07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 HAZİRAN 2014 SALI 14 DİZİ Milli Görüşçüler: Gül, Tayyip Bey’i aldı ABD’ye götürdü, Siyonistlerle anlaştılar Böldüler, parçaladılar RP ’nin yerine kurulan Fazilet Partisi’nin de kapanmasına doğru gidilirken, partiye hâkim yaşlı lider kadrolar ile değişim isteyen genç kadrolar arasındaki görüş ayrılığı, Türkiye’nin son dönemine damgasını vuran “gelenekçiyenilikçi” ayrımını yarattı. Abdullah Gül liderliğinde, Bülent Arınç ve Abdüllatif Şener gibi etkili isimlerin sürüklediği yenilikçiler, partinin son kongresinde Recai Kutan liderliğindeki gelenekçilerin karşısına çıktı. Kongreyi kıl payı kaybeden yenilikçiler, FP’nin kapatılması üzerine kurulan Saadet Partisi’ne (SP) katılmayıp, 14 Ağustos 2001’de kendi partilerini, yani AKP’yi kurdular. Eski Bakan Şevket Kazan’a göre yenilikçiler, ilk seçimde iktidar olacak bir partiyi “içten parçalamıştı:” “Türkiye’nin içte ve dışta yüzünü ak edecek en büyük hizmetleri sergileyen bir partiyi bunlar böldüler, parçaladılar. Bunlar dediğim Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül... İlk yapılacak seçimlerde de tek başımıza iktidar olacaktık biz...” Milli Görüş’ün ilk partisi MNP’nin Genel Başkanı Süleyman Arif Emre ise AKP’nin kuruluşunu şöyle yorumluyor: “Biz Milli Nizam’ı kurduktan sonra, ahlak reformuyla ilgili görüşlerimizi beğenmedikleri için Siyonistler devamlı aleyhimize hareket ettiler. MNP ve MSP’nin kapanmalarında harekete geçtiler. Sonradan kanaatleri değişti, çünkü her parti kapatmada Milli Görüş güçlenerek geliyordu. Öyleyse hem partilerini kapattıralım, hem de bölelim dediler. Tam o esnada Abdullah Gül, Tayyip Bey’i aldı, ABD’ye götürdü. Siyonist otorite ile ABD’nin derin devleti ile anlaştılar.” Kaz Dağları’na HES dayatması l İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Güney Marmara Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği (GÜMÇED) Edremit Körfez Şubesi’nin düzenlediği ve bine yakın çevrecinin katıldığı eylemde, Edremit’in Zeytinli beldesinde baraj yapılmasına karşı çıkıldı. Kaz Dağları’nda planlanan baraj ve HES projelerinin, doğal dokuya zarar vereceği vurgulanarak “Kaz Dağları’ndan elinzi çekin” çağrısı yapıldı. GÜMÇED Şube Başkanı Mehmet Akif Öznal tarafından yapılan açıklamada “Yaşam kaynaklarımızın nasıl yağmalanacağını birileri planlıyor. Yapılmak istenen Zeytinli Barajı’yla, Mehmetalan Köyü’nden 66 hanenin 1800 dönüm zeytinliği su altında kalacaktır. Bu durum Mehmetalan için idam fermanıdır. Bir barajın yapımı mutlaka kırsal kalkınma boyutunu içermelidir” denildi. 27 Nisan’da kol kola A KP ile cemaati birbirine yaklaştıran en önemli köşe taşları 2007 yılında döşendi. Ağustos ayında koltuğu bırakmaya hazırlanan Sezer, 13 Nisan’da Harp Akademileri’nde yaptığı “veda” niteliğindeki konuşmasında “Kuruluşundan bu yana Cumhuriyeti sinsi bir gölge gibi izlemiş olan gerici tehdidin bugün ulaştığı boyutlar kaygıya neden oluyor” diyor ve ekliyordu: “Türkiye’de siyasal rejim, Cumhuriyet kurulduğundan beri, hiçbir dönemde günümüzde olduğu kadar tehlikeyle karşı karşıya kalmamıştır.” Sezer’in bu sözlerine yanıt, üç gün sonra dönemin TBMM Başkanı Bülent Arınç’tan geliyordu: “Rejimimiz tehlikede değildir. Ama statükocuların gücünün tehlikede olduğu kesindir.” Türkiye’nin gündemini bir anda değiştiren ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini şekillendiren bu açıklamanın yankıları sürerken, Genelkurmay Başkanlığı’nın tarihe geçen o açıklaması geliyordu. Genelkurmay’ın sitesinden 27 Nisan akşamı, saat 23.10’da yayımlanan açıklamanın son bölümü şöyle bitiyordu: “Özetle, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün, ‘Ne mutlu Türküm diye ne!’ anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır. Türk Silahlı Kuvvetleri, bu niteliklerin korunması için kendisine kanunlarla verilmiş olan açık görevleri eksiksiz yerine getirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını muhafaza etmektedir ve bu kararlılığa olan bağlılığı ile inancı kesindir.” 27 Nisan, Gülen cemaati ile AKP’yi ortak noktada birleştiren en önemli dönüm noktası olmuştu. O güne kadar cemaatle doğrudan yakınlaşmaktan uzak duran iktidar, 27 Nisan’la birlikte cemaatle “kol kola” yürümeye başladı. l DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Kıralan köyünde yaşayan 4 kişi, köylüler tarafından saat 04.00 sıralarında Lice Devlet Hastanesi’ne getirildi. Tüp patlaması sonucu yaralandıkları belirtilen Ayhan Nazlıer (21), Ferhat Önkol, Serdar Demirok, Veysi Bilgin ve Mehmet Demirok tedavi altına alındı. Ancak vücudunda ağır yanıklar bulunan Ayhan Nazlıer tüm müdahalelere karşın yaşamını yitirdi. Lice Devlet Hastanesi’ndeki ilk müdahalenin ardından sevk edildikleri Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edilen 4 kişinin tedavisi sürüyor. Lice Cumhuriyet Savcılığı tarafından olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında söz konusu patlamanın, bir evde patlayıcı madde hazırlanırken meydana geldiği belirtildi. Tüp dediler bomba çıktı ‘Dink devlet mutabakatıyla öldürüldü’ 2000’li yılların başından itibaren hazırlığı yapılan soruşturmalar zincirinin 2007’de Hrant Dink cinayetinin ardından başlatıldığına dikkat çeken Şık, şunları söylüyor: “Peki Dink suikastını bu soruşturmaya bağlayan en önemli şey ne? Dink’i öldüren zihniyeti temsil eden birtakım insanların Ergenekon soruşturmasında sanık olmasından ziyade, Ergenekon’u başlatmak için Dink gibi birisinin öldürülmesine göz yummaktan bahsediyorum. Ergenekon’un AKP ile cemaatin 27 Nisan’la başlayan birlikteliği ilk meyvesini 22 Temmuz 2007’de verdi, evet. Daha sonra bu birliktelik hız kesmeden sürdü. Önce 12 Eylül 2010 referandumu, ardından 12 Haziran 2011 genel seçimleri, birlikteliğin nasıl güçlü bir şekilde sürdüğünün de net bir göstergesi oldu. Cemaat, önce tüm gücüyle 12 Eylül referandumunu destekledi. Öyle ki, Fethullah Gülen “Referandum için imkân olsa, mezardakileri bile kaldırarak referandumda ‘evet’ oyu kullandırmak lazım” diyordu. Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce de referandumdan 2 gün önce “Gülen ve Evet...” başlıklı yazısında cemaatin “evet” için nasıl çalıştığını şöyle anlatıyordu:“Muhterem Fethullah Gülen’in fikir ve tavsiyelerine büyük değer veren, önem atfeden insanlar, canla başla harıl harıl ‘evet’ için çalışıyorlar.” 12 Eylül referandumu yüzde 58’lik bir oranla kabul edilirken, 26 maddelik düzenlemeye “hayır” diyen Askeri ‘ıslah etme’ süreci 27 Nisan’la başlayan süreç ilk meyvesini 2007 genel seçimlerinde verdi. Cemaatin de desteğini net bir şekilde arkasına alan AKP, yüzde 47 gibi yüksek bir oy oranına ulaştı. Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve genel seçimleri tartıştığı yıl olan 2007’de önceleri pek dikkat çekmeyen, ancak dalga dalga yayılarak Cumhuriyet tarihine damga vuracak bir davanın ilk sinyalleri de veriliyordu... Ergenekon soruşturması, Trabzon jandarmasına geldiği iddia edilen bir ihbar telefonunun ardından 12 Haziran 2007’de Ümraniye’de bir gecekonduya yapılan operasyonda 27 adet el bombasının bulunmasıyla başlamıştı. İstanbul Cumhuriyet savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından hazırlanan ilk iddianame, 25 Temmuz 2008’de kabul edildi. Türkiye, Zekeriya Öz’le tanışıyordu. Gazeteci Ahmet Şık, Ergenekon’un nasıl başladığını şöyle anlatıyor: “Yapı taşları önceden örülen, 2000’li yılların başından itibaren birtakım internet siteleri üzerinden dolaşıma sokulan ancak kamusal destek bulamayan Er genekon operasyonunun fitilini ateşlemeye karar verdiler. Gülen cemaati elindeki bilgi ve belgelerle bu yapının dağıtabileceğine Erdoğan’ı ikna etti. Erdoğan da siyasetteki varlığını devam ettirebilmek ve kurduğu veya kuracağı sistemin oturabilmesi için de silahlı bürokrasiyi siyasetten çıkarmanın startını verdiler ve Ergenekon operasyonu başladı.” l İstanbul Haber Servisi İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Üniversitesi’nde düzenlenen “Uluslararası Önleyici Koruma Sempozyumu”na katıldı. Beyazıt’taki İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Cemil Bilsel Konferans Salonu’nda gerçekleşen sempozyumda Rektör Yunus Söylet’in açılış konuşmasını yaptığı sırada Öğrenci Kolektifi üyesi bir grup, “Gezi’de 9 kişiyi katleden, Soma’da işçileri elleriyle ölüme sürükleyenler, katiller üniversitelerimize giremez” diyerek salona girmek istedi. Öğrencilerin salona girişini özel güvenlik görevlileri darp ederek engelledi. Öğrencilerden valiye protesto l ADANA (Cumhuriyet) İlkokul öğretmeni M.Ö. ile eşi P.Ö. çocukları olmadığı için koruyucu aile başvurusunda bulundu. Aile 12 yıl önce 4.5 yaşındaki N.G’yi evlat edindi. 16 yaşına gelen N.G., koruyucu babası M.Ö’nün kendisine cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. M.Ö’nün evine baskın yapan polis, çocuk pornosu görüntüleri ve fotoğrafları olduğunu tespit etti. N.G. devlet korumasına alındı. M.Ö. çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Koruyucu ailede cinsel istismar ODTÜ Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasin Ceylan’a göre de AKP iktidarıyla birlikte, özellikle Gülen cemaatiyle “stratejik bir işbirliği” kuruldu: “Tabii ki birbirlerine yardımcı olacaklardı. Nereye kadar? Kendilerine muhalif gördükleri şahıs ve kurumları alt edinceye kadar...” Koalisyonun yalnızca iki kesimin iradesiyle gerçekleşmediğini savunan araştırmacı yazar Faik Bulut ise, “Yakınlaşmaları oturup da ‘ortak düşmanımızı yok edelim’ şeklinde kendiliğinden bir menkul ya da öz girişimleriyle yapılmış bir şey değil. Genel bir bölgeye ilişkin stratejinin bir parçası olabilir” diyor. AKP, kuruluşundan 15 ay sonra 3 Kasım 2002 tarihindeki seçimlerde ilk sınavını verdi. Tayyip Erdoğan, Siirt’te okuduğu şiirin ardından aldığı mahkumiyet nedeniyle bu ilk sınavında partisinin başında seçimlere katılamadı. AKP, seçimde de yüzde 34’lük oy oranıyla iktidara geldi. CHP yüzde 19’da kalmıştı. Abdullah Gül başkanlığında 58. hükümet kurulurken bir süre sonra da ana muhalefet CHP’nin de desteğiyle yapılan anayasa değişikliğiyle Erdoğan’ın yasağı kaldırıldı. Bu süreçte de Zaman “tek ses” oldu. Tüm bu tartışmaların ardından Erdoğan, 8 Mart 2003 tarihinde Siirt’te yenilenen seçimin ardından milletvekili seçildi. Gül başkanlığındaki hükümetin 11 Mart 2003’teki istifasının ardından da 15 Mart tarihinde Erdoğan başkanlığındaki 59. hükümet kuruldu. Partinin oyu, bir yıl sonra yapılan yerel seçimlerde, il genel meclisi sonuçlarına göre yüzde 41.67’ye yükseldi. işbirliği’ ‘Stratejik fitilini ateşlemek için Hrant Abi gözden çıkarılmış bir kayıp olarak değerlendirildi. Hem hükümet cenahında, hem de Gülen cenahında... Dolayısıyla bu suikastta çok büyük sorumlulukları var. Hrant Dink tam bir devlet mutabakatıyla öldürüldü.” 20 Ocak 2010’da ise Taraf gazetesinde haber olarak yer alan “Balyoz Planı” iddialarının ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma başlatıldı. İlk duruşma 16 Aralık 2010’da başladı. Balyoz davasında kararlar, Eylül 2012’de açıklandı. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ergenekon’da ise sona, bundan bir yıl sonra, Ağustos 2013’te gelindi. Davada çok sayıda isme müebbet hapis cezaları verildi. TSK’de bir tasfiye süreci olan her iki davada da cemaatin önemli rol oynadığı üzerinde görüş birliği oluşuyordu. l ANKARA (AA) Hakkâri’de jandarma kışlasına yönelik saldırı ve molotofkokteyli atılarak nizamiye tabelasının yakılması olayında ihmali görülen 4 güvenlik görevlisinin görev yeri değiştirildi. İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Hakkari‘de bir grup eylemci tarafından jandarmaya ait Şehit J. Astsb. Kd. Çvş. Fatih Bülbül Kışlası’na saldırıda bulunulduğu ve molotofkokteyli atılarak nizamiye tabelasının yakıldığı belirtildi. Konunun kapsamlı şekilde soruşturulması için İçişleri Bakanlığı’nca 2 mülkiye müfettişi görevlendirildiği ifade edilen açıklamada, olayda ihmali görülen 4 güvenlik görevlisinin de görev yerlerinin değiştirildiği bildirildi. 4 askerin yeri değiştirildi Arınç’ın bu sözleri “mazide” kalıyordu. Mart 2014’te yerel seçimler için il il gezen Başbakan Tayyip Erdoğan, Niğde ve Osmaniye mitingleri sonrası uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlarken, “Referandumda asıl amaçları yargıyı ele geçirmekti” diyordu. Faik Bulut’a göre referandum, cemaatAKP ilişkilerinin hem zirve noktası, hem de kırılma noklerin oranı yüzde 42’de kalıyordu. tasıydı: “Zaferin ardından paylaBülent Arınç, cemaate bu katşım... İktidardaki payımız ne olakılarından ötürü son teşekkürünü cak, uluslararası sermayede söAğustos 2013’te “Biz bugün ne yazümüz ne kadar geçerli olacak?” pıyorsak 12 Eylül referandumundan Referandumdan kısa bir süre aldığımız güçle yapıyoruz” ifadesonra yapılan genel seçimlerde leriyle dile getiriyor ve ekliyordu: AKP’nin oyu yüzde 50’ye dayandı. “Bu camiaya sadece bunun için 2011 genel seçimlerinde AKP yüzyüzyıllarca hakkımızı helal etsek de 49.9, CHP yüzde 25.9, MHP yüzgeri kalmayız.” de 12.9, BDP’li bağımsızlar yüzde Ama gelin görün ki, ilişkileri bıçak 6.5 oranında oy aldı. Referandumgibi kesen 17 Aralık süreciyle birlikdan sonra, genel seçimler te dereden çok sude cemaatAKP koalisyolar akıR nunun başarılı bir örneği TÖ RA PE O : yor ve ER olarak tarih sayfalarına YARIN: NEDİM ŞEN AKP ekleniyordu. MAAT, GÖZ YUMAN Yüzyıllarca hakkımızı helal etsek geri kalmayız l ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 2014’ün ilk 4 ayında AKP’ye yakınlığı ile bilinen gazetelere toplam 13 milyon 288 bin TL’lik resmi ilan verilmiş. Çoğu kişinin adını bile bilmediği Milat gazetesinin ilan pastasından 959 bin TL pay alması dikkat çekti. CHP’li Umut Oran,’ın soru önergesini yanıtlayan Başbakan Yardımçısı Bülent Arınç’ın verdiği bilgiye göre, Basın İlan Kurumu aracılığıyla bu parayı alan söz konusu gazeteler şöyle: Akşam: 1 milyon 93 bin TL. Güneş: 1 milyon 30 bin TL. Habertürk: 1 milyon 259 bin TL. Milat: 959 bin 272 TL. Milliyet: 1 milyon 121 bin TL. Sabah: 1 milyon 281 bin TL. Star: 1 milyon 116 bin TL. Takvim: 1 milyon 111 bin TL. Türkiye: 1 milyon 112 bin TL. Vatan: 1 milyon 119 bin TL. Yeni Akit: 961 bin 165 TL. Yeni Şafak: 1 milyon 120 bin TL. Yandaş gazetelere 13.3 milyon l İstanbul Haber Servisi Eski Başbakanlardan Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak’ın eşi, Darülaceze Vakfı Başkanı Prof. Dr. Yakut Irmak Özden’in annesi Ayşe Semiha Irmak yaşamını yitirdi. Irmak’ın cenazesi Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğle namazından sonra Aşiyan Mezarlığı’nda toprağa verilecek. A. Semiha Irmak yaşamını yitirdi CE l ANKARA (Cumhuriyet) Başkentte mesai saati bitimine denk gelen sağanak, yaşamı etkiledi. Akşam saatlerinde başlayan sağanak, işten çıkan vatandaşları evlerine dönmeye çalışırken zor durumda bıraktı. Sağanak nedeniyle İstanbul yolundaki Jandarma Kavşağı’nda bulunan alt geçit su altında kaldı. Bölgede önlem alan ekipler, sürücüleri alternatif güzergahlara yönlendirdi. Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı itfaiye ekipleri de alt geçitteki suyu boşaltmak için çalışma başlattı. Sağanak, Batıkent’te de su baskınlarına neden oldu. Yenibatı, Etimesgut’un Süvari ve Piyade mahallelerinde de çok sayıda evin giriş ve bodrum katları suyla doldu. Ankara’da sağanak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle