07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 HAZİRAN 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] Telafer’den kaçarken vurdular 9 Irak polisi, 60 Türkmeni IŞİD’e katılmasın diye katletti Dış Haberler Servisi Irak’ta Türkmen kenti Telafer’i ele geçiren Irak Şam İslam Devleti’nden (IŞİD) kaçan Irak polisinin 60 Türkmeni öldürdüğü bildiriliyor. IŞİD lideri Ebu Bekir el Bağdadi’nin Musul’daki çatışmalar sırasında yaşamını yitirdiği iddia edildi. Ancak bu iddia resmi kaynaklar ya da IŞİD tarafından doğrulanmadı. DHA muhabirine konuşan Irak Türkmen Cephesi Telafer 1’inci Büro Sorumlusu Hazım Devlet, IŞİD militanları ve Türkmen gönüllülerle Irak hükümeti polisleri arasındaki şiddetli çatışmaların ardından 400 bin Türkmenin yaşadığı kentin önceki gece düştüğünü, Telafer Polis Müdürlüğü’nde görevli polislerin kaçarken çeşitli suç iddiaları ile hapiste olan 60 Türkmeni öldürdüğünü söyledi. Irak Türkmen Değişim Listesi Milletvekili Muhammet İlhanlı Irak polisinin 80 Türkmen mahkumu öldürwdüğünü belirterek “Bunların içinde terör ve siyasi suçlular vardı. IŞİD, ele geçirdiği bölgelerde, cezaevindeki mahkumları serbest bırakıyordu. Bunlar IŞİD’e katılarak örgüt için önemli bir güç oluyor. Iraklı askerler, IŞİD gelip bunları serbest bırakmasın diye öldürdü” dedi. AA’ya konuşan Irak Türkmen Cephesi Milletvekili Aydın Maruf mahkumların çoğunun Sünni olduğunu, IŞİD’e katılmasınlar diye öldürüldüklerini duyurdu. IŞİD kaynakları ise Telafer’de aralarında kadın ve bebeklerin bulunduğu 716 mahkumu serbest bıraktıklarını bildirdiler. IŞİD’in Telafer Sağlık Merkezi’ni SMS’le idam daveti Dünya IŞİD’in önceki akşam yayımladığı ve askerlerin katledildiğini gösteren fotoğrafların şokunu atlatamazken, örgüt dün yakaladığı Ninova Operasyon Komutanı Ebu Vahid’i, SMS’le davet ettiği binlerce Musullunun önünde idam etti. IŞİD’in, bir komutanı daha ele geçirdiği bildirildi. Türkmen Cephesi (ITC) lideri Erşed Salihi dün Kerkük’te üzerindeki çelik yelekle basın toplantısı düzenlerken partililer de ellerinde silahlarla toplantıya katıldılar. Cihatçıların hedefindeki başkent Bağdat’taki Amerikan elçiliğinde güvenlik önlemleri artırılırken diplomatik personel azaltılarak bazılarının Irak’ın başka bölgelerine ya da Ürdün’e gönderildiği açıklandı. 150 deniz piyadesinin elçiliğin güvenliğinin sağlanması için Bağdat’a gönderildiği bildirilirken Amerikalılara seyahat uyarısında da bulunuldu. Bakanlık Sözcüsü Jen Psaki, ABD vatandaşlarına, Anbar, Ninova, Selahaddin, Diyala ve Kerkük vilayetlerine seyahatlerini sınırlandırmaları tavsiyesinde bulunduklarını duyurdu. ABD, uçak gemisi USS George H.W.Bush’u Körfez’e gönderdi. Uçak gemisine, güdümlü füze kruvazörü USS Philippine Sea ve güdümlü füze destroyeri USS Truxtun eşlik ediyor. Amfibik nakliye gemisi USS Mesa Verde de 550 deniz piyadesiyle Körfez’e girdi. Bu arada Irak’ın Şii lideri Sistani’nin IŞİD’e karşı Şiileri ayaklanmaya çağırmasının ardından Yemen’den de bir grup Şii’nin savaşmak üzere Necef’e gittiği iddia edildi. IŞİD, Şiilerin kutsal kentleri Necef ve Kerbela’ya da saldırma tehdidinde bulunuyor. BM Genel Sekreteri Ban Kimun, IŞİD tarafından yargısız infazlar gerçekleştirildiğine ilişkin haberlerin rahatsız edici olduğunu söyledi. Şer Ekseninden ‘Ehveni Şer’ Eksenine Bir arkadaşım, tanınmış Amerikalı general Wesley Clark ile yapılan ilginç bir röportajın, “YouTube” videosunu yollamış. 2000’lerin başına dek NATO Başkomutanlığı yapan Clark; 11 Eylül’den yaklaşık on gün sonra Pentagon’a uğradığını, “neocon” savunma bakanı Donald Rumsfeld ile yardımcısı Paul Wolfowitz’i gördüğünü anlatıyor... Eski NATO başkomutanı, bakan ve yardımcısının yanından ayrıldıktan sonra hayretler içinde kendisine “ABD’nin Irak’a savaş hazırlığını duyuran” bir generalle karşılaşıyor. Kaçın kurası... NATO başkomutanı, bu sürpriz kararı tebliğ eden general denli şaşırmış olduğunu gizlemiyor ve “Irak’la savaş mı? Ama niye” diye soruyor. Karşısındaki general; “Bilmiyorum. Sanıyorum başka ne yapabileceklerini bilmiyorlar!” diye cevap veriyor. “Teröristlere ne yapacağımızı bilmiyoruz. Ama iyi bir ordumuz var, hükümetleri devirebiliriz... diye düşünüyorlar herhalde!” diyor: “Elinizdeki tek araç çekiçse, her sorun çiviye benziyor!” Wesley Clark’ın sözü burada bitmiyor... Eski başkomutan aynı generali birkaç hafta sonra tekrar görüp soruyor: “Ne oldu? Irak’la hâlâ savaşa giriyor muyuz?” Clark’ın muhatabı: “Durum çok daha vahim!” yanıtını veriyor ve savunma bakanından gelen bir notayı göstererek şu eklemeyi yapıyor: “Bu nota, önümüzdeki 5 yılda nasıl 7 ülke devireceğimizi gösteriyor: Önce Irak, sonra Suriye, ardından Lübnan, Libya, Somalya, Sudan ve en son İran!” “Google”a “Wesley Clark, Irak” yazdığınızda anlattığım videonun tamamını bulabilirsiniz. Eski NATO başkomutanının bunları anlatırken bir kez daha yaşadığı şoku görmek için bile izlenmeye değer... Latin Amerika ülkelerinde vaktiyle istemedikleri yönetimleri bir çırpıda nasıl alaşağı ediyorlardıysa, Ortadoğu’ya da Washington da öyle “şekil vermeyi” planlamışlar... Rumsfeld ve ekibinin bu çılgın planları, gerçekte 11 Eylül’den çok önce; 90’lar sonunda Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi kapsamında yaptığını sonradan herkes öğrendi. Hedef, Ortadoğu’yu ufalayıp “Balkanlaştırarak” petrole hâkim olmaktı. Ama eski NATO komutanı domino taşı gibi yıkılacak ülkeler listesiyle... Pentagon koridorlarında yürürken böyle karşılaşmış. Bir asker olarak olayı kavramakta çok zorlanmış... Sonuç işte ortada! Irak’ın devirmek suretiyle tetiklenen bu çılgın dominonun sonunda, ABD dahil herkesi titreten “IŞİD” badiresi çıktı ve “yıkılacak ülkeler listesinin” en sonundaki “şer ekseni ülkesi” İran’la ABD şimdi neredeyse kucaklaşmak durumunda kaldı. İran, “Büyük Şeytan” filan demeden... gerekirse “ABD ile işbirliğine hazır” olduğunu söylüyor... ABD de armudun sapı, üzümün çöpü demeksizin “haydut devlet” gördüğü İran ile İsrail engelini aşıp! yakınlaşmanın yollarını arıyor. Yorumcuların “ehveni şer ekseni” diye damgaladığı yeni ittifak, sonunda tarafların “nükleer”de uzlaşmaya varmasıyla gün yüzü görebilecek... İran’ın ilk “reformcu cumhurbaşkanı” Hatemi döneminde ABD’nin Taliban karşıtı 2001 Afganistan operasyonunu da desteklediğini ve (Irak’la benzer kaderi paylaşmamak için!) ABD ile alttan alta o zamandan “normalleşme arayışına” girildiğine dikkat çeken uzmanlar; Hatemi’ye benzer çizgideki Ruhani’nin “IŞİD” krizini fırsata dönüştürebileceğini söylüyorlar. “IŞİD” badiresinin bu bağlamda tarafları masada daha büyük istek ve kolaylıkla “uzlaştırabileceğine” dikkat çekiliyor. ABD “thinktank”leri ve CIA’da, zaten epeyce süredir “Ortadoğu’daki çıkarlarımız Sünnilerden çok, Şii İran’la gerçekte daha çok örtüşüyor. İran’la tekrar köprüleri kurmalıyız!” diyen analist çok... IŞİD tehdidinin üstesinden gelmek önceliği şimdi, bu görüşlere yeni bir temel kazandırıyor. Beri yandan İran cephesinde de... Coğrafi mekân edinen “IŞİD”in “mezhep savaşı” boyutunun yanında içinde barındırdığı Baas’çı unsurlar; ABD ile yakınlaşmaya iten etkenlerden bir başkası oluyor... İran, Saddam dönemindeki yıkıcı savaşın bıraktığı tortular ve arkada kalan “eski hesapların”; “ŞiiSünni” kavgasına eklemlenerek çok büyük bir “intikam”a dönüşmesinden çekiniyor. Bütün bunlar, ABDİran’ın şimdiye dek hiç olmadığı denli yakınlaşmasını sağlıyor. Öyle ki... ABD yukarıdan “insansız hava araçlarıyla” müdahalede bulunurken, yerde “pasdaran”ın işbirliğiyle yürütülebilecek ortak operasyonlardan söz ediliyor. 80 yurttaşımızı tutsak eden büyük rehine krizinin ortasında bile ABD başkanına erişemeyen, ancak Biden’la temas kurabilen Ankara’nın “değerli yalnızlığı” büyürken... yanı başımızda İran’ın Washington’la işte böyle özel temas hatları sıklaşıyor ve artıyor! Çok değil ikiüç yıl öncesine dek Erdoğan, Obama’nın en sık konuştuğu lider değil miydi? Hey gidi hey... Ne demişler? Ne oldum deme... ne olacağım de! ABD asker yolladı I rak Türkmen Cephesi (ITC) lideri Erşed Salihi Kerkük kentinde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya çelik yelekle çıkan ITC lideri Salihi’ye bazı partililer de ellerindeki uzun namlulu silahlarıyla destek verdi. (Fotoğraf: AA) timinde olan 50 kilometre ötedeki Sincar ilçesine kaçtı. Çoğu kadın, çocuk, yaşlı ve engelli yüzlerce Türkmen aile, günün ağarmaya başlamasıyla genellikle yanlarına herhangi bir eşya almadan yola çıkarken bazı Türkmenler ayakkabılarını bile giymeye fırsat bulamadı. Bazı Türkmenlerin arabaların bagajlarında kaçtıkları görüldü. Sincar girişindeki peşmerge güvenlik noktasına, otomobilleriyle ya da yürüyerek giden Türkmen aileler, Kürt ailelerin yanına, camilere ya da inşaatı devam eden boş binalara yerleştiriliyor. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (İKBY) Sincar Bölgesi Sorumlusu Serbest Babiri Telafer’e yardım için girişimlerde bulunduklarını, ancak Bağdat’ın bunu geri çevirdiğini helikopterlerle üç kez bombalandığı, Kale Mahallesi’nde bulunan tarihi Türk Kalesi’nin kontrolünü de ele geçirdiği öğrenildi. IŞİD’e karşı savaşan bazı aşiret liderlerinin kentin düşmesiyle teslim oldukları da gelen haberler arasında. 716 mahkum serbest Telefonla ulaşılan Telaferliler de kentin düştüğünü, IŞİD militanlarının makinalı tüfek yerleştirilmiş pikaplar ve örgüt bayraklarıyla caddelerde zafer turları attıklarını söylediler. IŞİD, Telafer’de denetimi ele geçirmesinin ardından Sünni Türkmenlerin yaşadıkları mahalleleri boşaltmalarını isterken Şii Türkmenler ile Irak polisleri ise Kürtlerin dene Ayakkabılarını giyemeden... söyledi. Babiri, “Sünniler IŞİD’i, Şiiler merkezi hükümeti istiyor. Buna karşın Türkmenlere insani yardımda bulunuyoruz” dedi. Kentteki çatışmalarda tarafların ağır kayıplar verdiği bildirilirken Irak Devlet Televizyonu’na göre, bir IŞİD konvoyuna düzenlenen hava operasyonunda 35 örgüt üyesi öldü. İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Saad Maan Ibrahim’in dün düzenlediği basın toplantısında Telafer’deki gelişmelerden bahsetmemesi ve sorulara cevap vermeden ayrılması dikkat çekti. Iraklı yetkililer kentin düşmediğinde ısrar ediyorlar. IŞİD’in Musul’u ve Telafer’i ele geçirmesinden sonra Kerkük’teki bazı Türkmenler, güvenliklerini sağlamak için silahlanmaya başladı. Irak ABD gemileri bölgede Göç değil nüfus hareketiymiş! DUYGU GÜVENÇ ANKARA Irak’ta kaçırılanlara “rehine” demeyen Dışişleri Bakanlığı, Telafer ve Musul’dan kaçan Türkmenler için de, “göç değil nüfus hareketi” tanımlamasını yaptı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Irak’ta IŞİD tarafından tutulan Türk vatandaşları için “100 civarında” tanımlamasına ise Dışişleri kaynakları, “Bize intikal etmemiş vatandaşlarımız olabilir. Bizim bilgimiz 80 kişi. Hapiste veyahut başka rehin umarım yoktur” yanıtını verdi. Irak’taki riskli bölgelerde 710 bin civarında Türk vatandaşı bulunduğunu açıklayan Dışişleri, krizden 7 gün sonra dönenlerle ilgili ellerinde net veri olmadığını açıkladı. 4 bakanın 11 Haziran baskınının ardından kameralar karşısında tüm şirketler, işçiler ve şoförlerle ilgili bilgi toplanacağını açıklamasına karşın, Ankara’daki tek veri THY uçaklarında dönüş oranının yüzde 5 arttığı, gidişlerin ise yüzde 10 azaldığı. Diplomatik kaynaklar, güneye gidilmemesi yönündeki uyarıyı tekrarlarken, hâlâ Irak’a çok sayıda Türk’ün gittiğini belirtti ve bugün de Irak’taki firma yetkilileriyle Dışişleri’nde toplantı yapılacağını duyurdu. Dışişleri Bakanlığı Kriz Masası’ndan dün gece yapılan son açıklamada Irak’ta yaşanan çatışma ortamı nedeniyle sahadaki güvenlik durumuna ilişkin yeni bir değerlendirme yapılmasının ortaya çıktığı kaydedildi. Kriz Masası’nın Irak’a ilişkin güvenlik uyarılarının Basra ilini de kapsayacak şekilde güncellendiğinin belirtildiği açıklamada, “Bu çerçevede, Musul, Kerkük, Selahattin, Diyala, Anbar, Bağdat ve Basra’da bulunan vatandaşlarımızın can güvenlikleri bakımından tedbirli davranmaları, mümkün olan en kısa sürede bu bölgelerden ayrılmaları ve söz konusu bölgelere seyahat edilmesinden kaçınılması kuvvetle tavsiye edilmektedir” ifadeleri kullanıldı. Ankara Türkmenleri duymadı Telafer’den kaçanlara yardım ulaştırılmadı. Türkmenlerin Ankara ve Bağdat Büyükelçiliği’ne yaptığı çağrılara ise somut yanıt verilmedi DUYGU GÜVENÇ ANKARA Ankara, IŞİD’in Türkmen vilayetlerini ele geçirmesine karşı sessiz kaldı. Musul’dan kaçan Türkmenler için Ankara’nın göndermek istediği yardım Türkmenlere ulaşamadı. Telafer’den kaçan yüz binlerce insan için de Türkmenlerden çağrı geldi. Türkmen Cephesi Telafer Sorumlusu Hazım Devlet, “Bize gelen yardım yok” dedi ve hem Ankara’dan hem de Bağdat Büyükelçiliği’nden yardım istediğini ancak yardımlarla ilgili somut bir taahhüt olmadığını söyledi. Telafer’in de IŞİD tarafından ele geçirilmesinin ardından gözler 6 gün önce Musul’da aynı örgüt tarafından başkonsolosluğu basılıp, 80 yurttaşı rehin alınan Türkiye’ye çevrildi. Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu başta olmak üzere Ankara her yazılı ve sözlü açıklamasında Türkmenlere her türlü desteğin verildiğini yinelemesine karşın Türkmenlerden tersi açıklamalar geldi. Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru, önceki gün yaptığı açıklamada, AFAD aracılığıyla, Türk güvenlik güçleri tarafından Musul’dan kaçanlara yardım ulaştırıldığını söylemişti. Koru, bazı gıda yardımlarının yerinde alım ile yapıldığını, bazı yardımların da Türkiye’den gönderildiğini açıklamış ancak detay vermemişti. Koru, AFAD’ın 11 Haziran’dan bu yana yardım için çalıştığını söylerken, AFAD’dan yardımlarla ilgili bir duyuru gelmedi. Kriz masasından yapılan açıklamada da Türkmenlerin çağrılarına karşın yardımlara hiç değinilmedi. Üst düzey bir yetkili yardımlarla ilgili şu bilgiyi verdi: Her şey ‘nükleer’de uzlaşmaya bağlı Telafer’de yaşayan Şii aileler, çocukları bagaja koyarak araçlarıyla peşmergelerin denetimi altındaki Sincar ilçesine göç ediyor. (Fotoğraf: AA) Basra da tehlikeli “Musul’dan ve Telafer’den kaçanlara yardım ulaştırılması için sürekli toplantı yapılıyor. İnsani yardımların yanı sıra tıbbi malzeme gönderilmesi hedefleniyor. Ancak başkonsolosluk çalışanlarının durumu nedeniyle yardım ulaştırılamıyor.” Dışişleri Bakanı Davutoğlu ise dün akşam Twitter’dan bir açıklama yaparak yardımlar için AFAD’ın gerekli hazırlıkları başlattığını belirtti. Türkmen Cephesi Başkanı Erşad Salihi, Türkiye’den bekledikleri yardımı alamadıklarını belirterek “Bu, tarihi sorumluluktur. Irak’ta SünniŞii çatışması var ama Te T ürkmen varlığı tehlikede lafer’deki saldırının nedeni onlar Türkmen olduğu için. Önlem alınmazsa gelecekte Irak’ta Türkmen varlığından kimse söz etmesin” dedi. Salihi, sonuna kadar savaşacaklarını ve Türkiye’den acil yardım istediklerini belirtirken Türkmen Cephesi Telafer sorumlusu Hazım Devlet de Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, şu mesajları verdi: “Dün (önceki gün) akşam başlayan çatışmalar sabaha kadar sürdü. Bugün şehre silahlı gruplar girdi. Onlarca yüzlerce ölü var sokaklarda. Telafer’den 200 bin kadar insan Güney’e Sincar’a doğru ilerliyor. Türkiye’den acil yardım bekliyoruz. Yardım talebini dün de ilettim. Hem büyükelçiye, hem Ankara’ya durumu dün de aktardım. Ne Sincar’dakilere ne Musul’dakilere gelen yardım yok.” Devlet, Şii aşiret liderlerinin Peşmerge ile anlaştığını ancak peşmergenin koruma sağlamadığını da belirtirken “Silahlı gruplarla biz çatışıyoruz. Telafer’de yaşlılar ve çatışanlar haricinde kimse kalmadı. Ölü ve yaralılar sokaklarda, evlerde” dedi. MHP milletvekili Sinan Oğan da Türkmenlerin, Sincan, Doha, Rabia’ya doğru kaçtığını ve Telafer’i büyük ölçüde terk ettiğini belirterek “Rehineler şu anda canlı kalkan. Anlaşılıyor ki rehineler yüzünden Ankara’nın eli kolu bağlı” diye konuştu. Pasdaran İHA işbirliği ‘Rehineler kalkan’ Başbakan Yardımcısı, Irak hükümetinin Türkiye’nin Musul Konsolosluğu’nu koruyamadığını söyledi Arınç’tan Bağdat’a suçlama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Irak’ta alıkonulan 80 Türkiye vatandaşının yurda dönmesi için çalışmaların devam ettiğini söyledi. Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklama yapan Arınç, “Hayırlı bir haber verecek noktada değilim ama her an bunu bekliyoruz” dedi. Medyadan sorumlu bakan olarak da bir hassasiyeti dile getirmek istediğini söyleyen Arınç, “Hem yurttaşlarımızın hayatları hem de milli hassasiyetten dolayı tahrik edici, spekülatif haber yarışına girmememiz gerekiyor. Şoförlerin nerede olduğu bellidir. Diğer 49 yurttaşın nerede olduğunu da biliyoruz. Yerleri konusunda spekülatif haberler çıkmasının olumsuz etki yapabileceğini düşünüyoruz. Hem şoförler hem de konsolosluk görevlileriyle şu veya bu şekilde iritibatımız var. Herkes hassas olmalı” diye konuştu. “Bir ülke yabancı temsilciliklerin korunmasını da sağlamak zorundadır” diyen Arınç, “Konsolosluğumuz merkezi hükümet tarafından korunmamıştır. Konsolosluğumuz, korunmasız hale geldiği için esasen böyle bir akıbetle karşılaştık” dedi. Türkmenlerin Türkiye’den askeri bir yardım talebinin olup olmadığına ilişkin soru üzerine Arınç, “Bu işte bize menfaat sağlayabilecek bütün unsurlarla görüşmemiz devam ediyor. Irak Türkmen Cephesi üyeleri akıllı insanlardır. Türkiye’den silahlı güç istemenin mümkün olmayacağını sizden de bizden de iyi bilirler. İstedikleri diğer güçlerin de IŞİD’e karşı kendileriyle birlikte hareket etmesi ve silahlanmalıdır. Bizim de Türkmen kardeşlerimizden şey aralarındaki mezhep farklılıklarını bir kenara bırakıp ortak hareket etmelidir” dedi. ‘Mısır’la aynı durumdayız’ Mısır’la ilişkiler konusunda bir soruyu yanıtlayan Arınç, “Türkiye ve Mısır diplomatik temsilci açısından asgari düzeydedir. Cumhurbaşkanımız devletten devlete bir kutlama amacıyla bir mesaj göndermiştir. Maslahatgüzarımız da yemin törenine katıldı. Ama bu bizim başta koyduğumuz rezervleri kaldırdığımız anlamına gelmez” dedi. Konsolosluk mensuplarıyla temasların devam ettiği, sağlık durumlarının iyi olduğu, rehinelerek yönelik kötü bir davranışta bulunulmadığı, yemeklerinin iyi olduğu belirtildi. 49 rehineden 31’inin özel harekât polisi olduğu öğrenildi. ‘R ehinelerin yemekleri iyi’ Uygur Özerk Bölgesi’nde 13 idam ŞANGHAY (AA) Çin’in kuzeybatısında bulunan Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde 13 kişinin, “terör faaliyetleri düzenlemek, kasten adam öldürmek ve kundaklama” gibi iddialarla idam edildiği bildirildi. Cezası infaz edilenler arasında, geçen yılın haziran ayında Lukçün kasabasında, 24 kişinin öldüğü karakol baskınının sorumlularının da olduğu öne sürüldü. Diğer şüphelilerin ise 2012 yılının şubat, mayıs ve haziran aylarındaki üç farklı şiddet olayından sorumlu oldukları ifade edildi ancak bunların kimliklerine ilişkin ayrıntılara yer verilmedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle