanlar yargılanacak HAZAL OCAK Balyoz davasından hükümlü tek kadın subay olan emekli Albay Berna Dönmez: Akdoğan Koşaner’den Alan’a ziyaret ANKARA (Cumhuriyet) Balyoz davasında hükümlü bulunduğu Silivri Cezaevi’nde önceki gün tahliye olan MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan’ın evi ziyaretçi akınına uğradı. Alan’ı dün 27’nci Genelkurmay Başkanı olan emekli Orgeneral Işık Koşaner de evinde ziyaret etti. Engin Alan’ın kızı Tülin Alan Pekkoç, Koşaner’in ziyaretini, çektiği bir özçekim (selfie) fotoğrafı “Twitter”daki hesabından paylaştı. Alan mesajında, “Bebekliğimde beni ayağında sallayan, babamın can arkadaşı, TC’nin onurlu Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’le selfie” dedi. Balyoz davasından hükümlü tek kadın subay olan emekli albay berna Dönmez, özgürlüğünün ilk saatlerinde en büyük dileğinin yeniden yargılama sürecinde “adil, gerçek bir yargılama ve sorumluların bulunup yargılanması” olduğunu belirtti. Yaşadığı zor günleri gözleri dolarak anlatan Dönmez, “bugün türkiye’de hiç kimsenin güvencesi yok, bir dijital veriyle, gizli tanıkla insanlar içeri atılabiliyor. Ülkeme gerçek adaletin gelmesini diliyorum. bize bunu yapanlar bulunup yargılansın” dedi. Zeki Dönmez ise eşi tutuklandıktan sonra çok yalnız kaldığını ifade ederek “Canım sıkıldıkça deniz kenarına koşardım” diye konuştu. 2 yıl tutuksuz yargılandıktan sonra 16 yıl hapis cezasına çarptırılan, Dönmez, özgürlüğünün ilk saatlerinde bizi evinde konuk etti. Dönmez, yaşadığı süreci gözleri dolarak anlattı. İlk gözaltına alındığında duruma anlam veremediğini belirten Dönmez, İzmir’de kamptayken savcının ifadeye çağırdığını, mahkemeye sevk etmeden serbest bıraktığına dikkat çekti. Dönmez, “Yurtdışı yasağı bile koymuyor Dönmez, “Artık Türkiye’de hiç kimsenin güvencesi yok, bir dijital veriyle, gizli tanıkla insanlar içeri atılabiliyor. Ülkeme gerçek adaletin gelmesini diliyorum” derken, Zeki Dönmez ise eşi tutuklandıktan sonra çok yalnız kaldığını ifade etti. ‘Lice’nin arkasında Pensilvanya var’ ları yargıladılar” diyen Dönmez, bundan sonra en büyük dileğinin yeniden yargılama sürecinin adil olması ve iadei itibar olduğunu söyledi. Dönmez; Hava kuvvetleri’nde 24 yıl tarih dersi, inkılap tarihi ve atatürkçülük dersi verdim. Atatürk’ü anlattım. bunun için de hedef seçildim” dedi. “Darbeye karşı olanlar kadar darbeye karşıyım” diyen Dönmez, yeniden yargılanma sürecinde adil yargılanmasını talep ederek “Çürük delillerle karar verilmesin. raporlara önem versinler” dedi. Dış Haberler Servisi Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Avrupa ülkelerinde yaşayan Türk yurttaşlarından destek sağlamak amacıyla başlattığı kampanyayı dün Fransa’da sürdüren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği’nin (UETD) Lyon kentinde düzenlediği etkinlikte konuştu. 12 Eylül darbesine yönelik yargı sürecini anımsatan Erdoğan, 17 ve 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunu “iktidara yönelik yargı darbesi” olarak niteledi. Erdoğan, “Milletin seçilmiş iktidarına yargı yoluyla darbe yapmaya yeltenenlerden bunun hesabı sorulacak. Üstelik 34 yıl bekleyerek değil, hemen hesabı sorulacak” Hedef seçildim Başbuğ: Kumpası kuranlar belli MUĞLA (DHA) Muğla’nın Bodrum ilçesinde “Suçlamalara Karşı Gerçekler” adlı kitabının imza gününe katılan emekli Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Balyoz davasında tahliyelerden mutluluk duyduğunu anlattı. Kendilerine kumpas kuranların ortada olduğunu söyleyen İlker Başbuğ, “İşte başlayın Zekeriya Öz’lerden, başlayın Ali Yılmazer’lerden. Bu görevi her şeyden evvel iktidara, hükümete ve TBMM’ye düşen bir görev olarak görüyorum” dedi. sun. sonra tutuklama çıkarıyorsun. bunun kumpas olduğunu, türk silahlı kuvvetleri’ne komplo olduğunu yıllar önce mahkemelerde söyledik” dedi. Dönmez “paralel yapı, kumpas kuruldu” iddialarına ilişkin sorumuza ise şu yanıtı verdi: “katılıyorum. Yani bir paralel yapı dedikleri ne olduğunu bilmediğim bir paralel yapı mutlaka var. En büyük dileğim onların bulunup yargılanmaları. ama bize yaptıkları gibi değil, adil yargılanmalılar.” “İntikam uğruna suçsuz insan dedi. Diyarbakır’da Türk bayrağının gönderden indirilmesini de değerlendiren Erdoğan, “Şimdi Lice olaylarıyla bayrağımıza yapılan o alçakça saldırıyla yeni bir sabotaj girişimi daha başlattılar. Bu haince sabotaj girişimlerinin bazılarının arkasında Pensilvanya çetesi var. Şu anda bayrağımıza yapılan saldırı üzerinden, çözüme sabotaj düzenleyenler arasında da yine Pensilvanya var. Yine onun altındaki CHP var, MHP var, bunları da aşacağız” dedi. Darbe dönemlerinden örnekler veren Erdoğan, “Değerli dostum, değerli sanatçımız Ahmet Kaya işte o dönemin (28 Şubat), o atmosferin lincine uğradı” ifadesini kullandı. ‘Söylediğin sözün esiri olursun’ korsanlığa başlıyor Balyoz davasında, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın tanıklığı, “1. Ordu Komutanlığı’nda, Plan Semineri adı altında Balyoz Darbe Planı” yapıldığı iddia edilen 57 Mart 2003 tarihlerinde görev başında olmaları nedeniyle davanın en çok tartışılan konusu oldu. derler. bu nedenle, böyle süreçlerde çok dikkatli konuşmak, çok özenli olmak gerekir” diye açıkladı. Balyoz davasında, sanık ve avukatlarının, emekli orgeneraller Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman’ın tanık olarak dinlenmesi taleplerinin reddedilmesi, Anayasa Mahkemesi tarafından hak ihlali olarak değerlendirilerek yeniden yargılamanın yolu açıldı. Yazar Fikret bila, Milliyet gazetesinin dünkü sayısında Özkök ve Yalman’ın “tanıklık” konusuyla ilgili görüşlerini aktardı. Habere göre Yalman, yeniden yargılama başlayacağı için soruları yanıtlamaktan kaçındı. Ancak, Yalman, Anayasa Mahkemesi’nin kararından sonra yakın çevresine “arkadaşlarımız çok sıkıntı çektiler. ben de çok sıkıntı çektim. Haksızlıklara uğradım. saygı sınırlarını aşan ifadelere maruz kaldım. ancak vicdanım çok rahat. ben tarihe karşı görevimi yaptım” dediği öğrenildi. Yalman, Mart 2003’te İstanbul Haber servisi Yalman, dün Milliyet gazetesinde yer alan habere göre “Plan semineri, darbe değil disiplin suçudur. Disiplin suçunun gereği de komutan olarak tarafımdan yapılmıştır” görüşünü savundu. Emekli Orgeneral Hilmi Özkök ise darbe iddialarına ilişkin soruşturma sürecinde “Var da diyemem, yok da diyemem” şeklinde konuşmasının nedenini “arapların bir atasözü vardır, ‘Söylediğin sözün esiri, söylemediğin sözün hâkimi olursun’ gerçekleştirilen 1. Ordu Semineri’ni “bir darbe girişimi değil, emre itaatsizlikten kaynaklanan bir disiplin olayı” olarak gördüğünü kaydetti. Emekli Orgeneral Hilmi Özkök de gazeteci Fikret bila’ya yaptığı açıklamada, “Darbe planı yapılıp yapılmadığına” ilişkin “Var da diyemem, yok da diyemem” ifadesine ilişkin şunları söyledi: “O zaman soruşturma süreci devam ediyordu. ben bu sorumluluk içinde bu ifadeyi kullandım.” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) “internete sansür yasası” olarak bilinen düzenlemenin verdiği güçle, internet kullanıcılarının tüm kayıtlarını depolamak için harekete geçtiği ortaya çıktı. Buna göre TİB’in, internet servis sağlayıcılarına, kullanıcıların internet sitelerinde yaptığı tüm işlemlerin kontrol altında tutulması talimatını verdiği öğrenildi. Devlet, internet sitesi ile kullanıcının arasına girip tüm trafiği depolayacak. Taraf gazetesinin haberine göre Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, Türkiye’deki internet servis sağlayıcısı şirketlere gizli bir eposta gönderdi. Buna göre internet kullanıcısı ile sosyal medya sitesi arasında gerçekleşen güvenlik sözleşmesi (HTTPS) “korsan yöntemlerle” delinecek. Bir anlamda kullanıcı ile internet sitesinin arasına “böcek girecek” ve böcekten ne kullanıcı ne de internet sitesi haberdar olacak. Kullanıcının internette yaptığı tüm işlemler, internet servis sağlayıcıları ve devlet tarafından eşzamanlı olarak kontrol altında tutulacak, hatta müdahale edilecek. Site engelleme işlemleri de yapılabilecek, kullanıcının hangi sitelere girdiğinin ve sitelerde yaptığı işlemlerin tüm bilgileri TİB’e gönderilebilecek. CHP İzmir Milletvekili ve bilişim uzmanı Erdal Aksünger, TBMM’deki görüşmeleri sırasında yoğun itirazların yükseldiği TİB yasası ile böyle bir işlemin mümkün olduğunu anlattı. Yasa ile kurulan Erişim Sağlayıcıları Birliği ile TİB’in tek tek internet servis sağlayıcılarına talimat göndermesine gerek kalmadığını, birlik üzerinden tüm işlemlerini yapabileceğini belirtti. Birliği “Devlet zoruyla kurulan bir birlik, kiralık katil gibi çalışıyor. Bir anlamda internet MİT’i” olarak tanımlayan Aksünger, “Anayasaya aykırı bir işlem. TİB’in yasa ile böyle bir yetkisi de var yeteneği de. Ama anayasal değil” dedi. İktidar internette Devrimci Karargâh AYM’ye gidiyor İstanbul Haber Servisi Yargıtay’da temyiz incelemesi henüz tamamlanmayan Devrimci Karargâh davasında eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın tahliye olmasının ardından davada kalan 5 tutuklu sanığın avukatları da müvekkillerinin tahliye edilmesi gerektiğini savundu. Avukatlar, müvekkillerinin 6 yıldır tutuklu olduğuna dikkat çekerek Anayasa Mahkemesi’ne hak ihlali gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunacaklarını belirttiler. Avukat Ercan Kanar, “Masumiyet karinesi gereği kesin hüküm verilene kadar sanıklara hükümlü denemez. Yargıtay’daki temyiz incelemesi süresinin de tutuklu kalınan süreden sayılması gerekir” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle