Katalog

SAYFA CUMHURİYET 17 HAZİRAN 2014 SALI 6 HABERLER İşledikleri cinayetlerin korkunç fotoğraf ve görüntülerini paylaşan IŞİD militanları kendi saflarına katılmak isteyenlere de aracı oluyor Cihat bir telefon kadar yakın! MELTEM YILMAZ Çatı Adayı: Politika ve Taktik Birden çatı adayı olarak Ekmeleddin İhsanoğlu adı gündeme düşünce, yazacağız çaresiz. Önce konumumu belirteyim: Uzun süredir kendimi cumhurbaşkanlığı adayından, kim olsunkim olacak sorusundan soyutlamış durumdayım. Bu şu demek: Eğer RTE adaylığını koyacaksa (hâlâ tartışmalı!), muhalefetin çıkaracağı adayın kimliğiyle değil, adayın RTE’ye karşı başarı kazanmasıyla ilgileniyorum. Kendi düşüncelerime uygun adayımın seçilmesinin, aday olarak bile gösterilmesinin imkânsızlığı ortadayken... arkamda bir “parti disiplini ve dayatması” da olmadığına göre, cumhurbaşkanlığına kimin aday gösterileceği konusu benim için tamamen bir “politika oyunu” veya taktik bir konu olup çıktı. CHP pozisyonunu açıklamıştı: Partili veya CHP’li aday değil.. Birtakım nitelikler saymıştı.. MHP ile ortak bir aday çıkarılacağı kesinleşmişti... CHP’den Büyükerşen veya Baykal adı öne çıktı... Ama Kılıçdaroğlu ve ekibinin partili olmayan ortak bir isim üzerinde durduğu da öteden beri biliniyordu. İlhan Kesici adı da vardı MHP ile ortak aday listesinde. Ki, oy verebileceğim, demokrat karakterli, bilgili, dünyayı ve ekonomiyi, İslami çevreleri çok yakından izleyen bir ulusal isimdi. Ama birden uluslararası bir isim çatı adaylığına gelip oturdu... 9 yıl İslam Konferansı Örgütü’nü yönetti. Bir dostum uyardı: İngiltere’nin adayı olabilir! Eğer öyleyse, bir İngiliz Valisi mi söz konusu?! Yo hayır peşin peşin böyle bir şey demek istemem. Çok yanlış olur. CHP ve MHP’ye İhsanoğlu adını kimi önerdiği, bunların arkasında İngilizlerin olup olmadığına bakmak gerekir. Bu isim pat diye düşmemiştir. Kılıçdaroğlu ve ekibi ismi buldu, hemen randevu istedi, Bahçeli de ooo ne güzel hemen kabul ediyoruz dedi, gibi senaryo çerçevesinde de gerçekleşmedi olay. Dün, CHPMHP, bir süredir üzerinde tartıştıkları ve fikir birliği yaptıkları ismi açıkladılar! Bu isim önce hangi partide pişti? Arkada bir uluslararası gücün önerisini aramak bir komplo teorisi de olabilir, ki hiç hoşlanmam ve tarzım değildir. Ama cumhurbaşkanlığına adayın ulusal mı uluslararası nitelikte mi olduğu hepimizi ilgilendiren bir ayırıcı çizgidir ve araştırılması gerekebilir. HHH İhsanoğlu adı açıklandıktan sonra bakıyorum kıyamet koptu. CHP yönetiminde bulunan veya milletvekilleri arasından büyük hayal kırıklığı yaşayanlar... Sol kesim isyan halinde... parti eğilimi olarak ortaya çıkan isimlerin üzerinin çizilmesine tepkiler... Kimsenin düşüncesine “yanlışsın” diyecek halim yok. Herkesin sıkı ilkesel davranması, kendi adayını desteklemesi, çıkarılan adaya rest çekmesi doğal hakkı. Temel bir sorun var: CHP’nin bu isme örgütünden, seçmeninden oy toplayıp toplayamayacağı.. Büyük bir çözülme tehlikesi olabilir mi? CHP yönetimi için sonuçları olur. Veya çatı adayı daha başlangıçta seçmen tarafından benimsenir mi, benimsenmezse, kesin aday göstermek için de 29 Haziran’a kadar süre var... Hele bakalım, İhsanoğlu çıksın şöyle bir meydana! HHH Ayrıca olayın bir AKP tarafı da var. AKP içinde büyük bir çatışma yaşanıyor. Mehmet Ali Bey Bülent Bey (ve arkadaşları), Erdoğan’a Çankaya’ya aday ol ve partiye başbakanlığa karışma, işine bak, diyorlar. RTE’nin demir pençeleri arasında haklı olarak bunalmışlar. Parti’nin başına da Abdullah Gül’ü getirmek istiyorlar. Çünkü Gül, şimdilik parti içinde güç bakımından olmasa bile, kariyer bakımından, RTE ile siyasal eşitliğe sahip en önemli isim. RTE’nin emirlerini, gündemini değil, kendi gündemini izler... Böylece parti içinde RTE’den bunalmış kurucu isimler de rahat bir nefes alır. Ama RTE, kendi yerine Davutoğlu vb. gibi isimleri geçirmekten yana! Eh işleri berbat edenlerin sürekli birbirini desteklemesi ve işbaşında kalma isteğiumudu doğal! Ama Gül, “işlere karışmayacağım, politik bir beklentim yok” pozisyonunu henüz değiştirmedi. Çünkü RTE’nin kesin seçimini bekliyor. RTE üzerinde Arınç’ların baskısının şiddeti, her şeyi belirleyecek gibi... RTE, Çankaya’ya aday olmayabilir de! O zaman Gül Çankaya için aday gösterilir. RTE aday olursa Çankaya’ya, sonrası için, parti içinde bir deprem bekleyin. RTE, kendisine karşı bir tepkinin farkında. HHH Dediğim gibi, Cumhurbaşkanlığı seçimi, tabii muhalefet açısından, bir taktik konu benim için. RTE’nin seçilmesini önleyecek bir isim, Türkiye’de tüm dengeleri ve siyaseti sarsan bir sonuç üretir. İhsanoğlu, RTE’nin adamı değil. Muhalefetin adayı olarak da, şüphesiz ki, muhalefetin sesine kulak verecektir, çünkü olayın tabiatında bu var. AKP ile doğrudan bir siyasi ilişkisi olmaması da elini serbest bırakır. Duygusal tepkilerden uzak durarak, suların biraz durulmasını beklemek doğru tutumdur. Acele etmeyin derim... Politika yapıyoruz! IŞİD’in Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan militanları, sosyal medya üzerinden her geçen gün daha sert paylaşımlarda bulunuyor. E.T. adlı bir Türk militan, Irak’taki olaylar sırasında gerçekleştirdiği “kafa kesme” görüntülerini paylaştı. Türk militanlar ayrıca, Türkiye üzerinden cihada katılmak isteyenler için ilgili kişinin ismi ve telefon numarasını da kendi hesaplarında açık bir şekilde paylaşıyor. IŞİD’in binlerce Türk militanı, sosyal medya hesapları üzerinden gerçekleştirdikleri eylemlere dair fotoğraf, video ve yorumlarda bulunmaya devam ediyor. Son olarak E.T. adlı bir Türk militanın Facebook üzerinden yaptığı paylaşım ise görenlerde şok etkisi yarattı. Konya Ereğli doğumlu, evli ve iki çocuk babası olan E.T, 13 Haziran günü yaptığı paylaşımda İslam’a küfrettiği gerekçesiyle kafasını kestiği 30 yaşlarında bir erkeğin görüntülerini paylaştı. Fotoğrafın altına “Bu kâfir Allah subhanehu ve tealaya küfür eden bir kâfir cezası ölüm ve işte sonu” ifadelerini kullandı. Arkadaşlarından birinin “Bu adam sırf küfürden dolayı mı ölüme çarptırıldı? Müslüman ama küfrettiği için mi?” şeklindeki sorusuna ise, şu yanıtı verdi: “Allah’a küfür edenin cezası ölümdür. İslam’da sadece küfür etmesi yeter olun için şeriat bu.” Öte yandan E.T, profil bilgisinde ise kendisi hakkında ise şu ifadeleri kullanıyor: “Ne bakıyorsun işim yok diye işi olan ne yapıyor. Tüm fitne, kadın fitne, çocuk fitne dünya olmuş fitne. Niye çalışayım boşa? İlk ve son Allah, ebedi olan Allah, dönüş Allah’a çalış ama Allah için çalış inşallah.” IŞİD’e katılma Dış Haberler Servisi İspanya’da Irak Şam İslam Devleti (IŞİD)’e destek amaçlı örgütlendiği iddia edilen ve Türkiye dahil 6 ülkeyle bağlantılı olan 8 kişi, dün başkent Madrid’te yapılan operasyonlar sonucu tutuklandı. İspanya’daki operasyonlarda tutuklanan kişilerin, İspanya’da yaşayan biri tarafından yönetildiği ancak bu kişinin 2001’de Afganistan’da tutuklandıktan sonra Guantanamo’ya gönderildiği belirtildi. Grubunun amacının IŞİD’e destek vermek olduğunu belirten İspanyol İçişleri Bakanlığı, örgütün Fransa, Türkiye, Fas, Tunus, Irak ve Suriye bağlantılı olduğunu açıkladı. Gözaltına alınanlardan birisinin İspanyol, diğerinin Arjantinli, geri kalan 6 kişinin ise Fas kökenli olduğu kaydedildi. Operasyonların arkasının geleceği belirtilirken, gözler bir kez daha cihatçı trafiğinde en önemli geçiş noktası olarak Türkiye’ye çevrildi. Irak ve Suriye’den yolu Türkiye birinci elden istihbarat konusunda çeşitli sıkıntılar çekilse de Batı, yabancı savaşçıların büyük bölümünün Türkiye üzerinden gittiğini biliyor. Fransız yetkililere göre 800 Fransız vatandaşı ya Suriye’ye gitti ya da gitme niyetinde. CNN’in haberine göre ABD’den 100 kadar kişi aynı yolu kat etti. Tabii Avrupalıların bir bölümünün ABD’ye vizesiz gidebiliyor olması büyük bir kaygı kaynağı. Suriye’de bu yıl düzenlenen intihar saldırılarında Fransızlar ve Almanlar da canlı bomba olmuştu. Geçtiğimiz ay ise Amerika’nın Florida eyaletinden 22 yaşındaki bir gencin IŞİD’e katıldıktan sonra Amerikalı ilk canlı bomba olarak Suriye’de hayatını kaybetmişti. IŞİD’in önde gelen Çeçen savaşçılarının da geçiş yolu Türkiye. Kafkaslardan gelen İslamcıların, İstanbul’da IŞİD’e kaydolduktan sonra Suriye’ye girdiği belirtiliyor. IŞİD’DEKİ TÜRKLER Twitter’da, bir IŞİD üyesine ait olduğu belirtilen bir hesaptan yayımlanan mesajda “Selehaddin’de savaşan Türk kardeşlerimiz” ifadesi kullanıldı ve üç fotoğraf paylaşıldı. Fotoğraftaki kişilerin IŞİD mensubu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olduğu öne sürüldü. ‘Başka darbe izi yok’ Burakcan cinayetinde müebbet istemi CANAN COŞKUN Berkin Elvan’ın cenazesinin toprağa verildiği gün Okmeydanı’nda Burakcan Karamanoğlu’nun başından vurularak öldürülmesine yönelik soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede cinayetin işlendiği 9 mm’lik tabancada parmak izi bulunan Volkan Gezer ve Oğuz Kartal hakkında ‘faili belli olmayacak şekilde kasten adam öldürmek’ suçundan müebbet, DHKPC üyesi olmak ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkındaki Kanunu’na muhalefet etmek suçundan 8.5 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası istendi. Karamanoğlu’nun ölümüne neden olan silahı temin ettikleri öne sürülen M.T. ile Zafer Karadağ hakkında da 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkındaki Kanunu’na muhalefet etmek suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istendi. MELTEM YILMAZ ADANA Adana’da yapılan gösteride ses bombasıyla başından vurularak öldürülen 15 yaşındaki İbrahim Aras’ın cenazesi dün toprağa verildi. Avukat Vedat Özkan, ses bombasının Aras’ın başını parçaladığını açıkladı. Olay yeri tespit ve muayene tutanağında, gaz kapsülünün cesedin 1 metre kadar önünde bulunduğu belirtildi. Adana Adli Tıp Kurumu önünde dün sabah erken saatlerde geniş bir kalabalık toplandı. Avukat Özkan, tespit tutanağı ve ön otopsiye göre İbrahim Aras’ın ses bombası ile kafatasının parçalanarak öldürüldüğünün açık olduğunu söyledi. Özkan, “Elinde patlayıcı olduğuna dair hiçbir bulgu, iz yok. Kafatası, ses bombası atılması sonucu parçalanmış. Otopsisinde doktorlar da beyin dokularını birleştirmekte zorlandıklarını, böyle vahim bir olayla karşılaşmadıklarını söylediler” dedi. Avukat Özkan, Aras’ın Şehit İdris Güler Ortaokulu 6’ncı sınıf öğrencisi olduğunu kaydetti. Cenaze törenine katılan HDP Eş Başkanı Sebahat Tuncel yaşananları “katliam” olarak nitelendirerek şu açıklamayı yaptı: “Bir yıl önce Berkin Elvan kafasına gaz kapsülü isabet etmesi sonucu ölmüştü. 1 yıl sonra bu defa Adana’da katledildi. Bunun hesabı verilmediği sürece Türkiye’de adaletten hukuktan bahsetmek mümkün değildir.” Açıklamanın ardından Adli Tıp Kurumu’na taş atan bir gruba polis müdahele etti. Cenaze töreninde “hükümet istifa” sloganı atılırken Aras’ın tabutunun üzerinde PKK flamaları ve Abdullah Öcalan posteri asıldı. İbrahim Aras’ın cenazesi, Dağlıoğlu Mahallesi’ndeki baba evine götürüldü. Cenaze yürüyüş korteji eşliğinde Küçükoba mezarlığında toprağa verildi. Aras’ın otopsi raporuna göre, kafası dışında herhangi bir bölgesinde darbe izine rastlanmadı. Adli Tabip, “kesin ölüm Cenaze törenine katılan HDP’li Tuncel “Türkiye gerçekten hukuk devleti ise insanların yaşama hakkını güvence altına almalıdır. Görüyoruz ki Türkiye hukuk devleti değil” dedi. sebebinin belirlenebilmesi için klasik otopsi yapılmalı” görüşünü bildirdi. Aras’ın vurulması Kadıköy’de protesto edildi. Kadıköy Altıyol’da dün akşam bir araya gelen yüzlerce yurttaş, Mehmet Ayvalıtaş Meydanı’na yürüdü. Yurttaşlar burada yere yatarak Gezi Direnişi, Lice ve Adana’da yaşamını yitirenleri andı. Ayvalıtaş belgeseli de izlendi. Ses bombasıyla başından vurularak öldürülen 15 yaşındaki İbrahim Aras dün toprağa verildi Kadıköy’de eylem Askerde bir yılda 24 şüpheli ölüm İstanbul Haber Servisi Asker Hakları İnisiyatifi’nin hazırladığı “Zorunlu Askerlik Sırasında Yaşanan Hak İhlalleri” raporu açıklandı. Toplantıda konuşan TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı ve AKP’li Ayhan Sefer Üstün, askerlik göreviyle ilgili olarak “Ciddi sağlık taramaları yapıldıktan sonra bu görevi gerçekten yapabilecek kişiler askerliğe alınmalı. Askerlik yapmak istemeyenler aynı süreyi kamuda çalışarak tamamlamalı” dedi. Rapora göre askerlerin yüzde 42’si hakaret, yüzde 30’u dayak, yüzde 28’i orantısız cezadan şikâyetçi. 20122013 yılları arasında 36 askerin yaşamını yitirdiğine dikkat çekilirken, 24 ölümün şüpheli, 1 ölümün dayak, 3 ölümün eğitim zaiyatı, 2’sinin intihar ve 6’sının kötü muamele olarak yansıdığı kaydedildi. Asker intiharlarının sivillerden 2.5 kat daha fazla olduğunu kaydedildi. ‘Devlet yine vahşi yüzünü gösterdi’ İSTANBUL / ANKARA (Cumhuriyet) Evinden ekmek almaya gittiği sırada polisin attığı biber gazı kapsülünün başına isabet etmesi sonucu başından vurularak 269 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitiren Berkin Elvan için olayın meydana geldiği yerde anma töreni düzenlendi. Törene anne Gülsüm, baba Sami Elvan ve dayı Kenan Düzen ile aile dostaları ve mahalle sakinleri katıldı. Bir masanın üzerine de ekmek ve gül bırakıldı. Baba Elvan İbrahim Aras’ın polis tarafından atıldığı ileri sürülen bombanın patlaması sonucu yaşamını yitirmesini anımsatarak “Dün yine devlet vahşi yüzünü gösterdi. Evladımız da bir sene önce, bugün hedef gözetilerek vuruldu. Adalet istiyoruz” dedi. Ankara Dayanışması da Gezi olayları sırasında polis kurşunuyla başından vurularak yaşamını yitiren Ethem Sarısülük’ü 1. ölüm yıldönümünde andı. Grup Sarısülük’ün vurulduğu yerde çok sayıda çevik kuvvet polisinin önlemi altında Türkçe ve Kürtçe sloganlar atarak karanfiller bıraktı. Eylemciler, İbrahim Aras’ın ölümünü de protesto etti. Bozdağ: Gezi’ye müdahil olduk Ethem de anıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Gezi soruşturması dosyasının AKP İstanbul İl Başkanlığı’na gönderildiği iddiasını doğrularken, bunun nedeninin partinin yakılan aracı olduğunu söyledi. CHP’li Sezgin Tanrıkulu’nun soru önergesini yanıtlayan Bozdağ, cevabında Gezi dosyasının AKP İl Başkanlığı’na gönderilmesine ilişkin İstanbul Başsavcılığı’nın yanıtına yer verdi. Bir aracın Gezi olayları sırasında yakılması nedeniyle şikâyet dilekçesi verildiğini belirten Bozdağ, bu dosya ile Gezi soruşturmasının birleştirildiğini anlattı.