07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 MAYIS 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 içindeki “Hizmet”, “Altın Nesil” adlı Fethullah Gülenci yapı hiçbir zaman yıkılmadı, yıkılmaz... Çünkü hizmet hareketi yasadışı bir yapılanma değil... Kolaysa ayıklayın bakalım! 19 Şubat 2008’de şunları da yazmışım: “Acaba bu siteyi Tayyip Bey, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt görmüş müydü? Büyükanıt Paşa, bu konuda bir açıklama yapmayı düşünüyor mu?” Aradan 6 yılı aşkın süre geçti... Ne yazım yalanlandı ne de bir açıklama geldi. Hizmet Hareketine, Fethullahçılara vuruyor havuz medyası... Yahu siz düne dek, Fethullah Gülen’e ibrikçilik yapacak kadar kul köle olmamış mıydınız? Aklınız neredeydi yıllar önce, TSK’de fişlemeler yapılırken... O sahte sağlık raporları 1986 yılında alındı... Kuleli, Maltepe, Işıklar Askeri Lisesi’nden çok sayıda öğrenci atıldı... Olay yargıya taşındı... Atılan öğrenciler Turgut Özal tarafından sınavsız olarak Anadolu liselerine yerleştirildi... HHH Bu yazım çıktıktan bir ay sonra İlhan Selçuk gözaltına alındı, ardından da Mustafa Balbay... Fişleme ustaları Cumhuriyet’e karşı atağa geçti... Özellikle Taraf gazetesi ve havuz medyası... Fethullahçılar ve iktidar ortaklarının kalemleri... Şöyle yazmıştım 27 Mart 2008’de: “CIA denetimindeki Fethullahçı Taraf’ın yazarı ne yazmıştı: Darbeci Kemalistlere Türkiye’yi dar edeceğiz...” İlhan Selçuk, 2008’de gözaltına alınıp, mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı... Dediği şuydu: “Ergenekon soruşturması siyasete alet edilmek isteniyor. Bende, Türkiye’de laik orduyu ve bağımsız yargıyı tasfiye edecek bir operasyon mu, kuşkusu doğdu(...) Bu dava geniş çaplı bir dava, ciheti askeriyeye yönelen bir tarafı da var. Benim kaygım şu: Türkiye’de yargının ve ordunun içine de uzanan bir operasyonun hazırlığı yapılıyor...” 2014 yılının yarısına yaklaşıyoruz... Fişlemeler hâlâ sürüyor, dinlemeler de... Ciheti askeriye de durum nedir? “Paralel”in GATA, kulli imamları varmış... Günaydın Sabah, günaydın! TSK’deki MİT operasyonlarının peşini bırakmayan Atilla Kart, Köşk’ü göreve çağırdı ‘Tasfiye sürüyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ağırlıklı olarak, yasaya aykırı yürütülen soruşturmalarla TSK personeline dönük “fişleme ve tasfiye”den AKP hükümetini sorumlu tuttu. TSK personeline dönük mevzuata aykırı disiplin soruşturması yürütüldüğünü belirten Kart, soruşturmaların MİT fişlemesi doğrultusunda yapıldığını söyledi. Atilla Kart, düzenlediği basın toplantısında Genelkurmay Başkanlığı’nın tasfiyelerle ilgili 5 Mayıs’ta yaptığı “savunma” açıklamasına dikkat çekti. Tasfiye operasyonu konusunda kendisinin Genelkurmay’ı değil, sürecin u TSK’deki görevden alma ve uzaklaştırmaların mevzuata aykırı olarak istihbarat birimlerinin yaptığı disiplin soruşturmaları ile gerçekleştirildiğini belirten Atilla Kart, tasfiye sürecinin aynı tempoyla devam ettiğini söyledi. Kart, “Aynı zamanda Silahlı Kuvvetler’in başkomutanı olan Cumhurbaşkanı, artık bu sürece seyirci kalmamalı, müdahil olmalıdır” dedi. muhatabı ve sorumlusu olan hükümeti hedef aldığını belirten Kart, TSK’deki “ayırma” işleminin mevzuata aykırı olarak yapılmadığına dikkat çekti. TSK’deki meslekten ayırma işleminin Milli Savunma Bakanlığı’nın 6 Ocak 2014’te kendisine ilettiği soru önergesi yanıtına göre TSK İç Hizmet Kanunu’nun 13. ve 30. maddeleri ile 6413 sayılı TSK Disiplin Kanunu’nun 7. maddesi, TSK İç Hizmet Yönetmeliği’nin 45, Subay Sicil Yönetmeliği’nin 92 ve Astsubay Sicil Yönetmeliği’nin 61. maddelerine göre yapılması gerektiğine dikkat çeken Kart, ancak gerçekte soruşturmaların bu hükümlere aykırı yapıldığını ifade etti. Kart, şu görüşleri dile getirdi: “Tarafımıza ulaşan onlarca bilgi ve bulguya göre, sözü edilen disiplin soruşturmalarının tamamına yakını istihbarat birimleri tarafından yapılmaktadır. İstihbarat birimlerinin disiplin soruşturması yaptığı bir yapılanmada adil yargılama yapılması olamaz.” Atilla Kart, MSB tarafından verilen bilgiye göre Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan, 201020112012 yıllarında emeklilik veya istifa nedeniyle ayrılan subayastsubay sayısının 2 bin 119 olduğunu ve 2013 Mayıs ayı itibarıyla da 674 subay/astsuba yın emeklilik/istifa dilekçesi verdiğine işaret ederek tasfiye sürecinin aynı tempoyla devam ettiğini söyledi. Bu insanların Hava Kuvvetleri gibi prestij ve statüsü yüksek bir kurumdan neden ayrılmak zorunda kaldığının araştırılması gerektiğini belirten Kart, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü göreve davet etti. Kart, “Cumhurun, devletin başı olan, anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetmek mevkiinde olan ve aynı zamanda Silahlı Kuvvetler’in başkomutanı olan Cumhurbaşkanı artık bu sürece seyirci kalmamalı, müdahil olmalıdır” diye konuştu. O İmamlar Hep Vardı... Gazeteleri okuyordum dün sabah... Sabah’ın manşetine baktım: “İşte Paralel’in GATA’ kulli İmamı!” Özel habermiş... Yıllar önceye gittim, arşivden 19 Şubat 2008 tarihli yazımı bulup okudum. Başlığı şöyleydi: “Altın Nesil İktidarda!” İktidar ve altın nesil birlikte yürütüyorlardı operasyonları... Canciğer kuzu sarması oldukları yıllardı. Yazım Fethullah Gülen hareketinin 40 yıl sonra amacına ulaştığını, “altın nesil”in Türkiye’de siyasal, kültürel, sosyal, toplumsal, spor alanlarında güçlendiğini, siyasal erki yönlendirme isteğini gerçekleştirdiğini anlatıyordu. Yazımda önemli noktalardan biri de şuydu, okuyalım: “2008 yılında para da siyasi güç de artık Fethullahçıların eline geçmiştir. Tek amaçları Türk Silahlı Kuvvetleri içinde çatışmayı körükleyip bölünmeyi gerçekleştirmektir.” Ergenekon sürecinin başladığı dönemde yazmıştım yukarıda aktardığım bölümü... Henüz büyük gözaltılar başlamamıştı... Çünkü internette www. tekveteror.4reds.info adlı bir sitede görmüştüm... Site yurtdışında kurulmuştu... Atatürk’ün bir fotoğrafı ve Türk bayrağı vardı sitede... Giriş yazısı “Atam, orduların işgal edildi... İşbirlikçi hainler...” diye başlıyordu... Sonra hainlerin listesi... Kurmay albaylar, yarbaylar, binbaşılar, yüzbaşılar, üsteğmenler, teğmenler, astsubaylar... Havacı, karacı, denizci... Generaller bölümünde şöyle deniliyordu: “Pek yakında...” HHH Soyağaçları ilginçti... Yakınları, dayısının oğlunun oğlu terörist, din düşmanı, Alevi... Açıktan o adlar hedef gösteriliyordu... Hepsi ama hepsi vatan hainiydi... Temizlenmeleri gerekiyordu onların... Site amatör işi değildi ve ben yine yazımda düşüncemi açıkça yazmıştım: “Fethullahçıların işi!” HHH TSK, yargı, Emniyet, eğitim vb. İSTANBUL GEZİ DAVASI ÖZGÜR VE LORİN 19 MAYIS’TA ANNELERİ İLE BİRLİKTE CEZAEVİNE GİRECEK 5 YIL YASASI Polis yoldan geçeni toplamış CANAN COŞKUN Füsun Erdoğan özgür İstanbul Haber Servisi Eski Özgür Radyo Genel Yayın Koordinatörü Füsun Erdoğan, Atılım gazetesi yazarları Arif Çelebi ve Bayram Namaz’ın da aralarında bulunduğu 8 kişi, 5 yıllık tutukluluk süresinin aşılması nedeniyle tahliye edildi. Mahkeme 8 sanığa da yurtdışına çıkış yasağı koydu. İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi, kararında, Anayasa Mahkemesi’nin 2 Temmuz 2013 tarihli kararına atıfta bulunarak, ağır cezalık işler bakımından uzatmalarla birlikte sanığın aynı davada birden fazla suç yönünden tutuklanması halinde dahi azami tutukluluk süresinin 5 yıl olarak göz önüne alınması gerektiğini belirtti. Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nden serbest bırakılan Erdoğan çıkışında yaptığı açıklamada “Sabahleyin 1. Müdür İrfan Bey beni odasına çağırdı. Kendisi vermek istiyormuş haberi” dedi. Erdoğan şöyle konuştu: “Çok hukuksuz bir yargılama süreciydi. Sevdiklerimden ayrı kalmak, böylesi bir hukuksuzlukla karşılaşmak çok zordu. Cezaevinde de 23 yıllık arkadaşlarımı bıraktım. Hani bir yanımız bahar bahçe, bir yanımız sonbahar kış...” Gezi Parkı Direnişi sırasında 12 Haziran 2013’te polisin orantısız müdahalesinden kaçanların sığındığı Dolmabahçe Bezmi Âlem Valide Sultan Camii’nde içki içildiği iddiaları ve yaralılara tıbbi müdahale edilmesiyle ilgili 255 kişi hakkında açılan davada 14 sanık daha hâkim karşısına çıktı. İstanbul 55’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya 14 tutuksuz sanık ve müşteki avukat Ali Çezik katıldı. Sanık Furkan Bülent Ongan, olay günü Kâğıthane’ye aktarma yapmak için Taksim’de indiğini belirterek, “Sıkılan biber gazından etkilenince bir polise sığındım. Polis yüzüme sürmem için bana limon verdi. Sonra sivil polisler geldi. Toplu gözaltılar yapılıyordu. Beni de çekiştirdiler. Ne olduğunu sorunca ‘Yanlış zamanda yanlış yerdesin’ dedi” dedi. Sanık Mahmut Mert Baygüz de polisin baskınından kaçmak isterken düşerek yaralandığını anlatarak, “Yüzüm, vücudum paramparça oldu. Yaralı olduğum için polislere sığındım. Ancak ben yerde suyun içinde yatarken oradan geçen polisler taş attı. Sonra bir polis beni alarak otobüse götürdü. Yaralı olduğumu söylememe rağmen beni otobüste dövmeye başladı. Ben yaralıyım dedikçe başıma vurdu” dedi. Sanık Can Özhan ise olay gününde eşiyle birlikte otelde olduğunu aktararak, “Eşim otelde kaldı. Ben köfte ekmek yemek için dışarı çıkmıştım. Gözaltına alındım. Mahmut Mert Baygüz’ü gözaltı otobüsünde gördüm. Darp izleri vardı. Ben de polisler tarafından darp edildim. Çünkü Türk polisi darp etmeden kimseyi gözaltına almadı. Hastanede doktorla yalnız kalmamıza bile izin verilmedi” diye konuştu. Sanık Çağatay Karakuş da karakolda 28 saat boyunca su ve yiyecek verilmediğini diğer ihtiyaçlarının da giderilmediğini vurguladı. Mahkeme bu celse savunmaları alınan sanıkların fotoğraflarının çekilmesine karar vererek duruşmayı 13 Mayıs’a erteledi. CHP’nin yasa tasarısı iki yıldır TBMM’de ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun 6 aylık Özgür ve Lorin’le birlikte cezaevine girecek olan Mülkiye Kılınç’ın da yararlanabileceği çocuklu mahkumlar için infaz ertelemesi öngören yasa önerisi iki yıldır TBMM’de bekliyor. Tanrıkulu’un yasa önerisi; hakkında 5 yıl veya daha fazla hapis cezasına hükmedilen gebe hükümlülerin cezasının ertelenmesi, hakkında 5 yıl ve daha az hapis cezasına hükmedilmiş gebe veya 11 yaşından küçük çocuğu bulunan kadınların cezalarına da denetimli serbestlik uygulanmasını öngörüyor. Sattığı kitaplar nedeniyle örgüt üyeliğiyle suçlanan ve 2 yıl 1 ay hapis cezası alan Mülkiye Kılınç, ceza ertelemesi olmazsa ikizleriyle birlikte 19 Mayıs’ta cezaevine girecek. Mahkumiyeti Yargıtay’ca onanan Mülkiye Kılınç, önceki gün HDP Grup Toplantısı’na katılmıştı. CHP’li Tanrıkulu’nun Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da değişiklik yapılması için iki yıl önce verdiği yasa önerisi komisyonda bekliyor. Bu öneriye göre; hakkında 5 yıldan fazla hapis cezasına hükmedilmiş gebe kadının cezası, çocuğu ölmüş ise bu tarihe, yaşıyor ise babasına verilmesine kadar ertelenecek. Hakkında 5 yıl ve daha az hapis cezasına hükmedilmiş, gebe veya 11 yaşından küçük çocuğu bulunan kadın hükümlülerin cezasını cezaevi dışında denetimli serbestlik tedbirleri ve elektronik cihazların kullanılması suretiyle takibi yoluyla infaz edilecek. Gerekçede, “düzenlemelerle yenidoğan çocuğun annesine duyduğu gereksiniminin temin edilmesi ve çocuğun sağlıklı bir ortamda büyütülmesi ve çocukların annelerinden ayrı veya sağlıksız koşullarda anneleriyle birlikte yaşamak zorunda bırakılmasının engellenmesinin amaçlandığı ifade edildi. Yanlış yerdesin ‘AYAĞIM KAYDI, ATEŞ ETTİM’ TUTMADI Otobüste darp Cem Aygün’ü öldüren polise yakalama kararı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Keçiören’de 2012 yılında polisin ‘dur’ ihtarına uymadığı gerekçesiyle açılan ateş sonucu hayatını kaybeden Cem Aygün (24) ile ilgili davada Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, savcının mütalaası doğrultusunda sanık polis Fatih Yılmaz hakkında yakalama kararı çıkardı. Cem Aygün’ün ölümüne ilişkin Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen davaya Aygün’ün ailesi ve avukatları ile sanık avukatı katıldı. Tutuksuz sanık Fatih Yılmaz’ın hazır bulunmadığı duruşmada, esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı İsmail Şafak, “Cem Aygün’ü durdurmak için havaya üç el ateş ettiğini, daha sonra bacağına nişan aldığını, Aygün’ün bina boşluğuna atladığını, kendisinin merdivenlerden inerken ayağının kaydığını ve dirseklerinin yere değmesi sonucunda silahın ateş aldığını” öne süren sanık Fatih Yılmaz’ın anlattıklarıyla, olay yerinde yapılan keşif, bilirkişi raporu ve maktulün vücudundaki mermi çekirdeğinin seyrinin örtüşmediğini söyledi. Şafak, bu gerekçelerle sanığın, “kasten yaralama sonucunda ölüme neden olmak” suçundan 12 yıldan 16 yıla kadar hapsini talep ederken, kaçma ihtimali bulunduğu gerekçesiyle sanığın tutuklanmasını da istedi. l Savcılık Emniyet’e yazı yazdı ‘Berkin’in faillerini verin’ İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya göre bu polisler kaskların numaralarını silmeyi ve üzerine başka şeyler yapıştırmayı yoğunluk nedeniyle yapmış! CANAN COŞKUN Gezi Parkı eylemleri esnasında Okmeydanı’nda ekmek almaya giderken polisin attığı gaz kapsülünün başına isabet etmesiyle komaya girerek yaşamını yitiren 14 yaşındaki Berkin Elvan’ın faillerine yönelik yürütülen soruşturmada savcılık İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne yazı yazarak bilirkişi raporunda yer alan görüntülerdeki 4 polisin isimlerini istedi. Elvan ailesinin avukatı Evrim Deniz Karatana da, failler hakkında kasten adam öldürme suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle kamu davası açılmasını ve soruşturma aşamasında ifadeleri alındıktan sonra tutuklanmalarını talep etti. Savcı Faruk Bildirici tarafından 7 Mayıs’ta İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gönderilen yazıda, görüntülerde yer alan memurların ve polis amirinin açık kimlik bilgileri ile halihazırdaki görev yerlerinin ve bu kişilere 16 Haziran’da ne görev verildiğinin, hangi silahın teslim edildiğinin belirlenmesi ve buna ilişkin zimmet ve evrak varsa ivedi bir şekilde savcılığa gönderilmesi de talep edildi. Elvan ailesinin avukatı Karatana dün savcılığa sunduğu dilekçede de, Berkin’in ve babasının 5 Haziran 2013’te Emniyet’e telefonla çağrılarak bir mülâkata katılmaya zorlandığını kaydetti. Karatana, “Maktulün bu gözdağı görüşmesinden sadece 11 gün sonra polis tarafından katledildiği düşünüldüğünde, ilk araştırılması gereken, tasarlamadır” dedi. Otelde kalıyordu Polisin kaskına da sahip çıktı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanı Efkan Ala, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun soru önergesine verdiği yanıtta Gezi Parkı olayları sırasında polislerin kask numaralarının silindiğini doğruladı. Ala, kask numaralarının silinmesinin yoğunluktan kaynaklandığını savundu. Efkan Ala’nın soru önergesine verdiği yanıt şöyle: “Önergelere konu Gezi Parkı eylemleri sırasında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza ilişkin işlemler adli makamlar tarafından yürütülmektedir. Çevik kuvvet birimlerinde görev yapan tüm personele numaralandırılmış kask verilmektedir. Söz konusu olaylar sırasında yoğun görevlendirme yapılması nedeniyle rakamları silinen kaskların en kısa sürede numaralandırılması sağlanmıştır. İlgili mevzuat, emir ve talimatlara aykırı hareket eden personel hakkında derhal adli ve idari işlem başlatılmaktadır.” urşunlar ensesi ve sırtından çıkmıştı Mahkeme, savcının mütalaası doğrultusunda sanık polis memuru Fatih Yılmaz hakkında yakalama kararı çıkarttı. Polisin silahından çıkan kurşunlar, Aygün’ün ensesine ve sırtına isabet ettiği raporlara yansımıştı. K Tasarlama unsuru Kırklareli davasında 109 kişi beraat etti Yurt Haberleri Servisi Kırklareli’nde Gezi Direnişi’ne destek eylemlerine katılan 1238 kişiye dava açılmıştı. 11 Haziran’daki eyleme katılan 109 kişinin yargılanmasına dün Kırklareli 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Sanık avukatlarından Özgün Duman, Gezi Direnişi’nin demokratik bir hak mücadelesi olduğunu vurguladı. Duman, eylemlerde herhangi bir suç unsuru olmadığına, savcının da beraat istediğine dikkat çekti. Mahkeme sanıkların tamamının beraatına karar verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle