06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 HAZİRAN 2014 SALI 6 HABERLER 301 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasından 1 yıl önceki kaza 1078 TL ile örtülmüş Çatışmasızlık Hali Sona mı Eriyor? Sık sık karıştırılan kavramlara bir örnek de “barış” ile “savaşmama hali”dir. Gerçekten de ortada adil ve kalıcı bir barışın koşulları yoktur, ama savaş da mevcut değildir. Durum, koşullarını içermediği için barış olarak nitelenemez. En doğru saptama savaşmama halidir. Savaşmama hali geçicidir; ya savaştan yana devrilir ya barıştan yana evrilir. Sonunda Abdullah Öcalan ile Tayyip Erdoğan’ı Şeyh Sait temelinde buluşturan PKKTayyip Erdoğan ilişkileri de öyle. Ortada barış süreci yok. Olsa olsa bir çatışmama var. Ve bu hal, yapısı dolayısıyla geçicidir. Ne var ki, Tayyip Bey çatışmasızlık haline süreklilik yüklemek istemektedir. Tayyip Bey, “Ben bölgedeki iktidarın el değiştirmesine göz yumayım, her şey hiçbir şey olmuyormuş gibi görünen süreçte olsun!” politikasını gütmektedir. Ancak, karşı taraf ona güveni olmadığından, pek de âlâ yürüyen bu süreçle yetinmeyip yasal güvenceler talep etmekte. O da, sandığa gitmenin arifesinde Erdoğan’ın işine gelmemekte ve “çatışmama hali”nin devamı zora girmekte. HHH Bir süredir yaşanan bu. Ve dolayısıyla, şu anda gündemin en önemli sorusu da, “Çatışmama hali sona mı eriyor?” oluyor. Dikkat ederseniz barış sürecinden söz etmiyorum. Çünkü barış sürecinin olabilmesi için, insanların ülkenin bir bölümünde esirken, öbüründe hür olmaları mümkün olmadığına göre, Kürt sorununun da esas büyük ana konu demokratikleşme içine oturtularak çözülmesine yönelmeye ancak barışçı çözüm süreci demek mümkündür. Ama ne Erdoğan’ın ne de Öcalan’ın ne böyle bir niyetleri ne de böyle bir yapıları var. İkisi de sorunu etnik kimlik bazına oturtarak bedelini kimsenin tam olarak algılayamadığı bir yola girme çabasındalar ve bu yol da çıkar olmadığından ikisi de bir noktada gelip tıkanmış durumdalar. Tabii çatışmasızlık sona mı eriyor sorusu, Tayyip Bey’in zihninde, “Kürtler yoksa oylarını başkasına mı yönlendiriyor?” kuşkusuna dönüşmüş durumdadır. Vardığımız noktanın şaşırtıcı olmadığını, bu noktaya vasıl olmamızda biraz da “sonra karışmam ha!..” pazarlığının payı olduğunu belirttikten sonra, çatışmaların daha da büyümesini de, Çankaya seçimlerinde Kürtlerin oylarının başka yere gitmesinin de beklememesi gerektiğini söyleyebilirim. HHH Öcalan ve “Demokratik Özerklik” cephesi, hâlâ Erdoğan’ı tek seçenek olarak görmektedirler. Etnik tabana dayalı çözümün kuvveden fiile çıkmasını sağlayacak tek muhatap, onlara göre Erdoğan’dır; oylar da doğal olarak oraya gidecektir. Öcalan ve yandaşları için, Tayyip Bey’in, vazgeçilmezliği onun kendisinden değil, öbür liderlerden kaynaklanmaktadır. Gerçekten de her ne kadar durumun böyle gidemeyeceğini aslında pek de âlâ görmüş de olsa, herhalde, Kürt sorununun hangi taban üzerinde olursa olsun, çözmesi beklenecek kişi Devlet Bahçeli değildir, partisi de böyle bir işin adresi olamaz. Aslında yapısı gereği, Kürt sorununun çözümünün adresi CHP olabilirdi. Olabilirdi, ama ne yazık ki değil. Çünkü Kürt konusunda, kafasında çözümden çok tereddüt bulunan ve ortaya, etnik tabanlı politika dışında elle tutulur bir proje koyamayan ve bu yüzden kem küm eden, konuşması gerektiği yerde susan Kemal Kılıçdaroğlu da bu konunun çözüm adresi değil. Böyle olduğu için de, dağarcığında fazla bir şey olmayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun şimdi “Kürt oylarına da talibiz” derken, bugüne kadar izlediği şaşkın politikanın doğrultusunda yeni girişimlerle, cebindeki Kürt olmayan oyların da bir bölümünü kaybetmesinden korkulur. Devlet cinayeti biliyordu FIRAT KOZOK ANKARA Soma’da meydana gelen ve 301 maden işçisinin yaşamını yitirdiği faciadan aylar önce, madende yaşanan sorunların devletin resmi raporlarına girdiği ortaya çıktı. Soma Eynez’de, Soma A.Ş’ye ait ocakta Temmuz 2013’te meydana gelen göçük sonucu yaşamını yitiren işçi Süleyman Gülşen hakkında hazırlanan raporda, madendeki tavan tahkimatının yeterli olmadığı, bu durumun kazayı tetiklediği belirtilirken, saptanan eksiklikleri gidermeyen şirkete 1078 TL para cezası kesilmesi önerilmiş. Bunun dışında şirkete ciddi bir yaptırım uygulanmamış. Eynez bölgesinde, Soma Kömür A.Ş’ye ait linyit ocağında 12 Temmuz 2013’te meydana gelen göçük sonucunda işçi Gülşen yaşamını yitirdi. 01.45 sıralarında meydana gelen kazada işveren, Gülşen’in konveyör oluğunu yardımcı oluğa oturturken, tavan tahkimatına zarar verdiği bu nedenle kazanın meydana geldiğini savundu. Ancak, Çalışma Bakanlığı müfettişleri yaptıkları incelemede Gülşen’in yaptığı işin tavan tahkimatıyla hiçbir ilgisi olmadığını ve tavan tahkimatına da zarar vermediğini tespit ettiler. Cumhuriyet’in ulaştığı müfettiş raporunda şu tespitler yer aldı: “Kazalı çalışan konveyörcü Süleyman Gülşen, kaza anında görevi gereği nezaretçi Şener Yılmaz ile birlikte ŞİRKETİN MALLARINA TEDBİR KARARI İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Manisa’nın Soma ilçesinde 301 işçinin hayatını kaybettiği facianın ardından madencilerden Mustafa Kocabaş’ın ailesi adına tazminat davası açan avukatları soma Kömür İşletmeleri AŞ’nin mallarına tedbir konulmasını istedi. Bu talebi değerlendiren Soma Birinci Asliye Mahkemesi, firmanın tüm banka hesaplarına, araçlarına ve gayrimenkullerine tedbir konulmasına karar verdi. Mahkeme kararının bir an önce uygulanması için de, ilgili kurumlara ve bankalara yazı yazdı. SOMA KAYMAKAMI MECLİS KOMİSYONU’NA BİLGİ VERDİ Atçı’dan ’bilmiyorum’ kuyruk oluk ile yardımcı oluğu birbirine oturtarak civatalama işlemi yapmaktadır. Kazaya sebebiyet veren tahkimat üzerinde bulunan bellemelerden birinin çivisi ve altındaki emniyet sarmasının dönmesi ve mevcut bellemenin kafa tarafının düşmesi ile oluşan göçük olayının kazalının yaptığı işle bir ilgisi yoktur. Kaza anında tahkimatı bozacak bir çalışma yapılmamıştır.” Raporun son bölümünde “Benzer olayların tekrarının önlenmesi için aşağıda belirtilen tedbirlerin alınması yerinde olacaktır” diyen müfettişler, sorunları ve önerileri şöyle sıraladı: “Kazanın meydana geldiği S3 panosu 3. ayak motor başında tahkimatın uygun ve yeterli yapılmaması ve tahkimatın düzenli olarak kontrol edilmemesi kazanın oluşumuna neden olmuştur. İşveren ‘Tahkimat uygun değil’ yeraltında yapılan tahkimatları uygun ve yeterli yapılıp yapılmadığını düzenli olarak kontrol etmemiştir. Bütün yeraltı işlerinde taş, toprak, kömür, cevher vb. maddelerin kayma ve düşmelerini önlemek üzere, uygun ve yeterli tahkimat yapılır. Tavanlar, yan duvarlar ve tahkimat düzenli olarak muayene edilir. Çalışılan yerin güvenilir şekilde tahkimini, gerektiğinde derhal onarımını, değiştirilmesini veya takviyesini sağlayacak tedbirler alınır.” Müfettişlerin madende tavan tahkimatının yeterli olmadığı ve bu nedenle ölümlü kazanın meydana geldiği tespitinden sonra madenle ilgili hiçbir ciddi yaptırım uygulanmadı. İşveren, olaydan Çalışma Bakanlığı’nın yasal olarak kesebildiği 1078 TL cezayla kurtuldu. Madende aylar sonra yaşanan faciada 301 işçi yaşamını yitirdi. brifingi MAHMUT LICALI ‘1078 TL ile kurtulmuş!’ ‘Köşk turları’nı DSP, BTP ve DP ile sürdüren Kılıçdaroğlu’ndan ‘bayrak indirme’ye tepki: Asla kabul etmiyoruz İğneli Fırça ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Lice’deki Türk bayrağına yönelik saldırıyı kınadı. Gül yaptığı basın açıklamasında, “Direkteki Türk bayrağının bir gösterici tarafından indirilmesini şiddetle kınıyorum. Bayrak hepimizin bayrağı, ortak sembolü ve en önemli değeridir. Şunu açıkça vurgulamak isterim ki, bu ve benzeri çirkin saldırı ve tahrikler hiçbir zaman amacına ulaşamayacaktır. Sorunların çözümü sürecinde herkesi sorumlu davranmaya, provokatif eylem ve söylemlerden kaçınmaya çağırıyorum” ifadelerini kullandı. Saldırıyı kınayan Çiçek de açıklamasında “Milletimizin onuruna yapılan bu saldırının cezasız kalmaması için gerekli her türlü takibatın yapılacağına inanıyorum.” Gül ve Çiçek bayrağa saldırıyı kınadı ANKARA (Cumhurimerak ediyorum. Biyet Bürosu) CHP Geliyorum yine yalvanel Başkanı Kemal Kılıçracak, ‘Ne olursunuz daroğlu, cumhurbaşkanı bayrağa saldırmayın’ adayı arayışı çerçevesindiyecek” görüşünü deki ziyaretlerini dün DSP, dile getirdi. KılıçdaBTP ve DP genel başkanroğlu, sözlerini şöylarını ziyaret ederek sürle sürdürdü: “Bir südürdü. Lice’de yaşanan reç yaşanıyor, süolaylar ve Türk bayrağırecin ne olduğunu nın indirilmesini değerlen Kılıçdaroğlu, Türker’le görüştü. kimse bilmiyor. İki diren Kılıçdaroğlu “Türk kişi biliyor; masabayrağını indiren bir hareketi asla ve nın bir ucunda Erdoğan oturmuş, öbür asla kabul edemeyiz. O bayrak heucunda Öcalan. Ne konuştuklarını bilpimizin ortak paydası” diye konuştu. miyoruz, ne ödün verildiğini de kimİlk olarak DSP Genel Başkanı Masum se bilmiyor. İki tarafta da güvensizTürker ile görüşen Kılıçdaroğlu, gazelik var. Güvensizlik üzerine süreç intecilerin sorularını da yanıtladı. Kılıçdaşa edilmiş. Bu süreç öyle anlaşılıyor roğlu, “Erdoğan’ın konuşmasını bekki Türkiye’yi çıkmaz bir noktaya göliyorum. Gerçi her türlü milliyetçiliği türecek bir süreçtir. Süreci bu şekilde ayaklarının altına aldığını biliyorum. götürmelerinin nedeni, kişisel kariyer Ama bayrak konusunda ne söyleyecek hesabı üzerinden yapılıyor bütün bu hesaplamalar. ‘Ben nasıl cumhurbaşkanı olurum, karşıdaki kişiyi nasıl aldatıTUNCEL: TASVİP ETMİYORUZ rım, onun oyunu alırım’, bunun üzerine inşa ediliyor.” DP ziyaretinden sonra da Kılıçdaroğlu, bayrak indirme olayının 3. HDP Eş Genel Başkanı Sabahat kez yaşandığına dikkat çekti. Başbakan Tuncel, Türk bayrağının bir gösteve Cumhurbaşkanı’na seslenen Kılıçdarici tarafından indirilmesini tasvip roğlu, “Anayasada yemin içtiniz, o yeetmediğini söyledi. Tuncel, “Hasmin sıradan bir yemin değildir. ‘Ben sas dönemlerde bayrak konusu bunlara sadakatle bağlı kalacağım’ digündeme geliyor. Hem HDP hem yorsunuz. Sizin sadakatinizi biz sorBDP olarak bu konudaki yaklaşıgular hale geldik, beni üzen bu” dedi. mız biliniyor. Bu tür şeyleri tasvip etmiyoruz. Bunun üzerinSP’ye birleşme teklifi den bir linç kampanyasının yürütülmesini de doğru bulmuyoruz. Türker’le görüşmesinin ardından KıHerkesin sağduyulu olması gelıçdaroğlu, iki partinin “paralel” düşünrekir. Hiçbir halkın rengi, kendicelerde olduğunu ifade etti. DSP ve sinin sembolleri saygısızlık yapCHP’nin farklı düşünmediklerini, sosmak kimsenin kabul edebileceği yal demokrat partiler olduklarını belirten bir şey değil. Olmaması gereken Kılıçdaroğlu, “Sayın Genel Başkan’ın bir şey ama bir çocuğun gerçekönünde söyleyeyim; biz aslında birleştiridiği bu olayı bütün bir halleşmek zorundayız. Türkiye süratle ka mal etmek doğru değil” dedi. bir başka alana evriliyor” dedi. ZAFER TEMOÇİN SOMA Soma Kaymakamı Bahattin Atçı, facianın yaşandığı bölgede incelemeler yapmak üzere Soma’ya gelen TBMM Soma Araştırma Komisyonu’na bilgi verirken, Işıklar Ocağı’nın yakında açılacağını belirterek, “12 bin işçi var, biz üretimin başlamasını istiyoruz. Üretim olmayınca işçiler oturma eylemi gibi değişik eylemler yapıyorlar” diye konuştu. Atçı, maden ocaklarında taşeron çalışma olup olmadığını, işçilere maaş ödenip ödenmediği ve işçilerin madene çağrılıp çağrılmadığı konularını “bilmediğini” ifade etti. Faciada ölen bir işçinin ailesi ise AKP’li Hüseyin Tanrıverdi’nin Uyar Madencilik’e sahip çıkmasına tepki göstererek, “Hakkımız Tanrıverdi’de kaldı” dedi. 301 işçinin hayatını kaybettiği Soma’yı ziyaret eden TBMM Soma Komisyonu iki günlük program kapsamında Soma Mezarlığı’ndaki şehitliği ziyaret etti. Vekiller, daha sonra Soma Kaymakamı Atçı’dan brifing aldı. Atçı, işçilerin ücretlerini artıracak bir düzenleme yapılması gerektiğini belirterek, “Maliyetler, çok düşürülüyor. Kömür, yerin altından çıktıktan sonra hafriyatlar açık havada tütüyor. Hava kirliliği oluyor” diye konuştu. Milletvekillerinin soruları üzerine Atçı, Soma’da taşeron sisteminin olup olmadığını bilmediğini kaydetti. Facianın üzerinden yaklaşık bir ay geçmesine karşın Atçı, olayın olduğu gün madende toplam kaç işçinin olduğu konusunda bile çelişkide kaldı. Atçı, “786 veya 787 işçi vardı” derken, yetkililer “787” diye Atçı’yı düzeltti. Sağ kurtulan işçilere maaş ödenip ödenmediği konusu da tartışma yarattı. Atçı, önce sağ çıkanlara maaş ödendiğini söyledi. İtirazlar üzerine şu an kapalı konumdaki ocaklarda çalışan işçilere maaş ödenip ödenmediğini de bilmediğini söyledi. CHP’li Özgür Özel, işçilerin maaşlarının ödenmediğini belirterek, “Yeraltında Başbakan yok, dayıbaşı var diyorlar. İşçileri madene mahkum etmememiz için bunun garantisi olmalı” dedi. işçi sayısını da bilemedi [email protected] Karakol yapımları yeni bir durum değil, 26 tane yapılacağı açıklanmıştı. Şimdi 4 tanesi yapılıyor. Güvenlik için bunların yapılması gerekiyor. Ama örgüt, “benim geçiş yollarımı” kapatma diyor. Zaten senin sınır dışında olman gerekiyor gelinen noktada. Bu karakolların yapımı konusunda bir değişiklik olmaz, devam eder. İmralı ile görüşmeye güvence: Hükümetin yeni yol haritası kapsamında kısa sürede ilk olarak İmralı ile görüşmeye dönük bir düzenleme gelebilir. MİT Yasası’nda konuyla ilgili bir düzenleme yapılmıştı, ancak bu sadece MİT mensuplarını güvenceye alan bir durum ve yeterli değil. Bu süreçte İmralı ile görüşmesi istenenler “10 yıl sonra hakkımızda bu görüşmeleri yaptığımız için dava açılırsa ne olacak, bunun bir güvencesinin olması lazım” diyorlar. Yeni bir düzenlemeyle İmralı görüşmelerini yasal güvenceye alan bir düzenlemeye gidilebilir. D Milletvekilleri, ölen işçilerin ailelerini 4 heyet halinde ziyaret etti. Aileler genel olarak yardım konusunda yetersiz kalındığından yakınırken, hem işveren hem de TKİ hakkında dava açma hazırlığı yaptıklarını belirtti. Komisyon Başkanı Ali Rıza Alaboyun’un yer aldığı heyetin ziyaret ettiği Celal Sevinç, vekilleri tek göz odadan oluşan gecekonduda karşıladı. Sevinç’in eşi Havva Sevinç, kendilerine 600 TL maaş bağlandığını, bu parayla 3 çocukla birlikte geçinemeyeceğini ifade etti. Hayatını kaybeden Ali Yüksel’in ailesi ise AKP’li Hüseyin Tanrıverdi’ye tepki gösterdi. Yüksel’in kardeşi Ertan Yüksel, Yüksel’in Uyar Madencilik’ten 18 bin TL alacağı olduğunu, bu parayı alamadığı için Eynez Ocağı’nda çalışmaya başladığını anlattı. Yüksel, AKP’li Tanrıverdi’nin Uyar Madencilik’e sahip çıktığını belirterek, “Uyar Madencilik her kapandığında Tanrıverdi’yle gidip açtılar. Bizim hakkımız onda kaldı” dedi. Niyazi Bayram’ın ailesi de Bayram’ın yeni evlendiğini, eşi Müzeyyen Bayram’ın 6.5 aylık hamile olduğunu ifade etti. 12.5 bin TL düğün borcunun bulunduğunu ifade eden aile, yeterli yardım yapılmamasına yakındı. Komisyon üyesi vekillerle basın toplantısı yapan Alaboyun, AKP’li Tanrıverdi hakkında ailelerin tepkilerinin araştırılıp araştırılmayacağı sorusuna “Bizim vekilleri araştırmak gibi bir sorumluluğumuz yok. Biz soruşturma değil, araştırma komisyonuyuz. Biz, kaza hakkında araştırma yapacağız” dedi. Milletvekilleri daha sonra facianın gerçekleştiği Eynez Madeni’nde Soma Holding AŞ yetkililerinden bilgi aldı. Milletvekilleri, Soma AŞ’ye ait olan diğer ocaklara işçilerin firma tarafından tebligatla çağrılması konusunu gündeme getirdi. Vekillerle firma yetkilileri kameralar önünde tartıştı. Soma AŞ İşletme Müdürü Haluk Evinç, aynı şirkete ait olan diğer ocakların da 20 gündür çalışmadığını, ocağın durduğu zaman bozulduğunu, tamir için uygun olan ve çalışmak isteyen işçilerin çağrıldığını söyledi. CHP’li Özel, tebligatın işçileri zorla çalıştırmak anlamına geldiğine işaret etti. Personel Müdürü Celalettin Gökaşan da 900 kadar işçiye mesaj gönderdiklerini ifade etti. Madenci kıyafetlerini giyen milletvekilleri, İmbat Madencilik tarafından işletilen bir kömür ocağına indi. ‘Ailelerden yardım tepkisi’ ‘AKP’li vekile tepki’ Hükümetin, yeni boyuta geçtiğini açıkladığı çözüm süreciyle ilgili BDPHDP ve PKK’yi hedef almasının altında Cumhurbaşkanlığı seçimine de dönük bazı stratejik adımlar yatıyor EMİNE KAPLAN ‘Pazarlığı örtme’ stratejisi ANKARA Yeni boyuta geçildiği ve hedefin dağdakilerin indirilmesi olduğu açıklanan çözüm sürecinde Başbakan Tayyip Erdoğan başta olmak üzere hükümet yetkililerinin son dönemde BDPHDP ve PKK’ye karşı eleştirilerini serleştirmesi ve hedef almasının altında AKP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimine de dönük bazı stratejileri yatıyor. Parti kurmayları, süreçle ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor: BDPHDP’nin söylemi: Bu partiler, süreci politik malzeme yapmak için hükümetin yol haritasında yer alan ve atılacak adımları kendi isteğiymiş gibi ortaya atıyor. Bu adımlar atıldığı zaman da “Biz istiyoruz, hükümet yapıyor” diyerek bölgede, İmralı ve terör örgütü nezdinde bunu kullanıyor. MHP de bu durumu “Hükümet, İmralı ve terör örgütüyle pazarlık yapıyor” söylemiyle kullanarak hükümet aleyhinde propaganda yapıyor. Bu durum kabul edilebilir ve sürdürülebilir bir şey değil. Pazarlık yok: Olaya pazarlık olarak değil hakların verilmesi olarak bakmak gerekiyor. Hükümet, baştan beri hakların pazarlık konusu yapılmayacağını söylüyor. Atılan adımlar, terörün sona ermesi için atılıyor. Bir sorun çözülürken sorunlu olan tarafların bir araya gelip konuşması lazım, karşılıklı bir güven ortamı oluşacak ki taraflar arasında bir yaklaşım olabilsin. PKK homojen değil: Son dönemde yol kesme ve karakol inşaatlarına karşı yapılan eylemler, çözümden rahatsız olan gruplardan kaynaklanıyor. PKK’nin homojen bir yapısı yok. Diyarbakır ve Mardin’de özellikle bazı gruplar çatışmasızlık istemiyor. Bunlar şiddet dışında bir dil bilmiyorlar. Karakollarda değişiklik yok: Arınç: Cezası o anda verilebilirdi İşçilere tebligat tartışması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türk bayrağının indirilmesini, “alçakça bir hareket” olarak değerlendirdi. Arınç, “Çok şükür Türkiye’de herkes, kendini bilen herkes, bu ülkeye bağlılığını bildiğimiz, bayrağımıza, vatanımıza, ülkemize çok sevgi duyduğunu bildiğimiz herkes, bu hainliği, bu ihaneti, bu alçakça tecavüzü sadece Silahlı Kuvvetler, Cumhurbaşkanımız değil, şüphesiz bütün siyasetçiler, bütün kurumlar, Meclis Başkanımız dahil olmak üzere kınadılar. Silahlı Kuvvetler de ciddi bir açıklama yaptı, bu olayın nasıl cereyan ettiğini ortaya koydu” diye konuştu. Arınç, “Sabırla olayları takip ediyoruz. Eğer sabır, hükümetin siyasi iradesine bağlılık olmasaydı bayrağı yere indirmeye cüret eden insana cezası o anda verilebilirdi” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle